6. Karagöz
Karagöz oyunu baş oyuncularından Karagöz'ün adıyla anılan bir gölge oyunudur.
Oyunun diğer başoyuncusunun adı da Hacivat'tır. Bu oyun deriden kesilmiş bir
takım insan, hayvan, bitki ve eşya biçimlerinin arkadan ışık verilerek beyaz perdeye
gölgelerinin yansıtılması ile oynatılır.
Doğu ülkelerine özgü bir sanat olduğu görüşü oldukça yaygındır. Gölge oyununun
Türk toplumunda ne zaman kullanılmaya başlandığı tam olarak belli değildir. Ancak
en yaygın olan görüş: "Gölge oyunu"nun Çinlilerden Moğollara onlardan da
204 G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
Türklere geçtiğidir. Türk gölge oyununun vazgeçilmez iki kahramanı olan Karagöz
ile Hacivat'ın da 14. yy.'de Bursa'da yaşadıkları görüşü eldeki verilere dayanarak
öne sürülebilir. "Hayal-i Zıl" oyunu olarak ortaya çıkarılan Karagöz oyununun kurucusu
ise Şeyh Küşteri kabul edilmektedir. Karagöz oyununun üç temel niteliğinden
söz edilebilir:
1. Güldürücü olması,
2. Siyasal ve toplumsal taşlamalar yapması,
3. Açık-saçık konuşmalara yer vermesi.
6.1. Oynatılış Tekniği
Yatay ve perdeye dik açı yapan çubuklarla beyaz perde gerisinde oynatılır. Geriden
verilen ışıkla görüntülerin (tasvirlerin) gölgeleri perdeye yansıtılmış olur. Görüntüler
tek yönlü hareket ederler, geri dönemezler.
Karagöz oynatıcısı hem görüntüleri hareket ettirir hem de her oyun kişisinin özelliğine
göre sesini değiştirerek her birini ayrı ayrı konuşturur.
Karagözcünün tef çalan, görüntüleri sıraya koyan, perdeyi hazırlayan bir yardımcısı
vardır. Oyunun tasvir denilen görüntüleri de deve, dana, manda vb. sığır derisinden
yapılır.
6.2. Karagöz Oyununda Bölümler
Karagöz oyunları dört bölümden oluşur. Öndeyiş-giriş (mukaddime), söyleşme
(muhavere), oyun bölümü (fasıl) ve bitiş.
Öndeyiş bölümünde müzik başlar ve perdeye bir göstermelik konulur. Konulan
göstermelik, oyunun konusuyla ilgili olabileceği gibi ilgisiz de olabilir. Göstermeliklerin
işlevi izleyiciyi oyunun havasına sokmak ve merak uyandırmaktır.
Önce perdeye Hacivat gelir ve bir semai okuyup ardından perde gazeline geçer. Daha
sonra perdenin diğer yanından Karagöz gelir. İkisi dövüşürler. Hacivat kaçar Karagöz
yere uzanır.
Söyleşme bölümü genellikle Karagöz ve Hacivat arasında geçer. Bu bölüm salt söz
oyunlarına dayanır ve bir olay anlatılmaz. Bu bölümün işlevi Hacivat'la Karagöz'ün
birbirlerine zıt olan kişiliklerini sergilemektir. Söyleşme bölümleri genellikle bir
sonraki oyun (fasıl) bölümünden bağımsızdır.
Oyun bölümünde Hacivat'la Karagöz'den başka oyunun çeşitli kişileri de konu
kapsamında ve olaylar dizisinde perdeye yansıtılırlar. Yeni oyun kişileri kendi konuşma
ve giysi özelliklerini yansıtırlar. Karagözcüler, oyunun ana temasına bağlı
kalmakla birlikte küçük değişiklikler de yaparlar. Örneğin perdeye çıkardıkları taklitlerin
sayısını azaltıp çoğaltabilirler. Giriş sıralarını değiştirebilirler.
