19 Aralık 2010 Pazar

10 sınıf dil ve anlatım ders kitabı - 1

ZAMBAK 10.SINIF DİL VE ANLATIM KİTABI SAYFA 9-30 ARASI 1.ÜNİTE CEVAPLARI


1.ÜNİTE

1.SUNUM

Hazırlık

Bu hikâyeden ne anladığınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.

Kahraman, iş hayatının önemli bir ihtiyacı olan para sayma makinesini ülkemize getirtmek ve ilgili kişilere güzel bir tanıtım, sunum ve reklam yapmak suretiyle büyük miktarda para kazanmaya başlıyor. Yani anlatılmak istenen; girişimcilik ruhu taşıyan insanların, toplumun ihtiyacı olan ürün ve hizmetleri topluma kazandırmak için o ürün ve hizmetleri en güzel bir şekilde tanıtması, sunması ve reklamını yapması sonucunda çok kazanç elde edeceğidir.

Teknik ve teknolojik imkânlar iş kalitemizi ve iletişimimizi nasıl etkiliyor? Örnekler vererek açıklayınız.

Genellikle olumlu etkiliyor. Televizyon ve radyoda yapılan reklamlar sayesinde her türlü ürün tanıtılmakta, bilgisayar ve internet sayesinde muhasebe ile ilgili işler rahatlıkla yapılmakta, alış veriş iletişimleri gerçekleştirilmekte, cep telefonları sayesinde istediğimiz kişilere anında ulaşabilmekte, 3G teknolojisi sayesinde uzaktaki tanıdıklarımızla yüz yüze görüşebilmekteyiz. Yani teknik ve teknolojik imkânlar sayesinde hem zaman hem maddi tasarruf yapılmakta ve iş kalitemizi artırarak iletişimimiz kolaylaşmaktadır. Ancak her şeyde olduğu gibi bu hususta da olumsuz bazı yönler tartışma konusu olabilmektedir.

Yukarıdaki sözlerden anladıklarınızı sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.

Mustafa Kemal Atatürk, bu sözle medeniyetin önemini vurgulamakta ve medeniyetin gereklerinden uzak kalan insan ya da toplumların çok zarar göreceğini ve dışlanacağını hatırlatmaktadır. Martin Luther King ise, hangi meslek grubuna mensup olursa olsun toplumda herkesin yaptığı işi en mükemmel bir şekilde yapması gerektiğini vurgulamaktadır.

Firmalar ürünlerinin satışı için reklamlara büyük bütçeler ayırıyor. Sizce ürün satışında reklam önemli midir? Düşüncelerinizi belirtiniz.

Elbette ki önemlidir. Reklamlar sayesinde müşteriler ürünleri en kestirme yoldan tanımakta ve etkilenmektedir.

Sunum ne demektir? Araştırınız.

Yaşadığımız toplumda her an insanlarla iletişim içindeyiz. Konuşurken, yazarken, bakarken, kısaca her zaman bir iletişimle, bir sunumla karşı karşıyayız.

Lokantayı seçerken bile garsonların servisine dikkat ederiz. Garsonun dış görünüşü, işteki ustalığı, müşteriye karşı tavrı o lokantayı seçmemizde birinci derecede etkilidir. Yemekler çok güzel ve kaliteli olabilir; ancak onu sunan gerektiği gibi ve estetik bir şekilde sunmuyorsa; kendisi bal, yüzü sirke satıyorsa, yemekler ne kadar kaliteli olsa da bir daha orayı tercih etmeyebiliriz.

Ayrıca; toplum içinde yaşadığımız için edindiğimiz bilgileri başkalarıyla paylaşma ihtiyacı duyarız. Bilgiyi paylaşma şekli de insanın özelliklerine (bilgi düzeyi, konuşma biçimi, yaşam biçimi, eğilimleri, ihtiyaçları, zevkleri vb) göre farklılıklar gösterir. Bilgiyi sunma şekli o bilginin değeri artırabildiği gibi azaltabilir de. Örneğin; herkesin ev içi eşya düzeni birbirinden farklıdır. Kim eşyalarını kullanışlı, estetik ve düzenli yerleştirirse onun evi daha güzel ve rahat gelir bizlere. Burada da eşyalar aynı, fakat sunu şekli farklıdır. Bilginin aktarımı, sunumu da aynı öneme sahiptir.

Bilgi; doğru kullanıldığında, dil kurallarına dikkat edilerek aktarıldığında, dinleyeni veya izleyeni sıkmayacak, usandırmayacak, rencide etmeyecek bir üslupla sunulduğunda, delil ve kaynaklarla güçlendirildiğinde değer kazanacaktır. Bilgiyi kuru, alelade, düz bir anlatımla değil de göze ve kulağa hitap eden materyallerle destekleyerek sunduğumuzda değeri daha da yükselir.

Öğretmenler de derslerde CD, VCD, tepegöz, sinevizyon, slayt, internet, bilgisayar gibi teknolojilerden yararlanarak dersi daha iyi sunmak için gayret ederler ve öğrencilerin dersi daha iyi anlamalarını sağlarlar.

Bir topluluğun önünde konuşma yapmak, insanlara hitap etmek, görüşlerimizi ya da çalışmalarımızı dinleyenlere etkili biçimde aktarabilmek gerek eğitim hayatımız boyunca gerek gelecekte iş yaşamımızda bizim için büyük önem taşıyor ya da taşıyacaktır. Yapacağımız sunum ne kadar etkili olursa, düşüncelerimizi aktarmada bazen de dinleyicileri ikna etmede o kadar başarılı oluruz.

Sonuç olarak hayatımızın her köşesinde karşılaştığımız sunum konusunu bilmek ve en etkili biçimde kullanmamız gerekir.

Buna göre sunum; bilgileri yenileyen, pekiştiren, hatırlatan, önemli noktaları öne çıkaran; bir çalışma sonucunu açıklayan; laboratuar araştırmalarını sunan, anket sonuçlarını ifade eden; önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşmalardır.

Metin İnceleme (1.Metin/Sunum Teknikleri)

1. Bilgisayar, ışık ve görüntü sağlayan aletlerin öğrenmeye getirdikleri kolaylıklardan hareketle iletişim ile teknolojik gelişme arasındaki ilişkiyi açıklayınız.

Konuşmacı, iyi hazırlanmış görsel bir malzemeyi konuyla güzel ve uyumlu bir şekilde kullandığı zaman başarılı olur. Aksi durumlarda görsel araçlar dinleyicinin dikkatini dağıtabilir. Başka konuşmacı görsel malzeme kullanıyor diye değil, sizin konuşmanız görsel malzeme gerektiriyorsa kullanmalısınız.

Sayılar, söylendiklerinde anlaşılmaları güç şeylerdir. Görsel olarak sergilendiklerinde daha kolay anlaşılır. Konuşmada; %55 görüntü, %38 ses, %7 sözler etkili olduğuna göre buradan bilgisayar, ışık ve görüntü sağlayan aletlerin öğrenmeye getirdikleri kolaylıklar daha iyi ortaya çıkar. Dolayısıyla iletişim ile teknolojik gelişme arasında doğrudan ve güçlü bir ilişki bulunmaktadır.

2. Gönderici her türlü iletişimde bir konudaki birikimini ve hazırlığını alıcıya hangi araçları kullanarak iletebilir? Maddeler hâlinde sıralayınız.

Ünümüzde her türlü teknolojik alet iletişimde kullanılmaktadır. Cep telefonu başta olmak üzere CD player, bilgisayar, internet, mikrofon, sinevizyon, ses sistemi, sinevizyon perdesi, video-tv…

3. Sunum konusundaki araştırmanızı arkadaşlarınıza okuyunuz. Sunumda dinleyici kitlesinin ne gibi özellikleri olduğunu ve teknik imkânlardan nasıl yararlanıldığını belirtiniz.

Başta bakışlar olmak üzere, vücut diliyle sunum yapan ile dinleyici arasında sağlıklı bir iletişim kurulmalıdır. Bunun için de dinleyici kitlesi sunumu dinlemek üzere hazırlıklı gelmeli, gerekirse teknik imkânlardan da yararlanmalıdır. Mesela; kâğıt ve kalem ile bazı notlar almak veya ses kayıt cihazı ile konuşmacının konuşmasını kaydetmek isabetli olur.

4. Hangi konularda sunum yapılabilir? Bu konuları nasıl gruplandırabilirsiniz? Düşüncelerinizi belirtiniz.

He türlü sosyal, siyasal, kültürel, mesleki ya da teknik konuda sunum yapılabilir. Bunlar aşağıdaki gibi gruplandırılabilir:

· Anket sonuçlarını ifade eden sunum

· Önemli noktaları öne çıkaran sunum

· Bir araştırmayı sunan sunum

· Bilgiyi yenileyen, pekiştiren, hatırlatan sunum

· Bir çalışma sonucunu açıklayan sunum

· Önemli olay ve olguları dile getirmek üzere hazırlanan sunum

5. Sunum yapmanın amacı ne olabilir? Metinden hareketle açıklayınız.

Sunum yapmanın amacı, dinleyiciye bir konu hakkında etraflıca bilgi verme ya da dinleyiciyi konuya inandırmadır. Ayrıca duygu ve düşüncelerimizi, tasarılarımızı birbirimizle paylaşmak, bilgi aktarmak ve iyi bir iletişim kurmak için de sunum yapılır.

6. Sizce hazırlanmış bir metni okumakla aynı konuda bilgi verici konuşma yapmak arasında nasıl bir fark vardır? Dinleyici üzerinde hangisi daha etkili olur? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.

Hazırlanmış bir metni okumak dinleyici için soğuk, itici, samimiyetsiz ve bıktırıcı olabilir. Göz teması kurulmadan yapılan bu tür iletişim yöntemleri sağlıklı olamamaktadır. Oysaki aynı konuda yapılan bir bilgi verici konuşma daha samimi ve etkili olmaktadır.

7. Yapılan konuşmada slaytların işlevi ve önemi nedir? Slaytın az veya çok olması konuşmacı ve din­leyiciyi etkiler mi? Açıklayınız.

Slaytlar, bilginin aktarılmasında ve özetlenmesinde çok önemlidir. İşlenecek konunun mahiyeti, kullanılacak zaman ile dinleyicinin eğitim ve kültür durumuna göre slaytların sayısı ayarlanabilir. Ancak genellikle sayısı çok olan slaytlardan oluşan sunumlar hem konuşmacı hem de dinleyici açısından yorucu olabilmektedir.

2. Metin

8. Araştırmalarınızdan ve yukarıdaki metinden hareketle Atatürkçülüğün Türk toplumu için önemi­ni belirtiniz.

Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için lazım gelen şey, kendisi için değil kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Olumlu düşünen bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket ederken “Benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekler mi?” diye bile düşünmemelidir. Hatta en mutlu olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce bilinmemesini tercih edecek karakterde bulunanlardır... “Memleketin ve milleti mutluluğunu düşünmekten çok kendini düşünür; o adamın değeri ikinci derecedir. Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak kendi kişiliği ile ayakta tuttuğunu zanneden adamlar, milletlerin mutluluğuna hizmet etmiş sayılmazlar. Ancak kendilerinden sonrakileri düşünebilenler, milletlerini, yaşamak ve ilerlemek imkânlarına kavuştururlar. Türk toplumu için çok önemli bir yere sahip olan Atatürkçülük:

* Devlet hayatını ve toplumun fikir hayatını kapsar.

* Milletin bugün ve gelecekte bağımsızlığını, huzur ve refah içinde olmasını amaçlar.

* Millet egemenliği esasına dayanır.

* Milli birlik ve bütünlüğe önem verir.

* Yurtta ve dünyada barışın korunmasını amaçlar.

* Millete ve insanlığa hizmet etmeyi en büyük mutluluk sayar.


Anlama ve Yorumlama

2. etkinlik

Çağımız için “Bilgi Çağı, Teknoloji Çağı” gibi isimler kullanılıyor. Teknik ve teknolojinin bütün imkânları elimizin altında. ABD’de Drevel (Dırevıl) Üniversitesi Mühendislik Bölümü öğrencileri için geliştirilmiş eğitim projesinin 1988-1997 dönemi sonuçlarını inceleyerek aşağıdaki sorulara cevap veriniz.

Metot Bilginin Hafızada Kalma Yüzdesi

Okuma

% 10

Dinleme

% 20

Resme bakma

% 30

Film izleme

% 50

Sergiyi gezme

% 50

Gösteriyi izleme

% 50

Tartışmaya katılım

% 70

Konuşma yapma

% 70

Dramatik sunum yapma

% 90

Gerçek bir deneyi canlandırma

% 90

Interaktif multimedya (Slayt)

% 90

Bir projeyi gerçekleştirme

% 90

Dinleme ve okuma arasında bilgi aktarılması açısından nasıl bir fark olduğunu açıklayınız.

Okuma sonucu % 10 iken, dinleme sonucu bilginin hafızada kalma oranı ise % 20’ye çıkmakta ve verim artmaktadır.

Bir metni okumakla o metin hakkında bir konuşma hazırlayıp sunmak arasında nasıl bir fark vardır? Yukarıdaki sonuçlardan hareketle açıklayınız.

