24 Ekim 2015 Cumartesi

yunus emre şiirleri 2

ŞOL CENNETİN IRMAKLARI

Şol cennetin ırmakları akar Allah deyu deyu
Çıkmış islam bülbülleri öter Allah deyu deyu
Salınır tuba dalları, Kuran okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri, kokar Allah deyu deyu
*** ***
Kimi yiyip kimi içer, hep melekler rahmet saçar
İdris nebi hulle biçer, biçer Allah deyu deyu
Altındandır direkleri, Gümüştendir yaprakları
Uzandıkca dudakları, biter Allah deyu deyu
*** ***
Aydan arıdır yüzleri, misk-i amberdir sözleri
Cennette Huri kızları, gezer Allah deyu deyu
Hakka aşık olan kişi, akar gözlerinin yaşı
Pür nur olur içi dışı, söyler Allah deyu deyu
*** ***
Ne dilersen Haktan dile, Kılavuzla gir bu yola
Bülbül aşık olmuş güle, öter Allah deyu deyu
Açıldı gökler kapısı, rahmetle doldu hepisi
Sekiz cennetin kapısı, açar Allah deyu deyu
*** ***
Rıdvan-durur kapı açan, idris-durur hulle biçen
Kevser şarabını içen, kanar Allah deyu deyu
Miskin Yunus var yarına, koma bugünü yarına
Yarın Hakkın divanına, varam Allah deyu deyu
*** ***
Tuba : Cennet Ağacı
Hulle : Elbise
Nebi : Peygamber
Rıdvan : Cennet, Cennet meleği

ELHAMDULİLLAH

Haktan gelen şerbeti içtik elhamdulillah
Şol kudret denizini geçtik elhamdulillah
Şol karşıki dağları, meşeleri bağları
Sağlık safalık ile aştık elhamdulillah
*** ***
Kuru idik yaş olduk, kanatlandık kuş olduk
Birbirmize eş olduk, uçtuk elhamdulillah
Vardığımız illere şol safa gönüllere
Halka tapduk manisin saçtık elhamdulillah
*** ***
Beri gel barışalım, yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi estik elhamdulillah
İndik Rum'u kışladık, çok hayır şer işledik
Uş bahar geldi geri göçtük elhamdulillah
*** ***
Dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk
Artık denize dolduk, taştık elhamdulillah
Taptuğun tapusuna, kul olduk kapusuna
Yunus miskin çiğ idik, piştik elhamdulillah
*** ***


HAKKI BULDUM CAN İÇİNDE

Baştan ayağa değin, Haktır ki seni tutmuş
Haktan ayrı ne vardır, Kalma guman içinde
Bir isen birliğe gel, ikiyi bırak elden
Bütün mana bulasın, sıdk u iman içinde
*** ***
Girdim gönül şehrine, daldım onun bahrine
AŞK ile gider iken, iz buldum can içinde
Bu izimi izledim, sağım solum gözledim
Çok acaibler gördüm, yoktur cihan içinde
*** ***
Yunus senin sözlerin, manadır bilenlere
Söylenecek sözlerin devr-i zaman içinde
*** ***
Guman : Şüphe
Bahri : Deniz

CAN İÇİNDE CAN OL

Can olgil can içinde, kalma guman içinde
İstediğin bulasın, yakın zaman içinde
Rüku secde de kalma, Ameline dayanma
İlm u amel gark olur, naz u niyaz içinde
*** ***
İkiligi terketgil birlik makamın tutgil
Canlar canın bulasın, işbu dirlik içinde
Şeriat korucudur, hakikat ordusunda
Senin için korunur, hasıl ordu içinde
*** ***
Aynel-yakin görüptür, Yunus mecnun oluptur
Bir ile bir oluptur, Hakkel-yakin içinde
*** ***
Aynel-yakin : Hakka Aşık olanların ulaştığı mertebe
Hakkel-yakin : Aşkın artıp, HAK ile BiR olma, (ayrılığın kalkması)

BÜTÜN ALEM BiR İÇİNDE

Onsekizbin alemin cümlesi BiR içinde
Kimse yok BiR den ayruk, söylenir BiR içinde
Cümle BiR onu BiRler, cümle ona giderler
Cümle dil onu söyler, her BiR tebdil içinde
*** ***
Kim gördü onu ayan, ne nakşu ne hod nişan
Söz "len terani" dir, Musa'ya Tur içinde
Yunus sen ne dilersin, dostu görem der isen
Ayandır görenlere, ol gönüller içinde
*** ***
Tebdil : Değişik görünmek, değişik
ayruk : Başka
Len terani : Allahın, Musa Peygambere "Beni göremezsin" hitabı
Ayan : Açık, açıkca ortada

OL CALABIMIN AŞKI

Ol calabımın aşkı bağrımı baş eyledi
Aldı benim gönlümü, sırrımı faş eyledi
Hergiz gitmez gönülden hiç eksik olmaz dilden
Calab kendi nurunu gözüme tuş eyledi
*** ***
Can gözü onu gördü, dil ondan haber verdi
Can içinde oturdu, gönlümü arş eyledi
Bir kadeh sundu cana, can içti kana kana
Dolu geldi peymane, canı sarhoş eyledi
*** ***
Esruk oldu canımız, dur döker lisanımız
Ol calabımın aşkı, beni sarhoş eyledi
Yunus imdi avunur, dostu gördü sevinir
Erenler mahfilinde aşka cünbüş eyledi
*** ***
Faş : Gizliyi açıklama
Tuş etmek : Yönelmek, yöneltmek
Peymane : Büyük Kadeh
Mahfil : Meclis, toplantı yeri