G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I 205
Karagöz
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Oyun (fasıl) bölümünden sonra kısa bir bitiriş vardır. Hacivat'la Karagöz oyun bölümünde
giysi değiştirdilerse yeniden kendi klasik giysilerini giyerek perdeye gelirler.
Bu bölümde Karagöz, Hacivat'ı yine döver. Bunun üzerine Hacivat:
- Yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim heman,
diyerek çıkar. Karagöz de:
- Her ne kadar sürc-i lisan ettikse af ola. Kalın sağlıcakla,
diyerek bir sonraki oyunun adını ve yerini belirterek gösteriyi sona erdirir.
Karagöz'e Bir Örnek:
ÖYLE Mİ DERLER?
Kaynak: Ignacz Kunos, Harom Karagöz- Jatek, Uruşma Oyunu (s.72-76). Budapest 1886.
HACİVAT - Akşam şerifler hayır olsun!
KARAGÖZ - Bugün gidemem.
HACİVAT - Nereye?
KARAGÖZ - Bahşiş dağılan yere.
HACİVAT - Ulan, ben sana bahşiş dedim mi?
KARAGÖZ - Ben de sana hediye dedim mi (Diye Hacivat'a vurur.)
HACİVAT - Safâ geldin.
KARAGÖZ - Evde unuttum.
HACİVAT - Neyi?
KARAGÖZ - Sopayı.
HACİVAT - Ulan, ben sana sopa dedim mi? (Der, Karagöz'e vurur.)
KARAGÖZ - Ben de sana çelik çomak dedim mi? (Der, Hacivat'a vurur.)
HACİVAT - Aman efendim, her ne hal ise!... Başıma bir fes almıştım da, gelirken
yorgunluk almak üzere Karagöz'üme uğrayım demiştim.
KARAGÖZ - Ne yapayım fes aldıysan?
HACİVAT - Ulan, öyle mi derler?
KARAGÖZ - Ya nasıl derler?
HACİVAT - Ulan, «Güle güle başında paralansın!» demek yok mu?
KARAGÖZ - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT - Haa, aferim, işte öyle demeli yaa!... - derken, efendim, onun üzerine evde
odun bitmiş, «- Biraz odun al.» dediler, Odunkapısı'na gidip beş on çeki
odun aldım.
KARAGÖZ - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT - Ulan, sus! Bu fes değil, odun aldım, odun.
KARAGÖZ - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT - Ulan, başım gözüm yarılır.
KARAGÖZ - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT - Ulan, öyle demezler.
KARAGÖZ - Ne bileyim, sen öğrettin.
HACİVAT - Ulan, o fese göreydi.
KARAGÖZ - Ey, ne deyim?
HACİVAT - «Güle güle yak , otur da külüne bak!» demek yok mu?
KARAGÖZ - Yok yok, var mı? Güle güle yak, otur da külüne bak!
HACİVAT - Haa, aferim, işte şöyle söyle!
206 G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I
Hacivat
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
KARAGÖZ - Güle güle yak , otur da külüne bak!
HACİVAT - Derken efendim, geçen günkü yağmur, malûm ya, evin kiremitleri
filân kırılmış, bütün yağmur evin içine akmış; bari bir iki dülger çağırayım
da hem kiremitleri, hem de yıkık bazı yerlerini yaptırayım, dedim; evi
bi güzelce tamir ettirdim.
KARAGÖZ - Güle güle yak , otur da külüne bak!
HACİVAT - Ulan, bu ev! Yeni tamir ettirdim daha.
KARAGÖZ - Güle güle yak , otur da külüne bak!
HACİVAT - Ulan, yazık değil mi?
KARAGÖZ - Güle güle yak , otur da külüne bak!
HACİVAT - Öyle denmez.
KARAGÖZ - Ya ne denir?
HACİVAT - Ulan, «Oh oh, maşallah, pek memnun oldum! Güle güle oturunuz,
içinde hiç eksik olmayınız!» demek istemez mi?
KARAGÖZ - İs... is... ister... şey... Oh oh, maşallah, pek memnun oldum! güle güle
oturunuz, içinde hiç eksik olmayınız!
