yunus emre şiirleri 2
ŞOL CENNETİN IRMAKLARI
Şol cennetin ırmakları akar Allah deyu deyu Çıkmış islam bülbülleri öter Allah deyu deyu Salınır tuba dalları, Kuran okur hem dilleri Cennet bağının gülleri, kokar Allah deyu deyu
*** ***
Kimi yiyip kimi içer, hep melekler rahmet saçar İdris nebi hulle biçer, biçer Allah deyu deyu Altındandır direkleri, Gümüştendir yaprakları Uzandıkca dudakları, biter Allah deyu deyu
*** ***
Aydan arıdır yüzleri, misk-i amberdir sözleri Cennette Huri kızları, gezer Allah deyu deyu Hakka aşık olan kişi, akar gözlerinin yaşı Pür nur olur içi dışı, söyler Allah deyu deyu
*** ***
Ne dilersen Haktan dile, Kılavuzla gir bu yola Bülbül aşık olmuş güle, öter Allah deyu deyu Açıldı gökler kapısı, rahmetle doldu hepisi Sekiz cennetin kapısı, açar Allah deyu deyu
*** ***
Rıdvan-durur kapı açan, idris-durur hulle biçen Kevser şarabını içen, kanar Allah deyu deyu Miskin Yunus var yarına, koma bugünü yarına Yarın Hakkın divanına, varam Allah deyu deyu
*** ***
Tuba : Cennet Ağacı Hulle : Elbise Nebi : Peygamber Rıdvan : Cennet, Cennet meleği
ELHAMDULİLLAH
Haktan gelen şerbeti içtik elhamdulillah Şol kudret denizini geçtik elhamdulillah Şol karşıki dağları, meşeleri bağları Sağlık safalık ile aştık elhamdulillah
*** ***
Kuru idik yaş olduk, kanatlandık kuş olduk Birbirmize eş olduk, uçtuk elhamdulillah Vardığımız illere şol safa gönüllere Halka tapduk manisin saçtık elhamdulillah
*** ***
Beri gel barışalım, yad isen bilişelim Atımız eğerlendi estik elhamdulillah İndik Rum'u kışladık, çok hayır şer işledik Uş bahar geldi geri göçtük elhamdulillah
*** ***
Dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk Artık denize dolduk, taştık elhamdulillah Taptuğun tapusuna, kul olduk kapusuna Yunus miskin çiğ idik, piştik elhamdulillah
*** ***
HAKKI BULDUM CAN İÇİNDE
Baştan ayağa değin, Haktır ki seni tutmuş Haktan ayrı ne vardır, Kalma guman içinde Bir isen birliğe gel, ikiyi bırak elden Bütün mana bulasın, sıdk u iman içinde
*** ***
Girdim gönül şehrine, daldım onun bahrine AŞK ile gider iken, iz buldum can içinde Bu izimi izledim, sağım solum gözledim Çok acaibler gördüm, yoktur cihan içinde
*** ***
Yunus senin sözlerin, manadır bilenlere Söylenecek sözlerin devr-i zaman içinde
*** ***
Guman : Şüphe Bahri : Deniz
CAN İÇİNDE CAN OL
Can olgil can içinde, kalma guman içinde İstediğin bulasın, yakın zaman içinde Rüku secde de kalma, Ameline dayanma İlm u amel gark olur, naz u niyaz içinde
*** ***
İkiligi terketgil birlik makamın tutgil Canlar canın bulasın, işbu dirlik içinde Şeriat korucudur, hakikat ordusunda Senin için korunur, hasıl ordu içinde
*** ***
Aynel-yakin görüptür, Yunus mecnun oluptur Bir ile bir oluptur, Hakkel-yakin içinde
*** ***
Aynel-yakin : Hakka Aşık olanların ulaştığı mertebe Hakkel-yakin : Aşkın artıp, HAK ile BiR olma, (ayrılığın kalkması)
BÜTÜN ALEM BiR İÇİNDE
Onsekizbin alemin cümlesi BiR içinde Kimse yok BiR den ayruk, söylenir BiR içinde Cümle BiR onu BiRler, cümle ona giderler Cümle dil onu söyler, her BiR tebdil içinde
*** ***
Kim gördü onu ayan, ne nakşu ne hod nişan Söz "len terani" dir, Musa'ya Tur içinde Yunus sen ne dilersin, dostu görem der isen Ayandır görenlere, ol gönüller içinde
*** ***
Tebdil : Değişik görünmek, değişik ayruk : Başka Len terani : Allahın, Musa Peygambere "Beni göremezsin" hitabı Ayan : Açık, açıkca ortada
OL CALABIMIN AŞKI
Ol calabımın aşkı bağrımı baş eyledi Aldı benim gönlümü, sırrımı faş eyledi Hergiz gitmez gönülden hiç eksik olmaz dilden Calab kendi nurunu gözüme tuş eyledi
*** ***
Can gözü onu gördü, dil ondan haber verdi Can içinde oturdu, gönlümü arş eyledi Bir kadeh sundu cana, can içti kana kana Dolu geldi peymane, canı sarhoş eyledi
*** ***
Esruk oldu canımız, dur döker lisanımız Ol calabımın aşkı, beni sarhoş eyledi Yunus imdi avunur, dostu gördü sevinir Erenler mahfilinde aşka cünbüş eyledi
