1. Giriş
Türk Edebiyatında birçok yazı türünde olduğu gibi deneme, gezi, günlük, anı, söylev
ve görüşme ... gibi yazı türlerinin asıl gelişmesi; yazarlar tarafından kullanılır olması,
halk tarafından tanınması Cumhuriyet döneminde olur.
2. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Deneme
Deneme dilinde çeşitli bilim, felsefe ve sanat dallarına ait terimlere yer vermekten
ziyade halk çoğunluğunun ortak günlük konuşma dilinin düşünce diline dönüştürülmesi
çabası hâkimdir. Denemede bilimsel yazılardaki kuruluk ve şematiklik
bulunmaz. Düşünce, şiirsel, akıcı, samimî bir üslûpla sunulur. Bu bakımdan deneme
yazılarının geniş halk yığınlarınca kolayca ve rahatlıkla okunabilme özelliği
vardır. Deneme yazarı yazısını yazarken bir anlamda kendi kendisiyle diyalog içindedir.
Kendi zihinsel âleminde düşünce temrinleri yapar.
Nurullah Ataç bu konuda şöyle der: "Yazı dilinin konuşma dilinden başka olmasını isteyen
dar görüşlüler dilediklerince tepinsinler, devrik tümce giriyor, girdi yazı diline. Ben istediğim
için değil, çağımız istediği için. Genci de ona gidiyor, yaşlısı da. Yaşsızlar vardır, yaşsız,
çağsız, tatsız tuzsuz, ölü gibi yaşayanlar, bir onlar gitmiyor, gidemiyor konuşma diline.
Konuşma dili, devrik tümce, yarının canlı, güzel ışıklı Türkçesi. Onun geldiğini göremeyenler,
sezemeyenler kendilerine ağlasınlar!" (Nurullah Ataç, Günce, TDK Yayınları, Ankara
1972, s. 306). Tanzimatta bir süre gazete ve dergilerde "musâhabe" üst başlığı altında
deneme benzeri yazılar yazılmıştır. Ahmet Haşim Bize Göre (1928), Gurebahane-i
Laklakan (1928); Refik Halit Karay Bir Avuç Saçma (1939), Bir İçim Su (1931), İlk
Adım (1941), Üç Nesil Üç Hayat (1943), Makyajlı Kadın (1943), Tanrıya Şikâyet (1944);
Falih Rıfkı Atay Eski Saat (1933), Niçin Kurtulmak (1953), Çile (1955), İnanç (1965),
Pazar Konuşmaları (1966), Kurtuluş (1966), Bayrak (1970) gibi kitaplarını saymak
mümkündür.
2.1. Konuları Bakımından Denemelerin Sınıflandırılması
Türk edebiyatında deneme türünde verilmiş ürünler genel konuları itibariyle sınıflandırılabilir
2.1.1. Sanat ve Edebiyat Konulu Denemeler
Sanat ve edebiyat konulu denemelerin çoğu sistematik olmayan öznel birer eleştiri
yazısı niteliğindedir. Onun için Türk edebiyatında deneme ile eleştiri birbirinden
ayrılmayacak ölçüde iç içe geçmiş gibidir. Bizim burada deneme olarak aldığımız
pek çok örnek, aynı zamanda birer eleştiri yazısı olarak da görülebilir.
C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R 185
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
2.1.1.1. Şiir
Bu bölümde yer alan denemeler, bütünüyle olmasa da ağırlıklı olarak şiir türüyle ilgili
olan ürünlerdir; birkaç örnek: Mehmet Salihoğlu Gün Işığına Çıktıkça (1975);
Cemal Süreya Şapkam Dolu Çiçekle (1976); Oktay Akbal Önce Şiir Vardı; İsmet
Özel Şiir Okuma Kılavuzu (1980); Enis Batur Şiir ve Cinayet (1979)...
2.1.1.2. Manzum-Mensur Karışık Edebî Türlerle İlgili Denemeler
Sanat ve edebiyat konulu deneme eserlerinin çoğu, şiir, hikâye, roman gibi değişik
türleri içeren çalışmalardan oluşmaktadır. Vedat Günyol Dile Gelseler (1966); Denemeler
Eleştiriler (1964); Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Üzerine Makaleler (1969);
Peyami Safa Sanat Edebiyat Tenkit (1970); Bedri Rahmi Delifişek (1975); Mehmet
Kaplan Büyük Türkiye Rüyası (1969); Oktay Akbal Konumuz Edebiyat (1968), Yazmak
Yaşamak (1972), İstinye Suları (1973), Vatan Mahzun Ben Mahzun (1983)... Yedi
Meş'aleciler arasında yer almış olan Cevdet Kudret Bir Bakıma (1977); Memet
Fuat Düşünceye Saygı (1968), Çağını Görebilmek (1982), Unutulmuş Yazılar (1986), Konuşan
Toplum (1996), Dağlarda Yüreğim (1996), Özgünlük Avı (1996)... Şiiriyle tanınmış
olan Sezai Karakoç Edebiyat Yazıları I, II, III, (1982), (1986), (1996); Hilmi Yavuz
Denemeler Karşı Denemeler (1988), Yazın Üzerine (1987); Suut Kemal Yetkin Edebiyat
Konuşmaları (1944), Edebiyat Üzerine (1952), Günlerin Götürdüğü (1958); Nihad
Sami Banarlı Şiir ve Edebiyat Sohbetleri (1982); Fethi Naci İnsan Tükenmez (1956), Edebiyat
Yazıları (1976); Nermi Uygur İnsan Açısından Edebiyat (1969); Adalet Ağaoğlu
Başka Karşılaşmalar (1997); Mehmet Kemal Denemeler Elemeler (1997); Melih Cevdet
Anday Yiten Söz (1992).