HACİVAT - Sonra, bilâder, borçlunun biri, «Hacivat zenginleşmiş, evi yaptırıyor»
deyip para almağa gelir; benim de param bitmiş olduğundan, borçluyla
boğaz boğaza kavga ederiz; sonra da dâva edip bizi hapse atarlar.
KARAGÖZ - Oh, oh, maşallah, pek memnum oldum! Güle güle oturunuz, içinde hiç
eksik olmayınız!
HACİVAT - Aman bilâder, hapisteyim hapiste!
KARAGÖZ - Oh, oh, maşallah, pek memnum oldum! Güle güle oturunuz, içinde hiç
eksik olmayınız!
............
(Kudret, 1968)
Özet
Seyirlik oyunlarda taklit en önemli özellik olarak yansır. Çatışma ve kişileştirme taklitle sağlanır.
Sözlü veya sözsüz oyunlarda bir eylemin veya rolün taklidi söz konusudur. İlkinde eylem
olarak olay dizisi, ikincisinde ise insan, hayvan, bitki ve cansız nesneler taklit edilir. Bir
başka özellik ise sözlü oyunların belli bir metne bağlı olmadan doğaçtan oluşturulmasıdır.
Geleneksel Türk tiyatrosunun en az bilinen dallarından biri Kukla'dır. Geçmişi çok eskilere
dayanmakla birlikte 16.yy'de Türkler tarafından kullanıldığı öne sürülmektedir. Türk
kuklasındaki kişiler, Karagöz veya Ortaoyunu'ndakiler gibi belirgin özelliklere sahip değildirler.
Kukla oyunlarında Karagöz'le Ortaoyunu'ndan alınmış konuları ya da halk efsaneleri,
aşk hikayeleri vb. konuları işlenir.
Sözlü halk yazınının en önemli yanlarından biri de öykü anlatmadır. Özellikle doğu ülkelerinde
görülmekle birlikte bütün dünyada raslanabilir. Türk seyirlikleri arasında yer alan
Meddah da bunlardan biridir. Amaç, Karagöz ve Ortaoyunu'ndan ayrı olarak hep güldürmek
değildir, izleyicide merak, acıma, korku gibi duygular da uyandırılır. Meddahlar izleyiciyi
meraklandırmayı, ilgilerini ayakta tutmayı çok iyi bilirler. Günümüz tiyatrosunun
da bazen başvurduğu bir yöntem olan anlatı bir bakıma çağdaş meddahlıktır. Zaman zaman
geleneksel biçimiyle sunularak yeni öyküler anlatılmakta ve güncel bir boyut kazandırılmaya
çalışılmaktadır.
G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I 207
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Seyirlik oyunların en önemlilerinden biri de Ortaoyunu'dur. Ortada oynanan oyun anlamına
gelir. Bu biçimdeki oynanışa değişik ülkelerde de raslanır. Oyun alanları genellikle
açık havada oluşturulur. Ortaoyununda dekordan çok giysiye önem verilir. Baş kişileri aynı
zamada oyunun düzenleyicisi olan Pişekar ile oyunun baş güldürücü tipi Kavuklu'dur.
Karagöz oyunu ise baş oyuncularından Karagöz'ün adıyla anılan bir gölge oyunudur.
Oyunun diğer başoyuncusunun adı da Hacivat'tır. Bu oyun deriden kesilmiş bir takım insan,
hayvan, bitki ve eşya biçimlerinin arkadan ışık verilerek beyaz perdeye gölgelerinin yansıtılması
ile oynatılır. Karagöz oyunları dört bölümden oluşur. Öndeyiş-giriş (mukaddime),
söyleşme (muhavere), oyun bölümü (fasıl) ve bitiş. Karagözcüler, oyunun ana temasına bağlı
kalmakla birlikte küçük değişiklikler de yaparlar. Örneğin perdeye çıkardıkları taklitlerin sayısını
azaltıp çoğaltabilirler. Giriş sıralarını değiştirebilirler.
