23 Ağustos 2016 Salı

anlatım bozuklukları

Amaçlar
Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
• doğru anlatımın kişisel ve toplumsal iletişimdeki önemini
kavrayacak
• sözcüklerle ilgili anlatım yanlışlarını tanıyacak, söz
dağarcığınıza yeni ve doğru sözcükler katacak,
• yabancı dillerden Türkçeye giren sözcüklerin neden olduğu
anlatım bozukluklarını görecek,
• cümlenin öğeleriyle ilgili anlatım bozukluklarını tanıyacak,
• sıralı ve bağlı yapıdaki cümlelerde olumlu ve olumsuz yargıları
doğru kullanacak,
• cümle kurarken yardımcı eylemleri unutmamaya özen
gösterecek,
• niteleyici sözcük ve sözcük gruplarını cümle içinde uygun
yerlerde kullanacak,
• özne ile yüklemin uyumuna dikkat edecek,
• anlatımı kusursuz cümleler kurabileceksiniz.
ÜNİTE 12
Anlatım Bozuklukları
Yazar
Yard Doç.Dr. Hülya PİLANCI
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
İçindekiler
• Giriş
• Doğru Anlatımın Önemi
• Anlatım Bozukluklarının Nedenleri
• Özet
• Değerlendirme Soruları
• Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Çalışma Önerileri
• Bu üniteyi çalışırken yanınızda Türkçe Sözlük ve Yazım Kılavuzu
bulundurun.
• Okuduğunuz yazılarda, dinlediğiniz konuşmalarda, izlediğiniz
programlarda ünitede örneklenen anlatım bozukluklarının
benzerlerini görebilirsiniz. Bu örnekleri aranızda tartışın.
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
1. Giriş
Eğitimin her döneminde başarılı olmak, yazılı ve sözlü anlatımda duygu, düşünce
ve isteklerimizi derli toplu, doğru ve düzenli anlatmaya bağlıdır.
İyi ve doğru bir anlatım hepimiz için sıradan bir özellik olması gerekirken tam tersine
doğru ve güzel konuşan, yazan kişilerin sayısı gittikçe azalmaktadır.
Anadilini iyi öğrenememek, anadili bilincini kazanamamış olmak anlatım bozukluklarına
neden olmaktadır. Özellikle gençlerde görülen önemli bir dil sorunu da
söz dağarcıklarının yetersiz olmasıdır.
Anlatım bozukluklarını iki ana başlık altında inceleyebiliriz.
• Sözcüklerle İlgili Anlatım Bozuklukları
• Cümle Kuruluşu ile İlgili Anlatım Bozuklukları
2. Doğru Anlatımın Önemi
Anlatımın yazılı ve sözlü olmak üzere iki temel yolu vardır. İki anlatım yolu arasında
kullanılan dil açısından farklılıklar olması doğaldır. Anlatımın işlek, açık ve etkili
olması için kişinin anadilini iyi bilmesi ve doğru kullanması gereklidir. İşlek, açık ve
doğru anlatım eğitim yaşamının her döneminde önemlidir. Anlatım kişinin seviyesini
belirler. Yazılı ve sözlü anlatımda başarı, istediklerimizi derli toplu ve düzenli
anlatmaya bağlıdır.
2.1. Anadili
Prof.Dr. Doğan Aksan anadilini şöyle tanımlıyor: "Anadili başlangıçta aileden ve yakın
çevrelerden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve bireylerin toplumla en güçlü bağlarını
oluşturan dildir" (Aksan, 1990). Başka uluslar da kendi dillerini ifade etmek için
"ana" sözcüğü ile oluşturulmuş kavramlar kullanmaktadır.
Aynı anadili içinde, özellikle konuşma dilinde yörelere özgü kimi farklılıklar olduğunu
görebiliriz. Bu tür söyleyiş farklılıkları yalnızca kullanıldıkları ağız içinde geçerlidir.
Ortak dilin özellikleri olarak kabul edilemez.
