4 Ekim 2015 Pazar

tezkireler 4

17. YÜZYIL fiA‹R TEZK‹RELER‹
17. yüzy›l tezkirecileri eserlerinde a¤›rl›kl› olarak kendi dönemlerinde yaflam›fl ça¤-
dafl› flairleri yazm›fllard›r. Söylenen fleyler bilineni tekrarlamaktan ileri gitmedi¤i
için biyografiler k›salm›fl, buna karfl›l›k seçilen örnek fliir say›s› artm›flt›r. fiekilde
meydana gelen bu de¤ifliklikler muhtevaya da yans›m›fl ve 17. yüzy›ldan itibaren
tezkirecilik tarihimizde ad›na antoloji tipi tezkireler diyebilece¤imiz farkl› yap›da
eserler verilmeye bafllanm›flt›r. Bu eserlerde fliir örnekleri yan›nda k›sa da olsa biyografik
bilgiler de bulunmaktad›r.
Antoloji tipi tezkireler gelenek içinde biyografiden çok fliiri ön plana ç›kartm›fl
ve verilen fliir say›s› ve miktar›n› büyük oranda artt›rm›flt›r. Ancak bu yap›l›rken fliir
de¤erlendirmelerine çok az yer verilmifltir.
SADIKÎ-MECMAU’L-HAVAS
Sad›kî’nin as›l ad› Sad›k, mahlas› Sad›kî’dir. fiah ‹smail’in ortaya ç›kt›¤› s›ralarda,
kendi arzular›yla fiam’dan ‹ran taraflar›na gelerek Irak ve Azerbaycan’a yerleflen
Hudabendlü boyunun ileri gelenlerindendir. Sâd›kî, 1532 tarihinde Tebriz’de Vercû
(Vîcûye) Mahallesi yak›nlar›nda do¤du. Babas›n›n sa¤l›¤›nda, hayat›n›n ilk yirmi
senesini, Türkçe’den baflka bir dil bilmeyen kabile ve akrabalar› ile birlikte geçirdi.
Gençli¤inde nakkafll›¤a ilgi duyarak Mevlana Haydar Alî’nin o¤lu, Behzat’›n
ye¤eni ünlü nakkafl Muzaffer Alî’nin yan›nda çal›flt› ve döneminin meflhur nakkafllar›
ndan oldu. Babas›n›n katlinden sonra, kendisini himaye edecek bir kimse bulamad›¤›
için, yerini yurdunu b›rak›p, maceral› bir hayata at›ld›. Bu arada nakkafll›¤›
b›rakarak kalenderiler zümresine kat›ld› ve onlarla seyahatlere ç›kt›. Bu durumu
ö¤renen Hemedan hâkimi Emir Han, onu kalenderiler aras›ndan ç›kararak korumas›
na ald›. Mecmau’l-havas adl› tezkiresinden anlafl›ld›¤›na göre, Sadikî, Tebriz,
Kazvin ve ‹sfahan’dan baflka Yezd, Gilan, Lahican, Eberkuh, Astarabad, Hemedan,
Ba¤dad, Atabat (Necef ve Kerbela) ve Halep’te de bulunmufl ve buralarda
oturmufltur. 1556-1560 y›llar› aras›nda Halep’te kad› naibi olarak bulunan Bakî ile
Halep’e u¤rad›¤›nda tan›fl›p görüfltü. II. fiah ‹smail zaman›nda onun kütüphane
memurlu¤una tayin edildi. I. fiah Abbas devrinde ise Kitabdâr olarak atand›. Geçimsiz
oldu¤u için bir müddet sonra fiilen görevinden uzaklaflt›r›lm›fl, ancak maafl›
n› alm›flt›r. Sad›kî’nin ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Hayyampur
1609 y›l›nda, Takiyuddin Evhadî, 1613 y›l› civar›nda vefat etti¤ini kaydeder.
17. Yüzy›l fiair Tezkireleri
Sadikî, Ça¤atay Türkçesi, Azerî Türkçesi ve Osmanl› Türkçesi ile fliirler kaleme
ald›. Onun bize kadar gelen fliirleri, bu üç dili rahat kullanan bir flair oldu¤unu göstermektedir.
Eserleri
Farsça ve Türkçe fliirleri, mesnevileri vard›r.
Mecmau’l-havas (y.1602 veya daha önce): Sad›kî’nin eserleri aras›nda hiç kuflkusuz
en önemli eseri Mecmau’l-havas adl› tezkiresidir. Do¤u Türkçesi gelene¤inin
ikinci tezkire örne¤i olan Mecmaü’l-havas, I. fiah ‹smail devrinden yaz›ld›¤›
döneme kadarki devre içerisinde yer alan ‹ran ve Türk as›ll› flairleri kapsamaktad›
r. Tezkire, Devletflah Tezkiresi Mecalisü’n-nefayis ve Tuhfe-i Samî (y.1550)’nin
zeyli mahiyetindedir. Nitekim yazar bunu eserinin mukaddime k›sm›nda belirtmifltir.
Bu eser, bazen ‹ranl› flairlerle ayn› bölümde bazen de ayr› bölümlerde Türk flairlerinden
bahsetmesi bak›m›ndan Türk edebiyat› için de önemli bir kaynakt›r.
Sad›kî, bu eserinde siyasî hudutlar ve sülaleler aras›ndaki ihtilâflar› bir tarafa b›-
rakarak, Türk dili ve edebiyat›n› bir bütün hâlinde ele alm›fl ve Türk dilinin mevcut
üç edebî flivesi (Ça¤atay Türkçesi-Osmanl› Türkçesi-Azerî Türkçesi) ile fliir söyleyen
flairleri tan›t›p onlar›n eserlerinden örnekler vermifltir.