Bir metni okumakla bilginin hafızada kalma oranı % 10 iken, o metin hakkında bir konuşma hazırlayıp sunmak sonucunda bilginin hafızada kalma oranının % 70’e çıktığı görülmektedir. Yani insan, konuşma yoluyla başkasına aktardığı bilgileri kendi kültürüyle yoğurduğu için tecrübesini artırmakta ve aktardığı bilginin hafızasında kalma oranını artırmaktadır.

Bir metni okumakla o metni slayt ortamında izlemek arasında bilginin hafızada kalma oranı açısından nasıl bir fark olduğunu anlatınız.

Bir metni okumakla %10 verim sağlanırken, aynı metni slayt ortamında izlemek sonucunda bilginin hafızada kalma oranı %90’a kadar çıkmaktadır. Yani sunum yapan insan, aktardığı bilgileri kolay kolay unutmamaktadır.

3. etkinlik

(CD player)

(Işık düzeni)
(Bilgisayar)
(Mikrofon)

(Sinevizyon)

(Ses sistemi)
(Sinevizyon Perdesi)
(Video-tv)

4. etkinlik

Aşağıda konularına göre sınıflanmış altı farklı sunum örneği verilmiştir. Birinci konuda verilen örnekten yola çıkarak siz de diğer konuları yazınız ve bunları sınıfta okuyunuz.

1. Anket sonuçlarını ifade eden sunum

2. Önemli noktaları öne çıkaran sunum

3. Bir araştırmayı sunan sunum

4. Bilgiyi yenileyen, pekiştiren, hatırlatan sunum

5. Bir çalışma sonucunu açıklayan sunum

6. Önemli olay ve olguları dile getirmek üzere hazırlanan sunum

1. (…) Sınavlara nasıl hazırlanıyorsunuz?

Dershaneyle

Etüt merkeziyle Kendim çalışarak

Özel dersle

Grup çalışmasıyla

% 56

% 1

% 40

% 2

% 1


2. Anlatılan dersin özetlenmesi, toplumsal bir olayın değerlendirme sonuçları…

3. Sigaranın sağlığa zararları, küresel ısınmanın dünyaya verdiği zararlar…

4. Eğitimde model insanın rolü nedir? İslami dönem Türk edebiyatında ilk eserler…

5. Yağmur sularını depolamak suretiyle bahçe sulaması yapmak, Ay’a daha hızlı nasıl gidilebilir, …

6. İstanbul’un fethinin Türk ve dünya tarihi açısından önemi, Dünya basketbol şampiyonasında milli takımımızın başarısı, …

Ölçme ve Değerlendirme

A. Cümlelerdeki boşlukları uygun kelimelerle doldurunuz.

♦ Sunum, insanların bilinçli olarak aynı amaçla bir araya geldikleri bir buluşmadır.

♦ Sunumda malzemeleri bir başkası kullanacak ise konuşmacı ile malzemeleri kullanan kişi arasın­da eşgüdüm / uyum kaçınılmazdır.

♦ Slayt, üzerinde durulacak hususları bir düzen içinde hatırlatan kısa ifadelerden oluşmalıdır.

♦ Dinleyiciler de slaytlardaki cümleleri dikkatle okuyabilmeli / takip edebilmelidir.

♦ Slayt metinleri konuşmacı ile dinleyiciyi birleştiren bir çizgi olarak kabul edilebilir.

. Konuşmacıyı dinlemeye gelenler konu hakkındaki ön bilgisi olan ve konuyla ilgi duyan insan kitle­sidir.

B................ Sunumla ilgili yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.

( Y ) Sabit ve sağlam durmak sunuma güç verir. Çünkü hızlı hareket dinleyicileri kaygılandırır.

( D) Sürekli notlara bakmak dinleyicilerin zihninde soru işaretleri meydana getirir.

( D ) Dinleyicileri karşımızza alacak ifadelerden kaçınılmalı.

( Y ) Dinleyicilerin soru sormalarına fırsat verilmemeli.

( D ) Anlatacağımız konuya hâkim olmak bizi rahatlatır.

( D ) Işık, ses, oturma düzeni açısından salon, sunumdan önce kontrol edilmeli.

( D ) Sorular için ayrıca zaman ayrılmalı.

( D ) Sunum esnasında salonda sürekli sessizlik olmalı.

( D ) Olumsuz ifadelerden kaçınılmalı.

( D ) Kendimiz değil sunum ön plana çıkarılmalı.

( D ) “-mış,-miş” gibi ifadeler sunuma hikâye havası verir, bu ifadeler sürekli kullanılmamalı.

( Y ) Söz hakkı isteyen herkese mutlaka söz verilmeli.

C. Aşağıdaki şemayı tamamlayınız.

Sunumun Hazırlık Aşaması Sunumun Planlanması

1. Konu tespit eder. 1. Giriş, gelişme, sonucu planlar.

2. Hedefini belirler. 2. Bilgi ve belgeleri toplar.

3. İyi bir planlama yapar. 3. Görsel, işitsel araçları hazırlar.

4. Dinleyici hakkında bilgi edinir. 4. Sunum yöntemini belirler.


D. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

1. Sunum yapacak kişinin konuşma anında ses tonuna, jest ve mimiklerine, sahneyi veya kür­süyü rahat kullanmaya; dinleyicilerle, başta bakışlar olmak üzere, vücut diliyle iletişim kurmaya; ses ve kelimeleri doğru telaffuz etmeye özen göstermesi gerekir. Sunumda, gerektiğinde daha önce hazırlanmış bazı bel­gelerin, grafiklerin ve şekillerin kullanılabile­ceğini bilmeli.

Bu parçadan sunumla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Jest, mimik ve tonlamaya dikkat edilmelidir.

B) Dinleyiciler karşısında rahat olunmalıdır.

C) İletişim kurarken vücut dilini iyi kullan­malıdır.

D) Sunumu destekleyen kaynakları mutlaka kullanmalıdır.

E) Sözcükleri doğru telaffuz etmeye çalışmalıdır.

3. Sunum yapacak kişinin, sorulara hâkim ol­ması, gereksiz ayrıntılara ve tartışmalara gir­meden cevap vermesi, ilgisiz soruların konu dışı olduklarını belirtmesi gerekir. Cevabını bilemediği sorular olursa konuşmada hazır bulunan yetkililerin düşüncelerine başvur­malıdır.

Bu parçadan hareketle aşağıdaki düşünce­lerden hangisine ulaşılamaz?

A) Sorulara hâkim olmalıdır.

B) İhtiyaç olmayan detaylar üzerinde durma­malıdır.

C) Dinleyenlerle söz dalaşı yapmamalıdır.

D) Anlattıklarıyla ilgili kaynak göstermelidir.

E) Gerektiğinde yetkililere söz hakkı verme­lidir.

2. Sunumu yapan kişi sunumdan önce nelere, niçin dikkat etmesi gerektiğini bilmelidir. Sunum yerini daha önceden görmesinin, prova yapmasının, kullanacağı malzemenin kontrolünü kendisinin gerçekleştirmesinin yararlı olacağını; sunum esnasında ciddi, ağırbaşlı, temiz ve derli toplu görünümün önemli olacağını unutmamalıdır.

Sunum yapan kişinin dikkat etmesi gere­kenlerle ilgili olarak aşağıdakilerden han­gisi üzerinde durulmamıştır?

A) Sunum yerini önceden görmesi gerektiği

B) Prova yapması gerektiği

C) Ciddi ve ağırbaşlı olması gerektiği

D) Temiz ve derli toplu olması gerektiği

E) Her şeye dikkat etmesi gerektiği

4. Aşağıdakilerden hangisi sunumun özellik­lerinden biridir?

A) Bilgiyi pekiştirmek ve hatırlatmak için ya­pılması

B) Bir konunun ayrıntılarını ön plana çıkar­ması

C) Sadece araştırma sonuçlarını açıklaması

D) Önemsiz bir olay ya da olguyu dile getir­mesi

E) Bir görüşü benimsetmek amacıyla yapıl­ması



2. TARTIŞMA

Yukarıdaki sözler ve hikâye hakkında ne düşünüyorsunuz sözlerde anlatılmak istenen düşünce­lere katılıyor musunuz? Belirtiniz.

CEVAP:

İnsan var olduğundan bu yana kendisi ve çevresiyle ilgili olup bitenleri hep merak etmiştir. Bu merakını gidermek için de sürekli araştırmış, bilgi sahibi olmuş ve eksik taraflarını tamamlama fırsatı elde etmiştir. Araştırmalarının yanında, içinde yaşadığı toplumun bireyleri ile de sürekli bir diyalog ve bilgi alış verişinde bulunmuştur. Roger Caılloıs’un hikâyesinden anlamamız gereken; bir kimsenin aklına gelmeyenin, aynı konuda bir başkasının aklına gelebileceğidir.

Namık Kemal’in sözü, tartışmanın önemini ortaya koyan bir sözdür. İnsanlar, farklı farklı düşüncelere sahiptir. "Akıl akıldan üstündür." derler atalarımız. Buradan hareketle farklı fikirlerin ortaya konduğu tartışmalarda bizim bilmediğimiz veya farklı açıdan bakmadığımız fikirleri görme imkânı bulabiliriz. Böylece paylaşılan bu fikirler sayesinde artılarımızı eksilerimizi ortaya koyabilir, bir uzlaşma sağlayabilir, sorunlarımızı çözebilir ve doğruya ulaşabiliriz.

Çin atasözünde ise paylaşımın bereketi hatırlatılmaktadır. Bilgi alış verişi neticesinde, herkesin bilgisine yeni bilgiler katılacağı gibi kimsenin bilgisinden de eksilme olmaz.

Sizce bu sözlerin ortak noktası nedir?

CEVAP:

Bilgi ve düşünceleri paylaşma ve görüş alış verişinde bulunma…

Bir konuyla ilgili çok farklı düşünceleri öğrenmenin insana ne gibi katkılar sağlayacağını açıklayınız.

CEVAP:

Bilgi, paylaşarak çoğalır. Eğer insanlar düşüncelerini birbirleriyle paylaşmasalardı doğru, iyi ve güzeli bulamazlardı. Bilimin ve teknolojinin gelişmesini de bu bilgi paylaşımına borçluyuz. Bütün bunlar da tartışmayla olur. Tartışma, bir nevi paylaşmadır. Her şeyin zıddıyla var olduğunu düşünürsek, tartışma da her düşüncenin karşıtını alarak zenginleşir. Tartışmayla analiz ve sentez yeteneğimizi geliştiririz. Kısaca tartışma olmasaydı fikirler gelişmez, çoğalmaz, hayat tekdüze, renksiz ve tatsız olurdu.

Metin İnceleme

1. Okuduğunuz tartışmanın amacı nedir?

CEVAP:

Dilin sadeleşmesi ve özleştirme çalışmaları hakkında görüş alış verişinde bulunmak ve özleştirme konusunda aşırılık olup olmadığını ortaya koymak.

2. Tartışmaların genel amaçlarını, bir konu çevresinde lehte ve aleyhte karşılıklı düşünceleri ortaya koyma, problemlere cevap ve çözüm bulma; gerçek, doğru, iyi ve güzel olanı birlikte arama işini göz önüne aldığınızda bu metinde tartışmanın amacına ulaşılmış mıdır? Sizce bu tartışmanın amacı nedir? Sınıfta arkadaşlarınıza anlatınız.

CEVAP:

Kısmen ulaşılmıştır. Fakat Rıdvan Çongur’un tartışma sonunda da dediği gibi süre yetersiz olduğu için karşı düşüncelere programda yer verilememiş ve karşı düşüncelere yer verme işi bir başka programa ertelenmiştir.

3. Tartışmada uyulması gereken kurallar nelerdir?

Ø Tartışmada esas olan; nezaket, düşünceye saygı, gerçeği gizlememe, saplantıdan uzak durma, muhatabı dinleme, hakaret etmeme, konu dışı çıkmama, dedikodu ve şahsiyet kritiği yapmama, örneklerle zenginleştirme, gerçeği arama çabası içerisinde olma, muhatabı alt etme hırsında bulunmama ve nefsin değil doğrunun zaferini kazanmaya çalışmaktır.

Ø Tartışmada ses tonunu çok iyi ayarlamalı, muhatabın kişiliğiyle düşüncesini birbirine karıştırmamalı, kırıcı ve öfkeli olmamalıdır. Her insanın hata edebileceğini düşünmeli, değer verip kabul ettikleri büyüklerine hakaret etmemeli, onları hafife almamalı, söz hakkımızı mutlaka değerlendirmeli, söz kesmemeli ve sözümüzün kesilmesine izin vermemeli, fikirleri sonuçlandırmadan başka konuya geçmemeli, damdan dama atlamamalı, bir konuyu neticeye tam kavuşturmalı, tartışmayı kazanmaktan önce, muhatabımızı kaybetmemeye gayret etmelidir. Muhatap kazanılacaksa, tartışmayı kaybetmek onu kaybetmekten daha faydalıdır. Tartışma boyunca sürekli sakin olmalı, kızmamaya çalışmalıdır.