2.2. Ortak Dil
Bütün ülkelerde değişik ağız yapıları vardır. Her ülke bunlardan birini bilim ve kültür
dili olarak seçer. Seçilen bu ağıza ortak dil ya da standart dil adı verilir. Türkiye
A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I 219
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Türkçesi için kabul edilen ortak dil İstanbul ağzıdır. Ortak dil aynı ülkede yaşayan,
aynı dili konuşan insanların hepsinin ortaklaşa kullanabilecekleri bir dil gereksiniminden
doğar. Bir toplumda bireysel, kültürel, bilimsel ve ekonomik gelişmeler, o
toplumu oluşturan bireylerin ortak bir dili doğru kullanabilmeleriyle gerçekleşir.
3. Anlatım Bozukluklarının Nedenleri
Kişi amacını söz veya yazıyla anlatmak için önce düşüncelerini belirler, düzenler;
sözcükleri seçer, sıraya koyar; cümleler kurar. Bu düzen konuşurken çoğu kez kendiliğinden
işler. Yazarken uzun uzun düşünme, uygun sözü ve biçimi bulma, araştırma
olanağı vardır. Yine de çoğu kez duyguları, düşünceleri daha etkili anlatabilmek
için gereksiz tekrarlar, yersiz sözcükler, bozuk cümleler anlatımı doldurur.
Kuşkusuz, anadilini iyi öğrenememek, anadili bilincini kazanamamış olmak anlatım
bozukluklarının en önemli nedenidir.
Özellikle gençlerin dilinde, şoke olmak, gümlemek, yolunu bulmak, araklamak, kazıklamak,
ineklemek... gibi argo sözcükler gereğinden fazla kullanılmakta ve gittikçe çeşitlenerek
artmaktadır.
Daha çok konuşmada görülen bölge ağızlarına ait özelliklerin birçok öğrencide yazıda
da görüldüğü dikkat çekmektedir: mahsustan, savul (sağol), lefha (levha), bastırma
(pastırma), moderin, heşte üzülmen, arabaynan, bunnardan, dinnendim, boşanan kadroya,
diyerekten, bitaki, bissürü... gibi.
Yani, şey, yahu, tabii, durum, olay, vaziyet, fayda ve yarar, çağdaş uygarlık ve medeniyet, çocukların
terbiye ve eğitimi, açık ve net gibi sık sık kullanılan ve anlatımı bozan sözler,
Türkçenin çok zengin olan söz dağarcığının, iyi kullanılamadığını göstermektedir.
3.1. Sözcüklerle İlgili Anlatım Bozuklukları
Anlatım bozukluklarının önemli bir bölümü sözcük düzeyindedir. Anlatımda, varlıkların
niteliklerini ve eylemlerini, durumları ve duyguları iyi anlatabilmek için
bunların dildeki karşılıkları olan sözcüklerin dikkatli seçilmesi gerekir. İyi seçilememiş
bir sözcük cümlenin anlamını bozar. Sözcük düzeyinde yapılan yanlışları şu
başlıklar altında toplayabiliriz:
3.1.1. Yapıları Yanlış Olan Sözcükler
Sözcüklere yanlış ekler ya da sözcükler eklenerek bu tür yanlışlar yapılır. Aşağıdaki
cümleleri inceleyelim.
220 A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
• Yemek yiyilip, kahveler içildikten sonra konuya geçildi.
=yenilip ("yemek" eyleminin edilgeni "yenilmek"tir)
• Toplantıda Doğu'daki bazı bölgevi meseleler ele alıdı.
="bölgesel" sözcüğü kullanılmalıdır.
• "Eva Peron" belgeselinde halkın tezahüratları abartılıydı.
=gösterileri ("tezahürat" zaten çoğuldur)
• Her yaz Boğaz'da bir sayfiyelik ev kiralarız.
=yazlık ("sayfiye" yazlık anlamındadır. Üzerine bir de Türkçe +lık eki
getirilmektedir.)
• Yeşil beldemizi güzelletelim.
="güzelleştirelim" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Bu yöntem bana gayripratik göründü.
=kolay görünmedi ("gayri" Arapça, "pratik" Fransızcadır.)
• İki ülke arasındaki kardeşane ilişkiler geliştirilmelidir.
=kardeşçe ("kardeş" Türkçe, "ane" eki Farsçadır.)
• Hafta içi taşıt araçları cadde üzerinde on dakikadan fazla kalamazlar.
=taşıtlar, araçlar, taşıma araçları
• Kendisini yakinen tanırım.