*** ***
Faş : Gizliyi açıklama Tuş etmek : Yönelmek, yöneltmek Peymane : Büyük Kadeh Mahfil : Meclis, toplantı yeri
SUN KADEHİ EY SAKi
Doldur bize sun kadehi, Aşk şarabından ey saki Ol denizden içir bize, k'andan içer seyh u faki Kim ki bir dem sohbet ola, mufti müderris mat ola Bir ilahi devlet ola, ondan içen oldu baki
*** ***
Okudun yedi mushafı, ha taat gösterir safi Çünki amel eylemedin, gerekse var yüzyıl oku Bin kez hacca vardın ise, Bin kez gaza kıldın ise Bir kez gönül kırdı, ise gerekse var yollar doku
*** ***
Gönül mü yeğ, Kabe mi yeğ, eyit bana aklı eren Gönlü yeğ-durur zira kim gönüldedir dost durağı Yunus işin budur, hemen tutgil gönüller eteğin Dilersen baki olasın, gönüller oldu baki
*** ***
K'andan : ki ondan faki : FIKIH alimi
YA MUHAMMED CANIM ARZULAR SENİ
Arayı arayı bulsam izini İzinin tozuna sürsem yüzümü Hak nasip eylese görsem yüzünü Ya Muhammed canım arzular seni
*** ***
Bir mübarek sefer olsa da gitsem Kabe yollarında kumlara batsam Hub cemalin bir kez düşte seyretsem Ya Muhammed canım arzular seni
*** ***
Yunus metheyledi seni dillerde Sevilirsin bütün bu gönüllerde Ağlayı ağlayı gürbet ellerde Ya Muhammed canım arzular seni
*** ***
GELDi GEÇTi ÖMRÜM BENİM
Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi Hele bana şöyle geldi, şol göz yumup açmış gibi İşbu söze hak tanıktır, Bu can gövdeye konuktur Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi
*** ***
Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise Yarın anda karşı gele, Hak şarabın içmiş gibi Bir miskini gördün ise, bir eskice verdin ise, Yarın anda karşı gele, Hak libasın biçmiş gibi Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalır derler Meğer HIZIR, İLYAS ola, Ab-ı hayat içmiş gibi
*** ***
AŞIK - MAŞUK
Helal kıldı maşuka, Aşık kendi kanını Maşuk nakşından okur, Aşk eri kuranını Yardan ayrı olunca, asılıp ölmek yeğdir Aşık kendi bırakır boynuna urganını
*** ***
Gitmez aşık gözünden, hergiz maşuk hayali Nitekim ZELHA verir YUSUF un nişanını Dirlik budur maşuka, Aşık yolunda öle Sorarlar ise eydem aşıkın burhanını
*** ***
BELKIS ile SÜLEYMAN aşka düştü bir zaman İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını Gökteki HARUT MARUT, Aşk için indi yere Zühre yüzün görünce unuttu rahmanını
*** ***
FERHAD bu aşk yolunda başın külünge tuttu HÜSREV ŞİRİN derdinden dosta verdi canını LEYLA ile MECNUN işi aceb gelir bu halka Abdurrezzak terketti aşk için imanını Zamane vefaları cefa gelir Yunus'a Bir doğru yar bulunca feda kılar canını
*** ***
Burhan : Delil Güzaf : Bos laf Külüng : Kazma
SEVEREM BEN SENİ CANDAN İÇERİ
Severem ben seni candan içeri Yolum vardır bu erkandan içeri Beni sorma bana benden değilem Suretim boş yürür dondan içeri
*** ***
Tecelliden nasib erdi kimine Kiminin maksudu bundan içeri Senin aşkın beni benden alıptır Ne Şirin dert bu dermandan içeri
*** ***
Şeriat tarikat yoldur varana Hakikat Marifet andan içeri SÜLEYMAN kuş dili bilir dediler SÜLEYMAN var SÜLEYMAN dan içeri
*** ***
Unuttum din diyanet, kaldı benden Bu ne mezheptir, dinden içeri Dinin terk edenin küfürdür işi Bu ne küfürdür imandan içeri Geçer iken Yunus şeş oldu dosta Ki kaldı kapıda andan içeri
*** ***
Suret : Yüz, dış görünüş Don : Elbise Tecelli: Görünme, belirme Gün : Gündüz, güneş Şeş olmak: Karşılaşma, raslamak
BULDUK OL CANI
Aşk ile ister idik yine bulduk ol canı Gömlek edinmiş giyer suret ile bu teni Girmiş surette geçer, cümle işleri düzer Geri kendiye söyler, gevher ile bu kanı
*** ***
Bu dünya bir pazardır, suretler dükkan olmuş Bu dükkana giriben, oldur satan bu kanı Bir niceler kayırır, bunca malım kaldı der Veren oldur alan ol, sormaz nedir ziyanı Yunus imdi sen senden, ayrı değilsin candan Sen sende bulmaz isen, nerde bulasın anı
*** ***
Suret : Yaratılmış şeyler Kan : Maden
BİR SAKİDEN İÇTİK ŞARAP
Bir sakiden içtik şarap, Arştan yüce meyhanesi Ol sakinin mestleriyiz, canlar onun meyhanesi Bir meclistir meclisimiz, anda ciğer kebap olur Bir şemdir burda yanan, güneş onun pervanesi
