16 Eylül 2016 Cuma

çocuk edebiyatı


H E C E
SELÇUK ÇIKLA
TANZİMATTAN GÜNÜMÜZE ÇOCUK
EDEBİYATI ve BAZI ÖNERİLER
GİRİŞ*
Basın-yayın dünyasında her yayın belli bir okur kesimine seslenir: Çocuklar,
gençler, yaşlılar, dindarlar, anneler, öğretmenler, akademisyenler, idareciler, sporcular,
otomobil meraklıları, bilgisayar kurtları vs... Bunlar içinde geleceğin yapı taşlarını
oluşturacak olan çocukların ayrı bir yeri vardır ve bu sebeple de son yüzyıl
içinde bütün dünya edebiyatlarında çocuklara, özellikle de eğitim amaçlı çocuk yayınlarına
özel bir önem verilmeye başlanmıştır.
Türk edebiyatında da, birçok alanda olduğu
gibi çocuklara yönelik yayınlar da Tazimat
döneminden itibaren gelişerek artmıştır.
Elbet Tanzimat öncesinde de çocuklar
için yazılmış veya çocuklara hitap eden yayınlar
vardı. Ancak ne yazık ki Tanzimat
öncesindeki bu tür yayınlar hakkında bugüne
kadar kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır.
Diğer taraftan Türk edebiyatında Tanzimat
sonrası çocuk edebiyatı sahasında da
yapılması gereken, ancak bugüne kadar ihmal
edilen çalışmaların olduğu gözden kaçmamaktadır.
Türkiye'de çocuk edebiyatı
sahasında ihmal edilen bu tür yayın ve çalışmaların
doğurduğu eksikliklerin başlıcaları
bize göre şunlardır:
ÖNCE ÖNERİLER
1.
Türkiye'de bugüne kadar hiçbir üniversitede
Çocuk Edebiyatı Kürsüsü, yani bugünkü
deyimiyle Çocuk Edebiyatı Anabilim
Dalı kurulmamıştır.1 Bu, çocuk edebiyatının
bir bilim dalı olacak öneme ulaşmamış
olmasından mı kaynaklanmaktadır yoksa çocukluk çağını aşmış bilim adamlarının
bir daha o günlere dönmek/yönelmek istememesinden, yani hep edebiyatın 'yetişkin'e
hitap eden tarafıyla ilgilenmek istemelerinden mi kaynaklanmaktadır acaba?
Bu konuda bir hayli geç kalınmış olsa bile Türkiye'de en azından cumhuriyetten sonra
birkaç üniversitede "Çocuk Edebiyatı Anabilim Dalı" oluşturulmalı ve bugüne kadar
hatırı sayılır çalışmalar yapılmış olmalıydı.
H E C E
2.
Türkiye'de bugün "Çocuk Edebiyatı" dersinin okutulduğu okulların sayısı bir
hayli artmıştır. Bugün Kız Meslek Liseleri'nin Çocuk Gelişimi Bölümleri'nde, Anadolu
Öğretmen Liseleri'nde; Eğitim Fakülteleri'nin Türkçe Öğretmenliği, Sosyal
Bilgiler Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği ve Okulöncesi Öğretmenliği Anabilim
dallarında bu dersin okutulduğu görülür. Dikkat edilirse bu anabilim dallarından mezun
olanlar ilk ve orta öğretim kurumlarında bütünüyle çocuklara ve çocukluktan çıkıp
gençlik çağına giren nesle hitap ettikleri halde, birçok üniversitede bu bölüm öğrencilerine
hâlâ Çocuk Edebiyatı Dersleri'nin ya hiç okutulmadığı ya da bir veya
iki yarıyıl gibi az bir süre okutulduğu görülmektedir.
Program
Türkçe Öğretmenliği Lisans Programı
Sınıf Öğretmenliği Lisans Programı
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Lisans Programı
Okul Öncesi Öğretmenliği Lisans Programı
Dersin Adı
Çocuk Edebiyatı
Çocuk Edebiyatı
Çocuk Edebiyatı
Çocuk Edebiyatı I-II
Yarıyıl
6.
4.
5.
5 ve 6.
3.
Türkiye'de çocuk edebiyatı sahasına giren, Tanzimat öncesine ait ve Tanzimattan
bugüne kadar yayınlanmış bütün süreli yayınlar ile kitap, ansiklopedi, CD gibi diğer
bütün yayınları çatısı altında toplayan bir Çocuk Edebiyatı Kütüphanesi'yle
araştırmacılara hizmet veren bir Çocuk Edebiyatı Enstitüsü'nün eksikliği gün gibi
aşikârdır.2 Türkiye'de -bugün bazıları kapanmış olsa da- geçmişte sosyal bilimler veya
sosyal bilimlere yakın alanlarda birçok enstitü kurulmuştur: Sultanahmet Erkek
Sanat Enstitüsü, Gazetecilik Enstitüsü, Tarih Enstitüsü, Mevlânâ Enstitüsü, İstanbul
Enstitüsü, Millî Kütüphane Bibliyografya Enstitüsü, İslâm Araştırmaları Enstitüsü
(İSAM), Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Yüksek İslâm Enstitüsü, Türk Kültürünü
Araştırma Enstitüsü, Millî Folklor Enstitüsü, Atatürk Enstitüsü, Türkiyat Enstitüsü,
Yahya Kemal Enstitüsü gibi. Bunlardan bazılarının "enstitü" sözcüğünün içini doldurmak
noktasında iyi bir seviyede olduğu görülüyor, ancak birçoğunun da enstitü
olma yolunda ne kadar mesafe katettiği tartışılabilir. Bir de işin vahim bir tarafı var:
Adında "enstitü" sözcüğü olup da enstitü ile alakası pek olmayan, genel anlamda bir
eğitim kurumu görevi üstlenen yapılanmalar olmuştur Türkiye'de: Eğitim Enstitüleri,
Köy Enstitüleri, Kız Enstitüleri gibi. Bütün bu enstitü bolluğu arasında söz gelişi
bugün için nüfusunun önemli bir kısmını -okul öncesi dahil 20 milyonu aşkın- çocuğun
oluşturduğu ülkemizde hâlâ bir "Çocuk Edebiyatı Enstitüsü"nün kurulmamış olması
düşündürücüdür. Hatta bu paragrafta sözü edilen "enstitü" ve "Türkiye'de Enstitüler"
konusunun bir derginin kapsamlı bir özel sayıyla sorgulaması gereken konulardan
biri olduğu kanaatindeyim.
Kurulduğu takdirde böyle bir enstitü çocuk edebiyatı sahasının sürekli gündemde
tutulması ve bu konuda kesintisiz araştırma ve yayınlarıyla önemli bir boşluğu
doldurabilecektir. Söz gelişi bu enstitünün çıkaracağı Çocuk Edebiyatı Dergisi (yeH
E C E
tişkinler ve çocuklar için iki ayrı dergi) bütün öğretmenlere, bütün velilere ve bütün
çocuklara hitap edebilecek bir yayın organı olabilir. Bu alanda internet ortamında hazırlanacak
çok kapsamlı bir Çocuk Edebiyatı Sitesi de her kesimden okur ve araştırmacıyı
kendisine çekebilir.
Türkiye'de geç de olsa Çocuk Edebiyatı Enstitüsü'nün kurulması yönünde bir niyet
ortaya çıkmamış da değildir. 23 Aralık 1990'da kurulan ve çok geniş yelpazeli
faaliyet alanları ile niyet olarak göz dolduran Çocuk Vakfı'nın tüzüğündeki Faaliyet
Alanı: Madde 5'te yar alan d) bendi aynen şöyledir: "Çocuk edebiyatının tanıtılmasını,
yaygınlaştırılmasını ve geliştirilmesini çok yönlü değerlendirecek «Çocuk
Edebiyatı Enstitüsü»nün kurulmasını sağlamak."3 Bugün için -ne yazık ki- Çocuk
Vakfı'nın bu niyeti henüz hayatiyet kazanamamıştır.
4.
Çocuk Edebiyatı Kütüphanesi'nde çocuk edebiyatı sahasına giren bütün yayınların
araştırmacılara kolaylık sağlanabilmesi amacıyla kataloglanmasında şunlara
dikkat edilmelidir: a) Türlere göre, b) Yıllara göre, c) Yazar adlarına göre, d) Eserlerin
hitap ettiği yaşlara göre tasnif yapılmalıdır.
Bu şekilde kataloglarda yer alacak dört ayrı tasnif numarasının her biri araştırmacılara
çok önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Söz gelişi çok sayıda çocuk edebiyatı
eseri kaleme almış bir yazar hakkında yapılacak bir araştırma için yazar adlarına göre
yapılmış tasnif, belli yıllarda yapılmış yayınları araştıran bir araştırmacı için yıllara
göre yapılmış tasnif, belli bir türdeki çocuk edebiyatı ürünleri üzerine çalışan bir
araştırmacı için türlere göre yapılmış tasnif, belli bir yaş grubuna hitap eden yayınlar
hakkında araştırma yapanlar için ise eserlerin hitap ettiği yaşlara göre yapılmış
tasnif son derece kolaylık sağlayacaktır.
5.
Bugün için Türk edebiyatının en önemli eksikliklerinden biri de kapsamlı bir
Türk Çocuk Edebiyatı Tarihi'nin yazılmamış olmasıdır. Bu durum, çocuk edebiyatı
konusunda araştırma yapacak olanların önünde önemli bir zorluk olarak durmaktadır.
Ciltler sürecek böyle bir çalışmanın Çocuk Edebiyatı Kütüphanesi'ni çatısı altında
toplayacak olan Çocuk Edebiyatı Enstitüsü tarafından yürütülmesi yerinde olacaktır.
Hatta böyle bir çalışma doğru ve kapsamlı bir bilgi birikimin ortaya çıkarılabilmesi
amacıyla uzun bir zaman dilimine yayılarak araştırmacılar tarafından yürütülmelidir.