SUN KADEHİ EY SAKi

Doldur bize sun kadehi, Aşk şarabından ey saki
Ol denizden içir bize, k'andan içer seyh u faki
Kim ki bir dem sohbet ola, mufti müderris mat ola
Bir ilahi devlet ola, ondan içen oldu baki
*** ***
Okudun yedi mushafı, ha taat gösterir safi
Çünki amel eylemedin, gerekse var yüzyıl oku
Bin kez hacca vardın ise, Bin kez gaza kıldın ise
Bir kez gönül kırdı, ise gerekse var yollar doku
*** ***
Gönül mü yeğ, Kabe mi yeğ, eyit bana aklı eren
Gönlü yeğ-durur zira kim gönüldedir dost durağı
Yunus işin budur, hemen tutgil gönüller eteğin
Dilersen baki olasın, gönüller oldu baki
*** ***
K'andan : ki ondan
faki : FIKIH alimi

YA MUHAMMED CANIM ARZULAR SENİ

Arayı arayı bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hak nasip eylese görsem yüzünü
Ya Muhammed canım arzular seni
*** ***
Bir mübarek sefer olsa da gitsem
Kabe yollarında kumlara batsam
Hub cemalin bir kez düşte seyretsem
Ya Muhammed canım arzular seni
*** ***
Yunus metheyledi seni dillerde
Sevilirsin bütün bu gönüllerde
Ağlayı ağlayı gürbet ellerde
Ya Muhammed canım arzular seni
*** ***


GELDi GEÇTi ÖMRÜM BENİM

Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi, şol göz yumup açmış gibi
İşbu söze hak tanıktır, Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide, kafesten kuş uçmuş gibi
*** ***
Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele, Hak şarabın içmiş gibi
Bir miskini gördün ise, bir eskice verdin ise,
Yarın anda karşı gele, Hak libasın biçmiş gibi
Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalır derler
Meğer HIZIR, İLYAS ola, Ab-ı hayat içmiş gibi
*** ***


AŞIK - MAŞUK

Helal kıldı maşuka, Aşık kendi kanını
Maşuk nakşından okur, Aşk eri kuranını
Yardan ayrı olunca, asılıp ölmek yeğdir
Aşık kendi bırakır boynuna urganını
*** ***
Gitmez aşık gözünden, hergiz maşuk hayali
Nitekim ZELHA verir YUSUF un nişanını
Dirlik budur maşuka, Aşık yolunda öle
Sorarlar ise eydem aşıkın burhanını
*** ***
BELKIS ile SÜLEYMAN aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını
Gökteki HARUT MARUT, Aşk için indi yere
Zühre yüzün görünce unuttu rahmanını
*** ***
FERHAD bu aşk yolunda başın külünge tuttu
HÜSREV ŞİRİN derdinden dosta verdi canını
LEYLA ile MECNUN işi aceb gelir bu halka
Abdurrezzak terketti aşk için imanını
Zamane vefaları cefa gelir Yunus'a
Bir doğru yar bulunca feda kılar canını
*** ***
Burhan : Delil
Güzaf : Bos laf
Külüng : Kazma

SEVEREM BEN SENİ CANDAN İÇERİ

Severem ben seni candan içeri
Yolum vardır bu erkandan içeri
Beni sorma bana benden değilem
Suretim boş yürür dondan içeri
*** ***
Tecelliden nasib erdi kimine
Kiminin maksudu bundan içeri
Senin aşkın beni benden alıptır
Ne Şirin dert bu dermandan içeri
*** ***
Şeriat tarikat yoldur varana
Hakikat Marifet andan içeri
SÜLEYMAN kuş dili bilir dediler
SÜLEYMAN var SÜLEYMAN dan içeri
*** ***
Unuttum din diyanet, kaldı benden
Bu ne mezheptir, dinden içeri
Dinin terk edenin küfürdür işi
Bu ne küfürdür imandan içeri
Geçer iken Yunus şeş oldu dosta
Ki kaldı kapıda andan içeri
*** ***
Suret : Yüz, dış görünüş
Don : Elbise
Tecelli: Görünme, belirme
Gün : Gündüz, güneş
Şeş olmak: Karşılaşma, raslamak

BULDUK OL CANI

Aşk ile ister idik yine bulduk ol canı
Gömlek edinmiş giyer suret ile bu teni
Girmiş surette geçer, cümle işleri düzer
Geri kendiye söyler, gevher ile bu kanı
*** ***
Bu dünya bir pazardır, suretler dükkan olmuş
Bu dükkana giriben, oldur satan bu kanı
Bir niceler kayırır, bunca malım kaldı der
Veren oldur alan ol, sormaz nedir ziyanı
Yunus imdi sen senden, ayrı değilsin candan
Sen sende bulmaz isen, nerde bulasın anı
*** ***
Suret : Yaratılmış şeyler
Kan : Maden

BİR SAKİDEN İÇTİK ŞARAP

Bir sakiden içtik şarap, Arştan yüce meyhanesi
Ol sakinin mestleriyiz, canlar onun meyhanesi
Bir meclistir meclisimiz, anda ciğer kebap olur
Bir şemdir burda yanan, güneş onun pervanesi
*** ***
Aşk oduna yananların, Kulli vücudu nur olur
Ol od bu oda benzemez, hiç belirmez zebanesi
Ondaki mest olanların, "Enel hak" tır sözleri
Hallac Mansur gibidir en kemine divanesi
*** ***
Ol meclisin bekrileri, şol şah-ı Edhem gibidir
Belh şehrinde yüzbin ola her guşede viranesi
Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegil
Bilmezmisin cahillerin nice geçer zamanesi
*** ***
Saki : İçki dağıtan
Mest : Sarhoş
Peymane: Kadeh
Şem : Hepsi
Zebane : Alev
Kemine : En aşağı
Bekri : Sarhoş
Guşe : Köşe
Cezbe : İlahi sarhoşluk hali