*** ***
Aşk oduna yananların, Kulli vücudu nur olur Ol od bu oda benzemez, hiç belirmez zebanesi Ondaki mest olanların, "Enel hak" tır sözleri Hallac Mansur gibidir en kemine divanesi
*** ***
Ol meclisin bekrileri, şol şah-ı Edhem gibidir Belh şehrinde yüzbin ola her guşede viranesi Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegil Bilmezmisin cahillerin nice geçer zamanesi
*** ***
Saki : İçki dağıtan Mest : Sarhoş Peymane: Kadeh Şem : Hepsi Zebane : Alev Kemine : En aşağı Bekri : Sarhoş Guşe : Köşe Cezbe : İlahi sarhoşluk hali
SÖYLEYEMEM
Ey yarenler eydemezem, canım neye yandığını Dil ile vasfedemem, gönlümü kim aldığını Gönlüm dolu sığmaz dile, Aşıktır ol kim hal bile Aşk niceyi verdi yele, anlayamaz nolduğunu
*** ***
Aşktan haber bilenlerin, Aşk derdiyle dolanların Küfrü iman olanların, ayıplaman güldüğünü Ağlamak gülmektir aşıka, dirilmek ölmektir aşığa Kahr ile lütfü bir bilir, bilmez melul olduğunu
*** ***
Aşık yunus eyledi lal, Yunus kanı aşka helal Koy verin etsin paymal, görmesin ayrıldığını
*** ***
Eydemezem : Söyleyemem Vasfetmek : Tasvir etmek Melul : Üzülen Kahr : Güçlük, zor Lütuf : İhsan, iyilik Paymal : Ayak altında çiğnenmiş
EZELDEN VAR İDİ
Ezeliden var idi, canımda bu aşk odu Eşkere etmez idim, bilirdim ki dost koydu Ben razıyam bu yolda, günde bin kez yanarsam Şekerden daha tatlı, şirindir aşkın tadı
*** ***
Aşk anadan doğmadı, kimseye kul olmadı Hükmüne kıldı esir, cümle bilişi, yadı Aşka mecnun olanlar, assı ziyandan farig Korkmaz ıssı soğuktan, pes ne biliser odu
*** ***
Ezeli : Evveli olmayan Eşkere : Açıklamak Biliş : Tanıdık Yad : Yabancı Assı : Kazanç, kar Is : Sahip Farig : Vazgeçmiş
SIRRA ERDİM
Ben bunda seyr eder iken, aceb sırra erdim ahi Bir siz dahi sizde görün, dostu bende gördüm ahi Bende baktım bende gördüm, benim ile BiR olanı Suretime can vereni, Kimduğini bildim ahi
*** ***
İsteyuben bulamazam, o ben isem ya ben hani Seçemedim ondan beni, bir kez o oldum ahi Maşuk benimledir bile, ayrı değil kıldan kıla Irak sefer bizden kala, dostu yakın gördüm ahi
*** ***
Munim oldum yoksul iken, benim oldu kevn-i mekan Yerden göğe magrib meşrik, yere göğe doldum ahi Nitekim ben beni bildim, bu oldu ki HAKKI buldum Korkum onu buluncadı, korkudan kurtuldum ahi Yunus kim öldürür seni, veren alır tatlı canı Bu canlara hükmedenin, kim olduğun buldum ahi
*** ***
Acep : Garip Ahi : Kardeş Kimduğini: Kim olduğunu Munim : Nimet veren(Hak) Kevn-i Mekan :Var olan her şey Magrib, Meşrik : Doğu, Batı
AŞK BAHRİSİ
Benem ol aşk bahrisi denizler hayran bana Derya benim katremdir zerreler umman bana Kafdağı zerrem değil ay u güneş bana Haktır aslım şek değil, Murşittir kuran bana
*** ***
Yok iken ol barigah, var idi ol padişah Ah bu aşk elinden ah, dert oldu derman bana ADEM yaratılmadan can kalıba girmeden Şeytan lanet olmadan arş idi seyran bana
*** ***
Yaratıldı MUSTAFA, yüzü gül gönlü safa Ol kıldı bize vefa, ondandır ihsan bana Şeriat ehli ırak eremez bu menzile Ben kuş dilin bilirim, söyler SÜLEYMAN bana Yunus bu halk içinde eksikliktir HAK bilir Divane olmuş çağırır, dervişlik buhtan bana
*** ***
Bahri : Bir cins deniz ördeği, deniz Derya : Deniz Katre : Damla Umman : Okyanus Zerre : En kucuk parca Murşit : Rehber, Hak aşığı, Şeyh Arş : Göğün en yüksek katı Safa : Berraklık Vefa : Sözde durma, İhsan : Lütuf, bağış Şeriat : Kuranın yüzeysel emirleri Ehil : İş bilen Menzil : Varılacak hedef Buhtan : İftira
NİTELİĞİM SORAN
Niteliğim soran işit hikayet Su vu toprak od u yel oldu suret Dört muhalif nesneden dört duvarın Sazıkar eyledi verdi keramet
*** ***
Yel ile toprağı kıldı muallak Su içinde odu tuttu selamet Rızkı ömrü tamam eyledi henüz Şeş cihet olmadan tuttugu kisvet
*** ***
Baki tertiplerimi şerh edeyim İnayet mevcudu sem'u basaret Aklımın haberi bugünkü değil Onu er derisen evvelki ayet Yunus ile bu ne denli nasibim Gönül dost durağı, dilim şehadet