Ayrıca bu çerçevede ikinci bir çalışma olarak Çocuk Ansiklopedisi ve
Çocuk Edebiyatı Ansiklopedisi de çıkarılabilir. Bu bağlamda ilk önce cumhuriyet
öncesinde yapılan ve çocuk edebiyatı sahasına giren bütün yayınların bugünkü alfabeye
aktarılmış baskıları yapılabilir ve bunlar Çocuk Edebiyatı Dergisi tarafından
okurlara hediye edilebilir. Bu çalışma Türk Çocuk Edebiyatı Külliyatı adı altında
ayrı bir basın-yayın faaliyeti şeklinde de yürütülebilir.
Bu çalışmalar yapılırken Çocuk Edebiyatı Kütüphanesi'nin eksiklikleri çok hızlı
bir şekilde tamamlanmalı ve bazı İstanbul kütüphanelerinin araştırmacıların istediği
yayınları onlara çoğaltırken izledikleri kar amaçlı yol izlenmemelidir. Diğer taraftan
özellikle eski yayınlar en başta bir kereye mahsus olmak üzere fotokopisi alınarak
H E C E
araştırmacılara bu fotokopiler üzerinden çoğaltma yapmalarının yolu açılmalıdır. Zira
CD'ye aktarılan yayınların incelenmesi basılı malzemenin incelenmesi kadar kolay
olmamakta ve araştırmacıların çoğu basılı yayın üzerinde araştırma yaparken aldığı
verimi CD üzerindeki metni incelerken alamamaktadır. Diğer taraftan özellikle
CD'ye yapılan aktarmalar aracılığıyla yürütülen çalışmalarda alınan "çalışma zevki"
de basılı malzemenin incelenmesi sırasında alınan "zevk"e göre çok yapay kalmaktadır.
[Yazma eserlerin CD ortamına aktarılmasındaki mecburiliği göz önüne almadığımız
düşünülmemelidir.]
6.
Geleceği şekillendirecek olan çocukların yetişmesinde çocukluk çağında okudukları
kitapların önemi herkes tarafından kabul edilmektedir. O halde çocukların okul
zamanlarında ve özellikle tatillerde "okuyan" bir birey olmalarında önemli bir katkıya
sahip olacağı düşünülen Çocuk Kütüphaneleri alanında da yepyeni çalışmalar
yapılmalıdır. Türkiye'de hemen her şehirde bulunan halk kütüphaneleri ile bazı mahallelerde
bulunan çocuk kütüphanelerinin birçok açıdan yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Söz gelişi bu yazının yazarının kitap okuma serüveninde önemli bir yeri olan
halk kütüphanelerinin kendilerini yenileyemedikleri gözlenmektedir. En başta kütüphane
binalarının çocukları cezbedecek bir dış ve iç tasarıma sahip olmadıkları dikkat
çekmektedir. Diğer taraftan kütüphane içindeki kitapların hemen hepsi eskidir. Bu
kitapların yeni baskıları neredeyse hiç uğramazlar bu kütüphanelere. Tabiî bir de yeni
çıkan çocuk kitaplarıyla da zenginleştirilmemektedirler çocuk kütüphaneleri.
7.
Türkiye'de çocuk kütüphanelerinin gelişmesi için iki önemli adım atılmalıdır:
a) Halk ve çocuk kütüphaneleri yetkililerinin de yakındığı üzere bakanlık tarafından
bu kütüphanelere kaynak aktarılmalıdır.
b) Mahallelerde Gönüllü Çocuk Kütüphaneleri kurulmalıdır. Burada Samsun'da
Prof. Dr. Mustafa Özbalcı Hocamın bir girişiminden söz ederek bu konuyu
açmak istiyorum. Hocam yılların getirdiği kitap birikimiyle emeklilik sonrası için yeni
yaptırdığı evinin giriş katını kütüphane olarak tasarlamıştır. Önümüzdeki aylarda
hizmete açılacak olan bu kütüphanenin, her yaştan okuru kendine çekecek çok modern,
temiz, ferah bir ortamı vardır. Kütüphanenin bir tarafı çocuk okurlar için tasarlanmaktadır.
Burada çocuklara hitap edecek eserler, eski ve yeni baskılı çocuk kitapları
ile kültürümüzün temel kaynakları bulunacaktır. Hocam özellikle emekli olduktan
sonra bütün vaktini burada geçirerek çevredeki çocuklara ve yetişkinlere hizmet
etmeyi düşünmektedir. İşte hocamın yaptığı gibi her şeyi devletten beklemek hastalığından
kurtulmalı ve bu tür gönüllü teşebbüsleri teşvik edip desteklemeli, yaygınlaşmalarını
sağlamalıdır.
Bazı yabancı ülkelerdeki kütüphanelerin ve çocuk kütüphanelerinin hem nicelik
hem de nitelik bakımından Türkiye'dekilerle kıyaslanamayacak kadar büyük farklara
sahip olduğunu biliyoruz. Artık çok geç kalınan bu alanda bilinçli ve sistemli çalışmalar
yapılmalıdır. Özellikle "atıl kalmak" anlamına gelen Arapça "tatil" sözcüğünün
okullarda öğretmenler, evlerde de veliler tarafından "en çok kitap okunacak
zaman dilimi" anlamında içinin yeniden doldurulması gerekmektedir. Bu konuda
H E C E
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı'na, sivil toplum örgütlerine
ve tabiî ki özellikle yakın bir zamanda kurulacağına inandığımız Çocuk Edebiyatı
Enstitüsü'ne büyük görevler düşmektedir.
8.
Çocukların zihinsel ve ahlâkî gelişimlerinde önemli yeri bulunan çocuk edebiyatı
ürünlerinin çocuklara ulaşması ancak veliler ve öğretmenler aracılığıyla olmaktadır.
Ancak velilerin ve öğretmenlerin belli yaş grubundaki, belli kültür seviyesindeki
çocuklara hitap edecek olan yayınların seçiminde çok da bilgili olmadıkları ve titiz
davranmadıkları açıktır. Bu bakımdan bu alanda yapılacak çalışmalardan biri de
veli ve öğretmen eğitimi olmalıdır. Bu eğitim yine bu konuda yapılacak araştırmalar
ve süreli yayınlar aracılığıyla velilelere ve öğretmenlere de ulaştırılabilir.
Çocukların, çocuk edebiyatı ürünleriyle haşır neşir olmaları öncelikle onlara okumayı
sevdirmekle olur. Bunun için anne-babaların okumayı sevdirebilecek veya en
azından çocuklarını çok düzenli olmasa bile bir şekilde okuma sürecine dahil edebilecek
çalışmalar yapmaları gerekir. Aslında küçük yaşlarda hemen hemen hiçbir çocuğun
kitap okumayı çok sevdiği iddia edilemez. Zira bu yaşlar çocukların eğlence
ve oyun yaşlarıdır hâlâ. Onların okullarda okumayı ve yazmayı söktükten sonra bir
nevi bilimlerle haşır neşir olmaya başladıkları aşikârdır. O sebeple dikkat ederseniz
genel olarak bilimlerden de çok hoşlanmadıkları ortadadır. Aslında bu isteksizlik,
kolay bir eylem olarak oynamak varken; yazmak, okumak, birtakım bilimsel bilgiler
edinmek gibi zor eylemlerle meşgul olmalarından kaynaklanmaktadır. O halde okumanın
ve bilimsel bilgiler edinmenin kolay ve eğlenceli yollarla gerçekleştirilmesi
çocukların okumayı ve çalışmayı sevmeleri konusunda istekli olmaları gibi bir sonuç
doğuracaktır.
"Okumayı sevmek" kavramının daha çok ileriki yaşlarda, hatta gençlik veya orta
yaşlar için geçerli olduğunu söylemek bile mümkündür. Okumayı sevdiğini söyleyen
bir çocuğun bu ifadesi çok da bilinçli değildir aslında. O bakımdan anne ve babalar
onların yazar olamasa da hayat boyu okuyan bilinçli bireyler olarak yetişmelerinde
onlara öncülük etmelidirler. Anne ve babaların, bir de öğretmenlerin, bilinçli
öncülükleri iki yolla olabilir: 1. Bizzat kendilerinin çocuklara yönelik çeşitli türlerdeki
yayınları takip etmeleri, bunlardan seçme yapmaları; 2. Bu konudaki süreli yayınlar
veya kitaplarda çocuklara (ve velilere) tavsiye edilen yayınları çocuklarına
takdim etmeleri.
Çocuklara okumayı sevdirmek için en faydalı yollardan birkaçı şunlardır:
a) Okul çağı öncesinde ebeveynin çocuğa özellikle uyku öncesinde masal, hikâye,
fıkra türünden metinler anlatması veya okuması,
b) Okul çağında çocuğun yaşına, ilgi ve düzeyine uygun yayınların anne-babalar
tarafından çocuğa uluştarılması ve çocuğun bunları okuması için teşvik edilmesi,
c) Okul çağından itibaren çocuğun ileriki yaşlarda okumayı seven bir birey olabilmesi
için ödüllendirilmesi,
d) Çocuğun evde anne ve babasının sık sık gazete, dergi, kitap okuduğunu görmesi.
H E C E
* * *
Türk edebiyatında çocuk edebiyatının tarihi gelişimine geçmeden önce yukarıda
sıralanan ve üzerinde çalışılması gereken, gerçekleştirilmesi gereken çalışma alanlarını
bir kez de tablo hâlinde sunalım:
Çocuk Edebiyatı Anabilim Dalı
Çocuk Edebiyatı Kütüphanesi
Çocuk Edebiyatı Enstitüsü
Çocuk Edebiyatı Dergisi
Çocuk Edebiyatı Sitesi
Çocuk Edebiyatı Ansiklopedisi
Türk Çocuk Edebiyatı Külliyatı
Çocuk Kütüphaneleri
Gönüllü Çocuk Kütüphaneleri
Veli ve Öğretmen Eğitimi
TÜRK ÇOCUK EDEBİYATI TARİHİ
TANZİMATTAN GÜNÜMÜZE TÜRK ÇOCUK EDEBİYATI'NIN
TARİHÇESİ
Şimdi, yukarıda bahsi geçen alanlarda yapılabilecek çalışmalara bir ön hazırlık
olması açısından bu yazının konusu olan Tanzimattan Günümüze Türk Çocuk Edebiyatının
Tarihçesi ve bu alandaki yayınlardan kısaca bahsetmek yararlı olacaktır.