SÖYLEYEMEM

Ey yarenler eydemezem, canım neye yandığını
Dil ile vasfedemem, gönlümü kim aldığını
Gönlüm dolu sığmaz dile, Aşıktır ol kim hal bile
Aşk niceyi verdi yele, anlayamaz nolduğunu
*** ***
Aşktan haber bilenlerin, Aşk derdiyle dolanların
Küfrü iman olanların, ayıplaman güldüğünü
Ağlamak gülmektir aşıka, dirilmek ölmektir aşığa
Kahr ile lütfü bir bilir, bilmez melul olduğunu
*** ***
Aşık yunus eyledi lal, Yunus kanı aşka helal
Koy verin etsin paymal, görmesin ayrıldığını
*** ***
Eydemezem : Söyleyemem
Vasfetmek : Tasvir etmek
Melul : Üzülen
Kahr : Güçlük, zor
Lütuf : İhsan, iyilik
Paymal : Ayak altında çiğnenmiş

EZELDEN VAR İDİ

Ezeliden var idi, canımda bu aşk odu
Eşkere etmez idim, bilirdim ki dost koydu
Ben razıyam bu yolda, günde bin kez yanarsam
Şekerden daha tatlı, şirindir aşkın tadı
*** ***
Aşk anadan doğmadı, kimseye kul olmadı
Hükmüne kıldı esir, cümle bilişi, yadı
Aşka mecnun olanlar, assı ziyandan farig
Korkmaz ıssı soğuktan, pes ne biliser odu
*** ***
Ezeli : Evveli olmayan
Eşkere : Açıklamak
Biliş : Tanıdık
Yad : Yabancı
Assı : Kazanç, kar
Is : Sahip
Farig : Vazgeçmiş

SIRRA ERDİM

Ben bunda seyr eder iken, aceb sırra erdim ahi
Bir siz dahi sizde görün, dostu bende gördüm ahi
Bende baktım bende gördüm, benim ile BiR olanı
Suretime can vereni, Kimduğini bildim ahi
*** ***
İsteyuben bulamazam, o ben isem ya ben hani
Seçemedim ondan beni, bir kez o oldum ahi
Maşuk benimledir bile, ayrı değil kıldan kıla
Irak sefer bizden kala, dostu yakın gördüm ahi
*** ***
Munim oldum yoksul iken, benim oldu kevn-i mekan
Yerden göğe magrib meşrik, yere göğe doldum ahi
Nitekim ben beni bildim, bu oldu ki HAKKI buldum
Korkum onu buluncadı, korkudan kurtuldum ahi
Yunus kim öldürür seni, veren alır tatlı canı
Bu canlara hükmedenin, kim olduğun buldum ahi
*** ***
Acep : Garip
Ahi : Kardeş
Kimduğini: Kim olduğunu
Munim : Nimet veren(Hak)
Kevn-i Mekan :Var olan her şey
Magrib, Meşrik : Doğu, Batı

AŞK BAHRİSİ

Benem ol aşk bahrisi denizler hayran bana
Derya benim katremdir zerreler umman bana
Kafdağı zerrem değil ay u güneş bana
Haktır aslım şek değil, Murşittir kuran bana
*** ***
Yok iken ol barigah, var idi ol padişah
Ah bu aşk elinden ah, dert oldu derman bana
ADEM yaratılmadan can kalıba girmeden
Şeytan lanet olmadan arş idi seyran bana
*** ***
Yaratıldı MUSTAFA, yüzü gül gönlü safa
Ol kıldı bize vefa, ondandır ihsan bana
Şeriat ehli ırak eremez bu menzile
Ben kuş dilin bilirim, söyler SÜLEYMAN bana
Yunus bu halk içinde eksikliktir HAK bilir
Divane olmuş çağırır, dervişlik buhtan bana
*** ***
Bahri : Bir cins deniz ördeği, deniz
Derya : Deniz
Katre : Damla
Umman : Okyanus
Zerre : En kucuk parca
Murşit : Rehber, Hak aşığı, Şeyh
Arş : Göğün en yüksek katı
Safa : Berraklık
Vefa : Sözde durma,
İhsan : Lütuf, bağış
Şeriat : Kuranın yüzeysel emirleri
Ehil : İş bilen
Menzil : Varılacak hedef
Buhtan : İftira

NİTELİĞİM SORAN

Niteliğim soran işit hikayet
Su vu toprak od u yel oldu suret
Dört muhalif nesneden dört duvarın
Sazıkar eyledi verdi keramet
*** ***
Yel ile toprağı kıldı muallak
Su içinde odu tuttu selamet
Rızkı ömrü tamam eyledi henüz
Şeş cihet olmadan tuttugu kisvet
*** ***
Baki tertiplerimi şerh edeyim
İnayet mevcudu sem'u basaret
Aklımın haberi bugünkü değil
Onu er derisen evvelki ayet
Yunus ile bu ne denli nasibim
Gönül dost durağı, dilim şehadet
*** ***
Sazıkar : Uygun
Muallak : Asılı, havada duran
Şerh : Açıklama
İnayet : Yardım
Sem : İşitme
Basaret : Görme