*** ***
Sazıkar : Uygun Muallak : Asılı, havada duran Şerh : Açıklama İnayet : Yardım Sem : İşitme Basaret : Görme
AŞK İMAMDIR BİZE
Aşk imamdır bize, gönül cemaat Kıblemiz dost yüzü daimdir salat Dost yüzün göricek, şirk yağmalandı Anıncun kapıda kaldı şeriat
*** ***
Gönül secde kılar, dost mihrabında Yüzün yere vurup kılar münacat Münacat gibi vakt olmaz arada Kim ola dost ile bu demde halvet
*** ***
Şeriat eydur, sakın şartı bırakma Şart ol kişiye kim ede hiyanet Erenler nefesi devletli rumuz Onunla fitneden olduk selamet "Beli" kavlin dedik evvelki demde Henuz bir demdir, ol vakt u bu saat
*** ***
Derildi beşimiz, bir vakte geldi Beşi bir eyleyip, kim kıla taat Biz kimse dinine hilaf demeziz Din tamam olucak doğar muhabbet
*** ***
Doğruluk bekleyen dost kapısında Gümansız ol bulur ilahi devlet Yunus ol kapıda kemine kuldur Ezelden ebede dektir bu izzet
*** ***
Şirk : Allaha ortak koşma Mihrab : Kıbleyi gosteren yer Münacat : Yalvarma Halvet : Yalnız kalma Beli : Yaratılan ruhların Allaha verdikleri söz (Evet sen rabbimizsin anlamında) Rumuz : İşaret, söz, simge Fitne : Hile, ayartma Kavl : Söz Derilmek : Düzenlenmek Hilaf : Karşı, aksi Güman : Şüphe Kemine : Aciz, en değersiz
AŞIKLARA DİN NE HACET
Din umillet sorar isen, aşıklara din ne hacet Aşık kişi harab olur, harab bilmez din diyanet Aşıkların gönlü gözü maşuk diye gitmiş olur Ayruk surette ne kalır kim kılısar zühd u taat
*** ***
Taat kılan uçmağ için din tutmayan tamu için Ol ikiden farig olur, neye benzer bu işaret Her kim dostu sever ise, dosttan yana gitmek gerek İşi gücü dost olucak, cümle işten olur azat
*** ***
Onun gibi maşukanın haberini kim getirir CEBRAİL-İ MURSEL sığmaz, böyle olundu işaret Soru hesap olmayısar, dünya ahret kovana MUNKER u NEKiR ne sorar terkolucak cümle murad Havf u reca gelmez onda varlık yokluk bırakana İlm u amel sığmaz onda ne terazi var ne sırat
*** ***
Ol kıyamet pazarında her bir kula BAŞ kaygısı Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet
*** ***
Hacet : İhtiyaç Di˜anet : Dini kurallar, yordamlar Farig : Vazgecmek Havf u reca : Korku ve ümit
CIKTIM ERiK DALINA
Çıktım erik dalına anda yedim üzümü Boştan ıssı kakıyıp, der ne yersin kozumu Ağrılık yaptı bana, buhtan eyledim ona Çerçi de geldi dedi, niye aldın kuzumu
*** ***
Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım Nedir diye sorana, bandım verdim özünü İplik verdim çulhaya sarıp yumak etmemiş Becid becid ısmarlar, gelsin alsın bezini
*** ***
Bir serçenin kanadın, kırk katıra yüklettim Çift dahi çekemedi, şöyle kaldı kazını Bir sinek bir kartalı salladı urdu yere Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu
*** ***
Bir kut ile güreştim, elsiz ayağım aldı Güreşip basamadım göyündürdü özümü Kaf dağından bir taşı şöyle attılar bana Öylelik yola düştü, bozayazdı yüzümü
*** ***
Balık kavaga çıkmış, zift turşusu yemeğe Leylek koduk doğurmuş baka şunun sözünü Gözsüze fısıldadım sağır sözüm işitmiş Dilsiz çağırıp söyler dilimdeki sözümü
*** ***
Tosbağaya sataştım, gözsüzsepek yoldaşı Sordum sefer nereye, Kayseri'ye azimli YUNUS BİR SÖZ SÖYLEDİN,HİÇ BİR SÖZE BENZEMEZ MUNAFIKLAR YÜZÜNDEN ÖRTTÜN MANA YÜZÜNÜ
*** ***
Issı : Sahibi Kakımak: Kızmak Koz : Ceviz Buhtan : İftira Çerçi : Seyyar satıcı Becid : Acele Küt : Kötürüm Göyündürmek : Kendi kendine yanmak Koduk : Sıpa Gözsüzsepek : Köstebek Munafık: İçi dışı bir olmayan, sahte müslüman
SÖZLERİN ASLI
Ey sözlerin aslın bilen, gel de bu söz kandan gelir Söz aslını anlamayan, sanır bu söz benden gelir Söz karadan aktan değil, yazıp okumaktan değil Bu yürüyen halktan değil, halık avazından gelir
*** ***
Ne elif okudum ne cim varlığındandır kelecim Bilmeye yüzbin müneccim, taliim ne ıldızdan gelir Şule bize aydan değil, Aşk eri bu soydan değil Rızkımız bu evden değil, derya-yı ummandan gelir
