ÇOK BİLEN ÇOK YANILIR
(Perde açılınca tiyatro Azmi Efendi’ nin
hanesinde bir gelin odasının durumunu gösterir. Minderin üzerinde köşede
sümüklü Ayşe yüzünde duvak oturur. Yenge kadın ayakta durur. Ortada bir masa
üzerinde iki mum yanar. Oda oldukça karanlık yerde bir seccade serilmiş.)
SÜMÜKLÜ AYŞE
Ayol !.. Artık gelmez mi?.. Hani babam!..
YENGE KADIN
Biraz daha?.. Hatırım için.. bak şimdi kim
gelecek!?. Hele azıcık sabır et!..
SÜMÜKLÜ AYŞE
(Duvağını açarak)
Ay!.. İçim sıkıldı!..
YENGE KADIN
(Koşup duvağı kaparak)
A kızım!.. Ayıptır!.. Kapalı dursun!.. Bak
bütün kızlar kapıya birikmişler.. Sonra sana gülerler..
SÜMÜKLÜ AYŞE
Haniya!.. Bebeğim nerede?.. ben eve
gitmeyecek miyim!..
YENGE KADIN
(kendi kendilerine )
Lâ havle!.. Hakim efendi de koca memlekette
kız bulamadı da! Gitti bunu aldı.. Sabahtan beri çektiğimi ben bilirim.
SÜMÜKLÜ AYŞE
Artık kalkacağım!.. Otura otura ayaklarım
ağrıdı..
YENGE KADIN
Sabret benim hanım kızım!..Sabret
(gizlice)
Kızım demeğe de adam utanır... Kırk beş
elli yaşında var. Ben daha kırkıma yeni bastım!..
SÜMÜKLÜ AYŞE
Ayol!.. Mumların hepsi birden neye
yanıyor?.. Bir tanesi ışık verir. Günah değil mi?..
(Kalkıp mumların ziyadesini söndürür)
Babam evde bir tane bile yaktırmaz.. biz
her gece karanlıkta otururuz.
YENGE KADIN
(Ayşe’yi tutup yerine oturtmak için yanına
giderek)
Cıs!..Cıs!.. Sonra donuna edersin, mumla
oynama! Ayıptır. Hadi yerine otur bakayım...
SÜMÜKLÜ AYŞE
(yerine oturup kahkaha ile gülerek)
Yalancı!.. Hiç adam mumla oynarsa donuna
mı kaçırır. Dün akşam da o kadar oynadım hiç kaçırmadım. Evvelki gece
karanlıkta yattım kaçırmışım!..
YENGE KADIN
(Gayr-ı ihtiyari gülerek)
Sakın bu gecede kaçırayım deme!..
(Bu aralık hariçte bir gürültü olur)
YENGE KADIN
Sus!..Sus!.. Otur orada hiç kımıldama
ha!..
SÜMÜKLÜ AYŞE
(Yenge Kadın’a koşarak)
Ay!..Ummacı mı geliyor?..Ben korkarım!..
YENGE KADIN
(Berikini yerine oturtarak)
Değil!.. değil!.. Yarabbi sen bilirsin!..
Otur şurada.
(Bu aralık kapı açılır. Azmi Efendi düzgün
bir kıyafetle içeri girer.)
SÜMÜKLÜ AYŞE
(Azmi Efendi’ yi görünce oturduğu yerde
bağırarak)
Anne!..Anne!..Annemi İsterim...
YENGE KADIN
Sus!..Ayıptır ayıp!..
(Azim Efendi Sümüklü Ayşe’nin yanına doğru
gider. Yenge Kadın Efendi’yi tutup çeker.)
YENGE KADIN
(Azmi Efendi’ ye)
Namazı unutmayınız!..
AZMİ EFENDİ
Hayır!.. Hiç namazı unutur muyum!.. Fakat
tazeciğimin bir kere yüzünü göreyim!..
SÜMÜKLÜ AYŞE
(Bağırarak)
Anne!..Şimdi bağırırım ha!.. Bu herif
kim!..
AZMİ EFENDİ
(Yenge Hanıma dönerek)
Bu ne ?! Acep nazar mı değdi?..
YENGE KADIN
(Gülerek)
Yok efendim!.. Kim bilir? Birden bire sizi
görünce korktu besbelli...
AZMİ EFENDİ
(Ayşe’nin yanına minder üzerine oturarak)
Elmasım!..Yavrum!..Canım!.. Ne oldu sana
bakayım?..
SÜMÜKLÜ AYŞE
Anne!.. Baba!.. hadi git yanımdan!..
AZMİ EFENDİ
(Yengeye)
Ne idi hanımın ismi?..
YENGE KADIN
Kendine sorun!.. Adet öyledir!..
AZMİ EFENDİ
Ha gerçek!
(Ayşe’ ye)
Elmasım!..İsminiz!..
(Sümüklü Ayşe Sükut eder)
AZMİ EFENDİ
Adımız nedir? Elmasım!..
AYŞE
Sümüklü Ayşe !.. Hiç işitmedin mi?..
AZMİ EFENDİ
Estağrufullah!.. Sizden başkası halt
etmiş!..
(Gelin hanımın duvağına el atarak)
Ayşeciğim!. Aç da bir kere gül yüzünü
göreyim
SÜMÜKLÜ AYŞE
Anne!.. Hadi git ordan!... Babacığım!..
baba!..
