21 Eylül 2018 Cuma

ales 2013 sözel

1. - 6. sorularda, parçadaki boşluğu anlam
bakımından en uygun biçimde tamamlayan
seçeneği bulunuz.
Geçen hafta İznik’teydim. İznik’i; Güney Marmara’da,
göl kıyısında, küçük ve sevimli bir kasaba diye
anlatırsam ona haksızlık etmiş olurum. Bu haksızlık,
kullandığım sözcüklerden kaynaklanmaz, onlarda bir
yanlışlık yoktur. Göl kıyısındadır, sevimlidir,
küçüktür. ---- İznik böyle anlatılamaz. Bu yazımda
“geçmişiyle büyük” İznik’i anlatmaya başlayınca
haklı olduğumu göreceksiniz.
A)
B)
C)
D)
E)
Bunlar da önemlidir.
Doğal güzelliklerini göz ardı etmemem gerekir.
Peki çinileriyle ünlü değil midir?
Hepsi doğrudur ama çok eksiktir.
Ama bir gezgin için bunlar yeterli midir?
Şans Meleği adlı romanı okuduğumuzda görüyoruz
ki bir ironi yatıyor bu başlığın altında. Şanstan ve
kazanmaktan çok, ---- vurgu yapan bir roman bu.
A)
B)
C)
D)
E)
yaşama ve olaylara
gerçeklere ve duygulara
mücadeleye ve başarmaya
korkuya ve heyecana
acıya ve kaybetmeye
1.
2.
Ilımlı ve dengeli bilgeliğiyle Montaigne, dört yüz yıllık
koca bir zaman dilimini aşmış ve günümüze
ulaşmıştır; çağdaşımızdır o, bugünün ve geleceğin
insanıdır. Çünkü bütün denemelerinde, bakışlarını iç
dünyasına çevirerek aslında insan denen varlığın her
şeye rağmen değişmeyen ve değişmeyecek olan
yapısına ışık tutmuştur. ----.
A)
B)
C)
D)
E)
Rönesans kültürünün zirvede olduğu ancak insan
ilişkilerinin belli standartları aşamadığı bir dönemin
penceresinden bakmıştır olaylara
Yani evrensel bir insan portresi çizmiş; onu her
yönüyle irdeleyerek, tutkuları, eğilimleri, zaafları,
yanlış ve doğrularıyla yansıtmıştır
Yüzyıllara direnmesini sağlayan en önemli özelliği,
içten ve kusursuz anlatımıdır hiç kuşkusuz
Aslında onun özgür düşünceli bir insan olması bütün
önyargılardan uzak durmasından kaynaklanır
Hümanizmi temel alan eğitimine ek olarak o, kendini
yetiştirmiş, özgür iradesini oluşturup güçlendirmiştir
Tarihten bu yana oluşturulan bütün değerlerin
“kültür” adını alabilmesi için bunların, toplumun
üyeleri tarafından ---- gerekir. Bu ise, iletişim
kurmanın ve toplumsal bütünleşmenin ----.
A)
B)
C)
D)
E)
benimsenmesi – göstergesidir
değiştirilmesi – temel amacıdır
anlaşılması – karşılığıdır
önerilmesi – bir yoludur
şekillendirilmesi – yoğunlaşmasıdır
3.
4.
30 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
William Faulkner’a, o ünlü Emily İçin Bir Gül
öyküsünü yazmasına neden olan etken
sorulduğunda şu cevabı veriyor: “Bir hayalet
hikâyesiydi bu. İnsanların girmesine izin verilmeyen
bir evde, yastığın üzerinde gördüğüm saç telinin
bende bıraktığı izlenim sadece.” ----. Gerisi, başarılı
kurgudan ibaret edebî bir sonuç. Eğer o gün
Faulkner, o saç telini yastığın üzerinde görmeseydi
belki de bugün Emily İçin Bir Gül gibi güzel bir öykü
olmayacaktı.
A)
B)
C)
D)
E)
Yani yazara dokunan bir insanlık hâli, bir ürperti
kısaca
Yazarın yazmaya düşkün olmasıyla ilişkilendirilebilir
mi bu, bilemiyorum
Değişmeyen tek şey, insanoğlunun olgular
karşısındaki duruşu
Sanatın baştan çıkarıcılığını tartışmaya gerek var mı
yok mu, tartışılır
Bir yazar, özlemlerini de yazma özgürlüğüne sahiptir
sonuçta
Türk edebiyatında olduğu gibi dünya edebiyatında
da denize içeriden bakan yazar azdır. Bu yüzden
Conrad’ın yeri başkadır benim için. Onun Karanlığın
Yüreği adlı eserini ürpererek okumuştum. Öylesine
canlı sahneler çiziyordu ki yazar, ----. Genç yaşlarda
karalardan sıkılarak yaşamın gizemini sularda
arayan, buna otuz yılını adayan bir serüvenciyi
tanımak, neler yaşayabileceğini öğrenmek çok
heyecan vericiydi. Tayfalıktan kamarotluğa, kaptan
yardımcılığından kaptanlığa uzanan bir gemi adamı
deneyimi oluşmuştu bende.
A)
B)
C)
D)
E)
okuduklarım bir filmin karelerine dönüşüyordu âdeta
bu yeteneğini kolay kazanmadığını anlıyordum
düş dünyama dalıp olayları kaçırıyordum
zaman ve mekândan kopuyor, sığınacak bir liman
arıyordum
bildiklerimin yanlış olduğu düşüncesine kapılıyordum
5.
6.
7. - 10. sorularda, başta verilen cümleden kesin
olarak çıkarılabilecek yargıyı bulunuz.
Televizyonun yaygınlaşmasıyla sinema endüstrisi
büyük bir sarsıntı geçirmiştir.
A)
B)
C)
D)
E)
Sinema teknik bakımdan kendini geliştirememiştir.
Televizyonun yaygınlaşması nedeniyle sinema
üzerine ayrıntılı incelemeler yapılmalıdır.
Televizyonun hem göze hem kulağa seslenmesi, ön
plana çıkmasını sağlamıştır.
Televizyona gösterilen ilgi, sinema sektörünü zor
duruma sokmuştur.
Sinema, toplumda yeterince yaygınlaşamayan bir
eğlence aracıdır.
Tracy Letts’in kendi oyunundan senaryolaştırdığı
Katil Joe adlı film, hem Amerikan taşrasında geçen
kanlı bir aile komedyası hem de alabildiğine absürt
bir gerilim filmi olarak keyifle izleniyor.
A)
B)
C)
D)
E)
Yazan ve yöneten aynı kişidir.
Dönemin tarihsel olayları yansıtılmıştır.
Teknolojinin imkânlarından olabildiğince
yararlanılmıştır.