=yakından ("yakın" Türkçe, "en" eki Arapçadır.)
• Bayramınızı kutlular, ellerinizden öperim.
="kutlar" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Rahmetlik amcam bu günleri göremedi.
="rahmetli" sözcüğü kullanılmalıdır.
3.1.2. Birbiriyle Karıştırılan Sözcükler
Bu tür yanlışlar sesçe birbirine yakın sözcüklerin karıştırılmasından doğmaktadır.
Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Bu iki sözcüğü birbirine karıştırıyoruz. Oysa aralarında küçük de olsa bir
ayrıntı vardır.
ayrıntı (=teferruat, detay). Bu cümlede ayrım (=fark) sözcüğü kullanılmalıdır.
• Mahalleler birbirine yaklaşık olarak kurulmuştu.
="yakın" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Almanya'dan öğretim durumumu gösteren bir belge istiyorlar.
Öğretim (=öğretme) eylemidir. Bu cümlede öğrenim (=öğrenme) eylemi
olmalıdır.
• Onların azımsadığı genç edebiyatçılar çok başarılı oldu.
="küçümsediği" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Başkanın konuşması bütün ülkede olumlu tepkiler yarattı.
tepki (=bir olaya, bir güce karşı geri tepme). Bu cümlede "etki" sözcüğü
kullanılmalıdır.
• Çekimserliği yüzünden hiç hakkını arayamaz.
="çekingenliği" sözcüğü kullanılmalıdır.
A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I 221
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
• Çocuğun bütün vücudunu büyük büyük yaralar kapsamıştı.
kapsamak (=içine almak). Bu cümlede "kaplamıştı" sözcüğü kullanılmalıdır.
Birbiriyle karıştırılan sözcüklerin bazıları da şunlardır:
mahsur : kuşatılmış mahzur : engel
mütehassıs : uzman mütehassis : duygulu
mütevâzî : paralel mütevazı : alçak gönüllü
portre : insan resmi porte : bir işin genişlik ve
önem derecesi
rekâbet : binme rekabet : rakiplik
yönetmenlik: "yönetmen"lik mesleği yönetmelik : tüzük
vâris : mirasçı varis : toplardamar genişlemesi
3.1.3. Gereksiz Kullanılan Sözcükler
Eşanlamlı sözcüklerin aynı cümle içinde birarada kullanılması ya da gereksiz bir
sözcüğe cümlede yer verilmesi anlatımın gücünü azaltır. Söylenilenin kolaylıkla
anlaşılmasına engel olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Yer yer iki metreyi bulan kar yağışına rağmen ilçeye ulaşılmaya çalışılıyor.
Ölçülebilen yağış değil kardır. Yer yer iki metreyi bulan kara rağmen...
• Zamanlama çok yanlış bir vakte denk geldi.
"Zamanlama yanlış oldu" şeklinde cümle gereksiz sözcüklerden
kurtarılabilir.
• Duvarlara kalemle yazı yazmayınız.
"kalemle" sözcüğü gereksizdir.
• İki lider, beş saat süreyle görüştüler.
"süreyle" sözü gereksizdir.
• Seçimlerin tarihi yaklaştıkça partilerin faaliyeti gittikçe artıyor.
"gittikçe" sözcüğü gereksizdir.
• Bu görüş ayrılığının sebebi neden kaynaklanıyor?
"Bu görüş ayrılığının sebebi nedir?"
• İlk yüzmeye başladığım zaman sudan korkardım.
"İlk" sözcüğü gereksizdir.
3.1.4. Gereksiz Yinelenen Sözcükler
Bu tür yanlışlar genellikle, aynı sözcüğün Türkçesiyle, yabancı dillerden gelen
şeklinin aynı cümle içinde kullanılmasıyla olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Çocuk kitapları çocuklara, merhameti ve acımayı da öğretmelidir.
• Her dersin kendine özgü ilke ve prensipleri vardır.
• Burada bana yeni olanaklar sağlayacak imkanlar bulamadım.
222 A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
• Kendini düşünen, egoist insanlardan korkarım.
• İlgi ve alakanızı esirgemeyeceğinizi biliyorum.
• Hepinize sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.
• Yarışma birazdan başlamak üzere.
• Eski geçmiş günleri hatırladım birden.