Mecmau’l-havas’›n ne zaman yaz›ld›¤› kesin olarak bilinmemektedir. Mecmau’l-
havas, bir ön söz, sekiz tabaka ve bir hatimeden oluflmaktad›r. Sad›kî, eserinin
her tabakas›na mecma ismini vermifltir. Eserin kaynaklar› aras›nda Camî’nin Baharistân’›,
Ali fiir Nevayî’nin Mecâlisü’n-nefais’i, Devletflah’›n Tezkire-i Devletflah’› ve
Sam Mirza’n›n Tuhfe-i Samî’si bulunmaktad›r.
Sad›kî, mukaddimenin sonunda, eserini dönemin sultan› fiah Abbas ad›na yazd›¤›
n› belirtir ve ona dua eder. Her tabaka bafl›nda o tabaka için Türkçe aç›klama
k›sm› bulunmaktad›r. Sad›kî, tabakalar› isimlendirirken bafll›klar›nda Türkçe say›-
lar› kullanmay› tercih etmifltir.
Sad›kî’nin Mecmâu’l-havas’›ndaki her tabaka flu kategori alt›nda toplanmaktad›
r.
Evvelki (Evvelg›) Mecma: Zaman›n padiflah flairleri. Bunlar, 12 kifliden oluflmaktad›
r. Tabakan›n birinci flairi fiah Tahmasb-› Hüseynî, sonuncu flairi Muhammedî
Han Gord’dur.
‹kinci (‹kimci) Mecma: fiehzade flairler. 7 kifliden oluflmaktad›rlar. Tabakan›n
birinci flairi Behram Mirza, sonuncu flairi sultan Mustafa Mirza’d›r.
Üçüncü (Üçümci) Mecma: Türk saltanat büyü¤ü olan flairler. 10 kifliden oluflmaktad›
rlar. Tabakan›n birinci flairi Müseyyeb Han, sonuncu flairi Rüstem Big’dir.
Dördüncü (Tördümci) Mecma: ‹ran saltanat büyü¤ü olan flairler. Bu k›s›mda 23
kifli bulunmaktad›r. Tabakan›n birinci flairi Mirza fieref-i Cihan, sonuncu flairi Tahmasb
Kul› Big Arflî’dir.
Beflinci (Biflimci) Mecma: Türk ve ‹ranl› saltanat erkân›n›n çocuklar›ndan olan
flairler. Tabaka 15 kifliden oluflmakta olup birinci flairi Han Mirza, sonuncu flairi
Muhammed Big Halifetü’l-hulefayî’dir.
Alt›nc› (Alt›mc›) Mecma: Sadattan olan flairler. 35 kifliden oluflmaktad›rlar. Tabakan›
n birinci flairi Mir Sunî, sonuncu flairi Mir Sadru’d-din Muhammed’dir.
Yedinci (Yidümci) Mecma: Türk flairler. 28 kifliden oluflmaktad›rlar. Tabakan›n
birinci flairi Mevlana Fuzulî, sonuncu flairi Tenhayî Big’dir.
Sekizinci (Sikkizimci) Mecma: Sad›kî’nin muas›r› ‹ranl› olan flairler. 202 kifliden
oluflmaktad›rlar. Tabakan›n birinci flairi Mevlana Lisanî, sonuncu flairi Eyyub’dur.
Tezkirede böylece toplam 332 flair yer al›r.
64 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
Eser, sonunda yer alan Hatime ile tamamlanmaktad›r. Hatimede kendisinin de
eserinde zikretti¤i flairlerin d›fl›nda kalmas›n› uygun görmedi¤ini dile getiren Sad›-
kî, fliirlerinin erbab-› nazma (flairlere) ulaflmas› için bu k›s›mda onlardan baz› bölümler
ile beyitler zikreder.
Sad›kî, flairler hakk›nda bilgi verirken, biyografiye flairin ad›yla bafllar. Daha
sonra aile ve do¤um yeri ile ilgili bilgilerle e¤itim durumu ve meslek bilgisi belirtilir.
Bunu izleyen bölümlerde flairlik yetene¤i ve fliirlerinden örnekler yer al›r. fiairin
eserlerinin adlar› an›l›r zaman zaman da bunlar›n beyit say›lar› belirtilir. Baflka
tezkirelerde oldu¤u gibi bazen flairler hakk›nda anekdotlara yer verilir. Tezkirede
flairlerin do¤um ve ölüm tarihlerine rastlanmaz. fiiirlerinden örneklerle biyografi tamamlan›
r. Sad›kî’nin her flairin bir, bazen iki veya daha fazla matla›n› veya beytini,
bazen birkaç rubaisini örnek verdi¤i görülmektedir. Ayr›ca Fuzulî’nin Türkçe fliirlerinin
matla beyitlerini tezkiresine alm›flt›r.
Sad›kî, biyografilerde flairler hakk›nda fazla bilgi vermekten kaç›nm›fl, sadece
söylenmesi gerekenler belirtilmifltir. Örnekler, biyografilere oranla daha genifl tutulmufltur.
Sâdikî, tezkiresinde yal›n fakat estetik bir dil kullanm›flt›r.