2.1.1.3. Dil Konulu Denemeler
Bu konuda yazılmış denemeler; dil felsefesi, dilin güncel sorunları, eski dil, yeni dil,
uydurmacılık, öztürkçecilik, yaşayan dil, halkın konuşma dili, kültür dili gibi tartışmaları
ele alınır. Dilin sadeliği; günlük hayatta, sosyal ilişkilerde ve sanat eserlerindeki
önemini ele almaktadırlar.
• Öz Türkçecilik Akımını Savunanlar : Bu düşünceyi savunan başlıca yazarlar
ve eserleri şunlardır : Suat Yakup Baydur Dil ve Kültür (1952), Sebati Ataman'ın,
Dil Çıkmazı (1981); Emin Özdemir Öz Türkçe Üzerine (1969); Berke
Vardar Dil Devrimi Üstüne (1977) ve Tahsin Yücel'in Tartışmalar (1994)...
• Milletin Canlı Konuşma Dilini Savunanlar : Mehmet Kaplan Kültür ve Dil
(1982); Nihad Sami Banarlı Türkçenin Sırları (1972); Peyami Safa Osmanlıca -
Türkçe - Uydurmaca (1970); Necmettin Hacıeminoğlu Türkçenin Karanlık Günleri
(1972); Ahmet Bican Ercilasun Dilde Birlik (1984)...
• Dili Felsefî ve Kültürel Boyutuyla İrdeleyenler : Nermi Uygur Dilin Gücü
(1962); Aydın Köksal Dil ile Ekin (1980); M.Bedri Gültekin Türkçenin Dünü ve
Yarını (1983) ...
186 C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
2.1.1.4. Felsefe Konulu Denemeler
Bu gruba giren denemeler, genellikle felsefe eğitimi görmüş ve bu alanda çalışan bilim
adamları tarafından yazılmaktadır. Nurettin Topçu Kültür ve Medeniyet (1970),
İradenin Davası (1968); Nusret Hızır Felsefe Yazıları (1976, Türk Dil Kurumu 1977 Deneme
Ödülü), Geride Kalanlar (1987); İsmail Tunalı Denemeler (1980)...
2.1.1.5. Şehir Konulu Denemeler
Günümüzde Türk edebiyatında ilk örnekleri şehrengizlerdir. İlk şehrengiz XVI.
yüzyılda Mesihî tarafından yazılmıştır. Kimi denemeciler, gezip gördükleri, yaşadıkları
şehirlerin tarihi, kültürü, gelenekleri, mimarîsi... üzerindeki görüşlerini
kaleme almışlardır: Yahya Kemal Beyatlı Aziz İstanbul (1964); Nihad Sami Banarlı
İstanbul'a Dair (1986); Samiha Ayverdi İstanbul Geceleri (1971); Mitat Enç Uzun Çarşı'nın
Uluları (1997 Antep'i anlatır); Hilmi Yavuz Şehirlerin İskeleti (1988), Beşir Ayvazoğlu
Şehir Fotoğrafları (1997); Cengiz Bektaş Mimarlıkta Eleştiri (1967) ...
2.1.1.6. Sosyal ve Siyasî Konulu Denemeler
Siyasetçiler, gazeteciler, siyaset üzerine gözlemci ve izleyici olarak düşünce üretenler
hem güncel hem de evrensel nitelikli siyasal ve sosyal konularla ilgili düşüncelerini,
kimi zaman, deneme türünde yazmışlardır: Oktay Akbal Atatürk Yaşadı mı
(1975); Vedat Nedim Tör Kemalizmin Dramı (1979); Nadir Nadi Atatürk İlkeleri Işığında
Uyarmalar (1961), Olur Şey Değil (1981), Ben Atatürkçü Değilim (1982); Seyfettin
Bulut Gençliğin Arayışları (1996); Hülya Yakut Üstündağ Sezgiler (1996)...
2.1.1.7. Psikoloji Konulu Denemeler
Psikoloji biliminin verileri ışığında insanların gündelik ruhsal sorunlarıyla ilgili düşünceler
işlenir. Bu tür çalışmalar Doğan Cüceloğlu İnsan İnsana , Sefa Saygılı Strese
Son (1996); Suna Tanaltay Sevdikçe, Çocuklar Ağlamasın, Gençlik Sevgidir, Ben Sevgiyim,
Yaşam Nehri.
2.1.1.8. Kadın Konulu Denemeler
Özellikle kadın yazarlar, feminizm akımının da etkisiyle kadınların sorunlarını,
sosyal ve siyasî haklarını dile getiren denemeler yazmaktadırlar. Duygu Asena
Kadının Adı Yok (1987); Esra Nuray Sezer Bir Genç Kız Yetişiyor (1997); Gülay Atasoy
Aile Huzuru (1994)...
C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R 187
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
2.1.1.9. Karışık Konulu Denemeler
Tarih, kültür, gündelik hayat, sanat, uygarlık gibi alanlara ait değişik pek çok konuda
deneme yazılabilir: Ahmet Haşim Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan; Ahmet Hamdi
Tanpınar Yaşadığım Gibi; Cemil Meriç Bu Ülke (1974), Mağaradakiler (1978), Kırk
Ambar (1980); Selahattin Batu (1905-1973) İnsan ve Sanat (1945); Ali Nihad Tarlan
Kuğular (1970); Salah Birsel Kendimle Konuşmalar (1969), Salah Bey Tarihi, 1001 Gece
Denemeleri; Enis Batur Alternatif Aydınlar (1985), Saatsiz Maarif Takvimi (1995)... Sabahattin
Eyüboğlu Mavi ve Kara (1961), Sanat Üstüne Denemeler (1974); Ruşen Eşref
Ünaydın Ayrılıklar (1923), Boğaziçi Yakından (1938); Yakup Kadri Karaoosmanoğlu
Erenlerin Bağından (1922), Okun Ucundan (1940), Ergenekon (1929), Alp Dağlarından
(1942); Cevdet Kudret Benim Oğlum Bina Okur (1983); Azra Erhat Sevgi Yönetimi
(1978); Nermi Uygur Güneşle (1969) Yaşama Felsefesi (1981), Kültür Kuramı
(1984)... Ferit Edgü Ders Notları (1978. 1979 Türk Dil Kurumu deneme ödülü), Yazmak
Eylemi (1980); Yusuf Çotuksöken Denemenin Kıyılarında (1992); Doğan Hızlan
Güncelin Çağrısı (1997); Ahmet Altan Geceyarısı Şarkıları (1996); Ahmet Turan Alkan,
Yatağına Kırgın Irmaklar (1998)...
3. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Gezi Türü
Gezi türü için daha önceleri Arapça kökenli "seyâhat", "cevelân" gibi terimler kullanılıyordu.
Gezi notlarının kaleme alındığı eserlere ise "seyâhatnâme" deniyordu.
Modern zamanlarda ise Türkçe bir kelime olan "gezi" terimi tercih edildi. Gezi yazarı
gezip gördüğü yerlerin hem kendisi hem de okuyucular için tarihî ve coğrafî açıdan
ilgi çeken yönlerini, özelliklerini, kültürel, jeolojik, güzelliklerini, halkının gelenek,
görenek, törelerini yazar. Dünya edebiyatının en önemli gezi yazıları arasında
13. yüzyılda Marko Polo'nun Uzak Doğu izlenimlerini içeren Seyahatnamesi ve 14.
yüzyılda yaşamış Arap gezgin İbn-i Batuta'nın İslâm dünyası gezilerini konu edinen
Seyahatnamesi yer alır.
3.1. Yurt İçi Gezi Yazıları
Aşık Cemal, Amasya Seyahatnamesi (1926); Afet İnan Ankara-Samsun Arasında Tarih
Gezisi (1946); Nahit Sırrı Örik Anadolu (1939), Bir Edirne Seyahatnamesi (1941), Kayseri,
Kırşehir, Kastamonu (1955); İsmail Habib Sevük Yurttan Yazılar (1943); Sadri Ertem
Kıyılardan Stepe Bir Vagon Penceresinden (1943); Ahmet Hamdi Tanpınar Beş Şehir
(1960); Ahmet Turan Alkan Altıncı Şehir (1992); Yusuf Kenan Ekşioğlu Türkiye'de
Otobüsle 10.000 Kilometre (1961); Reşat Nuri Güntekin Anadolu Notları I, II
(1936,1966); Azra Erhat Mavi Anadolu (1969); Mahmut Makal Bizim Köy (1975); Ata
Anbarcıoğlu Gezi Anıları (II. Bölüm, tarihsiz); Mehmet Önder Atatürk'ün Yurt Gezileri
(1975); Taha Toros Atatürk'ün Adana Seyahatleri (1981)...
188 C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
3.2. Yurt Dışı Gezi Yazıları
Osmanlı Devleti, 17. yüzyıldan itibaren değişik Avrupa devletlerine elçi göndermeye
başlamıştır. Bunlar ülkeye dönüşlerinde resmî raporlar halinde yazdıkları sefaretnamelerde
bulundukları ülke hakkında ayrıntılı bilgiler vermişlerdir. Bunları gezi
yazısı olarak da değerlendirebiliriz. Bunlardan Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi'nin
Fransa Sefaretnamesi (1720-1721) en ünlü olanıdır. Günümüzde Mustafa Canelli
Kâbe'ye Doğru (1995), Cengiz Çandar Güneşin Yedi Rengi (1987); Rauf Kemal
1924 Senesi Avrupa Tetebbu Heyeti Raporları (1925); Yusuf Ziya Ortaç Göz Ucuyla Avrupa
(1958); Tahir Kutsi Makal Köylü Gözüyle Avrupa (1965); Sıtkı Yırcalı Batıya
Kalkan Tren (1965); Ümit Yaşar Oğuzcan Avrupa Görmüş Adam (1967); A. Süheyl Ünver
Avrupa İzlenimleri (1969); Selahattin Batu Avusturya ve Venedik Günleri (1970);
İsmail Habib Sevük Tuna'dan Batıya (1935); Yaşar Nabi Nayır Balkanlar ve Türklük
(1936); Falih Rıfkı Atay Tuna Kıyıları (1938); Taymis Kıyıları (1934)... Yılmaz Çetiner
Şu Bizim Rumeli (1967); Abdi İpekçi Yarının Ülkesi Afrika (1959); Samet Ağaoğlu Sovyet
Rusya İmparatorluğu (1967); Ahmet Bican Ercilasun Türk Dünyası Üzerine İncelemeler
(1993); Murat Özsoy Turkuaz Günlüğü (1990); Erdem Bayazıt İpek Yolundan
Afganistan'a (1985); Füruzan Yeni Konuklar (1977); Demir Özlü Berlin Güncesi 1989
İlkbaharı (1991); Haldun Taner Berlin Mektupları (1984); Şevket Rado Amerikan Masalı
(1950); Bedii Faik Akın Sam Amca'nın Evinde, Amerika Seyahatları Notları (1954); İlhan
Selçuk Güzel Amerikalı (1965); Sovyetler-İran-Amerika İzlenimleri (1976); Gülten
Dayıoğlu, Amerika'ya Yolculuk (1990); Melih Cevdet Anday, Sovyet Rusya, Azerbaycan,
Özbekistan, Bulgaristan, Macaristan (1965); Mehmet Aslantuğ "Bosna'da Gördüklerim
Bosna'yı Aştı", Aktüel, 5.10.1995; Hasan Ali Yücel İngiltere Mektupları (1958);
Kıbrıs Mektupları (1958); Işıl Özgentürk Büyülü Bir Yolda (1998); Selahattin Batu İspanya
Büyüsü (1972); Afet Ilgaz Muhteremoğlu İtalya Mektupları (1962); Fikret Otyam
Ne Biçim Amerika Ne Biçim Rusya (1970)...
4. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Günlük
Günlük türü için Türkçede ise "Journal" "Rûznâme", "hatıra defteri","Günce","Günlük"
gibi karşılıklar kullanılmıştır. Günlük bir kişinin hergün kayda değer bulduğu
olayları, gözlemlerini, izlenimlerini, duygu, düşünce ve hayallerini yazdığı
notlarıdır. Anılar, yaşanmış, tarih olmuş eski zamanlardaki olay, olgu ve durumları
içerirken, günlüklerde, olaylar sıcağı sıcağına yazıldığı için daha çok özneldir. Günlük
tutmaya pek fazla rağbet edilmeyen Türk edebiyatında bu türün Tanzimat'tan
sonra ortaya çıktığını görüyoruz.
4.1. Siyasî ve Askerî Günlükler
Daha 14. yüz yılda Türk-Hint İmparatorluğunun kurucusu Babür Şah Vakâyi
(Babürname)'sinde asker, devlet adamı, sanatçı ve sade bir vatandaş olarak başından
geçen olayları, gezip gördüğü yerleri, tanıştığı kimseleri, başarılarını ve zaafla-
C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R 189
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
rını günü gününe anlatmıştır. Ruşen Eşref Ünaydın Ayrılıklar (1923), Atatürk'ü
Özleyiş (1957); Samet Ağaoğlu Siyasî Günlük (1992)...
4.2. Edebiyat, Sanat ve Kültür Konulu Günlükler
Türk edebiyatında günlük türünde en çok edebiyatçılar ürün vermişlerdir. Onların
tuttuğu günlüklerde kendi şahsî yaşantıları, sosyal ve siyasî fikirleri, eserleri ve sanatçı
kişilikleri, içinde yer aldıkları sanat ve edebiyat çevreleriyle ilgili bilgiler bulunur.
Cumhuriyet döneminde yayımlanan ilk günlük kitabı Günlük (1955) adıyla
Salah Birsel'e, ayrıca: Kuşları Örtünmek (1976), Hacivat Günlüğü (1982), Yaşlılık Günlüğü
(1982) Aynalar Günlüğü (1988), Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu (1992) ... Nurullah
Ataç, Günce I (1960), Günce II (1972); Oktay Akbal Günlerde (1968), Anılarda
Görmek (1972), 80'lerde Bir Yazar (1994)... Tomris Uyar Gündökümü 75 (1977), Sesler,
Yüzler, Sokaklar (1981), İlhan Berk Elyazılarına Vuruyor Güneş (1983); Oğuz Atay
Günlük (1988); Cemal Süreya 999. Gün / Üstü Kalsın (1991); Necati Cumalı Yeşil Bir
At Sırtında (1991); Ece Ayhan Başıbozuk Günceler (1993); Mehmet Seyda Romancı
Günlüğü (1973); Cengiz Gündoğdu Yıldız Güncesi (1996)...
5. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Anı
'Anı'nın eski karşılığı 'hatıra'dır. Edebî bir tür olarak anı, bir kişinin aklının erdiği
dönemden itibaren görüp yaşadığı, kendisi ve toplum için önemli gördüğü olayları
ve durumları belli bir sistem içinde yazıya döktüğü, genellikle, otobiyografik metinlere
denir. Otobiyografi, kişinin yalnızca kendisiyle ilgili bilgileri verirken anı, hem
bireysel hem de sosyal anlamda bilgi içerir. Günlük tutan yazar, sıcağı sıcağına o günün
olay, yaşantı ve düşüncelerini aktarırken; anı yazarı, tarih olmuş eski zamanların
olaylarını belleğe ya da belgelere dayalı olarak ortaya koyar. Bu bakımdan anı
metinleri yalnızca hatırlanabilen, unutulmayan, kaydedilebilen olayları içerdiği
için tarihi aynen aksettirmekten uzaktır, büsbütün objektif olması beklenemez. Toplumların
sosyal hayatlarında anı aktarmak önemli bir gelenektir. Özellikle yaşlı insanlar
kendilerinden daha genç kimselere daha önce görüp geçirdiklerini, yaşadıkları
ilginç olayları anlatırlar.
Anı yazma geleneği, Tanzimat döneminde, kimi devlet adamlarında batıdaki meslektaşlarına
olan özentiden başlamış ve giderek günümüze kadar gelmiştir.
Tanzimat öncesindeki şuara tezkireleri, menakıpname, siyer, vekayi'name, gazavatname,
fetihname, sefaretname gibi eserler bilinen anlamıyla birer anı eseri
olmasalar da bu türe özgü özellikleri taşırlar.
Anılar konuları itibariyle genellikle siyasî ve edebî olmak üzere iki kategoride değerlendirilmektedir.
Bunlar kesin sınırlandırmalar değildir. Bir siyasî anı kitabında
edebî anılar da olabilmektedir. Kimi anı kitapları da toplum içinde belli özellikleriyle
seçilmiş kişilerin portrelerinden oluşmaktadır. Halit Fahri Ozansoy Edebiyatçı-
190 C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
larımız Geçiyor (1939), Yahya Kemal Beyatlı Siyasî ve Edebî Portreler (1968); Yusuf
Ziya Ortaç Portreler (1960); Hakkı Süha Sezgin Edebî Portreler'i (İstanbul 1997); Beşir
Ayvazoğlu Defterimde 40 Suret (İstanbul 1996)... gibi.