Değerlendirme Soruları
1. Aşağıdakilerden hangisi geleneksel halk seyirlik oyunlarından değildir?
A. Kukla
B. Mani
C. Meddah
D. Ortaoyunu
E. Karagöz
2. Ortaoyunundaki tiplemeler aşağıdaki seçeneklerin hangisinde birarada verilmiştir?
A. Karagöz, Hacivat, Zenne, Çelebi
B. Kavuklu, Pişekar, Kambur, Cüce
C. İbiş, Evin Beyi, Evin Hanımı
D. Kavuklu, Karagöz, Çelebi, Pişekar
E. Keloğlan, Peri Kızı, Padişah
3. Karagöz oyunundaki bölümler hangi sırayla oynanır?
A. Söyleyiş, öndeyiş, oyun, bitiriş
B. Oyun, öndeyiş, söyleşme, bitiriş
C. Öndeyiş, söyleşme, oyun, bitiriş
D. Öndeyiş, oyun, söyleşme, bitiriş
E. Söyleşme, oyun, öndeyiş, bitiriş
4. Aşağıdakilerden hangisi Karagöz oyunu kişilerinden değildir?
A. Hacivat
B. Karagöz
C. Kavuklu
D. Çelebi
E. Zenne
208 G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
5. "Hak dostum hak" diye başlayıp "sürç-ü lisan ettikse" diye biten seyirlik
oyun hangisidir?
A. Ortaoyunu
B. Kukla
C. Karagöz
D. Meddah
E. Hepsi
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
And, Metin. 100 Soruda Türk Tiyatrosu. İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1970.
______ . Dünyada ve Bizde Gölge Oyunu. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
1977.
______ . Geleneksel Türk Tiyatrosu. İstanbul: İnkılap Kitabevi, 1985.
Boratav, Pertev Naili. Folklor ve Edebiyat II. İstanbul: Adam Yayınları, 1983.
Elçin, Şükrü. Anadolu Köy Ortaoyunları. Ankara: Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü,
1977.
______ . Halk Edebiyatına Giriş. Ankara: Akçağ Yayınları, (tarihsiz).
Gerçek, Selim Nüzhet. Türk Temaşası. İstanbul: Kanaat Kitabevi, 1942.
Karadağ, Nurhan. Köy Seyirlik Oyunları. Ankara: Türkiye İş Bankası Yayınları,
1978.
Kudret, Cevdet. Karagöz I. Ankara: Bilgi Yayınevi, 1968.
______ . Ortaoyunu I. Ankara: Türkiye İş Bankası, 1973.
Nutku, Özdemir. Meddahlık ve Meddah Hikayeleri. Ankara: Türkiye İş Bankası
Yayınları, 1976.
______ . Gösterim Terimleri Sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1983.
Sevin, Nureddin. Türk Gölge Oyunu. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları,
1968.
Oral, Ünver. Çocuklara Karagöz Hikayeleri. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları,
1996.
G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I 209
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Cevap Anahtarı
Ünite 1
1 D, 2 E, 3 C, 4 D, 5 A
Ünite 2
1 D, 2 D, 3 B, 4 D, 5 C
Ünite 3
1 C, 2 E, 3 C, 4 D, 5 D
Ünite 4
1 A, 2 D, 3 D, 4 A, 5 D, 6 D
Ünite 5
1 C, 2 B, 3 B, 4 B, 5 A
Ünite 6
1 B, 2 A, 3 D, 4 C, 5 A
Ünite 7
1 D, 2 A, 3 B, 4 C, 5 B
Ünite 8
1 B, 2 B, 3 D, 4 B, 5 C
Ünite 9
1 A, 2 D, 3 C, 4 C, 5 D
Ünite 10
1 C, 2 D, 3 C, 4 C, 5 D
Ünite 11
1 B, 2 C, 3 D, 4 C, 5 C
Ünite 12
1 B, 2 B, 3 C, 4 C, 5 D
210
Karagöz oyunu baş oyuncularından Karagöz'ün adıyla anılan bir gölge oyunudur.
