18 Ağustos 2014 Pazartesi

tevfik fikreti'i anıyoruz...

“Timsâl i Cehâlet”, Tevfik Fikret

Kükrer, bağırır; dağlara çarpar-da sadâsı
bîfâide, eylerdi bütün kendine avdet;
ablak yüzünün lihye i cârûbnümâsı
enzar ı temâşâya verib siqlet ü vahşet,
titrerdi civârındaki, pîşindeki eşyâ
nutkundan uçan zehr i bürûdetle; o hâlâ
pürcür’et ü nahvet
eylerdi hıtâbet
eş’âr ü fünûn hep o dudaklarda müheyyâ
çirkâb ı taaruzdan ederlerdi tehâşâ…
İnsanlığı muhtâc idi şâyân ı tefekkür
binlerce güvâhe;
atmışdı bu manzar beni hemreng i teneffür
bir havf i siyâhe!
(“… Kükrer, bağırır; dağlara çarpar da sedâsı / faydasız, kendisine gene hep geri gelirdi. / Ablak yüzündeki süpürgeye benziyen sakalı / bakanlara ayrıca ağırlık ve ürperti verirdi. / Nutuklarından uçan o soğuk zehirlerle etrafındaki / önündeki bütün her şey titrerdi; o hâlâ cesaretle ve kibirle yüksekten konuşurdu; /şiirler ve fenler onun çirkefli saldırışından / hep korkar ve çekinirlerdi… / İnsanlığı, düşünebilen binlerce şahitle / isbat olunamazdı / ve bu manzara beni nefret renginde kara bir korkuya bürümüştü!” Tevfik Fikret, Rübâb-ı şikeste ve diğer eserleri, Tertip ve telif eden Fahri Uzun, İnkılâp Yay., s.221-223)