5.1. Siyasî ve Askerî Konulu Anılar
Tanzimat'tan sonra anı yazma geleneği devlet yönetiminde bulunmuş önemli kişiler
arasında da yaygınlaştı.
5.1.1. Askerî Konulu Anılar
Afet İnan Atatürk'ten Hatıralar (1950), Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler (1959);
Falih Rıfkı Atay Atatürk'ün Bana Anlattıkları (1955), Atatürk'ün Hatıraları (1965),
Çankaya (1969); Celal Bayar, Şevket Süreyya Aydemir Suyu Arayan Adam (1959); İsmet
Kür Anılarıyla Atatürk (1965); Ali Fuat Cebesoy Sınıf Arkadaşım Atatürk (1997);
Hilmi Yücebaş Atatürk'ün Nükteleri-Fıkraları-Hatıraları (1963); Ahmet Cevat Emre
İki Neslin Tarihi (1960); Nadir Nadi Perde Aralığında (1965); Erdal Öz Deniş Gezmiş
Anlatıyor (1976); Safa Güner Köy Enstitüleri Hatıraları (1963); Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Zoraki Diplomat (1955). Politika'da 45 Yıl (1968); Samet Ağaoğlu Strazburg
Hatıraları (1933), Babamdan Hatıralar (1939), Aşina Yüzler (1965)... Ahmet Ağaoğlu
Serbest Fırka Hatıraları (2. baskı, 1969); Erdal İnönü Anılar ve Düşünceler; Rauf Denktaş
Rauf Denktaş'ın Hatıraları (4 cilt, 1996); Emre Kongar Ben Müsteşarken (1996); Gülsün
Bilgehan Mevhibe İnönü'nün Anıları, Milliyet, 08.03.1998...
5.1.2. Hariciye ve Elçilik Anıları
Ülkemizi yurt dışında temsil eden, yurt dışı görevlerinde bulunan bazı kişiler oradaki
kimi ilginç gözlem ve izlenimlerini yazıya dökmüşlerdir. Ali Fuat Cebesoy
Moskova Hatıraları (1955); Feridun Cemal Erkin Dışişlerinde 34 Yıl (1980); Zeki Kuneralp
Sadece Diplomat (1982)...
5.1.3. Cezaevi ve Avukat Anıları
Ülkemizde belli dönemlerde özellikle aydınlar, sanatçılar, edebiyatçılar ve politikacılar
zaman zaman tutuklanmışlardır. Onlar hapishanede yaşadıklarını, yargılanmaları
sırasında başlarından geçenleri, çektikleri sıkıntıları ve bu tür kişilerin davalarını
üstlenen avukatlar gözlem ve izlenimlerini anı biçiminde yazmışlardır: Necip
Fazıl Kısakürek Cinnet Mustatili (1955), Yılanlı Kuyudan (1970); Bediî Faik Hapishane
Notları (1958); Halikarnas Balıkçısı Mavi Sürgün (1971); Aziz Nesin Bir Sürgünün
Anıları (1971); Nazlı Ilıcak Allah Kurtarsın (1987); Zeynep Oral Bir Ses (1987);
Sevgi Soysal Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu (1976)...
C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R 191
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
5.2. Edebiyat ve Sanat Konulu Anılar
Tanzimat döneminden sonra pek çok sanatçı ve yazar, özellikle olgunluk yaşlarında
siyasî, sosyal, edebî, kültürel alanlardaki düşünce, gözlem ve izlenimlerini, eserleriyle
ilgili açıklamaları yazmışlardır.
5.2.1. Edebiyat Konulu Anılar
Refik Halit Karay İstanbul'un İç Yüzü (1920), Üç Nesil-Üç Hayat (1943); Ercüment
Ekrem Talu Dünden Hatıralar (1945); Nihat Sami Banarlı Yahya Kemal Yaşarken
(1959), Hilmi Yücebaş Yedi Şairden Hatıralar (1960); Yusuf Ziya Ortaç Portreler
(1960); Oktay Akbal Şair Dostlarım (1964); Zekeriya Sertel Mavi Gözlü Dev (1968),
Nazım Hikmet'in Son Yılları (1979); Orhan Kemal Nazım Hikmet'le Üçbuçuk Yıl (1965);
Mehmet Seyda Edebiyat Dostları (1970), Çocukluk Yılları (1980); Mehmet Başaran Yasaklı
(1987); Mehmet Kemal Acılı Kuşak (1968); Demir Özlü Sürgünde 10 Yıl; Ömer
Faruk Toprak Duman ve Alev (1969); Sabiha Sertel Roman Gibi (1969); Aziz Nesin Bir
Sürgünün Anıları (1971), Poliste (1967)... Halide Nusret Zorlutuna Bir Devrin Romanı
(1978); Meral Tolluoğlu Babam Nurullah Ataç (1980); Talip Apaydın Bozkırda Günler
(1952), Karanlığın Kuvveti (1967), Akan Sulara Karşı (1985); Hikmet Erhan Bener Bürokratlar
(1978-79); Muzaffer Buyrukçu Arkadaş Anılarında Orhan Kemal (1984); Rıfat
Ilgaz Yokuş Yukarı (1982), Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra (1986); Hasan İzzettin Dinamo
6-7 Eylül Kasırgası (1971), 2. Dünya Savaşında Edebiyat Anıları (1984); Baki Süha Ediboğlu
Bizim Kuşak ve Ötekiler (1968); Samim Kocagöz Bu Da Geçti Ya Hu (1992); Melih
Cevdet Anday Akan Zaman Duran Zaman (1984); Ahmet Hamdi Tanpınar "Cahit
Sıtkı'ya Dair Hatıralar", Edebiyat Üzerine Makaleler (1969)...