Oyunun diğer başoyuncusunun adı da Hacivat'tır. Bu oyun deriden kesilmiş bir
takım insan, hayvan, bitki ve eşya biçimlerinin arkadan ışık verilerek beyaz perdeye
gölgelerinin yansıtılması ile oynatılır.
Doğu ülkelerine özgü bir sanat olduğu görüşü oldukça yaygındır. Gölge oyununun
Türk toplumunda ne zaman kullanılmaya başlandığı tam olarak belli değildir. Ancak
en yaygın olan görüş: "Gölge oyunu"nun Çinlilerden Moğollara onlardan da
204 G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
Türklere geçtiğidir. Türk gölge oyununun vazgeçilmez iki kahramanı olan Karagöz
ile Hacivat'ın da 14. yy.'de Bursa'da yaşadıkları görüşü eldeki verilere dayanarak
öne sürülebilir. "Hayal-i Zıl" oyunu olarak ortaya çıkarılan Karagöz oyununun kurucusu
ise Şeyh Küşteri kabul edilmektedir. Karagöz oyununun üç temel niteliğinden
söz edilebilir:
1. Güldürücü olması,
2. Siyasal ve toplumsal taşlamalar yapması,
3. Açık-saçık konuşmalara yer vermesi.
6.1. Oynatılış Tekniği
Yatay ve perdeye dik açı yapan çubuklarla beyaz perde gerisinde oynatılır. Geriden
verilen ışıkla görüntülerin (tasvirlerin) gölgeleri perdeye yansıtılmış olur. Görüntüler
tek yönlü hareket ederler, geri dönemezler.
Karagöz oynatıcısı hem görüntüleri hareket ettirir hem de her oyun kişisinin özelliğine
göre sesini değiştirerek her birini ayrı ayrı konuşturur.
Karagözcünün tef çalan, görüntüleri sıraya koyan, perdeyi hazırlayan bir yardımcısı
vardır. Oyunun tasvir denilen görüntüleri de deve, dana, manda vb. sığır derisinden
yapılır.
6.2. Karagöz Oyununda Bölümler
Karagöz oyunları dört bölümden oluşur. Öndeyiş-giriş (mukaddime), söyleşme
(muhavere), oyun bölümü (fasıl) ve bitiş.
Öndeyiş bölümünde müzik başlar ve perdeye bir göstermelik konulur. Konulan
göstermelik, oyunun konusuyla ilgili olabileceği gibi ilgisiz de olabilir. Göstermeliklerin
işlevi izleyiciyi oyunun havasına sokmak ve merak uyandırmaktır.
Önce perdeye Hacivat gelir ve bir semai okuyup ardından perde gazeline geçer. Daha
sonra perdenin diğer yanından Karagöz gelir. İkisi dövüşürler. Hacivat kaçar Karagöz
yere uzanır.
Söyleşme bölümü genellikle Karagöz ve Hacivat arasında geçer. Bu bölüm salt söz
oyunlarına dayanır ve bir olay anlatılmaz. Bu bölümün işlevi Hacivat'la Karagöz'ün
birbirlerine zıt olan kişiliklerini sergilemektir. Söyleşme bölümleri genellikle bir
sonraki oyun (fasıl) bölümünden bağımsızdır.
Oyun bölümünde Hacivat'la Karagöz'den başka oyunun çeşitli kişileri de konu
kapsamında ve olaylar dizisinde perdeye yansıtılırlar. Yeni oyun kişileri kendi konuşma
ve giysi özelliklerini yansıtırlar. Karagözcüler, oyunun ana temasına bağlı
kalmakla birlikte küçük değişiklikler de yaparlar. Örneğin perdeye çıkardıkları taklitlerin
sayısını azaltıp çoğaltabilirler. Giriş sıralarını değiştirebilirler.
G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I 205
Karagöz
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Oyun (fasıl) bölümünden sonra kısa bir bitiriş vardır. Hacivat'la Karagöz oyun bölümünde
giysi değiştirdilerse yeniden kendi klasik giysilerini giyerek perdeye gelirler.