Sad›kî, eserinde Orta Asyal› Türk flairlerin yan›nda Anadolulu flairlere de yer
vermifltir. Ça¤dafl› olan padiflahlara yer verdi¤i birinci mecmada Osmanl› ‹mparatorlu¤
u’nun hükümdar› ve Muhibbî mahlas›yla Türkçe ve Farsça fliirler söyleyen
Kanunî Sultan Süleyman’a; Türk flairlerine ayr›lan yedinci bölümde Necatî Bey ile
Bâkî’ye yer vermifltir. Ayr›ca bu bölümde Sad›kî, Karpa¤lu diye meflhur olan fiahkulu
Big’in de Rumlu (Anadolulu) oldu¤unu belirtmektedir. Türk saltanat erkân›-
n›n yer ald›¤› üçüncü mecmada ise, Bayburtlu olan ve Emanî mahlas›yla fliirler söyleyen
Muhammed Big hakk›nda bilgi verilmifltir. Mecmau’l-havas’ta ayr›ca Anadolulu
olmay›p da Anadolu’ya d›flar›dan gelen flairlere de yer verdi¤i görülmektedir.
Anadolu’ya Ba¤dad’dan gelen Ahdî ile ‹ran’dan gelen Mahdum Mirza ve Elkas Mirza
bu flairlerdendir.
Örnek 1 (Mecmau’l-havas’tan)
Hümâyûn Pâdiflâh: Evvelg› Mecma: Selâtîn-i rûzgâr zikride kim egerçi bu muhtasar
risâlening olça vüs’ati yokdur kim bu pâdiflâlarn›ng mindin birining zikr-i hayr›
n bitimekge mütehammil bolgay. Lâ-ilâc teyemmün ü teberrük içün ism-i flerîflerin
ve efl’âr-› latîflerin merkûm k›lmak güstâhl›g› olunur.
Hümâyûn Pâdiflâh: Nihâyetdin mütecâviz kerimü’t-tab ü sehâ-pîfle vü hofl-selîka
pâdflâh irdi. Kitâb-hâne zîneti vü revnak›ga köp mâ’il irdi. Ebu’l-gâzî Sultân
Hüseyn Mîrzâd›n songra Çagatay pâdflâhlar›da Hümâyûn pâdflâh dik hofl-tab pâdflâh
az vâki bolupdur. Kar›ndafl› Kâm-rân Mîrzâd›n hezîmet k›lup flâh-› cennet-mekân
z›lâl-i celâliga melce bold›. K›z›lbafl asker-i nusret-fercâmî imdâd› bile hasm›-
n› maglûb k›lup Hind ebvâb›n ameftûh k›la ald›lar. Tab’› fli’rde üküfl mülâyim vâki
bolupdur. Bu iki Türkî beytining köp flöhreti bar ve meflhûr bolupdur kim:
Beyt: Garîbl›g gam›d›n mihnet ü melâlim bar
Bu gamd›n ölmege yitdüm garîb hâlim bar
Visâli devlet idin ayr›lup min-i mecnûn
Tirîg min ü bu tiriglikdin infi’âlim bar
Sad›kî, Mecmau’l-havas, (Haz.: Fatma Sabiha Kutlar-Ülkü Çelik fiavk),
Yay›na Haz›r Çal›flma.
4. Ünite - 17. Yüzy›l fiair Tezkireleri 65
Sadelefltirilmifl Metin
Birinci K›s›m: Zaman›n padiflahlar›n›n anlat›ld›¤› bölümdür. Her ne kadar bu
küçük risalenin kapasitesi, bu padiflahlar›n binde birinin hay›rl› isimlerinin yaz›lmas›
için yeterli büyüklükte de¤ilse de, çaresiz u¤urlu ve kutlu olsun diye soylu ve
temiz isimleri ile güzel fliirlerinin yaz›lmas›na cesaret edildi.
Hümayun Padiflah: Haddinden fazla cömert yarat›l›fll›, eli aç›k ve yazma kabiliyeti
hofl bir padiflaht›. Kütüphane kurmaya çok hevesli idi. Ebulgazi Sultan Hüseyin
Mirza’dan sonra Ça¤atay padiflahlar› aras›nda Hümayun Padiflah gibi hofl tabiatl›
olan padiflah çok azd›r. Kardefli Kâmuran Mirza’ya yenilip cennet mekânl› flah›
n öfkesinin gölgesine s›¤›nd›. K›z›lbafl askerinin yard›m› ile hasm›n› yenip Hindistan
kap›lar›n› açt›. Hofl bir fliir kabiliyeti vard›. Bu iki Türkçe beytinin çok çok
flöhreti vard›r:
Beyit:
Gariplik üzüntüsünden mihnet ve melalim var. Bu gamdan neredeyse ölece-
¤im garip hâlim var.
Mecnun ben, onun visali devletinden ayr›l›p dirildim ve bu dirilikten infialim
var.
R‹YAZÎ-R‹YAZÜ’fi-fiUARA
Riyazî (1572-1644), tan›nm›fl Birgili ailesindendir. As›l ad› Mehmet olup 16. yüzy›l
bilginlerinden Mehmet Birgivî’nin torunu, baz› tasavvufî eserlerin sahibi ve devrinin
tan›nm›fl bilginlerinden Mustafa Birgivî’nin o¤ludur.
