16 Eylül 2010 Perşembe

diksiyon ve hitabet ders notları-2

T.C.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
MEGEP
(MESLEKÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN
GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)
MESLEKİ GELİŞİM
DİKSİYON 2
ANKARA 2006
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen modüller;
 Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 02.06.2006 tarih ve 269 sayılı
Kararı ile onaylanan, Mesleki ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumlarında
kademeli olarak yaygınlaştırılan 42 alan ve 192 dala ait çerçeve öğretim
programlarında amaçlanan mesleki yeterlikleri kazandırmaya yönelik
geliştirilmiş öğretim materyalleridir (Ders Notlarıdır).
 Modüller, bireylere mesleki yeterlik kazandırmak ve bireysel öğrenmeye
rehberlik etmek amacıyla öğrenme materyali olarak hazırlanmış,
denenmek ve geliştirilmek üzere Mesleki ve Teknik Eğitim Okul ve
Kurumlarında uygulanmaya başlanmıştır.
 Modüller teknolojik gelişmelere paralel olarak, amaçlanan yeterliği
kazandırmak koşulu ile eğitim öğretim sırasında geliştirilebilir ve
yapılması önerilen değişiklikler Bakanlıkta ilgili birime bildirilir.
 Örgün ve yaygın eğitim kurumları, işletmeler ve kendi kendine mesleki
yeterlik kazanmak isteyen bireyler modüllere internet üzerinden
ulaşılabilir.
 Basılmış modüller, eğitim kurumlarında öğrencilere ücretsiz olarak
dağıtılır.
 Modüller hiçbir şekilde ticari amaçla kullanılamaz ve ücret karşılığında
satılamaz.
:
i
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER.........................................................................................................................i
AÇIKLAMALAR ....................................................................................................................ii
GİRİŞ ......................................................................................................................................1
ÖĞRENME FAALİYETİ 1 .....................................................................................................3
1. ANLATIM ...........................................................................................................................3
1.1. Anlatıma Hazırlık..........................................................................................................3
1.1.1. Doğallık .................................................................................................................3
1.1.2. Üslûp......................................................................................................................4
1.1.3. Açıklık ...................................................................................................................7
1.1.4. Kuvvet ...................................................................................................................8
1.1.5. İmge .......................................................................................................................8
1.1.6. İncelik ....................................................................................................................9
1.1.7. Duygunluk .............................................................................................................9
1.1.8. Hareket...................................................................................................................9
1.1.9. Taklit......................................................................................................................9
UYGULAMA FAALİYETLERİ.......................................................................................10
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ....................................................................................11
ÖĞRENME FAALİYETİ–2 ..................................................................................................12
2.JEST VE MİMİKLER.........................................................................................................12
2.1. Mimikte Anlatım.........................................................................................................13
2.2. Mimikte Güzellik ........................................................................................................19
UYGULAMA FAALİYETLERİ.......................................................................................29
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ....................................................................................30
MODÜL DEĞERLENDİRME ..............................................................................................33
CEVAP ANAHTARLARI .....................................................................................................34
KAYNAKÇA........................................................................................................................35
İÇİNDEKİLER
:
ii
AÇIKLAMALAR
KOD 90KG00005
ALAN Tüm Alanlar
DAL/MESLEK Tüm Dallar
MODÜLÜN ADI Diksiyon 2
MODÜLÜN TANIMI Etkili ve düzgün konuşma yeterliğinin kazandırıldığı öğrenme
materyalidir.
SÜRE 40/32
ÖN KOŞUL Diksiyon 1 modülünü başarmış olmak.
YETERLİK Türkçeyi etkili ve düzgün konuşmak.
MODÜLÜN AMACI
Genel Amaç:
Dili doğru kullanarak etkili ve düzgün konuşabileceksiniz.
Amaçlar:
 Sözlü iletişim sırasında doğru ve anlaşılır bir anlatım
kullanabileceksiniz.
 Sözlü iletişim sırasında doğal jest ve mimikler
kullanabileceksiniz
EĞİTİM ÖĞRETİM
ORTAMLARI VE
DONANIMLARI
Sınıf ortamı donanım: telefon santrali, konsol ve telefon
cihazı, bilgisayar, projeksiyon.
ÖLÇME VE
DEĞERLENDİRME
Modül içinde yer alan her faaliyetten sonra verilen ölçme
araçları ile kendinizi değerlendireceksiniz.
Modül sonunda ise kazandığınız bilgi ve becerileri belirlemek
amacıyla öğretmeniniz tarafından hazırlanacak bir ölçme
aracıyla değerlendirileceksiniz.
AÇIKLAMALAR
:
1
GİRİŞ
Sevgili Öğrenci,
Güzel ve etkili konuşmanın, kendimizi doğru ifade etmenin ve bunları yaparken jest
ve mimikleri doğru kullanmanın çevremizle olan iletişimimizde ne kadar önemli olduğu
tartışılmaz bir gerçektir.
İletişimin bir algılama faaliyeti olduğunu düşünürsek yaşadığımız çevre, bizi bu
diksiyon bilgisi ile artık son derece doğru anlayacak ve algılayacaktır. Böylece artık
hayatımız boyunca yanlış anlaşılma korkusu taşımayacağız. Çünkü bu modülü aldığınızda ve
başardığınızda artık duygu ve düşüncelerinizi daha rahat ve anlamlı bir şekilde ifade
edebileceksiniz.
Diksiyon, sosyal hayatın bir parçası olduğu gibi iş hayatınında vazgeçilmez
unsurlarındandır. Telefonda konuşmayı bilmeyen, düzgün cümleler kuramayan ve ne
konuştuğu anlaşılmayan bir bankacı veya bir yönetici sekreteri düşünebilir misiniz?
Elbette hayır. O halde bu modül size iş hayatınızda da destek olacak ve diğer
özelliklerinizle beraber tercih edilen bir eleman olma özelliği kazandıracaktır.
GİRİŞ
:
2
:
3
ÖĞRENME FAALİYETİ 1
Sözlü iletişim sırasında doğru ve anlaşılır bir anlatım kullanabileceksiniz.
ARAŞTIRMA
 Çevrenizdeki radyo ve TV istasyonlarına gidin ve oradaki personellerlegörüşün.
 Radyo ve TV spİkerleri hangi eğitimi almış sorun ve notlar alın.
1. ANLATIM
1.1. Anlatıma Hazırlık
1.1.1. Doğallık
Anlatımda yapaylığa düşmeden konuşmanın gerektirdiği ses tonuyla konuşmaya
doğallık denir. Bu özellik, diksiyonun vazgeçilmez öğelerinden birisidir. Doğallığın önemi,
kişinin kendine ait konuşmalarından çok, sesiyle canlandırdığı metinlerde ortaya çıkar.
 Bağırma
Bağırma, insan sesinin en doğal görünüşlerinden biridir. Bağırma sesi çıkarılırken
gerekli hecede ünsüzün şiddetlendirilmesi ve buna aynı şiddette süresi uzatılan ve yükseltilen
ünlünün katılması gerekir.
 Gülme
İnsana özgü doğal ses çıkarma biçimlerinden birisi de gülmedir. Gülme doğal olmakla
birlikte doğal biçimde canlandırılması kolay değildir.
 Hıçkırık (Ağlama)
Kimi dramatik olay ve durumları aslına uygun olarak seslendirme ve canlandırma
biçimine diksiyonda hıçkırık (ağlama) adı verilir. Diksiyonda doğallık sağlayacak
becerilerden biride hıçkırığı gerçeğine en yakın biçimde çıkarabilmektedir.
AMAÇ
ARAŞTIRMA
ÖĞRENME FAALİYETİ–1
:
4
Anlatım Alıştırmaları
Doğallık, bağırma, gülme ve hıçkırık (ağlama)gibi diksiyonu bütünleyen özellikler
yerli yerinde ve kıvamında kullanabilirse konuşmayı albenili duruma getirebilir. Bu
bakımdan sınıf içinde sırayla bu dört eylem tekrarlanabilir.
1.1.2. Üslûp
Konuşmacının duygu, düşünce ve bilgilerini karşı tarafa aktarmasına üslûp adını
verdiğimiz değişik yollar kullanılmaktadır.