CUMHURİYET ÖNCESİ
Dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk edebiyatında da çocuk edebiyatının ilk
ve en yaygın ürünleri sözlü geleneğin içinde yer almıştır. Tanzimat öncesine uzanan
tekerlemeler, ninniler, şiirler, masallar, destanlar, efsaneler, kıssalar, halk hikâyeleri,
Karagöz oyunları, Nasreddin Hoca fıkraları hep bu sözlü geleneğin içinde yer almış
olan birer anlatı türleridir. Tabiî bu arada Tanzimat öncesi dönemde çocuklara yönelik
olarak yazılmış veya yetişkinler için yazıldıktan sonra çocuk edebiyatına mal olmuş
eserler hakkında bugün için geniş ve kesin bir bilgiye sahip olmadığımızı da burada
belirtmiş olalım.
Çevirilerle Gelen Çocuk Edebiyatı
Tanzimat sonrasında çocuklara yönelik süreli yayınların ve çeşitli türlerdeki kitapların
yayınlanması konusunda yavaş da olsa gelişen bir çaba olduğu gözlenir. Bu dönemde
Türk edebiyatı sahasında çocuk edebiyatının sınırları içine girebilecek ilk eserlerin
tarihi Tanzimat'ın ilânından 20 yıl sonraya rastlar. 1859 yılında üç farklı çalışmayla
Türk çocuk edebiyatının bir nevi temelleri atılmıştır. Bu üç çalışma şunlardır:
a) Şinasi'nin La Fontaine'den yaptığı fabl çevirileri 1859'da şairin Tercüme-i Manzume
adlı kitabında yayınlanmıştır.
b) Kayserili Doktor Rüştü adlı bir kişinin 1859'da yazdığı Nuhbetü'l-Etfâl isimli
Arapça alfabe kitabının sonuna eklediği çocuk hikâyeleri, fabl tercümeleri ve kısa
hayvan hikâyeleri bu türün Tanzimat sonrası Türk edebiyatındaki ilk örneklerinden
biri olarak kabul edilebilir.
c) Yusuf Kamil Paşa'nın klâsizmin zevk vererek eğitmek prensibini dikkate alarak
François de Salignac de la Mothe Fenelon'dan 1859'da çevirdiği Telemak (TerH
E C E
cüme-i Telemak) adlı roman da önemli bir çalışmadır. Ancak Tercüme-i Telemak'ın
dilinin ağır olması onun çocuklara hitap eden eserlerde aranması gereken
önemli bir kuralı ihlâl ettiğini göstermektedir.
Bu çalışmaları yine Şinasi'nin 1863'te yayınlanan "Müntehabat-ı Eş'ar" adlı şiir
kitabına aldığı iki telif fablı izlemiştir. Bunlar Kara Kuş Yavrusu ile Karga Hikâyesi
ve Arı ile Sivrisinek Hikâyesi'dir. Sonraki yıllarda Recaizâde Mahmut Ekrem'in
çevirdiği fabllerini yayınladığı Naciz (1871) adlı eserini, Ahmet Mithat Efendi'nin
Fransızca'dan yaptığı kısa şiir ve hayvan hikâyeleri tercümeleri ile Ziya Paşa'nın J.
J. Rousseau'dan yaptığı Emile tercümesi takip etmiştir. Tanzimat döneminde bu çevirileri
roman alanında Daniel Defoe'nun Robinson Crusoe'su (Hikâye-i Robenson
adıyla-1864), Güliver'in Seyahatnâmesi (Güliver Nam Müellifin Seyahatnâmesi
adıyla-1872), Seksen Günde Devr-i Âlem (ilk Jules Verne çevirisidir, çevireni belli
değildir-1876), Kaptan Hatras'ın Sergüzeşti (1878), Merkez-i Arza Seyahat (1886),
Beş Hafta Balon İle Seyahat (1889) gibi -aslında yetişkinler için yazılan fakat sonraları
çocuk romanları olarak telakki edilen- romanlar izlemiştir.4 Bunları da Ahmet İhsan
tarafından hepsi 1889-1904 yılları arasında çevrilmiş 16 Jules Verne romanı takip
etmiştir.5 Tabiî bu romanlar hem cumhuriyet öncesinde hem de cumhuriyet sonrasında
birçok defa daha, farklı çevirmenler tarafından Türkçeye çevrilmiş,6 aynı zamanda
bir çevirinin birçok defa yeni baskısının yapıldığı görülmüştür. Söz gelişi Robinson
Crusoe'nun cumhuriyet öncesinde altı farklı çevirisi yapılmış, bunlardan ilk
çeviri sahibi Ahmet Lütfi Efendi'ninki 1864'ten sonra 1867, 1870, 1871, 1874, 1877
ve 1889 yıllarında yeni baskılar yapmıştır.7
Tanzimat Sonrası Telif Çocuk Edebiyatımız
Bu çevirilerden başka Tanzimat dönemi yazarlarının çocuklara yönelik telif eserler
yazmaya başladıkları da dikkati çekmektedir. Nitekim Ahmet Mithat Efendi'nin
kaleme aldığı Hâce-i Evvel (1870) ve Kıssadan Hisse (1871) adlı eserlerini edebiyatımızın
ilk çocuk kitapları arasında saymak mümkündür. Bunlardan sonra Recaizâde
Mahmut Ekrem'in Tefekkür'ü (1886) ile Muallim Naci'nin Ömer'in Çocukluğu
(1890) dikkate alınmalıdır.8 Bu arada "yazarı belli, tipografi ile resimli olarak basılmış,
biyografiye de yer veren ilk Nasreddin Hoca kitabı"9 olan Çaylak Tevfik'in Letâif-
i Nasreddîn'i (1880) de önemli bir kaynaktır.
Tanzimat döneminden itibaren giderek artan çocuklara yönelik eserlerin II. Meşrutiyet
dönemindeki örneklerini, özellikle Mehmet Emin Yurdakul, Fuat Köprülü,
Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Celal Sahir Erozan, Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon,
Halit Fahri Ozansoy, Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek gibi Millî
Edebiyatçılarca yazılan ve çocuklara millî ve manevî değerleri aşılamak amacını güden
çocuk şiirleri oluşturur. Bu yıllar aynı zamanda "çocuk şiirleri" kitaplarının artmaya
başladığı yıllardır: Ali Ulvi Elöve'nin Çocuklarımıza Neşideler (1912), İbrahim
Alâettin Gövsa'nın Çocuk Şiirleri (1913), Tevfik Fikret'in Şermin'i (1914), Ali
Ekrem Bolayır'ın Çocuk Şiirleri (1917) ve Şiir Demeti (1923), Köprülüzade Mehmet
Fuat'ın Mektep Şiirleri (1922), Ziya Gökalp'in Kızıl Elma (1915), Yeni Hayat (1918)
ve Altın Işık (1923) adlı şiir kitapları bu türün cumhuriyet öncesindeki örnekleridir.10
H E C E
Burada Fuat Köprülü'nün, derslerinde "Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne,
Dede Korkut'u öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar."11 diyerek
Türk kültür tarihindeki önemini belirttiği Kitâb-ı Dede Korkut'un da ilk defa 1916'da
Kilisli Rıfat tarafından hazırlanarak Kitâb-ı Dede Korkud Alâ Lisân-ı Taife-i Oğuzân
adıyla bastırıldığını ve bu tarihten sonra Dede Korkut'un hem yetişkilere hem da çocuklara
hitap eden birçok baskısının yapılmaya başlandığını belirtelim. Aslında bugün
çocuklar için yazılmamış olan ancak zamanla çocuklar tarafından beğenilip çokça
okunan eserleri çocuk edebiyatımn ürünleri arasına dahil ettiğimize göre Dede
Korkut'u da Türk çocuk edebiyatının ilk eserlerinden biri saymamız pekala mümkün
görünmektedir.
Cumhuriyet Öncesi Süreli Yayınlar
Süreli yayınlara gelince, bu alanda çocuklara yönelik yayınların yine Tanzimat
döneminde başladığı görülür. Bu sahada ilk çocuk dergisi Mümeyyiz (1869) olmuştur.
Dergi her sayıda çocuklar için haberler, bilmeceler, roman tefrikaları, ahlâkî yazılar
yayınlamıştır. Mümeyyiz'in ardından yeni harflerin kabulüne kadar yayınlanan
diğer çocuk dergileri veya çocuklara da hitap eden dergiler son yıllarda yapılan bazı
titiz çalışmalar sonucunda ortaya konmuştur. Bu çalışmalardan biri olan Eski Harfli
Çocuk Dergileri'nde Cüneyd Okay tespit ettiği 49 çocuk dergi-gazetesini, İsmet Kür
ise Türkiye'de Süreli Çocuk Yayınları adlı çalışmasında tespit edebildiği 28 süreli yayını
tanıtmaktadır. Biz aşağıda Cüneyd Okay'ın çalışmasında verdiği dökümü aynen
sunuyoruz:12 Tabiî bu iki kapsamlı kaynaktaki süreli yayınlar karşılaştırıldığında
Kür'de olup da Okay'da olmayan iki dergi adına rastlandığını da belirtmiş olalım:
Arkadaş (1876), Arkadaş (1909). Aslında bu iki dergiden ikincisini Kür'ün "Arkadaş",
Okay'ın ise "Mekteblilere Arkadaş" adıyla verdiği görülüyor. Zira iki araştırmacının
da 14 sayı çıktığını belirttiği derginin çıkış yılı birinde 1909, diğerinde 1910
olarak verilmiştir. Bu durumda farklılığın sadece 1876'da çıkan Arkadaş adlı dergide
olduğu görülür. Böylece bu dergiyi de hesaba katarsak eski harfli çocuk dergilerinin
toplam sayısı 50'e yükselmiş olur.