Mekke’de do¤du. ‹lkö¤renimini babas›ndan ald›. ‹stanbul’a dönüflünde medrese
ö¤renimini sürdürerek devrin tan›nm›fl bilginlerinden Müeyyedzade Abdülkâdir
Efendi’den mülâz›m oldu. 25 yafllar›nda müderris olan Riyazî, ‹stanbul’un baz›
medreselerinde çal›flt›ktan sonra Anadolu’nun çeflitli illerinde ve Halep, fiam Kudüs
ve Kahire’de kad›l›k yapt›. 1626’da kulaklar› sa¤›r oldu¤u için emekliye ayr›ld›
ve ölümüne kadar hiçbir iflte çal›flmad›. Riyazî’nin bu dönemi nerede ve nas›l
geçirdi¤i hakk›nda kaynaklarda bir bilgi yoktur.
Riyazî devrinde, bilim adam› ve flair olarak tan›nm›flt›r. Dinî bilimlerden baflka
fizik ve matematik bildi¤i de rivayet edilir.
Eserleri
Divan: Mürettep bir divand›r.
Sâkiname: Divan nüshalar› içinde bulunan 1052 beyitlik bir mesnevidir.
Düsturu’l-amel: Ön sözüne göre Farsça’n›n tabirlerini ve baz› gramer meselelerini
izah için yaz›lm›flt›r. ‹çerisinde birçok ‹ran flairinden örnek beyitler vard›r.
Ayr›ca, Siyer, ‹htisar-› ‹lm-i Halikan (Vefeyatü’l-ayan’›n k›sa çevirisi), Risale fi
‹lmi’l-beyan, Sahayifü’l-letaif fi Unvani’l-ulum ve’l-ma’arif, Keflfü’l-hicab an vechüi’l-
savab adl› eserleri de bulunmaktad›r. Ancak, bunlar›n nüshalar›na tesadüf
edilmemifltir.
Riyâzü’fl-fluara: Riyazî’nin en önemli eseri, tezkiresidir. Tezkirenin 1607 y›l›nda
yaz›lmaya bafllan›p, 1018 y›l› Receb ay›nda (1609) bitirildi¤i eserin sonuna düflürülen
iki tarihten anlafl›lmaktad›r.
Tezkire, I. Ahmet’e ithaf edilmifltir. Riyazî eserini haz›rlarken daha önceki tezkirelerden
de yararlanm›fl, 1586 y›l›nda yaz›lan Hasan Çelebi Tezkiresi’nden sonra
yetiflen flairleri de kendi toplad›¤› bilgilere dayanarak yazm›flt›r.
Riyâzü’fl-fluara, bir ön söz ve ravza ad› verilen iki bölümden meydana gelir. Riyazî,
tezkiresinin mukaddimesinde, eserini haz›rlarken dikkat etti¤i hususlar›, fliir
66 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
ve flair hakk›ndaki görüfllerini dile getirir. Okuyan› ve yazan› usand›rmamak için
uzun uzun yazmam›fl, flair ile flairlik taslayan› birbirinden ay›rm›fl, ço¤u flairin divan›
n› inceleyip yeni söyleyiflleri alm›flt›r. Di¤er tezkirecilerin ço¤u bu özeni göstermemifllerdir.
Riyazî genel olarak fliir görüflünü tezkiresinin ön sözünde dile getirmifltir.
fiiiri mana anlay›fl› etraf›nda dört türde ele al›r:
1. Manada yarat›c›l›k,
2. Önceki manaya yeni bir mana katma,
3. Önceki manay› güzel bir söyleyiflle yeniden söyleme,
4. Önceki manay› baflka manalarla aktarmak. Bunu yaparken, öncekinden iyi
yapanlar makbul görülür, eflit seviyede yapanlar reddedilmezler. Fakat öncekilerden
afla¤› bir seviyede söylenenleri de makbul görmez.
Riyazî bundan sonra eserini yazarken tuttu¤u yolu anlatm›fl ve tezkirenin özelliklerini
flöyle s›ralam›flt›r:
1. Tezkire, yazanlar ve okuyanlar s›k›lmas›n diye k›sa tutulmufl, fazla sözden
kaç›n›lm›flt›r.
2. Son tezkireci olan Hasan Çelebi 600 kadar flairden söz etmifl, ama gerçek flairi
müteflairden ay›ramam›flt›r. Kendisi 400 kadar flairi yaz›p, iyi olmayan flairleri
eserine almam›flt›r.
3. fiairlerden ço¤unun defter ve divanlar› görülüp incelenmifl, öteki tezkireciler
gibi ezberden kitap yazma yoluna gidilmemifltir.
4. Tarafs›z davran›lm›fl, baz› flairleri yaln›zca övme, baz›lar›n› da yerme yoluna
gidilmemifltir.
Ön sözde bundan sonra Sultan I. Ahmet için yaz›lm›fl bir k›ta vard›r. Bu k›tas›nda
Riyazî padiflah› övdükten sonra kendisine iyilik ve cömertli¤ini göstermesi, düflkünlükten
kurtar›p yerden kald›rmas› için talepte bulunmufl, yard›mlar›n› istemifltir.
Mukaddimeden sonra gelen iki ravzada önce flair sekiz padiflaha yer verilir. Bu
padiflahlar Fatih Sultan Mehmet, II. Bayezit, Yavuz Sultan Selim, Kanunî Sultan Süleyman,
II. Selim, III. Murat, III. Mehmet ve I. Ahmet’tir. Bu bölümde sultanlar›n fliirleri
ve her birinin saltanat devirlerinde fliire hizmetleri anlat›lm›flt›r.