Birden fazla türe ait özellik taşımaktadır.
Sanatçıların performansı, olayların farklı
anlaşılmasını sağlamıştır.
7.
8.
31 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
Mart 2013’te çıkmaya başlayan bu arkeoloji dergisi,
yine usta sanatçıların fotoğraflarıyla ve uzmanların
kaleme aldığı özel yazılarla Anadolu’nun uzak
tarihine ışık tutuyor.
A)
B)
C)
D)
E)
Her ay farklı bir konu özel dosya olarak ele
alınmaktadır.
Sanat, tarih ve arkeoloji iç içe yansıtılmaktadır.
Dünya tarihinin bilinmeyen gerçekleri aydınlatılmaya
çalışılmaktadır.
Arkeoloji bilimindeki gelişmeler sıcağı sıcağına
okurla paylaşılmaktadır.
Alanında yetkin kişiler tarafından hazırlanmaktadır.
Uçak yolculuğu sırasında en çok karşılaşılan sağlık
sorunu kulak problemleridir.
A)
B)
C)
D)
E)
Kulak rahatsızlığı, sadece uçak yolculuğu yapan
insanlarda görülmektedir.
Uçak yolculuklarında çeşitli sağlık sorunları ortaya
çıkmaktadır.
Günümüzde kulak rahatsızlıkları, diğer hastalıklara
nazaran daha sık görülür.
Uçak yolcuğu, diğer yolculuklara göre daha
sıkıntılıdır.
Kulak rahatsızlığı bulunanların uçağa binmesi
sakıncalıdır.
9.
10.
I. ama ustasından farklı bir yaklaşımla
II. Borges gibi metinler arası bağlar kuruyor
III. Alberto Manguel eserinde
IV. yani gizli veya açık göndermeler yapıyor
V. anlatısını somut yerler ve zamanlar üzerine
kuruyor
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
I. lisansüstü çalışmalar yapabilmeleri için burs
verildi
II. yüzü aşkın yetenekli genç sanatçıya
III. dünyaca tanınmış eğitim kurumlarında
IV.ülkemizin önemli besteci ve icracıları olan
V. bugün büyük çoğunluğu
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
11.
12.
32 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
Bazı eserler tanıklıklara dayanır. Bu yazarımız da ünlü
bir şairin eşinin anlattıklarını temel almış. O şairi, eşinin
sözlerine dayanarak okurlara tanıtıyor. Eşi, aralarındaki
sevgiyi, bağlılığı öyle coşkulu anlatmış ki yazar, bundan
çok etkilenmiş ve dinlediklerini dupduru yüreğiyle
okurlarına aktarmış. Bu kitapta da olduğu gibi bazen
ölümlerden sonra sevgiler, anılarda özlemle birleşerek
büyüyor ve bambaşka kılıklara giriveriyor.
Bu parçadaki altı çizili cümleyle, şairin eşinin
anlattıklarında aşağıdakilerden hangisinin varlığı
sezdirilmek istenmiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Abartının
Alçak gönüllülüğün
Geçmişe sığınmanın
Gerçekçiliğin
Deneyimin öneminin
Her edebî dönem, kendisinden sonraki dönem için bir
basamak oluşturur. Divan şiirinin en büyükleri arasında
yer alan Fuzuli, Baki gibi şairler, isimlerini çok da
anmadığımız Hoca Dehhani, Ahmedi gibi şairlerin
gölgesinde yazmasalardı günümüze kalabilirler miydi?
Bu parçada geçen “gölgesinde yazmak” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Birikimlerinden yararlanmak
Unutulmalarını engellemek
Değerli olduklarını kabullenmiş görünmek
Bugünkü kuşaklara örnek göstermek
Dünya görüşlerini yansıtmak
13.
14.
“Akıllı uslu” insanların oturmuş dünyalarında, gerçeğin
tek bir tanımı üzerinde anlaşma sağlanamaması belki
de, “hakikat”in yalnızca aklın karşı kıyısına geçmiş
insanların kavrayacağı türden bir gerçeklik olmasından
kaynaklanıyordur, kim bilir?
Bu cümlede geçen “aklın karşı kıyısına geçmiş insan”
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Elindeki imkânları gereği gibi kullanmayı bilen
İstekli olmanın, başarının anahtarı olduğuna inanan
Başkalarıyla ortak noktalarda buluşmayı amaçlayan
Gerektiği zaman duygularına hâkim olabilen
Düşüncenin sınırlarını zorlayan
Warren Buffett şöyle diyor: “İnsanlarda üç özellik ararım:
dürüstlük, akıl, enerji. Birincisi yoksa diğer ikisi sizi
mahveder.”
Bu sözlerden aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A)
B)
C)
D)
E)
Bazen akıl ve enerji insana zarar verebilir.
Akıl ve enerji dürüstçe kullanılmalıdır.
Aklı ve enerjiyi kötüye kullanmayı dürüstlük önler.
Dürüstlüğün olmadığı yerde akıl ve enerji etkisiz
kalır.
Ancak dürüstçe yönetilen akıl ve enerji yararlıdır.
15.
16.
33 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
(I) Yazar, son yıllarda sıklıkla ele alınan konulara farklı
bir açıdan yaklaşmış, müzik bilgisiyle zenginleştirmiş
eseri. (II) İnceliklerle dolu bu romanın sonu biraz
heyecan verici olabilirdi. (III) Ayrıca bazı karakterler
kurguya katkıda bulunmadıkları hâlde yer tutuyorlar.
(IV) Natalie’nin daha önemli bir rol oynayacağını sanıyor
okur ama o, işlenmemiş bir karakter olarak kalıyor.
(V) Müzede birisiyle karşılaşması, sonradan Melani’nin
hikâyesinin anlaşılması için kullanılacak sanıyoruz; bu
bağlantı kurulmuyor. (VI) Ama bunlar önemli bir sorun
oluşturmuyor romanda; zevkle okunan başarılı bir ilk
roman.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
sözü edilen esere yönelik hem olumlu hem de
olumsuz bir eleştiri söz konusudur?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
(I) Onun şiirlerini okurken ardında duran koca bir ömrü
de okumak gerekir. (II) Çünkü onlarca eser yayımlamış
bir şair ve yazardan söz edildiğinde bu gereklilik
kendiliğinden ortaya çıkar. (III) O, bir şairin özellikle
insan ilişkileri, estetik, politika, ekonomi konularında belli
bir düşünceye sahip olması ve o düşüncenin şiirini
yazması gerektiğine inanır. (IV) Bunu, yazılarında ve
söyleşilerinde de dile getirir. (V) Aksi hâlde yazılan şiirin
tarihî, kültürel, insani derinliği olmayacağından yazıldığı
anda öleceğini söyler. (VI) Onun şiir, deneme ve poetik
kitapları eş zamanlı okunduğunda şiirleriyle görüşleri
arasındaki tutarlılık hemen göze çarpar.