Ø Yanlış cevap vermektense susmak daha iyidir. Sorulara mantıklı cevaplar vermeli sürekli soğukkanlı olmalıdır. Bilgiler sürekli yenilenmeli ve kendimize güvenmeyiz; güvenmek baştan kazanmaktır. Sağlam bilgi sağlam sonuçtur. Sözün çokluğu değil çarpıcı ve vurucu olması önemlidir. Kaynaklı konuşmalı; kaynağı kuvvetli olanın görüşü de kuvvet kazanır.

Ø Eleştirmek için eleştirmemeli, muhalefet olsun diye karşılık vermemeli, gerçekler bizim istemediğimiz gibi dahi olsa kabul etmelidir. Gerçekler tartışılmalı, kişiler değil; kişiler değil, gerçekler aranmalıdır.

Ø Muhatabımız konuşurken notlar almalı, neye ve nasıl cevap vereceğimizi önceden tasarlamalıyız. Bize sorular sorulmadan önce, biz kendimize sorular sorup cevaplarını aramalı ve araştırmalıyız.

Ø Dinleyici kitlemizi ön planda tutmalıyız. Onları da muhatap olarak düşünmeli, yeni fikirler ortaya koymalıyız.

Ø Tutarlı olmalı, kelimeleri özenle seçmeliyiz. Cümle tekrarlarından kaçınmalı, sözümüzü destekleyip güçlendirecek muhaliflerden de deliller getirmeliyiz.

Ø Kendinize aykırı düşmemeliyiz; geçmişimize, değerlerimize, toplumumuza ters düşmemeliyiz.

Ø Başlangıç ile sonuç arasında bir uyum ve bağlantı oluşturmalı, sonuçta tüm konuşmalarımızın ana iskeletini özetlemeli; duyguları harekete getirip delil olarak sunduğumuzda delillere ve yaşanmış olaylara dayandırmalı, buluş ve tespitlerimizin kendimize ait olması önemlidir.

Ø Bakış ve değerlendirmelerimiz görüş olmalı, gözlemlerimiz görmeye dayanmalı. Düşünmeli, düşündürmeli.

Ø Mimiklerimize çok dikkat etmeliyiz. Sözlerimizi mimiklerimiz ve duruşumuz tamamlamalı.

Ø Bazen yanlış düşünceleri toptan atmaktansa onları ayıklamalı, bu konuda seçici olmalıyız.

Ø Mukayese yapabilmeliyiz. Muhatabımıza düşünme ve düşünce payı bırakabilmeliyiz.

Ø Muhatabımıza hedef göstermeliyiz, hedefe gitmesinde ona rehber olmalıyız. Hemen hedefe götürmeye çalışmamalıyız; zira 40 senede hedefe varamayanı 40 dakikada hedefin kendisine ulaştıramayız, ancak gösterebiliriz.

Ø Muhatabımıza karşı insaflı olmalıyız. Davamızı savunmalı; karar vermeyi ise muhatabınıza bırakmalıyız. Kararsızlığını kendisi karar kılsın, kararlaştırsın.

Ø Mutlaka faydalı olacağımızı düşünmeliyiz. Yaşanmış hayattan örnekler sunmalıyız. İşleyeceğimiz konular gündemi yakalamalı ve ilginç olmalıdır. Herkesin seviyesi esas alınmalı ve ona göre konuşmalıdır. Gerekirse muhatabın seviyesine inmelidir. Dinleyici kitlesi hesap edilip, kendi memnuniyetimizden çok onların memnuniyeti de düşünülmelidir.

Ø Tartışma eğlendirmekten ziyade eğitici olmalıdır. Sonuçta herkes bir şeyler almış olmalı.

4. Tartışmada peşin hükümlü olmanın, bilinen şeyleri tekrar etmenin, konu dışına çıkmanın tartışmaya zarar vereceğini düşünüyor musunuz? Belirtiniz.

CEVAP:

Peşin hükümlü ve kısırdöngü içinde olmak, demagoji ve laf kalabalığı yaparak konu dışına çıkmak elbette ki tartışmaya zarar verir.

5. Metinden hareketle tartışmayla ilgili hangi özellikleri çıkarabileceğinizi belirtiniz.

CEVAP:

Ø Tartışma, bir konu çevresinde lehte ve aleyhte karşılıklı düşünceleri ortaya koyma, problemlere cevap ve çözüm bulma; gerçek, doğru, iyi ve güzel olanı birlikte aramaktır. (Doğru, iyi ve güzelin zamana bağlı olduğunu unutmamak gerekir.)

Ø Tartışmada; karşılıklı saygı ve hoşgörü, nazik, toleranslı, sabırlı olma; konuşma kurallarına, verilen zamana ve sıraya uyma amaca ulaşmada yararlıdır.

Ø Tartışmada bir konuda edinilmiş peşin hükümlerin, önceden alınmış kesin kararların, bilineni farklı cümlelerle devamlı tekrar etmenin, konu dışına çıkmanın tartışmaya yarar sağlamayacağı açıktır.

Ø Tartışmayı yöneten bir başkana ihtiyaç vardır. Başkanın; konuyu ortaya koyup sınırlaması; konuşmacıların konu dışına çıkmalarını, konuyla ilgisiz ve gereksiz konuşmalarını engellemesi, konuşmacıların birbirini suçlamaya yönelik konuşmalarına izin vermemesi, tartışmanın kurallarına uygun yürütülmesini ve bir sonuca ulaştırılmasını, bu sonucun da bir rapor haline getirilmesini sağlaması gerekir.

Ø Bazı tartışmaların sonuçları yalnızca basın aracılığıyla duyurulur; bazıları ise basına ve halka açık olur. Dinleyicilerin huzurunda, dinleyiciler için gerçekleştirilen bu tartışmalarda konuşmacılar tartışma konusundaki bilgi, birikim, görgü, düşünce ve kanaatlerini halka iletirler; onları bilgilendirmeyi, yönlendirmeyi amaçlarlar. Bu tip tartışmalarda kamuoyu yaratma endişesi konuşmacı-dinleyici ilişkisini belirleyen önemli faktördür. Tartışmalar düzenleniş amaçlarına, hedef dinleyici kitlesinin zevk, kültür ve anlayışına göre değişik nitelikler kazanır.

6. Tartışmada konunun güncel olması, tartışılacak yönlerinin bulunması, farklı düşüncelerle de yorumlanabilmesi önemlidir. Metinden hareketle tartışmanın konusunu açıklayınız.

CEVAP:

Metinde, eskiden de tartışılan ancak son yıllarda çokça gündeme gelen konulardan biri tartışılmakta: “Dilin sadeleşmesi, özleştirme çalışmaları ve özleştirmede aşırılık.”

7. Dilin şiirsel, duygusal, öğreticilik gibi işlevleri vardır. Bu metinde dil hangi işlevde kullanılmıştır? Bunu nereden anlıyorsunuz? Düşüncelerinizi açıklayınız.

CEVAP:

Ø Tartışmalarda dil, genellikle “göndergesel” ve “anlatımsal” işleviyle kullanılır. Hatta çoğu zaman dilin çift işlevliliğinden söz edilebilir. Mesela; metindeki: “Eskiden bilim ve sanat dilleri, Batı’da Latin köklerinden alınıyordu, Doğu’da da Arap köklerinden alınmakta idi. Bu diller, onları kullanan milletler için yabancı olduklarından çok zor hazmediliyor, zor benimseniyordu. Bunlar yığın hâlinde olursa o metin, gene o devirlerde de anlaşılmıyordu.” cümleleri dilin göndergesel işlevi olan cümlelerdir.

Ø “Sayın dinleyiciler, dilimizin özleştirilmesi konusunda tartışmalara yer verdiğimiz bu programımızın ilkinde, bu dil tartışmalarına sizlerin de yazı ile katılabileceğini duyurmuştuk, hatırlayacaksınız. İşte bu akşam sunduğumuz “Ana Dilimiz” programını, siz sayın dinleyicilerimizin sorularına, özleşme konusundaki düşüncelerine ayırdık. Öyle sanıyoruz ki gerek Türkiye radyolarına gerekse Türk Dil Kurumuna mektupla başvuranlardan birçoğu, az sonra dinleyeceğiniz bu programda sorularının cevabını alacaklar.” cümlelerinde ise dil, anlatımsal işleviyle kullanılmıştır.

8. Tartışmalar yazılı metne bağlı kalınmadan yapıldığı için cümlelerde anlatım bozuklukları olabilir. Metinde anlatım bozukluğu olan cümleler varsa bunları söyleyiniz.

CEVAP:

Bu metinde, konuşmacılar zaten “dilin doğru ve güzel kullanılması gerektiği” konusunda hassasiyetlerini dile getirmektedirler. Dolayısıyla konuşmacıların göze çarpacak nitelikte bir anlatım bozukluğu yaptığı söylenemez.

9. Okuduğunuz metinde yeteri kadar açıklık, akıcılık, duruluk ve yalınlık var mıdır? Varsa örnekleriy­le açıklayınız.

CEVAP:

Bu metindeki cümlelerin birçoğu “açıklık, akıcılık, duruluk ve yalınlık” özelliklerini taşımaktadır. Ancak önce bu özelliklerin ne anlama geldiği hususunda kısaca bilgi verelim:

Ø Açıklık: Bir konunun herkesin anlayabileceği, aynı anlamı çıkarabileceği biçimde aktarılmasıdır. Farklı yorumlara açık değildir. Örnek: “Elimde, Türk Dil Kurumuna gönderilmiş, bu programla ilgili bir mektup var. Adana Zirai Mücadele Enstitüsünde çalışan Ziraat Yüksek Mühendisi Hasan Hüsnü Eron yazmış.”

Ø Akıcılık (Pürüzsüzlük): Söyleyişin pürüzsüz olması, bir yazının kolayca ve zevkle okunmasıdır. Uzun cümlelerde aynı hece ve eklerin tekrar edilmesi akıcılığı bozar. Örnek: “Eski Türkçe, nereye kadar gider? Ziya Gökalp’ın kastettiği Eski Türkçe, sanıyorum ki ta ‘Orhun, Uygur’ metinlerine gider. Biz oraya kadar uzanmıyoruz. Eski Osmanlıcaya gidiyoruz. Ziya Gökalp’ın de Eski Osmanlıca kelimelerin canlandırılmasında bir sakınca görmediğini sanıyorum. Çünkü bu kelimeler yüzyıl farkıyla bugün de kullanılmaktadır veya yerinde bırakılmıştır.”

Ø Duruluk (yalınlık): Parçada veya cümlede gereksiz sözcük kullanılmamasıdır. Örnek: “Radyolarımızın dilini büyük ölçüde beğeniyorum. Bu arada seçtiği konuları, programları da beğendiğimi belirtmek isterim. Ama arada yersiz programlar da çıkmıyor değil.”

10.Tartışmalarda genelde dilin hangi işlevinin ön plana çıktığını belirtiniz. Okuduğunuz tartışmada dil hangi işlevde kullanılmıştır?

CEVAP:

Tartışmalarda dilin genellikle “göndergesel” ve “anlatımsal” işlevi ön plana çıkmaktadır. Okuduğumuz tartışmada da dilin bu işlevleri kullanılmıştır.

Anlama ve Yorumlama

2. etkinlik

Tartışma iki veya daha fazla kişinin belli bir konuda düşüncelerini sergileme yoluyla fikir alışverişinde bulunmalarıdır. Buna göre aşağıda boş bırakılan yerlere tartışma sürecinin aşamalarını uygun şekilde yazınız.

1. Tartışma problemlerinin seçimi: Tartışma problemi seçilirken katılımcıların ilgi ve tutumları ile konuyla il­gili ön bilgileri göz önünde bulundurulmalıdır. Konu katılımcılar için ilgi çekici olmalı ve katılımcılar tar­tışmaya karşı güdülenmelidir. Bunun yanı sıra problem cümlesinin açık olması konuyu tam olarak belirt­mesi, konuyu sınırlayabilmesi gerekir. Problem cümlesi soru ya da düz cümle olarak ifade edilebilir. An­cak soru cümlesi katılımcıların ilgisini çekmede ve onları araştırma yapmaya teşvik etmede daha etkili­dir.

2. Tartışmayı yönlendirecek soruların belirlenmesi: Tartışma sürecinde eğiticiler katılımcıları sorularla yönlendiremezse tartışmadan elde edilen sonuçlar hedefler doğrultusunda olmayabilir, konu dağılabilir. Bu nedenle eğiticinin tartışmayı yönlendirecek açılış, gelişme ve kapanış bölümünün anahtar sorularına önceden hazırlanması gerekir.

3. Araç ve tekniklerin belirlenmesi: Tartışma sürecinde birçok öğretim araç ve tekniklerinden yararlanıla­bilir. Bu amaçla tartışmadan önce probleme uygun dramatizasyonlar yapılabilir, sergiler ve yakın çevre gezilebilir, yazılı materyaller okunabilir, radyo dinlenebilir ve film izlenebilir. Bu tür etkinlikler katılımcılar­da ortak yaşantı oluşmasına katkı yapar ve tartışmaya katılımı sağlar.