II. Ravza: Fatih Sultan Mehmet devrinden eserin yaz›ld›¤› tarihe kadar Osmanl›
ülkesinde yetiflmifl çeflitli nüshalarda farkl› olmak kayd›yla toplam 417 flair anlat›-
l›r. Her flairin hayat›, flairli¤i ve varsa eserleri hakk›nda bilgi verilmifl ve hemen
hepsinin ölüm tarihleri gösterilmifltir. Riyazî flairler hakk›nda k›sa bilgiler vermifl,
buna karfl› fliirlerinden daha çok örnek alm›flt›r. Riyazî daha önceki tezkireleri bir
hayli elefltirdi¤i hâlde, bu bölümdeki flairleri yazarken onlardan da çok yararlanm›
flt›r.
Tezkire bu yüzy›l›n en dikkate de¤er tezkiresidir. Eserin en önemli özelli¤i, hemen
bütün flairlerin ölüm tarihlerinin belirtilmifl olmas›d›r. Riyazî verdi¤i ölüm tarihlerini
ço¤unlukla tarih beyitleri de söyleyerek do¤rulamak istemifltir. Ayr›ca, Hasan
Çelebi’den sonraki 25 y›l içinde yetiflen flairler hakk›nda verdi¤i bilgiler de
araflt›rmaya dayanan önemli bilgilerdir. Riyazî bu flairler hakk›nda ciddi de¤erlendirmelerde
bulunmufltur.
Riyazî Tezkiresi, R›za Tezkiresi’yle birlikte 16 yüzy›l›n flairler hakk›nda genifl
bilgi verip eserlerinden çok fazla örnek vermeyen, biyografi a¤›rl›kl› tezkireleri ile
17. yüzy›l›n genellikle antoloji nitelikli eserleri aras›nda geçifl eserleridir. Riyazî, flairlerin
hayat›na dair R›za’ya göre daha genifl bilgi verir ve bu hâliyle 16. yüzy›l›n
eserlerine daha çok benzer.
Riyazî Tezkiresi’nin dili genellikle sadedir. Baz› flairlerde makam›na ve sosyal
durumuna göre daha süslü ve daha a¤›r bir dil kullan›lm›flt›r.
4. Ünite - 17. Yüzy›l fiair Tezkireleri 67
Örnek 2 (Riyazü’fl-fluara’dan)
Usûlî: Vardar Yenicesi’ndendür. Vâs›l-› ser-riflte-i s›rr-› hakîkat olan erbâb-›
ma’rifetden idi. Ekser-i efl’âr› mutasavv›fânedür. Bu ebyât Dîvân›ndan intihâb ol›-
nup sebt ol›nd›:
Nazm: fiu serverler ki taglar gibi bafl egmezdi eflâke
Yaturlar flimdi hâk olm›fl ne tîg u ne kemer peydâ
Velehu: Kabrüm degül durur görinen itdi dest-i gam
Ben hâkîyi niflâne-i tîr-i belâ-y› çarh
Velehu: Âvâreler felek-zedeler mübtelâlaruz
Âlemde bir mahabbete kalm›fl gedâlaruz
Günefl kasidesindendür.
Nazm: Tahta-i zerrînden teller ç›karur turmayup
Sîm-kefldür çâr-sûy-› çarhda benzer günefl
Velehu: Gözüm yafl›n› bahr itdüm firâkunla cüdâl›kdan
Senünle kan› ey zâlim su s›zmazd› aral›kdan
Ve lehu: Ebrvefl çeflm-i Usûlî niçe giryân olmasun
Agladu¤›nca güler ol gül gül-i ra’nâ gibi
Nesr: Tokuz yüz k›rk beflde Yenice’de fevt old›.
Târîh: Vâh kim gitdi Usûlî derdmend [945]
Riyazî Muhammed Efendi, Riyazü’fl-fluara, (Haz.: Nam›k Aç›kgöz),
Ankara Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1982, s.35.
Sadelefltirilmifl Metin
Usûlî: Vardar Yenicesi’ndendir. Hakikat s›rlar›n›n en önde gelen marifet sahiplerindendir.
fiiirlerinin ço¤u tasavvuf vadisindedir. Bu beyitler Dîvân’›ndan seçilip
buraya kaydedildi:
Naz›m: Da¤lar gibi yüce göklere bafl e¤meyen flu ulu kiflilere bir bak, flimdi mezarlar›
nda toprak olmufl yatarlar, onlardan ne k›l›ç ne balta kald›.
Yine ondan: fiu görünen benim mezar›m de¤il, gam eli ben de¤ersizi felek belas›
n›n oklar›na niflan etti.
Yine ondan: Fele¤in zulmüne maruz kalm›fl avare kiflileriz, bu dünyada tek
sermayesi sevgi olan fakirleriz.
Günefl kasidesindendir.
Naz›m: Günefl, sanki felek çarfl›s›nda bir simkeflmifl gibi durmadan alt›n tahtas›
ndan teller ç›kar›r.
Yine ondan: Ey zalim sevgili, hani seninle aram›zdan su s›zmazd›, senden
ayr›ld›¤›mdan beri göz yafl›m denize döndü ama sen ald›rm›yorsun.
Yine ondan: Usûlî’nin gözleri nas›l bulut gibi yafl dökmesin, çünkü o a¤lad›kça
o gülü and›ran sevgili gül-i rana gibi güler.
Dokuz yüz k›rk befl y›l›ndaYenice’de öldü.
Tarih: Vâh kim zavall› Usûlî öldü [1538]
68 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
FA‹ZÎ -ZÜBDETÜ’L-EfiAR
Faizî (1589- 1622), Kafzade nam›yla tan›nm›flt›r. As›l ad› Abdulhay’d›r. ‹stanbul’da
do¤du. Faizî’nin soyu anne taraf›ndan Ebussuud Efendi’ye kadar ç›kar. Babas› Kafzade
Feyzullah Efendi Rumeli kazaskerli¤i makam›na kadar yükselmifltir.
