18 Haziran 2019 Salı

fransız bakalorya soruları

Cumhuriyet 16.06.2006
Fransa'da Felsefe Bakaloryasından... SERVER TANİLLİ12 Haziran'da, Fransa'da, liseler felsefe bakaloryasından geçtiler.Şu günler, onun yankıları sürüyor...Okurlar hatırlayacaklar: Fransa'da, liseyi bitirenler, bir üst okula ya da üniversitelere gidebilmek için, ''bakalorya'' denen bir sınavdan geçerler. Edebiyat, tarih-coğrafya gibi bir iki konunun yanı sıra, felsefe de programdadır. Bir de gelenektir: Bakalorya sınavları felsefe ile başlar. Neden o? Çünkü, bir kafanın olgunluğu, felsefe kültürü ve konulara felsefi olarak yaklaşması, yaklaşabilmesi ile belli olur. Felsefe de, hayata akıl penceresinden bakmak değil mi?Fransızlar, yaşamın eşiğinde, gençlerde bu olgunluğu arıyor.Türkiye'de, bakalorya uygulamasına ilk kez Galatasaray Sultanisi'nde başlandı (1869); Meşrutiyet'ten sonra, Cumhuriyet'in eğitim sisteminde de yerini aldı ve ''olgunluk sınavı'' adıyla sürdü. 1953-1954 ders yılından sonra kaldırıldı.Yıllara dikkat ediyor musunuz?Demokrat Parti, eğitimi çökertirken en başta liseyi yıkmıştır. Onun çoğu tabela liselerine, sonraki yıllarda çoğu tabela üniversiteleri furyası eklenmiştir.Bugün de bu dramı seyrediyoruz...*12 Haziran'da, 600 bin öğrencinin girdiği felsefe bakaloryasında ilginç sorular sorulmuş.''Edebiyat'' grubundaki öğrencilere yöneltilen sorular, aralarından birini seçmek hakkını da vererek, şöyle:- ''Görevlerimizi, yalnız ötekilere karşı mı yükleniyoruz?''- ''Zamanla yarışmasının bir anlamı var mı?''- Öğrencilere, isterlerse yorumlamaları için, İngiliz filozofu John Locke 'un (1632-1704), ''mülkiyet'' üstüne bir metni verilmiş.''Ekonomi ve sosyal'' grubundaki öğrencilerden, şu sorulardan birini yanıtlamaları istenmiş:- ''Mutluluğu gerçeğe yeğlemek gerekir mi?''- ''Bir kültür, evrensel değerleri taşıyabilir mi?''- Öğrencilere, isterlerse yorumlamaları için, Fransız filozofu Alain 'in (1868-1951) ''sosyal örgütleniş'' üstüne bir metni verilmiş.Son olarak, ''Bilim ve bilimsel'' grubundaki öğrencilerin, şu sorulardan birine yanıt vermeleri istenmiş:- ''Bir kültürün değerini nesnel olarak ortaya koyup yargılamak mümkün müdür?''- ''Deneyim, ne olursa olsun, ortaya bir şey koyabilir mi?''- Öğrencilere, istediklerinde yorumlamaları için, İngiliz filozofu John Stuart Mill 'in (1806-1873), ''toplumun temeli olarak güven'' in üstünde durduğu bir metni sunulmuş.İşte, bu yılki bakaloryasında felsefe soruları Fransa'da!Acaba örneğin İtalya'da, İspanya'da felsefe adına neler ve nasıl soruldu öğrencilerden? O ülkeleri de yakından izleyen Nilgün Cerrahoğlu 'nun mutlaka söyleyecekleri vardır...*Özellikle 12 Eylülcülerinin, ülkemizde eğitim konusunda yol açtıkları fecaati şimdi anlatmanın sırası değil.Felsefe de bundan payını aldı.Daha sonra, felsefe dersleri, budanmış ve içeriği boşaltılmış bir halde, öğretime yeniden sokuldu. Şimdilerde, ilahiyat çıkışlıların da liselerde felsefe öğretimine katıldığını haber alıyoruz. Böyle bir ortamda, felsefe adına kimlerin, neyi ve nasıl öğrettiklerini, daha doğrusu ''bellettiklerini'' , tahmin etmez misiniz?Gazetelerde anketler okuyoruz: Gençler, sağa kaymış ve çoğunlukla ''hayatından memnun'' imişler.Vay ki vay! Nasıl bir geleceğe gidiyoruz?Bir de şu: Artık, eğitimi devletten alıp özel dershaneler yüklenmiş; ve oralarda da kültür ''bütünlük'' ten sıyrılıp ''test'' lere indirgenmiş. Felsefe adına da, gençler bunu ezberliyorlar...Ama hayır, olan-bitene boyun eğmeyelim!Eğitimi işgalden kurtaralım; başta da, felsefeyi özgür kılıp, bırakalım akılla kucaklaşsın!