AŞK İMAMDIR BİZE

Aşk imamdır bize, gönül cemaat
Kıblemiz dost yüzü daimdir salat
Dost yüzün göricek, şirk yağmalandı
Anıncun kapıda kaldı şeriat
*** ***
Gönül secde kılar, dost mihrabında
Yüzün yere vurup kılar münacat
Münacat gibi vakt olmaz arada
Kim ola dost ile bu demde halvet
*** ***
Şeriat eydur, sakın şartı bırakma
Şart ol kişiye kim ede hiyanet
Erenler nefesi devletli rumuz
Onunla fitneden olduk selamet
"Beli" kavlin dedik evvelki demde
Henuz bir demdir, ol vakt u bu saat
*** ***
Derildi beşimiz, bir vakte geldi
Beşi bir eyleyip, kim kıla taat
Biz kimse dinine hilaf demeziz
Din tamam olucak doğar muhabbet
*** ***
Doğruluk bekleyen dost kapısında
Gümansız ol bulur ilahi devlet
Yunus ol kapıda kemine kuldur
Ezelden ebede dektir bu izzet
*** ***
Şirk : Allaha ortak koşma
Mihrab : Kıbleyi gosteren yer
Münacat : Yalvarma
Halvet : Yalnız kalma
Beli : Yaratılan ruhların Allaha verdikleri söz
(Evet sen rabbimizsin anlamında)
Rumuz : İşaret, söz, simge
Fitne : Hile, ayartma
Kavl : Söz
Derilmek : Düzenlenmek
Hilaf : Karşı, aksi
Güman : Şüphe
Kemine : Aciz, en değersiz

AŞIKLARA DİN NE HACET

Din umillet sorar isen, aşıklara din ne hacet
Aşık kişi harab olur, harab bilmez din diyanet
Aşıkların gönlü gözü maşuk diye gitmiş olur
Ayruk surette ne kalır kim kılısar zühd u taat
*** ***
Taat kılan uçmağ için din tutmayan tamu için
Ol ikiden farig olur, neye benzer bu işaret
Her kim dostu sever ise, dosttan yana gitmek gerek
İşi gücü dost olucak, cümle işten olur azat
*** ***
Onun gibi maşukanın haberini kim getirir
CEBRAİL-İ MURSEL sığmaz, böyle olundu işaret
Soru hesap olmayısar, dünya ahret kovana
MUNKER u NEKiR ne sorar terkolucak cümle murad
Havf u reca gelmez onda varlık yokluk bırakana
İlm u amel sığmaz onda ne terazi var ne sırat
*** ***
Ol kıyamet pazarında her bir kula BAŞ kaygısı
Yunus sen aşıklar ile hiç görmeyesin kıyamet
*** ***
Hacet : İhtiyaç
Di˜anet : Dini kurallar, yordamlar
Farig : Vazgecmek
Havf u reca : Korku ve ümit

CIKTIM ERiK DALINA

Çıktım erik dalına anda yedim üzümü
Boştan ıssı kakıyıp, der ne yersin kozumu
Ağrılık yaptı bana, buhtan eyledim ona
Çerçi de geldi dedi, niye aldın kuzumu
*** ***
Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana, bandım verdim özünü
İplik verdim çulhaya sarıp yumak etmemiş
Becid becid ısmarlar, gelsin alsın bezini
*** ***
Bir serçenin kanadın, kırk katıra yüklettim
Çift dahi çekemedi, şöyle kaldı kazını
Bir sinek bir kartalı salladı urdu yere
Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu
*** ***
Bir kut ile güreştim, elsiz ayağım aldı
Güreşip basamadım göyündürdü özümü
Kaf dağından bir taşı şöyle attılar bana
Öylelik yola düştü, bozayazdı yüzümü
*** ***
Balık kavaga çıkmış, zift turşusu yemeğe
Leylek koduk doğurmuş baka şunun sözünü
Gözsüze fısıldadım sağır sözüm işitmiş
Dilsiz çağırıp söyler dilimdeki sözümü
*** ***
Tosbağaya sataştım, gözsüzsepek yoldaşı
Sordum sefer nereye, Kayseri'ye azimli
YUNUS BİR SÖZ SÖYLEDİN,HİÇ BİR SÖZE BENZEMEZ
MUNAFIKLAR YÜZÜNDEN ÖRTTÜN MANA YÜZÜNÜ
*** ***
Issı : Sahibi
Kakımak: Kızmak
Koz : Ceviz
Buhtan : İftira
Çerçi : Seyyar satıcı
Becid : Acele
Küt : Kötürüm
Göyündürmek : Kendi kendine yanmak
Koduk : Sıpa
Gözsüzsepek : Köstebek
Munafık: İçi dışı bir olmayan, sahte müslüman

SÖZLERİN ASLI

Ey sözlerin aslın bilen, gel de bu söz kandan gelir
Söz aslını anlamayan, sanır bu söz benden gelir
Söz karadan aktan değil, yazıp okumaktan değil
Bu yürüyen halktan değil, halık avazından gelir
*** ***
Ne elif okudum ne cim varlığındandır kelecim
Bilmeye yüzbin müneccim, taliim ne ıldızdan gelir
Şule bize aydan değil, Aşk eri bu soydan değil
Rızkımız bu evden değil, derya-yı ummandan gelir
*** ***
Biz bir bahane arada, Ayruk de elden ne gele
Hak cun emir eyler, Cana bu keleci andan gelir
Yunus bir dert ile ah et, Kahr evinde neyler rahat
Bu derde derman keffaret, bir ah ile suzdan gelir
*** ***
Kandan : Nereden
Halık : Yaratan, Allah
Elif, cim : Arap alfabesinden harfler
Keleci : Söz
Müneccim : Yıldız falcısı
Ildız : Yıldız
Şule : Işık
Rızk : Nimet
Ayruk : Başka
Kahr : Dert
Derman : İlaç, şifa
Keffaret : Karşılık
Süz : Yanıp tutuşma