 Sade Üslûp
Doğal ve açık anlatım özelliğine “sade üslûp” denir. Bu üslûpta uzun ve süslü sözler,
gösterişli parlak hayaller yerine kolay anlaşılır bir tarz esastır. Kolay ve pratik öğretmek,
eğlendirmek ve üslûbun niteliklerindendir.
 Yüksek üslûp
Düşünceler ve duygular çok yüksek, sanatlı ve görkemliyse bu tür anlatıma “yüksek
üslûp” adı verilir. Bu üslûpta kelimeler, seçkin ve parlaktır. Sade ve kolay anlaşılan cümleler
yerine imajlara ve söz sanatlarına dayalı ifadeler kullanılır. Bu üslûbu kültürlü insanlar anlar.
 Karışık üslûp
Herkesin anlayacağı nitelikteki anlatım özelliğine de “karışık üslûp” denir. Bu tür
söyleyişte sade ve yüksek üslûbun karışımı görülür. Bu üslûbu her sınıftaki insan anlayabilir.
:
5
10%
30%
60%
Şekil 1.1: Karışık üslup
1.1.2.1. Üslûpla İlgili Çalışmalar
Bu sonuçlardan şunu anlıyoruz; ilk karşılaştığımız zaman nasıl göründüğümüz, nasıl
bir yüz ifadesine sahip olduğumuz ve nasıl konuştuğumuz, ne konuştuğumuzdan daha
önemli olmaktadır.
 Yukarıdaki üslûp türlerine uygun parçalar bulunuz ve sınıfta okuyunuz.
 Sınıf içinde yukarıdaki üslûp türlerine uygun konuşmalar yapınız.
1.1.2.2. Üslûp Özellikleri
Nasıl ki her yazının üslûp açısından bir özelliği varsa her konuşmanın da kendine özgü
bir üslûbu vardır. Konuşmanın karakterini biraz da üslûp belirler. Konu ile seçilen üslûp
arasında bir uygunluk sağlanamazsa konuşma başarısız olur. Bu açıdan üslûp ile ilgili temel
bilgilere sahip olmak. üslûbun inceliklerine dikkat etmek ve üslûbu belirlerken üzerinde
düşünmek gerekir.
Bir konuşmacının söylemek istediğini anlayabilmek dinleyenler açısından önemlidir.
Konuşmasında çok sayıda yabancı kelime kullanan, bir yığın terimleri arka arkaya sıralayan,
biraz dinlemeden sonra usanç veren bir konuşmacıyı kimse dinlemek istemez.
Bir konuşmada aranması gereken üslûp özelliklerini aşağıdaki başlıklarla ortaya
koyabiliriz:
 İçtenlik
Bir konuşmacıda bulunması gereken en önemli özellik içtenliktir. Çünkü, gönülden
çıkmayan bir söze, inanmadan söylediğiniz bir söylediğiniz bir düşünceye kendiniz kabul
etmediğiniz için başkalarını inandırmanız çok zordur. Bu durumda rol yapmanız ve
yapmacık olmanız gerekir. Bunlar ise doğru, güzel ve etkili konuşmanın düşmanlarıdır.
:
6
Konuşmanın içten, yani samimi olması da anlatımın özelliklerindendir. Anlatımın
içtenlik tanıması demek; ancak inancımıza ve düşüncemize uygun şeyleri, içimize doğduğu
gibi konuşmak demektir. Doğruluğuna inanmadığı bir düşünce ya da içine doğmayan bir
duygu üzerinde yazan kişi, kendini zorlar. Bu yüzden anlatımı içten ve doğal olmaz. Bu da
konuşmanın etkili olmasını engeller.
 Duruluk
İyi bir konuşmacının mutlaka bir amacı vardır. Hiç kimse boşu boşuna konuşmak
istemez. O halde konuşmanın anlaşılması ilk şarttır. Bunun gerçekleşebilmesi ise sözlerin
açık ve duru olmasına bağlıdır. Konuşmacının ağzından çıkanların kulağımıza pürüzsüz bir
biçimde ulaşması da duruluğu özelliklerindendir. Hiç kimse konuşmacıyı dinlerken bulmaca
çözmek zorunda kalmayı istemez. Duru bir anlatım, sözün anlamının kolay kavranmasını
sağlar. Söz sanatlarıyla yüklenmemiş, süssüz ve tumturaksız anlatıma “duruluk” adı verilir.
Düşünüldüğü gibi konuşmak, gereksiz mecazlara ve sanatlara kaçmamak, konuşmanın
anlamca dolgun olmasını ve rahat anlaşılmasını sağlar.
:
7
 Akıcılık
Bir konuşmanın rahat ve kolay anlaşılması, kelimelerin dile dolaşmaması,
dinleyicilerin rahatsız olmadan anlayabilmeleri durumuna “akıcılık” denir. Konuşmanın
akıcı olabilmesi için zaman zaman dinleyicileri dikkatleri toplanmalıdır. Bu amaçla,
konunun niteliğine göre, fıkra, nükte, atasözü, deyim, vb. gibi öğelere başvurulabilir.
Her türlü konuşmada söylenmesi güç olan kelimeleri kullanmaktan kaçınmalıdır.
Akıcılık, kelimelerin seçiminden ve söz dizimindeki uygunluktan gelebileceği gibi hayal ve
düşüncelerin düzenindeki dengeden de doğabilir.
Çok uzun ve girişik sözler de duygu ve düşüncelerin kavranmasını güçleştirir,
konuşmanın akıcılığını keser.
İçinde birçok bilimsel terim bulunan konuşmalarda sıkıcı olur. Eğer çok terim
kullanmak zorunluluğu varsa bunlar, elden geldiğince arka arkaya getirilmelidir.
 Özgünlük
Duygudan ve düşünceden başka, anlatımda özgün olmaya, yani başkalarına
benzememeye çalışmak gerekir. Anlatımın özgünlüğü herkesten farklı bir görüş, duyuş ve
düşünüş tarzına sahip olunması ve bunların değişik bir tarzda ifade edilmesi
demektir.Konuşmalarında belirli bir özgünlüğü olanlar, ileride ünlü hatipler arsına
girebilirler.
Herkesin bildiği, en azından pek çok kaynakta var olan bilgileri dinleyicilere aktarmak
konuşma sanatı açısından pek hoş bir durum değildir. Her şeyden önce; ortaya konulan
duygu, düşünce ve bilgilerin özgün olması gerekir. Bunlara ortaya koyuştaki üslûp da özgün
olmalıdır.
1.1.3. Açıklık
Karmaşık ya da yalın bir metin, herhangi bir konuşmanın anlaşılır bir biçimde
dinleyiciye aktarılmasına “açıklık” adı verilir. Bunun için sadece boğumlandırma ya da
büküm yeterli değil. Konuşmacı seslendirme öğelerini kullanmada elde ettiği beceriyi metnin
anlamıyla birleştirebilmelidir. Bu noktada konuşmacının hem ses öğelerini kullanma becerisi
hem de konuşmanın içiriğiyle ilgili ayrıntıları verebilme gücü önemlidir. Konuşmacı sanata
dayalı konularda yorumunu, düşünceye dayalı konularda ise düşüncelerini öne çıkarabilmeli
ve bunları dinleyicilerin hayal dünyasında yaşatabilmelidir.
Bütün bunları hakkıyla yapabilmek için;
 Parça iyice kavranmış olmalı ,
 Ana düşünce ve duygular, anahtar sözler belirlenmiş olmalı,
:
8
 Söz içindeki durak yerlerini ve sürelerinin iyi ayarlanmış ve geçişlerin uygun
yapılmış olması gerekir.
 Yapaylıktan sakınılmalı
 Biçim öğelerinin içeriği duyurmada işlevlerinin olup olmadığına dikit
edilmelidir.
1.1.4. Kuvvet
Duyguların gerçek değerlerine göre sesin aldığı biçime “ kuvvet” adı verilir.
Duygunun önemi, sesin şiddetiyle belirtilmektedir. Ancak, bunun çalışılmayla kazanılacağı,
özellikle şiddetli duyguların belirtilmesinde ölçünün çok dikkatle ayrılması gerektiği
unutulmamalıdır.
Duygu ve coşku doruklarını iyi hesap etmeyen bir konuşmacı, anlatıma şiddet
kazandırmak isterken güç duruma düşebilir; soluğu kesilebilir, yerli yersiz iniş çıkışlarla
şiddetli sesler çıkarıp tempoyu ve akışı bozabilir, boğumlanma hataları yapabilir. Bu durum
her şeyden önce soluk almanın düzeniyle ilgilidir.