Kafzade Faizî, ilk tahsilini aile çevresinde gördü. 1604’te flehzade hocas› Mustafa
Efendi’den mülazemet ald›. Çeflitli medreselerde müderrislik ve kad›l›k yapt›.
1620 tarihinde Midilli kazas› kendisine arpal›k tayin olundu, ancak Sultan II. Osman
Lehistan seferine giderken bütün arpal›klar› kald›rd›¤› için bu ihsana nail olamad›.
1620’de II. Osman’›n katli s›ras›nda saraydaym›fl. Bu olay›n üzüntüsüyle hastaland›
ve 1622’de öldü. Mezar› Melul Emir Efendi Mektebi sahas›ndad›r. Mezar tafl›
nda flu beyit kaz›l›d›r:
Göçdi bin otuz bir recebi abdü’l-hayy
Okun Abdu’l-hayy Efendi cân›çün Fâtiha
Eserleri
Yar›m kalm›fl bir Leyla vü Mecnun mesnevisi, divan› ve sakinamesi vard›r. En
önemli eseri tezkiresidir.
Zübdetü’l-eflar: Antoloji niteli¤indeki ilk tezkiredir. Tezkirede 15. yüzy›l ortalar›
ndan yaz›ld›¤› 1621 y›l›na kadar yaflam›fl 14’ü kad›n olmak üzere 515 flair alfabe
s›ras›na göre verilmifltir. Bu flairlerden 57 tanesi sadece Zübdetü’l-eflar’da zikredilmifl
olup baflka hiçbir tezkirede bu flairler hakk›nda bir bilgiye rastlanmamaktad›r.
fiairlerin hayatlar›na dair bilgiler iki üç cümleyi geçmez. Faizî, tezkireye ald›¤› flairlerin
ölüm tarihlerini vermeye dikkat etmifl, ölüm tarihlerini kesin olarak bilmedi¤
i flairler hakk›nda yaflad›¤› dönemi belirtecek ibareler kullanm›flt›r. Eser flairler
hakk›nda bilgi vermesi aç›s›ndan de¤il, seçilen fliirler aç›s›ndan önem tafl›r. Tezkirelerin
bir önemi de fliir gelene¤imizi yans›tmalar›d›r. Ayn› zamanda birer flair olan
tezkire yazarlar›n›n fliir seçiminde dikkat ettikleri noktalar de¤erlendirilirse, zaman›
n fliir zevki de ortaya ç›kar›lm›fl olur.
Örnek 3 (Zübdetü’l-eflar’dan)
Ahmed Pafla: Tokuz yüz ikide fevt olm›fllardur
Târîh: Geçdi meded flâ’ir-i Rûm.
Ez-kasâ’îd. Bu efl’âr anun dîvân›ndan intihâb ol›nm›fldur
Peykân-› tîrün eylese dilden güzer n’ola
Çünkim flikeste flîflede k›lmaz karâr âb
Toldurd› flîflesin gözümün hasret-i ruhun
Gül yaprag› gibi ki kod› yâdgâr-› âb
Vasluna irdi akmaz ise göz yafl› âhla
Kadre irifldi sâkin olursa ne var âb
Diger: Gûfl-› beneffleden sak›n ey andelîb-i mest
Gel hüsni râz›n açma ki yirün kulag› var
Kafzade Faizî’nin Zübdetü’l-eflar›, (Haz.: Bekir Kayabafl›), ‹nönü Üniversitesi,
Doktora Tezi, Malatya 1996, s. 84-88.
4. Ünite - 17. Yüzy›l fiair Tezkireleri 69
Mülazemet: Staj görme.
Sadelefltirilmifl Metin
Ahmed Pafla: Dokuz yüz ikide vefat etmifllerdir.
Tarih: Geçdi meded flâir-i Rûm.
Kasidelerinden olan bu fliirler onun divan›ndan derlenmifltir.
Okunun peykan› gönlü delip geçse flafl›l›r m›; çünkü k›r›k fliflede su durmaz.
Yana¤›n›n hasreti göz fliflemi doldurdu; sanki su, ard›nda gül yapra¤› gibi bir
yadigar b›rakt›.
Gözyafl› ah ile akmad›¤› için murad›na erdi; suyun durulunca k›ymetli olmas›
na flafl›l›r m›?
Yine ondan: Ey mestane bülbül, menekflenin kula¤›ndan sak›n; güzellik s›rr›-
n› sen gel kimseye söyleme, yerin kula¤› var.
17. yüzy›l tezkirelerinde dikkatinizi çeken en önemli de¤iflim nedir?
RIZA-TEZK‹RE-‹ fiUARA
R›za, Zehrimar Mehmet Bey’in o¤ludur. Kaynaklarda Zehrimarzade diye an›l›r.
Edirne’de do¤du ve ö¤renimini bu ilde yapt›. Medreseyi bitirdikten sonra müderrisliklerde
bulundu ve mahkeme naiplikleri yapt›. Yafll›l›¤›nda emekli olup Uzunköprü’de
dinlenmeye çekildi. Son görevi Uzunköprü müftülü¤üdür. Edirne’de
öldü.
Ad› 17. yüzy›l kaynaklar›nda flair olarak s›k s›k an›lan R›za’n›n mürettep bir divan›
yla, Kava’id-i Farisiyye adl› bir eseri oldu¤u söylenmiflse de bunlar flimdiye
kadar ele geçmemifltir. Bu devre ait fliir mecmualar›nda fliirlerine rastlan›r. Ancak,
flairli¤inden çok tezkirecili¤i ile tan›nm›flt›r.
Eseri
R›za’n›n ele geçmeyen eserleri d›fl›nda bilinen tek çal›flmas› tezkiresidir. Eser 1591-
1640 y›llar› aras›nda ölmüfl olan flairler hakk›nda bilgi vermektedir. Câmi-i Maznûn
tamlamas›n›n gösterdi¤i 1050 y›l›nda tamamlanm›fl ve devrin padiflah› Sultan
‹brahim’e sunulmufltur. 1585-86 y›l›nda yaz›lan Hasan Çelebi Tezkiresi’nin befl y›l
arayla zeyli say›labilir.
Tezkire k›sa bir ön söz ve iki bölümden oluflur. R›za Efendi eserinin bafl›nda,
tezkiresine eski flair padiflahlarla, 1000 y›l›ndan sonra yetiflen flairleri ald›¤›n› söyledikten
sonra Sultan ‹brahim’i on beyitlik küçük bir mesnevi ile övmüfl ve tezkireye
kendüye bir mahlas isnad ederek flairim diye feryad eden müteflairleri almama¤
a karar verdi¤ini, bunlar›n kendisine hücum edip h›rpalayacaklar›n› bildi¤ini
ve bunu göze ald›¤›n› söylemifltir.
Tezkirenin Zikr-i fiuara-y› Selatin-i Maziyye bafll›¤›n› tafl›yan birinci bölümünde
on flair padiflaha yer verilmifltir. Bunlar, II. Murat, Fatih Sultan Mehmet, Sultan
II. Bayezit, Yavuz Sultan Selim, Kanunî Sultan Süleyman, Sultan II. Selim, Sultan
III. Murat, Sultan III. Mehmet, Sultan I. Ahmet ve Sultan IV. Murat’t›r. Her birinin
mahlas› söylenmifl, saltanat tarihleri ve süreleri belirtilmifl, fliirlerinden iki üç beyit
örnek verilmifltir.
‹kinci bölümde alfabe s›ras›yla 1591-1640 y›llar› aras›nda yetiflen 259 flair hakk›
nda bilgi verilmifltir. Padiflahlarla birlikte tezkirenin flair say›s› 269’dur.
R›za, flairler hakk›nda k›sa bilgiler verir. fiairin babas›, do¤du¤u yer, ö¤renimi
ve yapt›¤› görevler birkaç cümle içine s›k›flt›r›lm›fl, buna karfl›l›k flairlerden ço¤unun
ölüm tarihleri, bazen tarih m›sralar› da gösterilerek verilmifltir. R›za, yaln›zca
70 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZN NAMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T
1
tan›nm›fl flairlerin sanatlar› hakk›nda k›saca fikirlerini söylemifl ve edebî de¤erlendirmelerde
bulunmufltur. Bunlar›n d›fl›ndaki flairler için de çok genel sözler söylemifltir.
Yazar›n flairlere bak›fl› genellikle iyimserdir. Elefltirmekten çok hemen hepsini
övmüfltür.
Eserde verilen fliir örneklerinin say›s› bir iki beyitle sekiz on beyit aras›nda de-
¤iflir. Tezkire, Riyazî Tezkiresi’nin izinde ancak ondan daha muhtasar bir biçimde
haz›rlanm›flt›r.
Örnek 4 (R›za Tezkiresi’nden)
Yahyâ Efendi: fieyhülislam merhûm Zekeriyyâ Efendi hazretlerinün ferzend-i fazîletmendidür.
‹lm ü fazîlet ile ârâste ve kemâl-i ma’ârif ile pîrâste vücûd-› flerîfi pürsehâ
ve zât-› sütûde-h›sâllerine sultânü’fl-flu’ara denilse revâdur. Merreten ba’de uhrâ
üç def’a Rûm ili kâzî-askeri ve üç defâ müftî olm›fllardur. Garîk-i rahmet-i Yezdân
Sultân Murâd Hân-› Râbi ile Edirne’ye ve Revân’a ve Ba¤dâd’a sefer eylemifllerdür.
Efl’âr-› dil-pezîrleri flûh u selîs ü sûznâk ve güftâr-› bî-nazîrleri sîm ü zer-i hâlisü’l-ayâr
gibi mücellâ vü pâkdür. Bu efl’âr zâde-i tab-› bî-hemtâlar›dur.
Gazel: Gösterdi yine sâkî-i meclis yed-i beyzâ
Zerrîn kadehi it di elinde gül-i ra’nâ
Gülflende seher gûfluma bir nagme tok›nd›
Gelmifl gibi vâdîye yine bülbül-i fleydâ
Her halka-i zülf old› bir âyîne ruhunda
‹ster nice yüzden görine hüsn-i dil-ârâ
Çâk tutmay›cak dâmen-i zülfin dil-i mehcûr
Bulmad› zafer devlet-i pâ-bûsuna cânâ
Ancak gam-› dildâr› alur havsala-i aflk
Yahyâ olamaz ana mezâhim gam-› dünyâ
Feth-i Bagdâd’a bu gûne târîh-perdâz olm›fllardur:
Târîh: Revâna var›cak Sultân Murâd Hân-› Ömer-heybet
Müyesser eyledi anun Hudâ-y› müste’ân fethin
Cemî-i ehl-i sünnet asker-i ‹slâm flâd old›
Didi Yahyâ anun târîhini gördük Revân fethin
R›za Tezkiresi, (Haz.: Gencay Zavotçu), ‹stanbul 2009, s. 291-293.
