25 Kasım 2018 Pazar

cümlede anlam

I. CÜMLEDE ANLAM


Cümle anlamı ile anlamlarına göre . Bunlar birbirinden çok farklı konulardır. Anlamlarına göre cümleler konusunda olumlu, olumsuz cümleler; soru, ünlem cümleleri vb. Vardır.

Cümle anlamı, bir cümlenin anlamını bulup ifade edebilmekle alakalı. Cümledeki anlam bulmak anlamına gelir.

Cümle anlamına gelen bir cümlenin anlamca özdeşi, karşıt veya yerine konulabilecek cümle sorulur. Bu konu için atadı ve deyimler de kullanılabilir.

Örnek'in
“Konuyu çok genel olarak ele alırsınız.” C ümlesinin anlamca yerini tutabilecek uygun bir cümle:
Konuyu çıkarlara inmeden işlemişsiniz.

Örnek'in
“Yazdıklarımda hep çıkardığı bağlı kalırım; bu kadar bir yapıt yüzyıllar boyunca değer koruyabilir. ” cümlesine anlam oluşur en yakın cümle:
Beğenilen, gezi yapıtlar, her şeyi olduğu gibi yansıtanlardır.

Örnek'in
Kadınlar zayıftır, ama zayıflar. = Analık kadına verilir.

Bir cümleyle ilgili soruyu cevaplamadan önce o cümlenin anlamını iyi kavramak gerekir. Bir anlamda cümlenin ana fikrini tespit etmek ... Ancak bu arada kişisel duygu, düşünce ve bilgiimizi göz ardı etmeliyiz.

Örnek'in
“Sanat, başını bağlatma durumu . Fiyat bu cümlenin en uygun karşılığı şöyle olabilir:
Sanatın yüceltilmesi, bir görüşün emrinde olmamasına.

Örnek'in
“Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse kendini değiştirmeyi düşünmez.” Tolstoy

Bu sözün iki bulutlu olan:

1.       Kişinin insanlığı dilinde istemesi
2.       Ama kendini değiştirmemesi

O hâlde bu telaffuz daha farklı şekillerde dile getirebiliriz:

İnsanlığı yeniden isteyenler önce değiştirirler.
İnsanlar tarafından değiştirmeyi düşünmeden insanlığı değiştirmeye kalkışmaktadırlar.

Bu cümleden hareketle ve bu c kullanabilirseniz de cümleler de kurabiliriz:

İnsanların değiştirdiği anlamına gelmez ki, insanlığı beğenmeyi engeller.
İnsanlığı beğenmeyenler önce manzara değiştirmelidirler; belki değişir değiştirdiklerinden insanlık da değişmiş olacaktır.
fi


Cümle anlamı konusunda şu fikirleri uzak tutmamalı, bu konuda soruları cevaplandırıyorum


 

beğenme,
çaresizlik,
değerlendirme,
duygulara yer verme,
duyguları
eşitlik,
gözlem,
ihtimal,
kararsızlık,
karşılastırma,
karşıtlık,
korku,
koşula bağlılık,
nedenini belirtme,
nesnellik,
, olabilirlik
, Olasılık
öneri,
öznellik,
sevinç,
şaşırma,
tahmin,
takdir etme,
tanımlama,
telas,
uyarma,
varsayım,
yakınma,
yorumlama,
zorunluluk

1) CÜMLEDE EŞ ve YAKIN ANLAM


Aynı konuyu, düşünceyi değiştirelim ve söz dizimiyle anlatan cümlelerdir. Cümle hangi sözcüklerle ve nasıl kurulursa kurulsun, biz, verilen cümledeki düşünceyi aramalıyız. Bunun için o cümledeki anahtar sözcükleri doğru tespit etmek; el kitabı ve bağışlaçlara da dikkat etmek gerekir.

"Konuyu çok genelce ele ele verirsiniz." cümlesinin eş anlamlısı.
-Konuyu haklara girmeden işlemişsiniz.