Kuvvet daha çok şiir, tiyatro, hitabet gibi türlerde önem arz etmektedir. Kimi şiirler
güçlü tonla kimi şiirler ise aksine yavaş ve düşük bir ses tonuyla okunmalıdır.
1.1.5. İmge
Konuşmacının anlatmak istediklerini bir takım güzel benzetmelerle, hayal ürünleriyle
süslenmesine “imge” adı verilir. Anlatımındaki renkli ve çarpıcı görüntüleri, ilginç
soyutlamaları dinleyicinin gözünde canlandırabilme gücüdür. Buna dikkat etmeden yapılan
konuşma, özgünlüğünü duyurmaktan yoksun olacağından başarısız bir konuşma sayılır.
Konuşmaya gerekli imgeleri yerleştirebilmek için, ilkin imgesel özelliklerini kavramak
gerekir. İyi bir konuşmacının konuşurken hangi imgeleri ne zaman ve ne şekilde
kullanacağını bilme ya da kestirebilme gücüne ulaşması gerekir. İmgeler, değişik kategorileri
ve çeşitlere ayrılmaktadır. İmgenin duyurmak ve göstermek istediklerini dinleyicilere
iletebilmek için çalışmaları yalın örneklerden başlamak gerekir. Konuşmanın imgesel gücü,
diksiyon becerilerinin göstergelerinden biridir. Dinleyiciye konuyu renk, biçim, hareket, ses
ve soyutlama biçiminde doğru ve etkili biçimde ulaştırabilmek, büyük bir aşamadır.
Bir konuşmacının konuşmasını ilgi çekici bir duruma getirebilmesi, öncelikle seçeceği
imgelerle ilgilidir. Bunun temelinde ise bireylerin gözlem gücü, kişilikleri ve çevreleri
yatmaktadır.
:
9
1.1.6. İncelik
Anlatımda metnin örtülü ya da açık anlamını, metin içinde içeriğin gösterdiği
ayrıntılarda hissettirebilme gücüne “incelik” denir.
İncelik; konuşan kişinin sanatına, bilgi ve görgüsüne bağlıdır. Bu özellik
konuşmacının
Başarısını etkileyin en önemli öğelerden birisidir. Sıradan, bayağı sözler söyleyen bir
konuşmacı dinleyicilerde beklenen etkiyi uyandıramaz .Çoğu zaman dinleyicileri bezginlik
ve usanç içine sokabilir.
1.1.7. Duygunluk
Konuşmacının duygu, hayal ve heyecanlarını dinleyenlere de yaşatabilme gücüne
duygunluk adıverilir. Konuşma metnindeki duyarlılığın dinleyiciye hissettirebilmesidir.
Anlatıma duyarlık yükleyebilmek, yapaylıktan ve abartıdan sakınarak en doğru seslenmeyi
bulmakla gerçekleştirebilir.
1.1.8. Hareket
Konuşmanın gerektirdiği hız veya yavaşlığa hareket adı verilir. Konuşmanın metnin
özelliğine göre ağır ya da çabuk söylenmesi niteliğidir. Ağırlık ya da çabukluk, anlatılacak
duygu ve düşüncelere göre değişiklik gösterilir.Bir metnin bütününe ait birimlerinde görülen
hareket değişikleri arasında uyum sağlanabilmelidir.
Sakin, yumuşak, rahatlık, dayanma niteliği gösteren duygular ağır; coşkulu ve
gerilimli duygular hızlı söylemeyi gerektirir.
1.1.9. Taklit
Konuşma esnasında kimi ses ve sözlerin canlandırılmasına taklit adı verilir .Taklit iyi
bir diksiyon çoğu zaman önemli bir ihtiyaçtır.Duygu, düşünce ve hayallerin dinleyicilere ses
veya hareket taklidi yoluyla aktarılabilmesi son derece önemli bir üstünlüktür.Özellikle, fıkra
anlatmada ve özel sohbetlerde bu fark kendini gösterir.
:
10
UYGULAMA FAALİYETLERİ
İşlem Basamakları Öneriler
 Verilecek mesajı
belirleyiniz.
 Mesaj türleri ile ilgili bilgileri okuyunuz. Ne zaman,
nerede, kime, nasıl mesaj vereceğinize karar
verirken dikkatli olunuz. Doğruluğuna
inanmadığınız mesajları vermeyiniz. Doğru
zamanda verilmeyen mesaj, amacına ulaşmaz.
 Bedeni, mesaja uygun
kullanınız.
 Beden dilini kullanırken abartısız ve doğal olunuz.
Hissettiğiniz gibi davranınız.
 İlk izlenim çok önemlidir. Giyiminize ve dış
görünüşünüze özen gösteriniz. Temiz, düzenli ve
bakımlı olunuz. Biliyorsunuz, bunun için geniş
imkanlara sahip olmak gerekmiyor.
UYGULAMA FAALİYETLERİ
:
11
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
Çoktan Seçmeli Sorular
1. Aşağıdakilerden hangisi sözlü mesajdır?
A) Tokalaşmak
C) Ağzını oynatmak
B) Sarılmak
D) Mektup
2. Beden dilinin günlük yaşantımızdaki önemini belirten söz hangisidir?
A) Beden dilini anlamak bir yetenektir.
B) Dil söylemezse beden söyler.
C) Beden dili bedenimizle verdiğimiz mesajdır.
D) Sözsüz mesaj bir mesaj türüdür.
3. Aşağıdakilerden hangisi sözsüz mesajdır?
A) Telefonla mesaj
C) Dilin sürçmesi
B) Gülümsemek
D) E-posta
4. İlk izlenimde en önemli belirleyici unsur hangisidir?
A) Ne söylendiği
C) Niçin söylendiği
B) Nasıl söylendiği
D) Nerede söylendiği
5. Duygusal bağ ve sahiplenmeyi gösteren davranış hangisidir?
A) El ele tutuşma
C) Gülümseme
B) Tokalaşma
D) Yakınında durma
6. Konuşma esnasında kimi ses ve sözlerin canlandırılmasına ne denir?
A) Jest
C) Taklit
B) Kıskançlık
D) Mimik
7. Aşağıdakilerden hangisi araç ve aksesuarları mesaj amaçlı kullanma nedeni sayılmaz?
A) Farklı görünmek için
B) Niyeti ifade etmek için
C) Kullanılan araçlar beğenildiği için
D) Araç ve aksesuarları tanıtmak için
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
:
12
ÖĞRENME FAALİYETİ–2
Sözlü iletişim sırasında doğal jest ve mimikler kullanabileceksiniz. .
 Kardeşinizden sevdiği bir filmi ya da seyrettiği maçta atılan bir golü anlatmasını
isteyin. Anlatırken yüz ifadesini ve vücut hareketlerini inceleyin. Anlattıklarını
kısa cümlelerle not alın.
 Görme özürlü insanlar konuşurken yüzüne bakıp yaşadığı duyguyu anlamaya
çalışın. Not alın. Gözlemlerinizi sınıfta arkadaşlarınıza anlatın.
 Kendinizin ve arkadaşlarınızın el sıkma biçimlerini inceleyin.
 Can sıkıntısı yaşadığınız bir gün mutlu insanlar gibi davranın. Örneğin;
tebessüm edin, bedeninizi dik tutun, çevrenizle ve insanlarla ilgilenin. Bir süre
sonra sıkıntınızın dağıldığını hissedebilecek misiniz? Gözlemleyin ve sınıfta
ders ortamında arkadaşlarınızla paylaşın.
 Çevrenizdeki insanların oturuşlarını inceleyin ve lütfen not alın.
 Karşılaştığımız her tür insanla tokalaşma sonrası yanak yanağa öpüşmemiz sizce
ne denli uygundur? Benimsediğiniz görüşü sınıfta tartışma ortamında savunun.
2. JEST VE MİMİKLER
Baş, el, kol, ayak ve bedenin duruşu ile verilen mesajlar jest olarak tanımlanır. Jest,
çoğunlukla mimiğin bütünü içinde ele alını. Onun başlıca elemanı sayılır. Mimik: his ve
düşüncelerimizin etkisiyle ile yüzümüzde beliren kımıldanışlar, hareketlerdir. O halde yüzün
hareketi bir yüz jesti ; vücutta his ve düşüncelerin etkisi ile meydana gelen hareketler vücut
jestidir, zaten söz söyleyenin anlatımına uygun düşerek yaptığı el, kol hareketleri jestin
tanımlanmasıdır.Söz ve mimiği birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir.Çünkü bütün
dillerde mimikle söz aynı zaman da meydana gelir.Diksiyon öğretmeni dil üzerinde çalışır.