*** ***
Biz bir bahane arada, Ayruk de elden ne gele Hak cun emir eyler, Cana bu keleci andan gelir Yunus bir dert ile ah et, Kahr evinde neyler rahat Bu derde derman keffaret, bir ah ile suzdan gelir
*** ***
Kandan : Nereden Halık : Yaratan, Allah Elif, cim : Arap alfabesinden harfler Keleci : Söz Müneccim : Yıldız falcısı Ildız : Yıldız Şule : Işık Rızk : Nimet Ayruk : Başka Kahr : Dert Derman : İlaç, şifa Keffaret : Karşılık Süz : Yanıp tutuşma
KOĞIL ÖLÜM ENDİŞESİN
Koğıl ölüm endişesin, Aşıklar ölmez bakidir Ölüm aşıkın nesidir cun nur-u ilahidir Ölümden ne korkarsın çünkü hakka yararsın Bil ki ebedi varsın, Ölmek fasid işidir
*** ***
Kal u bela denmeden, Kadimde bile idik Biz bir uçar kuş idik , vücut can budağıdır Yunus beşaret sana, gel derler dosttan yana Ol kimseye ol ana KULLUN YERCİ aslıdır
*** ***
Koğıl : Bırak Fasid : Fesatcı, bozguncu Kal u bela : Yaratanın, Rabliğini ruhlara onaylattığı söz Kadim : Ezel, öncesi olmayan zaman, Allah Biliş : Tanışıklık Beşaret : Müjde Kullun yerci : Herşey döner (Haktan gelen hakka dönecektir)
AŞIKMIDIR
Canını aşk yoluna vermeyen aşık mıdır Cehdeyleyip ol dosta ermeyen aşık mıdır Dost sevgisin gönülde, can ile berkitmeyen Tul-i emel defterin dürmeyen aşık mıdır
*** ***
Nefs arzusundan geçip, aşk kadehinden içip Dost yoluna er gibi, durmayan aşık mıdır Dün ü gün ü riyazetde halvetlerde diz çokup Sohbetlerde baş çatıp, durmayan aşık mıdır
*** ***
Yunus imdi ol dostun, cefasına sabreyle Yüreğine aşk odun, Urmayan aşık mıdır
*** ***
Cehd : Gayret Berkitmek : Pekiştirmek Tül-i emel : Aşırı isteklerden oluşan emeller Nefs : Öz varlık, can, arzular emeller kaynağı Riyazet : Nefs terbiyesi Halvet : Yalnızlık Cefa : Zorluk, sıkıntı Od : Ateş Urmak : Vurmak
HAKİKATIN MANASI
Hakikatin manisin şerh ile bilmediler Erenler bu dirliği, riya dirilmediler Hakikat bir denizdir, şeriattır gemisi Çoklar gemiden çıkıp, denize dalmadılar
*** ***
Bunlar gelip kapıya, şeriatta durdular İçeri giribeni ne vardır bilmediler Dört kitabı şerh eden, Asidir Hakikatte Zira tefsir okuyup, Manisin bilmediler
*** ***
Yunus adın sadıktır, bu yola geldin ise Adın değşirmeyenler, bu yola gelmediler
*** ***
Hakikat : Gerçek, sırların açıldığı makam Şeriat : Din yolunda dışsal emirleri içeren başlangıç aşaması Tefsir : Açıklama
VÜCUD ŞEHRİ
İşbu vücud şehrine bir dem giresim gelir İçindeki sultanın yüzün göresim gelir İşidirim sözünü, göremezem yüzünü Yüzünü görmekliğe, canım veresim gelir
*** ***
Erenlerin sohbeti, arttırır marifeti Bi-dertleri sohbetden, her dem süresim gelir Miskin Yunusun canı, dört tabiat içinde Aşk ile can sırrına pinhan varasım gelir
*** ***
pinhan : Gizli
AŞK ÖDÜ
Aşkın ödü ciğerimi yaka geldi yaka gider Garip başım bu sevdayı çeke geldi çeke gider Kar etti firak canıma, Aşık oldum sultanıma Aşk zincirin dost boynuma, taka geldi taka gider
*** ***
Arada olmasın naşı, onulmaz bağrımın başı Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi aka gider Aşık Yunusun sözleri efgan eder bülbülleri Dost bahçesinde gülleri, koka geldi koka gider
*** ***
Firak : Ayrılık
SEMA
Bu sema'a girmeyen sonra peşiman olur Erişir bizim ile ser-be-ser düşman olur Dosttur bizi okuyan, üstümüzde şakıyan Şimd'üçbuçuk okuyan derin Danışman olur
*** ***
Hey biçare Danışman, Et dervişi dervişhan Dervişlere erişen, işine pişman olur YUNUS eydur MEVLANA, epsem otur yerinde Bu sohbete doymayan sonra sevişken olur
*** ***
Epsem : Dilsiz
ARİFLER ORTASINDA
Arifler ortasında Sufilik satmayalar Cun Sufiye ihlas oldu, Aşka riya katmayalar Ya gel bildiğinden eyit, yahut bilenlerden işit Teslimin ucun tutup, hiç sözü uzatmayalar
*** ***
Kuran'ı virip idi, gönüle evim dedi Gönül ev ıssın bilmez ademden tutmayalar Mumsuz baldır şeriat, tortusuz yağdır tarikat Dost için balı yağa ne için katmayalar
*** ***
Evvel ADEM yanıldı, uçmakta buğday yedi İşi HAKtan bilenler şeytandan tutmayalar Şirin huylar eyleğil, tatlI sözler söyleğil Sohbetlerde YUNUSu hergiz unutmayalar