4. Tartışmanın yapılacağı fiziksel ortamın düzenlenmesi: Tartışmanın yapılacağı fiziksel ortam ve katılımcı sayısı tartışmanın niteliğini etkiler. Çok kalabalık gruplarda tartışmalar bazı katılımcıların tartışma dışında kalmasına neden olur. Tartışma ortamında sağlıklı iletişim kurulmasında, katılımcıların birbirlerini görmeleri önemli rol oynar. Bu nedenle katılımcıların daire ya da yarım ay biçiminde oturmasının sağlanması gerekir.


5. Değerlendirme: Tartışma, sonunda eğitici ya da katılımcılar tarafından değerlendirilmeli ve sonucu özetlenmelidir.

3. etkinlik

Aşağıdaki özellikleri tabloda uygun yerlere yazınız.

Topluma Açık Tartışmalar (Panel, sempozyum, forum)

Topluma Kapalı Tartışmalar (MEB Şurası, Bakanlar Kurulu)

Konuları günceldir.

Sonuçları yalnızca basın aracılığıyla verilir.

Basın ve halk önünde gerçekleşir.

Bilgilendirme, yönlendirme amaçlanır.

Herkese açık olarak gerçekleştirilir.

Sonuç bildirisi yayınlanır.

Sonuçlar ayrıca duyurulmaz.

Basına ve topluma kapalıdır.

Tartışmaya dinleyiciler de katılır.

Kamuoyu oluşturmak amaçlanır.

Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.

Tartışma başkanının konuyu ortaya koyup sınırlaması, konuşmacıların konu dışına çıkmalarını ve gerek­siz yere söz sarf etmelerini engellemesi, konuşmacıların birbirini suçlamaya yönelik söz söylemelerine izin vermemesi gerekir.

Tartışma, iki veya daha fazla kişinin belli bir konuda düşüncelerini sergileme yoluyla fikir alışve­rişinde bulunmalarıdır.

♦ Genellikle bilimsel konularda bir program çerçevesinde uzmanların katılımıyla yapılan seri konuşmalara sempozyum (bilgi şöleni) denir.

♦ Oluşturulan iki grubun önceden belirlenen bir konuyu, jüri ve dinleyiciler huzurunda bir yarış­ma havası içinde tartışıp sonuca bağlamalarına münazara denir.

B. Aşağıdaki tartışma ile ilgili yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.

( Y ) Tartışmada önceden alınmış kesin kararlar ifade edilmemeli, bilinenler farklı cümlelerle devamlı tekrar edilmelidir.

( D ) Başkan tartışmanın bir sonuca ulaştırılmasını, bu sonucun da bir rapor hâline getirilmesini sağlar.

( D ) Açık oturum, panel, sempozyum, forum gibi tartışmalar basın ve halk önünde gerçekleşir, münazara ise daha çok eğitim amacıyla sınıflarda düzenlenir.

( D ) Tartışmada konunun güncel olması, tartışılacak yönlerinin bulunması, farklı düşünce ve dikkatlerle yorumlanmaya imkân sağlaması önemlidir.

C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.


1. Bir tartışmada tartışmayı yöneten bir başkana ihtiyaç olduğu; başkanın da konuyu ortaya koyup sınırlaması, konuşmacıların konu dışına çıkmalarını ve gereksiz yere konuşmalarını engellemesi, konuşmacıların birbirini suçla­maya yönelik söz söylemelerine izin vermemesi gerekir. Tartışmanın kurallarına uygun yürütülmesini ve bir sonuca ulaşılmasını, bu sonucun da bir rapor hâline getirilmesini sağlaması gerektiği de unutulmamalıdır.

Bu parçada tartışma başkanının görev­leriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi­sine değinilmemiştir?

A) Konuşmacıları kendi anlayışına göre yö­netmesine

B) Konuyu ortaya koyup sınırlamasına

C) Konuşmacıların konu dışına çıkmalarını en­gellemesine

D) Konuşmacıların gereksiz konuşmalarını engellemesine

E) Tartışmanın kurallara uygun yürütülmesini sağlamasına

2. (I) Tartışmalarda konu katılımcılar için ilgi çe­kici olmalı ve tartışmaya karşı güdülenmelidir. (II) Kalabalık gruplarla yapılan tartışmalarda zamanı değerlendirmek için bazı katılımcıları tartışma dışında bırakmak ve onların görüşle­rini yazılı olarak almak gerekir. (III) Başkanın tartışmayı yönlendirecek açılış, gelişme ve ka­panış bölümüyle ilgili anahtar soruları önce­den hazırlanması gerekir. (IV) Tartışmadan çıkarılacak sonuç önemli değildir; önemli olan tartışmacıların performansıdır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin han­gilerinde “tartışma” ile ilgili bilgi yanlışı vardır?

A) I ve II B) II ve III C) I ve III D) II ve IV E) I ve IV

3. Dinleyicilerin huzurunda, dinleyiciler için gerçekleştirilen tartışmalarda konuşmacılarıntartışma konusundaki bilgi, birikim, görgü, düşünce ve kanaatlerini halka ilettiği; onları
bilgilendirmeyi, yönlendirmeyi amaçladığı vurgulanır. Bu tip tartışmalarda kamuoyu ya­ratma endişesinin konuşmacı-dinleyici ilişki­sini belirleyen önemli faktör olduğu belir­tilmelidir.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Halkın bilgilendirilmesinin, yönlendirilme­sinin amaçlandığına

B) Belli bir dinleyici kitlesi huzurunda yapıl­dığına

C) Dinleyicilere yönelik bir faaliyet olduğuna

D) Konuşmacıların bilgi ve birikimlerini aktardığına

E) Cahil halkın belli konularda eğitilmesinin amaçlandığına

4. Tartışmanın asıl amacı, bir konu çevresinde lehte ve aleyhte karşılıklı düşünceleri ortaya koyma, problemlere cevap ve çözüm bulma; gerçek, doğru, iyi ve güzel olanı birlikte arama işidir. Doğru, iyi ve güzelin zamana bağlı olduğunu unutmamak gerekir.

Bu parçada tartışmanın amacıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Bir konuyla ilgili düşüncelerin ortaya konulacağına

B) Problemlere cevap ve çözüm bulunacağına

C) Gerçek, doğru, iyinin aranacağına

D) Doğru ve güzel olanın birlikte aranacağına

E) Her tartışmada doğru, iyi ve güzelin orta­ ya çıkacağına

5. Yazarın, bir düşüncenin, bir önerinin doğru olmadığını ortaya koymak amacıyla hazırladığı yazılarda başvurduğu bir yöntemdir. Yazar okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir üslupla yazısını oluşturur. Devrik cümlelerle, soru ve cevaplarla yazısına akıcılık, canlılık kazandırır. Yazar, görüşlerini inandırıcı kılmak için kanıtlama yoluna başvurur.

Yukarıdaki paragrafta bahsi geçen anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama B) Tartışma C) Öyküleme D) Betimleme E) Karşılaştırma

6. Günümüzde yaygın bir yanlış var: Bilimin kesin olduğu inancı; çağdaş yaşayışın, çağdaş uygarlığın değişmez temeli olan bilimsel kesimidir. Oysa sürekli bir değişikliktir bilimi var edip ayakta tutan. Bilim bilgi üretir; bilim­sel doğrulardır bunlar. Ancak bilim sonsuz bir yenilenme içindedir. Bilimde öne sürülen her doğru, yanlış olduğu henüz kesinlikle belge­lenmemiş olan doğrudur.

Yukarıdaki tartışma metninde öne sürülen en temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bilimin kesin doğru olduğu

B) Bilimin çağdaş uygarlığın temeli olduğu

C) Bilimin sürekli değişim içinde olduğu

D) Bilimde sürekli bilgi üretildiği

E) Bilimde öne sürülen her bilginin doğru olduğu

7. Aşağıdakilerden hangisi “tartışma” konusu olamaz?

A) Müzik eğitiminde duygusal zekâ mı, işitsel zekâ mı önemlidir?

B) Başkaları için değerli olan bizim için de­ğerli olabilir mi, olamaz mı?

C) Afrika’da yaşayan insanların yardım çağrı-sına duyarsız kalınması insanlığın bir ayıbı mıdır, değil midir?

D) Güneş mi dünyanın etrafında döner; yok­sa dünya mı güneşin?

E) Öğrenci seçiminde ve sınıfların oluşturul­masında IQ’ya mı, EQ’ya mı öncelik tanın­malıdır?

8. Bazı tartışmaların yalnızca sonuçları basın aracılığıyla duyurulur. Bazıları ise basına ve halka açık olur, düzenleniş amaçlarına, hedef dinleyici kitlesinin zevk, kültür ve anlayışına göre nitelikler kazanır. İkincisine genel olarak “topluluk karşısında tartışmalar/topluma açık tartışmalar” denir.

Bu parçadan tartışmayla ilgili olarak aşağı­dakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Tartışmaların herkese açık olduğu ve iste­yen herkesin katılabildiği

B) Bazı tartışmaların yalnızca sonuçlarının duyurulabildiği

C) Bazı tartışmaların basına ve halka açık ola­rak düzenlendiği

D) Tartışmaların dinleyici kitlesinin özelliğine göre nitelikler kazanabildiği

E) Herkese açık olan tartışmaya topluma açık tartışma denildiği


3. PANEL

Metin İnceleme

1. Araştırdığınız ve okuduğunuz panel metinlerinin ortak özelliklerini belirtiniz.

CEVAP:

Ø Toplumu ilgilendiren bir konunun, karara varmaktan çok, çeşitli yönlerden aydınlatılması için dinleyiciler önünde, sohbet havası içinde, uzmanları tarafından tartışıldığı konuşmalara panel denir.

Ø Açık oturum ile panel özellikleri yönüyle birbirlerine çok benzerler. Hatta bazı kitaplarda panel ile açık oturum aynı konuşma türü olarak verilir. Arada sadece üslup farkı vardır.

Ø Panelde amaç, bir konuda karara varmaktan ziyade sorunu çeşitli yönleriyle aydınlatmak, farklı görüşlerle farklı anlayışları ortaya koymaktır.

Ø Panelde de bir başkan (yönetici) bulunur. Konuşmacı sayısı 3 ile 6 arasında değişebilir.

Ø Konuşmacılar, uzmanı oldukları konunun ayrı birer yönünü ele alırlar.

Ø Konuşmalar, açık oturumda olduğu gibi başkanın verdiği sıraya ve süreye göre yapılır.

Ø Panelin sonunda, dinleyiciler panel üyelerine soru sorabilirler. Tartışma dinleyicilere de geçerse o zaman tartışma, forum şekline dönüşür.

2. Metinden panelle ilgili hangi özellikleri çıkartabilirsiniz?

CEVAP:

Ø Panelin bir yöneticisinin bulunması ve sorularıyla konuşmacıları yönlendirmesi

Ø Konuşmacıların alanlarında ve tartışılan konuda uzman olmaları

Ø Konuşmacıların tartışılan konunun ayrı birer yönünü ele almaları

Ø Konuşmacıların tartışılan konuda karara varmaya değil, o konuda sadece farklı anlayışları dile getirmeye çalışmaları

3. Panelde hangi konuların ele alınabileceğini belirtiniz.

CEVAP:

Sosyal, kültürel, dinî, siyasî, tarihî ve bilimsel her konu panelde ele alınabilir.

4. Panel yöneticisinin konuşmacıları yönetmek, konuyu ortaya koymak, dinleyicilerin görüş belirt­melerine izin vermek ve söylenenlere kendi düşüncelerini de ilave ederek toplantıyı sonuçlandırmak gi­bi görevleri vardır. Okuduğunuz metinde yönetici bu görevleri yerine getiriyor mu? Nasıl? Belirtiniz.

CEVAP:

Bu metinde yönetici Ali Gevgilili; panelin başında konuyu tanıtarak tespit ediyor, Çağdaş Dünya ve Türk Şiiri konusunda alanlarında uzman Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Behçet Necatigil, İlhan Berk ve Cemal Süreya’yı sorularıyla yönlendiriyor, zaman zaman konuşmacıların düşüncelerine kendi düşüncelerini de ilave ediyor, konuşmaların sonunda panelin ana çizgileriyle ortaya koyduğu doğruları maddeler halinde özetliyor ve paneli sonlandırıyor. Dolayısıyla bu metinde yönetici görevlerini yerine getiriyor.

5. Metinde yeteri kadar açıklık, akıcılık, duruluk ve yalınlık var mıdır? Örnekleriyle açıklayınız.

CEVAP:

Açıklık: “Bugün dünya şiirine baktığımız zaman çok yönlü bir şiirle karşılaşıyoruz. Türk şiiri de çok yönlü bir durumdadır. Artık dünyada, sanatta, özellikle şiirde büyük ulus - küçük ulus farkı kalmamıştır. Her ulusun dünya sanatına katkısı söz konusu olabilmektedir. Kısaca dünya, iyice küçülmüş, bir yerde bazı sorunlar ve koşullar iç içe girmiştir. Bu, sanatta da belli bir ölçünün üstünde evrensele açılmayı gerektirmektedir.” cümlelerinde olduğu gibi, konu herkesin anlayabileceği, aynı anlamı çıkarabileceği biçimde aktarılmaktadır.