"Eskiden çok vakti yoksa, onun için uzun olan yazardı, şimdi vakti bol, daha iyi ve güzel yazıyor."
-Kısa ve özlü yazmak için uzun zamana ihtiyaç vardır.

"Şiire yaşlı bir şair gibi başlamak, genç bir şair gibi onu sürdürmek gerekir."
-Şiir, deneyim ve coşkunun ürünüdür. (?)

"Kimi genç şairler, şiirin kendileriyle başladı, kimi yaşlı şairler ise şiirin kendileriyle bittiğini sanırlar."
- Şairlerin genci de yaşlılık ve şıirde güzelliğin ve başarının ölçüsünü kendi şiiriyle sınırlar.


2) NEDEN-SONUÇ CÜMLELERİ:


Neden-sonuç cümleleri iki bölümden oyunu. Birinci bölüm neden (sebep), ikinci bölüm artık. Bu tür sorularda eylemin hangi şeyler maydana geldiği bizim için. Daha çok "için, -den, -diğinden, ile" gibi edatlarla bulunmaktadır.

DAHA İYİ DİĞER İNŞAAT YAPILMIŞTIR
Seni ziyaret edemedim, çünkü hastaydım.
Yağmurun yağmasıyla herkes adına kaçıştı.
Yorgun olduğu için işi kaldı.
Kazanamama korkusuyla gece gündüz çalışıyor.
Maddi imkansızlık açısından okuyamamış.
Fazla ışık gözlerime dokunduğundan perdeyi kapattım.
Büyükbaba öldü, sonra üzüntüsünden büyükanne öldü.
Müdür, yaşlı adama ters olanlar. Adamcağız utancından büzüldükçe büzüldü.
Saha çamur olduğu için maç ertelenmiş.
Çocukların susuzluktan dudakları çatlamıştı
Şiddetli soğuklardan elleri ince ince yarılmıştı.


3) AMAÇ-SONUÇ CÜMLELERİ (AMAÇ ANLAMI TAŞIYAN CÜMLELER)


Eylemin hangi amaca bağlı olarak gerçekleştiği vurgulanır. Bu tür cümleler de "için, diye, tarihinde" gibi edatlardan yararlanır.

Öfkesini yenmek için dışarı çıktı.
Yoksulluktan kurtulmak için şehre göçmüş.
Kardeşi iyileşsin diye Allah'a dua ediyor.
Bildiklerini anlatmak için karakola başvurdu.
Bu sıkıntılara sınavı kazanalım diye katlanıyoruz.
Yabancı dilinize için kursa gidiyor.

4) KARŞIT ANLAMLI CÜMLELER


Anlamdaki bağımsız olarak zıddı olan kelimeleri. Bu tür ifadeler konu vardır.

Adamın yüzündeki yummalıdır.
Dışarısı günlük güneşlik, sımsıcak, halbuki burada paltolarımız safraya gittiler henüz yok.
Derin boğazlara girdiğimiz köpüren ırmaklar, düze inince miskinleşiyor.

5) ŞARTLI CÜMLELER (BİR KOŞULA BAĞLI CÜMLELER)


Bazı cümlelerde temel yargının gerçekleşmesi bir şarta bağlanır. Buna göre birinci bölüm (yan yargı) koşul, ikinci bölümde o kadarıyla koşula bağlı olarak ortaya çıkmıştır (temel yargı).
Türkçede şart anlamı asıl olarak “-sE” şart ekiyle olduğu. “Olarak”, “-dİkçE”, “mİ”, “ama”, “kadar”, “yeter ki” ile de koşul anlamına gelir.

Lodos eserse hava temizlenir.
Ne demek istediğimi, bu kitabı okursan anlarsın.
Yardım edersen işimi çabuk bitiririm.