5.2.2. Tiyatro ve Tiyatro Sanatçıları İle İlgili Anılar
Kimi tiyatro yazar ve sanatçıları da meslek hayatları boyunca başlarından geçen ilginç
olayları kaleme almışlardır. Hafi Kadri Alpman Ahmet Fehim Bey'in Hatıraları
(1976); Vasfi Rıza Zobu O Günden Bu Güne (1977), Uzun Hikâyenin Sonu (1990); Halit
Fahri Ozansoy Şehir Tiyatrosunun 50. Yılı Darülbedayi Devrinin Eski Günlerinde
(1964); Haldun Dormen Sürç ü Lisan Ettikse (1977); Gülriz Sururî Kıldan İnce Kılıçtan
Keskince (1978); Mücap Ofluoğlu Bir Avuç Alkış (1985)...
5.3.3. Basın Anıları
Basın çalışanlarının, yazar ve muhabirlerinin anıları vardır: Ahmet Rasim Muharrir,
Şair, Edip (1926, 1980); Ahmet İhsan (Tokgöz) Matbuat Hatıralarım (1930-1931);
Yusuf Ziya Ortaç Bizim Yokuş (1966); Necip Fazıl Kısakürek Babıali (1975); Vedat
Nedim Tör Yıllar Böyle Geçti (1976)...
192 C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
5.3.4. Eğitim ve Öğretmenlik Anıları
Eğitimciler ve öğretmenler, meslekleri gereği yurdun pek çok yerinde bulunarak
ülke çocuklarını ve toplumu eğitme sorumluluğunu üstlenmiş kişilerdir. Dolayısıyla
eğitimciler birçok sorun, kişi ve gruplarla gerektiğinde mücadele eden kişilerdir.
Kimi eğitimciler önemli olaylara tanıklık etmiş olan hayatlarını kaleme almışlardır:
Hıfzırrahman Raşit Öymen Mektepçiliğin Kâbesinde İntibaât ve Tahassüsat (1926);
Şevket Süreyya Aydemir Toprak Uyanırsa (1963); Fikret Madaralı Ekmekli Dönemeç
(1965); Enver Demir Bir Öğretmenin Defterinden 41 Yılın Hikâyesi (1968); M. Rauf
İnan Bir Ömrün Öyküsü (1986); Kemal Kurdaş ODTÜ Yıllarım (1998)...
Bu sınıflamanın dışında birkaç örnek: Abdülhak Şinasi Hisar Geçmiş Zaman Köşkleri
(1956), Geçmiş zaman Fıkraları (1958)... Nahit Sırrı Örik Eski Zaman Kadınları Arasında
(1958); Halit Fahri Ozansoy Eski İstanbul Ramazanları (1968); Malik Aksel Resim
Sergisinde Otuz Gün (1943); Samiha Ayverdi Bir Dünyadan Bir Dünyaya (1974),
Hatıralarla Başbaşa (1977), Hey Gidi Günler Hey (1989); Esin Afşar Anılar Yanıltır mı?
(1995); Halit Kıvanç Hadi Anlat Bakalım Anılar 1 (1998)...
6. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Söylev
Arapça bir kelime olan "hitabet", hitap etmek, vaaz etmek, güzel söz söyleme sanatı,
hutbe okuma, nutuk irad etme gibi anlamlara gelmektedir. Terimin "nutuk", "söylev"
gibi karşılıkları da vardır. Bir kişinin bir topluluk karşısında belli bir konuda
yaptığı etkili, anlamlı ve coşturucu konuşmaya söylev metni, bu konuşmayı yapan
kişiye de hatip (konuşma) denir. Konularına göre siyasi söylev ve bilimsel söylev
olarak ayrılabilir.
6.1. Siyasi Söylev
Türk edebiyatında ise ilk siyasî söylev örneği Orhun Yazıtlarıdır. Bunlar, 732'de dikilen
Kül Tigin, 735'te dikilen Bilge Kağan, 720-725 yıllarında dikilen Tonyukuk Yazıtlarıdır.
Siyasî söylev örneği olarak ayrıca şu kişilerin söylevlerini de verebiliriz: İttihat
ve Terakki'nin hatibi Ömer Naci Naci, Selânik'te 1906'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin
bir toplantısında Atatürk'e hitaben şöyle der: "Mustafa Kemal! Arkandayız,
seni takip edeceğiz! Ölümler, cellâtlar, işkenceler bile bizi bu azmimizden çeviremeyecektir.
Hürriyet verilmez, ancak alınır. Zulüm ve istibdad altında inleyen bu masum ve bîçâre
milleti kurtaracağız, yaşasın hürriyet ve istiklâl!" (Fethi Tevetoğlu, Ömer Naci, Ankara
1987)
Halide Edip Adıvar (1884-1964), özellikle Mondros Mütarekesinden sonra İstanbul
ve İzmir'in işgal edildiği sıralarda, 16 Mayıs 1919'da İstanbul Sultanahmet'te düzenlenen
protesto mitinginde şöyle der: "Kardeşler, Vatandaşlar! Yedi yüz yılın şerefi, göğe
yükselen bu minarelerin tepesinden Osmanlı tarihinin yeni faciasını seyrediyor, bu meydanlardan
çok zaman alay hâlinde geçmiş olan büyük atalarımızın ruhuna hitabediyor, başımı
C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R 193
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
bu görünmeyen ve yenilmez ruhlara kaldırarak diyorum ki: Ben İslâmiyet'in bedbaht bir kızıyım
ve bugünün talihsiz fakat aynı derecede kahraman anasıyım. Atalarımızın ruhları
önünde eğiliyor, onlara bugünün yeni Türkiyesi adına hitabediyorum ki, silâhsız olan bugünkü
milletin kalbi de onlarınki gibi yenilmez kudrettedir, Allah'a ve haklarımıza iman ediyoruz."