Akıcılık(Pürüzsüzlük):Şiirin ve edebiyatın varlığını koruyup geliştirmesinde geçmişten gelen kalıcı değerler önemli bir araçtır. Özgeçmişi, çağdaş yaklaşımlarla üzülmemek gerekiyor bugün, özellikle, yığınlara yeni çağa doğru güçlü adımlar atmaları için, sanat yoluyla katkıda bulunmak mümkündür. Şiir, bu nitelikte bir araçtır.” cümlelerinde olduğu gibi, söyleyiş pürüzsüz, yazı kolayca ve zevkle okunmaktadır.

Duruluk (yalınlık): “Bugün dünya şiirine baktığımız zaman çok yönlü bir şiirle karşılaşıyoruz. Türk şiiri de çok yönlü bir durumdadır. Artık dünyada, sanatta, özellikle şiirde büyük ulus - küçük ulus farkı kalmamıştır. Her ulusun dünya sanatına katkısı söz konusu olabilmektedir. Kısaca dünya, iyice küçülmüş, bir yerde bazı sorunlar ve koşullar iç içe girmiştir. Bu, sanatta da belli bir ölçünün üstünde evrensele açılmayı gerektirmektedir.” cümlelerinde olduğu gibi, gereksiz sözcük kullanılmamıştır.

6. Dilin “göndergesel işlevi”, “heyecana bağlı işlevi”, “alıcıyı harekete geçirme işlevi”, “şiirsel işlevi” gibi işlevleri vardır. Panelde dil hangi işlevde kullanılmıştır? Bunu nereden anlıyorsunuz?

CEVAP:

Panelde dil, “göndergesel işlev”de kullanılmıştır. Çünkü metinde konuşmacılar bilgiler sunmakta, yani “ileti”ler “alıcı”ya gönderilmektedir.

7. Panelde konuşmacılar herhangi bir yazılı metne bağlı kalmadan irticalen konuştukları için bazı cümlelerde anlatım bozukluğu olabilir. Okuduğunuz panel metninde anlatım bozukluğu olan cümleler var mıdır? Örneklerle açıklayınız.

CEVAP:

Metinde anlatım bozuklukları olması doğal karşılanabilirdi. Ancak konuşmacılar alanlarında uzman edebiyatçı kimliği taşıdıkları için -irticalen konuşmalarına rağmen- anlatım bozukluğu yapmamaya özen göstermişlerdir. Yine de birkaç cümlede anlatım bozukluğu söz konusu olmuştur:

· “Eski halk kültürümüzü tetkik ettiğimiz zaman, pek çok unsurların yüksek kültürden halk kültürüne indiğini görüyoruz.” cümlesinde altı çizili sıfat tamlamasında sıfat çoğul anlam taşıdığı halde önündeki isim çoğul kullanılmıştır. Yani “tamlama yanlışlığı” yapılmıştır.

· “Büyük sanatkârlar, şairler daima basmakalıbı kırarlar, hayatı daima yenilerler.” cümlesinde “daima” sözcüğü iki kez kullanılmak suretiyle gereksiz sözcük kullanımı yapılmıştır.

· Özgeçmişi, çağdaş yaklaşımlarla üzülmemek gerekiyor bugün, özellikle, yığınlara yeni çağa doğru güçlü adımlar atmaları için, sanat yoluyla katkıda bulunmak mümkündür.” cümlesinde altı çizili söz grubu bağdaşıklığa uymamakta yani cümle içindeki anlamı anlaşılmamaktadır.

· Basit, sıradan bir sanat olmaktan çıkıyor, karmaşık bir yapı kazanıyor.” cümlesinde aynı anlama gelen altı çizili sözcükler gereksiz sözcük kullanımına yol açmıştır.

8. Metindeki cümleleri anlamları bakımından (birbiriyle çelişen, sebep-sonuç bildiren, amaç, şart, açıklama vb. cümleleri) inceleyiniz.

CEVAP:

Sebep-sonuç cümlesi: “Modern Türk şiiri böylesine halka halka bir geçmişi özümleme, bir çağrışım zenginliği, dolgunluğu taşıdığı için, millî bir yan da vardır.” cümlesinde modern Türk şiirinin millî bir yanının olmasının sebebi verilmektedir.

Amaç cümlesi: “Böyle bir derinliği başarmak için nicedir kalabalıklardan kaçmış olan şiirin, kalabalıklarla yeni bir diyalog kurabilmesi acaba nelere bağlı bulunabilir?” cümlesinde şiirin, kalabalıklarla yeni bir diyalog kurabilmesinin amacı verilmektedir.

9. Panelde konuyla ilgili dinleyicilerin de görüşlerine yer verilmiş midir? Belirtiniz.

CEVAP:

Dinleyicilerin görüşlerine yer verilmemiştir. Çünkü panelin sonunda “forum” gerçeklememiştir.

Anlama ve Yorumlama

1. etkinlik

Panel hakkındaki düşüncelerinizi ifade ediniz.

CEVAP:

Panelde konuşmacılar belirlenen konunun farklı yönleri hakkında araştırma yaparlar ve hazırlıklı gelirler. Dolayısıyla bu panel metninde de lider insanın “açık olma, karizmatik olma, mücadele ruhu taşıma, yaratıcı olma, güven verme, nitelik ve bilgiye önem verme” gibi özellikleri, 6 konuşmacı tarafından farklı açılardan ele alınarak tartışılmıştır.

Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz.

v Konuşmacıları yönetmek, konuyu ortaya koymak, dinleyicilerin görüş belirtmelerine izin vermek ve söylenenlere kendi düşüncelerini de ilave ederek toplantıyı sonuçlandırmak yöneticinin görevidir.

v Bir konunun, karara varmaktan çok, çeşitli yönlerden aydınlatılması için, küçük bir topluluk önünde, bir sohbet havası içinde tartışılmasına panel denir.

v Panelin sonunda dinleyiciler panel üyelerine soru sorma imkânına sahiptirler.

B. Aşağıdaki tartışma ile ilgili yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.

( Y )

( D )

( Y )

( D )


Bir konuyu, kesin bir karara varmadan konunun çeşitli yönlerine temas ederek bir dinleyici topluluğu önünde, bir sohbet havası içinde tartışmaya sunum denir.

Panel başkanı, önce tartışmacı üyeleri dinleyenlere tanıtır. Ele alınan konunun anahtarlarını ortaya koyar. Panel sonunda forum yapılıp yapılmayacağını açıklar.

Panelde dinleyicilerin görüş ve düşüncelerine asla yer verilmez.

Panel samimi bir sohbet havası içinde sürdürülür. Başkan, konuşmaların sırasını ve süresini düzenler. Açıklaması gereken konularla ilgili sorular sorar.


C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

1. Panelde herkesi ilgilendiren, sosyal problem­lerle ilgili konular ele alınır. Konuşmacılar konu ile ilgili düşüncelerini kısaca ifade eder­ler. Böylece toplantıyla bütünleşirler. Aynı za­manda seçilen konu üzerinde farklı düşün­celerin dile getirilmesi sağlanır. Konuşma­cıları yönetmek, konuyu ortaya koymak, din­leyicilerin görüş belirtmelerine izin vermek ve söylenenlere düşüncelerini de ilave ederek toplantıyı sonuçlandırmak görevlerini ise başkan yerine getirir.

Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden han­gisi çıkarılamaz?

A) Sosyal olaylarla ilgili konuların ele alındığı

B) Konuşmacıların konu ile ilgili düşünceleri­ni söyledikleri

C) Konuyla ilgili farklı düşüncelerin dile getirildiği

D) Tartışmayı yöneten bir başkanın olduğu

E) Başkanın kendi görüşlerine yer vermediği

2. Panelin dinleyicilerle konuşmacıların bir konu üzerinde birlikte düşünme isteği çevresinde düzenlendiği bir gerçektir. Bu sebeple de panele, samimi bir ortamda, üzerinde duru­lan konu ile ilgili az sayıda dinleyicinin bulun­duğu bir tartışma biçimi diyebiliriz.

Parçadan hareketle aşağıdakilerden han­gisi çıkarılamaz?

A) Dinleyicilerle konuşmacıların birlikte dü­şünmesi

B) Tartışmaya dinleyicilerin de katılması

C) Tartışmanın samimi bir ortamda cereyan etmesi

D) Az sayıda dinleyicinin bulunması

E) Bir konu üzerinde gerçekleşmesi

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “panel” ile ilgili bir bilgi yanlışı vardır?

A) Panel başkanı, panelin başında konuyu açıklar ve konuşmacıları dinleyenlere tanıtır.

B) Panel konusu, toplumun ilgisini çekebile­cek ve aydınlatılmaya ihtiyaç duyulan bir nitelikte olmalıdır.

C) Konuşmacılar panel konusunu kendi ilgi alanlarına göre ele alırlar.

D) Panelde tartışılacak konu siyaset ve sana­tın dışında başka bir alanda olmamalıdır.

E) Panel sonunda dinleyicilerin de katılacağı bir forum yapılabilir.

Ünite Sonu Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki boşluklara gelebilecek uygun sözcükleri yazınız.

♦ Panelde seçilen konu üzerinde farklı yönlerin dile getirilmesi sağlanır.

♦ Tartışmayı yöneten başkan, konuşmacıları yön­lendirecek açılış, gelişme ve kapanış bölümüyle ilgili anahtar soruları önceden hazırlamalıdır.

♦ Sunumda amaç, bilgileri yenileme, araştırma ve anket sonuçlarını değerlendirme, bilime katkıda bulunmadır.

B. Aşağıdaki yargıları doğru-yanlış (D/Y) ola­rak değerlendiriniz.

( D ) Panel sonunda tartışma, dinleyicilere de geçerse tartışma, forum adını alır.

( D ) Sabırla dinledikleri için gruba teşekkür edilmeli.

( D ) Sunumda kullanılacak teknik cihazlar sunumdan önce kontrol edilmeli.

( Y ) Tartışmada; karşılıklı saygıya ve hoşgörülü olmaya; nazik, toleranslı, sabırlı olmaya gerek yoktur.

C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

1. Bilgileri yenileyen, pekiştiren, hatırlatan, önemli noktaları öne çıkaran; bir çalışma so­nucunu açıklayan; laboratuar araştırmalarını sunan, anket sonuçlarını ifade eden; önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşmalara ---- denir.

Yukarıdaki parçada boş bırakılan yere aşa­ğıdaki kavramlardan hangisi getirilebilir?

A) Sunum B) Tartışma C) Açık Oturum D) Brifing E) Panel

2. Paneli bir başkan yönetir. Tartışmacı üyelerin sayısı en az üç, en fazla altı olabilir. Bunların her biri ayrı bir meslek kolundan seçilmelidir. Böylece konunun belli bir çerçeve içinde kısılıp kalması önlenmiş olur. Konu, değişik yön­lerden işlenir. Panel tartışmaları küçük bir sa­londa, küçük bir dinleyici topluluğu önünde, mikrofonsuz olarak yapılır. Panel başkanı or­tada olmak üzere, üyeler bir masa etrafında otururlar. Panelden önce başkan ve üyeler toplanarak tartışma kurallarını belirlerler.

Bu parçadan panelle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine değinilmemiştir?

A) Tartışmacılar farklı meslek sahalarından seçilir.

B) Üyeler konunun değişik yönlerine ışık tutarlar.

C) Küçük bir dinleyici topluluğu önünde yapılır.

D) Tartışma kurallarını başkan belirler ve uygular.

E) Tartışma üyeleri üçle beş arasında değişe­bilir.

3. Tartışmada; karşılıklı saygı ve hoşgörü, nazik, toleranslı, sabırlı olma; konuşma kurallarına, verilen zamana ve sıraya uyma amaca ulaş­madaki en önemli unsurlardır. Tartışmada bir konuda edinilmiş peşin hükümlerin, önceden alınmış kesin kararların, bilineni farklı cümle­lerle devamlı tekrar etmenin, konu dışına çık­manın tartışmaya yarar sağlamayacağı bilin­melidir.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Tartışmanın karşılıklı saygı ve hoşgörü an­layışı içinde yapılması

B) Tartışmada nazik, toleranslı, sabırlı olun­ması

C) Konuşma kurallarına ve verilen zamana uyulması
D) Tartışmada tek bir konuda ısrar edilme-memesi

E) Tartışmada peşin hükümlerden, ön yargılardan kaçınılması

DİL VE ANLATIM KİTABI 2.ÜNİTE CEVAPLARI SAYFA (32-45)

1. Anlatıma Hazırlık

Metin inceleme

1. Her yazının: kendi düzeni, teması ve ifade biçimiyle kendi içinde anlamı olan organik bir bir­lik olduğu düşünüldüğünde, okuduğunuz metinlerde böyle bir bütünlük var mıdır? Yazının ve konuş­manın bütünlüğünü etkileyen öğeler nelerdir?

