Ela gözlü nazlı dilber Seni kandan sakınurum Kandan değil hey efendim Seni candan sakınurum | Gevheri der ben bir merdim Yüreğimden çıkmaz derdim Sen bir kuzu ben bir kurdum Seni benden sakınurum | |
Adı Mehmed'dir. Doğumu, değişik yerlere bağlanmakla birlikte, kuvvetli bir ihtimalle İstanbulludur. Yüzyılın ortalarındaki mecmualarda şiirlerinin görülmesinden yola çıkan araştırmacılar doğum tarihi olarak yüzyılın ilk çeyreğinden biraz sonrasını ileri sürmektedirler. Onun, İstanbul ve Bursa'daki divan katipliklerini, imparatorluğun diğer büyük memleketlerinde de kısa aralıklarla yürüttüğüne bakılırsa medrese tahsili gördüğü anlaşılmaktadır. Aruz ile yazdığı şiirlerindeki söyleyiş de bunun başka bir delildir. Ölümü 1127/1715 'ten sonradır. Şükrü Elçin, bazı şiirlerinde geçen Hacı Bektaş adını, onun Hacı Bektaş Veli'ye intisabından çok bir Bektaşi muhibbi olmasının işareti olarak kabul eder. Tameşvarlı İbrahim Naimeddin'in Hadikatü'ş Şüheda ve Müstakimzade'nin Tuhfe-i Hattatin adlı eserinde adı geçmektedir. Musiki ile de ilgilenmiş olan Gevheri'nin kendi adını taşıyan bir de hava vardır. Aruz ile yazdığı şiirlerinde başta Fuzuli olmak üzere klasik şairlerimizin tesiri görülür. Yüzyılın başlıca adlarından biri olmasında, belki de, aruz veznini hece vezni kadar başarılı bir şekilde kullanan ender şairlerden biri olmasını da rolü vardır. Usta bir aşık olması, onun sevilip örnek alınmasına vesile olmuştur. Pek az aşığa nasip olan bir husus da, sadece onun şiirlerine yer veren bir mecmuanın bulunmasıdır. Şiirleri arasında çeşitli tarihi olaylara yer verenler de vardır. Avusturya'ya karşı açılan 1663 ve 1689 seferleri için söylediği şiirlerini bu arada sayabiliriz. Şairname'lerden sadece Gubari'de adı geçmektedir; Sun'i ve Hızri'de ise Cevheri adıyla kayıtlı olan şairin Gevheri olması muhakkaktır. Eserlerinden bazıları: | ||
1
Ela gözlü nazlı dilber Seni kandan sakınurum Kandan değil hey efendim Seni candan sakınurum O yana bu yana bakma Beni ateşlere yakma Elini koynuna sokma Seni senden sakınurum Gevheri der ben bir merdim Yüreğimden çıkmaz derdim Sen bir kuzu ben bir kurdum Seni benden sakınurum 2 Dost bağının meyveleri erişti Ayva benim alma benim nar benim Çeşmim yaşı ummanlara karıştı Cefakarım sitemkarım var benim Yedi derya boz-bulanık selinden Halk-ı alem aciz kaldı dilimden Ben bülbülüm ayrı düştüm gülümden Efgan benim matem benim zar benim Mail oldum kisvesine tacına Bend olmuşum siyah zülfü ucuna Mansur gibi asılırım saçına Kakül benim, perçem benim dar benim Gevheri der kime gönül katayım Gevherimi nadanlara satayım Dost bağında bülbül gibi öteyim Gülşen benim güller benim har benim 3 Şunda bir güzele gönül düşürdüm Öpmeli kocmalı değmeli değil Aşkın deryasını boydan aşırdım Karadır gözleri sürmeli değil Dilber senin ile yiyüp içmedim Yiyüp içüp ak göğsünü açmadım Fırsat elde iken bel in koçmadım Beni öldürmeli döğmeli değil Dilber haram olup yola durmuşsun CeIlad olup cana başa kıymışsın Kuzum bu gün al hareler giymişsin Göğsü sıra sıra düğmeli değil Gevheri der yola durur varırlar Adam öldürürler kana girerler Çok güzeller gördüm zekat verirler Zekatsız dilberi sevmeli değil | 4 Bu gün ben bir bağa girdim Ne bağ duydu ne bağbancı Gülün şeftalisin derdim Ne bağ duydu ne bağbancı Bağın duvarından aştım Kırmızı gülüne koştum Öptüm sardım helallaştım Ne bağ duydu ne bağbancı Bağın kapusunu açtım Sanasın cennete düştüm Doldurdum badesin içtim Ne bağ duydu ne bağbancı Seherin tan yeri attı Bülbül elvan elvan attı Gevheri yükünü tuttu Ne bağ duydu ne bağbancı 5 Ah elinden zülf-i kemendim benim Müjen urdu sinem yaralandı gel Güzel başın içün ağlatma beni Dilber gam başımdan aralandı gel Gamdan hasar oldu mekanım yurdum İşidüp avazım dinlemez virdim Bir değil beş değil on değil derdim Yaralar baş verdi sıralandı gel Aceb gafil midir gelür mü Leyla Bu gam bu kasavet kalur mu böyle Çok tuz ekmek yedik gel helal eyle Bu garibin gönlü zarelendi gel Gevheri yar gelür haftada ayda Sevüp ayrılması vermeyor fayda Başım yastıktadır gözlerim yolda Gözümün beyazı karalandı gel |
8 Ekim 2015 Perşembe
gevheri
Gevheri