Aşağıdaki tabloda sırasıyla "Ç" derginin çıkış tarihini, " S " derginin kaç sayı yayınlandığını,
"K" ise kapanış tarihini göstermektedir:
Bu arada 1927-1928 yıllarında Sabiha Zekeriye Sertel, Mehmet Zekeriya Sertel
ve Faik Sabri Duran'ın hazırlayıp bastırmış olduğu 4 ciltlik Çocuk Ansiklopedisi'ni
de anmadan geçmeyelim. Yeni harflere geçişin yarattığı kriz ortamında çıkışına ara
veren ansiklopedi 1937'de bu sefer Yeni Çocuk Ansiklopedisi adıyla 2 cilt daha yayınlanır.
13 Edebiyatla olan bağı zayıf olmakla birlikte çocukların okuma serüveninde
ilgi duyacakları konu başlıklarını da ihtiva etmektedir bu ansiklopedi.
1928'de yeni Türk alfabesinin kullanılmaya başlanmasının ardından çocuk dergilerinin
sayısında ve çıkış süresinde artış gözlenmiştir. Ancak bugün için hem eski
harfli hem de yeni harfli çocuk dergilerinden hangilerinin tam anlamıyla/bütünüyle
"çocuk edebiyatı" sahasına girdiği üzerine de ciddî bir araştırmanın yapılması zorunlu
görünmektedir.
H E C E
Ç
1869
1873
1875
1875
1875
1880
1880
1880
1881
1881
1881
1882
1886
1887
1887
1887
1896
1897
1905
1909
1910
1913
1913
1913
1913
DERGİ ADI
Mümeyyiz
Hazine-i Etfâl
Sadâkat
Etfâl
Ayîne
Tercümân-ı Hakikat
Aile
Bahçe
Mecmua-i Nevresidegân
Çocuklara Arkadaş
Çocuklara Kıraat
Vasıta-i Terakki
Etfâl
Numûne-i Terakki
Debistân-ı Hıred
Çocuklara Talim
Çocuklara Mahsus Gazete
Çocuklara Rehber
Çocuk Bahçesi
Musavver Küçük Osmanlı
Mekteblilere Arkadaş
Çocuk Dünyası
Ciddî Karagöz
Çocuk Yurdu
Mektebli
S
49
1
6
16
41
26
3
40
4
12
18
4
23
9
1
9
626
166
43
3
14
94
3
7
19
K
1870
1873
1875
1875
1876
1880
1880
1881
1881
1881
1882
1882
1886
1888
1887
1888
1908
1901
1905
1909
1910
1918
1913
1913
1913
Ç
1913
1913
1913
1913
1913
1914
1914
1914
1918
1918
1919
1919
1920
1922
1923
1923
1923
1924
1924
1925
1925
1926
1926
1927
DERGİ ADI
Talebe Defteri
Çocuk Duygusu
Türk Yavrusu
Çocuklar Alemi
Kırlangıç
Çocuk Bahçesi
Çocuk Dostu
Mini Mini
Küçükler Gazetesi
Hür Çocuk
Haftalık Çocuk Gazetesi
Lâne
Hacıyatmaz
Bizim Mecmua
Yeni Yol
Musavver Çocuk Postası
Çıtı Pıtı
Haftalık Resimli Gazetemiz
Resimli Dünya
Sevimli Mecmua
Mektebliler Alemi
Türk Çocuğu
Çocuk Dünyası
Çocuk Yıldızı
S
68
61
2
10
3
21
13
7
8
3
8
3
1
74
113
18
4
7
21
13
6
24
30
10
K
1918
1914
1913
1913
1913
1914
1914
1914
1918
1918
1919
1920
1920
1927
1926
1923
1923
1924
1925
1925
1925
1928
1927
1927
CUMHURİYET SONRASI
Cumhuriyet sonrası çocuk edebiyatına gelince, çeşitli kaynaklarda cumhuriyet
dönemi çocuk edebiyatının tarihsel gelişiminin genellikle üç-beş sayfa içinde verilen
birtakım şair-yazar-eser isimleriyle geçiştirildiği görülür.14 Tabiî bu kaynaklarda çocuk
edebiyatımızın tarihi gelişimi ile ilgili kapsamlı bilgi verilmesi, bu çalışmaların
ön plâna çıkan amaçlarından olmadığı için bununla yetinildiği söylenebilir. Makalemiz
için ayrılan yer göz önünde bulundurulduğunda burada maalesef bizim de aynı
yolu takip etmek zorunda kaldığımız görülecektir. Yalnız meseleye sorgulayıcı bir
bakış açısıyla yaklaşmaya çalıştığımız da dikkati çekecektir.
Cumhuriyet Sonrası Çeviri Çocuk Kitapları
Cumhuriyetten önce olduğu gibi cumhuriyetten sonra da çocuk edebiyatımızın
gelişiminde çevirilerin önemli bir yeri vardır. Bu dönemde de özellikle edebiyat dünyasının
önde gelen isimleri tarafından klâsik yazar ve eserlerin çevrilmesine devam
edilmiştir. Söz gelişi Orhan Veli Kanık, Sabahattin Eyüboğlu ve Nazım Hikmet La
Fontaine'den çeviri yapmışlardır.15 Cumhuriyet sonrası Robinson çevirilerinden bazıları
da Kemalettin Şükrü (Robenson Krüzae-1932), Necdet Rüştü Efe (Robenson
Kruzoe-1938), Yaşar Nabi Nayır (Issız Adada 28 Yıl adıyla-1942) tarafından yapılmıştır.
Bir diğer klâsik Güliver'in Seyahatnamesi önce kısaltılarak Cüceler Memleketinde
(1927) adıyla basılmış, ayrıca 1935'te Cüceler ve Devler Memleketinde: Güliver'in
Seyahatleri adıyla Ercüment Ekrem Talu tarafından dilimize kazandırılmıştır.
H E C E
Türk edebiyatında en çok sevilen ve kitapları en çok çevrilerek basılan romancı
Jules Verne olmuştur. Bu tespit hem cumhuriyet öncesi hem de cumhuriyet sonrası
için geçerlidir. Yalnız Eski Harfli Türkçe Basma Eserler Bibliyografyası CD'sinde
Jules Verne'in 34 romanının toplam 50 baskı yaptığı görülürken M. Sabri Koz'un
yaptığı araştırmada 28 romanının toplam 32 baskı yaptığı dikkati çekmektedir. Benzer
bir durumla yeni harflerle yapılan çeviriler hakkındaki araştırmalarda da karşılaşıyoruz.
Metis Çeviri'nin üstelik 1991'de yayınladığı "Çeviri Çocuk Edebiyatı Kaynakçası-
I" ve "Çeviri Çocuk Edebiyatı Kaynakçası-II"den anlaşıldığı üzere sadece
1960-1990 yılları arasında Jules Verne romanları 141 baskı yapmışken, M. Sabri
Koz 1930-1986 arasında yapılan Jules Verne baskılarının toplam sayısını 87 olarak
vermektedir.16 Bu da Türk çocuk edebiyatı tarihinin yazımında, uzun soluklu ve çok
titiz çalışmalara ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Burada 1940'lı yıllarda yaşanan iki çeviri hadisesinden de kısaca bahsetmek gerekir.
Bunlardan birincisi Çocuk Esirgeme Kurumu'nun 1943'te çoğu çeviri olan
100'e yakın kitabı bastırıp dağıtması, ikincisi ise Hasan Ali Yücel'in Millî Eğitim
Bakanlığı yıllarında çevrilen batı klâsikleri içinde çocuk edebiyatı kitaplarının da yer
almasıdır.
Cumhuriyet dönemi çok yoğun olmasa da önemli çeviri faaliyetlerinin gerçekleştirildiği
bir dönem olmuştur. Her ne kadar bu dönemde özellikle hangi yıllarda hangi
yabancı kitapların çevrilip yayınlandığına dair elimizde derli toplu ve eksiksiz bir
bibliyografya bulunmamakla birlikte bu yönde bazı çalışmalar yapılmamış da değildir.
Söz gelişi Metis Çeviri dergisinin 1991 bahar ve yaz sayılarında Türkiye'de 60'lı,
70'li ve 80'li yıllarda hangi yazarın hangi eser(ler)inin kaç defa basıldığına dair bir
bilbiyografya çalışması yayınlanmıştır.17 Bu çalışmaya göre 60'lardan 90'lara Türkiye'de
en çok yayınlanan çeviri eserler içinde masal ve fabl türünde Grimm Kardeşler
(66 baskı), Andersen (62 baskı), La Fontaine (37 baskı) ve Aisopos (13 baskı) gelmektedir.