Yazının ve konuşmanın bütünlüğünü etkileyen öğeler; “sözcüklerin doğru seçilmesi, cümlelerin gereği gibi kurulması ve birbirlerine mantıksal bir ilgiyle bağlanması, konuda birliğin sağlanması, bilgilerin doğruluğu, duyguların içtenliği”dir. Bu saydıklarımın yanı sıra anlatıma “uygun bir iletişim biçimi seçilmesi, yazım kurallarına uyulması, noktalama işaretlerinin yerinde kullanılması, yazılı bir metinde bulunması” gerekenlerin başında gelir. Ayrıca sözcükler anlatımın başlıca öğesidir. Anlatımda sözcüklerin doğru seçilmesine her zaman özen gösterilmelidir.

2. “Eşyaya Ölüm” adlı metinde kişisel deneyimler ve araştırma sonuçları kullanılmış mıdır? Topla­nan bilgilerle kişisel deneyimlerin konuşma ve yazıya nasıl bir hava kazandıracağını belirtiniz.

“Eşyaya Ölüm” adlı metinde kişisel deneyimler ve araştırma sonuçları kullanılmıştır. Konuşma ve yazmaya başlamadan önce topladığımız bilgilerle kişisel deneyimlerimiz, konuşmamızın ve yazımızın sağlam bir yapısının olmasını sağlayacaktır. Aklımızdan geçenleri tasarladıklarımızı başlıklar hâlinde ve küçük notlar hâlinde belirlersek hepimiz için çok kıymetli olan zamanımızı yitirmemiş oluruz. Hangi konu olursa olsun söyleyebileceklerimizin ve yazabileceklerimizin olabilmesi o konudaki topladığımız bilgilerle kişisel deneyimlerimizin bulunmasına bağlıdır. Sonuç olarak; bir konuşma veya yazıda anlatacaklarımızı bulmamızda toplanan bilgilerle kişisel deneyimlerin etkisi oldukça önemli ve büyüktür.

3. Hazırlık aşamasında neyi, niçin ve nasıl anlatmak gerektiği üzerinde düşünmeden konuşma­ya ve yazmaya başlamak tutarlı olmaz. Buna göre “Eşyaya Ölüm” adlı metinde neyin, niçin ve nasıl anlatılması gerektiği belirlenmiş midir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.

“Eşyaya Ölüm” adlı metinde neyin, niçin ve nasıl anlatılması gerektiği elbette belirlenmiştir. Daha önce toplanan bilgiler ve kişisel deneyimler, hazırlanacak metnin yazılış amacı, hedef kitlesi ve anlatıcının tavrına göre düzenlenmiştir. Ana düşünce etrafında birleşen düşünceler, bilgi, deneyim ve örnekler sebep-sonuç ilişkisi ışığında düzenlenmiş, üslup ve tarz buna göre belirlenmiştir.

4. Hazırlık aşamasında bir ana düşünce belirlenip o ana düşünce etrafında birleşen düşünce, bil­gi, deneyim ve örneklerin sebep-sonuç ilişkisine göre düzenlenmesi gerekir. Okuduğunuz metinlerde bu kurala uyulup uyulmadığını anlatınız.

Her iki metinde de bu kurala uyulmuştur.

5. “Eşyaya Ölüm” adlı metinde ne zaman gözlem yapıldığını ve bunun metindeki önemini belirtiniz.

“Eşyaya Ölüm” adlı metnin yazarı, metni oluşturmadan önce hayatın tabii seyri içinde bazı gözlemler yapmıştır. Yazar, eşyaya uzun bir süre bakmak suretiyle onun ayrıntılarını görmemize imkân sağlamıştır. Metin bitene kadar da o eşya neredeyse bizim hayatımızın bir parçası hâline gelmiştir. Ünlü Fransız yazar Jean Paul Sartre, Söz Okları adlı eserinde yazarlığa yöneliş döneminde dedesinin kendisine: “Yalnız gözleri olmak yetmez, onlardan yararlanmayı da öğrenmeli insan.” dediğini anlatır.


Anlama ve Yorumlama

1. etkinlik

Hazırlık aşaması yapılmış, okuduğunuz öyküden hareketle aşağıdaki tabloyu evet/hayır şeklinde değerlendiriniz.

CEVAP:

Yazılacak Hikâyenin Ölçme ve Değerlendirme Formu

(evet)

Konu belirlenmiş midir?

(evet)

Ana fikri belirlenmiş midir?

(evet)

Ana fikri destekleyen yardımcı fikirler belirlenmiş midir?

(evet)

Konuyu açıklayacak daha anlaşılır kılacak bir buluş var mıdır?

(evet)

Yazılacak öykünün planı çıkarılmış mıdır? (giriş-gelişme-sonuç)

(evet)

Tutarlı bir sıralama yapılmış mıdır?

(evet)

Öyküye nereden, nasıl ve niçin başlanacağı belli midir?

(evet)

Olayın hangi noktalarının anlatılacağı belli midir?

(evet)

Konuyla ilgili kişisel deneyimler ve gözlemler belirenmiş midir?

2. etkinlik

Tablodaki özellikleri incelediğiniz metinlere göre değerlendiriniz.

CEVAP:

Özellikler

1. Metin

2. Metin

Neyi, niçin, nasıl anlattığı bellidir.

X


Tamamlanmamış cümleler vardır.


X

Devrik cümleler kullanılmıştır.


X

Belli bir planlama göze çarpmaktadır.

X


Anlatım bozuklukları vardır.


X

Yazıların kendi içinde bir bütünlüğü vardır.

X


Düşünceler belli bir plana göre sıralanmıştır.

X


Cümleler arasında sebep-sonuç ilişkisi vardır.

X


Tutarlı bir sıralama vardır.

X


Noktalama işaretleri yerinde kullanılmıştır.

X

X


2. etkinlik

Sizce bilgi toplama kaynakları nelerdir? İhtiyacınız olan özel bir bilgiyi çeşitli kaynaklardan na­sıl temin edebilirsiniz? Açıklayınız.

CEVAP:

Bilgileri toplama kaynakları şunlardır:

· Okumak

· Araştırmak

· Not almak

· Özet çıkarmak

· Alıntı yapmak

· Gözlem yapmak

· Dinlemek

· Arşivlemek

· Günümüzün teknolojik bilgi kaynaklarından yararlanmak (İnternet siteleri, radyo ve televizyon arşivleri, devlet arşivleri ve özel arşivler, sanal ve gerçek kütüphaneler…)

Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki anlatıma hazırlıkla ilgili yargılan doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.

( D ) Yazmaya ve konuşmaya başlamadan önce hangi bilgilere ihtiyaç olduğu kontrol edilir.

( D ) Kendi deneyimlerimizi kullanmak yazımızı ve konuşmamızı daha etkili kılar.

( D ) Neyi, niçin, nasıl anlatmak gerektiği düşünülmeden konuşma ve yazma tutarlı olamaz.

( D ) Anlatmaya başlamadan önce deneyim ve bilgiler not hâline getirilir.

( D ) Anlatıma hazırlık aşamasında düşünce, bulgu ve bilgiler sıralanır.

( D ) Yazı ve konuşma hazırlarken hedef kitlenin kim olduğu da gözetilmelidir.

( D ) Her yazı, kendi düzeni, teması ve ifade biçimiyle kendi içinde anlamlı olan organik bir bütündür. Onun için yazıya başlamadan bir planlama yapılmalıdır.

( D ) Anlatıma hazırlık yapılırken tanınmış yazarlara ait metinlerden örnek almak yararlı olur.

C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

1. Aşağıdakilerden hangisi bir anlatımın ha­zırlık aşamasında etkili değildir?

A) Gözlem yapmak B) Okumak C) Düşünmek

D) Alınan notlar E) Üslup belirlemek

2. Aşağıdakilerden hangisi yazı yazma ve ko­nuşma hazırlamada hazırlık için gereken
unsurlardan biri değildir?

A) Bilgi toplamak

B) Kişisel deneyimlerden yararlanmak

C) Amacı belirlemek

D) Hedef kitleyi tespit etmek

E) Değerlendirme yapmak

3. Aşağıdakilerden hangisi bilgi toplama için gerekli faaliyetlerden biri değildir?

A) Okumak B) Not almak C) Düşünmek

D) Alıntı yapmak E) Özet çıkarmak

4. Aşağıdakilerden hangisi "özet çıkarmak" la yakın anlamlıdır?

A) Ayrıntıları atmak B) Fark etmek C) Gözlem yapmak

D) Okumak E) Ayrıntıları almak

5. Dünyada ozanlar vardır, ozan aileleri vardır. Biz seninle aynı aileden olabiliriz; kesin olarak söyleyebilirim ki senin şiirin kendi şiirin. Ama bu aynı aileden olmamızı engellemez.

Bu parçada geçen “aile” sözü ile yazar aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?

A)Birbirine yakın şiir anlayışında olan kişileri

B)Ozanlığın dışında başka sanatlarla da ilgilenenleri

C)Ozanlığı dünyanın en önemli uğraşı olarak görenleri

D)Şiirden başka bir türde yapıt vermeyenleri

E) Ozanlığı en seçkin meslek olarak görenleri

2. Anlatımda Tema ve Konu

Hazırlık

Okuma konusunda yazılmış yukarıdaki iki metnin vermek istediği mesaj aynı mıdır? Niçin?

İki metnin de vermek istediği mesaj aynıdır. Çünkü her iki metnin de teması “okumak”, konusu ise “okumanın insana faydaları” dır.

Bu metinlerin benzer ve farklı yönlerini tartışarak açıklayınız.

Bu metinlerin benzer yönü; tema, konu ve verilmek istenen mesajların aynı olmasıdır. Farklı yönleri ise, üsluplarının farklı olmasıdır. Çünkü yazarlar aynı konu ve temada okuyucuya ulaştırmak istedikleri mesajlarını farklı üsluplarla kaleme alabilirler.

Metin İnceleme

1. Tema soyuttur. Tema; belli bir bağlamda kişi, yer, zaman ve durum bildiren dil birliklerinin sı­nırlandırılması, somutlaştırılması ve anlatılmasıyla konu hâline gelir. Buna göre metnin konusu ve teması nedir? Tema ve konuyu bulup aralarındaki ilişkiyi açıklayınız.

Metnin teması: “Ölüm”

Metnin konusu: “İvan İlyiç’in, ölümü başkaları için bir gerçek olarak kabul ettiği halde aynı şeyin kendisi için mümkün olmadığını iddia etmesi”

Metnin teması; belli bir bağlamda kişi, yer, zaman ve durum bildiren dil birlikleriyle sınırlandırılması, somutlaştırılması, anlatılması sonucu konu hâline getirilmiştir.

2. Her yazı ya da her konuşma belirli bir amaca yöneliktir. Yazarın bu metni kaleme almadaki amacı ne olabilir?

Ölümün reddedilmez bir hakikat olarak, her fani gibi insanı da beklediğini okuyucuya hatırlatmak.

3. Metnin anlatım türünü belirtiniz. Metnin anlatım türü ile tema ve dil ilişkisi arasında bir bütünlük var mıdır? Açıklayınız.

Metinde “öyküleyici” ve “betimleyici” anlatım kullanılmıştır. Romandan bir parça olarak ele alınmış olan bu metnin anlatım türü ile tema ve dil ilişkisi arasında elbette bir bütünlük vardır. Yazar, kahramanın ruhi ve fiziki özelliklerini olay akışı içinde vermekte ve öyküleyici anlatımın dil özelliklerinden de yararlanmaktadır.

4. Temalar; bağlam, kişi, zaman, ifade ve anlatma biçimiyle sınırlanarak somutlaşır; anlaşıla­bilir, değerlendirilebilir özellikler kazanır. Buna göre bu metni somutlaştıran öğeleri belirtiniz.

Her konunun başlıca dört öğesi vardır:

a. Konunun Dayanağı

b. Görüş Noktası

c. Görüş Açısı

d. Yazı Türü

a. Konunun Dayanağı: Bir konunun dayanağı, onun özü ve ana düşüncesidir. Diğer düşüncelerin tümü bu ana düşünce etrafında toplanmaktadır. Bu metnin ana düşüncesi; “Ölüm, reddedilmez bir hakikat olarak her fani gibi insanı da beklemektedir.” veya “Her nefis ölümü tadacaktır.” şeklinde verilebilir.

b. Görüş Noktası: Dayanağı yani ana maddesi belirlenen konunun anlatım yönünden tespiti görüş noktasını ortaya koyar. Bu metinde de yazar, ölüm gerçeğini okuyucuya tersten sunarak hatırlatmak şeklinde bir görüş noktası yakalamıştır.

c. Görüş Açısı: Anlatımın kapsadığı alana görüş açısı denir. Anlatımın açı derecesi sınırlandırılmazsa konu bütünlüğünü yitirir. Görüş açısının gereğinden çok geniş tutulması anlatımı dağıtır ve gereksiz ayrıntıların yazıya girmesine neden olur. Bu yönüyle görüş açısının iyi tespit edilmesi gerekir. Bu metinde de yazar, görüş açısına göre temayı sınırlandırmış ve okuyucunun konuyu tespit etmesini sağlamıştır.

d. Yazı Türü: Konunun işlenmesine uygun düşecek yazı türünün seçimi de çok önem taşır. Konu; taşıdığı fikir, duygu ve düşünce yönünden makale, söyleşi, anı vb. yazı türlerine göre de yazılmayı gerektirebilir. Bir yazının hangi türde yazılacağı, o konunun dayanağı ile görüş noktasının niteliğinden anlaşılır. Sadece küçük bir parçası sunulan bu metin, “roman” yazı türünden alınmış ve kastedilen konu bu türle sınırlandırılıştır.