Bu parçada sözü edilen şairin şiirlerinde, III.
cümlede belirtilen tutumu benimsediğini kanıtlayan
en güçlü yargı numaralanmış cümlelerin hangisinde
belirtilmiştir?
A) I. B) II. C) IV. D) V. E) VI.
17.
18.
(I) Strasbourg’un en görkemli eserlerinden biri Notre
Dame Katedrali. (II) İkinci Dünya Savaşı’nda önemli
ölçüde hasar gören bu muhteşem yapı, sonraki yıllarda
yeniden restore edilmiş. (III) Kırmızı kum taşından
yapılmış olan ve çeşitli mimari üslupları barındıran
katedralin 139 metre yüksekliğindeki kulesi restore
edilmek üzere koruma altına alınmış. (IV) Eski
Strasbourg’daki bir başka önemli yapı ise Fransız mimar
Robert de Cotte’nin bir eseri. (V) 18. yüzyılda saray
olarak kullanılan bu olağanüstü yapının içinde, zengin
koleksiyonlara sahip üç müze bulunuyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
öznellik içermemektedir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Sanatla ilgili metinleri inceleyen kişilerin dizgini elden
bırakmaması, hele şapkadan tavşan çıkarmaması en
temel prensiplerdendir.
Bu cümleye göre sanatsal metin incelemelerinde
yapılması beklenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Yorumda aşırıya kaçmama
Farklı kaynaklardan yararlanma
Sözcükleri, ilk anlamlarıyla kullanma
Özgünlükten ödün vermeme
Ayrıntılara gereğinden fazla yer vermeme
19.
20.
34 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
Yakın zaman önce ölen bilim kurgu türünün büyük
ustası Ray Bradbury’nin Yazma Sanatında Zen adlı
kitabında şöyle bir söz vardır: “Her zaman uçurumdan
atlamalısın, kanatların sonradan çıkar.”
Yazar bu sözüyle aşağıdakilerden hangisini
anlatmak istemiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Tehlikenin, bazılarına çekici geleceğini
Beklenmedik sıkıntılarla karşılaşılabileceğini
Olayları akışına bırakmak gerektiğini
Bir amaç uğruna her şeyin göze alınabileceğini
Cesaretin, başarıya ulaştırabileceğini
(I) Yol üzerinde gördüğümüz flamingolar, biz yaklaştıkça
kanatlarını iki yana açıyor, boyunlarını öne doğru
uzatıyor, suyun üzerinde birkaç adım atıp uzun
bacaklarını geriye doğru çekerek boşlukta yükseliyorlar.
(II) Bir sonraki durağımıza geldiğimizde teleskobumuzu
tekrar kuruyoruz. (III) Heyecanla teleskobun başına
geçiyoruz; Anadolu'da çok nadir görülen bir kartal türü
olan tavşancılın, karşımızdaki tepeye doğru
süzüldüğünü görüyoruz. (IV) Onu öbür kartal türlerinden
ayıran, sırtındaki beyaz lekeyi hepimiz rahatlıkla
seçebiliyoruz. (V) Biraz sonra, bütün heybetiyle tepenin
arkasına doğru süzülerek gözden kayboluyor. (VI) Bu
sırada arkadaşım yaklaşık 15 m ileride duran küçük
kuşu gösteriyor, “Kızıl gerdan, yavaşça yaklaşırsan
fotoğrafını çekebilirsin.” diyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra düşüncenin akışına göre “Tam beklemeye
başladığımız anda günün en güzel sürprizlerinden biriyle
karşılaşıyoruz.” cümlesi getirilmelidir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
21.
22.
(I) Zamana Karşı Orhan Kemal kitabında yer alan sert
eleştirileri göz ardı etmedim. (II) Sadece üstadı yücelten
bir çalışma olsun istemedim. (III) Tercihimi kullanabilir,
bunlardan bazılarını kitaba almayabilirdim. (IV) Böyle
yapsaydım kitabın ruhu da yansıtılmamış olurdu.
(V) Zaten bu yazıların hepsi arşivde var, iyi bir
araştırmacı bunların hepsine kolayca ulaşabilir.
(VI) Aslında böyle bir yol seçmesi yazarın değeriyle ilgili.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra düşüncenin akışına göre “Bu, bana
yakışmazdı.” cümlesi getirilemez?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Edebî değer taşıyan romanlar, öyküler, şiirler, tiyatro
oyunları vb. didaktik ilkelere bağlı kalınarak çocuğa öğüt
vermek için kullanılmamalı. Çocuklar, öğüt içeren
kitaplardan kaçıyor. Oysa bir romanın kurgusuna
yedirilmiş, yaşamla ilgili ipuçları, deneyimler, öznel
olmayan görüşler, çocuğun kimliğini geliştirir, ufkunu ve
zihnini açar. Öz güveninin oluşmasını sağlar. Çocukta
yaşamın türlü hâllerine karşı bağışıklık oluşturur.
Bu parçada çocuk kitaplarının taşıması gereken
özellikler arasında aşağıdakilerin hangisine yer
verilmemiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Gelecekle ilgili ayrıntılar taşıyan
Bakış açısını geliştiren
Yaşanacaklara karşı direnç kazandıran
Kişiliği güçlendiren
Kendine olan inancını artıran
23.
24.
35 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
Ülkü Tamer’in, edebî akımların içinde yaşadığı hâlde
hiçbirinden tam olarak etkilenmediğini, biçeminde titiz ve
ısrarcı olduğunu, söyleyişte özgünlüğünü koruduğunu
söyleyebiliriz. Şiire başladığı dönemlerde; şairlerin
birbirini kıyasıya eleştirdikleri, dergilerde bazı şairlerle
birçok polemiğin yaşandığı, gruplaşmaların yoğunlaştığı
günlerde, şairin bu güçlü akıntıya kapılmadan yalnızca
şiirini yazmış olması, tek başına şiirini yürütmesi ilginçtir.
Üstelik dışarıdaki gürültüyü duymuyormuşçasına yalın,
sohbet eder gibi rahat, yer yer gülümseten, kimi zaman
özdeyişe benzer dizelerle düşündüren, sesini
yükseltmeyen şiirlerdir bunlar.
Bu parçada sözü edilen şair ve şiirleriyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Ana temasının, iç dünyasından beslendiğine
Üslup kaygısını ön planda tuttuğuna
Söyleyişinde doğallık söz konusu olduğuna
Hiçbir sanatsal hareketin içinde yer almadığına
Edebiyat dünyasında olup bitenlerle ilgilenmediğine
Onunla tanışıklığımız ne zaman ve nerede başladı?
Anımsayamıyorum. Nasıl biriydi? Sahiciydi, aklındaki
neyse onu söylerdi. Öfkeliydi; kötü, üstünkörü yapılmış
işlere kızardı en çok, hele de böyle kitaplara…
Kollayıcıydı, içinde iyi niyet gördüğü her girişimi
desteklediğinin bilinmesini isterdi. Şakacıydı; takılmayı,
şaşırtmayı ne kadar da severdi! Masalcıydı; bir yeni
zaman masalının gülen deviydi sanki, bir yanıyla
masalsı ama bir yanıyla da sahici. Sözün kısası benim
için “anısı güzel bir insan”dı o.
Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
İçtenlikli, göründüğü gibi biri olan
Çalışmalarda titizliği önemseyen
Güldürmekten, eğlendirmekten hoşlanan
Kötü düşünce beslemeyenin yanında olan
Çevresindekilerce sevgi duyulan
25.
26.
Eskiler “Oku, zihnin açılır.” derlerdi. Bence haklıydılar.
Okudukça iç dünyam zenginleşti. Öz güvenim arttı. İş
dünyasında bu nedenle daha başarılı oldum. Kitaplara
fazla zaman ayırabileyim diye elli dört yaşımda emekli
oldum. Kitaplar bana resmi, klasik müziği sevdirdi. Bu
arada biraz da asosyal oldum. Üslubumda zaman
zaman bir kibir dokusu seziliyorsa kitaplar yüzündendir.
Bu parçada okumanın, insan üzerindeki etkileri
arasında aşağıdakilerden hangisine yer
verilmemiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Çevresinden uzaklaşmasına yol açma
Bazı hedeflerine kolayca ulaşmasını sağlama
Kendine olan inancını güçlendirme
Daha önce hayal etmediği bir yaşam biçimine
yöneltme
Güzel sanatlara karşı ilgi uyandırma
27.
36 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
Eğitimcileri kaygılandıran önemli bir gerçek var.
Günümüz gençleri, daha çocukken teknolojiye
yönelerek sanal oyunlara ve hazır bilginin kolaycılığına
sığınıyor. Kitaptan uzaklaşan bu gençlerin büyük bir
bölümü, sorumluluklardan kaçarak yaşamı bir eğlence
gibi görüyor veya asosyal bir yaşam içinde bunalımlara
sürükleniyor. Bu tehlikenin herkes farkında ama
“suçluyu” belirleme, zararı en aza indirme konusunda
görüşler farklı. Yasakçı bir anlayışla sorunun daha da
büyüyeceğine kuşku yok. Birleşilen tek gerçek ise
çocuklar için kitabın önemi, yararları.
Bu parçada gençlerle ilgili olarak yakınılanlar
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A)
B)
C)
D)
E)
Yaşam karşısında gerçekçi bir yaklaşımdan uzak
durma
Üzerine düşenleri yerine getirmeme
Bilmediklerini okuyarak içselleştirmek yerine,
elektronik ortamdan elde edileni olduğu gibi alıp
kullanma
İçinde bulundukları sorunun çözümüne ilişkin çıkış
yolları bulmada iş birliğinden uzak durma
İnsan ilişkileri zayıfladığından ruhsal sorunlarla karşı
karşıya kalma
28. Varlıkları ve özellikle insanı oldukça farklı biçimlerde
yorumlayan ve ele alan pek çok düşünür, sanatçı ve
uzman bulunmasına rağmen bu konuda, çoğunluğun
üzerinde uzlaştığı görüşler de mevcuttur. Bunlardan
birisi, insanın diğer tüm nesnelerden ve canlılardan
farklı bir varlık olduğu düşüncesidir. Pek çok kişiye göre
insan; bir nesneden, bir hayvandan daha “fazla” ve daha
farklı bir canlıdır. Bu yüzden de insan; bir nesneyi ve
hayvanı inceler gibi laboratuvar ortamında
incelenmemeli, o, bir fiziksel veya biyolojik yapı olarak
ele alınmamalıdır. Dolayısıyla insanın ne olduğunu
değil, kim olduğunu ve neler hissettiğini araştırmak
gerekir. Çünkü insan her an değişen, yaratıldığı gibi
kalmayan, özgür seçimiyle varlığını şekillendirebilen bir
varlıktır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
İnsanoğlunun duygusal ve düşünsel yönüne
Varlıkları inceleyenlerin kimi ortak düşüncelerine
İnsana ilişkin araştırmalarda dikkat edilecek noktaya
Varlık kavramını oluşturan ögelerin neler olduğuna
İnsanın, kendini değiştiren ve geliştiren bir canlı
olduğuna
29.
37 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
90 Kuşağı’nın en belirgin özelliği, farklılıklarıyla öne
çıkmasıdır. Çok önemlidir bu, çünkü öykü, 90’lara kadar
hep tek sesli yapısıyla var oldu. Örneğin, 50 Kuşağı’nın
öyküleri hep birbirine benzer. Toplumcu öykü âdeta
kendi kopyalarını üretip dururken, ilk defa 90’larda öykü
farklı bir yapıya kavuşmuştur. Postmodernizmi farklı
kılan da budur. Öykü, çok sesli bir orkestraya
dönüşmüştür artık. Gerçeklik algısı altüst olmuştur. Bir
yönüyle yerliliğin, yerli duruş denilen “özcü” yaklaşımın
yerine evrensel bir çerçeveye yerleşmiştir öykü. Bunu
yaparken de farklı gerçeklikler üretmiştir.
Bu parçada 90 Kuşağı öykücüleriyle ilgili olarak
I. bütün insanlığa seslenme,
II. dış dünyaya başka bir açıdan bakma,
III. bireysel konuları işleme
özelliklerinden hangilerine değinilmemiştir?
A) B) C)
D) E)
Yalnız I Yalnız II Yalnız III
I ve II II ve III
30. Çocuklar üzerinde toplumun etkisinin ne kadar büyük
olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçektir. Özellikle
çocukların örnek almaya ne kadar yatkın oldukları bilinir.
Burada anne ve babalara bir şeyi anımsatmak isterim.
Çocuğun kendilerine saygı duyması ve sözlerine
inanmasını isteyen anne ve babalar, önce o saygıyı
çocuğa kendileri göstermelidirler. Çocuklarının önünde,
onların öğrenmesini ve örnek almasını istemedikleri
hiçbir davranışta bulunmamalıdırlar.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada değinilen
durumlardan biri değildir?
A)
B)
C)
D)
E)
Bireylerin gelişiminde çevrenin büyük ölçüde etkili
olduğu
Çocukların, başkalarının tutum ve hareketlerini
benimseme eğiliminde olduğu
Anne ve babaların, çocuklarının kendilerine güven
duymasını, onlara güvenerek sağlayabileceği
Anne ve babaların, çocuklarının eğitimine
başkalarının karışmasına izin vermemesi gerektiği
Anne ve babaların, çocuklarında görmekten
hoşlanmayacakları bir tutumu sergilememesi
gerektiği
Duygusuz ve renksiz “Kendine iyi bak.” sözünün, belki
de söyleyenin hiç düşünmediği gizli bir anlamı var ki,
tam da bu çağın bireysel yaşamına denk düşüyor. Bir
şuuraltı olarak onu seslendiriyor: Kendine iyi bak. Çünkü
sen yalnızsın ve tek başınasın. Benim sana bir yararım
olmaz. Sana bir şey olursa benden yardım bekleme,
elimden bir şey gelmez. İstesem de yapamam. Öyleyse
kendi kendine bakmayı, yetmeyi öğren. Kendine iyi
bak… Başının çaresine bak!
Aşağıdakilerden hangisi, yazarın “Kendine iyi bak.”
sözünü eleştirme nedenidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Kalıplaşmış bir söz olması
Bencilliği yansıtması
Belirgin bir anlamının bulunmaması
Toplumca hoş karşılanmaması
Yerli yersiz kullanılması
31.
32.
38 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
Bir yolculuğa çıkmalıyız. Bu yolculuk, başka iklimlere
doğru değil, yaşadığımız toplumun geçmişine doğru
olmalıdır. Çünkü edebiyatçı, önce kendisini yaşatan ve
sonsuza kadar var edecek olan kültürü tanımalıdır. Bu,
onun özgün sanat eseri ortaya koyabilmesinin en önemli
yoludur. Zira bir sanat eserinin kökleri, onu ortaya koyan
yazarın ruhsal ve zihinsel yapısından olduğu kadar,
içinden çıktığı toplumun kültüründen de beslenir, gelişir.
Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
olarak söylenmiş olabilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Geleneksel sanat ürünlerinin en belirgin özellikleri
nelerdir?
Sanat eseri, yazarın duygu ve düşünce dünyasını ne
ölçüde yansıtmalıdır?
Yerelliği esas alan bir yazarın geleceğe yön vermesi
mümkün müdür?
Nitelikli bir edebiyat eseri ortaya koymanın temel
şartı nedir?
Yazar, yetiştiği topluma yol göstermede nasıl bir rol
üstlenmelidir?
1951’den bu yana her yıl yapılan ve dünyanın en prestijli
sinema festivallerinden biri olan Berlin Uluslararası Film
Festivali (Berlinale) 7 Şubat 2012’de sinemaseverlere
62. kez merhaba dedi. Sinema dünyasının en önemli
ödüllerinden biri sayılan Altın Ayı Ödülleri’nin dağıtıldığı
ve bu yıl 400’den fazla filme ev sahipliği yapan Berlinale,
Türk sinema tutkunları için büyük önem taşıyor. Nuri
Bilge Ceylân’ın Kasaba adlı filmiyle 1998 yılında Altın
Ayı ödüllerinden biri olan Caligari Ödülü’nü kazanarak
dünya çapında adını duyurduğu festivalde, 2004 yılında
da Fatih Akın, Duvara Karşı adlı filmle en büyük ödül
olan Altın Ayı’nın sahibi olmuştu.
Bu parçada sözü edilen festivalle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A)
B)
C)
D)
E)
Ülkemizle olan ilgisine
Yeni sanatçıların yetişmesindeki rolüne
Sinema dünyasındaki saygınlığına
Farklı kategorilerde ödüller dağıtıldığına
Düzenli olarak gerçekleştirildiğine
33.
34.
İnsanlara karşı tutumumuz onları anlamamıza bağlıdır.
Bu, toplumsal ilişkinin temel taşlarından biridir. Eğer
insan doğasına ilişkin bilgiler daha tatmin edici olsaydı
insanlar birlikte daha kolay yaşarlardı. O zaman bazı
toplumsal sorunların önüne geçilebilirdi. Çünkü bunlar,
genellikle birbirimizi anlamadığımızdan ve yüzeyselliğin
yanıltıcılığından ortaya çıkar. Bunun en somut örneğini,
ebeveynlerin çocuklarını anlayamamasında, çocukların
da ebeveynleri tarafından yanlış anlaşılmasında
görürüz.
Bu parçaya göre, insanlar arasındaki iletişimsizliğin
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Bireylerin yanlış anlaşılmaktan korkmaları
Kişilerin başkaları hakkında olumsuz düşünceler
beslemesi
İnsan gerçekliğinin yeterince kavranamamış olması
Kişisel çıkarların ön planda tutulması
Aile içi eğitime gereken önemin verilmemesi
Bir arada yaşamak zorunda olan insanoğlu,
yaratıldığından bugüne, duygu ve düşüncelerini
paylaşma ihtiyacı duymuştur. Tarihin ilk çağlarında
sınırlı işaretlerle anlaşmak mümkünken değişip gelişen
hayat şartları nedeniyle insanların birbiriyle anlaşması
güçleşmiş, daha sağlam, yeterli bir anlaşma sistemi
zorunlu hâle gelmiştir. Böylece, bir “gizli anlaşmalar ve
fark edilmeyen ittifaklar sistemi” olarak dil ortaya
çıkmıştır. Bu yapı, her topluluk tarafından ayrı ayrı
kurulmuş ve böylece her toplumda kendine özgü bir dil
oluşmuştur.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı
yoktur?
A)
B)
C)
D)
E)
Zaman içinde insanlar arasında iletişim neden
zorlaşmıştır?
Bir arada yaşama zorunluluğunun insanoğluna
yararı ne olmuştur?
İnsanlığın en eski dönemlerdeki anlaşma
araçlarından söz eder misiniz?
Bir iletişim aracı olan dilin gelişim sürecini anlatır
mısınız?
Dillerin birbirinden etkilenmesi hangi nedenlere
bağlanabilir?
35.
36.
39 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
Sanatta başarıyı sürdürmek, çoğu zaman kazanmaktan
daha zordur. Ben, büyük bir başarıya ulaşmanın parlak
çekiciliğinde, aslında ölüm gibi bir sonun saklı olduğunu
düşünürüm. Çünkü o en üst noktanın arkası; gizemli ve
karanlıktır, bitişin ilanıdır bence.
Bu sözleri söyleyen bir yazar aşağıdakilerden
hangisiyle nitelendirilebilir?
A)
B)
C)
D)
E)
Kimi sanatçıların başarılarını önemsiz göstermek
isteyen, hırslı
Başka sanatçılarla yarışmanın zorluğunu bilen,
güvensiz
Belli bir düzeyin üstünde başarıyı korumanın zor
olduğunu düşünen, kötümser
Başarıların insanı mutsuz edebileceğine inanan,
isteksiz
Başkalarının başarılı olmasına katlanamayan,
kıskanç
Dergilerimizde, öykü yazmanın inceliklerinden söz
edilmiyor. Edilse bile bu yazılar, yabancı yazarlardan
çeviri yoluyla elde ediliyor. Bizim öykücülerimiz, kendi
öykü anlayışlarının ne olduğunu açıklayıp bunları
savunmuyorlar. Bir öykücü bunu yapmak zorunda
mıdır? Hayır. İsterse yazar, istemezse yazmaz. Ama
edebiyatla uğraşanların; öykünün ne olduğu, nasıl
yazılması gerektiği konusunu kendisine dert edinmiş
olmaları gerekmez mi? Her yıl en az on tane öykü kitabı
yayımlanıyor. Bunlar üzerine doğru dürüst bir eleştiri
yazısı okuyabildik mi? Kimisi yazarın anlatımından söz
eder, yanlış cümleler bulmuşsa onları söyler. Yahut da
“Yazar, edebiyata yeni bir hava, deyiş ve söyleyiş
getirmiştir.” gibi beylik laflar edilir.
Bu parçada eleştirilenler arasında aşağıdakilerden
hangisine yer verilmiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Edebiyat dergilerinde öyküyle ilgili yazılara öncelik
verilmemesi
Yazarların, bu türe ilişkin görüşlerini açıklamamaları
Kişisel çekişmelerin, türün gelişimini engellemesi
Öykü kitaplarıyla ilgili eleştiri yazılarının, okurların
ilgisini çekmemesi
Öykü eleştirmenlerinin, eserin yapısından çok
içeriğiyle ilgilenmeleri
37.
38.
39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
(I) Alpin tundralarındaki bitkilerin dayanmak zorunda
olduğu fiziksel koşulların başında düşük sıcaklıklar,
güçlü rüzgârlar ve düşük nem oranı gelmektedir.
(II) Rüzgârlar aşındırıcı etki yaparken buharlaşma,
terleme yoluyla su kaybını artırır. (III) Su kaybı ise
toprağın donmuş hâlde olduğu zamanlarda sorun
oluşturur. (IV) İşte bu şartlar altında bitkiler, kar biriken
kuytu yerlerde yetişir; bu şartları bulamadıklarında ise
kısa boylu olurlar. (V) Bazı bitkiler fiziksel yapılarıyla
soğuğa karşı direnç geliştirir. (VI) Bunu, büyük ve
tüylerle kaplı yünsü yapraklarını içeriye doğru bükerek
gerçekleştiriler; böylece bitkilerin, büyüme konisinin ucu
örtülerek soğuktan korunduğu görülür. (VII) Donmaya
karşı korunmalarını sağlayan başka bir özellik ise
yapılarında bol miktarda bulunan doymamış yağ
asitleridir. (VIII) Bitkilerin zar yağları bu yağ asitleri
sayesinde sıvı olarak kalır ve böylelikle bitki yaşayabilir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II. B) IV. C) V. D) VI. E) VIII.
Bu parçaya göre tundra bitkilerinin yaşamını
I. kuvvetli hava akımları,
II. havadaki su buharı miktarı,
III. toprağın yapısı
etkenlerinden hangileri zorlaştırır?
A) B) C)
D) E)
Yalnız I Yalnız II Yalnız III
I ve II I, II ve III
39.
40.
40 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
41. - 42. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Kafka, “Sinemayı seviyor musunuz?” sorusuna, “Filmler
demirden panjurlar gibidir.” diye cevap verir. Roman ve
hikâyelerinde görselliği ön planda tutan yazar, bu
sözünü şöyle açıklar: “Bir göz insanıyım ben. Sinema
ise görme eylemini kısıtlıyor. Hareketlerdeki çabukluk ve
görüntülerin hızla değişmesi, insanın, gördüklerini yarım
yamalak algılamasına neden oluyor. Bakışlarımız
görüntülere değil, görüntüler bakışımıza hâkim oluyor.
Böylece bu görüntüler, roman ve öykülerdeki görselliğin
aksine bir taşkın gibi bilincimizin üzerine oturuyor.”
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
başvurulmamıştır?
A) B)
C) D)
E)
Benzetmeye Değerlendirmeye
Tanımlamaya Karşılaştırmaya
Açıklamaya
Bu parçada geçen “bilincin üzerine oturmak” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)
B)
C)
D)
E)
Çağrışımlar oluşturmak
Karşıt düşüncelere yönlendirmek
İşlevsiz hâle getirmek
Sınırları zorlamak
Hayal gücünü harekete geçirmek
41.
42.
43. - 44. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
(I) Küresel ısınmanın neden olduğu kuraklığın, havadaki
karbondioksit yoğunluğuyla ilişkili olduğu biliniyor.
(II) Bilim insanları, karbondioksit gazının atmosferin
yapısını etkileyerek yağışlarda hızlı değişikliklere yol
açtığını; küresel ısınmayla kuru bölgelerin daha kuru,
nemli bölgelerin daha da nemli hâle geldiğini
belirtiyorlar. (III) Bu sorun her geçen gün daha da
önemli bir hâl alıyor. (IV) Bilim insanlarına göre
havadaki karbondioksit yoğunluğunun artması yağışı
baskılıyor. (V) Bunun tersi olarak karbondioksit
yoğunluğunun azalması da yağışı artırıyor. (VI) Çünkü
havadaki karbondioksit gazı, ısıyı atmosferin ortasına
hapsetmekte ve ısınan havanın atmosferde
yükselmesini engelleyerek yağmur ve fırtına
oluşmasını sağlayan hava hareketlerini önlemektedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
neden-sonuç ilişkisi yoktur?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
A)
B)
C)
D)
E)
Yağış miktarlarının, atmosferdeki karbondioksit
oranına bağlı olarak değişebildiğine
Havada karbondioksit gazının yoğun olmasının,
kurak bölgelerde kuraklığı artırdığına
Küresel ısınma sonucunda bazı bölgelerde
yağışların arttığına
Atmosferde karbondioksit oranının fazla olmasının
küresel ısınma üzerinde etkili olduğuna
Çok yağış alan bölgelerde yağışları dengelemek için
havadaki karbondioksit gazının yoğunluğunu
azaltmak gerektiğine
43.
44.
41 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
45. - 46. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Yoğun iş hayatından, sorumluluklardan, şehir hayatının
kargaşasından kaçmak isteyenlerin giderek daha çok
ilgi gösterdiği bir doğa sporu var: Oryantiring! Bu sporu
yaparken her şeyden önce doğayla baş başasınız; hem
bedeniniz hem de zihniniz üzerinde etkili bir spor. Toplu
olarak yapılıyor ve bir altyapı gerektirmiyor. Bir takıma
katılmak zorunda değilsiniz. İsterseniz ailenizle birlikte
de yapabilirsiniz. Bu sporun temelini; sporcuların, hem
kendilerinin hem diğer sporcuların hem de içinde
bulundukları arazinin özelliklerini dikkate alarak en
doğru kararı en kısa sürede verebilmeleri oluşturuyor.
Bedensel ve zihinsel performansınız birlikte söz konusu
olduğundan bu spor dalında yarışmacıların şansları eşit
sayılıyor. Bir lidere ve belirlenmiş bir parkura gerek
görülmüyor bu sporda. Yarışmacılardan beklenen;
koşarak, yürüyerek, bisikletle, kayakla veya engelli
araçlarıyla, özel hazırlanmış haritanın ve pusulanın
yardımıyla, verilen hedefe en kısa sürede ulaşmak.
Koşarak oynanan satranç diye anılan oryantiringde yaş
sınırı da yok.
Oryantiring sporuna ilişkin olarak bu parçadan
aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
A)
B)
C)
D)
E)
Tek başına yapılmamaktadır.
Doğal bir ortamda gerçekleştirilmektedir.
Seçilen rota önem taşımamaktadır.
Oyuncular varacakları noktayı kendileri
belirlemektedir.
Kişinin anlayış ve kavrayış gücünün gelişmişliği
önem taşımaktadır.
I. Her yaştaki insan tarafından yapılabilir.
II. Yardımcı araç gereç kullanılmaktadır.
III. Yapılan ortamın şartları önemlidir.
IV. Uzmanlık gerektirir.
Bu parçadan, oryantiring sporuyla ilgili olarak
yukarıda verilenlerden hangilerine ulaşılamaz?
A) B) C)
D) E)
Yalnız II Yalnız IV I ve III
II ve IV I, III ve IV
45.
46.
42 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
47. - 50. soruları aşağıdaki bilgilere göre
birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız.
Aşağıdaki haritada, hava alanı bulunan bazı iller ile bu
iller arasında bulunan deniz ve demir yolu hatları
gösterilmiştir.
Hava yolu taşımacılığı; İstanbul, Ankara ve İzmir’den
diğer illere çift yönlü (gidiş-geliş), diğer illerden ise yalnız
o ilin doğusunda bulunan illere tek yönlü (gidiş) olarak
yapılmaktadır.
Deniz ve demir yolu taşımacılığı, haritada gösterilen
hatlarda çift yönlü olarak yapılmaktadır.
Yolcular haritada gösterilen illerde hava, deniz ve demir
yolları arasında aktarmalar yapabilmektedir.
Deniz ve demir yolunu kullanan yolcular, nihai varış
noktalarına ulaşmak için haritada gösterilen illerde
aktarma yapmak zorundadır.
Asiye, Buğra, Cenk ve Davut adlı kişilerin yaptığı
yolculuklarla ilgili şunlar bilinmektedir:
 Davut yolculuğuna İstanbul’dan, diğerleri ise
Ankara’dan başlamıştır.
 Tüm yolcular yalnızca bir kez aktarma yapmıştır.
 Cenk, Sivas’ta demir yoluna aktarma yapmıştır.
 Asiye nihai varış noktasına uçakla ulaşmıştır.
E r z u r u m
İz m ir
A n t a l y a
İs t a n b u l
A n k a r a S i v a s
M a l a t y a
A d a n a
Tr a b z o n S a m s u n
B D
K
G
D e n i z y o l u
D e m i r y o l u
M u ş
K a r s
K a y s e r i
Buğra’nın yaptığı yolculukla ilgili aşağıdaki
ifadelerden hangisi kesin olarak yanlıştır?
A)
B)
C)
D)
E)
İzmir üzerinden Antalya’ya deniz yoluyla gitmiştir.
İzmir üzerinden Antalya’ya hava yoluyla gitmiştir.
İzmir üzerinden İstanbul’a deniz yoluyla gitmiştir.
Antalya üzerinden İzmir’e deniz yoluyla gitmiştir.
Antalya üzerinden İzmir’e hava yoluyla gitmiştir.
47.
Malatya’da aktarma yaptığı bilinen Asiye’nin nihai
varış noktası aşağıdakilerden hangisi olamaz?
A) B) C)
D) E)
Muş Kars Sivas
Trabzon Erzurum
Cenk’in nihai varış noktası
I. Muş,
II. Kars,
III. Kayseri,
IV. Erzurum
illerinden hangileri olabilir?
A) B) C)
D) E)
I. ve II. I. ve III. III. ve IV.
I., II. ve III. II., III. ve IV.
Davut’un aktarma ve nihai varış noktaları ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi kesin olarak yanlıştır?
Aktarma noktası Nihai varış noktası
A)
B)
C)
D)
E)
Kayseri Malatya
Trabzon Samsun
Kars Erzurum
Muş Sivas
Adana Kars
48.
49.
50.
43 SÖZEL-1 TESTİ BİTTİ.
2013-ALES-İLKBAHAR SÖZEL-2 TESTİ
Sınavın bu bölümünden alacağınız standart puan, Sözel Ağırlıklı ALES Puanınızın (ALES-SÖZ)
hesaplanmasında 0,4 katsayısıyla çarpılacaktır.
BU BÖLÜMDE CEVAPLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 50'DİR.
1. - 4. sorularda, numaralanmış cümlelerden
hangisinin parçanın anlam bütünlüğünü
bozduğunu bulunuz.
(I) Bir bilgisayar tarama sisteminde geliştirilen
yöntemle, haritada seçtiğiniz bir noktanın üzerine
geldiğinizde, o bölgenin göz hizasından alınmış
panoramik manzarasını ekranda
görüntüleyebiliyorsunuz. (II) Bunlar, konuya ilgi
duyanların merakını gidermesine ek olarak eğitim
amacıyla kullanılabilecek nitelikte. (III) Bu işi
yapanlar; görüntüleri, 360 derece çekim yapabilen
özel bir kamera setini, bir otomobilin üstüne veya bir
sırt çantasına yerleştirip dolaşarak çekiyor ve
birleştiriyorlardı. (IV) Ama bu kez kentin sokak ve
caddelerinde dolaşmaktan biraz daha farklı bir yol
seçmişler. (V) Kameraları dört kişilik bir tırmanma
ekibinin sırt çantasına yerleştirmişler. (VI) Ekibi;
Yedi Zirveler olarak bilinen, yedi kıtanın en yüksek
yedi dağına keşif gezisine göndermişler.
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
(I) Kars deyince akla kar, kar deyince Sarıkamış
gelir. (II) Konuklarını Baltık mimarisiyle şaşırtan
Kars; zarif binaları, tarihî mabetleri ve Ani
Harabeleri’yle Anadolu’nun bol sürprizli kentlerinden
biri. (III) Özellikle bembeyaz bir örtüyle sarmalandığı
karlı günlerde… (IV) Şehri beyaza boyamak için
koşuşturan kar; bir o yana, bir bu yana savrularak
uzun caddelerin üzerine tüy tüy yağar. (V) Bir kış
günü Kars’ta olmak, bu manzaranın tadını çıkarmak
gerekir.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
1.
2.
(I) Bilimin, hayatın içinde olduğu düşüncesini
yaygınlaştırmayı amaçlayan bilim merkezlerinin
hepsinde farklı konular üzerine hazırlanmış sergiler
ön plana çıkıyor. (II) Bir bilim merkezinde robotlara,
diğerinde hayatın kaynağı suya, bir diğerinde ses ve
işitme konusuna geniş bir sergi alanı ayrılabiliyor.
(III) Her bir serginin, tasarımcısından mimarına,
mühendisinden teknisyenine birçok kişinin ortak
çalışmasının ürünü olduğunu tahmin etmek zor
değildir. (IV) Robotlara ayrılan alanda ziyaretçiler,
Mars yüzeyinin modellendiği engebeli bir platform
üzerine yerleştirilen yüzey aracını uzaktan kumanda
etme şansını yakalıyor. (V) Hayatımızın kaynağı suya
ayrılmış sergi alanının bir köşesinde suyun
tasarruflu kullanımı üzerine hazırlanmış bir video
oyunu, diğer bir köşesinde su ve canlılık arasındaki
ilişkiyi ve suyun kimyasını işleyen bir düzenek
bulabiliyor.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
(I) Bir fotoğraf üzerinde değişiklik yapmak artık çok
kolay. (II) Bunu çocuklar bile başarabiliyor ve çok
yaratıcı sonuçlar elde edebiliyorlar. (III) Özellikle
akıllı telefonlarda ve tabletlerde bulunan
uygulamalardan yararlanarak. (IV) Bu ürün piyasada
yerini aldığında fotoğrafçılığı ilgilendiren pek çok
sorun da çözülmüş olacak. (V) Video üzerinde böyle
bir değişiklik yapmak ise biraz daha fazla beceri
gerektiriyor. (VI) Çünkü hareket eden bir nesneyi
görüntüden kaldırdığınızda arka plandaki görüntü de
bundan etkileniyor.
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
3.
4.
44 Diğer sayfaya geçiniz.
2013-ALES-İLKBAHAR
5. - 10. sorularda, numaralanmış cümlelerin
anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin
birbiriyle yer değiştirmesi gerektiğini bulunuz.
I. Zaman kavramı, insan zihnini en fazla meşgul
etmiş kavramlardan biri, belki de en önemlisidir.
II. “Zaman, daima dünyanın bir numaralı harikasıydı
ve hep öyle kalacak.” sözü, bu hayranlığın veciz
bir ifadesidir.
III. Ancak, bütün izah ve yorum çabalarına rağmen
zaman kavramı, “tanımlanması en zor kavram”
olarak kabul edilmiştir.
IV. Böyle bir niteliğe sahip olan zaman kavramı,
öteden beri gizemli bir değer olarak görülmüş ve
hayranlık uyandırmıştır.
V. Bu kavram sadece felsefenin değil, aynı zamanda
matematik ile fiziğin, hatta bilimsel gelişmelere
paralel olarak diğer birçok disiplinin gündeminde
yer almış, her disiplinin kendi bakış açısından
değerlendirilmiştir.
A) B) C)
D) E)
I. ile II. II. ile III. II. ile IV.
II. ile V. III. ile V.
I. Büyük şehirlerde yaz aylarında sıcak, puslu ve
tozlu hava yakın bir gelecekte olağan hâle
gelecek.
II. Bu bilgi Max Planck Enstitüsü Kimya Bölümünden
Dr. Andrea Pozzer ve Anne Reuter'in yaptığı
araştırmaya dayanılarak veriliyor.
III. Araştırmaya göre insan kaynaklı gaz salımları
havanın kalitesini sanıldığından daha hızlı
bozacak.
IV. Doğu Asya'da ise azot oksit, kükürt dioksit ve ince
toz yoğunlaşması 2050'de günümüzdekinden üç
kat daha fazla olacak.
V. Bunun sonucu olarak da özellikle Çin, Hindistan,
Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da hava kirliliğinde
önemli bir artış görülecek.
A) B) C)
D) E)
I. ile III. II. ile III. II. ile IV.
III. ile V. IV. ile V.
5.
6.
I. İstanbul, Osmanlı kültür ve mimarisi içinde önemli
yer tutan birçok çeşme ve sebille doludur.
II. Bir yıkıntının altında kalmış, iki çirkin duvar
arasına sıkışmış pek çok çeşme ve sebil...
III. Örneğin herkesin hayranlıkla süzdüğü III. Ahmet
Çeşmesi bunlardan biridir.
IV. Ama çoğu kimsenin bilmediği çeşme ve sebiller
de bulunmaktadır.
V. Bunların hemen hepsi birer sanat eseri olarak
değerlendirilebilir.
A) B) C)
D) E)
I. ile II. II. ile III. II. ile V.
III. ile IV. IV. ile V.
I. Hangi amaçla olursa olsun insanların
gerçekleştirdiği etkinlikler sonucunda ortaya çıkan,
sağlığa veya çevreye zarar verme potansiyeli
bulunan sıvı, katı veya sıvı katı birleşimi olan
atıklara “tehlikeli atık” denilmektedir.
II. Tehlikeli atıklar, uygun biçimde işlenip zararsız
hâle getirilmediği veya yok edilmediği sürece,
çevre ve insan sağlığı açısından büyük sorunlara
neden olabilmektedir.
III. Böylece, belediyelerin kapılardan “çöp” diye
topladığı bu atıklar, doğru bir şekilde işlenerek
hem kazanılmış bir değer olarak ekonomide yer
almakta hem de insan ve çevre için tehlike
olmaktan çıkmaktadır.
IV. Özellikle yerel yönetimler kendi bünyelerinde; bu
atıkların toplanması, taşınması, işlenmesi ve geri
kazanılması gibi işlemleri yöneten birimler
oluşturmaktadır.
V. Gelişmiş ülkelerde bu atıkların ekonomiye
kazandırılması için gerekli yasalar, yönetmelikler
hazırlanmakta ve büyük yatırımlar yapılmaktadır.
A) B) C)
D) E)
I. ile II. I. ile IV. II. ile IV.
III. ile V. IV. ile V.
7.
8.
45 Diğer sayfaya geçiniz