Roman türünde ise birinciliği 141 baskıyla Jules Verne almaktadır. Onu
farklı sayıdaki baskılarla diğer romancı ve hikâyeciler takip etmektedir. Bu isimlere
bakıldığında hemen hepsinin çocuk klâsikleri arasına girmiş eserler olduğu görülür:
Alis Harikalar Diyarında, Cervantes, Pinokyo, Robinson Crusoe, David Kopperfield,
Oliver Twist, Heidi, Define Adası, Tom Amcanın Kulübesi, Güliver'in Seyahatleri,
Polyanna, Küçük Prens ve Jules Verne'in birçok romanı.18
Cumhuriyet Sonrası Telif Çocuk Kitapları
Cumhuriyetten sonra, özellikle yeni harflerin kabulünün ardından çeşitli yayınevlerinin
çocuk kitabı yayınlamaya özen gösterdiği bellidir, ancak Cumhuriyetin ilk
yıllarından itibaren çocuk edebiyatı üzerinde pek fazla tartışma görülmez. Diğer taraftan
çocuklara yönelik masal, şiir, hikâye-roman türü yayınlarda önemli bir artış
gözlenir. Bu artış bilhassa 1930 sonrasına tekabül eder:
Masal:
Cahit Zarifoğlu (Serçekuş-1988; Katıraslan-1988; Ağaçkakanlar-1989; Motorlu
Kuş-1989; Yürekdede İle Padişah-1989), Naki Tezel (İstanbul Masalları-1938; ÇoH
E C E
cuk Masalları-1943; Türk Masalları-1971), Tahir Alangu (Billur Köşk-1961; Keloğlan
Masalları-1967), Eflatun Cem Güney (En Güzel Türk Masalları-1948; Bir Varmış
Bir Yokmuş-1956; Evvel Zaman İçinde-1957; Dede Korkut Masalları-1958;
Gökten Üç Elma Düştü-1960; Az Gittik Uz Gittik-1961), Cahit Uçuk (Türk Çocuğuna
Masallar-1946; Ateş Gözlü Dev-1946; Kurnaz Tilki-1946; Herte Merte Pitte-
1990; Şahnazar-1990), Oğuz Tansel (Altı Kardeşler-1959; Yedi Devler-1960; Üç
Kızlar-1963; Mavi Gelin-1966; Allı İle Fırfırı-1976), Hasan Latif Sarıyüce (Keloğlan
Masalları-1980; Gökten Üç Elma Düştü-1991; Anadolu Masalları-1993), Mehmet
Başaran (Boyalı Irmak-1975; Yağmur Gelini-1975; Armutlu Tarla-1979), Aytül
Akal (Geceyi Sevmeyen Çocuk-1991; Canı Sıkılan Çocuk-1993; Kardeş İsteyen Çocuk-
1993), Elvan Pektaş Deniz (Guguklu Saat-1988; Yağmur Ormanı-1988), Mevlâna
İdris Zengin (Çınçınlı Masal Sokağı-1991; Kirpiler Şapka Giymez-1991; Uçan
Eşek-1991), Ahmethan Yılmaz (Karanfilli Dev Amca-1991; Kardan Adam Ağladı-
1991), Mustafa Ruhi Şirin (Kar Altında Bir Kelebek-1988; Guguklu Saatin Kumrusu-
1989; Kuş Ağacı-1991) adlı çalışmalar ön plâna çıkan masal kitaplarıdır.19
Bunlara ek olarak şu masal yazarlarını ve kitaplarını da sayabiliriz: İbrahim Zeki
Burdurlu (Nar Güzeli-1963; Güllü Padişah-1963; Mavi Pullu Balık-1964; Ömürsün
Nasreddin Hoca-1965), Orhan Şaik Gökyay (Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları-
1939), Eflatun Cem Güney (Dertli Kaval-1945; Karayılan ve Karagülmez-1946;
Zümrütü Anka-1948; Açıl Sofram Açıl-1949; Aşık Garip-1950; Akıl Kutusu-1953),
Ahmet Uysal (Keloğlanın Diliyle-1977), İsmail Sivri (Masallar-1977), Ahmet Kahraman
(Yediden Yetmişe Masallar-1977), Nihat Behram (Göğsü Kınalı Serçe-1976),
Yaşar Kemal (Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca-1977), Erol Toy (Altın
Saray-1977), Ülkü Tamer (Şeytanın Altınları-1976), Dinçer Sümer (Aklımda Kalan
Masallar-1993), Erhan Bener (Şahmeran Öyküsü-1991), Ayşe Kilimci (Dikenci
Karga-1991; Çöp Kraliçe-1990), Tarık Dursun Kakınç (Lafonten Masalları-1994;
Bir Küçük Adam Varmış-1994; Yaramaz Kuzu-1994; Ezop Masalları-1992; Horoz
İle İnci-1995), Hüseyin Yurttaş (Astronot Çekirge-1994), M. Ruhi Şirin (Her Çocuğun
Bir Yıldızı Var-1992).20
Hikâye ve Roman:
Abdullah Ziya Kozanoğlu (Kızıltuğ-1923; Atlı Han-1924; Türk Korsanları-1926;
Gültekin-1928), Mahmut Yesari (Bağrıyanık Ömer-1930), Reşat Nuri Güntekin (Kızılcık
Dalları-1932), N. Rakım Çalapala (87 Oğuz-1933), Huriye Öniz (Köprüaltı
Çocukları-1936), İ. Fahrettin Sertelli (Tahtları Deviren Çocuk-1937), Cahit Uçuk
(Türk İkizleri-1937), Gülten Dayıoğlu (Kırmızı Bisiklet-1964; Fadiş-1971; Dört
Kardeştiler-1971; Suna'nın Serçeleri-1974; Yurdumu Özledim-1977; Ben Büyüyünce-
1979; Leylek Karda Kaldı-1979; Dünya Çocukların Olsa-1981; Şenlik Günü-
1983; Kır Gezisi-1983; Akıllı Pireler-1983; Sıcak Ekmek-1984; Işın Çağı Çocukları-
1984; Ölümsüz Ece-1985; Geriye Dönenler-1986; Uçan Motor-1988; Küskün
Ayıcık-1989; Pargat Dağı'nın Esrarı-1989; Yeşil Kiraz-1998), Talip Apaydın (Toprağa
Basınca-1964; Dağdaki Kaynak-1975; Elif Kızın Elleri-1981), Kemal Bilbaşar
(Yonca Kız-1971; Kurbağa Çiftliği-1976), İbrahim Örs (Canbazlar Kralı-1975; AlH
E C E
manya Öyküleri-1975), Mükerrem Kamil Su (Mutluluk-1972; Olaylar Gemisi-
1973), Aziz Nesin (Uyuşana Tosunum-1971), Rıfat İlgaz (Hababam Sınıfı-1964, Küçük
Çekmece Okyanusu-1979, Cankurtaran Yılmaz-1983), Mehmet Şeyda (Bir Gün
Büyüyeceksin-1966; Şeytan Çekiçleri-1971; Ölümsüz Dostluk-1978; Çikolata-1976,
Düşleme Oyunu-1979), Kemalettin Tuğcu (Saadet Borcu-1943; Hissiz Adam-1943;
Uçurum-1945; Küçük Sevgili-1946; Taş Yürek-1947; Sokak Çocuğu-1955; Düşkün
Çocuk-1957; Küçük Mirasyedi-1969; Sokak Köpeği-1975; Dağdaki Yabancı-1976;
Şeytan Çocuk-1976), Mümtaz Zeki Taşkın (Çitlembik Kız-1981; Çocuklara Kahramanlık
Öyküleri-1977; Balık Çocuk-1973; Ördek Ömer-1976), Muzaffer İzgü (Yumurtadan
Çıkan Öğretmen-1991; Küçük Arı, Büyük Arı-1993; Can Dayım-1994;
Ekmek Parası-1993; Anneannem Askere Gidiyor-1994; Hokus Pokus-1995; Uzay
Dolmuşu Kalkıyor-1996), Ayla Kutlu (Merhaba Sevgi-1991; Yıldız Yavrusu Behram'ın
Dünya Serüvenleri-1994), Tarık Dursun Kakınç (Otobüsüm Kalkıyor-1993;
İyilikçi Tilki-1994), Ayşe Kilimci (Benim Adım Çocuk-1993), Sulhi Dölek (Yeşil
Bayır-1991; Arkadaşım Dede-1992), Hüseyin Yurttaş (Çamlı Kuledeki Giz-1995;
Uzaylılar Gelince-1995; Cüceler Gezegeni-1994).21
Bunlara ek olarak Nihal Atsız (Bozkurtların Ölümü-1946; Bozkurtlar Diriliyor-
1949), Fakir Baykurt (Sakarca-1976) ve bütün eserlerini burada saymaya imkan olmayan
Abdullah Ziya Kozanoğlu'nun, Cahit Uçuk'un, Cahit Zarifoğlu'nun ve Kemalettin
Tuğcu'nun hikâye ve romanları dikkate alınmalıdır.
Tabiî bu arada hepsi cumhuriyet öncesi yazılmış olmasına rağmen cumhuriyet
sonrasında en çok basılan ve okunan hikâye yazarımız Ömer Seyfettin'in hikâye kitaplarını
da unutmamak gerekir. Zira Ömer Seyfetin'in hikâyeleri bundan sonra da
Türk edebiyatının çocuklar tarafından en çok okunan klâsikleri olma özelliğini sürdüreceğe
benzemektedir.
Şiir:
Orhan Veli, (Nasreddin Hoca-1949), Yusuf Ziya Ortaç (Kuş Cıvıltıları-1938; Sizin
İçin-1938), Faruk Nafiz Çamlıbel (Akıncı Türküleri-1938), M. Necati Öngay
(Sonbahar-1962; Sevgi Bahçesi-1963; Çocuk Şiirleri-1942), Mümtaz Zeki Taşkın
(Çocuklarımıza Resimli Şiirler-1959), Ceyhun Atuf Kansu (Bir Çocuk Bahçesinde-
1941; Çocuklar Gemisi-1946), Yalvaç Ural (Müzik Satan Çocuklar-1979; Kulağımdaki
Küçük Çan-1979), Ülkü Tamer (Virgül'ün Başından Geçenler-1965; Masal Şiirler-
1981), Abdülkadir Budak (Bir Gül Çocuk-1981), Abdülkadir Bulut (Kahveci
Güzeli-1981), Mustafa Ruhi Şirin (Gökyüzü Çiçekleri-1983; Çocuk Kalbimdeki
Kuş-1990) Cahit Zarifoğlu (Gülücük-1988), Mevlâna İdris Zengin (Kuş Renkli Çocukluğum-
1990), Ali Akbaş (Kuş Sofrası-1991), Hasan Demir (Kuşlarla Büyümek-
1999), Ahmet Efe (Işığın Yüreği-1999), Gökhan Akçiçek (Bulutlar Örtmese Güneşi-
1992; Bülbül Deresi Şiirleri-2001; Çocuklara Ölüm Yakışmaz-2001). Bunlara ek
olarak edebiyatımızın en çok çocuk şiiri yazmış şairi ve onun çocuk şiiri kitapları gelir.