Yine aynı şekilde Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885-1966) de 30 Mayıs 1919'da
İkinci Sultanahmet Mitingi'nde İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini protesto konuşmasını
şöyle bitiriyordu: "Sevgili millettaşlarım! Dualarınızı, dileklerinizi, iradenizi
kendi sesimde toplayarak bütün dünyaya haykırıyorum: Esarete razı değiliz. Biz esir olamayız,
Türk vatanına karşı hazırlanan su-i kastı biliyoruz ve reddediyoruz. İstanbul ve Anadolu
Türk kalacaktır!...." Hamdullah Suphi Tanrıöver'in hitabeleri Dağ Yolu 1,2 (1987)
adlı kitapta toplanmıştır.
Mehmet Emin Yurdakul da 23 Mayıs 1919 günü Sultanahmet Meydanı'nda 200.000
kişiye şöyle hitap ediyordu: "Kardeşler, Keşke asırların geceleri ve dünyaların mezarları
gözlerime dolarak bir kör olsaydım. Sokak sokak dilense idim de milletimin, kulağımı parçalayan
bu felâket seslerini işitmeseydim, bu kara günleri görmeseydim. Keşke göğün yıldırımları,
yerin canavarları birleşerek beni kanlar içinde topraklara yuvarlasaydı da vatanımın bu
musibeti huzurunda bulunmasaydım ve bu azapları çekmeseydim. Zira bugün uğradığı
felâket ve musibetler o kadar acı!..."
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde
Cumhuriyet Halk Partisi İkinci Kurultayı'nda 36.5 saat süreyle okuduğu
Nutuk'u, Gençliğe Hitabe'si ve Cumhuriyetin 10. yılında okuduğu 10. Yıl Nutku
önemli birer söylev örneğidirler.
Süleyman Nazif de 23 Kanun-ı Sani 1920'de Cuma gün, İstanbul Üniversitesi Konferans
salonunda düzenlenen Piere Loti gününde yaptığı konuşmayı Hitabe
(1920) adıyla yayınlamıştır. Rıza Tevfik Bölükbaşı, Süleyman Nazif, Behçet Kemal
Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı... gibi siyasi kimliği olan kişiler
siyasal söylevlerinde başarılı sayılabilir.
6.2. Bilimsel ve Kültürel Söylev
Örgün eğitim kurumlarında ders veren öğretmen ve öğretim üyeleri de öğrencilerin
karşısında bir anlamda hatiptirler. Eğitimciler de derslerinin etkili olabilmesi
için hitabet sanatının inceliklerine baş vururlar. Ayrıca genele açık bilimsel toplantı,
panel ve konferanslarda yapılan konuşmalar da bu gruba girmektedir. Belli bir kültürel
derinliğe sahip düşünce adamları ve sanatçıların fikir; sanat ve kültür konularında
verdikleri konferanslar da hitabet türü içinde değerlendirilirler.
Fazıl Ahmet Aykaç Hitabeler (1934), Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885-1966), Necip
Fazıl Kısakürek Müdafaa (1946), Sahte Kahramanlar (1976), Yolumuz Halimiz Çaremiz
(1977)... Osman Yüksel Serdengeçti (1917-1983)...
194 C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
7. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Görüşme
Arapça bir kelime olan "mülâkât", karşılıklı buluşmak, görüşmek demektir. Türkçede
bunun için "görüşme", "söyleşi", "konuşma" terimleri önerilmiştir. Ancak bugün
yaygın olarak Fransızca "reportage" kelimesinin Türkçe telaffuzu olan "röportaj" terimi
kullanılmaktadır. Kendi uzmanlık alanlarında tanınmış kişilerle hayatları, çalışmaları,
eserleri ya da istenilen herhangi bir konuda sorulu cevaplı olarak karşılıklı
konuşmaların yazıya geçirilmesine mülâkat denir. Çoğu röportajlar, gezi yazısıyla
iç içe sunulmaktadır.
Türk edebiyatında mülâkat türünün ilk örneklerinin Evliya Çelebi tarafından verildiği
görüşü yaygındır. İkinci örnek Ruşen Eşref Ünaydın'ın Diyorlar ki (1918) adlı
eseridir. Hikmet Feridun Es Bugün de Diyorlar ki (1932), Mustafa Baydar Edebiyatçılarımız
Ne Diyorlar (1960); Gavsi Ozansoy Edebiyatımızda Dünküler mi Bugünküler mi
Daha Kuvvetli, 40 Yıl Sonra Diyorlar ki (1962), Beş Kuşak Konuşuyor (1967); Tahir Kutsi
İç Göç (1964); Halil Aytekin Doğuda Kıtlık Vardı (1965); Abdi İpekçi Liderler Diyor ki
(1969); Yaşar Kemal Çukurova Yana Yana (1955), Peri Bacaları (1957), Bu Diyar Baştan
Başa (1971), Bir Bulut Kaynıyor (1974); Nurulah Berk Ustalarla Konuşmalar (1971),
Fikret Otyam Ha Bu Diyar (1959), Doğudan Gezi Notları (1960), Harran - Hoyrat Irıp ve
Mayın (1961), Uy Babo (1962), Topraksızlar (1963), Hû Dost (1964), Bir Karış Toprak
İçin (1965), Oy Fırat Asi Fırat (1966), Can Pazarı, Vay Kurban, Hayvanlar ve İnsanlar
(1969), Gide Gide 10 (1969); Necmi Onur Mezarlarında Yaşayanlar (1963), Telsiz Duvaksız
Anadolu (1965); Hikmet Çetinkaya Toprak Bizim Canımız (1973); Yılmaz Çetiner
İnanç Sömürücüleri Nurcular Arasında Bir Ay (1964), Yaşar Nabi Nayır Edebiyatçılarımız
Konuşuyor (1976); İsmail Parlatır-İnci Enginün - Orhan Okay - Zeynep
Kerman - Kâzım Yetiş - Necat Birinci Röportajlar (1997).