KOĞIL ÖLÜM ENDİŞESİN

Koğıl ölüm endişesin, Aşıklar ölmez bakidir
Ölüm aşıkın nesidir cun nur-u ilahidir
Ölümden ne korkarsın çünkü hakka yararsın
Bil ki ebedi varsın, Ölmek fasid işidir
*** ***
Kal u bela denmeden, Kadimde bile idik
Biz bir uçar kuş idik , vücut can budağıdır
Yunus beşaret sana, gel derler dosttan yana
Ol kimseye ol ana KULLUN YERCİ aslıdır
*** ***
Koğıl : Bırak
Fasid : Fesatcı, bozguncu
Kal u bela : Yaratanın, Rabliğini ruhlara onaylattığı söz
Kadim : Ezel, öncesi olmayan zaman, Allah
Biliş : Tanışıklık
Beşaret : Müjde
Kullun yerci : Herşey döner (Haktan gelen hakka dönecektir)

AŞIKMIDIR

Canını aşk yoluna vermeyen aşık mıdır
Cehdeyleyip ol dosta ermeyen aşık mıdır
Dost sevgisin gönülde, can ile berkitmeyen
Tul-i emel defterin dürmeyen aşık mıdır
*** ***
Nefs arzusundan geçip, aşk kadehinden içip
Dost yoluna er gibi, durmayan aşık mıdır
Dün ü gün ü riyazetde halvetlerde diz çokup
Sohbetlerde baş çatıp, durmayan aşık mıdır
*** ***
Yunus imdi ol dostun, cefasına sabreyle
Yüreğine aşk odun, Urmayan aşık mıdır
*** ***
Cehd : Gayret
Berkitmek : Pekiştirmek
Tül-i emel : Aşırı isteklerden oluşan emeller
Nefs : Öz varlık, can, arzular emeller kaynağı
Riyazet : Nefs terbiyesi
Halvet : Yalnızlık
Cefa : Zorluk, sıkıntı
Od : Ateş
Urmak : Vurmak

HAKİKATIN MANASI

Hakikatin manisin şerh ile bilmediler
Erenler bu dirliği, riya dirilmediler
Hakikat bir denizdir, şeriattır gemisi
Çoklar gemiden çıkıp, denize dalmadılar
*** ***
Bunlar gelip kapıya, şeriatta durdular
İçeri giribeni ne vardır bilmediler
Dört kitabı şerh eden, Asidir Hakikatte
Zira tefsir okuyup, Manisin bilmediler
*** ***
Yunus adın sadıktır, bu yola geldin ise
Adın değşirmeyenler, bu yola gelmediler
*** ***
Hakikat : Gerçek, sırların açıldığı makam
Şeriat : Din yolunda dışsal emirleri içeren başlangıç aşaması
Tefsir : Açıklama

VÜCUD ŞEHRİ

İşbu vücud şehrine bir dem giresim gelir
İçindeki sultanın yüzün göresim gelir
İşidirim sözünü, göremezem yüzünü
Yüzünü görmekliğe, canım veresim gelir
*** ***
Erenlerin sohbeti, arttırır marifeti
Bi-dertleri sohbetden, her dem süresim gelir
Miskin Yunusun canı, dört tabiat içinde
Aşk ile can sırrına pinhan varasım gelir
*** ***
pinhan : Gizli

AŞK ÖDÜ

Aşkın ödü ciğerimi yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı çeke geldi çeke gider
Kar etti firak canıma, Aşık oldum sultanıma
Aşk zincirin dost boynuma, taka geldi taka gider
*** ***
Arada olmasın naşı, onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi aka gider
Aşık Yunusun sözleri efgan eder bülbülleri
Dost bahçesinde gülleri, koka geldi koka gider
*** ***
Firak : Ayrılık

SEMA

Bu sema'a girmeyen sonra peşiman olur
Erişir bizim ile ser-be-ser düşman olur
Dosttur bizi okuyan, üstümüzde şakıyan
Şimd'üçbuçuk okuyan derin Danışman olur
*** ***
Hey biçare Danışman, Et dervişi dervişhan
Dervişlere erişen, işine pişman olur
YUNUS eydur MEVLANA, epsem otur yerinde
Bu sohbete doymayan sonra sevişken olur
*** ***
Epsem : Dilsiz

ARİFLER ORTASINDA

Arifler ortasında Sufilik satmayalar
Cun Sufiye ihlas oldu, Aşka riya katmayalar
Ya gel bildiğinden eyit, yahut bilenlerden işit
Teslimin ucun tutup, hiç sözü uzatmayalar
*** ***
Kuran'ı virip idi, gönüle evim dedi
Gönül ev ıssın bilmez ademden tutmayalar
Mumsuz baldır şeriat, tortusuz yağdır tarikat
Dost için balı yağa ne için katmayalar
*** ***
Evvel ADEM yanıldı, uçmakta buğday yedi
İşi HAKtan bilenler şeytandan tutmayalar
Şirin huylar eyleğil, tatlI sözler söyleğil
Sohbetlerde YUNUSu hergiz unutmayalar
*** ***
Arif : ݘlim irfan sahibi
Sufi : Derviş, mutasavvıf
Uçmak : Cennet
Hergiz : Asla

HAK İSTEYEN

Ey dünü gün HAK isteyen, bilmezmisin HAK kandadır
Her kandasam anda hazır, kanda bakarsam andadır
İstemegil HAKKI ırak, Gönüldedir HAKKA durak
Sen senliğin elden bırak, tenden içeri candadır
*** ***
Gir gönüle bul andadır, benliğinin defterin dur
Ol has gevher bil andadır sanam kim ol ummandadır
Ol ummanda yüzbin gevher bir zerreden oldu kemter
Ol cana zeval mi erer, canı ab-ı hayvandadır
*** ***
Eyleğil suretin viran, can sırrıdır ona eren
Batın gözüdür dost gören zahir gözü yabandadır
Kim ki gaflet icre geçer, canı zeval suyun içer
Derviş gönlü arşta uçar, çünki mekanı ondadır
*** ***
Ab-ı hayvan : Ebedilik veren su
Batın : İç, gizli
Zahir : Dış, görünen

YAR YÜREĞİM YAR

Yar yüreğim yar, gör ki neler var
Bu halk içinde bize güler var
Ko gülen gülsün, HAK bizim olsun
Gafil ne bilir, HAKKI seven var
*** ***
Bu yol uzaktır menzili çoktur
Geçidi yoktur, derin sular var
Girdik bu yola Aşk ile bile
Gurbetlik ile bizi salar var
*** ***
Her kim merdane, gelsin meydane
Kalmasın cana kimde hüner var
Yunus sen bunda meydan isteme
Meydan içinde merdaneler var
*** ***


AŞKIN OKU

Dost senin aşkın oku key katı taştan geçer
Aşkına düşen kişi can ile baştan geçer
Dün ü günü zar olur aşkın ile yar olur
Endişesi sen olan, cümle tesvişten geçer
*** ***
Aşkına düşenlerin, yüreği yanar olur
Kendini sana veren, düğeli işten geçer
Dünyanın muhabbeti agülü aşa benzer
Ahırın sanan kişi, agülü aştan gecer
*** ***
Başında aklı olan, ücrete amel etmez
Hurilere aldanmaz, göz ile kaştan geçer
Yunusun gönlü gözü, doludur HAK sevgisi
Sohbet ihtiyar eden, yad u bilişten geçer
*** ***
Key : Pek çok
Tesviş : Kargaşa
Düğeli : Bütün, hepsi
İhtiyar : Seçmek, Seçkin

ERENLER NEREDEDİR

Bilirmisiniz ey yarenler, gerçek erenler kandadır
Kanda baksam anda hazır, Kanda isterem andadır
Aşksızlara benim sözüm, benzer kaya yankısına
Bir zerre aşkı olmayan, belli bilin yabandadır
*** ***
Yalancılık eylemeğil aşka yalan söylemeğil
Bunda yalan söyleyenin, anda yeri zindandadır
Ey kend'özün bilmeyen söz manisin bulmayan
Hak varlığın istersen, Us ilm ile Kurandadır
*** ***
Allah benim dediğine, vermiş verir aşk varlığın
Kimdeki var bir zerre aşk Calap varlığı ondadır
Niceler eydur Yunusa Kocaldın sen aşkı koğıl
Bu aşk bize yeni geldi, henuz dahi turfandadır
*** ***


AŞKLA GELEN ERENLER

Aşkla gelen erenler içer aguyu nuş eder
Topuğa çıkmayan sular, deniz ile savaş eder
Bu sohbete gelmeyenler, HAK nefesi almayanlar
Sürün onu burdan gitsin, Durur ise çok iş eder
*** ***
Cahildir mani'den almaz oturur kararı gelmez
Öleceğini hiç sanmaz, yüzbin yıllık teşviş eder
Dağ ne kadar yüksek ise yol onun üstünden aşar
Yunus Emrem yolsuzlara yol gösterdi vu hoş eder
*** ***
Nuş etmek : İçmek
Man'i : Anlam
Tesviş : İşkillenme

CEFANIN ADI AŞK

Türlü türlü cefanın, adını aşk vermişler
Bu cefaya katlanan, dosta halvet vermişler
Kime ki aşk ulaşa, her dem kaynaya taşa
İyi dirlik hem yavuz, dört yanında durmuşlar
*** ***
Her kim aşk eri ise, aşka müşteri ise
Aşk onun yarı ise, canına öd urmuşlar
Miskin Yunusun canı başında serencamı
Aşka munkir ademi bu meydandan sürmüşler
*** ***
Halvet : Yalnızlık
Serencam : Başa gelen
Munkir : İnkar eden

SÖZ OLA KESE SAVAŞI

Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı
Söz ola agülü aşı, yağ ile bal ede bir söz
*** ***
Kişi bile söz demini, Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini, Sekiz cennet ede bir söz
Yunus şimdi söz yatından, söyle sözü gayetinden
Pek sakın o sah katından, Seni ırak ede bir söz
*** ***
Dem : Etki
Kem : Fena, değersiz
Yat : Usul, yol yordam

VÜCUDDA BULDUK

Mani evine daldık, vücuda seyran kıldık
İki cihan seyrini, cümle vücudda bulduk
Yedi gök yedi yeri, dağları denizleri
Cenneti cehennemi, cümle vücudda bulduk
*** ***
Tevrat ile incili, Furkan ile Zeburu
Bunlardan beyanı cümle vücudda bulduk
Yunusun sözleri hak, cümlemiz dedik saddak
Kanda istersen anda HAK, cümle vücudda bulduk
*** ***
Furkan : KURAN
Saddak : Doğru

BİR NAZARDA KALMAYALIM

Bir nazarda kalmayalım gel dosta gidelim gönül
Hasret ile ölmeyelim gel dosta gidelim gönül
Gel gidelim can durmadan suret terkini urmadan
Araya düşman girmeden gel dosta gidelim gönül
*** ***
Gel gidelim kalma ırak dost için kılalım yarağ
Şeyhin katındadır durak gel dosta gidelim gönül
Terk edelim il u şarı dost için kılalım zarı
Ele getirelim yarı gel dosta gidelim gönül
*** ***
Bu dünyaya kanmayalım fanidir aldanmayalım
Bir iken ayrılmayalım gel dosta gidelim gönül
Biz bu cihandan göçelim ol dost iline uçalım
Arzu hevadan geçelim gel dosta gidelim gönül
*** ***
Kılavuz ol sen bana günilelim dosttan yanate
Bakmayalım önden sona gel dosta gidelim gönül
Bu dünya olmaz payidar aç gözünü canın uyar
Olgıl bana yoldaş u yar gel dosta gidelim gönül
*** ***
Ölüm haberi gelmeden ecel yakamız almadan
Azrail hamle kılmadan gel dosta gidelim gönül
Gerçek erene varalım Hakk'ın haberin soralım
Yunus Emre'yi bulalım gel dosta gidelim gönül
*** ***
Heva : Heves, nefse düşkünlük
Günilmek : Yönelmek, kıskanmak
Payidar, paydar : Devamlı, sürekli
Yarağ kılmak : Hazırlanmak, hazırlık yapmak
Terkin urmak : Terketmek, bırakmak

TEHİ GÖRME KİMSEYİ

Tehi görme kimseyi hiç kimsene boş değil
Eksiklik ile nazar erenlere hoş değil
Gönlünü derviş eyle dost ile biliş eyle
Aşk eri şol ma'nide derviş içi boş değil
*** ***
Derviş bilir dervişi Hak yoluna durmuşu
Dervişler Huma kuşu çaylak u baykuş değil
Dervişlik aslı candan geçti iki cihandan
Haber verir sultandan bellidir yad kuş değil
*** ***
Ey Yunus Hakk'ı bilen söylemez hergiz yalan
İkilik ile gelen doğru yol bulmuş değil
*** ***
Tehi : Bos, kimsesiz
Yad : Yabancı, el kişi
Hergiz : Asla

HAK CALABIM HAK CALABIM

Hak Calabım Hak Calabım sencileyin yok Calabım
Günahlarımız yarlığa ey rahmeti çok Calabım
Ben eydürem kim ey gani nedir bu derdin dermanı
Zinhar esirgeme beni aşk oduna yak Calabım
*** ***
Kullar senin sen kulların günahları çok bunların
Uçmağına koy bunları binsinler Burak Calabım
Ne sultan ne baylardasın ne köşk ü saraylardasın
Girdin miskinler gönlüne edindin durak Calabım
*** ***
Ne ilmim var ne taatım ne gücüm var ne takatım
Meğer senin inayetin kıla yüzüm ak Calabım
Yarlığağıl sen Yunusu günahlı kulların ile
Eğer yarlıgamaz isen key katı firak Calabım
*** ***
Calab : Allah
Yarlıgamak : Bağışlamak
İnayet : Yardım
Firak : Ayrılık

BENİM CANIM UYANIKTIR

Benim canım uyanıktır dost yüzüne bakan benem
Hem denize karışmağa ırmak olup akan benem
Irmak gibi ben çağlaram geh gülerem geh ağlaram
Nefsin ciğerin doğraram kibr u kini yıkan benem
*** ***
Kırdım bu nefsin çerisin bir itdim burc u barusun
Pak eyledim içerisin milketini yuyan benem
Ben hazrete tutum yüzüm ol aşk eri açtı gözüm
Gösterdi bana kendozum ayet-i kul denen benem
*** ***
Şah didarın gördüm ayan hiç gumansuz belli beyan
Kafir ola inanmayan ol didara bakan benem
Benim durur bu cümle iş hikmetimle yaz u kış
Ben bilirim yad u biliş ırılmadan duran benem
*** ***
Bu cümle canda oynayan damarlarımda kaynayan
Kulli dillerde söyleyen kulli dili diyen benem
Nemrud odun ˜brahim'e ben bag u bostan eyledim
Küfür yüzünden doğuban gene ödü yakan benem
*** ***
Ol Hallac-ı Mansur ile söyler idim enel Hakk'ı
Benem gi'nönün boynuna dar urganın takan benem
Ol Hak habibi Mustafa mi'raca edicek sefer
Ol dem canım hak eyledim ol sırrı duyan benem
*** ***
Şimdi adım Yunus durur ol demde İsmail idi
Ol dost için Arafat'a kurban olup çıkan benem
Cerh benim hükmümdedir her kanda ben oturmusam
Mülk benim elimdedir yıkan benem yapan benem
*** ***
Sa'd benem said benem Yunus dahi benimledir
İlm-i ledundur ustadım ol esrarı duyan benem
*** ***
Burcu u baru : Kule ve hisar
Milket : Memleket
Didar : Yüz, Allah'ın cemali
Kulli : Hepsi, tümü
Hak : Toprak
Yüz tutmak : Yönelmek
Yad u biliş : Tanıdık tanış
Cerh : Gök, felek
Said : Kutlu, Allah'ın beğendiği
Sa'd : Uğurlu, mübarek