Fazıl Hüsnü Dağlarca hayatının yaklaşık otuz yılını çocuk şiirlerine vermiştir ve
bugün 20'den fazla çocuk şiir kitabı bulunmaktadır: (Çocuk ve Allah-1957; Kuş
Ayak: Açıl Susam Açıl-1967; Kuş Ayak: Boyalı Ses-1971; Arka Üstü-1974; YeryüH
E C E
zü Çocukları-1974; Balina ile Mandalina-1977; Yazıları Seven Ayı-1978; Göz Masalı-
1979; Yaramaz Sözcükler-1979; Şeker Yiyen Resimler-1980; Güneşi Doğduran-
1981; İlkokul 2'deki/Kanatlarda-1981; Bitkiler Okulu-1995; Dolar Biriktiren Çocuk-
1995; Oyun Okulu-1998; Kaçan Uykular Ülkesi-1981; Cinoğlan-1981; Hin ile Hincik-
1981; Okulumuz l'deki-1999; Okulumuz 3'teki-1999; Cıncık-2000; Cin ile Cıncık-
2000).22
Yukarıda adları ve şiir kitapları sıralanan şairlere şunları da eklemekte yarar vardır:
İbrahim Zeki Burdurlu (Keloğlan-1949; Basık Tavan-1950; Atatürk'üm-1959;
Köroğlu Destanı-1965), Şükrü Enis Regü (Elma Ağacı-1971), İsmail Uyaroğlu (Çocuk
ve Şiir-1972; Gül Sağnağı-1976), Ahmet Uysal (Kuş Gölünde Günler-1993), Süreyya
Berfe (Çocukça-1983).
Cumhuriyet öncesinde doğup cumhuriyet yıllarında eser veren şair ve yazarlara
ek olarak, bugünün yaşayan genç ve yaşlı edebiyatçılarından yukarıda ismi geçmeyen
daha birçok isim çocuklar için şiir, masal, hikâye ve roman yazmaya devam etmektedir.
Yukarıda adları ve eserleri zikredilmeyen, ancak çocuk edebiyatı türlerine giren
eserleri olan daha birçok yazar ve şairimizin olduğu muhakkaktır. Bu tür kısa soluklu
çalışmalar bütün yazar ve şairlerimizin ve eserlerinin adlarını vermeye müsait değildir.
Bu da bize ayrıntılı bir Türk Çocuk Edebiyatı Tarihi'nin yazılması gerekliliğini
bir kez daha hatırlatmaktadır.
Cumhuriyet Sonrası Süreli Çocuk Yayınları
Cumhuriyet sonrası yeni harflerle basılan çocuk dergilerinin belli başlıcaları şunlardır:
Ateş (1930), Çocuk Sesi (1932), Afacan (1934), Yavrutürk (1936), Gelincik
(1936), Çocuk Gazetesi (1938), Binbir Roman (1939), Çocuk Romanları (1941), Çocuk
Gözü (1945), Şen Çocuk (1945), Doğan Kardeş (1945), Karınca (1952), Çocuk
Haftası Yıllığı (1959). Bunlara ek olarak daha çok gazeteler, bankalar ve çeşitli kurumların
çıkardığı dergiler de hatırı sayılar bir yekûn tutmaktadır: Milliyet Kardeş,
Tercüman Çocuk, Türkiye Çocuk, Zaman Çocuk, Hürriyet Çocuk, Diyanet Çocuk,
Çekirge, Şeker Çocuk, Vakıf Çocuk, Pamuk Çocuk, Uçan Çocuk, Çocuk ve Yuva,
Elma Şekeri, Yeni Can Kardeş, Kandil Çocuk, Çocuğa Selâm, Kumbara, Başak Çocuk,
Başaralım. Ayrıca bunlara 1970'li yıllarda Yeşilay'ın çıkardığı ve çocuk edebiyatının
gelişmesinde önemli bir yeri olan Mavi Kırlangıç ile Mavi Kuş, Kırmızı Bisiklet,
Kervan adlı dergileri ve son zamanlarda yayın yapmaya devam eden Miço,
Kırmızı Fare, Ebe Sobe, Salıncak'ı da edebiyata yer veren çocuk dergileri arasına katabiliriz.
23
Tabiî burada çocuk edebiyatı yayıncılığı alanında sorgulanması gereken bir noktadan
bahsetmek gerekiyor. Bir çocuk dergisinin çocuk edebiyatına dahil edelebilecek
bir süreli yayın sayılabilmesi için hangi şartları taşıması gerekmektedir? Yani "çocuk
dergisi" ile "çocuk edebiyatı dergisi" arasında belirgin farkların olması gerekiyor zannımca.
Önce bu farklar araştınlıp ortaya konabilirse bu dergilerden hangilerinin çocuk
H E C E
edebiyatı dergisi olduğu daha rahat belirlenebilir. Bu sahada kafa yoran araştırmacıların
yakın bir gelecekte böyle bir çalışma yapacağını temenni ediyoruz.
Çocuk Edebiyatına Akademik Bakış
Burada ilk önce cumhuriyet öncesinde «çocuk edebiyatı» üzerinde duran birkaç
yazının varlığından bahsetmek yararlı olacaktır. İlk kez Ali Nusret adında bir yazarımız
(1874-1919) çocuk edebiyatını konu edinen ve çocuk edebiyatının önemini
vurgulayan bir yazı kaleme almıştır. Bu yazı Şûrâ-yı Ümmet gazetesinde 1908 yılında
yayınlanmıştır.24 Ardından 1909'da Darulmuallimin Müdürlüğü'ne getirilen Satı
Bey, bu alandaki eksikliği hissederek birtakım girişimlerde bulunmuş, söz gelişi şairlerden
çocuklara yönelik şiirler yazmalarını istemiş, bu istek doğrultusunda İbrahim
Alâettin Gövsa Çocuk Şiirleri'ni (1911), Ali Ulvi Elöve de Çocuklarımıza Neşideler'i
(1912) yazıp yayınlamıştır. Satı Bey, Çocuklarımıza Neşideler'e yazdığı 11
Şubat 1911 tarihli sunuş yazısında çocuklara yönelik edebiyatın önemi üzerinde durmuş,
çocuklara yönelik eserlerin eksikliğinden yakınmıştır.25
Türk edebiyatında cumhuriyetten önce "çocuk edebiyatı" kavramını kullananlardan
bir diğer isim de İbrahim Alâettin Gövsa olmuştur. Gövsa'nın "Çocuk Edebiyatı"
başlıklı yazısı Tedrisat Mecmuası'nın 48 ve 50. sayılarında yayınlanmıştır.26 Bu
arada 1920 öncesinde açılmaya başlanan anaokullarına dönük bir çalışma olduğu anlaşılan
ve dönemin Maarif Nazırı Ahmet Cevad (Emre) tarafından kaleme alınan
"Çocuklara Hikâye Anlatmak Sanatı" (1917) adlı kitap çocuk edebiyatı tarihimizde
kayda geçmesi gereken bir çalışmadır. Buna ek olarak cumhuriyetin ilk yıllarında
(1925-1929 arasında) görev yapmış olan Millî Eğitim Bakanı Mustafa Necati Uğural'ı,
çocuk ve gençler için dönemin ünlü edebiyatçılarına hazırlatmış olduğu kitaplardan
dolayı anmak gerekir.27
Tabiî cumhuriyet öncesinde "çocuk edebiyatı" teriminin ilk defa kullanımı ve bu
dönemde kimlerin bu terimi konu edinen yazılar yazdığı hakkında kapsamlı araştırmalara
da ihtiyaç olduğu ortadadır. Dönemin çocuk dergi ve gazeteleri titiz bir okumaya
tabi tutulduğunda bu konuda önemli bir mesafe katedilebilir.
Türkiye'de çocuklara yönelik yayınların Tanzimattan sonra giderek arttığına yukarıda
değinilmişti. Cumhuriyetten sonra da bu artış devam etmiştir. Ancak bu iki dönem
arasında bazı belirgin farklar göze çarpmaktadır. En başta cumhuriyetten önce
sadece çocuklar için yayın yapmanın önemi üzerinde yoğunlaşılmış, cumhuriyetten
sonra ise «çocuk edebiyatı» kavramı üzerinde durulmaya, akademik anlamda çocuk
edebiyatının eğitim boyutu üzerinde araştırmalar yapılmaya ve bu bağlamda birtakım
teorik ve akademik kitaplar yazılmaya başlanmıştır. Bu tür kitapların ağırlıklı olarak
son yarım yüzyılın, hatta son çeyrek yüzyılın ürünleri olduğu da dikkatlerden kaçmaz.
Bu kitaplarda çoğunlukla dünya çocuk edebiyatı ile Türk çocuk edebiyatının tarihçesine
kısaca değinilmiş, daha çok çocuk edebiyatının genel vasıfları, çocuk edebiyatı
türleri ve bu türlerin örnekleri, çocuk edebiyatı ürünlerinin eğitim işlevi, bu
eserlerin çocukların eğitimindeki yeri ve önemi, çocuk kitaplarında aranması gereken
vasıflar gibi konular üzerinde durulmuştur. Bu kitaplar ilk baskı yıllarına göre
aşağıda sıralanmıştır:
H E C E
1. bs. KİTAP ADI
1954 Türkçe Çocuk Edebiyatı
1966 Örnekleriyle Çocuk Edebiyatımız
1975 Çocuk Edebiyatı ve Çocuk Kitapları
1977 Çocuk Edebiyatı
1987 Çocuk Edebiyatı
1994 Çocuk Edebiyatı
1997 Çocuk Edebiyatı
1998 Cumhuriyet Devri Çocuk Edebiyatı
1998 Çocuk ve Edebiyat
2000 Eğitim Fakülteleri İçin Çocuk Edebiyatı
2000 Uygulamalı Çocuk Edebiyatı
2000 Çocuk Edebiyatı
2001 İkibine Doğru Çocuk Edebiyatımız
2002 Örneklerle Çocuk Edebiyatı
2002 Çocuk Edebiyatı
2002 Çocuk Edebiyatı
2002 Yaratıcı Çocuk Edebiyatı
2002 Meşrutiyet Dönemi Çocuk Edebiyatı: Şiir
2002 Çocuk ve Edebiyat
2003 Çocuk Edebiyatı
2003 Çeviri Çocuk Edebiyatı
YAZAR
Kemal Demiray
Enver Naci Gökşen
Meral Alpay-R. Anhegger
A. Ferhan Oğuzkan
Turhan Baraz
Haz. M. Ruhi Şirin
Öner Ciravoğlu
Zeki Gürel
Necdet Neydim
Hüseyin Tuncer- Mehmet Yardımcı
İbrahim Kıbrıs
A. Yaşar Zengin-Nesrin Zengin
Zeki Gürel
Recep Nas
Alemdar Yalçın-Gıyasettin Aytaş
Tacettin Şimşek
Hasan Güleryüz
Cüneyd Okay
Sedat Sever
Necdet Neydim
Necdet Neydim
Türkiye'de üniversitelerde "Çocuk Edebiyatı"nın ders olarak okutulmasına son
20-30 yılda ağırlık verildiğini biliyoruz. Zaten yukarıda adı geçen "çocuk edebiyatı"
kitaplarının çoğu da üniversite öğretim üyeleri tarafından bu süreç içinde kaleme alınmıştır.
Konuya verilen önem artmakla birlikte yine de bu dersin bugün için bütün üniversitelerimizdeki
durumunun ne olduğu konusunda ciddî bir araştırma yapmak, bu
konudaki eksiklikleri ve yapılabilecekleri değerlendirecek bir rapor hazırlamak gerekliliği
de gün gibi aşikârdır. Bu arada çocuk edebiyatı dersinin Türk eğitim sistemindeki
başlangıcı ve gelişimi hakkında da ayrı bir çalışmaya ihtiyaç olduğu kesindir.
Türk Çocuk Edebiyatı Tarihine Katkı
Cumhuriyetin ilânından sonra Çocuk Edebiyatı'na, çocuklara yönelik yayınlara
eskiye nazaran daha fazla önem verildiği, bu sahadaki yayınların bir hayli arttığı görülür.
Ancak yukarıda da söz edildiği üzere ne yazık ki bugüne kadar çocuk edebiyatımızın
cumhuriyet öncesi ve sonrasının geniş çaplı bir profili çizilmemiştir. Hatta
Türk çocuk edebiyatı tarihi adına kaleme alınan yazıların ve bazı kitaplardaki kısa
bölümlerin çok yetersiz olduğu da gözlerden kaçmaz. Diğer taraftan Türk çocuk edebiyatı
tarihi alanına önemli katkıda bulunan yetkin eserlerin sayısı ise bir hayli azdır.
Bunların en temel özelliği Türk çocuk edebiyatını bütüncül açıdan değil de sadece
belli tarihi dönemleri ele almak bakımından değerlendirmiş olmalarıdır. Bunlardan
birkaçı Cüneyd Okay'ın Eski Harfli Çocuk Dergileri, İsmet Kür'ün Türkiye'de Süreli
Çocuk Yayınları, yine Cüneyd Okay'ın Meşrutiyet Dönemi Çocuk Edebiyatı: Şiir,
Zeki Gürel'in Cumhuriyet Devri Çocuk Edebiyatı ile her ikisini de Hülya Argunşah
Hanım'ın çalıştırdığı iki yüksek lisans tezidir: Gülünaz Pehlivan, 1860-1928 Yılları
Arasında Yayınlanan Çocuk Kitapları, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler EnstitüH
E C E
sü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri 1993; Öztürk Emiroğlu, Tanzimat'tan
1928'e Kadar Yayımlanan Çocuk Gazete ve Dergileri Üzerine Bir İnceleme,
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Kayseri 1992.
Kapsamlı bir Türk çocuk edebiyatı tarihinin yazılması noktasında bugünkü mevcut
çocuk edebiyatı kitapları ile çocuk edebiyatı tarihine diğerlerine göre daha fazla
yer ayırmış olan şu çalışmalar da katkıda bulunacaktır: Uygulamalı Çocuk Edebiyatı
(İbrahim Kıbrıs), Çocuk Edebiyatı (Haz. Mustafa Ruhi Şirin), Çocuk Edebiyatı
(Tacettin Şimşek).
Bu bölümde sonuç olarak Türk çocuk edebiyatı tarihinin yazımının çok geciktiğini,
yukarıda adları sıralanan çalışmalar dikkate alınarak kapsamlı bir Türk çocuk
edebiyatı tarihinin yazımına bir an önce eğilmek gerektiğini belirtelim.
Sivil Toplum Örgütleri ve Çocuk Edebiyatı
Türkiye'de çocuk kitapları yayınlayan birçok yayınevi olmasına rağmen çocuk
edebiyatı ile ilgilenen sivil toplum örgütlerinin sayısı oldukça azdır. Bugün için dernek
veya vakıf olarak bu yönde önemli faaliyetleri olan -tespit edebildiğimiz- sivil
toplum örgütleri ve bunların kuruluş tarihleri şöyledir: Çocuk Vakfı (1990), Çocuk
Yayınları Derneği (1994), Çocuk Edebiyatçıları Birliği Derneği (?), Çocuk ve İlkgençlik
Kültürü ve Edebiyatı Araştırmacıları Derneği (1999).
Dikkat edilirse bu örgütlerin kuruluş tarihleri çok eskiye gitmemektedir. Kanaatimizce
bu tür sivil toplum örgütleri gelecekte hem daha çok artacak hem de çocuk
edebiyatıyla daha yakından ilgileneceklerdir. Yani mevcut STK'ların çocuk edebiyatı
ile çok yakından ilgilenmedikleri de anlaşılmaktadır. Çok yakından ilgilenmemektedirler,
çünkü bu örgütler Türkiye çapında kendilerini tanıtmak, yoğun bir faaliyet
programına sahip olmak ve çocuk edebiyatı ile ilgili gerçekleştirdikleri bu faaliyetlerle
hatırı sayılır bir gündem oluşturmak noktasında çok başarısızdırlar.
Cumhuriyet döneminde çocuk edebiyatı alanında bunlara ek olarak başka girişimler
de olmuştur. Bunlardan biri bazı dergilerin çıkardıkları çocuk edebiyatı özel
sayılarıdır. Bu özel sayılardan bazılarının -dillendirilmeyen- farklı amaçları olsa bile,
bunlar genel anlamda "çocuk" ve "edebiyat" konusunun gündemde kalmasını, sorunların
tartışılmasını, bu konuda neler yapılabileceğine dair önerilerin öne sürülmesini
sağlamak bakımından önemlidirler. Diğer taraftan birincisi 1937'de yapılan I.
Yayın Kurultayı, ikincisi 1975'te yapılan II. Yayın Kurultayı ile farklı tarihlerde düzenlenen
seminerler, sempozyumlar ve verilen ödüller de çocuk edebiyatı alanında
cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleştirilen etkinlikler olarak dikkate alınmalıdır.28
Aslında Türkiye'de çocuk edebiyatının daha bir önem kazanması, tartışılması, gündemi
işgal etmesi 1979 yılının "Çocuk Yılı" olarak kabul edilmesiyle gerçekleşmiştir.
Tabiî Türkiye'de "Çocuk Yılı" münasebetiyle gerçekleştirilen etkinlikler ve bu
etkinliklerin çocuk edebiyatının gelişmesine ne gibi bir katkısı olduğu ayrı bir çalışma
olarak ele alınmayı beklemektedir.
H E C E
SONUÇ
Yukarıda hemen her başlık altında bir taraftan durum tespiti yapmaya çalıştık, bir
taraftan da eksiklikleri göz önüne alarak birtakım önerilerde bulunduk. Bu tespit ve
önerilere ek olarak Türkiye'de çocuk edebiyatının tarihsel serüveni içinde şu konuların
da araştırılması gerektiğini belirterek yazımıza son noktayı koymuş olalım:
Çocuk kitapları ve süreli yayınlarından hangileri gerçekten «çocuk edebiyatı»nın
sınırları içinde yer almaktadır?
Türkiye'de okul öncesi çocuk edebiyatı ve kitaplarının durumu nedir?
Televizyon ve radyolarda düzenlenen çocuk programları çocuk edebiyatının tarihi
serüveni içinde ne gibi bir rol oynamıştır/oynamaktadır?
Türkiye'de çocuk edebiyatının gelişiminde başlangıçtan bugüne yayınevlerinin
katkısı ne olmuştur?
Türkiye'de çocuk edebiyatının gelişiminde din, ideoloji gibi faktörlerin rolü ne
olmuştur?
Çocuk edebiyatımızın gelişiminde piyeslerin tarihi serüveni nasıldır?
Cumhuriyet öncesi ve sonrasına ait çeviri çocuk kitaplarının tam bir dökümü yapılmalı
mıdır?
Bu çalışmada bilmeyerek yapılan hatalar olabilir. Zira kapsamlı, uzun soluklu ve
çok titiz bir Türk Çocuk Edebiyatı Tarihi yazılmadığı sürece hem cumhuriyet öncesi
hem de cumhuriyet sonrası Türk çocuk edebiyatının seyrini ortaya koymaya çalışan
bu tür çabalar daima eksik kalacak ve birtakım küçük büyük yanlışları içinde barındıracaktır.
* Bu yazıyı hazırlarken görüş, öneri ve düzeltmeleriyle bana yol gösteren sayın hocalarım Prof. Dr. Mustafa
ÖZBALCI ve Doç. Dr. Şaban SAGLIK'a teşekkür ederim.
1 Söz gelişi 2000 yılında yayınlanan "Türkiye'de Çocukla İlgili Kurum ve Kuruluşlar Rehberi"nde yer
alan üniversitelerimizdeki eğitimle ilgili bölümler arasında Çocuk Edebiyatı Anabilim Dalı'nın olmadığı
görülmektedir. Bu rehberde ilgi alanına "çocuk edebiyatı"nın da girdiğini düşündüğümüz tek bir
resmî kurum adı geçmektedir: Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi.
Bu kurum ve kuruluşlar için bk. Türkiye'de Çocukla İlgili Kurum ve Kuruluşlar Rehberi, Hazırlayanlar:
Bekir Onur-Müge Artar, Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi
Yayınları, Ankara 2000, s. 191-203.
2 Türkiye'de bir Çocuk Edebiyatı Enstitüsü'nün kurulması gerekliliği daha önce de dillendirilmiştir. Bk.
Fahri Temizyürek, "Çocuk Edebiyatı Enstitüsü Kurulmalıdır", Çağdaş Eğitim, S. 202, Eylül 1994.
3 http://www.cocukvakfi.org.tr
4 Alemdar Yalçın-Gıyasettin Aytaş, Çocuk Edebiyatı, Akçağ Yayınları, Ankara 2003, s. 24-25. Ayrıca
bk. Tacettin Şimşek, Çocuk Edebiyatı, Rengarenk Yayınları, Ankara 2002, s. 262-264; İnci Enginün,
"Çocuk Edebiyatına Toplu Bir Bakış", Türk Dili (Çocuk Edebiyatı Özel Sayısı), c. 49, S. 400, Nisan
1985, s. 188-189.
5 Bk. Millî Kütüphane tarafından Nüvis Beşerî Araştırmalar ve Yayıncılık Ltd. Şti.'ne hazırlattırılan Eski
Harfli Türkçe Basma Eserler Bibliyografyası CD'si; M. Sabri Koz, "Jules Verne'in Türkçedeki
Serüveni/Seçme Kaynakça", Kitap-lık, S. 44, Kasım-Aralık 2000, s. 151-160.
6 Bu çevirilerin toplu bir bibliyografyası için bk. M. Sabri Koz, agm, s. 151-160.
7 Bk. Eski Harfli Türkçe Basma Eserler Bibliyografyası CD'si.
ÇOK ÖNEMLİ BİR NOT: Bu bibliyografya çalışmasında çok önemli ve büyük bir hata yapılmıştır.
Eski harfli kitaplarda kullanılan ve baskı yıllarını gösteren tarihler hicrî olarak gösterilmiş, hicrî olduH
E C E
ğu düşünülen bu tarihler hazırlayıcılar tarafından milâdîye çevrilmiştir. Oysaki bu tarihler rumîdir. Tabiî
böyle olunca birçok eserin baskı tarihi yanlış verilmiştir. Söz gelişi bazı kaynaklarda Türkçede ilk
Jules Verne çevirisi olarak gösterilen ve Ohannes Gokasyan tarafından çevrilen Kaptan Hatras'ın Sergüzeşti'nin
basım yeri ve yılı "Bursa 1294 (hicrî) 1877 (milâdî)" olarak verilmiştir. Gerçekten de hicrî
1294 yılı milâdî 1877'ye tekabül etmektedir, ancak bilindiği üzere eski harfli gazete, dergi ve kitaplarda
kullanılan basım tarihleri rumî takvime göre verilmekteydi. Böylece verilen 1294 tarihinin hicrî
değil, malî (rumî) yılı gösterdiği ve bunun da milâdî olarak (1878/1879) yılına tekabül ettiği anlaşılır.
Bu durumda söz konusu çeviri 1294 rumî yılının mart-aralık aylarında basılmışsa 1878, ocak-şubat aylarında
basılmışsa 1879 yılına ait demektir. Eskiden kitapların hangi ay basıldığı belirtilmediği için
1294 tarihinin milâdî karşılığını 1878 olarak kabul etmek daha doğru görünmektedir. Diğer taraftan bu
bibliografya CD'sinde çevireni belirtilmeyen ve basım yıl "1292 (hicrî) 1875 (milâdî)" olarak verilen
Seksen Günde Devr-i Âlem'in Türkçeye çevrilen ilk Jules Verne romanı olduğu görülmektedir. Üstelik
burada aynı hatadan kaynaklanan tarih yanlışı da söz konusudur. Yani 1292 tarihi hicrî değil, rumî
olmalıdır ve miladî olarak 1876'ya tekabül etmektedir. Bk. Faik Reşit Unat, Hicrî Tarihleri Milâdî
Tarihe Çevirme Kılavuzu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1988.
8 Alemdar Yalçın-Gıyasettin Aytaş, age, s. 24-35
9 M. Sabri Koz, "Bazı Eski Basma Kaynaklardan Hasreddin Hoca Üzerine Notlar", Yedi İklim (Nasreddin
Hoca Özel Sayısı), S. 138-139, Eylül-Ekim 2001, s. 45.
10 Alemdar Yalçın-Gıyasettin Aytaş, age, s. 24-25.
11 M. Sabri Koz, "Bazı Eski Basma Kaynaklardan Hasreddin Hoca Üzerine Notlar", Yedi İklim (Nasreddin
Hoca Özel Sayısı), S. 138-139, Eylül-Ekim 2001, s. 45.
12 A. Ferhan Oğuzkan, Çocuk Edebiyatı, Emel Matbaacılık Sanayii, 3. bs., Ankara 1983, s. 217-218.
13 Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı, 22. bs., Boğaziçi Yayınlan, İstanbul 2001, s. 5.
14 Cüneyd Okay, Eski Harfli Çocuk Dergileri, Kitabevi, İstanbul 1999; s. 216-217. Aynca bk. İsmet
Kür, Türkiye'de Süreli Çocuk Yayınları, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara 1991, s. 555; Ahmet
Balcı, "Bir Okuma Materyali Olarak Çocuk Dergileri ve Çocuklara Rehber", Türklük Bilimi
Araştırmaları (Türkçenin Öğretimi Özel Sayısı), S. 13, Bahar 2003, s. 322-323; Alemdar Yalçın-Gı
yasettin Aytaş, age, s. 238-241.
15 Nuri Akbayar, "Ansiklopediciliğimizin İlk 80 Yılı", Türkiye'de Dergiler Ansiklopediler (1849-
1984), Gelişim Yayınları, İstanbul 1984, s. 227-229.
16 Bk. Hasan Güleryüz, Yaratıcı Çocuk Edebiyatı, Pegem A Yayıncılık, 2. bs., Ankara 2003, s. 86-87; Kemal
Demiray, Türkçe Çocuk Edebiyatı, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1975, s. 87, 89-90, 92, 94-95;
Alpay Kabacalı, "Çocuk Edebiyatı", Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, c. 3, s. 607-610'dan
aktaran Öner Ciravoğlu, Çocuk Edebiyatı, Esin Yayınevi, İstanbul 1997, s. 17-21; Fatih Erdoğan, "Top
lumsal Tarihimizde Çocuk Edebiyatının Yeri", Toplumsal Tarihte Çocuk, Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
İstanbul 1994, s. 86-87; Meral Alpay, "Türk Çocuk Edebiyatı", Kütüphane: Dünü Yarına Bağlayan
Köprü, Türk Kütüphaneciler Demeği İstanbul Şubesi Yayınları, İstanbul 1991, s. 15-18.
17 Cumhuriyetin ilk çeyrek diliminde birçok La Fontaine çevirisi yapılmıştır: Siraceddin Hisarcıoğlu
(Çocuklarıma Hikâyeler-1928), Mahmut Cevdet (La Fontaine'in Dalgınlıkları-1931), Emil Bavan (La
Fontaine'in Seçilmiş Hikâyeleri-1932), Vasfi Mahir Kocatürk (La Fontaine'den Hikâyeler-1934), Cazibe
Soydaş-Cemal Özkaynak (Resimli La Fontaine Öyküleri-1936). Bk. Tacettin Şimşek, age, s. 268.
18 Bk. M. Sabri Koz, agm, s. 155-156; Necdet Neydim, Çocuk ve Edebiyat, Bu Yayınevi, Istanbul 1998,
s. 38.
19 Bk. "Çeviri Çocuk Edebiyatı Kaynakçası-I", Metis Çeviri, S. 15, Bahar 1991; "Çeviri Çocuk Edebiyatı
Kaynakçası-II", Metis Çeviri, S. 16, Yaz 1991.
20 Bk. Necdet Neydim, age, s. 38.
21 Çocuk Edebiyatı, Haz. M. Ruhi Şirin, Çocuk Vakfı Yayınlan, İstanbul 1994, s. 87-91.
22 İbrahim Kıbrıs, Uygulamalı Çocuk Edebiyatı, Eylül Kitap ve Yayınevi, Ankara 2002, s. 11-19.
23 Alemdar Yalçın-Gıyasettin Aytaş, age, s. 26; A. Ferhan Oğuzkan, age, s. 100-101; İbrahim Kıbrıs,
age, s. 11-19.
24 Tacettin Şimşek, age, s. 268-269.
H E C E
25 Bk. Şeyma Gencel, "Çocuk Dergileri", Türkiye'de Dergiler Ansiklopediler (1849-1984), Gelişim
Yayınları, İstanbul 1984, s. 188-202; Alemdar Yalçın-Gıyasettin Aytaş, age, s. 241-268; Tacettin
Şimşek, age, s. 266.
26 Çocuk Edebiyatı, Haz. M. Ruhi Şirin, s. 83.
27 Tacettin Şimşek, age, s. 267.
28 İbrahim Alâettin Gövsa, "Çocuk Edebiyatı", Tedrisat Mecmuası, S. 48, Eylül 1919, s. 274-281; S.
50, Kasım 1919, s. 370-377.
29 İbrahim Kıbrıs, age, s. 8-10.
30 Bu özel sayılar ve etkinlikler hakkında önemli bir değerlendirme için bk. Selim Uğurlu, "Çocuk Edebiyatımız
İçin Elli Yıllık Notlar", Çocuk Edebiyatı Yıllığı 1987, Gökyüzü Yayınları, İstanbul 1987,
s. 632-646.