Babanı gördü mü olanları anlatır.
Senin için izin vermek, ama erken dönüyorum.
İki saat sonra döndürülebilir gidebilirsin.
İstediğin arabayı alırım, yeter ki sınavı kazan.
Okula gideceksin ama otobüsle.
Onu görmekükçe seni hatırlıyorum.

Bazı cümleleri anlam istekleri vardır, ama yine de ikinci yargının gerçekleşmesi birinciye yapılacaktır:

İzin verse açıksanızak.
Kar yağmasa da otobüsle gitsek.

Bazen şu andan itibaren var olduğunuzu varsayabilirim:

Konuşma, patlatırım.


6) KARŞILAŞTIRMA CÜMLELERİ


İki kavram, nesne, eser, kişi arasında yapılan kıyaslamaya karşılaştırma denir. Karşılaştırmada benzerlik, farklılık, üstünlük gibi değişik durumlar ifade edilir. Yani karşılaştırmanın hangi yönden yapıldığı ortaya konur. Bu durumda benzetme ve karşılaştırma edatları kullanılır.

Adnan yaşça Ahmet’ten büyük(tür).
Yeni şiirler eski şiirlere göre daha anlaşılır bir dille; ama daha anlaşılmaz imgelerle yazılmaktadır.
Sağlığım geçen haftaya göre daha iyi.
Televizyon da sinema kadar etkilidir.
Bu konuda senden daha bilgilisi yok.
Bu çalışmayla daha iyi bir puan alabilirdin.
Dinlemek de konuşmak kadar önemlidir.
Öğretmen, sınıfın en çok konuşanını öne oturttu.
Öykülerini de okudu; ama bunları şiirleri ve oyunları kadar beğenmedi.

7) TAHMİN, İHTİMAL, OLASILIK CÜMLELERİ


İhtimal, olasılık ve tahmin, bazı verilere dayanarak gelecekteki bir şeyi, bir olayı kestirmek, onun olabilme ihtimalini göz önünde bulundurmaktır.
Bu tür cümleler, gerçekleşme şansı, ihtimali, tehlikesi olan bir durumu veya olayı ifade ederler.
Tahmin cümleleri olayların akışından hareketle sonuç görülmeye çalışılır. Kesinlik taşımayan, öznel yargılardır; cünkü söyleyenin kendince ulaştığı bir sonuçtur.

Bu kış, şiddetli geçebilir. (bir ihtimal, belki)
Dün beni arıyor Hakan olmalı. (büyük ihtimalle odur)
Adnan Bey'in olması kardeşi olacak. (Galiba)
Dün evde değildim, Fikret beni aramıştır. (aramış olmalı, büyük ihtimalle)

Ek-fiilin geniş olması için “-dir” eki fiillerden sonra kullanılsın ihtimal, olasılık, tahmin veya kesinlik, kuvvetlendirme anlamları katar.

Bizin eller yeşillenmiştir. (Tahmin)
Yurt dışına gidince biz biliyoruz. (tahmin, ihtimal)
Sınav iki basamak hâlinde uygulanacaktır. (Kesinlik)

Bu eklerin dışında, “belki, galiba, sanırım, sanıyorum, zannederim, sanki, gibi” vb sözcüklerle mümkündür ve “-ebil-” ekiyle de cümlelere kadar anlamı katılabilir.

Yarın geliniziz.
Bu akşam geç.
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.
Sanıyorum o konu anlatılmadı.
Zannederim bu konuyla ilgileniyorsunuz.
Geç kaldık; sanırım o gitmiştir. (88-ÖYS)

!
“-E-bil-” yeterlilik birleşik olmak fiil olarak ihtimal not gücü yeterlik
Öyle deme, ben de ağır işlerde çalışabilirim.


8) EKSİK CÜMLEYİ TAMAMLAMA


Cümle bir yargı birimiidir. Bu Açı kendi içinde bir çelişki taşımamalıdır. Sınavlarda bu konuyla ilgili sorular ya da bir cümlenin kendi içinde bir cümlenin en uygun cümleyle sürdürülmesi istenmektedir.