3.1.5. Gereksiz Kullanılan Yardımcı Eylemler
Türkçede kimi ad soylu sözcükler etmek olmak yardımcı eylemleriyle birlikte
kullanılmaktadır. Günümüzde bu eylemlere yapmak, bulmak, eylemleri de
katılmıştır. Oysa yardımcı eylemlerle cümleyi doldurmak yerine sözcüklerin eylem
olanını kullanma yoluna giderek, Türkçenin zenginliğinden ve gücünden yararlanarak,
daha duru bir anlatıma sahip olabiliriz.
umut ediyorum yerine umarım, dilerim
kuşku etmek yerine kuşkulanmak
başvuruda bulunmak, başvuru yapmak yerine, başvurmak
duyuru yapmak yerine duyurmak
etki etmek yerine etkilemek
Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
Son günlerin en çok istek alan parçası yine bir numarada
="istenen veya beğenilen" olmalıdır.
Burada bekleme yapılmaz.
="beklenmez veya durulmaz" olmalıdır.
Stüdyomuza gelme isteğinde bulunanlar.
="gelmek isteyenler" olmalıdır.
Yavrulama yapan kediler kobay olarak kullanıldı.
="yavrulayan" olmalıdır.
3.1.6. Çelişen Sözcükler
Bir yazı ya da konuşmada, birbirini tutmayan, çelişen sözler kullanılması okuyanı,
dinleyeni şaşırtır. Anlatım inandırıcılığını yitirir, karışıklığa yol açar.
Türkçede karışıklığa yol açan sözlerden bazılarını cümleler üzerinde inceleyelim.
• Belki bugün çarşıya çıkacağız tabii
belki - tabii
• Kuşkusuz duyduğum onun sesi olmalı.
kuşkusuz - olmalı
• Eminizki iradeli bir insan olan öğretmenimiz bu sorununu da herhalde
çözmüştür.
eminizki - herhalde
A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I 223
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
• Üç ayrı yerde başlayan yangında mutlaka kasıt ihtimali var diyorlar.
mutlaka - ihtimali
• Aşağı yukarı tam beş yıldır görüşemiyoruz.
aşağı yukarı - tam
• Kısmen de olsa kendimi ona karşı tamamen sorumlu hissediyorum.
kısmen - tamamen
3.1.7. Yanlış Okunan, Yazılan ve Söylenen Sözcükler
Bu yanlışlar genellikle başka dillerden Türkçeye girmiş sözcüklerin okunmasında,
yazılmasında ve söylenmesinde görülür. Çoğunlukla yabancı sözcüklerin
anlamının tam ve doğru olarak bilinmemesinden ileri gelir. Anlamı tam ve doğru
olarak bilinmeyen yabancı sözcüklerin yerine Türkçelerinin seçilmesi anlatımın
doğru ve açık olmasını sağlar.
Aşağıda bu tür sözcüklerin bir kısmının yanlış ve doğru şekilleri liste halinde
verilmiştir.
Yanlış Doğru
adele adale
afaroz aforoz
arazöz arozöz
asvalt asfalt
âyar ayar
eyitim eğitim
hâtırâ hâtıra
herkez herkes
hîbe hibe
ihtibaren itibaren
kavonoz kavanoz
klavuz kılavuz
lağzım lazım
mefta mevta
mahfetmek mahvetmek
meşgâle meşgale
muaffak muvaffak
örneyin örneğin
râkip rakip
sezeryan sezaryen
silüet siluet
şevkat şefkat
tarikatler tarîkatler
tafsiye tasfiye
teşfik teşvik
Türkiya Türkiye
224 A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
vâhim vahim
yalnış yanlış
yanlız yalnız
3.2. Cümle Kuruluşu ile İlgili Anlatım Bozuklukları
Dilde sesler bir araya gelerek sözcükleri, sözcükler bir araya gelerek cümleleri
oluşturur. Sözcükleri doğru seçmek kadar, onları cümlede yerli yerinde kullanmak
da anlatımı etkiler.
3.2.1. Cümlenin Öğeleriyle İlgili Anlatım Bozuklukları
Cümleler duygu, düşünce ve isteklerimizi en kolay ve en kısa anlatma araçlarıdır.