*** ***
Arif : ݘlim irfan sahibi Sufi : Derviş, mutasavvıf Uçmak : Cennet Hergiz : Asla
HAK İSTEYEN
Ey dünü gün HAK isteyen, bilmezmisin HAK kandadır Her kandasam anda hazır, kanda bakarsam andadır İstemegil HAKKI ırak, Gönüldedir HAKKA durak Sen senliğin elden bırak, tenden içeri candadır
*** ***
Gir gönüle bul andadır, benliğinin defterin dur Ol has gevher bil andadır sanam kim ol ummandadır Ol ummanda yüzbin gevher bir zerreden oldu kemter Ol cana zeval mi erer, canı ab-ı hayvandadır
*** ***
Eyleğil suretin viran, can sırrıdır ona eren Batın gözüdür dost gören zahir gözü yabandadır Kim ki gaflet icre geçer, canı zeval suyun içer Derviş gönlü arşta uçar, çünki mekanı ondadır
*** ***
Ab-ı hayvan : Ebedilik veren su Batın : İç, gizli Zahir : Dış, görünen
YAR YÜREĞİM YAR
Yar yüreğim yar, gör ki neler var Bu halk içinde bize güler var Ko gülen gülsün, HAK bizim olsun Gafil ne bilir, HAKKI seven var
*** ***
Bu yol uzaktır menzili çoktur Geçidi yoktur, derin sular var Girdik bu yola Aşk ile bile Gurbetlik ile bizi salar var
*** ***
Her kim merdane, gelsin meydane Kalmasın cana kimde hüner var Yunus sen bunda meydan isteme Meydan içinde merdaneler var
*** ***
AŞKIN OKU
Dost senin aşkın oku key katı taştan geçer Aşkına düşen kişi can ile baştan geçer Dün ü günü zar olur aşkın ile yar olur Endişesi sen olan, cümle tesvişten geçer
*** ***
Aşkına düşenlerin, yüreği yanar olur Kendini sana veren, düğeli işten geçer Dünyanın muhabbeti agülü aşa benzer Ahırın sanan kişi, agülü aştan gecer
*** ***
Başında aklı olan, ücrete amel etmez Hurilere aldanmaz, göz ile kaştan geçer Yunusun gönlü gözü, doludur HAK sevgisi Sohbet ihtiyar eden, yad u bilişten geçer
*** ***
Key : Pek çok Tesviş : Kargaşa Düğeli : Bütün, hepsi İhtiyar : Seçmek, Seçkin
ERENLER NEREDEDİR
Bilirmisiniz ey yarenler, gerçek erenler kandadır Kanda baksam anda hazır, Kanda isterem andadır Aşksızlara benim sözüm, benzer kaya yankısına Bir zerre aşkı olmayan, belli bilin yabandadır
*** ***
Yalancılık eylemeğil aşka yalan söylemeğil Bunda yalan söyleyenin, anda yeri zindandadır Ey kend'özün bilmeyen söz manisin bulmayan Hak varlığın istersen, Us ilm ile Kurandadır
*** ***
Allah benim dediğine, vermiş verir aşk varlığın Kimdeki var bir zerre aşk Calap varlığı ondadır Niceler eydur Yunusa Kocaldın sen aşkı koğıl Bu aşk bize yeni geldi, henuz dahi turfandadır
*** ***
AŞKLA GELEN ERENLER
Aşkla gelen erenler içer aguyu nuş eder Topuğa çıkmayan sular, deniz ile savaş eder Bu sohbete gelmeyenler, HAK nefesi almayanlar Sürün onu burdan gitsin, Durur ise çok iş eder
*** ***
Cahildir mani'den almaz oturur kararı gelmez Öleceğini hiç sanmaz, yüzbin yıllık teşviş eder Dağ ne kadar yüksek ise yol onun üstünden aşar Yunus Emrem yolsuzlara yol gösterdi vu hoş eder
*** ***
Nuş etmek : İçmek Man'i : Anlam Tesviş : İşkillenme
CEFANIN ADI AŞK
Türlü türlü cefanın, adını aşk vermişler Bu cefaya katlanan, dosta halvet vermişler Kime ki aşk ulaşa, her dem kaynaya taşa İyi dirlik hem yavuz, dört yanında durmuşlar
*** ***
Her kim aşk eri ise, aşka müşteri ise Aşk onun yarı ise, canına öd urmuşlar Miskin Yunusun canı başında serencamı Aşka munkir ademi bu meydandan sürmüşler
*** ***
Halvet : Yalnızlık Serencam : Başa gelen Munkir : İnkar eden
SÖZ OLA KESE SAVAŞI
Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı Söz ola agülü aşı, yağ ile bal ede bir söz
*** ***
Kişi bile söz demini, Demeye sözün kemini Bu cihan cehennemini, Sekiz cennet ede bir söz Yunus şimdi söz yatından, söyle sözü gayetinden Pek sakın o sah katından, Seni ırak ede bir söz
*** ***
Dem : Etki Kem : Fena, değersiz Yat : Usul, yol yordam
VÜCUDDA BULDUK
Mani evine daldık, vücuda seyran kıldık İki cihan seyrini, cümle vücudda bulduk Yedi gök yedi yeri, dağları denizleri Cenneti cehennemi, cümle vücudda bulduk