Türkiye gazetelerinde mülâkat çalışmaları yayımlanan başlıca gazeteciler arasında
şunları sayabiliriz: Fikret Otyam, Naci Sadullah, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Şahap
Balcıoğlu, Aziz Nesin, Nevzat Üstün, Mustafa Ekmekçi, Yahya Benekay, Mete
Akyol, Halit Çapın, Necmi Onur, Fakir Baykurt, Sait Faik, Vasfiye Özkoçak,
Füsun Özbilgen, Leyla Umar, Nuriye Akman, Uğur Dündar, Ayşe Arman, Fehmi
Koru, Yazgülü Aldoğan, Hüsamettin Aslan...
Özet
Deneme, yazarın gözlemlediği ya da yaşadığı olay, olgu, durum ve izlediği objelerle ya
da herhangi bir kavramla ilgili izlenimleridir. Herhangi bir plâna bağlı kalmayarak, deliller
getirip ispatlama yoluna gidilmeden ve kesin hükümler verilmeden kişisel görüşle serbestçe
yazıya dökülenkısa metinlere denir.
Bir kişinin ya da grubun, yurdun değişik bölgelerine ya da başka ülkelere yaptığı gezilerde
gözleyip, izlediği, ele geçirdiği bilgi ve bulguları, anlattığı yazılara gezi yazısı denir.
C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R 195
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Günlük, bir kişinin hergün, o gün için önemli bulduğu olayları, o günkü gözlem ve izlenimlerini,
duygu, düşünce ve hayallerini kaleme aldığı notlara denir.
Anı, bir kişinin aklının erdiği dönemden itibaren görüp yaşadığı, kendisi ve toplum için
önemli gördüğü olayları ve durumları belli bir sistem içinde yazıya döktüğü genellikle otobiyografik
metinlere denir. Otobiyografi, kişinin yalnızca kendisiyle ilgili bilgileri verirken
anı, yalnızca hatırlanabilen, unutulmayan, olayları unutulmayan izlerle verebilir.
Bir kişinin bir topluluk karşısında belli bir konuda yaptığı etkili, anlamlı ve coşturucu konuşmaya
söylev denir. Yapılan konuşma topluluğun kültürel, sosyolojik, etnik, ideolojik, dinî
vb. özelliklerine ters gelebilecek, onları tahrik edebilecek niteliklte olmamalıdır. Konusu bakımından
hitabet altı türe ayrılır: Dinî, Siyasî, Bilimsel, Askerî, Hukukî ve Kültürel-Sanatsal
hitabet.
Kendi uzmanlık alanlarında tanınmış kişilerle bir konuda sorulu cevaplı olarak yazılan eserlere
görüşme denir.
Değerlendirme Soruları
Aşağıdaki soruların yanıtlarını verilen seçenekler arasından bulunuz.
1. Batılı anlamda deneme Türk edebiyatında hangi dönemde başlamıştır?
A. 17. Yüzyılda
B. Tanzimat döneminde
C. II. Meşrutiyet döneminde
D. Cumhuriyet döneminde
E. 1970 yılından sonra
2. Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet döneminin en önemli gezi yazarlarından
biri değildir?
A. İsmail Habib Sevük
B. Ahmet Hamdi Tanpınar
C. Yusuf Ziya Ortaç
D. Falih Rıfkı Atay
E. Arif Aşçı
3. Aşağıdakilerden hangisi günlük türünün özelliklerinden biri değildir?
A. Günlük olarak gözlem, izlenim ve olaylar kaydedilir.
B. Notların başına günün tarihi atılır.
C. Tutulan notlar genellikle kronolojik bir sırayla yayımlanır.
D. Kişi, yaşlılığında çocukluk ve gençlik dönemlerine ait olayları yazar
E. Tutulan notlar genellikle öznel ve içe dönüktür.
196 C U M H U R İ Y E T D Ö N E M İ T Ü R K E D E B İ Y A T I N D A Ö T E K İ T Ü R L E R
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
4. Aşağıdakilerden hangisi anı türünün özelliklerinden birisi değildir?
A. Anı yazıları hiçbir şekilde öznel değildir.
B. 'Anı'nın eski karşılığı 'hatıra'dır
C. Tarih bilimi anılardan önemli ölçüde yararlanır.
D. Anılar genellikle yaşlılık dönemlerinde yazılır
E. Anı yazıları genellikle otobiyografiktir.
5. Aşağıdaki ifadelerden hangisi söylev türünün tanım ve özellikleriyle ilgili
değildir?
A. Güzel söz söyleme sanatıdır.
B. Kitleyi etkileme amacı taşır
C. İki kişinin karşılıklı söyleşisidir.
D. Topluluğa bilgi ve mesaj aktarma amacı vardır.
E. Söyleve aynı zamanda nutuk ve hitabet de denir.
6. Aşağıdakilerden hangisi görüşme tanım ve özellikleriyle ilgili değildir?
A. Toplum içinde kendi alanlarında sivrilmiş kişilerle konuşulur.
B. Kişi yalnızca kendi düşüncelerini aktarır.
C. Radyo ve televizyonlarda sesli ve görüntülü olarak yayımlanır.
D. Gazete ve dergilerde yazılı olarak yayımlanır.
E. Konuşan kişiler birbirlerine güven duymalıdırlar.
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar