4 Ocak 2010 Pazartesi

1980 sonrası şairleri

1980 Sonrası Türk Şairleri

AFŞAR TİMUÇİN (1939-....)

Manisa’nın Akhisar ilçesinde dünyaya geldi. Ortaöğrenimini İstanbul Erkek Lisesi'nde yaptı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okurken Kanada’ya gitti. Felsefe dalında yüksek öğrenim yaptı. Yurda dönüşünde Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Fransızca okutmanlığına başladı. Aynı üniversite de doktorasını verdi. 1992’de profesörlüğe yükseldi.
Yelken, Ataç, Gençlik, Dönem, May, Papirüs, Yeni Gerçek, Yeni Edebiyat, Yeni Gazete, Varlık, Soyut, Yeni Ufuklar, Milliyet-Sanat, Yazko-Edebiyat, Yarın, Yeni Düşün, dergilerinde şiir ve yazıları yayımlandı. Öz ve biçim yönünden bütünleşmiş bir sanat anlayışıyla insanı, toplumu, zamanı, tarihi sorgulayan toplumsalcı şiirler yazdı.
Çeviri ve denemeleriyle tanındı. İstanbul’da kavram yayınlarının ve üç aylık Felsefe Dergisinin (ilk sayı Ekim-Aralık 1977) sahip ve yönetmenliğini yaptı. Felsefeyle ilgili kitaplarının yanısıra öykü ve deneme kitapları da yayınladı.


Yapıtları :
Çöl (1968), Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz (1974), Savaşçı Türküleri (1980), Ey Benim Güzel Sevdalım (1984), Bu Sevda Böyle Gider (1992), Akşam Türküleri (1996)

Ödülleri :
TRT Sanat Başarı Ödülü (1970)

YAĞMURLARA SÖYLE
Dayanamam birden gelirsen
Güneş doğar gibi yavaş yavaş gel
Gelişin yıkım gibi olmamalı
Gelişin önceden belli olmalı
Yağmurlara söyle geleceğin günü
Geldiğinde akasyalar
Karlar gibi vuracak camlara
Güller çıldıracak sevinçten
Seni görebilmek için
Pencereden sarkacak sardunyalar
Ayva çiçekleri selam duracak
Sapsarı bakışına
Gelişin önceden belli olmalı
Yola çıkarken haber sal sularla
Ne yap yap üç gün önceden bildir
Ağaçlarla göklerle kuşlarla





Ahmed ARİF (1927-1991)

21 Nisan 1927’de Diyarbakır’da doğdu. Asıl adı Ahmed Önal' dır. Orta öğrenimini Diyarbakır Lisesi'nde başladı Afyon Lisesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğrenciyken iki kez TCK 141, ve 142'ye muhalefetten tutuklandı ve 2 yıl hüküm giydi. Üniversite öğrenimine devam edemedi. Cezaevi günleri sona erince Ankara'ya yerleşti. Medeniyet, Öncü ve Halkçı gibi gazeteler ve dergilerde teknik işlerle uğraşarak yaşamını kazandı. TKP üyesi olan Ahmed Arif, siyasi baskılar ve uğradığı kovuşturmalar ve hapislik gibi olumsuzluklar nedeniyle kendini bir tür sessizlikle yargılayarak uzun yıllar sanat ve edebiyat çevrelerinden uzak, 'kendi köşesinde' bir ömür sürdürdü.2 Haziran 1991'de Ankara’da öldü.

Türkçe yazan Kürt kökenli şairlerin en önde geleni olan Ahmed Arif şiire lise yıllarında Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı gibi şairlerin etkisinde birtakım denemelerle başladıktan sonra, henüz 15 yaşında 'Millet' dergisinde yayınlanan şiirleriyle adını duyurdu. Toplumcu gerçekçi şiir anlayışını benimsedi. Sadece toplumcu gerçekçi akımın değil Türk şiirinin köşetaşlarındanbiri oldu. Şiirleri, İnkılapçı Gençlik, Meydan, Seçilmiş Hikayeler, Militan, Soyut, Yeni a, Yeryüzü, Beraber, Yeni Ufuklar, Kaynak gibi döneminin önemli dergilerde yayımlandı. Şiirlerinde kullandığı kendine has lirizmi ve hayal gücüyle edebiyatımızın 'gür ve sesli bir şair' olarak yerini aldı. Şiirleri Anadolu halk kültüründen yoğun etkilenmeler taşır. Şiirimizin ortak değerlerinin, hece şiiri, aruz ve halk şiirimizin yoğun, köklü bir sentezi yaparak, lirik, epik ve koçaklama tarzını kusursuz bir kurguyla kullanarak, özgün, tutkulu, müthiş ezgili çağdaş şiirler yazdı.

Tek kitapla şair olunur mu eleştirilerine "Tek kitapla peygamber olunuyor da şair niye olunmasın" diyen Ahmed Arif'in 'Hasretinden Prangalar Eskittim' adlı şiir kitabı 1968’de yayımlandı ve kısa sürede şiir kitaplarından görülmedik bir baskı sayısına ulaştı. Halen en çok baskı yapan kitap ünvanını taşıyor.


Yapıtları:
Hasretinden Prangalar Eskittim (1968)
Cemal Süreya'ya Mektuplar (1992)
Yurdum Benim Şahdamarım (2003)

Yurdum Benim Şahdamarım


Engereğin dişlerine işledim,
Ağu dişlerine
Oluklu, çentik...
Ve vurgun,
Gözleri bir çift cehennem
Burnuna kan tütmüş
Pars bıyığına...
Dağın pulat yüreğine işledim,
Şimşeğin masmavi usturasına
Sevdanı usul-usul
Sevdanı mısra-mısra
Lo ben seni hapislerde sevmişim,
Ben seni sürgünlerde.
Yurdum benim şahdamarım...

Yücende buzul
Ve kar,
Maviş dağ tavşanları
Gün vuranda alaran
Zemheri yılanları
Ve yahut bir hışımla
Öyle çakılan
Sonsuzluğun yakışığı kartallar.
...........
Başım gözüm üstünesin
Suskum, avazım üstüne...
Adından başka silah
Yazgından başka günah
Daha yazmamış
Hiçbir gizli dosyada
Hiçbir açık kitapta.

Ahmed Arif
Akgün Akova Şiirleri İçin Tıklayın AKGÜN AKOVA (1962-...)

Sakarya Akyazı’da doğdu. Lise öğrenimini Gebze’de, üniversite eğitimini Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadi Enstitüsü'nde ihtisas yaptı. KHÜ Öğretim Görevlisi.
İlk şiiri Milliyet Sanat Dergisi’nde yayımlandı. Ardından peşpeşe şiir kitapları geldi. Bazı şiirleri İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Boşnakça’ya çevrildi.
Ataol Behramoğlu, onun şiiri için, "1980’li yıllara özgü külhani bir edanın özgün, başarılı sentezi. Needeyse her dizeden taşan dizginsiz bir yaşama sevinci, gençlik ve enerji dolu şiirler" değerlendirmesini yapıyor


Yapıtları :
Sansüttürme Şair Abüüü (1991)
Pepetye (1992)
Baba Bana Bağırma (1994)
Aşk ve Kuyrukluyıldız (1997)
Seçme Şiirler (1998)


Ödülleri ::
Ömer Asım Aksoy Ödülü (1998)

Sevdiğim Kadın Adları Gibi / 10


İrem
bana şöyle bir bak diyorsun
alıcı gözüyle, tepeden tırnağa
yeni dalınmış uyku gibi bak
çobanların söndürmeyi unuttuğu dağ ateşi
kaleden kaleye uçurulan ak güvercin
rüzgâra emanet edilen fısıltı gibi
yazdan kalma bir gün gibi bak bana

bana şöyle bir bak diyorsun
posta kutusuna gece yarısı bırakılan bir mektup gibi
kızağından kayıp bitmeden denize inen bir tekne
gökyüzünün denizyıldızlarıyla dolduğunu gören
bir dalgıç gibi bak
akşam kırılmaya başlarken içimde
dağılan bir ilkokulun zili gibi bak bana

bana şöyle bir bak diyorsun
bir ışın demetine sarılır gibi bak
unuttuğum ve istesem de
yüzlerini bir türlü anımsayamadığım
çocukluk arkadaşlarım gibi

kahve fincanına damlayan gözyaşı
kara düşen kan damlası gibi
diyorsun ki -evet, mavi gözlerinden bile ürpertici bu-
kınından çıkarılan bir hançer gibi bak bana

bana şöyle bir bak diyorsun
yaşama sevincini sana ben veriyormuşum gibi
sevgilin olmasam da sevgilinmişim gibi bak
kumsalda bırakılan ayak izi
kanadın üzerine değen bulut gibi
kayalıklara sürüklenen bir gemiye
yanıp sönen deniz feneri gibi bak bana
çünkü unutmamanın eşiğidir
ve anımsamanın kapısıdır bakmak
sevgili İrem
bunun için bile kibrit çakılabilir
okyanusun kıyısında
karanlıkta
bir kedi gözü gibi
pençeleriyle dolaşırken aşk

Akgün Akova
Varlık Dergisi Ocak 2000 sayısı
ALİ ASKER BARUT (1964-....)

Tunceli'de doğdu. İstanbul Paşabahçe Ferit İnal Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik bölümünü yarıda bıraktı. Almanya'da yaşıyor ve Hürriyet gazetesinde çalışıyor.


Yapıtları :
Rüzgarla Dolu (1992)
Yağmurlu Leylak (1994)
Aşağı Üsküdar (1994)
Karanfil Kırıkları (1998)
Ay Sözlüğü (2000)
Sarhoş Böcek Şarkıları (2005)

ödülleri:
Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülü (1992)
Cemal Süreya Şiir Ödülü (1994)

BİR MASALDAN DOĞURDUM SENİ
Bir masaldan doğurdum
Seni oğlum
Bu yüzden
Gündüzleri güneşe
Geceleri ay ışığına
Yaslanacak kadar
Yakışıklısın

Bir masaldan doğurdum
Seni oğlum
Camdan çamlara düşen bin pırıltıda
Gözlerin efkarlı ve şahane kara
Bir esmer bir ok kirpikli
Yüzünde gördüm
Sevdiğim bütün Alileri

Bir masaldan doğurdum
Seni oğlum
Canıma canın bin pırıltıyla düştü
İki yanağında iki lirik gamze
Küller içinde sahipsiz
O masaldan hediye

Bir masaldan doğurdum
Seni oğlum
Kuytuda açmış, gücenik
Bir gülgillerden aldın adını
Yağmurda, ağzında
Dalgın ıslıklar gezen
Rüzgârlar oldu
Kalbinin en yakın arkadaşı

Bir masaldan doğurdum
Seni oğlum
Gece çimenlerde yanan
üzgün yakamozlar adaşı
Hangi albümde saklamalı hangi
Sabaha doğru koşarak
Kucağında getirdiğin şafağı

Bir masaldan doğurdum
Seni oğlum
Seninle karanlığın içinde
Sevinçli bir dolunay gibi ışıdım
-Öyle güzel öyle masumdu ki masal-
Bağışladı diye bana bu aşkı
Eğildim öptüm yüzünde
Bütün Alileri


Kitap-lık, sayı 111, 2007






Bâki Ayhan T. (1969- )
15 Nisan 1969'da Adana'da doğdu. Gerçek adı Bâki Asiltürk'tür. İlk ve orta öğrenimini Adana'da tamamladı. Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Yüksek lisans çalışmasını Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı'nda tamamldı ve "Cenap Şahabettin'in Suriye Mektupları" adlı teziyle masterını tamamladı. "Türk Edebiyatında Avrupa Seyahatleri: 1839-1923" başlıklı doktorasını tamamladı. Akademik çalışmalarını modern Türk şiiri alanında yoğunlaştırdı. Halen Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğretim görevlisi; “Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri” dersleri veriyor.
Lise son sınıfta iken İlk şiiri “Mandolinli Kız” Milliyet Sanat Dergisi Genç Şairler Antolojisi’nde yayımlandı. Şiirleri ve şiir üzerine yazıları Gösteri, Varlık, Sombahar, Ludingirra, Kitap-lık, Akatalpa, Adam Sanat, Yasakmeyve, Başka, Üç Nokta, Edebiyat ve Eleştiri, Dize, Tömer-Edebiyat, Öteki-siz, Yom Sanat, Budala gibi dergilerde yayımladı. 1997-2004 yılları arasında şiir ağırlıklı edebiyat dergisi Budala’yı (27 sayı) çıkardı. Düzyazılarında Bâki Asiltürk imzasını da kullanan Bâki Ayhan T. 2003 yılında "Soylu Yenilikçi Şiir" manifestosunu yayımladı. YKY Kitap-lık dergisine şiir yıllığı hazırlıyor.
Yapıtları:
Şiir:
Sevdalar Tünemiş Şu Yüreğime (şiirler), Adana, 1985, Ova Yay., 48 s.
Hileli Anılar Terazisi (şiirler), Can Yay., İstanbul, 2001, 64 s.
Yayıma hazır dosyalar:
Hilesiz Terazi (poetik araştırma, deneme, eleştiri)
Hayat ve Hayal Müzesi (şiir)

Araştırma:
Osmanlı Seyyahlarının Gözüyle Avrupa, İstanbul, 2000, Kaknüs Yay., 591 s.

Ödülleri:
2001 Arkadaş Z. Özger Şiir İnceleme Ödülü
2003 Behçet Aysan Şiir Ödülü / Uzak Zamana Övgü ile
Suçlu Çocuk Korkusu
duvarda küçük gölgeler arıyorum:
siyah böcekler: gecenin
dünya nimetleri
haykırışlarına ve iniltilerine karışan
suçlu çocuk sessizliği

karanlıkta kollarımı sağa sola uzatıyorum:
uyuşuk bir su
yapışkan bir öpüşme
tedirginliğime ve gerginliğime karışan
suçlu çocuk korkusu

kırmızı inatçı bir siyahla karıştırıyorum:
üç yaşın ilk sevişmesi
yaralı bir bilinç
fotoğraflara sığmayıp
uçurumda unutulan rüzgârın sesi

Baki Ayhan T.
Uç Dergisi İlkbahar Yaz 2001 sayısı

Enis BATUR (1952- )
28 Haziran 1952’de Eskişehir’de doğdu. Çocukluğu Eskişehir ve Napoli’de, ilkgençlik yılları İstanbul ve Ankara’da geçti. Orta öğrenimini İstanbul ve Ankara’da tamamladı, Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu. 1973’de gittiği Paris’te dört yılı aşkın bir süre yaşadıktan sonra Ankara’ya döndü. Askerliğini Çankırı’da yaptı. 1983’de İstanbul’a yerleşti. Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Dairesi Başkanlığı, Milliyet Gazetesi'nin kültür servisi ve yan yayınlar yöneticiliğini, Milliyet Büyük Ansiklopedi’nin ve Dönemli Yayıncılık’ın genel yayın yönetmenliğini yaptı. 1988’den 2004'e kadar Yapı Kredi Yayınları’nda çalıştı. Yazı, Oluşum, MEB, Tan, Gergedan, Şehir, Sanat Dünyamız, Kitap-lık, Cogito, Arredemento Dekorasyon, Fol gibi dergilerin hazırlanışında sorumluluklar üstlendi. Remzi Kitabevi’nin, TRT’deki "Okudukça" programının yayın danışmanlığını yaptı. 1998-1999 akademik yılından 2002-2003 eğitim ve öğretim yılına dek Galatasaray Üniversitesi'nde ders verdi.
İlk yazısı 1970'de, ilk kitapları 1973'te yayımlan Batur Şiirleriyle Cemal Süreya, Altın Portakal, Sibilla Aleramo, Necatigil ödüllerini, denemeleriyle TDK ödülünü kazandı.
Yapıtları:
Eros ve Hgades (1973)
Bir Ortaçağ Yalnızlığı (1973)
Nil (1975)
Ara Kitab (1976)
İblise Göre İncil (1979)
Kandil (1981)
Meseller Kitabı (1981)
Sarnıç (1985)
Tuğralar (1985)
Yazılar ve Tuğralar (toplu şiirler, 1987)
Gri Divan (1990)
Koma Provaları (1990)
Perişey (1992)
Ondört + X=14 (1994)
Taşrada Ölüm ve Dirim Hazırlıkları (1995)
Darb ve Mesel (1995)
Opera 1-4004 (1996)
Doğu-Batı Dîvanı (1997)
Sütte Ne Çok Kan (1998)
Kanat Hareketleri (2000)
Papirüs, Mürekkep, Tüy:Seçme Şiirler (2002)
Ağırlaştırıcı Sebepler Dîvanı (2003)
Abdal Düşü: Düzyazı Şiirler (2003)
Neyin Nesisin Sen
Ödülleri:
1993 Cemal Süreya Şiir Ödülü
1997 Altın Portakal Şiir Ödülü
Sibilla Aleramo
TDK ödülünü
2008 Necatigil ödüllerini
FAL
Eşiğine dayanıp seyirdiğim
cansız doğa: Bir çingene geldi
gece, ellerimi açtı ve uzun,
dingin bir yağmur düştü yüzüne:
"Her şey geçer, sen geçmezsin."
Güldüm, katıldım: Bilmem mi
kuytudan beslenen yorgun tekliğimi:
Ben amansız çatlak, sudan ve çıradan
çıkma yangın lehçesi: Her şey geçer
ben kalırım.
FİKRET OTYAM (1926- ...)

Niğde, Aksaray'da doğdu. Öğrenimini İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü'nde tamamladı (1953). Son Saat, Dünya, Ulus, Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı, emekli oldu; Gazipaşa'ya yerleşti . Bir fotoğrafını tablo yapan Kenan Evren'e karşı dava açtı. Şiirlerinden çok röportajları ve fotoğraf sanatcılığı ile tanındı.
Tanınmasını sağlayan röportajlarını Gide Gide genel başlığı altında şu kitaplarda topladı: Ha Bu Diyar (1959), Doğudan Gezi Notları (1960), Topraksızlar (1963), Hu Dost (1964), Bir Karış Toprak İçin (1965), Oy Fırat Asi Fırat (ve daha üç röportaj 1966), Korku (ve Kaymakam Babo, Köprü, Kara Tohum röportajları, 1968), Can Pazarı, Vay Kurban, Hayvanlar ve İnsanlar (1969), Ne Biçim Amerika, Ne Biçim Rusya (1970), Karasevdam Anadolum (1976), Mayınlı Topraklar Üzerinde (1977), Adı Yemendir (1981), Harran Koçaklaması (1987), : Çocuk edebiyatı alanında da eserler verdi: Can Arkadaş (1978), Ceylanlar Suya İndi (1980). Mayınlar Çiçek Açmaz (1983), Şu Bizim Gazipaşa ve İsmet Paşa'lı Yıllar (anı-röportaj, 1984) : Mayın adlı bir oyunu Ankara'da oynanmış (1968) yazarın Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektupları (1975) adlı bir eseri vardır. Yeni eseri yine mektup türündedir: Pavli Kardeş (1985) : Gide Gide 3 kitabıyla Türk Dil Kurumu 1962 Deneme-Eleştiri-Gezi Ödülü'nü almıştı. Öteki röportajıyla da birçok kez Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nin Altın Kalem Armağanı'nı kazanarak Yılın Gazetecisi seçildi.


Gülten AKIN (1933- )

23 Ocak 1933'da Yozgat'ta doğdu. Liseyi, Ankara Kız Lisesi'nde bitirdi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Eşinin kaymakamlık görevi nedeniyle; Gevaş, Alucra, Gerze, Saray, Kahramanmaraş'ta yardımcı avukatlık, avukatlık ve öğretmenlik yaptı. 1972'de Ankara'ya yerleşti. Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu'nda dil uzmanı olarak çalıştı. Kültür Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliği görevinde bulundu. Demokratik kitle örgütlerinin yeniden kuruluşu çalışmalarına katıldı. İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi örgütlerde kurucu ve yönetici olarak görev aldı. Beş çocuk büyüten Akın, Ankara'da yaşıyor ve şiire ağırlık veriyor.

İlk şiiri Son Haber gazetesinde yayımlandı. Hisar, Türk Dili, Mülkiye, Varlık, Yeditepe dergilerinde yayımlanan, daha çok doğa, aşk, ayrılık, özlem konularını işlediği şiirleriyle adını duyurdu. Sonradan toplumsal sorunları işlemeye yöneldi. Yaşamla doğa arasında tedirgin bir iç dünyanın duyarlığını dile getirdı. Gezip gördüğü yerlerden aldığı esinle zenginleşen ve coşkulu bir insan sevgisiyle yoğrulan şiiri, toplumsal sorunları, yaşam-halk ilişkisini öne çıkardı. Şiirlerinde büyük ölçüdü folklor öğelerinden yararlandı ve halk şiirinin olanaklarını kullandı. Kadın duyarlılığı ile kaba güce ve baskıya direndi. Şiirleri İngilizce, Almanca, Flamanca, Danca, İtalyanca, Bulgarca, Arapça, Lehçe, İspanyolca, Fransızca, İbranice dillerine çevrildi, çeşitli akademik çalışmalara konu oldu. 40'ı aşkın şiiri de bestelendi. Ayrıca kısa oyunlar da yazdı.


Yapıtları:
Rüzgâr Saati (1956)
Kestim Kara Saçlarımı (1960)
Sığda (1964)
Kırmızı Karanfil (1971)
Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı (1972)
Ağıtlar ve Türküler (1976)
Seyran Destanı (1979)
Seyran (ilk yedi şiir kitabı, 1979)
İlahiler (1983)
Sevda Kalıcıdır (1991)
Seyran (Toplu Şiirler, 1992)
Sonra İşte Yaşlandım (1995)
Toplu Şiirler 1956-1991 (1996)
Sessiz Arka Bahçeler (1998)
Gülten Akın Toplu Şiirler II (2000)
Uzak Bir Kıyıda (2003)
Sevdiğim Yaz Geldi Yine (2003)
Celaliler Destanı (2007)
Kuş Uçsa Gölge Kalır (2007)

Ödülleri:
1955 Varlık Şiir Ödülü
1965 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü
1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü
1977 Yeditepe Şiir Armağanı
1991 Halil Kocagöz Şiir Ödülü
1992 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü
1998 6.Truva Folklor Araştırmaları Derneği Şiir Ödülü
1999 Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü
2003 Dünya Gazetesi Yılın Telif Kitabı Ödülü
2008 Erdal Öz Edebiyat Ödülü


KORKAK KADINLAR ŞİİRİ
Onlar için pazarlar, erkekler
sevda ile sıkıntı arasında
bir gider bir gelirler

gencömrü aşmak, bir dağı aşmak
sırtta çocuklar
sonra da genç sanmaları kendilerini
ol sebeptendir.

saati sormadan korkuları vardır
yitirmek tek yılgı
sevdikleri sevmedikleri de olmuşsa zamanla
şakırlar sevdiklerini de
ötekini nevroza dönüştürüp saklarlar.
Düşlem, Ağustos 1997

Hasan Hüseyin KORKMAZGİL (1927-1984)

1927'de Sivas'ın Gürün ilçesinde doğdu. Adana Erkek Lisesi'ni bitirdi. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nden mrzun oldu ve Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde öğretmenliğe başladı. Siyasi düşünceleri ve eylemleri gerekçesiyle turuklandı, pek çok aydın gibi 142. maddeye muhalefetten hüküm giydi ve öğretmenlikten atıldı. Bir süre Gürün'de ve Sivas'ta arzuhalcilik, tabela ve portre ressamlığı, inşaat işçiliği yaptı. Daha sonra İstanbul'a, sonra da Ankara'ya yerleşti. Akis dergisinde çalıştı, bir süre de Forum dergisinin sanat sayfalarını yönetti. Kızılırmak kitabı nedeniyle hakkında 142. maddeden dava açıldı, yargılandı, aklandı. 25 Şubat 1984'te Ankara'da öldü.

Şiir yazmaya lise yıllarında başlayan Hasan Hüseyin'in ilk şiiri Dost dergisinde yayımlandı. Aynı yıllarda mizahi öyküleri de yayımlandı. Kavel adlı kitabı ile Yeditepe Şiir Armağanı'nı, Kızılkuğu ile TRT'nin 1970 Sanat Başarı Ödülü'nü, Filizkıran Fırtınası ile Toprak ve Nevzat Üstün şiir ödüllerini aldı.

Yapıtları:

Şiir:

Kavel (1963)
Temmuz Bildirisi (1965)
Kızılırmak (1966)
Kızılkuğu (1971)
Ağlasun Ayşafağı (1972)
Oğlak (1972)
Acıyı Bal Eyledik (1973).
Kelepçenin Karasında Bir Ak Güvercin (1974)
Koçero Vatan Şairi (1976)
Haziran'da Ölmek Zor (1977)
Filizkıran Fırtınası (1981)
Acılara Tutunmak (1981)
Işıklarla Oynamayın (1982)
Tohumlar Tuz İçinde (1988)
Kandan Kına Yakılmaz (1989)

Mizahi Öykü:
Öhhöööö! (1964)
Made in Türkey (1970)
Bıyıklar Konuşuyor (1971).


Gezi:
Bağdat Basra Yollarında(1974)

Çocuk Kitapları:
Eşeğin Gözyaşları
Aşıcı Baba
Ormanın Öcü
Ressamın Bıldırcınları
Becerikli Çocuğun Düşleri

Ödülleri:
1964 Yeditepe Şiir Armağanı / Kavel ile
1970 TRT Sanat Başarı Ödülü / Kızılkuğu ile
1981 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü / Filizkıran Fırtınası ile
1981 Nevzat Üstün Şiir Ödülü / Filizkıran Fırtınası ile


Filizkıran Fırtınası
gün doğmadan başladı filizkıran fırtınası
evler yemen türküsü
sokaklar seferberlik
öyle bir gariplik ki
öyle bir tedirginlik
yaz başında güz sonrası

ayvalar çiçekteydi
güller daha tomurcuk
açıl demişti güneş
açılmıştı kıraçta kış elmaları
çözül demişti güneş
çözülmüştü yılanlar karanlık odalarında
dallarda yuvalar tüy kokuyordu
düğünçiçekleri şenlikli

gün doğmadan başladı filizkıran fırtınası
ne dal kaldı ne tomurcuk
yerden yere çaldı otları ağaçları
insan yüzlü bir korkuluk
üşüdüm dünyalarca
baskın yemiş bir kent gibi üşüdüm
sergen etti filizleri sapsarı bir karanlık
bahardan kışa düştüm

acılı günler gördüm
sığdıramam bir tek günü bir koca yıla
geceler geçirdim yoz kentlerin bulvarlarında
nice baharları kışlara gömdüm
uzak düştüm yelinden yelvesinden acılı yurdun
uzak düştüm umudundan mutundan
yomundan uzak düştüm
bunaltının böylesini görmedim

severim fırtınanın her türlüsünü
ormanlar uğultulu sular dalgalı
severim filizkıran fırtınası'nı
kırıp kanatmıyorsa sevincin türküsünü
nerde benim baharım
dalım yaprağım nerde
gece çökmüş üstüne kerpiçsel yalnızlığın
sanki kaplan pençesinde bir manda böğürtüsü
ne kuş kalmış ne çiçek
ne kırmızı ne yeşil
sapsarı karanlıkta yerler bahar ölüsü
Haydar ERGÜLEN (1956- )
14 Ekim 1956'da Eskişehir’de doğdu. İlk ile ortaokulu Eskişehir'de okudu. Ankara Aydınlıkevler Lisesi'ni ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümünü bitirdi. Anadolu Üniversitesi İletişim Sanatları Bölümü'nde asistanlık yaptı. Daha sonra İstanbul'da bir ajansta reklam yazarı olarak çalışmaya başladı. Anadolu Üniversitesi'nde yayımcılık, reklamcılık ve Türk Şiiri dersleri verdi. Radikal gazetesinde köşe yazarlığı yaptı, yazılarına BİRGÜN gazetesinde devam eden Ergülen reklamcılık yapıyor.
İlk şiiri Eskişehir'de Deneme dergisinde "Umur Elkan", ilk yazısı da aynı yıl Yeni Ortam gazetesinde "Mehmet Can" adıyla yayımlandı. Gösteri dergisinin düzenlediği yarışma ile adını duyuran Ergülen'in Şiirleri; Adam Sanat, Felsefe Dergisi, Gösteri, No, Öküz, Sombahar, Somut, Türk Dili, Varlık, Yaşasın Edebiyat, Yazko Edebiyat, Yusufçuk vb. gibi dergilerde yayımlandı. Arkadaşları ile birlikte Üç Çiçek Dergisi'ni çıkardı, Şiir Atı'nı yayıma hazırladı. Klasik ve çağdaş şiirimizin birikimlerini bilinçle, ustaca özümsemiş, kuşağının önde gelen şairlerinden biri. Şiirleri kadar denemeleri ve şiir değerlendirmeleri ile ilgi uyandırıyor. Sesi algılarını yer yer yaşam felsefesine dönüştürerek lirizmi bu felsefeye bağlı bir dünyada araması ve işlediği temaları belirleyen tamlamalarıyla dikkati çekti. Rasyonalite ile ironi arasında salınan duygu durum debisi yüksek şiirler yazıyor.

Yapıtları :
Karşılığını Bulamamış Çocuklar (1982)
Sokak Prensesi (1990)
Sırat Şiirleri (1991)
Eskiden Terzi (1995)
Kabareden Emekli Bir Kızkardeş ("Lina Salamandre" adıyla, 1996)
Kırk Şiir ve Bir (1997)
Karton Valiz (1999)
Ölüm Bir Skandal (1999)
Hafıza ("Hafız" adı altında, 1999)
Toplu Şiirleri: Nar (1.cilt, 2000)
Toplu Şiirleri: Hafız ve Semender (2. cilt, 2002)
Keder Gibi Ödünç (2005)
Üzgün Kediler Gazeli (2007)
Deneme :
Haziran, Tekrar (2000)
Üvey Sokak (2005)

Ödülleri :
1981 Gösteri Dergisi Şiir Yarışması İkincilik
1996 Behçet Necatigil Şiir Ödülü
1996 Halil Kocagöz Şiir Ödülü
1998 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü - Cahit Külebi Jüri Özel Ödülü -
1998 Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü
2005 Dionisos Şiir Ödülü
2005 Cemal Süreya Şiir Ödülü / "Keder Gibi Ödünç" ile
2008 Metin Altıok Şiir Ödülü / "Üzgün Kediler Gazeli" ile
ÇOCUKLARDIR GÖKYÜZÜNÜN BEKÇİLERİ
Geceye karışmış bir yolcunun gözleri
Korkuyla uyanan çocuklar gibidir
Erkenci bir yıldıza rastlayınca
Düşündeki son büyüyü yitirir.
Gece yaşlanmış gökyüzüdür.
Özlem ağır uykular gibi çöker
Gezinir çocuğun coğrafyasında
Yüreğinde ışıltılı bir mevsim
Eski zamanlardan bir sabah çeker.
Sabah el değmemiş bir çocuk cakasıdır.
Ağacından bir portakal düşürür
Kana benzese de dağ yollarındaki izi
Taflan kokulu yağmurlar tarar saçını
Unuttuğu dostlukları anarak üşür.
Yağmur ilk kız arkadaşıdır.
Dağ menziline değer alımlı yüzü
Haylaz çocukların koşuştuğu göğsünde
Dağılır kederi mavi bir yıldız
Alıp getirir sonsuz ilkyazı.
İlkyaz içinin hoyrat atıdır.
Kentin kapısını bulduğu sabah
Yorgun bir atlı gibi düşer gece
Yeniden anımsansın diyedir
Sevinir çünkü çocuklar bildikçe
HULKİ AKTUNÇ (1949-....)

İstanbul'da doğdu. Askeri okullardaki orta ve lise yıllarından sonra İ.Ü. Hukuk Fakültesi'ne girdi.Yüksek öğrenimi yarıda bıraktı. 1969-1972 yılları arasında Meydan Larousse'un hazırlanması sırasında redaktörlük yaptı.'Z' harfinin tamamlanmasıyla beraber o da işini kaybetti. Reklamcı kimliğinin yanı sıra, şair ve yazar yönleriyle de tanınıyor. Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı oldu.
Yazı hayatına Yeni Ufuklar dergisinde başladı, Soyut, Yeni Edebiyat, Yeni Dergi, Papirüs ve Türkiye Defteri dergilerinde yazdı. 1976 sonrasında şiire ağırlık verdi. Kuşağının toplumsal sorunlara bağlı acılarını bilen, yaşayan bu acıları duyarlığında biriktiren bir yazar olarak göründü. Tekniğe, yapıya özen gösterdi. Yer yer soyutlamalardan yararlanarak özgünlükler aradı.



Yapıtları :
Sır Katibi
Islıkla Tarihçe
Adresim Aynalar
Şarkılar
İnsan Aşkların Külüdür
Istıraplar Ansiklopedisi

Ödülleri :
Yunus Nadi Öykü Ödülü (1989)
Halil Kocagöz Şiir Ödülü (1994)
Cemal Süreyya Ödülü (1995)

KELEBEKLERİN SONSUZLUĞU


Günler
ey yankılar düzeni
kelebekler bekleniyor
şimdi kelebekler

(1) Günler
ey tırtıllar düzeni
kelebekler bekleniyor

- Yaşınız kaç peki?
- Sizin öleceğiniz yaş.

(2) Yollarım karla kaplı
kelebekler bekleniyor

- Boyunuz kaçtır peki?
- Tabutunuza göredir.

(3) Üşenmedim hayattan hiç
kelebekler bekleniyor

- Kaygınız nedir peki?
- Kelebeğin beklenmeyişi…

(4) Yalnızım üşüdüm evimden
kelebekler bekleniyor

- Eviniz nerede peki?
- Kendimle komşuyum ben.

(5) İlkyaz öykü güz romandır
kelebekler bekleniyor

- Ne yazdınız peki?
- Duyduklarımdan az.

(Yasakmeyve 2, Nisan - Mayıs 2003)

kuçük İskender

28 Mayıs 1964’te İstanbul’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde beş yıl okuduktan sonra ayrıldı. Bir süre de İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğrenim gördü. 1985 yılından itibaren çeşitli edebiyat dergilerinde şiir ve yazıları yayımlanmaya başladı. İlk ve uzun şiirleri Adam Sanat Dergisi'nin hemen her sayısında yer aldı. Temalarında alışılagelmişin kimi kez tam karşısında yer alan, polemikçi, başkaldırıcı şiiriyle sadece 1980'li yılların değil tüm Türk şiirinin en gözüpek şairi. Fazlaca karışık ve yer yer fazlaca uzun ve çoğaltımcı şiiri özgün çarpıcı başarı düzeylerine de ulaşabiliyor. Geleneksel yöntemler kullanarak yazdığı divan tarzı şiirleri, gazelleriyle de dikkat çekiyor.

Günümüze değin bunca yıllık süreye onlarca şiir ve özgür metin, bir günlük, üç roman, iki özel derleme, bir inceleme, bir antoloji olmak üzere birçok kitap sığdırdı. Kimi Avrupa ülkelerinde çıkan antolojilerde şiirleri basıldı. Kanada'da yayımlanan Descant adlı edebiyat dergisinin Türkiye özel sayısında, ABD'de ise Murat Nemet Nejat'ın 'eda' kavramında yoğunlaştığı Türk şairlerinden çeviri antolojisinde kendine yer buldu. 2000 yılında İtalya'da düzenlenen Avrupalı Genç Şairler Yarışması'nda (La Giovane Poesia D'europa Nel 1999) ilk ona girdi ve bu şairlerle birlikte kitaplaştırıldı. Yine aynı yıl içersinde uzun zamandır sinema dalındaki jürisinde de yer aldığı Orhon Murat Arıburnu Ödülleri'nde 'Bir Çift Siyah Deri Eldiven' adlı şiir kitabıyla birincilik alarak ödüllendirildi. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Fotoğraf Bölümü master öğrencilerine 'Postmodernizmin Görsel Malzemeye Etkisi' üzerine bir seminer verdi. 2001 yılında Almanya'da, 2002'de de Hollanda'nın çeşitli şehirlerindeki etkinliklerde konuşmacı olarak ve şiir performanslarıyla yeraldı. 2003 yılında Berlin'de düzenlenen İlk Türkiyeli Eşcinseller Kongresi'nde bu konudaki dekleresini okudu. 2004'te Newyork'ta ve Kuzey Carolania'da üniversitelerde konuşma yaptı ve tek kişilik okuma gecelerine konuk oldu. Ayrıca Türkiye'de farklı üniversitelerde ve liselerde panellere, workshop'lara katıldı. 2005 ODTÜ Bahar Şenliği'nde ODTÜ Genç Yazarlar Topluluğu için bir açıkhava söyleşisine konuk olarak katıldı. Bir dönem seslendirme, senaristlik, radyo programcılığı, şiir matineleri de yapan küçük İskender, içlerinde 'Ağır Roman' ve 'O Şimdi Asker'in de bulunduğu beş filmde de oyuncu olarak rol aldı. Halen Varık, Adam Sanat, Yasak Meyve, Kaçak Yayın adlı dergiler ağırlıklı olmak üzere yazmaya ve kitaplaşmış eserlerini yayımlamaya devam etmektedir.

Yapıtları:

Şiir:
Gözlerim Sığmıyor Yüzüme (1988 / Adam Yayınları)
Erotika (1991 / Adam Yayınları)
Yirmi5April (1994 / YKY)
Periler Ölürken Özür Diler (1994 / Gendaş)
Suzidilara (1996 / Adam Yayınları)
Güzel Annemin Hayal Gücü (Tek Baskılık Kitap) (1996 / Hera Şiir Kitaplığı)
Ciddiye Alındığım Kara Parçaları (1997 / YKY)
Papağana Silah Çekme! (1998 / Om Yayınları)
Alp Krizi (Tek Baskılık Kitap) (1999 / Çalıntı Yayınları)
Gözyaşlarım Nal Sesleri (1999 / Adam Yayınları)
Bir Çift Siyah Deri Eldiven (2000 / Adam Yayınları)
İpucu Bırakma Sanatı (2000 / Om Yayınları)
Bahname (2000 / Om Yayınları)
Klarnet (2001 / Om Yayınları)
Kahramanlar Ölü Doğar (2001 / Om Yayınları)
Çürük Et Deposu (2001 / Adam Yayınları)
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm (2002 / Om Yayınları)
Eski Kral Deposu (2002 / Adam Yayınları)
Siyah Beyaz Denizatları (Toplu Şiirler I) (2003 / Gendaş)
Barudî (Kürtçe Çeviri) (2003 / Piya)
Dicle ile Fırat (2004 / Gendaş)
Bir Daha Bana Benzeme Angel! (2004 / Varlık)

Serbest Metinler:
Dedem Beni Korkuttu Hikâyeleri (1992 / Parantez)
İkizler Burcu Hikâyeleri (1993 / Parantez)
666 (1994 / Gendaş)
The Kırmızı Başlıklı İstasyon Şefi (1996 / Parantez)
Belden Aşağı Aşk Hikâyeleri (1996 / Parantez)
Pop H'art (1997 / İnkılâp)
Balık Burcu Hikâyeleri (2000 / Parantez)
Made In Hell (2001 / İnkılâp)
Insectisid (2002 / Stüdyo İmge)
Necronomicon / Ölüm Kitabı (2004 / Turuncu Medya)
Burç Hikayeleri (2005 / Sel Yayıncılık)

Romanlar:
Flu'es (1998 / Parantez)
Cehenneme Gitme Yöntemleri (1999 / Parantez)
Zatülcenp (2000 / İnkılâp)

Özel Derlemeler:
Kanlı Lağım Fareleri'den küçük İskender'e (2001 / Stüdyo İmge)
Aşk Şiirleri Kolonisi (2004 / Everest)

İnceleme / Eleştiri:
Şiirli Değnek (1995 / YKY)
Eflatun Sufleler (2002 / Gendaş)
Rimbaud'ya Akıl Notları (2004 / Alkım)

Günce:
Cangüncem (1996 / Gendaş)

İSTEDİĞİN GİBİ YAPTIM; ARTIK KALBİM YOK!
artık kalbim yok ağladığımda sana
düşündüğümde seni artık kalbim yok
seni anlatırken birilerine, atmıyor kalbim
atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok !
küçük bir velede verdim onu, oyuncak niyetine
fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak
köpeğine
suda sektirdim bir kiremit parçası gibi
ve bekledim batmasını
bekledim batmasını yanan bir gemi
nasıl ağlayarak denize dökülürse

istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok!
artık kalbim yok baktığımda eski resimlere
özlediğimde seni
arta kalmış bir kalbim yok!
YOK!
...

Lale MÜLDÜR (1956 - )
1956'da Aydın’da doğdu. Orta öğrenimini Robert Kolej’de bitirdi. Şiir bursuyla Floransa’ya (İtalya) gitti. Dönüşte birer yıl Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektronik ve Ekonomi bölümlerine devam etti. İngiltere’ye gitti, Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden lisans öğrenimini tamamladı. Essex Üniversitesi Edebiyat Sosyolojisi Bölümü’nden master yaptı. Belçikalı ressam Patrick Jacquart ile evlenerek Brüksel'e yerleşti. Üç yıl sonra yurda döndü. Bir dönem Radikal gazetesinde yazdı.
İlk şiirleri Yazı ve Yeni İnsan dergilerinde yayınlandı. Sonraki yıllarda Gösteri, Defter, Şiir Atı, Oluşum, Mor Köpük, Yönelişler, Sombahar gibi dergilerinde şiir ve yazıları yayınlandı. Şiirlerinden bazıları bestelendi ve filmlerde kullanıldı. Birçok şiiri İngilizce, Fransızça ve İbranice gibi değişik dillere çevrildi. Türk şiirinin lirizm birikimleriyle ilintisiz, imge ya da görüntü düzeyinden çok beslendiği farklı kültürlerdeki kavramlar ve kaynaklar üzerine kurulu Türk şiirinin köşe taşlarından sayılan bir şiiri vardır. Şiirlerinden bir seçki "Water Music" adıyla Dublin’de yayınlandı (Poetry Ireland, 1998). Fransız ressam Colette Deblé’nin resimleri üzerine yazdığı şiirler ise Fransız Enstitüsü’nden "Yağmur Kızı Böyle Diyor" adıyla Fransızca yayınlandı. Divanü lügat-it-Türk isimli kitabı Fransız bir Türkolog tarafından Fransızca'ya çevrildi. Ultrazon'da Ultrason (2006) dlı kitabıyla 11. Altınportakal Şiir Ödülünü kazandı.
Yapıtları:
Şiir:
Uzak Fırtına (1988)
Voyıcır II (Ahmet Güntan’la birlikte, 1990)
Seriler Kitabı (1991)
Kuzey Defterleri (1992)
Buhurumeryem (1993)
Saatler/Geyikler (2001)
Ultrazon'da Ultrason (2006)
Düzyazı:
Divanü lügat-it-Türk (1998)
Deneme:
Haller Leyla (2006)
Roman:
Bizansiyya, Yapı Kredi Yayınları (2007)
Ödülleri:
2007 Altın Portakal Şiir Ödülü / Ultrazon'da Ultrason (2006)
VAROŞLARIN ERKEĞİ

Sizin bilmediğiniz doğruları biliyorum ben
Ben penterin gözündeki ışığım
Sizin bilmediğiniz pozisyonları biliyorum ben
Ben kral kobrayım

Kutsal ormanların gardiyanıyım ben
Aşk sarmaşığıyım ve kıskancım, çok kıskancım

Kral kobra benim adım, bana dokunamazsınız
Bana ancam sevgilim dokunur

Tabularınızı yıkmaya geldim ben
Kadınlar erkeklerin yanlarında olmalı ve
Hemen harekete geçmeliyiz.





Metin ELOĞLU (1927-1985)

11 Mart 1927'de İstanbul'da doğdu. Yazı ve şiirlerinde "Mehmet Metin", "Mehmet Emin", "Ali Haziranlı", "Etem Olgunil", "Nil Meteoğlu" takma adlarını da kullanan Eloğlu. Üsküdar Sultantepe Ortaokulu'nu bitirdikten sonra Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde yüksek öğrenim gördü, Seyfi Toroy, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Zeki Kocamemi'nin atölyelerinde çalıştı. Düşünceleri nedeniyle bir süre tutuklu kaldı ve akademiden kaydı silinerek askere alındı. Askerlik görevini disiplinsizliği yüzünden askerliği beş yılda bitirebildi. Yaşamını sanatıyla kazandı. 11 Ekim 1985'te İstanbul'da öldü.

Ressamlığıyla da tanınan Eloğlu'nun yazın yaşamı Servetifünun-Uyanış dergisinde yayımlanan öykü ile başladı ancak 'Garip' akımı doğrultusunda yazdığı şiirlerle tanındı. Kendine özgü bir dil ve mizah anlayışıyla oluşturduğu yaşamda karşılaşılan bozuk, dengesizlik, düzensizlik konularını acımasızca eleştiren, taşlayan şaşırtıcı şiirler yazdı. Kendi yaşama kosullarının ve çağının tanığı şiirlerine acıyı, ironoyi kattı. Sonraki yıllarda Varlık, Yaprak, Yenilik, Şiirler Yaprağı, Türk Dili Dergisi'ndeki şiirleriyle genç şairlerin önde gelen temsilcilerinden biri oldu. imgeyi ön plana çıkaran şiirleriyle İkinci Yeni'ye yaklaştı. İkinci Yeni etkinliğini yitirinceyeni bir arayışa yöneldi. Kapalılığa ve soyuta çok yaklaşan aşırı deneylere girişti. Öykü ve eleştiri yazıları da yazdı.

Yapıtları:

şiir:
Düdüklü Tencere
Sultan Palamut
Odun, Horozdan Korkan Oğlan
Türkiye'nin Adresi
Ayşemayşe, Dizin
Yumuşak G
Rüzgâr Ekmek
Hep
Yine
Şiirler
Ay Parçası
Önce Kadınlar

Derleme:
Garip Şiirler Antolojisi, (Ü. Y. Oğuzcan ile) Yay, 1957.

Uyarlama:
Bektaşi Dedikleri, (O. Tansel ile)

Ödülleri:
1972 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü
1967 DYO Sergisi (Resim dalında birincilik Ödülü)
1976 Yarımca Sanat Şenliği (Resim dalında birincilik Ödülü


ELOĞLU
Eloglu binlik bozdurur
Ben bozduramam

Eloglu başini yastiga kor komaz uyur
Ben uyuyamam

Eloglunun sofrasinda dokuz türlü
Benim aç yattigim olur bazen

Benim evim gecekondu
Eloglunda apartiman

Eloglunda ince müzik
Benimkisi aman aman

Benim kuru başim bana yeter
Eloglunda kari kizan

Ben keçileri kaybettim
Eloglu usta çoban

Bu soyadi bana haram

Murathan MUNGAN (1955- )
21 Nisan 1955'te İstanbul’da doğdu. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları, memleketi olan Mardin’de geçti. Ortaögrenimini Mardin’de tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Cografya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. Aynı bölümde “master”ını tamamladı. Ankara’da Devlet Tiyatroları’nda ve İstanbul’da Şehir Tiyatroları’nda “Dramaturg” olarak çalıştı. 1987’de günlük gazete olarak yayımlanan Söz gazetesinde, “Kültür-Sanat Sayfası” editörlüğü yaptı. Halen Istanbul’da yaşamayan Mungan, 1988’ten sonra tüm zamanlarını yazmaya ayırdı.
Popülist kültürün olanaklarını iyi değerlendiren Mungan; Şiir, öykü, roman, deneme, tiyatro oyunu, sinema yazısı, senaryo, masal, şarkı sözü gibi farklı alanlarda ürün verdi. Mardin kökenli olması nedeniyle yapıtlarında Mardin'in taşıdığı farklı kültürel yapıyı, insan olgusunu eserlerine başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Eserlerinde toplumsal yaşayışın unsurları yanında kahramanların psikolojik yapılarına, duygu ve düşüncelerine geniş şekilde yer verir. Şarkı sözlerini, genellikle Yeni Türkü grubu besteleyerek seslendirmiştir. Yazarın şarkı sözlerinden, çeşitli dönemlerde çeşitli sanatçılar tarafından bestelenerek seslendirilmiş şarkılar, Söz Vermiş Şarkılar adlı albümde toplanarak, yeni düzenlemelerle Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nükhet Duru, Mor ve Ötesi, Aylin Aslım, Hümeyra gibi farklı sanatçılarca yorumlanmıştır. Yazıları, şiirleri ve kimi kitapları bugüne değin İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İsveççe, Norveççe, Yunanca, Fince, Boşnakça, Bulgarca, Farsça, Kürtçe ve Hollanda diline çevrilerek çeşitli dergi, gazete ve antolojilerde yayımlanmıştır.
Yapıtları:
Osmanlıya dair Hikâyat, 1981
Taziye, 1982
Kum Saati, 1984
Son İstanbul, 1985
Sahtiyan, 1985
Cenk Hikâyeleri, 1986
Kırk Oda, 1987
Lal Masallar, 1989
Eski 45'likler, 1989
Yaz Sinemaları, 1989
Mırıldandıklarım, 1990
Yaz Geçer, 1992
Yaz Geçer - Özel Basım, 1992
Geyikler Lanetler, 1992
Mahmud ile Yezida, 1992
Bir Garip Orhan Veli, 1993
Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, 1993
Omayra, 1993
Kaf Dağının Önü, 1994
Metal, 1994
Murathan’95, 1996
Li Rojhilatê Dilê Min, 1996
Paranın Cinleri, 1997
Başkasının Hayatı, 1997
Dağınık Yatak, 1997
Dört Kişilik Bahçe, 1997
Oyunlar İntiharlar Şarkılar, 1997
Mürekkep Balığı, 1997
Başkalarının Gecesi, 1997
Metinler Kitabı, 1998
Üç Aynalı Kırk Oda, 1999
Doğduğum Yüzyıla Veda, 1999
Meskalin, 2000
Soğuk Büfe, 2001
Erkekler İçin Divan, 2001
Yüksek Topuklar, 2002
7 Mühür, 2002
Timsah Sokak Şiirleri, 2003
Yabancı Hayvanlar, 2003
Çador, 2004
13+1, 2004
Bir Kutu Daha, 2004
Beşpeşe, 2004 (Elif Şafak, Pınar Kür, Faruk Ulay, Celil Oker ile birlikte)
Eteğimdeki Taşlar, 2004
Elli Parça, 2005
Söz Vermiş Şarkılar, 2006
Kâğıt Taş Kumaş, 2007
Kullanılmış Biletler, 2007
Yedi Kapılı Kırk Oda, 2007
Kentten kadınlar 2008
Seçkileri:
Ressamın İkinci Sözleşmesi, 1996
Çocuklar ve Büyükleri, 2001
Yazıhane, 2003
Erkeklerin Hikâyeleri, 2004
Kadınlığın 21 Hikâyesi, 2004
Büyümenin Türkçe Tarihi, 2007
Ödülleri:
1979 Türkiye İş Bankası Ödülü -ikincilik- / Mahmud ile Yezida ile
1980 Akademi Kitabevi Şiir Başarı Ödülü / Osmanlıya Dair Hikayat ile -Turgay Fişekçi ve Ozan Telli ile paylaştı-
1981 Gösteri Dergisi Şiir Ödülü / Sahtiyan ile
1987 Haldun Taner Öykü Ödülü’ -Nedim Gürsel’le- / Hedda Gabler Adlı Bir Kadın ile
1984 Sanat Kurumu yılın en iyi tiyatro yazarı / Taziye ile -Mehmet Baydur ile birlikte-
ESKİDENDİ ÇOK ESKİDEN
Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardı inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardı evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken...
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.

Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti.
MUZAFFER İLHAN ERDOST (1932-....)

Tokat / Artova’da doğdu. 1956 yılında Veteriner Fakültesi’ni bitirdi. 1948 yılında şiir ile edebiyat dünyasına adım attı. 1951’den başlayarak deneme ve eleştiri, 1952’den sonra öyküleriyle de edebiyat alanındaki etkinliklerini artırdı. 1965 yılından başlayarak ise, toplumsal sorunlar, Türkiye (Osmanlı dahil) tarihi, tarım, faşizm ve demokrasi konularında düşünmeye ve yazmaya ağırlık verdi.
Kardeşi İlhan Erdost'un 7 Kasım 1980 tarihinde askerlerce dövülerek öldürülmesinden sonra, adına kardeşi İlhan'ın adını katarak Muzaffer İlhan Erdost'u ismini kullanmaya başladı.
1958 yılında Açık Oturum Yayınları ile yayıncılık yapmaya başladı. Bu yayınevi 1960 yılına kadar sürdü. Kasım 1965’ten bu yana Sol Yayınları’nın, İlhan Erdost’un 12 Eylül faşizmi tarafindan öldürülmesinin ardindan Onur Yayinlari’nın sahip ve yönetmenliğini yapıyor.


Yapıtları :
(edebiyatla ilgili)
Bilim ile Yazın Arasında, 1984
Onu Anlat İşte, Anlatı, 1989
Havada Kalan Güvercin, Şiir, 1990
Ey Karanlık Mavi Güneş, Öykü, 1990
Adam İçin Türevler, Eskiz, 1990
Üç Şair / Nâzım Hikmet, Cemal Süreya, Ahmed Arif, 1994
İkinci Yeni Yazıları, 1997


Nihat BEHRAM (1946- )

18 Kasım 1946'da Kars'ta doğdu. İlköğrenimini Çankırı’da, ortaögrenimini Bursa ve İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde tamamladı. 12 Mart döneminde Gazetecilik Yüksek Okulu’nda öğrenciyken düşünceleri ve yazıları nedeniyle Ceza Yasası’nın 141, 146 ve 246 maddelerine aykırılık gerekçesiyle tutuklandi, iki yıl askeri cezaevinde kaldı. Özgür kalınca yarım bırakmak zorunda kaldığı yüksek öğrenimini tamamladı. Bir süre gazetecilikle uğraştı. İlk şiir kitabı 'Hayatımız Üstüne Şiirler' yasaklandı Ataol Behramoğlu ile birlikte Militan dergisini, Yılmaz Güney ile birlikte Halkın Dostları dergisini çıkardı. Ayrıca “Güney” dergisini çıkaranlar arasında yer aldı. Sivil mahkemelerde ve sıkıyönetim mahkemelerinde hakkında birçok dava açıldı. 12 Eylül 1980’de, faşizmin dorukta olduğu dönemde yurt dışına çıktı. Dönmesi yolundaki çağrıya uymadığı gerekçesi ile Bakanlar Kurulu kararıyla T.C vatandaşlığından çıkarıldı. Uzun yıllar Türkiye’den uzakta yaşamak zorunda kalan Behram, 17 yıllık politik sürgünden sonra, 1996'da Türkiye’ye döndü.

İlk şiiri 1967'de yayımlandı. Şiir ve yazıları döneminin önemli dergileri olan Soyut, Yordam, Yeni Gerçek, Halkın Dostları'nda yayımlandı. Sonra sürekli olarak Ataol Behramoğlu ile birlikte çıkardıkları, Militan’da yazdı. Çoğu şiir olmak üzere yayımlanmış 20'ye yakın kitabı bulunmaktadır. Bazı yapıtları yabancı dillere çevrilmiştir. Şiir kitaplarının yanı sıra çocuk kitapları, romanları da vardır.

Yapıtları:
Şiir:
Hayatımız Üstüne Şiirler (1972)
Fırtınayla Borayla Denenmiş Arkadaşlıklar (1974)
Dövüşe Dövüşe Yürünecek (1976)
Hayatı Tutuşturan Acılar (1978)
Irmak Boylarında Turaç Seslerinde (1980)
Savrulmuş Bir Ömrün Günlerinde (1982)
Militan Şiirler (Seçmeler, Almanya'da 1984)
Ay Işığı Yana Yana (1986)
Yine de Gülümseyerek (seçmeler, 1987)
Cenk Çeşitlemeleri (1988)
Kundak (2000)
Ölülerimiz
Yalın Yürek I/ Hayatımız Üstüne Şiirler (Toplu Şiirler 1, 2001)
Yalın Yürek II/Ayrılık da Yakışıklıdır (Toplu Şiirler 2, 2001)
Sürgün Yılları; İntikam Alır Gibi (Toplu Şiirler 3, 2001)
Tanımlar

Roman:
Gurbet (1987)
Lanetli Ömrün Kırlangıçları (1991)
Kız Ali (1998)
Yılmaz Güney'le Yasaklı Yıllarımız (roman)

Çocuk kitabı:
Kuyruğu Zilli Tilki (1979)
Göğsü Kınalı Serçe (1980)

Anı:
Darağacında Üç Fidan (1967, belgesel)
Ser Verip Sır Vermeyen Bir Yiğit (1977)
Özlemin Dili Olsa (1999, yazılar-söyleşiler)
YİNE DE GÜLÜMSEYEREK
Ne sağnaklar görmüşüz, yarılan gökyüzünden alnımız
yıldırımlarla ağmış,
ne rüzgarlar çınlamış bağrımızda, coşkusundan kırılmış
kaburgamız,
dişlenip kayaları ne ateşler yakmışız, aşmışız ne zifir
uçurumlar,
yine de ürkütmeden öpmüşüz bir ceylanı gözlerinin
yaşından
incitmeden tutmuşuz ağzımızda yorulan kelebeği;
şimdi asmalardan korukların tadı silinmiş,
sesimizde sendeleyen bir keder,
uykusuzluk serin serin sızıyor acıyan tenimizden;
ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzde aşkın yeri çok derin.
Ne azgın canavarlar üstüne yürümüşüz bir demet
çiçek için,
neyimiz var neyimiz yok vermişiz bir narin dilek için,
yıllarını taş duvara örmüşüz ömrümüzün bir hırçın
yürek için;
şimdi çevremizde yosunlaşmış sessizlik,
yabanıyız gittiğimiz her şehrin, çiğdemsiz, kükremesiz,
kimsecikler sezmiyor boynumuzdan didişen örümceğin
zehrini;
ziyanı yok, nasıl olsa nabzımızda durulanır yaşamanın
iksiri.
Ne güzel sevmişiz, ağzımızda mavi bir tat kekremiş,
ne sızılar sarmışız yumuşacık öpüşlerin çığlığını kuşanıp,
şafaklar tutuşkunu şarkılar yuvalanıp ne mintanlar yırtmışız,
şimdi usulcacık ürpersek kara gece uykumuz kaçacak
kadar delik
üstümüz çimensiz tepeler gibi bereketsiz, örtüsüz, serin;
ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzün çayırları ipekten,
bakışımız lekesiz.
Ne masalar düzmüşüz kıvrımları gümüş, kakmaları sedeften,
ne milyonlar yanından başeğmeden geçmişiz, huyumuz
değişmemiş,
hayatımız günbegün çarpışarak yaşanılan sırların ürünüdür;
şimdi kar altında avcumuz, avurdumuz ilaçsız,
ıssızlaşmış sabahlar, yoksunluk arsızlaşmış,
kaçışır yolumuzdan gölgesini de alıp o şaklabanlar
inildesek açlıktan;
ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzün dağı taşı altından.
Ne devlerle dalaşmış kanımızı göstermeden silmişiz.
ne kudurgan günlerde elimizi dost eline titremeden vermişiz,
bir ömür seğirtmişiz bir nefes beklemeden;
şimdi nice anışların dudağı üşüyen bir çocuk kadar uçuk,
nicesi elsıkışların sahtekar çıkmış.
- Bizi eşkiyalar soymamış abi
muhabbet yıkmış!

Nuri DEMİRCİ (1950- )

1950'de Kars'ın Sarıkamış İlçesi'nde doğdu. Lise öğrenimini Pendik Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’ni bitirdi. 1973 yılından bu yana Bursa'da serbest diş hekimi olarak mesleğini sürdürüyor.

İlk şiiri 1967’de İstanbul’da yayımlanan Genç Şairler Antolojisi’nde yer aldı. Biçem, Yeni Biçem, Düşlem, Bahçe, Dize, Kitap-lık ve Varlık dergilerinde çalışmaları yayımlandı. Bursa’da yayımlanan Düşlem dergisinin (1997- 99) kurucuları arasında yer aldı. “Dr. Z” adlı öyküsü filme çekildi (2001). “Bursa Taşı” şiiriyle 2002 Ahmet Hamdi Tanpınar Şiir Ödülü’nü kazandı.

Yapıtları:
Hüznün Yarıçapı, Ankara: Promete Yayınları, 1994;
İçerden Kilitli Odalar, Bursa: Uludağ Üniversitesi Yayınları, 1996
Fiske Seansları, Bursa: Düşlem Yayınları, 1998.
Soldan Dördüncü Aralık, YKY (2003)
Kör Hattat, Kül Sanat Yayınları (2005)

Ödülleri:
Ahmet Hamdi Tanpınar Şiir Ödülü (2002)
KIRLANGIÇOTU
Halûk Cengiz'e, yine...

Bu kadar uzaktan bakınca
Görünmüyor vadide akan nehir
Giden bahçeler: Kırmızı şarap, kuru üzüm ve inci

Yürürmüş meğer kırlangıçotu: İşte, gittin
Bitirmek istediğin gibi başladın kitabına
Kapısında ateşler yaktığın kaleye sığmadı şehrin

Uçarmışsın meğer
Toprağından itilmiş siyah güller gibi
Rengini değiştirerek

Demedim, bilirsin diye:
İçinde duruyor varacağın yer
Kordonun boyu kadardır menzil

Dedim belki, usulca:
İnce bir ip bağlanmıştı beline
Nereye düştüğün belli değil

Özdemir ASAF (1923 - 1981)

11 Haziran 1923’te Ankara’da doğdu. Gerçek adı Halit Özdemir Arun'dur. İlk ve orta öğreniminin bir bölümünü Galatasaray Lisesi'nde yaptı. Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldu. Üniversite öğrenimine, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde başladı, sonra İktisat Fakültesi'ne, bir süre sonra da Gazetecilik Enstitüsü'nde devam etti. Daha sonra yüksek öğrenimini yarıda bırakarak sigorta prodüktörlüğü başladı. 'Zaman' ve 'Tanin' gazetelerinde çevirmen olarak çalıştı. 1951’de Sanat Basimevi’ni kurarak matbaacılık yaşamına girdi.Dört yıl sonra 'Yuvarlak Masa Yayınları’nı kurdu. ilk kitaplarını kendi yayınevinde bastı. 28 Ocak 1881'de öldü.

İlk yazısı 1939'da 'Servetifünun-Uyanış' dergisinde çıktı. İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taslama şiirine egemen olan öğelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır.

Şiirin bir görüşü yansıtması, bir iletisinin olması düşüncesinden yola çıkmıştır. Yaşadığı çağla ve kendisiyle hesaplaşmasının öfkesi sezilir. Bu yaklaşımla yeni taşlama biçimleri üreterek hiciv şiirinin öğelerini ustaca kullandı. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel düzlemlerdeki çelişkilerini "sen-ben" ikilemini, Özgün ve etkileyici bir dille işledi.

Yuvarlağın Köseleri kitabında şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini dile getirmiştir. Batı şiiri ve geleneksel Türk şiirinden yararlanarak verdiği bileşim sanatını zenginleştirip geliştirmiştir. Özellikle son dönem şiirlerinde dize sayısını azaltarak duygu ve zeka pırıltılarının kaynaştığı kısa şiirler yazdı. Şiirlerinde çok sık kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son şiirlerinde yerlerini kaçış, umutsuzluk ve tedirginliğe bıraktı.

Yapıtları:

Şiir:

Dünya Kaçtı Gözüme (1955)
Sen Sen Sen (1956)
Bir Kapı Önünde (1957)
Yumuşaklıklar Değil (1962)
Nasılsın (1970)
Çiçekleri Yemeyin (1975)
Yalnızlık Paylaşılmaz (1978)
Benden Sonra Mutluluk (ölümünden sonra 1984)

Etika:
Yuvarlağın Köşeleri (1961), Yuvarlağın Köşeleri - 2 (ö.s. 1986)

Öykü:
Dün Yağmur Yağacak (ö.s. 1987)

Otokopi, deneme:
Özdemir Asaf'ça (ö.s. 1988)

Çeviri:
Oscar Wilde-Reading Zindanı Baladı

BENDEN SONRA MUTLULUK
Bunca yıl yaşadım
Elime ne geçtiyse yitirdim
Biraz daha yasayacağım
Yanlız bir şey biriktirdim

Bir bakış, bir görüş, bir duyu, bir düşünce
Belki aç kalacağım

Suçlanacağım ölünce
Biraz yazdım, artık hep yazacağım

Hüzünden bas alamadım
Görünce.

Refik DURBAŞ (1944- )

10 Şubat 1944'te Erzurum'un Pasinler ilçesinde doğdu. İzmir'de Necatibey İlkokulu, Karataş Ortaokulu ve Namık Kemal Lisesi'nde öğrenim gördü. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki öğrenimini yarıda bırakarak gazetecilik yaşamına atıldı. Yeni İstanbul ve Cumhuriyet gazetelerinde düzeltmenlik yapti. Alan'67 adlı dergiyi dört sayı çıkaran Durbaş Yeni a dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Uzun yıllar çalıştığı Cumhuriyet gazetesinden emekli oldu . Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı ve sanat sayfası hazırlama çalışmalarını sürdürdü. Yeni Yüzyıl, Ateş ve Sabah gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı, Yeni Yüzyıl'ın kültür-sanat bölümünü yönetti, Sabah gazetesine kitap ve sanat sayfaları hazırladı. Halen Sabah gazetesinde sanat ve kültür üzerine yazılar yazıyor.