Bu bölümde Karagöz, Hacivat'ı yine döver. Bunun üzerine Hacivat:
- Yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim heman,
diyerek çıkar. Karagöz de:
- Her ne kadar sürc-i lisan ettikse af ola. Kalın sağlıcakla,
diyerek bir sonraki oyunun adını ve yerini belirterek gösteriyi sona erdirir.
Karagöz'e Bir Örnek:
ÖYLE Mİ DERLER?
Kaynak: Ignacz Kunos, Harom Karagöz- Jatek, Uruşma Oyunu (s.72-76). Budapest 1886.
HACİVAT - Akşam şerifler hayır olsun!
KARAGÖZ - Bugün gidemem.
HACİVAT - Nereye?
KARAGÖZ - Bahşiş dağılan yere.
HACİVAT - Ulan, ben sana bahşiş dedim mi?
KARAGÖZ - Ben de sana hediye dedim mi (Diye Hacivat'a vurur.)
HACİVAT - Safâ geldin.
KARAGÖZ - Evde unuttum.
HACİVAT - Neyi?
KARAGÖZ - Sopayı.
HACİVAT - Ulan, ben sana sopa dedim mi? (Der, Karagöz'e vurur.)
KARAGÖZ - Ben de sana çelik çomak dedim mi? (Der, Hacivat'a vurur.)
HACİVAT - Aman efendim, her ne hal ise!... Başıma bir fes almıştım da, gelirken
yorgunluk almak üzere Karagöz'üme uğrayım demiştim.
KARAGÖZ - Ne yapayım fes aldıysan?
HACİVAT - Ulan, öyle mi derler?
KARAGÖZ - Ya nasıl derler?
HACİVAT - Ulan, «Güle güle başında paralansın!» demek yok mu?
KARAGÖZ - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT - Haa, aferim, işte öyle demeli yaa!... - derken, efendim, onun üzerine evde
odun bitmiş, «- Biraz odun al.» dediler, Odunkapısı'na gidip beş on çeki
odun aldım.
KARAGÖZ - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT - Ulan, sus! Bu fes değil, odun aldım, odun.
KARAGÖZ - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT - Ulan, başım gözüm yarılır.
KARAGÖZ - Güle güle başında paralansın!
HACİVAT - Ulan, öyle demezler.
KARAGÖZ - Ne bileyim, sen öğrettin.
HACİVAT - Ulan, o fese göreydi.
KARAGÖZ - Ey, ne deyim?
HACİVAT - «Güle güle yak , otur da külüne bak!» demek yok mu?
KARAGÖZ - Yok yok, var mı? Güle güle yak, otur da külüne bak!
HACİVAT - Haa, aferim, işte şöyle söyle!
206 G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I
Hacivat
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
KARAGÖZ - Güle güle yak , otur da külüne bak!
HACİVAT - Derken efendim, geçen günkü yağmur, malûm ya, evin kiremitleri
filân kırılmış, bütün yağmur evin içine akmış; bari bir iki dülger çağırayım
da hem kiremitleri, hem de yıkık bazı yerlerini yaptırayım, dedim; evi
bi güzelce tamir ettirdim.
KARAGÖZ - Güle güle yak , otur da külüne bak!
HACİVAT - Ulan, bu ev! Yeni tamir ettirdim daha.
KARAGÖZ - Güle güle yak , otur da külüne bak!
HACİVAT - Ulan, yazık değil mi?
KARAGÖZ - Güle güle yak , otur da külüne bak!
HACİVAT - Öyle denmez.
KARAGÖZ - Ya ne denir?
HACİVAT - Ulan, «Oh oh, maşallah, pek memnun oldum! Güle güle oturunuz,
içinde hiç eksik olmayınız!» demek istemez mi?
KARAGÖZ - İs... is... ister... şey... Oh oh, maşallah, pek memnun oldum! güle güle
oturunuz, içinde hiç eksik olmayınız!