Kendi içinde teknik ve teknik yapılar.


II. ANLATIM YÖNÜNDEN ÇÜMLE



1) NESNEL ANLATIM


Nesnel: Objektif.

Gerçekliği kanıtlanabilir, bilimsel, ölçülebilir, herkese göre aynı olan; göreceli olmayan; kişilerin duygularına dayanmayan anlatım nesnel anlatımdır.
Nesnel anlatımda ölçülebilir, kanıtlanabilir ve yorumlara meydan vermeyen bir anlatım vardır. Nesnel anlatımda "bence" ve "bana göre"ye yer yoktur:

Yahya Kemal 20. yüzyılda yaşamış bir edebiyatçıdır.
İstanbul Türkiye’nin en büyük şehridir.

Nesnel anlatım sorularında her zaman “aşağıdakilerin hangisinde nesnellik vardır?” gibi soru kökleri olmayabilir. Kimi zaman da “aşağıdakilerden hangisi söyleyenin kişisel düşüncelerini içermemektedir?” veya “yukarıdaki cümlelerin hangilerinde düşünce eksiksiz ve belirli bir kesinlikle anlatılmıştır?” gibi sorular nesnelliğe aittir.

Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.
Oyundaki olaylar bir çiftlikte geçiyor.
Yazar, bu romanından sonra peş peşe altı oyun yazdı.
Romanın sonunda kahramanların hiçbiri umduğunu bulamıyor.
Bu, sanatçının en son çıkan şiir kitabıdır.
Öyküdeki kişilerin dördü kadın, üçü erkektir.
Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor.
Oyundaki olaylar, üç bin kişilik bir kasabada, bir çiftlikte geçiyor.


2) ÖZNEL ANLATIM


Öznel: İzafî, sübjektif, göreli, göreceli...

Öznel ifadeler, doğruluğu ve yanlışlığı kişilere göre değişebilen, kanıtlanamayan, tartışmalı, öznel, ölçülemeyen, duygulara bağlı, yorumlanabilir, bilimsel olmayan yargılardır.
Bu tür cümlelerde izlenimler, yorumlar, duygular, beğeniler ve kişisel görüşler anlatılır.

Yahya Kemal, 20. yüzyılın en başarılı şairidir.
İstanbul Türkiye’nin en güzel şehridir.
Karadeniz insanı çok inatçıdır.
En güzel kış meyvesi portakaldır.

Hikâyeciliğimizdeki en başarılı dönem o yıllardı.
En güzel yıllarımı o köyde geçirdim.
Şehirde yaşamak köyde yaşamaktan daha zordur.
Öykülerinde bir kuruluk, bir tekdüzelik görülüyor.
Oyundaki dekorlar, seyirciyi o günün ortamına götürerek oyunun etkisini büyük ölçüde artırıyor.

Öznel cümleleri varsayım ve olasılık; yorumlama, yakınma, eleştiri ya da beğeni içeren cümleler gibi gruplara ayırmak mümkündür.

a. Varsayım Cümleleri


Anlatabilir. Bu tür cümlelere katılım cümlelereleri denir. Varsayım anlamı “diyelim (ki), farz edelim (ki), tut ki, tutalım (ki), kabul edelim (ki)” gibi sözcüklerle mümkündür.

Diyelim ki cüzdanını kaybettin ..
Farz edelim okulu bıraktın, ne yapacaksın?
Böyle hakkı kabul edelim, gururuna yedirilebilir misin?
Tut ki karnım acıktı.
Diyelim ki bu olay gerçek değildir.