İlk şiiri İzmir'de Ege Ekspres gazetesinde çıktı. Şiir ve yazıları, Alan 67, Devinim, Evrim, Gösteri, Sanat Olayı, Soyut gibi dergilerde şiirlerini yayımladı. İlk dönem şiirleri ikinci yeniden izler taşısa da sonraları toplumcu şiire yöneldi. Kendi özgü dili ve benzetmeleriyle, baştan beri tavrını ve varlığını keskinleştiren, anlam kadar biçime de önem veren seçkinleşen şiirler yazdı. Doğduğu yerden ayrılıp doyduğu yerde var olma savaşı veren insanlarımızı konu alan gurbet, sıla şiirleriyle geniş yankı uyandırdı.

Yeditepe Şiir Armağanı, Behçet Necatigil Şiir Ödülü ve Halil Kocagöz Şiir Ödülü gibi saygın şiir ödüllerini kazanan Durbaş Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Kapıkule'nin Vatansızları" söyleşi ile 1989 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce söyleşi dalında yılın gazetecisi ödülü aldı.


Yapıtları:

Şiir:
Kuş Tufanı
Hücremde Ayışığı
Çırak Aranıyor
Denizler Sincabı
İkinci Baskı
Çaylar Şirketten
Kırmızı Kanatlı Kartal
Nereye Uçar Gökyüzü
Siyah Bir Acıda
Bir Umuttan Bir Sevinçten
Adresi Uçurum
Yeni Bir Defter-Şiirler-Meçhul Bir Aşk
Geçti mi Geçen Günler
Menzil
Kimse Hatırlamıyor
Tilki Tilki Saat Kaç
Düşler Şairi
Seçme Şiirler
İstanbul Hatırası
Hatıram Olsun
Adresi Kalbimde
Şimdi Haberler
Yol Uzundur Geceden Ama Ölümden Kısa...

Söyleşi:
Ahmet Arif Anlatıyor: Kalbim Dinamit Kuyusu
Güneşli Rüzgârı Nâzım'ın

İnceleme:
Şair Cezaevi Kapısında
Galata Köprüsü
İlhami Bekir'den Mektup Var

Yazı:
Yazılmaz Bir İstanbul
İki Sevda Arasında Karasevda
Yasemin ve Martı
Gölgem İstanbul Sokaklarında
Taşın ve İnancın Şiiri Mardin
Rüzgârla Randevu

Antoloji:
Türk Yazınında Cezaevi Şiirleri
Öykülerle İstanbul
Maviydi Gökyüzü Yeryüzü Yeşil
Mustafa Kemal Bayrağı
Kafdağında Şenlik Var
Barış Koyun Çocukların Adını
Seni Seviyorum Anne
Selam Olsun Çocukluğuma
Kalbimde Okulun Işığı
Beyaz Güvercinleri Çocukluğun
Anneye Sevgi Babaya Saygı
Kar Altında Allı Turna
Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri (Abdullah Özkan ile)
Yüz Aşk Birde Şiiri

Anı:
Anılarımın Kardeşi İzmir

Ödülleri:
1979 - Yeditepe Şiir Armağanı / Çırak Aranıyor ile
1983 - Behçet Necatigil Şiir Ödülü / Nereye Uçar Gökyüzü ile
1989 - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce röportaj dalında yılın gazetecisi
1993 - Halil Kocagöz Şiir Ödülü / Menzil ile


İKİ KAPISI YALNIZLIĞIN
Sonsuz bir beyazlıkta
ses sesime değiyor

Sessizlik buzda eriyor

Dağlar da bu
beyazlık içinde
gökyüzü
ve Çıldır gölü de...

Havada kar kokusu
sessizlik sese değiyor

Sazların gölgesinde
kanat sesleri
kekliklerin
ve kışın uykusu

Gökyüzünün
iki kapısı olmalı :
Biri sessizliğin
öteki sesin pususu

Çıldır gölünün de
iki kapısından biri
hüzün ve elem
öteki yalnızlık korkusu

Yalnızlığın kapı önünde
bekliyorum ben de
sabah aydınlığını hüzünle
akşam karanlığını elemle...

Ve dayıyorum alnımı
Çıldır gölünün alnına
hayal ve hatıramda
karakışın kara duygusu

Hayatım ki, bilinmez
nerede ve nasıl
yalnızlığının kuyusu

Hayatım, ah
yalnızlığımda eriyor

Rıfat ILGAZ (1911 - 1993)
1911 yılında Cide'de doğdu.İlkokulu Cide'de okudu, Babasının ölümü üzerine lise öğrenimini yarım bıraktı Kastamonu Muallim Mektebi'nde yatılı olarak öğrenim gördü. Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Hendek ile Düzce arasında Gümüşova'da ilkokul öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdi ve Adapazarı Ortaokulu ve İstanbul Karagümrük Ortaokulu'nda Türkçe Öğretmenliği yaptı. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne girdi. Hasan Tanrıkut, Sabahattin Kudret Aksal, Salah Birsel'le tanıştı. Ömer Faruk Toprak ile 'Yürüyüş' dergisini çıkardılar. Bu dergide Orhan Kemal, Sait Faik, Cahit Irgat, A. Kadir, Nazım Hikmet (İbrahim Sabri) ile birlikte çalıştılar.
1945'de Gün dergisi çıktı. llgaz bu dergide sekreterdi. Bu dergide yazıları yayınlandı. Aziz Nesin'in Cumartesi dergisine ortak oldu. Seçici kurulda çalıştı. 1946'da Esat Adil, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte Gerçek gazetesini çıkardılar. 1946 Ekim ayında Yığın dergisini Esat Adil ve Adil Yağcı ile birlikte çıkardılar.
Öğretmenliğe yeniden döndükten sonra Boğazlayan-Yozgat'a tayini çıktı. Hastalığı nedeniyle Validebağ Sanaturyumunda yattı. Şubat 1947'de Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Mim Uykusuz'un çıkardığı Markopaşa kadrosuna girdi. Sık sık kapatılan bu derginin daha sonraları sorumlu müdürlüğünü üstlendi. Malum Paşa, Merhum Paşa, Hür Markopaşa gibi dergilerin de sık sık adı değişiyordu.
1950'li yıllarda llgaz gazetecilik yapmaya başladı. Sakıncalı olduğundan, gazeteler ve dergiler imzalarına pek yer vermediler. 1952-1960'daTan gazetesinde dizgici-düzeltmen ve röportaj yazarı olarak çalıştı. Turhan Selçuk ve İlhan Selçuk'un çıkardığı Dolmuş dergisinde "Stepne" takma adıyla yazılar yazdı. Hababam Sınıfı, Pijamalılar (Bizim Koğuş), Don Kişot İstanbul'da bu dergide dizi olarak yayınlandı. Hababam Sınıfı'nı da, isminin sakıncalı olması nedeniyle "Stepne" (Yedek Lastik) takma adıyla yazdı. Ocak 1953'de Devam adlı şiir kitabını çıkardı ve bu kitap da toplatıldı.
1961 Anayasası yürürlüğe girdikten sonra kendi adıyla yazı ye şiir yayınlayabilme olanağına kavuşan Rıfat llgaz Demokrat İzmir, Akbaba, Vatan, Yeni Gün, Yeni Ulus gibi yayın organların-da ve kimi edebiyat dergilerinde yazı yazabildi. Sınıf yayınlarını kurdu ve kendi kitaplarını yayınlayabildi. 1970'de Basım Şeref Kartını aldı.
1974'de emekli oldu. Doğum yeri olan Cide'ye yerleşti. 12 Eylül 1980 döneminde gözaltına alındı. 70 yaşında gerekçesiz sorguya çekildi ve gözaltında kaldı. Tutukluluğu sona erince İstanbul'da, oğlu Aydın llgaz ile birlikte ölümüne kadar yaşamaya başladı. Bu olaylar "Kırkyıl Önce Kırk Yıl Sonra" adlı kitabında anlatılır.
Onu hepimiz Hababam Sınıfı'nın yazarı olarak bildik. Altmış yayınlanmış kitabı olmasına karşın onun şairliğini, romancılığını ve öykü yazarlığını unutmamamız gerekir. Kitaplarında; çağdaş, ileri görüşlü, ulusumuzdan yana birlikteliği önerir.
Yıllarca kendisini bizden uzaklaştırmaya çalışan yönetimlerden sonra, demokrasi yolunda ülkemizdeki gelişmeler Rıfat IIgaz adını yeniden yücelttiyse de, Sivas olaylarının acısına dayanamayan duyarlılığı 7 Temmuz 1993 günü aramızdan ayrılmasına neden oldu.
Şiire ortaokul yıllarında başladı. İlk şiirleri Nazikter, Açıkgöz (Kastamonu), Güzel İnebolu ve Güzel Tosya gibi yerel gazetelerde yayımlandı. 1940 'dan sonra Gığır, Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık dergilerinde şiirleri çıktı. 1943'de ilk kitabı "Yarenlik"i yayınladı. Şiirleri olağanüstü bir ilgi gördü. Ocak 1944'de "Sınıf" adlı şiir kitabı çıktı. Sıkıyönetim kararı ile toplatıldı.
Yapıtları:
Şiir kitapları:
Yarenlik (1943): 1946'da ikinci basımı yapıldı.
Sınıf (1944): Kovuşturmaya uğradı. 6 ay hapis yattı.
Yaşadıkça (1947): Toplatıldı.
Devam (1953): Toplatıldı.
Üsküdarda Sabah Oldu (1954)
Soluk Soluğa (1962)
Karakılçık (1969)
Uzak Değil (1971)
Güvercinim Uyur mu (1974)
Kulağımız Kirişte (1983)
Ocak Katırı Alagöz (1987)
Çocuk Bahçesi (1995): Çocuklar için şiirler
Bütün Şiirleri (1983): 9 cilt olarak
Bütün Şiirleri: 1927-1991 (2004)
Romanları:
Hababam Sınıfı (1957)
Pijamalılar (Bizim Koğuş)
Karadenizin Kıyıcığında (1969)
Halime Kaptan (1972)
Meşrutiyet Kırathanesi(1974)
Karartma Geceleri (1974)
Ana madde: Karartma Geceleri
Sarı Yazma (1976)
Yıldız Karayel (1981)
Apartıman Çocukları (1984)
Hoca Nasrettin ve Çömezleri (1984)
Hababam Sınıfı İcraatın İçinde (1987)
Anı kitapları:
Yokuş Yukarı (1982)
Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra (1986)
Dördüncü Bölük (1992):
Köşe Yazarlığı:
Nerde Kalmıştık
Cart Curt
Öykü kitapları:
Radarın Anahtarı (1957)
Don Kişot İstanbul'da (1957)
Kesmeli Bunları (1962)
Nerde O Eski Usturalar (1962)
Saksağanın Kuyruğu (1962)
Şevket Ustanın Kedisi (1965)
Garibin Horozu (1969)
Altın Ekicisi (1972)
Palavra (1972)
Tuh Sana (1972)
Çatal Matal Kaç Çatal (1972)
Bunadı Bu Adam (1972)
Keş (1972)
Al Atını (1972)
Hababam Sınıfı Uyanıyor (1972)
Hababam Sınıfı Baskında (1972)
Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1972)
Rüşvetin Alamancası (1982)
Sosyal Kadınlar Partisi (1983)
Çalış Osman Çiftlik Senin (1983)
Şeker Kutusu (1990)
Çocuk Edebiyatı:
Bacaksız Kamyon Sürücüsü
Bacaksız Okulda
Bacaksız Paralı Atlet
Bacaksız Tatil Köyünde
Bacaksız Sigara Kaçakcısı
Öksüz Civciv
Küçük Cekmece Okyanusu
Cankurtaran Yılmaz
Kumdan Betona
Çocuk Bahçesi(Şiir)
Tiyatro Oyunları:
Hababam Sınıfı Uyanıyor
Hababam Sınıfı Baskında
Hababam Sınıfı Sınıfta kaldı
Türk Çocukları Türk Çocukları
Çatal Matal Kaç Çatal
Uzun Eşek
Abbas Yola Giden
Ödülleri:
1982 Madaralı Roman Ödülü
1982 Orhan Kemal Roman Armağanı
1987 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü
1993 Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü
SULARDA GÜNEŞ OLMAK
I
Kıyıda kum çakıl yosun. Gidenlerden
Boşuna değil martıların hırçınlığı
Köprülerin altından geçen sular var ya
Kürsülerde lafını ettiğimiz
Biraz da köprülerin üstünden akmalı
II
Yeşilin sarıya dönüşü korkutmasın seni
Morarıp silinmesin maviliklerin
Kırmızının akıp gitmesi damarlarından
İşimiz kolay değil o denli
Kargaların içgüdüsel ölmezliğine inat
İnsanca ölebilmeli
III
Ne ilkyaz bulutlarında yıkanan
Bir mezar taşının uzun ömürlü
Ne kış güneşinde silkinen selvisin
Bir mezarlık değilsin anıların gömüldüğü
Yeşilin bitkiselliğini sürdürmeye gelmedin
IV
En güzel sarılara düşsel
Bir ayçiçeği güneşte tek başına
Bir de karanlık
sularda güneş olmak
Bu daha güzel

Sennur SEZER (1943- )

12 Haziran 1943'te Eskişehir'de doğdu. İlkokula Eskişehir’de ikinci sınıftan başladı, Kasımpaşa Karma Ortaokulu’nda tamamladı. İstanbul Kız Lisesi'nde öğrenimini yarıda bırakıp, Taşkızak Tersanesi’nde ikmal ve muhasebe memuru oldu. Daha sonra Varlık Yayınevi'nde düzeltici olarak çalıştı. 1969-1975 yılları arasında Cumhuriyet ve Vatan gazetelerinde resim sergileri, ressamlar ve yazarlar ile ilgili yazılar, TRT’ye radyo oyunları yazdı. Arkın Yayınevi’nin ansiklopedilerinde redaktör ve metin yazarı olarak görev aldı. Yapı Kredi Bankası Sanat Dünyası dergisi, Asa Ajansı, Gelişim Ansiklopedisi ve Görsel Yayınlar da emekli olana kadar çalıştı. 1999 yılında kısa süre TYS genel sekreterliği yaptı. 1983’te emekli olduktan sonra serbest yazar olarak çalışmalarını sürdürüyor. Öykücü Adnan Özyalçıner ile evli.

İlk şiiri Sanat Dünyası dergisinde 1958’de, ilk şiir kitabı Gecekondu, 1964’te yayımlandı. Şiir ve yazıları Varlık, Yeditepe, Hürriyet Gösteri, Yazko Edebiyat, Hürriyet Gazetesi Avrupa baskısı, Cumhuriyet Gazetesi Kitap Eki, Elele, Beaute dergi ve gazetelerde yayımlandı. Günümüzde ise çalışmalarını, Evrensel ve Cumhuriyet gazetesi ile Radikal Kitap, Varlık, Evrensel Kültür dergilerinde yayımlıyor. Doğan Hızlan, “Kimi yazarlar kadın duyarlığı sözünün üstüne basa basa yazılmasına karşıdırlar. Sezer onlardan değil, kadın duyarlığının, kargaşa içinde yaşayan bir toplumda kadın olmanın sorumluğunun şiirini yazıyor” diye yazdı.
Yapıtları:

Şiir:
Gecekondu (1954)
Yasak (1966)
Direnç (1977)
Sesimi Arıyorum (1982)
Kimlik Kartı (ilk üç kitaptan seçmeler, 1983)
Bu Resimde Kimler Var (1986)
Afiş (1991)
Direnç Şiirleri (Toplu Şiirler, 1995)
Kirlenmiş Kağıtlar (1999)
Dilsiz Dengbej (2001)
Bir Annenin Notları (Seçme Şiirler, 2002)
Aksam Haberleri
Deneme:
Şiir Gündemi (1995)
İnceleme Araştırma:
İstanbul’un Taşı Toprağı Altın (Eski İstanbul Yaşayışı ve Folkloru, Adnan Özyalçıner ile, 1995, kitabın gözden geçirilip genişletilmiş ikinci baskısı Bir Zamanların İstanbulu adıyla, 2005)Osmanlı’da Fal ve Falnameler (1998),
“Nazım, Dünya ve Biz”, (Şükran Kurdakul ile, 2002)
Üç Dinin Buluştuğu Kent İstanbul (Adnan Özyalçıner ile, 2003).
Çocuk Kitapları:
Gerçeğin Masalı (şiirler, 1979/2003)
Sümüklü Böceğin Masalı (şiir-masal, 1989)
Keloğlan ile Köse (Adnan Özyalçıner ile,1989/2004)
Hasır Ören Padişah (Masal, 1991), Robin Hood (1993)
Pencereden Bakan Çocuk (1995)
Anadolu’dan Öyküler (Adnan Özyalçıner ile,1995)
Masal Evi (Masallar, Adnan Özyalçıner ile, 2003)
İğne Mızrak Mercimek Kalkan (Tekerlemeler, bilmeceler, 2005)
Anlatı:
Türk Safosu Mihri Hatun (Belgesel Anlatı, 1997/2005)
Kerem ile Aslı (2005)
Seçki:
Uçuk Seçik Şiirler (şiir seçkisi, 1991)
Emek Öyküleri I, II, III, IV (Ekmek Kavgası, Grev Bildirisi, Motorize Köleler, Dokumacının Ölümü, öykü seçkisi, Adnan Özyalçıner ile, 1998-1999).
Ödülleri:
1980 Sesi Dergisi 8 Mart Ödülü
1987 Halil Kocagöz Şiir Ödülü / “Bu Resimde Kimler Var” ile
1990 Sıtkı Dost Çocuk Edebiyatı Ödülü Adnan Özyalçıner ile birlikte yazdığı “Keloğlan ile Köse” ile
1998 Pir Sultan Abdal Dernekleri Edebiyat Ödülü “şiiri alanlara taşıdığı için”
2000 Oğuzkaan Koleji’nin “2000 yılı şiir ustaları” sanını Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Sunay Akın ile birlikte aldı.
2000 Yunus Nadi Şiir Ödülü / “Kirlenmiş Kağıtlar” ile
anımsamalar
I.
Tek çocuk olduğum günler gibiydi. Yaz tenhası cami
avlusunda o öğle saati, annemin tabutuyla ..
Annem, yıkadığım bir mum bebekti. Kendine ve bana
yabancı. Yabancı son yıllarda tüm çektiklerine. Güleç ve
dingin. Ne ellerinin kınalanmasına bir şey dedi ne
küpelerinin alınmasına. "Zaten hep uysaldı" sözü uymaz
ki ona.
Tek çocuk olduğum günler gibiydi. O yaz öğlesi,
gölgeli, loş, taş avluda.
Annemi kıskandım elbet. Kıskandım bacılarıma
bağışladıklarına. Bana yalnız gözyaşları kaldı. Ölmüş
görmüştü beni. Düş denmezdi, karabasan da. Helva
dağıtmış gece boyu sokak sokak. Şaştık sabah, öyle bir
töre yok ki. Üstelik ağıt da yakmış. Ah ince İstanbul kızı.
Kızlarının biri sana benzemedi.
Tek çocuk olduğum günlere kavuştum, annemin
tabutuyla.
II.
Şimdi o Ispartalı candarma görüşçü listesi yazıyordur.
İçinde ağır bir sıkıntı. Neredeyse terhisi geldi.
Gezilmemiş bir İstanbul kalacak ardında.
Memleketteyse ne bahçe, ne tarla. Kardeşler de
birbirine tutkun değil. "Eh ne yaparsın her şey parayla!"
Şimdi Ispartalı candarma, eğilip sevmek istese bir
çocuğu yapamaz. İçerde çocuğuna hasret o kadar kadın,
kapının önünde ne kadar ana ...
Şimdi eteğini düzeltiyor bir genç kız, görüşçüsü
sevinsin diye. Bir boncuk ekleniyor bir sallamaya.
Nerdesin sen şimdi? Ne düşlerime giriyorsun ne
kaygılarıma...

(Evrensel Kültür / Sayı: 158)
Sezai KARAKOÇ (1933- )
22 Ocak 1933 yılında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdu. Gerçek adı Ahmet Sezai'dir. Çocukluğu Ergani, Maden ve Dicle ilçelerinde geçti. İlkokulu Ergani’de, parasız yatılı olarak orta okulu Maraş'ta liseyi Gaziantep’te tamamladı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde yüksek öğrenimini tamamladı. Maliye müfettişliği sınavına girdi ve kazanarak ve 11 Ocak 1956’da müfettiş yardımcılığı görevine başladı. 1959 yılında İstanbul’da Gelirler Kontrolörlüğü yaptı. Anadolunun değişik il ve ilçelerinde çalıştı. Askerliğini yedek subay olarak yaptı. 1973 yılında görevinden ayrıldı ve bu tarihten sonra resmi görev almadı. Diriliş Partisi (DİRİ-P) ile siyasi yaşama atıldı. Yedi yıl Partinin Genel Başkanlığını yürüttü, 1997’de iki genel seçime girmedi gerekçesiyle parti kapatıldı. Degiciliğe öğrencilik yıllarında çıkardığı "Şiir Sanatı" adlı dergiyle başladı.‘Diriliş Yayınları’ kurarak ‘Diriliş Dergisi’ adlı dergiyi çıkardı.
Öğrenciliği döneminde yazdığı Mona Roza şiiriyle dikkatleri çekti. Mona Roza 1950'li yılların ilk yarısında yazılmış olmasına rağmen ancak 45 yıl sonra kitaplaşabildi. İlk şiirlerini yayınlamaya başladığı yıllarda "İkinci Yeni" olarak adlandırılan şiir akımının en önemli isimleri arasında yer alan Karakoç, daha sonra şiirdeki bu tarzını kendi şiir dili olarak benimsedi ve benimsetti, geleneksel İslam kültürü ile eski Türk ve Ortadoğu uygarlıklarından beslenen çarpıcı, mistik, özgün şiirler yazdı. 2006 yılında Kültür Bakanlığı Özel Ödülü ile ödüllendirildi. Ödülün para kısmını, kültür sanat işlerine harcanmasını istedi, şilt kısmının ise posta ile gönderilmesini istedi. 2007 yılında Yüce Diriliş Partisi'ni kurdu ve halen partinin genel başkanlık görevini yürütmektedir.
Yapıtları
Şiir:
Körfez (1959)
Şahdamar (1962)
Hızır'la Kırk Saat (1967)
Sesler (1968)
Taha'nın Kitabı (1968)
Kıyamet Asisi (1968)
Mağara ve Işık (düzyazı şiirler, 1969)
Gül Muştusu (1969)
Zamana Adanmış Sözler (1970)
Ayinler (1977)
Leyla ile Mecnun (1981)
Ateş Dansı (1987)
Çeviri:
Batı Şiirlerinden
İslâmın Şiir Anıtlarından
Deneme:
Edebiyat Yazıları I Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti Şiir
Edebiyat Yazıları II Dişimizin Zarı
Edebiyat Yazıları III Eğik Ehramlar
İnceleme:
Yunus Emre
Mehmed Âkif
Mevlâna
Ödülleri:
1968 Milli Türk Talebe Birliği Milli Hizmet Madalyası
1970 Sürgündeki Macar Yazarları Gümüş Madalya Ödülü
1982 Türkiye Yazarlar Birliği Hikâye Ödülü
1988 Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü
1991 Dünya Sanat ve Kültür Akademisi Ödülü
2006 Kültür Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü
MONA ROZA
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben öteliyim
Açma pencereni perdeleri çek..

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığına
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatır her zaman bana
Zeytin agaçları söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçegini eziyor gibi
Ellerinden belli olur bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki be Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun soyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artik inan bana muhacir kızı


Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı geceye güne
Altın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller ak güller

1952, İlkbahar
Sunay AKIN (1962- )
12 Eylül 1962'de Trabzon'da doğdu. Daha iyi eğitim olanağı olduğu için 10 yaşında ailesi İstanbul'a yerleşti. Lise öğrenimini İstanbul Koşuyolu Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu. Arkadaşlarıyla birlikte 1989'da Yeni Yaprak şiir dergisini, bir yıl sonra da 'Olmaz' adlı şiir dergisini çıkardı. Çeşitli televizyon programları ve gazetelarde yayımlanan yazılarıyla tanındı. atv'de ve TV8'de Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu, Atilla Dorsay ve Nebil Özgentürk ile birlikte Yaşamdan Dakikalar adlı televizyon programını yapmaktadır. Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde dersler veren Akın, tek kişilik oyunuyla da yurt içi ve yurt dışında sayısız gösteriye çıktı. En büyük düşü olan İstanbul Oyuncak Müzesi'ni İstanbul Göztepe'de açtı.
İlk şiirleri 1984 yılında dergilerde yayınlanmaya başladı. 1987 yılında Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla aldı. 1990 yılında ise Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü Makiler şiiri ile kazandı. Popülizmin olanaklarını iyi değerlendiren şair genellikle kısa şiirlerinde, Orhan Veli şiirinin günümüzde sürdürümcüsüdür. Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreyya’nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir.

Yapıtları:
Kule Canbazı (2004)
Kırdığımız Oyuncaklar (2004)
Onlar Hep Oradaydı (2002)
İstanbul'da Bir Zürafa (2001)
Önce Çocuklar ve Kadınlar (2000)
Ayçöreği ve Denizyıldızı (2000)
62 Tavşanı (2000)
Kız Kulesi'ndeki Kızılderili (2000)
Antik Acılar (1999)
Makiler (1999)
İstanbul'un Nazım Planı... (1999)
Kaza Süsü (1997)
Kırılan Canlar (1997)
Veşaire...Veşaire (1994)
Antik Acılar (1995)
Kaza Süsü (1996)
Makiler (1996)
Şairler Matinesi (1993)
Şiir Cumhuriyeti (1993) - Safa Fersal ile birlikte
Küçük Asker...Küçük Asker... (1995)
Tuncay terzihanesi (2007)
Ödülleri:
1987 Halil Kocagöz Şiir Ödülü "Noktalı Virgül" adlı dosyası ile.
1990 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’ "Makiler" ile.
Yara Bandı
Nasıl unutursun
ilk gunleriydi İstanbul'a taşındığınızın
usulca dokunmuştun hanımeli kokan
bir duvara yaslı beyaz bisiklete
-Binmek ister misin
diye bir sesle irkilip
ayrılmıştın hayal dünyasından

Annenin dizlerine yatırıp
sarı saçlarını
saatlerce taramayı düşlediği Ömercik
duruyordu işte tam karşında
ki yaramazlık yaptığında
az mı dua ederdi
onun gibi uslu olmana

Kalır mıydın hiç altında
böylesi sıcak bir davranışın
sen de cebinde taşıdığın
kolonya kapağını uzatmıştın ona
ve başlamıştı bir arkadaşlık
çatılarına martıların konduğu
Çiçekçi sokaklarında

Evlerin arasından
bakmak isterken Kız Kulesi'ne
acemisi olduğun bisikletten düşmüştün
gitmiyor gözünün önünden
filmlerdeki gibi yardımına koşması
üstelik o gün ilk kez
yara bandıyla tanışmıştın

Kaybettin Ömerciği
şoförlük yaptığını duymuştın bir ara
ama bu şehirde
taşradan gelen bir çocuğa
bisikletini verecek insanların
yaşadığına inanıyorsun yine de
siyah ve kıvırcık saçlarınla

Süreyya BERFE (1943- )

1943 yılında İstanbul’da doğdu. Asıl adı Hikmet Süreyya Kanıpak'tır. Çanakkale Lisesi’ni bitirdikten sonra iki yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Hukuk öğrenimini yarıda bırakarak aynı üniversitenin Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. Askerliğini yedek subay öğretmen olarak yaptı. Askerlik sonrası Arkın Yayınevi ve Can yayınevinin çocuk kitapları bölümünde çalıştı. Ali Özgentürk ile 'Asyalı' dergisini çıkardı. Reklam şirkelerinde çalıştı. Halen metin yazarlığı yapıyor.

Bir süre şiirlerinde Süreyya Kanıpak adını kullandı. İlk şiiri 'Zeren' dergisinde yayımlandı. Düzlem, Zeren, Yelken, Yön, Türk Dili, Soyut gibi dergilerde yayımlanan şiirleriyle tanındı. Türkiye Milli Talebe Federasyonu'nun açtığı yarışmada "Kasaba" adlı şiiri birincilik kazanınca ünlendi. Sonraki yıllarda şiir ve yazıları Papirüs, Yeni Dergi, Şiir Sanatı, Yazı, Forum, Oluşum, Ant, Yeni Edebiyat, Yeni a, Birikim, Milliyet Sanat, Defter, kitap-lık, Gösteri dergileriyle Yeni Gazete ve Ulus gazetelerinde yayımladı.

İlk yıllarda İkinci Yeni etkisinde kaldı, toplumsal olaylardan ve Nâzım Hikmet'in yapıtlarından etkilenerek 1960 kuşağı olarak anılan İsmet Özel, Ataol Behramoğlu, Refik Durbaş, Egemen Berköz gibi şairler arasında yer aldı. Şiirden ödün vermeden, sloganlaştırmadan halk şiiri geleneğinin zengin kaynağından beslenen yeni bir şiir dili kurmanın olanaklarını aradı. Yapıtlarında tutarlı bir çağrışım zinciri, tutarlı bir görüntü sevgisi ve her şeye bakmak isteyen bir derviş tarzı sezilir.


Yapıtları :

Gün Ola… (1969, FKF)
Savrulan (1971, Yücel Yayınları)
Hayat ile Şiir (1980, Hür Yayın)
Ufkun Dışında (1985, de Yayınevi)
Şiir Çalışmaları (1992, Can Yayınları)
Ruhumun (1998, Yapı Kredi Yayınları)
Kalfa (1999, Yapı Kredi Yayınları)
Seçme Şiirler (2001, Adam Yayınları)
Nâbiga (2001, Adam Yayınları)
Seni Seviyorum (2002, Adam Yayınları)
Foklar Söyledi Ben Yazdım (2005, Yapı Kredi Yayınları)

Çocuk Kitapları :
İlkokullar İçin Matematik (1976, Milliyet Yayınları)
Çocukça (2006, Tudem Yayınları)
Eksik Alfabe (2006, Tudem Yayınları)


Ödülleri :

1966 TMTF Kültür Yarışması Şiir Dalı Birincilik Ödülü
1992 Cemal Süreya Şiir Ödülü
2002 Behçet Necatigil Şiir Ödülü
2002 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü

ŞİİRDEN ANLADIĞIM
Bilinmeyenlerin
Renkten, kokudan, biçimden, ışıktan, kütleden ve
Coşkudan, hüzünden, sevinçten, acıdan ibaret olanların
Ya da öyle varsayılanların karşısında bilim adamı olmayı yeğlemem.
Şimdilik yazıyorum, yarın? Bilmiyorum.
Atamız Sokrates, anarnız Vislaya Şimborşka öyle dediler:
Bil - mi - ya - rum.
Ben onların hala cahil bir öğrencisiyim.
Şiirsel olanla şiir arasında bir fark yoktur.
Hatta çok küçük bir fark da yoktur.
Gözle görülür, elle tutulur koca bir uçurum vardır.
Akıl ile duyguyu, özgürlük ile doğayı
karşı karşıya getirirsek şiir ezilir, kesik süte benzer.
Hala yazıyorum. Demek ki anadilimi tam anlamıyla
öğrenememişim.
Jean Genet yazdıklarından ötürü mahkum olmuş.
Fransızcayı en iyi kullanan yazarlardan biri olan Genet:
"Fransızcayı
iyi okuyup yazabilseydim mahkum olmazdım." demiş.
Bütün varlığımla katılıyorum.
Anadilimi ne kadar iyi bilirsem, anadil bilincim ne kadar gelişirse
Şiirimin sınırları da o kadar genişler, dünyamın da.
Şiir olmuş mu? Ben ona bakarım.
Bu yüzden rastlantıya inanmam.Yaza yaza yok edemezsek
Önümüzde rastlantısal bir sözcük yığını durur.
Onu şiir sanırız, kendimizi de şair.

Şiir olacak malzemeyi önce yürek görür
sonra göz, daha sonra da akıl.
Irmaklar ova olmak ister, ovalar ırmak...
Şiir her zaman arada kalır.

Eski, Nisan 2004 ,30

Şükran KURDAKUL (1927-2004)

23 Mart 1927’de İstanbul’da doğdu. İlkokulu İzmirde bitirdi. Oğrenimini İzmir Karşıyaka Ortaokulu ve Lisesi’nde sürdürürken TCK’nın 142. maddesine aykırı eylemde bulunma savıyla tutuklandı. Milli Eğitim Bakanlığı kararıyla liseden çıkarıldı. Bir süre Belediye Encümen Kalemi’nde daktilo memurluğu yaptı. Maraş’taki “Sürgün Alayı”nda askerliğini tamamladıktan sonra İstanbul’a yerleşti. Beşiktaş Noterliği’nde ve Ziraat Bankası Bahçekapı Şubesi’nde memurluk yaptı. Aynı zamanda on beş günde bir yayımlanan Yeryüzü ve Beraber dergilerini yayımladı. “Milli Kurtuluş Şarkısı” başlıklı şiiri nedeniyle ve Türkiye Komünist Partisi üyesi olduğu öne sürülerek tutuklandı, iki yıllık hapis yattı. Yargıtay’ın bozma kararının ardından aklandı. Giderayak adlı şiir kitabı toplatıldı. 1956-’60 yıllarda Tan gazetesi ile Yeni Gazete’de ve Varlık Yayınevi’nde düzeltmenlik yaparak geçimini sağladı. Yelken dergisini yönetti. Ataç Kitabevi’ni zamanla yayınevine dönüştürdü. Bu yayınevi adına Ataç (1962) ve Eylem (1964) dergilerini yayımladı. Genişçe bir edebiyat ve düşün yelpazesinin ürünlerine yer veren dergiler ve yayınevi, kültür yaşamımızın öncü yayın kuruluşlarından oldu. 1963-’69 Yılları arası Türkiye İşçi Partisi'nin Balıkesir il başkanlığı görevini üstlendi. Halk Orduları adlı kitabı nedeniyle hakkında dava açıldı. 1969’da siyasi çalışmaları bırakıp edebiyat çalışmalarına ağırlık verdi. Yazar örgütlerinde görev aldı Türk Edebiyatçılar Birliği’nin iki dönem genel sekreterliğini yaptı. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın yönetim kuruluna girdi. getirildi. 12 Eylül'de TYS davasında yargılandı, aklandı. PEN Yazarlar Derneği’nin kurucular kurulunda yer aldı, başkanlığını yaptı. 15 Aralık 2004 tarihinde İstanbul'da öldü.
On altı yaşında ilk şiir kitabı Tomurcuk ile edebiyat dünyasına adım atan Kurdakul, şiirin yanı sıra deneme ve öykü türlerinde de eserler verdi. En önemli yapıtları arasında ‘Şairler ve Yazarlar Sözlüğü' ile ‘Çağdaş Türk Edebiyatı' adlı yapıtını sayabiliriz.
Yapıtları:
Şiirler:
Toplu Şiirler
Nice Kaygılardan Sonra
Acılar Dönemi
Bir Yürekten Bir Yaşamdan
Ökselerin Yöresinde
Ölümsüzlerle
İhtiyar Yüzyıla
Öykü:
Tanığın Biri 1970,
Beyaz Yakalılar 1972,
Kurtuluştan Sonra 1973,
Onların Çocukları 1974,
Öyküler (dört kitabından seçmeler) 1989
(öykülerin toplu basımı hazırlanıyor)
Edebiyat Tarihi:
Çağdaş Türk Edebiyatı (4 Cilt)
Namık Kemal, 1977
Çeşitli:
İçe Kapanış (Baudelaire’den derlenmiş şiirler) 1959,
Toplum İçin Şiirler (Derleme –Ömür Candaş’la) 1966
Sosyalist Açıdan Türk-İş Yargılanıyor (Derleme, İnceleme –Şaban Yıldız’la) 1976
Şairler ve Yazarlar Sözlüğü 1971
Nâzım’ın BilinmeyenMektupları 1986
Nâzım’dan Armağan (Derleme –Kıymet Coşkun ve Öner Yağcı ile) 1990
Şairce Düşünmek (Edebiyat Yazıları) 1990,
Zindandaki Şair (Tek Kişilik Oyun) 1990
Ödülleri:
Nevzat Üstün Şiir Ödülü, 1983.
Makedonya Yazarlar Birliği’nin “Edebiyat Yasası Ödülü”, 1999
Filistin Yazarlar Birliği’nin Barış Ödülü, 1998
Yorgun Yürek
Bir solukta yaşadım ve tükettim tümünü
Bir solukta gördüm elli üç yılda gördüğümü...
Sonunda yorgun yürek 'duy..' dedi işte,
Sessiz sedasız gidilecek günü.
Turgay FİŞEKÇİ ( 1956 - )

1956’da Balıkesir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini ayni kentte tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Avukatlık stajı yaptı. 1978’den bu yana çeşitli yayınevlerinde editör olarak çalışıyor. Sanat Emeği dergisinin yazı işleri yönetmeni oldu. Bir süre de YAZKO’da çalıştı. Adam Sanat Dergisi’nin sorumlu yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Halen "Sözcükler" adlı derginin sahibi ve yazı işleri sorumlusu olarak görev yapıyor.

İlk şiiri 1977’de yayımlandı. Sanat Emeği dergisinde yayınlanan şiirleriyle adını duyurdu. Genellikle kısa, yalın ve lirik şiirler yazdı. 1981’de ilk şiir kitabi Karda Işıltılar’la Akademi Kitabevi Şiir Ödülü’nü kazandı. Sonraki şiir kitapları : Kuşkuluyum Yaşadığımdan (1983), Yitik Bahar (1989), Dip Sevgi (1994), Sevgi Bağları (1998, Halkevleri şiir Birincilik Ödülü ve Behçet Necatigil Şiir Ödülü)

Çok sayıda şiiri bestelendi. Ayrıca şarkı sözleri de yazdı. 1990’da TRT tarafından pop müzik dalında yılın en basarili söz yazarı seçildi. 1992’de Çağdaş Türk Şiirinden Seçilmiş Umut Şiirleri, 1993’de Çağdaş Türk Şiirinden Seçilmiş Doğa Şiirleri adli antolojileri yayıma hazırladı.

1996’dan bu yana Cumhuriyet gazetesinin kültür sanat sayfasında “Defne Gölgesi” isimli kösesinde yazıları yayımlanıyor. Bu yazılardan 1996-1997 dönemine ait olanlar Ari Bakış (1998) adıyla kitaplaştı. Goethe, Brecht, Hans Magnus Enzensberger gibi Alman sairlerinden yaptığı çeviriler yayımlandı.

Çağdaş Türk şiiri içinde özel bir yere sahip, yalın anlatımına karşın slogan kullanmaması günlük konuları işlemesi, temalarında dış dünyayla iç dünyasını ustaca birleştirmesi ve bu iç dünyasının kapılarını okurlara açabilmesi şiirinin başta gelen özelliği Turgay Fişekçi şiirinin. Temel konuları hayat ve doğa. Çoğu şiirlerinde bu iki temanın karışımını ve derin bir hüzünle islendiğini görürüz . Aziz Nesin, onun daha ilk kitabi yayımlandığında, kendisini Türk şiirinde uzun yıllardır rastlanmayan “hikmet söyleyen bilge sair” olarak tanımlamıştı.


Yapıtları:

Karda Işıltılar / Adam Yayınları (1981)
Kuşkuluyum Yaşadığımdan / Adam Yayınları (1983)
Yitik Bahar Adam Yayınları (1989)
Dip Sevgi Adam Yayınları (1994)
Sevgi Bağları (Hayat Sevgisi) / Halkevleri Yayınları (1998)


Ödülleri:

1981 Akademi Kitabevi Şiir Ödülü
1990 TRT En Başarılı Söz Yazarı Ödülü
1998 Behçet Necatigil Şiir Ödülü
1998 Halkevleri Şiir Ödülü


90. yaş günün'de nazım hikmet'e
90. yaş günün'de nazım hikmet'e


Hayatı senden öğrendim
Bir gelinciğin taç yapraklarının nasıl sevileceğini
Dünya'nın nasıl "müthiş" bir meyva olduğunu
İnsan bundan henüz habersizken
Senden öğrendim.

Hayatı senden öğrendim
Kıskanarak kazanamayacağımı kimseyi
Sevince ölçüyü bir yana bırakmayı
Senden.

Dövüşmek zorunda kalmaktan hep ürktüm
Büyüdüğüm bağlarda yoktu en küçük bir çelişki bile
Nurtopu gibi bir oğlandım ilk aşkımda
"Saman Sarısı"na sardım
Sevgilimin kazağından çaldığım saç tellerini.

Hayatı senden öğrendim.
Şiirle nasıl değişebileceğini insanın
Şiirin odun kesebileceğini
Bilinmedik kumaşlar dokuyabileceğini
Can eriğin suyu olabileceğini
Senden.

75. yaşgününde de kalabalıklara okudum şiirlerini
Hepsi çok seviyordu seni.
Mektuplarını okusam
Yüzüne bakmazdı hiçbiri
Bütün sevgilerden sıcaktı satırların
Her sözcüğünde çatlayan karpuz sesi
Anadille dinmeyen bir kavuşma isteği.

Sen ne Anadolu'da bir köy mezarındasın
Ne de Moskova'da
--Mezarda olma düşüncesi yakışmıyor sana-
Sen Türkçe'desin.
Türkçe'ye gömüldü
Kalemin
Parmakların
Kolun
Beynin.
Halkına sunduğun kırmızı elman
Yeryüzüne.



Turgut UYAR (1927-1985)
4 Ağustos 1927'de Ankara'da doğdu. İlköğrenimini İstanbulda, Orta öğrenimini Konya Askeri Okulu ve Bursa Işıklar Askerî Lisesi'nde tamamladı. Yükseköğrenimini Askerî Memurlar Okulu'nda tamamlayarak orduya katıldı. Posof, Terme, Ankara'da personel subayı olarak çeşitli görevlerde bulundu. 1958’de ordudan ayrıldı. Çeşitli devlet memurluklarında buldu. Türkiye Selüloz ve Kağıt Sanayii'nin Ankara şubesinde çalışmaya başladı. Emekliye ayrılıp İstanbul'a yerleşti. Yaşamını serbest yazar olarak sürdürdü. 22 Ağustos 1985'te İstanbul’da öldü.
İkinci Yeni Şiir akımının önde gelen şairlerindendir. Yedigün dergisinde çıkan hece ölçüsüyle yazılmış şiiriyle yazın dünyasına girdi. Kaynak dergisinin düzenlediği yarışmada ikincilik kazanınca dergilerde daha sık sık görünmeye başladı. Sonraları sürekli olarak Varlık dergisinde yazdı. Şiirlerini Yeditepe, Pazar Postası, Dost, Değişim, Türk Dili, kuruculurı arasına katıldığı Dönem ve Papirüs, Yeni dergi'de yayımladı. Hece ölçüsüyle yazdığı ve toplumsal konuları işlediği ilk iki kitabında yer alan şiirlerinde dile egemen, dize kurmada başarılı göründü. Genellikle eski kaynakların çevre izlenimlerinde aradığı bu döneminde ilgiyle izlendi. 1955'ten sonra, değişik duyguların yoğunlaştığı kişisel bir anlatım dünyasında yapmacık ve özentili davranışların ötesinde kalmayı başardı. Hem öz hem biçim yönlerinden çeşitli açılımlar gösteren bir şir düzeyine ulaştı. Bir ara yeni dil olanakları içinde divan şiiri geleneğini sürdürmek isteyen şairler arasına katıldı. Sonra öykü-şiir denilebilecek uzun soluklu parçalarında toplumsal temaları başarı ile işledi. Kayayı Delen İncir'de söz konusu dönemde yaşanan sınıfsal mücadelenin yansımalarını görüyoruz.
Yapıtları :
Şiir:
Arz-ı Hal (1949)
Türkiyem (1952-1963)
Dünyanın En Güzel Arabistanı (1959)
Tütünler Islak (1962)
Her Pazartesi (1968)
Divan (1970)
Toplandılar (1974)
Toplu Şiirler (1981, ilk dört kitaptaki şiirleri)
Kayayı Delen İncir (1982)
Dün Yok mu (1984)
Büyük Saat (Son yazdıklarıyla birlikte bütün şiirleri 1984)
İnceleme:
Bir Şiirden (1984)
Çeviri:
Lukretius - Evrenin Yapısı (Tomris Uyar'la birlikte)

Ödülleri:
1963 Yeditepe Şiir Armağanı / Tütünler Islak ile
1975 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü / Lucretius'tan Evrenin Yapısı çevirisi ile (Tomris Uyar'la birlikte)
1981 Behçet Necatigil Şiir Ödülü / Kayayı Delen İncir ile
1984 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü / Büyük Saat ile
GÖĞE BAKMA DURAĞI
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım

Ülkü TAMER (1937- )

20 Şubat 1937'de Gaziantep'te doğdu. İlkokulu aynı kentte Dayı Ahmet Ağa İlkokulu'nda tamamladı İstanbul'da Robert Kolej’i bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde öğrenim gördü. Öğrencilik yıllarında tiyatroya ilgi duydu, özel tiyatrolarda oyunculuk yaptı; "Keşanlı Ali Destanı", "Direkler Arası", "Teneke", "Kurban", "Palto" gibi oyunlarda rol aldı. Yayın yönetmeliği ve çevirmenlik yaptı. Milliyet Karacan Yayınları'nı, Milliyet Çocuk, Milliyet Sanat Dergisi ve Sanat Olayı dergisini yönetti. Bir süre Onk Ajans'ta çalıştı. Halen değişik gazetelerde kültür sanat yazıları yazan Tamer İstanul'da yaşıyor.

İlk şiiri 1954'te "Kaynak" dergisinde yayınlandı. Sonraki yllarda şiir, öykü, çeviri ve yazıları Varlık, Pazar Postası, Yeditepe,Yenilik, Dost, Yeni Dergi, a, Yeni a, Papirüs, Sanat Olayı, Milliyet Sanat, Gösteri, Kitap-lık gibi dergilerde yayımladı. İkinci Yeni ile başlayıp toplumcu anlayışla süren şiir yolculuğunda yalın bir dille, kendine özgü, mitoloji ve halk edebiyatından beslenen, yoğun ve özgün bir imge anlayışı ile humor yüklü şiirler yazdı. Toplumsal sorunlara yönelirken de şiirin düzeyini düşürmedi. Türkü, koşma ve manileri, doğa görüntülerini, yerel renkleri, çocukluğunun izlerini taşıyan, özgür çağrışımlarla beslenen rahat bir söyleyişle ve yer yer öyküleştirmeye varan söyleyişiyle yazdığı şiirler ilgiyle karşılandı. Şiir, roman ve öykü dışında Euripides, W. Shakespeare, A. Çehov, B. Brecht, A. Miller, E. lonesco, J. Steinbeck, T. S. Eliot, N. Simon, R. Dyer, H. Ibsen gibi yazarlardan otuzun üzerinde oyun çevirdi. Bu oyunların tamamına yakını özel tiyatrolarca sahnelendi. Şiir antolojileri hazırladı.

Yapıtları:
Soğuk Otların Altında
Gök Onları Yanıltmaz
Ezra ile Gary
Virgülün Başından Geçenler
İçime Çektiğim Hava Değil Gökyüzüdür
Sıragöller
Seçme Şiirler
Yanardağın Üstündeki Kuş, (toplu şiirler)
Duygular Konuşuyor
Alleben Öyküleri
Alleben Anıları
Yaşamak Hatırlamaktır
Şeytanın Altınları
Pullar Savaşı
Gün Işığı Hoşçakal
Ne Biliyorum
Hangisi Doğru
Çocuklara Genel Kültür
Tele Yunus
Şiiristan
Yolcunun Kitabı
Varlık Şiirleri Antolojisi
Sahici Mucizeler
Nâzım'dan Seçmeler
Çağdaş Rus Hikâyeleri
Çağdaş Latin Amerika Şiir Antolojisi

Çevirileri:
Fizikçinin Duası
Sürgünden Şiir
Babı Yar
Deniz Bile Ölür
Catbay
Tagore
Mavi Bozkır
Kırmızı Yapraklar
Köpek Suratlı Maymun
Sinirli İnsanlar
Kadınsız Erkekler
At Hırsızı
Mitologya
Gece (M. Antonioni)
Vietnam'a Sevgiler (E. Morris)
Hiroşima'nın Çiçekleri
Hiroşima'nın Tohumları (E. Morris)
Nasıl mısın İyi misin? (E. Morris)
Mutlu Gün
Hoşça Kal Columbus
Zamanımızın Kahramanı (Lermontov)
Silahlara Veda (E. Hemingvvay)
ihtiyar Balıkçı (E. Hemingvvay)
Toprak Ana (C. Aytmatov)
Cemile (C. Aytmatov)
Arkadaki Silah (E. Qu-een)
Şişkolarla Sıskalar (A. Maurois)
Pınokyo (C. Collodi)
Ktbritçi Kız (Andersen)
Ezop Masalları (Aisopos)
Altın Kuş (Grimm Kardeşler)

Ödülleri:
1965 TDK Çeviri Ödülü
1967 Yeditepe Şiir Armağanı / İçime Çektiğim Hava Değil Gökyüzüdür ile
1991 Yunus Nadi Öykü Armağanı/ Alleben Öyküleri
2004 PEN Yazarlar Derneği Dünya Şiir Günü-Şiir Büyük Ödülü

Kıştan Üşüyen Virgül
Defterin bir çok sayfasını koparmışlar,
Örtünemez artık virgül bazı sayfalarla,
Kış gelir, virgül üşür,
Kış insanı üşütür,
Üşenen hayvanlar da
Girip toprağın altına
Uyurlar,
Toprağın sayfalarını koparmamışlar,
Çocukların sayfaları her kış koparılır.
Kar toplarıyla voleybol oynayan
Ağaçlarla,
Her çocuğun defterinde
Bir çok sayfası olmayan
Bir çok güzel virgül vardır,
Virgül kıştan üşür,
Çünkü kış gelince koparılır
Artık kalmayan öğrenciliğin,
Artık kalmayan tembelliğin sayfaları,


Ümit Yaşar OĞUZCAN (1926-1984)

22 Ağustos 1926’da Tarsus'ta doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi'ni bitirdi. Osmanlı Bankası ve İş Bankası'nda otuz yıla yakın çalıştı. Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı görevinde iken, emekli oldu. İstanbul’da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu. Bir süre yayıncılık yaptı. Kapatınca bir süre Akbank Genel Müdürlüğü, Krediler Servisi Müdürlüğü, bir süre de gazetecilik yaptı. Yaşamının son döneminde mizah dergisi "Çarşaf" ve GÜM'de mizah şiirleri yazdı. 4 Kasım 1984’te İstanbul’da yaşamını yitirdi.

İlk şiiri 1942'de Eskişehir'de yayınlanan "Kocatepe" gazetesinde yayınlandı.Yedigün dergisinde hece ölçüsüyle yayımladığı ilk deneylerinden sonra İstanbul, Büyük Doğu, Yücel, Varlık, Toprak, Türkçe, Doğru, Çığır, Hisar, Çağrı dergilerinde çıkan kimi ölçülü uyaklı Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığında, kimi Orhan Veli biçiminde şiirleri, yergileri, şarkı güfteleriyle büyük ün yaptı.

Yeni edebiyatımızın gelişmeleri dışında kalan geniş okur kalabalığının izlediği bir şair kimliği kazandı. Elli kadar yapıtı yayımlandı. Aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde Oğuzcan, oğlunun ölmü üzerine, hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına yöneldi. Şairlik başarısını, daha etkili, aruzla yazdığı rubailerinde gösterdi.

Yapıtları:

İnsanoğlu (1947)
Dolmuş (1955)
Aşkımızın Son Çarşambası (1955)
Bir Daha Ölmek (1956)
Kör Ayna (1957)
İki Kişiye Bir Dünya (1957)
Beni Unutma (ilk yedi kitabından seçmeler) (1959)
Karanlığın Gözleri (1960)
Akıllı Maymunlar (1960)
Seninle Ölmek İstiyorum (1960)
Üstüme Varma İstanbul (1961)
Sahibini Arayan Mektuplar (1961)
Yeni Dünya Rekoru (1961)
Sevenler Ölmez (1962)
Çigan Gözler (1962), Ötesi Yok (1963)
Hüzün Şarkıları (1963)
Bir Gün Anlarsın (1965)
Sadrazamın Sol Kulağı (1965)
Mihribana Şiirler (1965)
Taşlar ve Başlar (1966)
Seni Sevmek (1966)
İnşallahla Maşallah (1966)
Toprak Olana Kadar (1968)
Göbek Davası (1968)
Ben Seni Sevdim mi (1968)
Halktan Yana (1969)
Aşk mıydı O (1969)
Önce Sen Sonra Ben (1971)
Rubailer (1972)
Yalan Bitti (1975)
En Eski Yalnızlığımdın Sen Benim (1978)
Dikiz Aynası (yergi şiirleri, 1982)
Acılar Denizi (1977)
Şiirle 40 Yıl (1982)
Bütün Şiirleri (4 cilt, 1982-1984)



YAĞMUR ALTINDA ÖPÜŞMEK
hava kararmıştı
yağmur yağıyordu
dudakları sımsıcaktı
elleri üşüyordu
bir öptüm
bir daha öptüm
kimseler görmedi öpüştüğümüzü
yağmurdan başka
iki gözüm çıksın
şimdi ne zaman yağmur yağsa
utanıyorum...


Veysel ÇOLAK (1954- )

22 Ağustos 1954'te, Rize'nin İkizdere ilçesine bağlı Cevizli köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Turgutlu'da tamamladı. Öğrenimini güç koşullar altında çalışarak sürdürdü. Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nü ve Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Malatya, Manisa ve İzmir'de öğretmen olarak görev yaptı. Dize dergisini çıkaran Çolak halen İzmir'de yaşıyor ve Edebiyatçılar Derneği ile PEN Yazarlar Kulübü üyesi.

Edebiyat dünyasına şiirle giriş yaptı, şiir, roman, deneme, edebiyat eleştirisi dallarında ürün verdi. İlk şiiri Demokrat İzmir Gazetesi'nde yayımladı. Milliyet Sanat Dergisi'nin düzenlediği "Yılın En Başarılı Genç Şairi" yarışmasında finale kaldı. Şiirleri ve şiir üzerine yazıları; Milliyet Sanat, Yazko, Oluşum, Dönemeç, Politika, Cumhuriyet, Türkiye Yazıları, Varlık, Edebiyat ve Eleştiri, Adam Sanat ve Dize gibi dergilerde yayımlandı.

Bazı ürünlerinde Mehmet Pınar ve Göksu Acar imzalarını da kullan Veysel Çolak, Yenibütün Şiir Hareketi'ni başlatanlar şairler arasında yer aldı. Ürünlerinde; coşkunun, sevginin, yaşama bakış biçimlerinin, başkaldırının çelişkileri bilinçle yorumlamanın yarattığı bir ortamda kuşağın ortak dilinden arınarak kendi dilini yaratma becerisi gösterdi. Derin imgelem gücüyle, şiirde sürekli bir arayış ve yeni bir şiir yaratma çabası içinde olan düşünür-şairin, özellikle şiir üzerine yayınlanmış deneme ve incelemeleri de vardır.

Ataol Behramoğlu onu "yeni kuşağın, şiir dili oldukça kişisel ve güç anlaşılır bir temsilcisi" olarak gösterirken, Şükran Kurdakul "coşkunun, sevginin, yaşama bakış biçimlerinin, başkaldırının, çelişkileri bilinçle yorumlamanın yarattığı bir ortamda, kuşağın ortak dilinden arınarak kendi dilini yaratma becerisi gösterdiğini" söyledi.


Yapıtları :
Terin Yaktığı Bir Yaradan (1978)
Sen Balık mısın? (Çocuk şiirleri, 1979)
Günlerin Yağmurunda (1980)
Aşkolsun (1982)
Ötesi Yar (1985)
Fotoğraf Arkalıkları (1985)
Ölüler Diyaloğu (1988)
Cinselliğin Kahkahası (Roman, 1991)
Umut Aşktadır (1993)
Buz ve Ateş (1994)
Aşkın La Sesi (1995)
Giz ve Yara (Toplu Şiirler - I) (1996)
Edip Cansever'de Şairin Kanı (İnceleme, 1997)
Güzel Suç (2000)
İkizim Sevgilimdi (2000)
Mürekkep Zamanlar (2005)


Ödülleri :
1974 Milliyet Sanat Dergisi "Yılın En Başarılı Genç Şairi" yarışmasında finale kaldı
1979 Almanya 2. Uluslararası Çocuk Kitapları Fuarı İyi Çocuk Kitabı 2.'lik Ödülü
1985 Rıfat Ilgaz Şiir Dalı 2.'lik Ödülü
1992 Çankaya Belediyesi ve Damar Edebiyat Dergisi 1. İlkbahar Şiir-Öykü Yarışması 3.'lük Ödülü
1989 Halil Kocagöz Şiir Ödülünü Metin Altıok'la bölüştü
1996 Sabri Altınel Şiir Ödülü
1996 Altın Koza Şiir Ödülü
1996 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü
2000 Orhon Murat Arıburnu "Turgut Uyar Jüri Özel Ödülü"
2008 Yunus Nadi Ödülü


ZAMAN DENİLEN BÜYÜ
Zaman denilen büyü


Zaman hiç kullanışlı değil. Çoğu kez
anılar bizi yaşar. Orada çıktım kırılan bir şafağa
yalandan çatlamış kent; boşluk biriktiriyor
üstelik pusuları rengarenk. Hep çarpıştım
beynime dadanan halkın uzak yüzüyle
bozgun üstüne bozgun, her buluşmanın sonu ıssız uğultu.

İyi ki yanlışım, yanlış yerdeyim. Hazırım yırtılmaya
ve meraktasın sen, avucunda zaman denilen kuyu
çalkalanırsın, ağrıyım sana, bu işin sonuysa
silinen bir kelime. Biterim, işte budur verilen bana.

Bir aşk için kıtalar batıran deprem, geceler kuran usta
eritilen giz, dilimi kopartan köpük: Öldüren kanama.
Bıktım bozbulanık olmaktan. Ne varsa bir intikam
ufuklar is biriktiriyor. Sen, her şeyin yazılıp durduğu yara
bu yüzden an olunur, sorulurum her başlangıçtan.
Ezberimdedir toprakla su; boşluğa açılan dünya
nasıl da alışkın parçalanmaya. Ah! o yalnızlıklar
uzak dağların yankıları. içinizdeki kuşları bırakın
genişlesin gökyüzü. Buza düşen kor anlamını soğusun
bir im verilsin ona, zehir yeşili bir sokak olsun.
işte sonunda koptum sizden, sürtünmenin ısısı oldum
artık kaybedin beni, bir kıyı gibi orada unutun
kör bir gökyüzü seçecek sizi,
ateşe bir deniz gömeceksiniz
paramparça ve bir karabasandan söküle söküle
daha bir koyulaşacak korkunuz.
Ama kaçamam bundan. Siz ağzımdaki şarkıda saklanın
bir öfke seli içindeki kandan kurtarın beni
bir eliniz kağıt, bir eliniz kalem olsun
beni gönderilecek bir haber gibi sarın.
Bir çocuktan gidilen yolda başlatın kışı, aşk ölsün
delik deşik bir kar yağdırın içinize
beni kopartın ama bu yazılsın bir gülün açışına.


Yılmaz ODABAŞI (1961- )

Diyarbakır'da doğdu. İlköğretimini Diyarbakır Erdil, Ankara, Kayseri ve Gaziantep'te, ortaöğretimini de Diyarbakır'da Diyarbakır Lisesi'nde tamamladı. İzmir Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken siyasi nedenle tutuklandı Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde bir yıl hapis yattı. Öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı.

Bir süre tabela ressamlığı, otobüs şirketinde yazıhane katipliği, bir ilaç firmasının Güneydoğu temsilciliği ve Diyarbakır'da kitapçılık yaptıktan sonra gazeteciliğe başladı. Akajans Muhabirliği, UBA (Ulusal Basın Ajansı) Diyarbakır temsilciliği, Ortadoğu Haber Ajansı Haber Müdürlüğü, 2000’e Doğru Dergisi Diyarbakır büro şefliği ile Türkish Daily News Gazetesi Güneydoğu temsilciliği yaptı ve Sokak, Gerçek, Söz, Aktüel, 200'e Doğru, Exspress, Özgür Gündem, Aydınlık, Siyah Beyaz, Cumhuriyet, Radikal İki, Evrensel ve Birgün Gazetesi'nde köşe yazıları yazdı .

Birçok kez "düşünce suçu " kapsamında yargılandı; Ankara Ulucanlar, Haymana, Bursa E Tipi ve Saray Kapalı Cezaevleri'nde tutuklu kaldı. Uluslararası yazar ve gazeteci örgütlerine üye olan Yılmaz Odabaşı, Türkiye’ de ise 2000 yılından sonra Mesam ve Nazım Hikmet Vakfı’nın Yönetim Kurulu Üyeliği dışında diğer meslek örgütleri üyeliğinden ayrıldı. Halen Yalova'nın bir köyünde Münzevi bir yaşam sürdürüyor.

İlk şiiri '81'de Oluşum, Edebiyat 81 ve Yeni Olgu dergilerinde yayınlandı. Sonraki yıllarda şiir ve düzyazılarıyla: Yarın, Yamaç, Sanat Rehberi, Yazıt, Öğretmen Dünyası,Temmuz, Broy,Yeni Düşün, Çağdaş Türk Dili, Yazılı Günler, Gökyüzü, Parantez, Evrensel Kültür, Düşler, Şairin Atölyesi, Cumhuriyet Kitap Eki, Birikim, Varlık, Gösteri, Edebiyat ve Eleştiri, Sonbahar, Son Duvar, Hişt, Ütopia, Öküz, Esmer vb.gibi süreli yayınlarda göründü. Şiirleri değişik dillere çevrildi.

İlk şiir kitabı Siste Kalabalıklar 1985’te, ilk hikaye kitabı Kül Aşklar 1991’de yayınlandı. Şiirleri çeşitli dillere çevrildi; 1992'de Irak’ın Duhok ve Almanya’nın Köln kentlerinde iki kitabı yayınlandı. 2005'te AB spon-sorluğunda Munster Literature Centre adlı yayın merkezi tarafından bütün şiirlerinden oluşan bir derleme Everey-thing But You adıyla İngilizceye çevrilerek İrlanda ve İngiltere’de, Feride adlı kitabı da Çetin Toprak’ın çeviri-siyle Kürtçe olarak yayınlandı. 1975-2000 yıllarını kapsayan Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi’ni derledi.Şiir kitaplarının yanı sıra, Nice Küllerden(1996, Anadolu Müzik) ve Kalbimde Hazan (1999,Yeni Dünya Müzik) adlarıyla kendi sesinden şiir albümleri çıktı, çok sayıda şiiri Ahmet Kaya, Edip Akbayram, Ferhat Tunç, Onur Akın, İlkay Akkaya, Hakan Ye-şilyurt, Metin Yılmaz, Grup Yorum, Grup Kızılırmak gibi müzik adamları ve grupları tarafından yorumlandı..

Yapıtları:
Yurtsuz Şiirler (1987)
Reşo, Talan İklimi (1987)
Aynı Göğün Ezgisi (1988)
Feride (1990)
Her Ömür Kendi Gençliğinden Vurulur (1992)
Günlerin Çarmıhında (1994)
Cehennem Bileti (1995)
Aşk Bize Küstü (1997)
Siste Kalabalıklar (1979-1984 şiirleri)
Kül Aşklar (Hikayeler, 1.Basım 1991)
Eylül Defterleri (anı, 1.Basım 1991)
Çocuklar ve Adresler (Hikaye, 1.Basım 1992)
Güneydoğu’da Gazeteci Olmak, (Araştırma-inceleme, 1.Basım 1994)
Bütün Kanamalar Umuttan (Günlükler,1.Basım 1995)
Sevginin Herkesten Şikayeti Var (Denemeler, 1.Basım 1996)
Düş ve Yaşam (Gazete Yazıları, 1.Basım 1006/Toplatıldı.)
Asef’in Dağları (Şafak Keya’da Çıplaktı / Film öyküleri, 1. Basım 1998)
Hayat Bilgisi Notları, (Denemeler,1.Basım 2002,)
Kuşlar Uzaktı Sonra (Hikayeler,1.Basım 2002)
Şarkısı Beyaz (Roman, 1.Basım 2004).

Ödülleri :
1987 Temmuz Dergisi -halk ödülleri-Şiir Yarışması Ödülü (Birincilik)
1988 Tayad Hikaye Yarışması (Üçüncülük)
1989 Tayad Şiir yarışması (ikincilik)
1990 Cahit Sıtkı Tarancı şiir ödülü
1992 Adana Altın Koza Film Festivali Film Öyküsü Ödülü,
1992 Çankaya Belediyesi Çocuk Yazını Yarışması (Üçüncülük)
1994 Petrol-İş Sendikası IV. şiir yarışması (ikincilik)
1994 ÇGD Çağdaş Gazeteciler Derneği “Yılın Gazetecisi” Ödülü
1996 PEN/ Onat Kutlar Film Öyküsü Yarışması Özel Ödülü,
1996 Adana Altın Koza Film Festivali Film Öyküsü Ödülü,
1998 Sabri Altınel Şiir Yarışması Birincilik Ödülü,
1992 ve 1998 HUMAN RIGHT WATCH/ Hellman-Hammet “Baskıya Karşı Cesaret” Ödülü, Nev York-ABD),
1999 Orhan Murat Arıburnu Şiir Yarışması 10. yıl Ödülü
1999 İsveç P.E.N. Onur Üyeliği Ödülü.

Akşamdır
Suları
boğdu
dalgalar.
Ses hoyrat,
sevinç yılgın,
şakaklarım sonbahar…

İklimi kurak aşkların…
Yapışmış tenime ter, elime kir,
sessizliğin ortasında bir deli rüzgâr.

Akşamdır
avuçlarında marmara'nın…
Akşamdır,
şiire karıştı sular,
sularda çoğalır sevdalar;
ellerim
ah
ellerim,
nasıl
anlatsam,
gece…
Gece kokuyor çocuklar…