AMAÇ
ARAŞTIRMA
ÖĞRENME FAALİYETİ–2
:
13
Ancak öğrenci söz yoluyla anlatımı öğrenirken, mimik yapmayı da öğrenmelidir ki
jest ve mimik yardımı ile doğru ses bükümünü bulabilsin. Ses bükümünü doğru söylemeye
çalışarak doğru jest ve mimik yapmayı da sağlamalıdır. O cümleleri tekrarlayarak hangi yüz,
el, kol ve vücut anlatımının, sözlü anlatımına eşlik etiğini inceleyiniz.Görecekseniz ki
mimikle anlatım sözle anlatımdan önce gelir. İlki çoğunlukla soluk alındığı sırada, ikincisi
de hep soluk verildiği sıradadır.Tıpkı tabiatta yıldırımdan önce şimşeğin çakması gibi,
anlatımın ilk işaretidir.Mimikten sonra söz bir çeşit tekrarlama ,anlatım kuvvetlendirme
yerine geçer.
Dinleyen de mimik yapar. Tiyatroda bir de karşısındakini dinleme sanatı vardır. Bazı
oyuncuların kendi sözleri bittikten sonra karşısındaki oyuncunun sözlerini dinlemeyip
seyircilerle ve kulistekilerle ilgilenmesi uygun değildir.
Bazen duruma göre kişilerin karakteri mimik anlatımla ortaya çıkarılır. O zaman sözle
anlatımının yerine mimikle anlatım geçer.Şunu unutmamalıdır ki metnini sahnede düzgün bir
söylenişle söylemek diksiyon için yeterli değildir.Bir tiyatro oyunu yazarın yazdıklarını onun
bütün düşüncelerini,hislerini söz ve mimikle anlatabilme sanatıdır.
Dil, sadece kulağa hitap etmediği zaman (radyoda olduğu gibi ) gerçek açık, belirli ve
güzel mimikle tamamlanmalıdır.Bir amaca varmayan, bir şey anlatmayan karma
karışık,seyircinin hiçbir şey anlamadığı mimikler fayda sağlamaz .Bunun üzerinde çalışarak
önce açık, belirli olmayı elde etmeli sonra onu uygulamalı ve sağlamlaştırılmalıdır.
2.1. Mimikte Anlatım
Önceki derslerimizde mimik; his ve düşüncelerimizin etkisi ile yüzümüzde beliren
kımıldanışlar ve hareketlerdir, vücutta his ve düşüncelerin etkisi ile meydana gelen
hareketler ise vücut jestidir, demiştik.
:
14
Bir yüz hareketini, bir jesti ,bir tavrı uygulamak için makine gibi hareket ederek duygu
ve düşüncelerin belirtisi elbette ki ortaya çıkarılamaz .O halde söz söylerken onlara ait
hareketleri, işaretleri öğrenmelisin.Ve bunları kullanırken ölçüyü daima göz önünde
bulundurmalısınız ki amaca erişmiş olasınız. Zira, bu sanatın başlangıcında olanlar da
vücutlarını, yüzlerini, ellerini, kollarını, parmaklarını, kullanırlarsa da yerli yerinde olmayan
bu hareketler anlatımı bozar.O halde önce jestleri sıralayalım:
Heyecan jesti:
Gözler bir an kapanıp açılır, göz kapakları aşağıya iner, baş hafif sallanır.Vücut
ürperir, titrer, sonra heyecanın verdiği yorgunluktan gevşer.
Vücudun ağrıyan bir yeri tutulur, parmaklar gerilir, büzülür, sonra da rahatlığın
verdiği gevşeme ile yüz çizgileri genişler .
Aksiyon jesti:
Tutmak, taşımak, eldeki bir şeyi atmak, fırlatmak.Herhangi bir alışma, bir güç
harcama ,yemek yemek, yatmak, gidip gelmek, bütün hareketler.
Taklit jesti:
Bir ihtiyar gibi başını titretmek, su olmadan yüzme hareketi yapmak gibi…
Duygu jesti:
Derin bir sevgiyi anlatırken dini tasvirlerde olduğu gibi, kaşlar kalkar , gözler büyür,
ağız hafifçe açılır, dudak kenarları biraz yukarı kıvrılır.Bütün çizgilerde bir tatlı okşayış,
bütün yüzde saf, temiz bir parlaklık görülür. Sinirlenme anında ,kaşlar çatılır, kaş araların da
derin bir çizgi belirir, burun delikleri açılır, gözlerde sanki şimşek çakar ,dudaklar aralanır,
alt dişler üst dişlerden önce görülür, bütün yüzde hayvani bir görünüş vardır.
İşaret jesti:
Baş, kol ve gözler işaret edilen şeye doğru döner.Başın veya gözlerin bir yöne
çevrilmesi aynı zamanda düşünceyi anlatan bir jesttir.
Yukarıda kısaca açıkladığımız ve söz söyleyen için son derece gerekli olan jestlerden
işaret ve duygu jestlerini inceleyelim.
İşaret jestleri fazla çeşitli değildir ve sade hareketlerdir.
:
15
Güler yüzlü insanlardan, sizi üzmeyecek olumlu şeylerden söz etmesini beklersiniz. Asık
suratlı insanlardan ise olumsuz şeylerden söz etmesi beklentisi içerisinde olursunuz. Asık
suratlı birinin güzel ve olumlu sözler söylemesi ne derece inandırıcı olur? Bedenin verdiği
mesajlar daha gerçekçidir.
Yer ve durum belirtmek üzere yapılan jestler
Bazen yalnız gözlerle işaret etmek yeter.Bunun için göz bebekleri gerçek veya hayali
olan şeye veya kişiye doğru döner.Bu arada baş kalkar, iner, döner.Çoğunlukla işaret
parmağı da uzatılır.Kol mesafenin uzunluğuna göre gerilir.
Uzanmış ve birbirlerinden ayrılmış iki kol iki uzak noktayı ve geniş mesafeyi gösterir.
Kollar, dirsekler dışarı gelecek şekilde kıvrılmış olduğu halde vücuttan git gide
ayrılırsa birbirinden uzaklaşan şeyleri gösterir.
Boyut belirten jestler:
Çok küçük bir şeyi anlatmak için işaret parmağının ucu üzerine aynı elin baş parmağı
ile dokunulur.
Çok büyük bir şeyi anlatmak için ise iki kol, yukarı kaldırılarak birbirinden
uzarlaştırırlar.
Avuç içleri birbirine yaklaştırılarak darlık, uzaklaştırarak genişlik anlatılır.
Eller gözlerle beraber yukarı doğru kaldırılırsa yükseklik, avuçlar ve bakışlar yere
doğru yönlendirilirse derinlik belirtilir.
Şekil belirten jestler:
Avuç içi yatay yere dönük olursa düz olan şeyi anlatır. Yuvarlak şekil belirtmek için
iki el birden bir yuvarlık çizer. Dolambaçlı, eğri büğrü şeyleri anlatmak için elin hareketleri
eğri büğrü çizgiler.
:
16
Hareket belirten jestler:
Avuç aşağı dönük ve hafifçe çukurlaştırılmış olarak yukarı aşağı kısa kısa hareketler
yapılırsa ağırlığı belirtir.
Avuç aşağı dönük olarak el, göğüs hizasından dışarı doğru hızlı hızlı sallanırsa
çabukluğu belirtir.
Sayı belirten jestler:
Tek olarak gösterilen işaret parmağı bir, işaret ve orta parmak iki, buna yüzük
parmağını da ekleyerek üç sayısı gösterilir.
Açık elin parmakları diğer elin işaret parmağı ile kapatılarak da sayı anlatılır
.
Burada genel olarak kullanılan jestlerden söz edilmektedir. Toplumdaki çeşitli
insanlara göre jestler değişmektedir. Bu sebeple her oyuncunun derin bir gözleme ihtiyacı
vardır.