Kurduğumuz cümleler her zaman açık ve anlaşılır olmalıdır. Cümleyi oluşturan
öğeler anlatılmak istenen amaca göre belirli bir düzen içinde sıralanır. Öğelerin
dizilişi amaca uygun olmazsa ya da cümle içinde bir sözcük eksik olursa cümle
istediğini anlatamaz. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Burası bu tartışmanın ne yeri ne de zamanı.
"Burası bu tartışmanın yeri" olmayabilir ama "burası bu tartışmanın
zamanı..." biçiminde bir anlatım doğru değildir.
• Okulun onarımı üç ay içinde bitecek ve eğitime başlayacaktır.
Bitecek olan "okulun onarımı"dır. Eğitime başlayacak olan ise "okul"dur.
İkinci cümlenin öznesi olan "okul" sözcüğü kullanılmadığı için cümlede
anlatım bozukluğu vardır.
• O seni inandırmak için yalvarıyor, biz de sizi kuşkuyla izliyorduk.
İnandırmaya çalışan "o"dur. İzleyen ise "biz". İki ayrı yargı, iki ayrı özne vardır.
Birinci cümlenin yüklemi yalvarıyordu" olmalıydı.
• Senin bu işi yapacağına inanıyor ve bekliyorum.
"bekliyorum" yüklemi geçişli bir eylem olduğundan bir nesne ile
kullanılması gerekirdi. Bu cümlede bekliyorum yükleminden önce "bunu"
sözcüğünün de bulunması gerekirdi.
• Gençlerimizi sevmeliyiz, güvenmeliyiz.
"gençlerimizi" sözcüğü, "sevmeliyiz" yükleminin nesnesidir. Ancak "gençlerimiz"
sözcüğü "güvenmeliyiz" sözcüğüne nesne olamaz. Çünkü "güvenmeliyiz
yüklemi bir dolaylı tümleçle birlikte kullanılmalıdır. Bu cümlede "güvenmeliyiz"
yükleminden önce "onlara" tümlecinin de bulunması gerekirdi.
• Dişçi çocuğun dişini çekip eve gönderdi.
"Dişçi çocuğun dişini çektikten sonra onu evine gönderdi" olmalıydı.
• Evin eşyaları boşaltıldı ve yakıldı.
Bu cümlede yakılan nedir? Ev mi yoksa eşyalar mı?
A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I 225
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını gidermeye çalışın.
• Buna ancak okurlar karar verir, uygular.
• Ayşe'yi çok sever, daima güvenirim.
• Bütün kitapların adı listeye yazıldı ve kütüphanedeki raflara yerleştirildi.
• Öğretmen sayısı çok olan bölgelerden alıp az olan bölgelere vereceğiz.
3.2.2. Olumlu ve Olumsuz Yargıların Birlikte Kullanımından Doğan Anlatım
Bozuklukları
Olumlu ve olumsuz yargıların birlikte kullanıldığı cümlelerde yargıların birbirine
karışmamasına dikkat etmek gerekir. Genellikle virgülle, noktalı virgülle, (ve, ama,
fakat, ancak gibi) bağlaçlarla birbirine bağlanan, düşüncelerin art arda sıralandığı
sıralı cümlelerde olumlu ve olumsuz yargıların birbirine karıştırıldığı olur.
Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Düşüncelerinde ısrarlı ama inatçı değildi.
"değildi" yüklemi "inatçı" sözüyle birlikte, "ısrarlı" sözcüğünün de yüklemi
durumunda.
Düşüncelerinde ısrarlıydı ama inatçı değildi, olmalıdır.
• Tereyağı tam sağlıklı ve yaşlı olmayan kimselerce yenmelidir.
"tam sağlıklı" ve "yaşlı olmayan" sözlerinden "sağlıksız" ve "genç" anlamları
çıkıyor.
Tereyağı tam sağlıklı ve genç kimselerce yenmelidir, olmalıdır.
• Herkesin temiz olmasını ve yere hiçbir şey atılmasını istemiyorum.
Herkesin temiz olmasını istiyorum ve yere hiçbir şey atılmasını istemiyorum,
olmalıdır.
Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını gidermeye çalışın.
• Çalışkan ama girişken bir öğrenci değildi.
• Peyniri az zeytini hiç yemem.
3.2.3. Yardımcı Eylem Eksikliğinden Doğan Anlatım Bozuklukları
Türkçe'de sık karşılaşılan anlatım bozukluklarından biri de yardımcı eylem
eksikliğinden doğan anlatım yanlışlarıdır. Özellikle sıralı ve bağlı cümlelerde
yardımcı eylemlerin unutulması cümlede anlatım bozukluğuna yol açmaktadır.
Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Öğretmenlerin içinde bulunduğu koşullar tesbit ve bu koşullar eğitimi
olumlu yönde geliştirecek biçimde düzeltilmelidir.
"tesbit" sözcüğünden sonra "etmek" yardımcı eyleminin "edilmeli" biçimi
getirilmelidir.
226 A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
• Öğrencilerimizi tebrik ve hepinizin adına teşekkür ederim.
"tebrik" sözcüğünden sonra "etmek" yardımcı eyleminin "eder" şekli
getirilmeli. Ayrıca "adına" sözcüğünden sonra "kendilerine" sözcüğü
getirilerek cümledeki dolaylı tümleç eksikliği de giderilmelidir.
• Okullardaki eşyayı tahrip ve onlara zarar verenler disiplin kuruluna verilir.
"tahrip" sözcüğünden sonra "etmek" yardımcı eyleminin "eden" biçimi
getirilmelidir.
3.2.4. Sözcük ve Sözcük Öbeklerinin Yerinde Kullanılmamasından Doğan
Anlatım Bozuklukları
Bir cümle içinde sözcükler, bulunması gereken yerde bulunmazsa anlam
karışıklığı, anlatım bozukluğu ortaya çıkar. Cümlenin anlamında belirsizlik olur.
Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Ali'nin sınıf başkanlığı otuza karşı, oniki oyla reddedildi.
Bu cümleye göre Ali'nin başkanlığı oniki oyla reddedilmiş oluyor. Oysa
anlatılmak istenen otuz oyla reddedildiğidir.
• Çırılçıplak gazetecilere yakalanan sanatçı ateş püskürdü.
"Çırılçıplak" olan "gazeteciler" mi yoksa "sanatçı" mı?
Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını gidermeye çalışın.
• Haberlerde tekrar tekrar yıkılan köprüleri izledim.
• Bütün gün bomboş evde oturdum.
• Su gibi içkiler içiliyor, çılgınca eğleniyordu.
• ...... Dersanesi öğrencileri ücretsiz üniversite sınavına hazırlıyor.
• Henüz bu dersin sağladığı yararlar öğrencilerimize tam olarak yansımış
değil.
• İzinsiz inşaata girilmez.
3.2.5. Özne-Yüklem Uyumsuzluğundan Doğan Anlatım Bozuklukları
Özne ile yüklemin uyumsuzluğu cümlenin anlatımını bozar. Aşağıdaki cümleleri
inceleyelim.
• Ayla ile Serap'ın anlatımında hem yanlışlar var hem de kitap diline hiç
uygun değil.
"hiç uygun değil" yükleminin öznesi "Ayla ile Serap'ın anlatımı" olmalıdır.
• Meteor yağmurları her yıl düzenli olarak tekrarlar.
"bir şey" tekrarlamaz, tekrar etmez fakat tekrarlanır, tekrar edilir.
• Bu gibi olayları saymakla bitmez.
"bitmez" eyleminin öznesi "bu gibi olaylar" olmalıdır.
A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I 227
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
• O yıl eğlenceyi seven ne kadar öğrenciler varsa bu derslere ilgi gösterdi.
"öğrenci" sözcüğü tekil kullanılmalıdır.
• Ellerime uğur böcekleri konuyorlar.
Cümledeki özne çoğul hayvan adı veya çoğul bitki adı olursa, cümlenin
yüklemi tekil olur. "konuyor" sözcüğü kullanılmalıdır.
• Bacakları tutmuyor, gözleri artık görmüyorlardı.
Cümledeki özne organ adlarından birini gösteren çoğul bir sözcükse yüklem
tekil olur. "görmüyordu" sözcüğü kullanılmalıdır.
• İşlerimiz artık çoğaldılar.
Cümledeki özne eylem bildiren çoğul bir özneyse yüklem tekil olur. "çoğaldı"
sözcüğü kullanılmalıdır.