HACİVAT - Sonra, bilâder, borçlunun biri, «Hacivat zenginleşmiş, evi yaptırıyor»
deyip para almağa gelir; benim de param bitmiş olduğundan, borçluyla
boğaz boğaza kavga ederiz; sonra da dâva edip bizi hapse atarlar.
KARAGÖZ - Oh, oh, maşallah, pek memnum oldum! Güle güle oturunuz, içinde hiç
eksik olmayınız!
HACİVAT - Aman bilâder, hapisteyim hapiste!
KARAGÖZ - Oh, oh, maşallah, pek memnum oldum! Güle güle oturunuz, içinde hiç
eksik olmayınız!
............
(Kudret, 1968)
Özet
Seyirlik oyunlarda taklit en önemli özellik olarak yansır. Çatışma ve kişileştirme taklitle sağlanır.
Sözlü veya sözsüz oyunlarda bir eylemin veya rolün taklidi söz konusudur. İlkinde eylem
olarak olay dizisi, ikincisinde ise insan, hayvan, bitki ve cansız nesneler taklit edilir. Bir
başka özellik ise sözlü oyunların belli bir metne bağlı olmadan doğaçtan oluşturulmasıdır.
Geleneksel Türk tiyatrosunun en az bilinen dallarından biri Kukla'dır. Geçmişi çok eskilere
dayanmakla birlikte 16.yy'de Türkler tarafından kullanıldığı öne sürülmektedir. Türk
kuklasındaki kişiler, Karagöz veya Ortaoyunu'ndakiler gibi belirgin özelliklere sahip değildirler.
Kukla oyunlarında Karagöz'le Ortaoyunu'ndan alınmış konuları ya da halk efsaneleri,
aşk hikayeleri vb. konuları işlenir.
Sözlü halk yazınının en önemli yanlarından biri de öykü anlatmadır. Özellikle doğu ülkelerinde
görülmekle birlikte bütün dünyada raslanabilir. Türk seyirlikleri arasında yer alan
Meddah da bunlardan biridir. Amaç, Karagöz ve Ortaoyunu'ndan ayrı olarak hep güldürmek
değildir, izleyicide merak, acıma, korku gibi duygular da uyandırılır. Meddahlar izleyiciyi
meraklandırmayı, ilgilerini ayakta tutmayı çok iyi bilirler. Günümüz tiyatrosunun
da bazen başvurduğu bir yöntem olan anlatı bir bakıma çağdaş meddahlıktır. Zaman zaman
geleneksel biçimiyle sunularak yeni öyküler anlatılmakta ve güncel bir boyut kazandırılmaya
çalışılmaktadır.
G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I 207
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Seyirlik oyunların en önemlilerinden biri de Ortaoyunu'dur. Ortada oynanan oyun anlamına
gelir. Bu biçimdeki oynanışa değişik ülkelerde de raslanır. Oyun alanları genellikle
açık havada oluşturulur. Ortaoyununda dekordan çok giysiye önem verilir. Baş kişileri aynı
zamada oyunun düzenleyicisi olan Pişekar ile oyunun baş güldürücü tipi Kavuklu'dur.
Karagöz oyunu ise baş oyuncularından Karagöz'ün adıyla anılan bir gölge oyunudur.
Oyunun diğer başoyuncusunun adı da Hacivat'tır. Bu oyun deriden kesilmiş bir takım insan,
hayvan, bitki ve eşya biçimlerinin arkadan ışık verilerek beyaz perdeye gölgelerinin yansıtılması
ile oynatılır. Karagöz oyunları dört bölümden oluşur. Öndeyiş-giriş (mukaddime),
söyleşme (muhavere), oyun bölümü (fasıl) ve bitiş. Karagözcüler, oyunun ana temasına bağlı
kalmakla birlikte küçük değişiklikler de yaparlar. Örneğin perdeye çıkardıkları taklitlerin sayısını
azaltıp çoğaltabilirler. Giriş sıralarını değiştirebilirler.