Duygu jestleri :
Benliğimizde meydana gelen çeşitli düşünce ve duygular yüzümüzde, vücudumuzda
değişik belirtilerle mimiğe yardımcı olurlar. Böylece yüzün ve vücudun diğer kısımlarındaki
duygulara paralel olarak meydana gelen el, kol, vücut hareketleriyle anlatım kuvvet
kazanmış olur.
Vücudumuzun bütün kısımlarında ortaya çıkan ve duygularımızı anlatan belli başlı
jestleri inceleyelim.
Gözler:
Gözler yarı kapalı olursa kötülük ve küçümseme, göz kapakları indirilirse saygı
,utanma anlatılır.Gözlerin iri iri açılması şaşkınlık, hiddet , hayret ,dehşet belirtisidir.
Kaşlar:
Kaşlar çatılmışsa derin düşünceyi, sertliği sağlam bir iradeyi belirtir. Kaşların
başlangıç kısımlarının yukarı doğru kalkıp uç kısımlarının aşağı inmesi ıstırap anlatımıdır.
Ağız:
Dudakların yarı açık duruşu hayret ve sevinci, çok açılması şaşkınlığı anlatır. Dudak
kenarlarının aşağıya inmesi üzüntüyü, dudakların büzülerek önce doğru uzaması susmayı
somurtmayı belirtir.Alt çenenin biraz önce çıkması gaddarlığı, dişlerin birbirine vurması
çılgın bir hiddeti anlatır.
:
17
Baş:
Başın öne doğru duruşu merak ve gaddarlığı; geriye çekilmesi saygısızlık, korku, yana
doğru hafifçe eğilmesi kayıtsızlık, acıma; öne eğilmesi utanç ve korku belirtir.Başı yukarıdan
aşağı sallamak doğrulama, önden arkaya kaldırmak ikna etmek anlamına gelir.
Kollar:
Kolların herhangi biri “gel!” veya “git!” emri vermek üzere öne doğru hızla hareket
ettirilir. Yer göstermek üzere gösterilen yara doğru bükülür.Şiddetli hayranlık duygularının
belirtmesinde kolların biri veya her ikisi birden yukarı doğru kaldırılır. Cesaret kırıcı bir
durum karşısında ümitsizce yanlara bırakılır. Bekleyiş ve meydan okuyuşta kollar önde
kavuşturulur.
Eller:
Avuç içi yüreğin üzerine bastırılarak sevgi ve heyecan anlatılır. Avuç içi göğsün
ortasına bastırılırsa inanmak, iman etmek duygularını belirtir. Avuç içinin dışarı doğru
çevrilerek itilmesi tiksinme, iğrenme belirtir. Bu arada baş da biraz geriye doğru bükülür.
Avuçların birini diğeri üzerinde ovalama neşe, sevinç belirtisidir.
Parmaklar:
El jestlerinde özellikle işaret parmağı çok önemli bir rol oynar.İşaret parmağı kol ile
beraber öne doğru uzatılırsa işaret veya koğma anlamı verir.İşaret parmağı bükülerek göğse
doğru çekilerse yaklaşmayı ,çağırmayı ;yine işaret parmağı düz olarak ağza yaklaştırılırsa
susturmaya çalışmayı belirtir.Orta parmak başparmağa çarpılarak şaklatırsa sabırsızlık bütün
parmaklar kapatılırsa kuvvet ve azim, yumruk gösterilirse tehdit anlatılır.Parmaklar
bükülmüş olarak işaret parmağı baş parmağa sürtülürse para işareti yapılmış olur.Eller
birleştirerek parmaklar birbiri içine geçilirse yalvarma anlamına verir.
Bacaklar:
Bacakların duruşu da çok önemlidir. Bacaklardan birinin diğerinden ayrılmış olarak
önde durması kuvvet ataklık ve şiddetli duyguları anlatır. Ayakların aynı hizada birbirleriyle
aynı durması rahatlık, kaygısızlık, meydan okuma veya durgunluk belirtir. Bacak bacak
üstüne atılmış olarak otururken bir bacağın sık sık sallanması sabırsızlık sinirlilik belirtisidir.
Vücut:
Vücudun büzülmesi, sırtın kamburlaşması kolların gövdeye yapıştırılması yılgınlık ve
utanma belirtisidir. Bunun aksi hayranlık, zafer anlatır.İğrenmede vücut geriye doğru ;istek ,
merak , ataklıkta ileriye doğru gider.Yana veya geriye doğru uzanarak oturmak ahlak
zayıflığını ve fizik yetersizliğini anlatır.Vücudun öne doğru eğilmesi saygı belirtisidir.Sahne
sanatçısının mümkün olduğu kadar aşağıya doğru ve uzun zaman eğilerek seyircileri
selamlamasında derin bir saygı anlamı vardır .
:
18
Jestin ruhu:
Jest konusunda yaptığımız incelemeler onu nitelemiye yetmez.Çünkü pet çok defa
tekrar ettiğimiz gibi duyguların tam olarak belirtilmesi için nasıl en canlı ve uygun kelimeleri
araştırıyorsak bu duygularla ilgili jestlerin de canlı ,açık ve belirli olması gereklidir.Şu halde
jestin bir çeşit ruhu olmalıdır.
Kalıplaşmış el, kol, yüz, vücut hareketlerine jest denemez. Kendi üzerinizde
çalışmalar yaparak ve başkalarının el, kol, yüz, vücut hareketlerini inceleyerek sanatınızda
işinize yarayacak gerçeklere ulaşabilirsiniz.
Örneğin; bir elin gerilmesi cimriliği anlatabildiği gibi, gözlerdeki pırıltılı çeşitli
dereceleri de başka duyguları anlatır.Heyecanlı, taşkın anlarda gözlerdeki parlaklık sanki
alevlenir.
Şiddetli bir sevgi kucaklaşmasıyla bir dostluk kucaklaşması birbirinden çabucak ayırt
edilebilir.
Bu örneklerle de anlatılmak istendiği gibi, jest ve mimik duygulara paralel olarak
değişikliğe uğrar. Duyguların ağırlığına veya şiddetine göre jestler de ağır veya çabuk olur.
Hatta bir kimsenin jest, mimik ve tavırlarına bakarak onun toplumdaki yerini, karakterini,
alışkanlıklarını, düşünce düzeyini, görgüsünü tahmin etmek mümkündür.
:
19
2.2. Mimikte Güzellik
Beden dilini incelerken vücudu iki bölümde ele alıyoruz. Yüz kısmında; alın, kaş, göz,
ağız ve dudakla verilen mesajlara mimik; baş, el-kol, parmaklar, ayak ya da vücudun
tümünün kullanımı ile verilen mesajlara jest adını veriyoruz.
Jest ve mimikler bazen bilerek bazen kendiliğinden, bazen de istenmedik hareketler
olarak ortaya çıkar. Ancak hepsinde bilinçaltı bir neden ve amaç vardır.
Mimiklerimizle bir diğer deyişle yüz ifadesiyle verilen mesaj, vücudun diğer kısmının
verdiği mesajdan daha etkili ve anlamlıdır.
Yüz ifadeleri altı temel duyguyu yansıtma özelliğine sahiptir: Mutluluk, korku,
kızgınlık, şaşkınlık, üzüntü ve tiksinti.
Alın ve Kaşlar
Yüzün alın kısmının kırıştırılması, diğer yüz özellikleri ile birlikte okunduğunda
şaşkınlık, gerilim, endişe veya derin düşünce anlamlarını verir.
Şaşkınlık, korku ya da bir şeyin farkına varma gibi durumlarda kaşları yukarı kaldırır;
endişe, kızgınlık anında ise aşağı indiririz. İçe dönük insanların kaşları, yalnız yürürken hep
çatık haldedir.
Gözler
Yüz ifadeleri içerisinde gözlerin çok önemli bir yeri vardır. Yüzün ifade edeceği tüm
mimiklerin hemen hepsi, gözler tarafından desteklenir. Gözler, kişinin yaşadığı çoğu
duyguyu yansıtır.
Gözlerle bir iletişimi başlatabilir ya da bir iletişimi sonlandırabilirsiniz. Biriyle
konuşurken onun bizi dinleyip dinlemediğini, ilgisini ve içtenliğini gözlerine bakarak
anlamamız mümkündür.
Başka yöne bakan kişiyle iletişim kurmak zordur. Konuşurken sürekli gözümüze
bakan biri de rahatsızlık verir.
