Sabrum alup felek mana yüz min belâ virür
Az olsa bir meta' ana il çoh bahâ virür.
Felek sabrımı alıp yerine bana yüz bin bela verir.
Bir mal az olursa el ona çok para verir.
Düşdüm belâ-yı ışka hıredmend-i asr iken
İl şimdi menden alduğı pendi mana virür.
Asrın akıllısı iken aşk belasına düştüm.
El benden aldığı nasihati şimdi bana verir.
Sanman aceb rutab yirine virse la'l-i ter
Nahlî ki kan yaşum ana neşv ü nema virür.
Kanlı gözyaşımla sulanarak yetişmiş bir fidan,
Hurma yerine parlak la’l verirse hayret etmeyin.
Hâk-i deründür ol ki dün ü gün sevâb içün
Hem aya sürme hem güneşe tûtiyâ virür.
Senin kapının toprağı, gece gündüz sevap için
Hem aya sürme hem de güneşe tutya verir.
Kılmaz kabul sûret-i ikbâli munca kim
Âyine-i vücûduma cevrün cila virür.
Senin cevrin ve cefan vücudumun aynasını bu kadar cilaladığı halde
İkbal ve saadetin yüzünü göstermez.
Ney kimi cismüm oldı ohundan delük delük
Dem vurduğumca yirlü yirinden sadâ virür.
Vücudum okundan ney gibi delik delik oldu.
Nefes verdikçe her yerinden ses verir.
Her derdsüzden umma Fuzûli devâ-yı derd
Sabr eyle ol ki derd virüpdür deva virür.
Fuzûlî, her dertsizden derdine derman bekleme.
Sabret, O ki (Tanrı) derdi vermiştir, devasını da verir.