*** ***
Tevrat ile incili, Furkan ile Zeburu Bunlardan beyanı cümle vücudda bulduk Yunusun sözleri hak, cümlemiz dedik saddak Kanda istersen anda HAK, cümle vücudda bulduk
*** ***
Furkan : KURAN Saddak : Doğru
BİR NAZARDA KALMAYALIM
Bir nazarda kalmayalım gel dosta gidelim gönül Hasret ile ölmeyelim gel dosta gidelim gönül Gel gidelim can durmadan suret terkini urmadan Araya düşman girmeden gel dosta gidelim gönül
*** ***
Gel gidelim kalma ırak dost için kılalım yarağ Şeyhin katındadır durak gel dosta gidelim gönül Terk edelim il u şarı dost için kılalım zarı Ele getirelim yarı gel dosta gidelim gönül
*** ***
Bu dünyaya kanmayalım fanidir aldanmayalım Bir iken ayrılmayalım gel dosta gidelim gönül Biz bu cihandan göçelim ol dost iline uçalım Arzu hevadan geçelim gel dosta gidelim gönül
*** ***
Kılavuz ol sen bana günilelim dosttan yanate Bakmayalım önden sona gel dosta gidelim gönül Bu dünya olmaz payidar aç gözünü canın uyar Olgıl bana yoldaş u yar gel dosta gidelim gönül
*** ***
Ölüm haberi gelmeden ecel yakamız almadan Azrail hamle kılmadan gel dosta gidelim gönül Gerçek erene varalım Hakk'ın haberin soralım Yunus Emre'yi bulalım gel dosta gidelim gönül
*** ***
Heva : Heves, nefse düşkünlük Günilmek : Yönelmek, kıskanmak Payidar, paydar : Devamlı, sürekli Yarağ kılmak : Hazırlanmak, hazırlık yapmak Terkin urmak : Terketmek, bırakmak
TEHİ GÖRME KİMSEYİ
Tehi görme kimseyi hiç kimsene boş değil Eksiklik ile nazar erenlere hoş değil Gönlünü derviş eyle dost ile biliş eyle Aşk eri şol ma'nide derviş içi boş değil
*** ***
Derviş bilir dervişi Hak yoluna durmuşu Dervişler Huma kuşu çaylak u baykuş değil Dervişlik aslı candan geçti iki cihandan Haber verir sultandan bellidir yad kuş değil
*** ***
Ey Yunus Hakk'ı bilen söylemez hergiz yalan İkilik ile gelen doğru yol bulmuş değil
*** ***
Tehi : Bos, kimsesiz Yad : Yabancı, el kişi Hergiz : Asla
HAK CALABIM HAK CALABIM
Hak Calabım Hak Calabım sencileyin yok Calabım Günahlarımız yarlığa ey rahmeti çok Calabım Ben eydürem kim ey gani nedir bu derdin dermanı Zinhar esirgeme beni aşk oduna yak Calabım
*** ***
Kullar senin sen kulların günahları çok bunların Uçmağına koy bunları binsinler Burak Calabım Ne sultan ne baylardasın ne köşk ü saraylardasın Girdin miskinler gönlüne edindin durak Calabım
*** ***
Ne ilmim var ne taatım ne gücüm var ne takatım Meğer senin inayetin kıla yüzüm ak Calabım Yarlığağıl sen Yunusu günahlı kulların ile Eğer yarlıgamaz isen key katı firak Calabım
*** ***
Calab : Allah Yarlıgamak : Bağışlamak İnayet : Yardım Firak : Ayrılık
BENİM CANIM UYANIKTIR
Benim canım uyanıktır dost yüzüne bakan benem Hem denize karışmağa ırmak olup akan benem Irmak gibi ben çağlaram geh gülerem geh ağlaram Nefsin ciğerin doğraram kibr u kini yıkan benem
*** ***
Kırdım bu nefsin çerisin bir itdim burc u barusun Pak eyledim içerisin milketini yuyan benem Ben hazrete tutum yüzüm ol aşk eri açtı gözüm Gösterdi bana kendozum ayet-i kul denen benem
*** ***
Şah didarın gördüm ayan hiç gumansuz belli beyan Kafir ola inanmayan ol didara bakan benem Benim durur bu cümle iş hikmetimle yaz u kış Ben bilirim yad u biliş ırılmadan duran benem
*** ***
Bu cümle canda oynayan damarlarımda kaynayan Kulli dillerde söyleyen kulli dili diyen benem Nemrud odun ˜brahim'e ben bag u bostan eyledim Küfür yüzünden doğuban gene ödü yakan benem
*** ***
Ol Hallac-ı Mansur ile söyler idim enel Hakk'ı Benem gi'nönün boynuna dar urganın takan benem Ol Hak habibi Mustafa mi'raca edicek sefer Ol dem canım hak eyledim ol sırrı duyan benem
*** ***
Şimdi adım Yunus durur ol demde İsmail idi Ol dost için Arafat'a kurban olup çıkan benem Cerh benim hükmümdedir her kanda ben oturmusam Mülk benim elimdedir yıkan benem yapan benem
*** ***
Sa'd benem said benem Yunus dahi benimledir İlm-i ledundur ustadım ol esrarı duyan benem