• Kamyonların gürültüleri bütün sokağı kaplıyorlardı.
Özneleri çoğul cansız varlık olan cümlelerin yüklemi tekil olur. "kaplıyordu"
sözcüğü kullanılmalıdır.
• Saniyeler geçmek bilmiyorlardı.
Saat, dakika, saniye, ay, yıl gibi zaman adlarından birini gösteren çoğul
öznelerin yüklemi tekil olur. "bilmiyordu" sözcüğü kullanılmalıdır.
Aşağıdaki cümleyi inceleyin, anlatım bozukluğunun nedenini bulmaya çalışın.
Haftanın en güzel günlerinden biridir cumartesi, pazar.
3.2.6. Düşünme Hatalarından Doğan Anlatım Bozuklukları
Türkçenin özellikle sözlü anlatımında düşünme hatalarından doğan anlatım
bozuklukları da görülmektedir. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Otomobilin bagajından bir kamyon dolusu silah çıktı.
(Otomobilin bagajına bir kamyon dolusu silah sığmaz.)
• Aşağıya indiğimizde arabamızı çalınmış olarak bulduk.
(Araba ya vardır ya da yoktur. Çalınmış olarak bulunamaz.)
• Bir koltukta ölü olarak uyanmak istemiyorum.
(Öldükten sonra uyanmak mümkün değildir.)
• Bu yılki salgın hastalıkta hayvan ölümü sayısı 275 olarak gerçekleşti.
(275 sayısı, hayvan ölümü sayısı değil, ölen hayvan sayısıdır.)
• Bütün bildiklerimi ve bilmediklerimi oğluma öğretmek istiyorum.
(Bildiklerimizi öğretebiliriz ama bilmediklerimizi öğretemeyiz.)
• Bugün yapılan antrenmanda iki futbolcu arasında sözlü bir tartışma geçti.
(Antrenman sırasında, futbolcular arasında elbette sözlü tartışma yapılacaktır.
O anda yazılı bir tartışma olamaz.)
• İlk kez gerçekleşen gösteriye katılım rekor düzeydeydi.
(İlk kez yapılan bir gösteriye gelen izleyici sayısının, rekor düzeyde olup olmadığı
bilinemez.)
228 A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
• Yangında ihmal var.
(İhmal, yangında değildir. Ancak yangının çıkmasına neden olan kişilerin
ihmali sözkonusu olabilir.)
Özet
Okullarımızdaki anadili eğitiminin temel amacı öğrencilerin okuduklarını, dinlediklerini
doğru anlayabilmelerini; duygu, düşünce ve isteklerini doğru anlatabilmelerini
sağlamaktır. Ancak özellikle gençlerde görülen, Türkçenin kullanımına yönelik, önemli dil
sorunları vardır. Söz dağarcıkları yetersizdir. Çoğu belli sözcüklerle okur, yazar, konuşur.
Sözcük kıtlığı yüzünden yazı içinde, konuşma sırasında şaşılacak kadar çok tekrarlar
yaparlar. Bilgileri aktarmakta güçlük çektikleri yazılı kağıtlarında da açıkça görülmektedir.
Öğrencilerin anlatımlarını düzeltmek ve zenginleştirmek için öncelikle onlara kitap okuma
alışkanlığı kazandırmak, okumayı sevdirmek gerekir. Dinlediğini, okuduğunu anlayan,
anlatmak istediğini amacına uygun bir biçimde dile getirebilen bireylerin başarısında güzel,
doğru, akıcı, zengin bir anlatımın önemi tartışılamaz.
Ayrıca dilde; ihmalin, tembelliğin ve kolaya kaçmanın meydana getireceği bozulmalar, kolay
kolay düzeltilemez. Bu nedenlerle anlatım bozukluklarının önlenebilmesi için:
• Her sözcüğün yazılışıyla birlikte doğru söylenişi de kavranmalıdır.
• Sözlük ve yazım kılavuzu kullanma alışkanlığı kazanılmalıdır.
• Çoğunlukla yaşayan Türkçedeki sözcükler kullanılmalı; eski, az kullanılan veya tutunamamış
sözcükler üzerinde ısrar edilmemelidir.