Değerlendirme Soruları
1. Aşağıdakilerden hangisi geleneksel halk seyirlik oyunlarından değildir?
A. Kukla
B. Mani
C. Meddah
D. Ortaoyunu
E. Karagöz
2. Ortaoyunundaki tiplemeler aşağıdaki seçeneklerin hangisinde birarada verilmiştir?
A. Karagöz, Hacivat, Zenne, Çelebi
B. Kavuklu, Pişekar, Kambur, Cüce
C. İbiş, Evin Beyi, Evin Hanımı
D. Kavuklu, Karagöz, Çelebi, Pişekar
E. Keloğlan, Peri Kızı, Padişah
3. Karagöz oyunundaki bölümler hangi sırayla oynanır?
A. Söyleyiş, öndeyiş, oyun, bitiriş
B. Oyun, öndeyiş, söyleşme, bitiriş
C. Öndeyiş, söyleşme, oyun, bitiriş
D. Öndeyiş, oyun, söyleşme, bitiriş
E. Söyleşme, oyun, öndeyiş, bitiriş
4. Aşağıdakilerden hangisi Karagöz oyunu kişilerinden değildir?
A. Hacivat
B. Karagöz
C. Kavuklu
D. Çelebi
E. Zenne
208 G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
5. "Hak dostum hak" diye başlayıp "sürç-ü lisan ettikse" diye biten seyirlik
oyun hangisidir?
A. Ortaoyunu
B. Kukla
C. Karagöz
D. Meddah
E. Hepsi
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
And, Metin. 100 Soruda Türk Tiyatrosu. İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1970.
______ . Dünyada ve Bizde Gölge Oyunu. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
1977.
______ . Geleneksel Türk Tiyatrosu. İstanbul: İnkılap Kitabevi, 1985.
Boratav, Pertev Naili. Folklor ve Edebiyat II. İstanbul: Adam Yayınları, 1983.
Elçin, Şükrü. Anadolu Köy Ortaoyunları. Ankara: Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü,
1977.
______ . Halk Edebiyatına Giriş. Ankara: Akçağ Yayınları, (tarihsiz).
Gerçek, Selim Nüzhet. Türk Temaşası. İstanbul: Kanaat Kitabevi, 1942.
Karadağ, Nurhan. Köy Seyirlik Oyunları. Ankara: Türkiye İş Bankası Yayınları,
1978.
Kudret, Cevdet. Karagöz I. Ankara: Bilgi Yayınevi, 1968.
______ . Ortaoyunu I. Ankara: Türkiye İş Bankası, 1973.
Nutku, Özdemir. Meddahlık ve Meddah Hikayeleri. Ankara: Türkiye İş Bankası
Yayınları, 1976.
______ . Gösterim Terimleri Sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1983.
Sevin, Nureddin. Türk Gölge Oyunu. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları,
1968.
Oral, Ünver. Çocuklara Karagöz Hikayeleri. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları,
1996.
G E L E N E K S E L H A L K S E Y İ R L İ K O Y U N L A R I 209
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Cevap Anahtarı
Ünite 1
1 D, 2 E, 3 C, 4 D, 5 A
Ünite 2
1 D, 2 D, 3 B, 4 D, 5 C
Ünite 3
1 C, 2 E, 3 C, 4 D, 5 D
Ünite 4
1 A, 2 D, 3 D, 4 A, 5 D, 6 D
Ünite 5
1 C, 2 B, 3 B, 4 B, 5 A
Ünite 6
1 B, 2 A, 3 D, 4 C, 5 A
Ünite 7
1 D, 2 A, 3 B, 4 C, 5 B
Ünite 8
1 B, 2 B, 3 D, 4 B, 5 C
Ünite 9
1 A, 2 D, 3 C, 4 C, 5 D
Ünite 10
1 C, 2 D, 3 C, 4 C, 5 D
Ünite 11
1 B, 2 C, 3 D, 4 C, 5 C
Ünite 12
1 B, 2 B, 3 C, 4 C, 5 D
210