*** ***
Burcu u baru : Kule ve hisar Milket : Memleket Didar : Yüz, Allah'ın cemali Kulli : Hepsi, tümü Hak : Toprak Yüz tutmak : Yönelmek Yad u biliş : Tanıdık tanış Cerh : Gök, felek Said : Kutlu, Allah'ın beğendiği Sa'd : Uğurlu, mübarek
HER KAÇAN ANARSAM SENİ
Her kacan anarsam seni kararım kalmaz Allahım Senden ayrı gözüm yaşın kimseler silmez Allahım Sensin ismi baki olan sensin dillerde okunan Sensin aşkına dokunan kendini bilmez Allahım
*** ***
Sen yarattın cism u cani sen yarattın bu cihanı Mülk senindir kerem kkaıl kimsenin olmaz Allahım Okunur dilde destanın açılır bag u bostanın Sen baktığın gülistansın gülleri solmaz Allahım
*** ***
Aşk bahrna dalmayan canını feda kılmayan Senin cemalin görmeyen meydana gelmez Allahım Zor olur aşıkın işi durmaz akar gözün yaş Senden ayrı düşen kişi didarın gö”rmez Alahım
*** ***
Aşık Yunus seni ister lütf eyle cemalin göster Cemalin gören aşıklar ebedi ölmez Allahım Kacan : Ne vakit ki Kerem : Cömertlik Cism u can: Beden ve Ruh Kan : Maden Ocağı Didar : Allahın cemali,yüz
TEHİ GÖRMEN SİZ BENİ
Tehi görmen siz beni dost yüzün görüp geldim Baki devr-i rüzgigar dost ile sürüp geldim Oldur söyleyen dilde varlık dostundur kulda Varlığım hep ol ilde ben bunda garip geldim
*** ***
Bezirganam mataım çok dest-girim ustadım Hak Ziyanım assıya cümle anda değişip geldim Yer u gök yaratıldı aşk ile bünyad oldu Toprağa nazar kıldı aksırdı durup geldim
*** ***
Gördüm yedi tamusun anda sekiz uçmağın Korkudan günahımı anda sızdırıp geldim İşi oldum kudretten bahanem bir avretten İnayet oldu Hak'tan ölü dirgörüp geldim
*** ***
Adem olup durmadan nefsin boynun burmadan Yanıldım buğday yedim uçmaktan sürülüp geldim Musayla Tur'a çıktım binbir kelime dedim Bu Hak bizi ne bilsin anda bilinip geldim
*** ***
Nuh oldum tufan için çok duruştum din için Duymayanın tagadan suya boğdurup geldim Yalan değildir sözüm bak yüzüme aç gözün Dah'örtülmedi izim uş yoldan erip geldim
*** ***
Çerçiş oldum basıldım Mansur oldum asıldım Hallac pamuğu gibi bunda atılıp geldim Eyyüb oldum tenime cefa kıldım canıma Çağırdım Sübhanıma kurtlar duruyup geldim
*** ***
Zekerya oldum kaçtım erdim ağaça geçtim Kanım dört yana saçıp tepem deldirip geldim Yalınız Sübhan idi peygamberler can idi Yunus hod pinhan idi suret değişip geldim Dirgörmek : Diriltmek Taga : Taka, büyük kayık Pinhan : Gizli Dürümek : Bir araya getirmek
BEN BİR ACEB İLE GELDİM
Ben bir aceb ile geldim kimse halim bilmez benim Ben söylerem ben dinlerem kimse dilim bilmez benim Benim dilim kuş dilidir benim ilim dost ilidir Ben bülbülem dost gülümdür bilin gülüm solmaz benim
*** ***
Ol dost bana gelsin demiş sundum kadeh alsın demiş Aldım kadeh içtim şarab ayruk gönlüm ölmez benim Ne Tür'üm var ne durağım hiç yerde yoktur kararım Hakk'a münacaat etmeye belli yerim olmaz benim
*** ***
Sor durduğum yeri bana gelirsen gösteren sana Bir zerrece Hak'tan ayrı gözüm nesne görmez benim Tur dağında bir tecelli gör Musi'ye neler kıldı Yunus eydur Hak katında sözüm geri kalmaz benim
*** ***
Tecelli : Görünmek Ayruk : Ayrı, başka Göğnü : Yanmak, yanık Tap : Yeter, kafi Zari kılmak : Ağlamak, inlemek Dar : Ev, yurt, darağacı Munkir : İnkar eden
HER KANCARU DÖNER İSEM
Her kancaru döner isem aşk iledir işim benim Öldür gönlümde teşvişim hem aşktır yoldaşım benim Aşıklara göynür özüm onuncun faşolur razım Göriceğiz aşıkları kaynar içim dışım benim
*** ***
Bu aşk bize rahmanidir hem canımızın canıdır Onun icin şeytan ile her dem bu savaşım benim Benim canım bir kuştur kim gövdem onun kafesidir Dosttan haber geliceğiz birgün uçar kuşum benim
*** ***
Geldim dünyayı seyrettim ya bugün ya yarın gittim Ben bunda eğlenemezem bunda bitmez işim benim Yunus eydur ben aşıkam hem aşıkam hem sadıkam Bu ayruk aşıklar gibi yoktur arayışım benim
*** ***
Kancaru : Nereye Teşviş : Kargaşalık Göynümek : Kendi kendine yanmak Faşolmak : Açığa çıkmak, belli olmak, Raz : Sır, gizli şey Rahmanı : İlahi
Arayış : Sus, bezek
Ertan Türkmen