Bir konuşma ortamında bakışların başka yöne çevrilmesi, konuşmacının
önemsenmediği anlamına gelir. Etkili iletişim kurabilmek için, karşımızdakinin gözlerine
bakmamız ve bakışlarımızı yüzünün diğer kısımlarında gezdirmemiz oldukça etkili sonuçlar
verir.
Kişinin göz bebeklerinin büyümüş olması sizi dikkat ve ilgiyle dinlediğini gösterir.
Heyecan ve dikkatin artmış olması, gözbebeklerinin büyümesine neden olur.
:
20
Resim 2.1: Kuşkucu bakış Resim 2.2 : Derin düşünce
Resim 2.3: Şaşkınlık Resim 2.4: Tasarlama
Karşınızdaki insanın yüzünün hangi noktasına baktığınız çok önemlidir. Bakışlarınızın
dikliği ya da eğikliği sizin kendinize güveninizle ilgilidir. Bir tartışma sırasında, ilk başta
karşısındakinin gözlerine dik bakan kişi, kaybedeceğini anladığında, gözlere yönelik bakışını
genelde burun /ağız kısmına doğru yöneltir.
Gözlerin kısılıp küçülmesinde cevap beklentisi içeren şüphe duyma belirtisi vardır.
Gözlerin gevşemesi ise cevabını bulduğunu gösterir. Gözler saklanıp yana kayıyor veya
bakışlar kaçırılıyorsa ya utanma ya da suçluluk duygusu olduğu anlaşılır.
Kaldırımda yürürken tanımadığımız insanlara bakışımız normalde bir saniye sürer. Bu
sürenin dört saniyeyi aşması o kişinin ilgimizi çektiği anlamına gelir.
Biriyle konuşurken göz temasımız azalır, dinleyici konumuna geçince artar. Daha
fazla ve dikkatli izleriz.
İnsanlar unuttuğu bir şeyi hatırlamaya çalışırken göz bebeği tam sola bakar. Hayal
kurduğu zaman ise sol üste bakar. Kafasında bir şeyler tasarlayan kişi gözlerini sağ üste
doğru yöneltir. Pişmanlık duyan kişilerin gözlerini yere doğru kaydırdığı görülür.
İş görüşmelerinde veya önemli konuşmalarda, alın bölgesine yani göz seviyesinin
üstüne bakmak etkili sonuçlar yaratır.
Yan bakış gizli ilgi ya da saldırganlık belirtisidir. Aşağıya bakış genelde
alçakgönüllülüğü; ayak uçlarına bakmak güvensizliği, sabit ve boş bakış derin düşünceyi
ifade eder.
:
21
Resim 2.5: Dikkatli ve ilgili dinleme biçimi.
Ağız ve Dudaklar
Ağız ve dudaklar, alacağı şekle göre birçok anlam taşıyabilir. Sağa aşağı kıvrılmış bir
dudak önemsememe, alay anlamına gelirken sola üste açılmış ve dişlerin hafif göründüğü
dudak, kızgınlık belirtisidir.
Dudakların sıkıldığı ve dişlerin kenetlendiği durum, pişmanlık duyulduğunu ifade
eder. Bir olay karşısında şaşkınlık yaşandığında gözlerle beraber ağız da açılır, alt çene
düşer.
Dolgun dudaklar insanları duyarlı, sıcak ve duygusal gösterir. Bayanların rujlarını
dudak dışına taşırmaları bu nedene bağlıdır.
Dudaklar, sinirlenince ısırılır; endişe anında yalanır.
Erkeklerde sakal, bayanlarda ise estetikli olma hali yüz ifadesinin okunmasını
zorlaştıran durumlardır.
“Yüz ifadeniz canlı olsun, sıcak ve dostça tebessüm edin. Yüzünüz çevrenize olan
ilginizi yansıtsın. Donuk ve ifadesiz gözükmekten kaçının.” gibi tavsiyeler iletişimde
başarılı olmanız içindir.
Jestlerin verdiği mesajları incelerken kişinin her zaman, benzer durumlarda aynı
jestleri göstermediklerini unutmamak gerekir.
:
22
Baş Hareketleri
Beynimiz sağ ve sol olarak iki bölümde incelenir. Sağ taraf hayal gücü, sezgi ve
vizyon merkezi; sol tarafsa mantıksal düşünce merkezi olarak kabul edilir.
Baş ile yapılan hareketler çoğunlukla mimikleri destekler ve onlara bütünlük
kazandırır.
Başımızla yaptığımız hareketlerin en bilineni, onaylama ve reddetmedir. Başın öne
doğru birkaç kez hafifçe sallanması, onaylama anlamına gelir. Başın sağa sola sallanması
veya geri atılıp kaşı kaldırma eylemi reddetme olarak kabul görür.
Karşınızdaki insana bir şey anlatırken dinleyicinin başı sağa ya da sola eğim yapmış
bir açıyla sizi izliyorsa söylediklerinizi ilgiyle dinliyordur. Başı aşağıya eğilmiş ve alttan bir
bakışla bakıyorsa sizden etkilenmemiştir, hatta sizden farklı düşünüyordur.
Başını yukarı kaldırarak bakan kişilerin üstünlük duygusu ya da saldırganlık duygusu
içinde oldukları, başı aşağıya eğik bakanların uysal, kabullenici oldukları düşünülebilir.
İşaret parmağın başın yan tarafına getirilip diğer parmakların kapalı olduğu el duruşu,
ilgiyle izleme işaretidir.
İnsan kendisine yakın bulduğu kişilere başıyla hafif yakınlaşır, uzak bulduğu
kişilerden başıyla uzaklaşır. Bu küçük hareket gerçek duyguları yansıtmak açısından çok
önemli ipucu sayılır.
Biriyle konuşurken başınızı dik tutun ve aşağı yukarı hareket ettirerek onu dinlediğinizi
ve anladığınızı hissettirin. Söylenenleri kabul edip etmemeniz önemli değildir, sizinle
konuşana “Anlaşıldım.” duygusunu yaşatmanız güzel bir duygudur.
Eller ve Parmaklar
Eller, insanın kendini ifade etmesinde etkisi en çok olan organıdır. İnsan beyninin
düşünüp hayal ettiğini gösteren organ eldir. Konuşmanın tarzını, ritmini, ahengini ellerle
belirleriz. Bazen anlatmak istenileni tek bir el hareketi ile gerçekleştirdiğimiz olur.
:
23
Ellerin konuşma sırasında temel görevi, konuşmanın en önemli noktalarını
vurgulamaktır.
Ellerin açılması, kişinin dünyayla ilişki kurmak için harekete hazır olduğunu,
kapanması da bu konudaki isteksizliğini gösterir.
Bir topluluk karşısında ayakta konuşma yaparken kolları göğüs kısmında kavuşturur
ve geriye doğru yürürsek dinleyicilerde konuya karşı ilgisizlik oluşur. Kolları ve elleri açık
tutup topluluğa doğru ilerleme hareketi topluluğu canlandırır ve konuya karşı istek yaratır.
Ellerle hiçbir jest yapmadan konuşan kişi, donuk bir görüntü yaratır ve duygu,
düşüncelerini aktarmakta başarılı olamaz.
Çenenin, iki elin avuçları ile tutulması, derin düşünce halini, bazen de pişmanlık
sonrası duyulan suçluluk hissini yansıtır.
Kapanma duruşu, başkalarına tepki verme, kabul etmeme, tedirginlik, mutsuzluk,
savunmaya geçme gibi anlamlar içerir. Kapanma duruşu “tam kapanma” ve “yarı kapanma”
şeklindedir. Yarı kapanmada eller ve ayaklar tam birleşmez. Kollardan biri serbest iken,
diğer kol serbest kolu tutarak engel oluşturur. Tam kapanmada ise eller birbirini sarar,
ayaklar bilekten birbirine kilitlenir. Bu durumdaki kişilerin ikna olması pek mümkün
değildir.
Vücudun ön kısmında, bir elin diğer eli bilekten kavraması saygı ve çekinme
anlamına gelir. Bu hareket vücudun arkasında gerçekleşirse üstünlük ya da konuya
hakimiyet anlamını taşır.
Ayakta yapılan görüşmelerde kişiler, ellerini sağ cebine sokuyorsa iş dünyasında; sol
cebine sokuyorsa duygu dünyasında sıkıntı yaşadıklarını yansıtırlar.