5. Metni oluşturan birimleri tespit ederek bu birimler ile tema arasındaki ilişkiyi belirleyiniz.

Birim olarak; kelimeler cümleleri, cümleler ise paragrafları oluşturmuştur. Metnin teması olan “ölüm” duygusu, olay anlatımı (öyküleme) ve betimleme gerektiren “roman” yazı türüne uygun bir dil (üslup) özelliğiyle aktarılmıştır.

6. Metnin birimleri arasında anlam ve tema olarak bir bütünlük var mıdır? Niçin?

Elbette vardır. Çünkü yazar; temayı tek bir kelime, cümle ya da paragrafta sunarak değil, yazı türünün (romanın) tamamına yaymak suretiyle bu birimler arasında bir bütünlük sağlamıştır.

7. Metnin konusunu güncelleştirip anlatınız.

Metnin konusu; “İvan İlyiç’in, ölümü başkaları için bir gerçek olarak kabul ettiği halde aynı şeyin kendisi için mümkün olmadığını iddia etmesi”dir. Her öğrenci bu konuyu kendi tecrübelerinden istifade ederek ve örnekler sunarak güncelleştirebilir.

Anlama ve Yorumlama

1.Etkinlik

Yukarıdaki metnin konusunu ve temasını belirtiniz. Bu metin ile inceleme bölümünde oku­duğunuz metni dil ve anlatım, konu ve tema bakımından karşılaştırınız.

CEVAP:

Bu metnin de teması “ölüm”dür. Ancak konusu inceleme bölümündeki metinden farklıdır: “Canlı organizmaların hücrelerinde, Yaratıcı tarafından yerleştirilen düzenin (kanunun) herhangi bir şekilde bozulması sonucu ölümün gerçekleşeceği.”

İnceleme bölümündeki metin öyküleyici anlatım türüyle yazılmış, bu metnin anlatım türü ise öğretici anlatımdır. Dolayısıyla öyküleyici anlatımda kullanılan dil (üslup) özellikleriyle, öğretici anlatımda kullanılan dil (üslup) özellikleri de birbirinden farklıdır.


2.Etkinlik

Tablodaki kavramların içerikle ilgili olup olmadığını nedenlerine göre belirtiniz.

Kavramlar

İçerikle ilgili

İçerikle ilgili değil

Tema

X


Konu

X


Anlatım biçimi


X

Olay örgüsü


X

Anlatıcı


X


3.Etkinlik

İki gruba ayrılınız. Sınıfa getirdiğiniz metinlerin tema ve konularını etkinlik ve verilen açık­lamalardan yararlanarak belirleyiniz. Tema ile konu arasındaki ilişkileri açıklayınız. Metinlerin te­masını güncelleştiriniz. Bunları yazılı olarak ifade ediniz.

TEMA: Bir konuşmada ya da yazılı metinde işlenen genel konuya veya temel duygu ve düşünceye “tema” denir. Tema, yalnızca birkaç sözcükle ifade edilir. Örneğin; aşk, ayrılık, kahramanlık, vatan, özgürlük, hoşgörü, vb. ifadeler temadır.

· Tema soyut bir kavramdır.

· Toplumsal ve bireysel olmak üzere iki çeşit tema vardır.

· Tema; belli bir bağlamda kişi, yer, zaman ve durum bildiren dil birlikleriyle sınırlandırılması, somutlaştırılması, anlatılması sonucu konu hâline getirilir.


Aşağıdaki metnin temasını belirlemeye çalışalım:

EZANSIZ SEMTLER

... Ah büyük cedlerimiz! Onlar da Galata, Beyoğlu gibi Frenk semtlerinde yerleşirlerdi. Fakat yerleştikleri mahallede Müslümanlığın nuru belirir, beş vakitte ezan işitilir, Asmalı Minare, Gölgeli Mescit peyda olur; sokak köşesinde bir türbenin kandili uyanır, hâsılı o toprağın o köşesi imana gelirdi; Beyoğlu’nu ve Galata’yı saran yeni yapıların yığını arasında o mescitlerden, o türbelerden bir ikisi kaldı da gördük ki, cedlerimiz o kefere Frenk mahallelerinin toprağına böyle nüfuz ederlerdi. Biz bugünün Türkleri bilakis Şişli, Nişantaşı, Kadıköy, Moda gibi küçücük bir şehri andıran yerlere yerleştik. Fakat o yerler Müslüman ruhundan arı, çorak ve kurudur. Bir Üsküdar’a bakınız, bir de Kadıköy’üne, Üsküdar’ın yanında Kadıköy Tatavla’yı andırır. Eski Türklerin ruhları ile yeni Türklerin arasındaki farkı anlamak isterseniz, bu son asırda peyda olan semtlerle İstanbul içlerini mukayese ediniz...

Yahya Kemal BEYATLI

Yahya Kemal Beyatlı’ya ait yukarıdaki metni okuduğumuzda, yazarın yoğun olarak eski İstanbul ve tarih özleminden söz ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu metnin teması “tarih özlemi” ya da “özlem” şeklinde ifade edilebilir.

· Şiirde tema, şiirin geneline hâkim olan “ana duygu” şeklinde tanımlanır.

Şimdi de aşağıdaki şiirin temasını belirlemeye çalışalım:

SESSİZ GEMİ

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller, ne giden son gemidir bu.

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Yahya Kemal BEYATLI


Şairin şiirinde ölümden söz ettiğini görüyoruz. Bu şiirin temasına “ölüm” diyebiliriz.

KONU: Bir yazı da konuşmada ele alınan düşünce, olay, durum ya da probleme konu denir. Bu tanımlamaya göre atasözü, özdeyiş gibi bir düşünce; bayrak, insanlık, çalışmak, sorumluluk... gibi bir kavram; sevgi, sabır, hoşgörü, bağlılık, korku... gibi bir duygu; yaşanan, görünen, okunan, tasarlanan bir olay; “bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi” diye tanımlanan bir durum... konu olabilir.

İsteğimizi anlatmak için üzerinde durduğumuz problem veya içinde hareket ettiğimiz çerçeve de konudur. Kısacası; üzerinde söz söylenen, konuşulan, yazı yazılan her şey konudur.

Günlük hayatımızı göz önüne getirirsek uykuda olmak gibi zamanların dışında ya okur, ya dinler, ya konuşur ya da düşünürüz. Her dört halde de bir konuyla karşı karşıyayız demektir. Çünkü okuduğumuz yazının, dinlediğimiz yahut yaptığımız konuşmanın, kafamızdan geçen düşüncelerin mutlaka bir konusu vardır.

Konuyu geniş ve dar kapsamlı olmak üzere iki ayrı görüşle ele almakta yarar vardır. Geniş kapsamlı konulara “genel konular”, dar kapsamlı konulara da “sınırlı konular” diyebiliriz.

Herhangi bir yazı ya da konuşma için bir konu seçmemiz istenirse şu noktalara dikkat etmeliyiz:

· Konu, açık, anlaşılır ve inandırıcı olmalıdır.

· Konu, toplumun büyük bir bölümünün, hiç değilse bir kesiminin, sınıf için hazırlanacaksa öğrencilerin ilgisini çekecek nitelikte olmalıdır.

· Konu, eğiticilik, öğreticilik niteliği taşımalıdır.

· Konu, toplumun değer, norm ve sosyal kontrol unsurlarına ters düşmemelidir.

· Konu, duygu, düşünce ve hayallerle zenginleştirilmeye uygun olmalıdır.

· Konu, onu işleyecek kişinin birikimlerini, yeteneklerini rahatça kullanabilmesine olanak tanımalıdır.

· Konu, bir mesajı iletmeye uygun olmalı, yani bir amaca hizmet etmelidir.

· Konu, yeni, özgün (orijinal) şeyler söylemeye uygun olmalıdır.

· Bir yapıtın konusunu mutlaka bir cümle halinde ifade etmeliyiz.

Yukarıda temasını bulduğumuz metnin şimdi de konusunu belirleyelim:

Bir yapıtın konusu farklı şekillerde ifade edilebilir. Buna göre yukarıdaki metnin konusu için; “Yazarın, eski İstanbul’un ezan okunan Müslüman semtlerine duyduğu özlem” veya “Eski İstanbul’un ezan okunan semtleri ile bugünün ezan okunmayan semtlerinin ruh ve mana yönüyle karşılaştırılması” diyebiliriz.

Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri verilen sözcüklerden uygun olanlarıyla doldurunuz.

v Metin düzeyinde gözlenebilen her türlü anlam ve dil malzemesine içerik denir.

v Sanat eserlerinde işlenen temel düşünce ya da duyguya tema denir.

v Bir metinde yazarın temayı vermek için bir bağlamda kişi, yer, zaman ve durum bildiren dil birlik­lerini kullanarak temayı somutlaştırması sonucu.......... konu oluşur.

v Metinlerde olay ne olursa olsun bir kişiler başından geçer.

v Metinlerde olayların düzenlenişi, sıralanışı ve akışı olay örgüsü ile ilgilidir.


B. Aşağıdaki tabloda bazı temalar verilmiştir. Hangilerinin sosyal hangilerinin bireysel tema olduğunu işaretleyiniz.

Tema Adı

Bireysel Tema

Sosyal Tema

Bir âşığın aşkı uğruna ölmesi

X


Evlilik ve ailenin yozlaşması


X

Aydının problemlere ve halka bakışı


X

Melankolik yaşamak

X


Belli durumlardan duyulan huzursuzluk

X


Bir iş yerinde amir-memur ilişkisi


X

Olağanüstü yaratıklarla temasa geçmek

X


Yönetim ve bürokrasideki çarpıklıklar


X

Anne ve babaya karşı saygılı olma

X



C. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

1. Metin düzeyindeki anlatım türleri ve birim­lerinin gözlenebilen her türlü anlam ve dil malzemesini belirtmek için aşağıdaki kav­ramlardan hangisi kullanılır?

A) Tema B) Konu C) İçerik D) Olay E) Anlatım

2. Yunus Emre'nin ve ondan yüzyıllar sonra yaşamış Âşık Veysel'in “sevgi”den bahset­mesi bu iki şairin hangi yönlerinin ortak olduğunu gösterir?

A) Bakış açılarının

B) Sahip oldukları dünya görüşünün

C) Sanat anlayışlarının

D) Temalarının

E) Anlatım biçimlerinin

3. “Sanatın yalnızca bir süs varlığı olarak ele alın­dığı divan yazınında aşırı bir yabancılaşma gö­rülür. Sanatın, yaşamın bir parçası olarak ka­bul edildiği halk şiirinde ise bütün örnekler, kuşlar, sevgililer, güzeller yerlidir. Anadolulu­dur. Çünkü halk ozanı, duyduğu değil gördü­ğü, tanıdığı kuşu işler şiirinde. Bu şiirlerde, di­van şiirindeki doğa dışı varlıktan göremeyiz. Söz gelimi, halk şiirinde, atmaca tavuğu yer, pilici kapıp uçar. Divan şiirinde güzelin gözleri olan doğan, sevenin gönlünü avlar.”

Parçada divan edebiyatı ve halk edebiyatına ilişkin olarak aşağıdaki kavramlardan han­gisinin üzerinde durulmamaktadır?

A) Açıklık - kapalılık

B) Somutluk – soyutluk

C) Gerçekçilik – düşçülük

D) Nesnellik – öznellik

E) Yerlilik – yabancılık

ÖYS-1982

3. Anlatımda Sınırlandırma

Hazırlık

Aşağıdaki sıralamalarla ilgili düşüncelerinizi söyleyiniz.

Canlı bitki ağaç meyve elma Amasya elması

Organizma sistem organ doku hücre atom

Edebiyat Türk edebiyatı Türk şiiri Cumhuriyet Dönemi şiiri

Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirleri Otuz Beş Yaş şiiri

Genelden özele doğru bir sıralama yapılmıştır. Bu sıralamanın bir örneğini aşağıdaki şekilde gösterebiliriz:

Metin İnceleme

1. Yazma veya konuşmada ele alınan, üzerinde durulan olay, düşünce ve sorunlar konuyu oluşturur. Buna göre okuduğunuz metnin konusu nedir?

Ahmet Mithat Efendi’nin romanlarında öğreticilik

2. Konu nesnel bir görüntü veriyorsa somut; öznel bir nitelik taşıyorsa soyut olur. Buna göre met­nin konusu soyut mu yoksa somut mudur? Açıklayınız.

Her ne kadar “yer, kişi ve bağlam” açısından sınırlandırma yapılmış olsa bile bu metnin konusu soyuttur. Metin içinde verilen örneklerle soyut olan konu somutlaştırılmıştır.

3. Her yazı ya da her konuşma belirli bir amaca yöneliktir. Yazarın bu metni kaleme almadaki amacı ne olabilir?

Yazarın bu metni kaleme almadaki amaç, “Ahmet Mithat Efendi’nin romanlarındaki öğreticiliği ve romancılara bakış açısı hakkında bilgi vermek”tir.