!
Dikkatilese bu mektup devamı olan cümlelerdir; tamam cümleler ya da cevap anlam cümleler ... “ Dileyelim ki bu iş anlatıldığı gibi olmasın.” gibi bir cümle kurulursa, bu varsayım cümlesi olmaz.


b. Yorumlama Cümleleri:


Bu tür ifadelerde gizli veya hayali şeylerden anlam bırakılması.

Son günlerde hiç konuşmuyor, sanki bana güçlenen.
Kimse beni dinlemiyor, sanki herkes bana bakıyor.
İkide bir karşıma çıkıyor, sanki beni izliyor. (93-ÖYS)
Sanki suçlu benmişim gibi surat asıyorsun.


c. Yakınma Bildiren Cümller


Bu tür cümleler insanı pişmaneti dile getirmek sonuçlanmış durumlardan şikayeti dile getirir. "keşke, bari, hiç malzemeye, hiç olmazsa" gibi sözcüklere ve "ki" bağlacıyla dönüştürmeye.

Keşke o gün evden çıkmasaydık.
Hiç olmazsa son sınavda iyi değil alsaydın.
Beni düşünmüyorsun bari kendini düşün.
Yüz kere söylesen de anlamaz ki!
Hiç bir kez geç kalma.
Bu kadar fırsat verdik yorumlarmedi ki!


d. ŞAŞIRMA BİLDİREN CÜMLELER


Şaşırma anlamı soru ekiyle de ağlanabilir:

Daha sonra bir batağın içine dalmayayım mı?
Bizim Ali orada da düşüyoruz çıkmasın mı?


3) DOĞRUDAN ANLATIMI:


Başkalarına ait sözleri söylüyorum gibi işler.

Ali: "Bu kitabı iki kez okudum." dedi.
Öğretmen: "Bu test mümkün evde çözmenize." dedi.
Dersten sonra etüt etmeye, dediler.
Başbakan: "Kıbrıs, bizim toprağımızdır." dedi.
Öğretmen, Ali'ye: "Yöre söyle, yarın ödevini mutlaka getirsin!" dedi.

4) DOLAYLI ANLATIM:


Başkalarına ait sözleri değiştirerek, sadece içerik olarak çalışır.

Ali, bana bu karikatür iki kez okuduğunu söyledi.
Yazar, roman kahramanının gerçek hayatta da yaşadığını söyledi.
Annem, akşam eve gelmem gerektiğini söyledi.


5) üslûp CÜMLELERİ


Üslûp, metod yazım tekniği (metot, tarz, metot), kelime seçimindeki ve cümle kuruluşundaki özgülük; görüş, duyuş ve anlatış özelliğidir.
Sanat eserinde konu, anlatılan nesneyi; üslûp da onu nasıl anlatıldığını ifade eder.
Kısacası, dili dili ve anlatım özellikleri onun üslûbunu meydana getirir.

Uygun cümleler birleşik üslûbuyla ilgili cümlelerdir:

Yazarın sade dili, parlak sözcükle anlatımı görmek esere yaklaştırıyor.
Romancı, roman kişilerinin karakterlerini çizerek onların diliyle konuşmuşlardır.
Bu ilk öykülerinde sıfatlardan, söz sanatlarından kaçınan yalın dili ve alıntı gözlemlemeniz ustalığıyla dikkati çekti.


6) KİNAYE Lİ ANLATIM:


Cümlede ifade edilen düşüncenin, içeri alaycı kullanılarak, tersine kasteden anlatım biçimidir.

Takımımız bu haftaki maçında muhteşem bir oyunla 4-0 mağlup oldu.
Çocuk o kadar çalışkandı ki onun dönem en az beş zayıf eskidi.


7) TANIM CÜMLELERİ:


Bir varlığın veya kavramın ayırt edici.
Gelgit, ayın çekim kuvvetinin tesiriyle denizin karaya yaklaşması ve karadan uzaklaşmasıdır.
Kafiye, mısra sonlarında ses benzerliğidir.
Sanat, hayatı yüceltme ve daha anlamlı kılma çabasıdır.