Başparmak kullanımı, üstünlük göstergesi olarak kabul edilir. Ellerin diğer tüm
parmakları cebe girecek ve başparmağı dışarıda kalacak şekilde duran bir kimse üstünlük ve
serinkanlılık mesajı verir.
Elin sıkılarak işaret parmağın havaya kalkması konuşmaya otoriter bir hava verir.
Parmak kişiye yönelirse bu tehdit ve suçlama içeren bir mesaj olur.
Parmakların birbirine kenetlenmesi, kişinin ruh halinin olumsuz olduğunu ya da hayal
kırıklığı yaşadığını gösterir.
İnsan kendisini güvende hissetmediği zaman eli ile destek arayışına girer. Bu sırada el,
ihtiyaç duyduğu desteği kalem, çanta, kitap, anahtarlık, bardak gibi şeyleri kavrayarak
bulmaya çalışır. Özellikle özgüvenleri düşük olan kimsede, bir şeyleri tutma ve kavrama
ihtiyacı yüksektir. Bu sandalye veya masa kenarı olabileceği gibi kendi bedeninden bir
bölüm de olabilir.
:
24
Bir konuşma sırasında başını kaşıyan konuşmacı, söyleyeceği cümleleri tasarlıyor ve
zaman kazanmaya çalışıyordur.
Konuşma sırasında dinleyici, sık sık ensesini kaşıyorsa söylenilenlere katılmadığını,
şüphe içerisinde olduğunu yansıtır.
Jestlerde aşırıya kaçmamak gerekir. Konuşma yaparken ellerinizi cebinizde tutmaktan
ve kollarınızı kavuşturmaktan, ellerinizle ağzınızı örtmekten kaçınmanız olumlu bir imaj
yaratır.
Tokalaşma
Tokalaşma (el sıkışma) biçimi insanın hem kişiliğini hem de statüsünü belli eden
hareketlerdir. Tokalaşma, karşımızdaki kişinin elini sıkma şeklimizden, sıkma süresi ve
şiddetine kadar hep mesajlarla dolu bir süreçtir.
El sıkma biçimlerinin ne anlama geldiğini bilirsek, insanların kişiliklerine ait önemli
ipuçları elde ederiz. Tokalaşmaları üç ayrı grupta ele alabiliriz:
Eşit statüde tokalaşma tarzı: İki el de birbirini kavrar ve avuç dışları tam sağ ve tam
sol yönlüdür. Her iki kişinin de kendi varlığını karşısındakine hissettirme amaçlıdır. Dengeli
ve güven veren bir el tokalaşma türüdür.
Resim 2.6: Dengeli ve güven veren tokalaşma türü
Üstünlük belirten tokalaşma tarzı: Avuç içleri yere bakar şekilde yapılan el sıkma
şeklidir. Avuç içinin yere dönük olması, kişinin karşısındakine güçlü ve üstün olduğu
izlenimini verme amacını taşır. Yapılan araştırmalar üst düzey yöneticilerin büyük
çoğunluğunun avuç içleri yere bakar şekilde el sıkıştıklarını ortaya koymuştur.
:
25
Boyun eğen tokalaşma tarzı: Parmak uçlarının diğer kişinin avucuna bırakılarak
yapılan el sıkma çeşididir. Genellikle kendisine güvensiz, çekingen ve endişeli insanlarda bu
tarz görülür. Hemen belirtmekte fayda var; bayanlarda çok sık görülen bu tür el sıkma şekli,
onlar için aynı anlam ve belirtileri göstermez. İltifat ve incelik bekleme duygusu ağır
basmaktadır.
Resim 2.7: Üstünlük belirten tokalaşma tarzı
Özel duyguların yansıtılması, güven ve samimiyet hislerinin belirtilmesi amacıyla
bazen karşımızdaki kişinin elini iki elimizle sıkabiliriz. Yine benzer duygularla tokalaşırken
karşımızdakinin kolunu veya omzunu sol elimizle tutmak bazen duygusal yakınlaşmayı
artırır.
Ancak bu tür davranış sadece çok yakın arkadaşlar arasında yapılırsa anlamlı olur. Üst
düzey bir yöneticinin başarılı, genç bir çalışanına veya öğretmenin başarılı bir öğrencisine bu
şekilde yakınlaşmasının o kişilerin motivasyonunu artırdığı görülmüştür.
Tokalaşma işlemini kimin başlatacağı ve zamanlama önemlidir. Esas olarak el uzatma
işlemini ev sahibinden misafire, yöneticiden memura, yaşça büyük olandan küçüğe,
bayandan erkeğe doğru gerçekleşmesi gerekir. Ancak; insanların duydukları memnuniyet
veya özel duygular nedeniyle tokalaşmayı başlatan kişilerin sırası değişebilir.
Tokalaşmanın süresi, insanlar arasındaki yakınlığa göre değişebilir. Uygun olan el
sıkma işleminin 2-3 saniye içinde bitmesi gerekir. Bu sürenin uzaması taraflar arasındaki
yakınlığın ve özlemin fazla olduğunu gösterse de çoğu kez taraflara sıkıntılı anlar yaşatır.
:
26
Resim 2. 8: Tokalaşırken koldan tutmak güven ve samimiyeti yansıtır
Tokalaşmanız ne boyun eğen, ne de üstünlük taslayan bir tarzda olmalı. Tokalaşmanız
içten, samimi olmalı. Ortam uygunsa hafif tebessümle destekleneni daha etkili olur.
Tokalaşırken güç denemesi yapmak, hem eli sıkılan kişide olumsuz duygular yaşatır
hem de kişinin şiddete eğilimli olduğunu açığa çıkarır.
:
27
Bu anlatılanlardan sonra şu sonuca varabiliriz: Tanrının insanlara vermiş olduğu
şekil ve görünüş güzelliği başkalarına etki yapmakta yeterli değildir.Bu şekil görünüş
güzelliğini duygulara uygun güzel jest, mimik ve tavırlarla değerlendirmek, fizik güzelliğini
kullanmasını bilmek gerekir
 Yanlışlar:
Bütün insanlar için dikkat edilmesi lüzumlu olan, özellikle bir sahne sanatçısının
yapmaması gereken ve iradesiyle düzeltebileceği yanlışları beraberce gözden geçirelim:
 Ellerin, kolların yüzün önünde dolaştırılması, başın öne eğilmesi ve göz
kapaklarının hemen hemen kapanmış halde bulunması yanlıştır. Sahneye yeni
çıkmış olanlar ıstırap, acı anlatımı olarak gözbebeklerinden hayat fışkırırken
gözlerini yarı kapar, elleri yüzlerinin önünde tutarlar. Bu hareketlerinin sonunda
da doğal olarak etkili olamazlar.
 Bazı hareketler bayağılık, aldırmazlık etkisi verirler. Örneğin, parmaklarını
yeleğinin koltuk altlarına geçirmiş konuşan bir kimsenin bu duruşu ayıp değildir,
ama zarif de değildir. Elleri kalçaya koymak, ceplere sokmak, arkada bağlamak,
bacakları çaprazlamak da serbest hareketler olmakla beraber göze hoş görünen
duruşlar değildir.
 Bu sebeple dinleyici karşısında okurken veya söz söylerken bunlardan, buna
benzer bayağı hareketlerden vazgeçmek şarttır.
 Ayağı yere vurmak, ellerini birbirine çarpmak, baş parmağı işaret parmağı gibi
kullanmak, tehdit etmek için yumruk göstermek gibi görünüşe bayağılık katan
pek çok hareketlerin kullanılması hiçbir zaman hoş değil.
 Heyecanlı bir parçayı okur veya anlatırken konusunun gerektirdiği mimik ve
jestlerle anlatımınızı kuvvetlendirebilirsiniz. Ancak mimiklerimiz abartılmış
olursa bir soytarının komik etki yapabilmek için duygu ile ilişkisi olmayan yüz
hareketlerine benzeyebilir. Maskaralıkta, soytarılıkta abartmalı yüz hareketleri
gereklidir. Fakat bir sahne sanatçısı veya toplum karşısında konuşan bir
kimsenin buna ihtiyacı yoktur.