4. Temalar; bağlam, kişi, zaman, ifade ve anlatma biçimiyle sınırlanarak somutlasın anlaşıla­bilir, değerlendirilebilir özellikler kazanır. Buna göre metni sınırlayan öğeleri belirtiniz.

Konuyu sınırlandırmak suretiyle bir metni kaleme almak için aşağıdaki ölçüleri göz önüne almak zorundayız:

a. Sesleneceğimiz okuyucu kitlesinin sosyal ve kültürel yapısı, özellikleri nelerdir?

b. Konunun hangi yönüne daha çok ağırlık vermeliyiz?

c. Konu ile ilgili yeterli birikime sahip miyiz?

d. Yazabilmek için gerekli kaynaklara ulaşabilecek miyiz?

e. Yazımızın uzunluğu, kısalığı ne kadar olacaktır?

f. Yazımızı belli bir zaman süresinde yazabilecek miyiz?

g. Yazımızın türü ne olacaktır?


5. Bazı konular geneldir, kapsamlıdır. Genel konuları alt bölümlere ayırmakla konuyu sınırlamış oluruz. Örneğin "kadınların özgürlüğü" tema ise; "Türkiye'de kadınların özgürlüğü" ve "20. yy. baş­larında İstanbul'un herhangi bir semtinde yaşayan kadınların özgürlükleri" ile bu tema sınırlandırılır. Yazar okuduğunuz metinde konuyu nasıl sınırlandırmıştır? Metinden hareketle açıklayınız.

Yazarın bu metinde “öğreticilik” temasından yola çıkarak “yer, kişi ve bağlam” açısından yaptığı sınırlandırmayı aşağıdaki tabloda görebiliriz:

YER+BAĞLAM

KİŞİ+BAĞLAM

KİŞİ+YER+BAĞLAM

Romanda öğreticilik

A.Mithat Efendi’de öğreticilik

A.Mithat Efendi’nin romanlarında öğreticilik


6. Konuyu sınırlandırmak anlatıcılara ne kazandırır?

CEVAP:

Konunun sınırlandırılmasında sayısız yarar vardır. Örneğin; kültür tarihi konusunda 300 sözcükten oluşacak bir yazı yazacağımızdan yola çıkalım. Oldukça geniş kapsamlı bir konu olan kültür tarihini bu kadar az sözcükle ifade etmemiz imkânsızdır. O zaman genelden özele doğru bir yol izleyerek konuyu sınırlandırmamız gerekmektedir.

Örneğin; birkaç tane genel nitelikli konu yazalım:

- Sinema

- Tiyatro

- Roman

- Spor

- İletişim

Bunlardan herhangi birini seçip üzerinde yazı yazabiliriz. Diyelim ki, roman konusu işlenecek. Romanın günümüzdeki durumu mu? Türk romanı mı, dünya romanı mı? Roman konuları mı? Milli Mücadele dönemi romanı mı? Batılılaşmayı konu edinen romanlar mı? Bu konularda bir yazı yazmak mümkündür. Ama unutmamamız gereken şey konuyu kesinlikle sınırlandırmaktır.

Konuyu sınırlama, yazmada başarıyı sağlayan temel öğedir. Konu sınırlandırılmazsa ortaya koymayı amaçladığımız düşünceler netlik, açıklık kazanmaz, söyleyeceklerimiz açıklıkla belirlenmez. Söyleyeceklerimiz genellemeler olmaktan öteye gitmez. Konudan sapmalar olur. Kısaca yazımız yoğunlaşmaz.

7. Temanın sınırlandırılmasında anlatıcının tavrının ve amacının rolü var mıdır? Belirtiniz.

Elbette vardır. Yazar, sanatsal veya bilimsel bir yazıda öncelikle niçin yazdığını, yani amacını belirler. Amaç; yazıda bir haberi, bir bilgiyi okuyanlara iletme, onların sorularını cevaplama olabilir. Kimi zaman amaç; edebiyat yapmak, sezdirmek, hislendirmek, okuyucuyu etkilemektir. Kimi zaman da yazarı yazmaya iten amaç, onların davranışlarını değiştirmektir. Kısacası yazma amacı, yazma öncesinde yazarın belleğinde netleşir ve yazarın bu amaç doğrultusunda belirlediği tavırla birlikte ele alacağı temayı sınırlandırır.

Anlama ve Yorumlama

2. etkinlik

“Sevgi” konusunu ele alan bir yazı yazacağınızı düşününüz. Bu, çok geniş ve soyut bir konu olduğu için bu konuda birçok seçeneğiniz olabilir. Bu temanın daha rahat anlatılabilmesi için sınırlandırılması ve somutlaştırılması gerekmektedir. Bu temayı “bağlam, kişi, zaman, anla­tım biçimi” ile sınırlandırarak “Küçükleri Sevme” temasını işleyen bir yazı yazınız. Yazınızı arkadaşlarınıza okuyunuz.

CEVAP:

Örnek metin:

KÜÇÜKLERİ SEVME

Küçüklerimize merhamet ve sevgi göstermeliyiz. Çünkü bu onların ruh sağlığının korunmasında zekâ ve karakterlerinin gelişmesinde önemli bir ihtiyaçtır. Dinimiz, yarının büyükleri olacak çocuklarımızı sevmeyi, onlara merhamet etmeyi ve en iyi şekilde eğitmeyi emretmiştir. Çünkü çocuklarını eğitmeyen onlara iyi ahlak kazandırmayan toplumlar geleceğe umutla bakmazlar. Her hal ve hareketiyle bize örnek olan Peygamberimiz de: “Küçüklerine merhamet etmeyen büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir.” buyurarak küçüklerimizi sevmeyi onlara merhamet göstermeyi emretmiştir. Kendisi de çocukları çok sever onlarla ilgilenir onların başlarını okşar ve gerektiğinde çeşitli hediyelerle onları sevindirirdi.

İnsanlara yaşarken değer verdiğimizi göstermek, küçükleri sevmek ve kimsenin kalbini kırmamaya çalışmak, tatlı dil ve güler yüzle onların gönlünü almak ne güzel bir davranış değil mi?


3. etkinlik

Konuyu sınırlandırmamızı etkileyen birtakım unsurlar vardır: Muhatapların durumu, anlata­caklarımızın uzunluğu veya kısalığı, konu üzerindeki bilgilerimiz bunlardan bazılarıdır. İşte bunları da göz önüne alarak bir konuyu basamak basamak daraltıp sınırlandırabiliriz.

Aşağıdaki konuları sınırlandırınız.

Konu

Sınırlandırılmış konu

Atatürk

Atatürk’ün Türk dili hakkındaki görüşleri

Eğitim

Çocuk eğitiminde ailenin rolü

Roman

Romanda kahramanın yeri

Köy yaşamı

Köy yaşamını olumsuz etkileyen nedenler

Spor

Sporun sağlığa yararları

Aile

Aileyi bir arada tutan temel özellikler

Mehmet Akif Ersoy

Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinde din duygusu

Müzik

Müzikte nota bilmenin önemi


Ölçme ve Değerlendirme

A. Aşağıdaki yargıları doğru-yanlış (D/Y) olarak değerlendiriniz.

( D ) İletişim etkinliği, iletişimde yer alan öğelerin imkânlarıyla sınırlandırılır.

( D ) Temalar; bağlam, kişi, zaman, ifade ve anlatma biçimiyle sınırlanarak somutlaştırılır.

( D ) Sözlü ve yazılı ifadede, anlatımın amacı ve yazarın niyeti başta olmak üzere iletişimde rol alan öğeler bütününün sunduğu imkânlarla tema sınırlandırılır.

( Y ) Sınırlandırılmış konuları işlemek, anlatmak daha zordur.


B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

1. Aşağıdakilerden hangisi temayı sınırlandı­ran öğelerden değildir?

A) Bağlam

B) Kişi

C) Zaman

D) Anlatım şekli

E) Anlatım imkânları

2. Aşağıdakilerden hangisi bir iletişim etkin­liğinde yer almaz?

A) Şifre B) İleti C) Alıcı D) Bağlam E) Mekân

3. Aşağıdakilerden hangisi temanın somut­laşmasında daha etkilidir?

A) Sanat anlayışı

B) İfade yeteneği

C) Dünya görüşü

D) Üslup özelliği

E) Anlatım biçimi

4. Aşağıdaki konulardan hangisi daha dar kapsamlıdır?

A) Savaş

B) Hayvanlar

C) Yiyecekler

D) Eğitim

E) Sevdiğim yemek

C. Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle doldurunuz

10.SINIF DİL VE ANLATIM 2.ÜNİTE 46-56 ARASI CEVAPLAR

4. Anlatımın ve Anlatıcının Amacı

Hazırlık

Hikâyeye göre aslanın ve kedilerin amacı nedir?

CEVAP:

Aslanın ve kedilerin amacı aynıdır: Karınlarını doyurmak.

Amaçlarına neden ulaşamadıklarını tartışarak belirtiniz.

CEVAP:

Kediler, hiç çaba sarf etmedikleri ve tembellik ettikleri için amaçlarına ulaşamıyorlar. Aslan ise inancının gereği belki de kedilerin dualarının Allah tarafından kabul edilmesi için onlara bir fırsat tanımak amacıyla oradan uzaklaşıyor.

“Su” konusuyla ilgili bir bilimsel, bir günlük, bir de edebî yazı getiriniz.

CEVAP:

SUSUZ HAYAT (BİLİMSEL)

Suyun, hayat için lüzumlu olduğu herkesin bildiği bir gerçektir. Biyoloji âlimleri suyu hayat için en gerekli madde olarak vasıflandırarak, gezegenimizdeki hayatın varlığını bu maddenin varlığına bağlamışlardır. Fakat bu mevzuda 17. yüzyıldan beri yapıla gelen ilmi çalışmalar insanoğlunu, suya ihtiyaç duymaksızın yaşayabilen bir takım küçük canlıların keşfine götürmüştür. Bu canlılar kendilerine bahşedilen bu nimet sayesinde, vücutlarındaki suyun hemen hemen hepsini kaybetmelerine rağmen hayatlarını devam ettirebilmektedirler ve bunun yanında birtakım vasıflar kazanmaktadırlar.

.................................................................................................................................................................

(GÜNLÜK)Bugün babamın Serdivandaki kabrine bir testi su düktü annem. Dudaklarından dökülen dualar su gibi çağladı. Babamın, su gibi aziz ol, diyen sesini duyar gibi oldum. Bir de, günler su gibi akıyor, derdi babam. Bilmem ki bugün sular akıyor mu yine eski dereden. Karaağaç’tan ötesi derenin kuruduğu yer… Günler geçti şimdi. Sular da duruldu. Nuh Tufanında, yerden fışkıran ve gökten inen suların kısa zamanda yeryüzünü örttüğünden de bahsederdi babam. Sesi kulaklarımda çınladı.

O zamanlar daha küçüktüm, anlamazdım. Gerçekten de günler su gibi akıp geçiyor. Yarın okuldaki son günüm.

28 Eylül 2010, Salı

.................................................................................................................................................................

SU: (EDEBİ YAZI)

Ak kayalar, kara kayalar, kınalı kayaların süslediği dağlar suya hasrettir. Yeşil kâkülünü düzeltir ormanın su. Zümrüt bir gömlek giydirir dağlara, bayırlara. Ceylanlar su kenarlarında olur. Keklikler su içmek istediklerinde turnalara yoldaş olurlar. Kelebekler, böcekler hep suyun o hayat verici yudumlarına muhtaçtırlar.

Ya yanan gönüller, çorak sineler, kuru gözler, yağmura hasret dudaklar, kirpikler ve yanaklar... Gökyüzünden bir meltem gibi yumuşak ve sessiz sessiz kâselerimize akacak rahmeti beklemezler mi?

Metin inceleme

1. Biri bilgi verme diğeri mesaj verme amaçlı iki metin okudunuz. Her ikisinin de aynı ifadeye ve dili kullanma biçimine sahip olduğunu söyleyebilir misiniz? Niçin?

CEVAP:

Her iki metnin de aynı ifadeye ve dili kullanma biçimine sahip olduğunu söylememiz mümkün değildir. Çünkü ilk metin okuyucuya bilgi vermek amacıyla kaleme alınmış öğretici bir metin, ikinci metin ise mesajı okuyucuya olay kurgusu ile aktarmayı amaçlayan edebî bir metin örneğidir.

2. Her anlatımda anlatıcı ile okuyucu veya dinleyici arasında bir ilişki vardır. Bu ilişki anlatımın amacını oluşturur. Buna göre aşağıdaki özellikleri metinlerden hareketle sınıflayınız. Daha sonra anla­tımın amaçlarının ifadedeki ve anlatımdaki rolünü tartışınız. Sonuçları sınıfta anlatınız.


Özellikler

1.metin

2.metin

Bilgi verilir.

X


Kişisel yorumlama yapılır.


X

Bilgiler sayısal verilerden faydalanılarak verilir.

X


Belli bir mesaj ve ders vermek amaçlanır.


X

Somut ayrıntılar verilir.

X


Kişisel yorumlama yapılmaz.

X


Bilgiler duyusal, izlenimsel öğelerle verilir.

- 1

X