24 Ekim 2015 Cumartesi

terkib-i bend - ziya paşa

TERKİB-İ BEND
Pek rengine aldanma felek eski felektir;
Zîrâ feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir.
a
a
Yâ bister-i kemhâda ya vîrânede can ver,
Çün bay u gedâ hâke berâber girecektir.
b
a
Allâh'a sığın şahs-ı halîmin gazabından,
Zîrâ yumuşak huylu atın çiftesi pektir!
c
a
Yaktı nice canlar o nezâketle tebessüm,
Şîrin dahi kasdetmesi câna gülerektir.
d
a
Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma
Zer-dûz[ı] palan ursan eşek yine eşektir!
e
a
Bed-mâye olan anlaşılır meclis-i meyde,
İşret; güher-i âdemi temyîze mehektir.
f
a
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdîr;
Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir!
g
a
Nâdânlar eder sohbet-i nâdânla telezzüz;
Dîvânelerin hemdemi dîvâne gerektir.
h
a
Afv ile mübeşşer midir ashâb-i merâtib?
Kânûn-ı cezâ âcize mi hâs[ı] demektir?
i
a
Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz
Birkaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir
j
a
Îmân ile din akçadır erbâb-ı gınâda
Nâmûs u hamiyyet sözü kaldı fukarâda
m
m
ZİYA PAŞA
Kelimeler
afv: Af.
ashâb-ı merâtib: Mevki sahipleri.
bay: Zengin.
bed-asl: Kötü asıllı, soysuz.
bed-mâye: Mayası kötü, soysuz.
bister-i kemhâ: İpek döşek.
cây: Yer.
erbâb-ı gınâ: Zenginler.
felek: Gök yüzü.
gazab: Öfke.
gedâ: Fakir, kul, köle.
güher-i âdem: İnsanın cevheri.
hâk: Toprak.
halîm: Yumuşak huylu.
hamiyyet: Din, millet, vatan gibi değerleri koruma duygusu.
işret: İçki, içki âlemi.
mesned-i izzet: Yücelik mevkii.
meşreb-i nâ-sâz: Aykırı, ters yaratılış, huy.
mehek (mihenk): Altının ayarını ölçmeye yarayan taş.
mübeşşer: Müjdelenmiş.
mürtekib: Hırsız.
nâdân: Cahil, haddini bilmez.
necâbet: Asalet, soyluluk.
nush: Nasihat, öğüt.
reng: Hile, oyun; sûret, şekil.
ser-efrâz: Başta gelen, seçkin.
şîr: Aslan.
tekdîr: İkaz, ihtar, uyarı.
telezzüz etmek: Lezzet almak, hoşlanmak.
temyîz: Dikkatle inceleyip anlama, seçme.
zer-dûz: Altın işlemeli.