AZMİ EFENDİ
(Yenge hanıma dönerek)
Vah ! vah!.. Nazır değmiş.. Dur okuyum
bari!..
(Azmi Efendi kendi kendine birşeyler
okuyup gelin hanımın yüzüne üfledikten sonra)
hadi elmasım!.. Aç şunun duvağını!..
SÜMÜKLÜ AYŞE
Hayır!..Açmayacağım işte!..
AZMİ EFENDİ
(Yenge Kadın’ a)
Yenge hanım!.. Gelin de siz açın bari...
YENGE KADIN
(Duvağını açmak isteyerek)
Dur benim kızım!... Bak hakim efendi sana
cici bebekler getirmiş.
SÜMÜKLÜ AYŞE
(Sıkı sıkı duvağını tutup )
Açtırmayacağım işte!... Haniya bebekler?..
YENGE KADIN
Sen yüzünü aç da!.. Efendinin koynunda
imiş bebekler...
AZMİ EFENDİ
(kendi kendine)
Acayip!..Ne olmuş buna!.. Bu mahkemede
nasıl makul söylüyordu.
Bugünkü hali çocukça şeyler!..
SÜMÜKLÜ AYŞE
Göreyim!.. Bebeği göreyim!.. açarım!..
YENGE KADIN
(Azmi Efendi’ ye bakarak)
Aldanmıyor!.. Azıcık gösterin bari!..
AZMİ EFENDİ
Neyi?
YENGE KADIN
Koynunuzdakini!.. Hanıma bebek
getirmediniz mi?..
AZMİ EFENDİ
Buna ne olmuş?.. buna bir şey olmuş...
Nazar mı değmiş?...
YENGE KADIN
(Gülerek) Bazı vakit tutturur... Çocuk
değil mi?..
AZMİ EFENDİ
Aç Allah’ı seversen!..Şunun yüzünü aç!...
YENGE KADIN
(Zorla Ayşe’ nin duvağını açarak)
Buyurun!..Amma çok bakmayın nazar
değmesin!..
(Sümüklü Ayşe Azmi Efendiye dilini
çıkarır)
AZMİ EFENDİ
(Gözlerini silerek baktıktan sonra)
Bu ne?.. Bu ne?.. Aman bu ne ?..
(Yenge Kadına dönerek)
Aman!.. Allah aşkına bu ne?..
YENGE KADIN
(Gülerek)
İşte böyle
SÜMÜKLÜ AYŞE
Hani bebek!..Bebek isterim!..
AZMİ EFENDİ
(Ayağa kalkarak)
Aman bu ne?.. Bu o degil.. Bu başkası.. Bu
görmediğim bir şey. Vallahi bu o değil..
SÜMÜKLÜ AYŞE
Beni aldattınız öyle mi?..Sanki benim evde
bebeğim yok mu?
YENGE KADIN
Yemin etmeyin beyefendi!..İşte bu odur.
Hasan Ağa’ nın kızı Ayşe Hanım işte budur.
AZMİ EFENDİ
Hayır!..bu bana mahkemeye gelen değil...
Vallahi değil...
YENGE KADIN
Artık orasını bilmem!..
AZMİ EFENDİ
Eyvah!.. Şimdi anladım!..
(Elini alnına koyup ayakta ve me’yus bir
halde düşünür)
SÜMÜKLÜ AYŞE
(Ayağa kalkarak)
Bebek vermiyorsanız... ben de babama
giderim.
YENGE KADIN
Aslı da öyle olacak... Hadi kızım git!..
(Sümüklü Ayşe gider)
AZMİ EFENDİ
(Yenge kadına bakarak)
Anladım!.. Eyvah ettiğimi buldum. Gafil
avlandım..Çok bilirken çok yanıldım.. Kazdığım kuyuya düştüm.. A keşke
etmeyeydim.. ah hangi derdime yanayım. Ah!..Nikahı da çok kıydırdım..Varım
gidecek!..Aman!..İstemem!..Bu sümükllüyü gönderin babasının evine..Ah!..Edib’e
yaptığımın aksi başıma geldi. Mutlak o yaptı...Aman durmayacağım!..aman aklımı
bozacağım!..
(Üzgün bir halde çıkar)
YENGE KADIN
(Yalnız kendi kendine)
Canım ben de düşünüyordum.. Hakim efendi
kahveci Hasan’ ın kızını alsın. Olacak şey değil..Evet kız yüzüne bakılacak bir
şey olsa hani ayıp değil..Lakin sümüklü Ayşe..Adı üstünde..Mutlak bunda bir şey
var diyorum..İşte çıktı..Anlaşılan zavallı adama bir başkasını bu diyerek
göstermişler..aldatmışlar..bı çare adamcağız eski haremini alıp alacağına
bıraktığına mı yansın...buna on bin kuruş nikah kıydırmış. Şimdi onu verecek
ona mı yansın..Ey!..Rabbının her işinde bir hikmet var... Elbet sebebsiz değil
varsa, amma aslı olmalı demin kendi de Edip medib diye bir şey çıtlattı...Ah
işte kendini de böyle altatırlar..Etme bulma dünyası bu!?...Elbet fenalık
edenlere fenalık ederler...Kaz kuyuyu boyunca. Ne ise ben de kalkayım geç
olmadan evime gideyim!...
(Yenge kadın gider. Perde iner)
(Çok
Bilen Çok Yanılır,S.67-72)