• Türkçede tam karşılığı bulunduğu halde dilimize girmiş olan yabancı dillere ait sözcükler
kullanılmamalıdır.
• Yazılı ve sözlü anlatımda duru, yalın ve açık cümleler seçilmelidir.
Değerlendirme Soruları
Aşağıdaki soruların yanıtlarını seçenekler arasından bulunuz.
"Eylem adlarının çoğulları özne olduğunda yüklem tekil olur."
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmamıştır?
A. Dışarıdan sesler duyuluyordu.
B. Yaptığımız çalışmalar boşa gittiler.
C. Bütün olumsuzluklara karşılık çalışmalarımız iyi gidiyor.
D. Öğrenciler arasında gülüşmeler başladı.
E. Kaza yapan araçtan çığlıklar yükseliyordu.
A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I 229
A N A D O L U Ü N İ V E R S İ T E S İ
2. "Her belirti hastalık demek anlamına gelmez."
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle
giderilebilir?
A. "demek" sözü atılarak.
B. "her belirti" sözü yerine "belirtilerin" sözü getirilerek.
C. "hastalık" sözünden sonra "başlamış" sözü getirilerek.
D. "gelmez" yerine "getirilemez" sözü getirilerek.
E. "belirti" sözünden sonra "her zaman" sözü getirilerek.
3. "Korkarım, herhalde bu yasa kamuoyunun da mutlaka desteğini kazanacak."
Yukarıdaki cümlede anlatım bozukluğuna neden olan aşağıdakilerden
hangisidir?
A. Özne-yüklem uyumsuzluğu vardır.
B. Yazımı yanlış olan sözcük vardır.
C. Birbiriyle çelişen sözler vardır.
D. Cümlenin öğelerini dizilişi yanlıştır.
E. Cümlede anlatım bozukluğu yoktur.
4. "Gelecek hafta bir başka konuda buluşmak üzere hoşçakalın."
Yukarıdaki cümlede anlatım bozukluğuna neden olan aşağıdakilerden
hangisidir?
A. Yazım yanlışlığı vardır.
B. Nesne noksanlığı vardır.
C. Tümleç yanlışlığı vardır.
D. Fazla sözcük vardır.
E. Düşünce hatası vardır.
5. "Size bu güzel şiirden bir dizi okumak istiyorum" cümlesinde anlatım
bozukluğuna neden olan hangi sözcüktür?
A. size
B. güzel
C. şiir
D. dizi
E. okumak
Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar
Aksan, Doğan. Her Yönüyle Dil, Türk Dil Kurumu Yayınları: 439, Ankara, 1990.
Aksoy, Ömer Asım. Dil Yanlışları, Adam Yayınları, İstanbul, 1991.
Aksoy, Ömer Asım. Yine Dil Yanlışları, Öğretmen Yayınları, Ankara, 1985.
Altan, Çetin. Gazete Yazıları.
230 A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I
A Ç I K Ö Ğ R E T İ M F A K Ü L T E S İ
Devrim, Hakkı. Gazete Yazıları.
Gözler, H. Fethi. Örnekleriyle Temel Kompozisyon Bilgileri, (5. Basım), İnkîlap
Yayınevi, İstanbul, 1984.
Hatiboğlu, Necip. Üniversitede Türk Dili Dersleri, Yazılı ve Sözlü Anlatım, Birlik
Ofset, Eskişehir, 1998.
Hepçilingirler, Feyza. Türkçe "OFF", Remzi Kitabevi, İstanbul, 1997.
Özkırımlı, Atilla. Dil ve Anlatım, Ümit Yayıncılık, Ankara, 1994.
Pulur, Hasan. Gazete Yazıları.
Türk Dili ve Anlatım Becerisi, A.Ü. Açıköğretim Fakültesi Yayın no: 324, Eskişehir,
1992.
Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, No: 549, Ankara, 1988.
Türk Dil Kurumu, İmla Kılavuzu, No: 525, Ankara, 1996.
Yalçın, Şiar. Gazete Yazıları.
_______. Doğru Türkçe, Metis Yayınları, İstanbul, 1988.
Zülfikar, Dr. Hamza. Yüksek Öğretimde Türkçe Yazım ve Anlatım, Ankara, 1985.
A N L A T I M B O Z U K L U K L A R I 231