 Bu konuyu bitirirken göze hoş görünmeyen bazı hareketleri özetleyelim.Ellerle
yapılan çeşitli hareketler, kolumuzu göğsümüzün önünden geçirerek öbür
kolumuzun bulunduğu taraftaki her hangi bir şeyi işaret etmek. Sırtı
kamburlaştırmak, omuzları yukarı kaldırmak, vücudu, elleri,kolları, parmakları,
başı, gözleri fazla hareket ettirmek ,sık sık gözleri kırpıştırmak, yapılmaması
gereken hareketlerdir.
Kısaca mimiğin ilk niteliğinden birinin “itidal” olduğunu söyleyebiliriz .Yalnız
mimikte değil, jest ve tavırda da itidal şarttır. (itidal: Soğukkanlı, ılımlı, ölçülü olma.)
:
28
Güzel bir söz vardır. “Sana nasıl davranmalarını istersen, sen de başkalarına öyle davran.
Fakat ilk iyi davranışı sen yap.” Bu söz lütfen hayat felsefeniz olsun!
Ülkemizde bölgeler arasında, bazı bedensel mesaj farklılıkları olduğunu bilmekteyiz.
Kırsal alanlarda yaşayanlarla şehirlerde yaşayanlar arasında da önemli sayılabilecek
farklılıklar görmek mümkündür.
Tüm dünyada ortak medya ürünleri (televizyon yayıncılığı, sinema filmleri) olması,
zamanla beden dillerinin birbirine benzemesine yol açmaktadır. Turizm hareketleri ve
göçler beden dili benzemelerinin diğer nedenleridir.
:
29
UYGULAMA FAALİYETLERİ
İşlem Basamakları Öneriler
 Jest ve mimik kullanarak
verilen mesajı anlayabilirsiniz.
 Jest ve mimikle ile ilgili bilgi sayfalarını okudunuz.
Çevrenizde yaş, cinsiyet ve kültürler arası beden
dili farklarını gözlemleyiniz. Not alınız. Bunları
arkadaşlarınıza aktarınız.
 Bilgi sayfalarındaki mimik-jest ifadelerini kendiniz
de canlandırınız. Aynı duyguları yaşamaya çalışın
ve arkadaşlarınızla karşılıklı yorumlayınız.
 Uygun geri bildirimde
bulunabilirsiniz.
 “Bu yüzler size ne anlatıyor?” başlıklı şekilleri
yorumlayınız. Aynı ifadeleri siz gerçekleştiriniz,
arkadaşınız yorumlasın. Arkadaşınız canlandırsın,
siz yorumlayınız.
 Tokalaşma, duruş ve oturuş biçimlerini
arkadaşınızla canlandırınız ve karşılıklı
değerlendirmesini yapınız.
 Öğrendiğiniz bilgiler ışığında, çevrenizdeki
insanların beden dillerini anlamaya çalışınız, daima
onları gözlemleyiniz ve duygularını çözmeye
gayret ediniz. İyi niyetli olunuz. Ulaştığınız
sonuçları olumlu kullanınız.
UYGULAMA FAALİYETLERİ
:
30
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
Ölçme Soruları
A. Bu yüzler size ne anlatıyor?
Şekil 2.1: Yüzler ve İfadeler
B. Çoktan Seçmeli Sorular
1. Aşağıdaki davranışlardan hangisi bireyin iş birliğine hazır olmadığı görüntüsünü
verir?
A) Gülümseme
B) Eller ve avuç içlerinin açık olması
C) Yere bakma
D) Başkalarına yakın durma
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
:
31
2. Aşağıdaki jestlerden hangisi savunma duygusunu ifade eder?
A) Dik duruş
B) Eller arkada, çene yukarıda
C) Kollar, eller ve avuç içleri açık
D) Kolları göğüste kavuşturma
3. Aşağıdaki davranışlardan hangisi bireyin sıkıntı yaşadığını belirten davranış değildir?
A) Çıkışa ve saate bakma
B) Nefesini üfleyerek verme
C) Kıpırdanma ve ayaklarını sallama
D) 4 rakamını andıran bacak bacak üstüne atma biçimi
4. “Sıkılı yumruk, dudakların sıkılması, burundan gürültülü soluma” hangi duygunun
yaşandğını gösterir?
A) Endişe ve kaygı
B) Üzüntü
C) Tedirginlik
D) Öfke
5. Göz temasından kaçınma aşağıdaki duygulardan hangisinin belirtisidir?
A) Rahatlık ve açıklık
B) Suçluluk veya bir şey saklama duygusu
C) İş birliğine hazır olma
D) Kendine güvenme
6. Endişe ve kaygıyı yansıtan mesaj hangisidir?
A) Esneme
B) Göz teması
C) Tırnak ısırma
D) Düğmelenmemiş ceket
7. Ceket düğmeleri sıkı kapatılmış, kollar göğüste kenetli, vücudu uzağa çevirme,
kapıya bakma ifadeleri hangi duygunun yaşandığını gösterir?
A) Öfke
C) Rahatlık
B) Şüphe duyma
D) Savunmaya geçme
8. Bayanların başlarını yana eğik durumda tutup bakmaları hangi duygu içerisinde
olduklarını gösterir?
A) Gergin
B) Endişeli
C) İlgi bekleme
D) Üzüntülü
:
32
9. Kişinin başka birine yan bakması hangi mesajı ifade eder?
A) Alçakgönüllülük
B) İlgi ya da saldırma
C) Güvensizlik
D) Derin düşünce
10. Otururken ayakların açık olarak durması erkeklerde hangi durumu yansıtır?
A) Rahatlık ve güven duygusu
B) Savunmaya geçme
C) Endişe ve kaygı
D) Tedirginlik
11. Kültürler arası benzerlik gösteren jest-mimik hangisidir?
A) Selamlaşma
B) Çağırma
C) Vedalaşma
D) Ağlama
12. “Parmak uçlarını diğer kişinin avucuna bırakarak” tokalaşan kişi için yorumunuz ne
olur?
A) Dengeli ve kendine güvenlidir.
B) Güçlü ve üstünlük duygusu yaşamaktadır.
C) Güvensiz, çekingen ve endişelidir.
D) Şiddete eğilimlidir.
:
33
MODÜL DEĞERLENDİRME
 Modülü bitirdiniz. Modül sonunda kazanmanız gereken yeterliği kazanıp
kazanmadığınızı ölçen bir ölçme aracı öğretmeniniz tarafından hazırlanarak size
uygulanacaktır.
 Bu uygulama sonunda bir üst modüle geçip geçmeyeceğiniz öğretmeniniz
tarafından size bildirilecektir.
MODÜL DEĞERLENDİRME
:
34
CEVAP ANAHTARLARI
ÖĞRENME FAALİYETİ 1CEVAP ANAHTARI
1. D
2. B
3. B
4. B
5. A
6. C
7. D
ÖĞRENME FAALİYETİ 2 CEVAP ANAHTARI
A) Bu yüzler size ne anlatıyor?
1. Ilgisiz
2. Düşmanca, alaycı
3. Mutlu
4. Çok kızgın
5. Üzgün, kasvetli, ters
6. Çocukça, saf bir mutluluk
7. Yorgun, bitkin, uyuşuk
8. Biraz kızgın
9. Sahte bir mutluluk
10. Çok üzgün
11. Şüpheci
12. Derin bir keder
B. Çoktan Seçmeli Sorular
1. C
2. D
3. D
4. D
5. B
6. C
7. D
8. C
9. B
10. A
11. D
12. C
CEVAP ANAHTARLARI
:
35
KAYNAKÇA
 ALTINTAŞ Ersin, Devrim ÇAMUR, Beden Dili, Aktüel Basım Yayın, İstanbul,
2004
 BALTAŞ Acar, Zuhal BALTAŞ, Bedenin Dili, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2004
 CÜCENOĞLU Doğan, İçimizdeki Biz, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2003
 CÜCENOĞLU Doğan, İletişim Donanımları, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2002
 CÜCENOĞLU Doğan, İnsan ve Davranışı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2002
 DÖKMEN Üstün, Varolmak Gelişmek Uzlaşmak, Sistem Yayıncılık, İstanbul,
2003
 İZGÖREN A.Şerif, Dikkat Vücudunuz Konuşuyor, Elma Yayınları, İstanbul,
2003
 KAŞIKÇI Ercan, Doğrucu Beden Dili, Hayat Yayınları, İstanbul, 2005
 KINGMA Daphne Rose, Gerçek Aşk, HYB Yayınları, Ankara, 1999
KAYNAKÇA