HER KAÇAN ANARSAM SENİ

Her kacan anarsam seni kararım kalmaz Allahım
Senden ayrı gözüm yaşın kimseler silmez Allahım
Sensin ismi baki olan sensin dillerde okunan
Sensin aşkına dokunan kendini bilmez Allahım
*** ***
Sen yarattın cism u cani sen yarattın bu cihanı
Mülk senindir kerem kkaıl kimsenin olmaz Allahım
Okunur dilde destanın açılır bag u bostanın
Sen baktığın gülistansın gülleri solmaz Allahım
*** ***
Aşk bahrna dalmayan canını feda kılmayan
Senin cemalin görmeyen meydana gelmez Allahım
Zor olur aşıkın işi durmaz akar gözün yaş
Senden ayrı düşen kişi didarın gö”rmez Alahım
*** ***
Aşık Yunus seni ister lütf eyle cemalin göster
Cemalin gören aşıklar ebedi ölmez Allahım
Kacan : Ne vakit ki
Kerem : Cömertlik
Cism u can: Beden ve Ruh
Kan : Maden Ocağı
Didar : Allahın cemali,yüz

TEHİ GÖRMEN SİZ BENİ

Tehi görmen siz beni dost yüzün görüp geldim
Baki devr-i rüzgigar dost ile sürüp geldim
Oldur söyleyen dilde varlık dostundur kulda
Varlığım hep ol ilde ben bunda garip geldim
*** ***
Bezirganam mataım çok dest-girim ustadım Hak
Ziyanım assıya cümle anda değişip geldim
Yer u gök yaratıldı aşk ile bünyad oldu
Toprağa nazar kıldı aksırdı durup geldim
*** ***
Gördüm yedi tamusun anda sekiz uçmağın
Korkudan günahımı anda sızdırıp geldim
İşi oldum kudretten bahanem bir avretten
İnayet oldu Hak'tan ölü dirgörüp geldim
*** ***
Adem olup durmadan nefsin boynun burmadan
Yanıldım buğday yedim uçmaktan sürülüp geldim
Musayla Tur'a çıktım binbir kelime dedim
Bu Hak bizi ne bilsin anda bilinip geldim
*** ***
Nuh oldum tufan için çok duruştum din için
Duymayanın tagadan suya boğdurup geldim
Yalan değildir sözüm bak yüzüme aç gözün
Dah'örtülmedi izim uş yoldan erip geldim
*** ***
Çerçiş oldum basıldım Mansur oldum asıldım
Hallac pamuğu gibi bunda atılıp geldim
Eyyüb oldum tenime cefa kıldım canıma
Çağırdım Sübhanıma kurtlar duruyup geldim
*** ***
Zekerya oldum kaçtım erdim ağaça geçtim
Kanım dört yana saçıp tepem deldirip geldim
Yalınız Sübhan idi peygamberler can idi
Yunus hod pinhan idi suret değişip geldim
Dirgörmek : Diriltmek
Taga : Taka, büyük kayık
Pinhan : Gizli
Dürümek : Bir araya getirmek

BEN BİR ACEB İLE GELDİM

Ben bir aceb ile geldim kimse halim bilmez benim
Ben söylerem ben dinlerem kimse dilim bilmez benim
Benim dilim kuş dilidir benim ilim dost ilidir
Ben bülbülem dost gülümdür bilin gülüm solmaz benim
*** ***
Ol dost bana gelsin demiş sundum kadeh alsın demiş
Aldım kadeh içtim şarab ayruk gönlüm ölmez benim
Ne Tür'üm var ne durağım hiç yerde yoktur kararım
Hakk'a münacaat etmeye belli yerim olmaz benim
*** ***
Sor durduğum yeri bana gelirsen gösteren sana
Bir zerrece Hak'tan ayrı gözüm nesne görmez benim
Tur dağında bir tecelli gör Musi'ye neler kıldı
Yunus eydur Hak katında sözüm geri kalmaz benim
*** ***
Tecelli : Görünmek
Ayruk : Ayrı, başka
Göğnü : Yanmak, yanık
Tap : Yeter, kafi
Zari kılmak : Ağlamak, inlemek
Dar : Ev, yurt, darağacı
Munkir : İnkar eden

HER KANCARU DÖNER İSEM

Her kancaru döner isem aşk iledir işim benim
Öldür gönlümde teşvişim hem aşktır yoldaşım benim
Aşıklara göynür özüm onuncun faşolur razım
Göriceğiz aşıkları kaynar içim dışım benim
*** ***
Bu aşk bize rahmanidir hem canımızın canıdır
Onun icin şeytan ile her dem bu savaşım benim
Benim canım bir kuştur kim gövdem onun kafesidir
Dosttan haber geliceğiz birgün uçar kuşum benim
*** ***
Geldim dünyayı seyrettim ya bugün ya yarın gittim
Ben bunda eğlenemezem bunda bitmez işim benim
Yunus eydur ben aşıkam hem aşıkam hem sadıkam
Bu ayruk aşıklar gibi yoktur arayışım benim
*** ***
Kancaru : Nereye
Teşviş : Kargaşalık
Göynümek : Kendi kendine yanmak
Faşolmak : Açığa çıkmak, belli olmak,
Raz : Sır, gizli şey
Rahmanı : İlahi

Arayış : Sus, bezek
Ertan Türkmen