Sadelefltirilmifl Metin
Yahyâ Efendi: fieyhülislam merhum Zekeriya Efendi’nin de¤erli o¤ullar›d›r.
‹lim bak›m›ndan mükemmel, kendileri cömertlik ve güzel özellikleri ile flairlerin
sultan› olarak tan›mlansa uygun biridir. Üç defa Rumeli kazaskeri ve üç defa fleyhülislam
olmufllard›r. Tanr›’n›n rahmetine kavuflmufl olan IV. Murat ile Edirne,
Ba¤dat ve Revan’a sefer yapm›fllard›r. Gönül çelen fliirleri lirik, hofl ve etkileyici,
benzersiz manzumeleri tam ayar alt›n ve gümüfl gibi güzeldir. fiu fliirler onlar›n orijinal
örneklerindendir.
Gazel: Meclisin içki sunucusu yine yedi beyzay› gösterdi; nergisi elinde iki
renkli gül yapt›.
4. Ünite - 17. Yüzy›l fiair Tezkireleri 71
Sabahleyin bahçede kula¤›ma bir ses çal›nd›; sanki vadiye ç›lg›n bülbül gelmifl
gibi.
Her zülüf halkas› yana¤›nda bir aynaya dönüfltü de gönül çelen güzelli¤in
bunlar›n hangisinden görünece¤ini flafl›rd›.
Yaral› gönül, iki yana¤›na sarkan uzun saç›n›n ete¤ini y›rtamay›nca, devletinin
aya¤›n› öpebilme imkân› elde edemedi.
Aflk havsalas› ancak gönül alan gam› anlayabilir; ey Yahya ona dünya gam›
s›k›nt› veremez.
Tarih: Hz. Ömer görünüfllü Sultan Murad Han Revan’a var›nca kendisine yard›
mc› olan Tanr› ona buran›n fethini nasip eyledi.
Bütün ehl-i sünnet taraftarlar› ‹slam askerlerinin geliflinden mutlu oldu; Yahyâ,
“Revan fethini gördük” sözleriyle onun fethine tarih düflürdü.
YÜMNÎ-TEZK‹RE-‹ fiUARA
Yümnî’nin hayat› hakk›nda çok az bilgi vard›r. ‹stanbul’da do¤du¤u, devrin tan›nm›
fl kiflilerinden Kadri Efendi’nin ye¤eni ve R›fk› Mehmet Efendi’nin küçük kardefli
oldu¤u, medrese ö¤renimini tamamlayarak fieyhülislam Bahayî Efendi’den mülaz›
m oldu¤u biliniyor. De¤iflik yerlerde kad›l›k yapt› ve Rumeli’de Kili kad›s› iken
öldü (1662). Mürettep bir divan› yoksa da 17. yüzy›l fliir mecmualar›nda baz› fliirlerine
rastlanmaktad›r.
Eseri
Yümnî’nin tek eseri tezkiresidir. Faizî’nin tezkiresine zeyl olarak yaz›lm›flt›r. Zübdetü’l-
efl’âr’›n kald›¤› 1621 y›l›ndan sonra yaflayan flairlerle bafllayan tezkire, yazar›
n›n 1622 y›l›nda ölümüyle yar›m kalm›flt›r. Yümnî, ça¤dafl› olan 29 flair hakk›nda
k›sa bilgiler vermifltir. Eser daha sonra Ali Emirî taraf›ndan temize çekilerek (1905)
bugün elde bulunan tezkire meydana getirilmifltir. Tezkirenin öteki nüshalar› bu
nüshadan ço¤alt›lm›flt›r. Ayr›ca kitab›n sonuna fieyhî’nin Yümnî hakk›nda verdi¤i
k›sa bilgi de eklenmifltir.
Yümnî, flairler hakk›nda bir iki sat›rl›k çok az bilgi vermifl ve fliirlerinden iki beyitle
üç gazel aras›nda örnek seçmifltir. Tezkiredeki 29 flairden 13’ü Safayî Tezkiresi’nde,
5’i de fieyhî’nin Vekayî-i Fudala’s›nda vard›r. Öteki kaynaklarda bulunmayan
11 flair hakk›nda bilgi veren bu tezkire bas›lm›flt›r.
Örnek 5 (Yümnî Tezkiresi’nden)
Hamdî: Ad› Hamdu’l-lâh’dur. ‹stanbullu’dur. Kuzâtdandur. Bâlîzâdeden mülâz›
mdur.
Ebyât: Fitne-i çeflmi ile gamze-i câdûs›ndan
Korkdum dil kaçarak çâh-› zenahdâna düfler
Hamdî açmazsa nikâb›n sana Leylî-i murâd
Dil-i Mecnûn-s›fat deflt-i beyâbâna düfler
Dâniflî: ‹smi Ahmed’dür. Hâce-zâdeden mülâz›mdur. Rûm kuzât›ndan iken bir
çengî dil-berine mâ’il olup tarîki terk idüp remmâl olmufldur. Bin altm›fl hudûdunda
fevt olm›fldur.
72 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
Gazel: fiîvesiz kadd-i yâr› n’eyleyeyin
Mîve vermez ç›nâr› n’eyleyeyin
Sâkî-i gül-izâr olmay›cak
Bâde-i hofl-güvâr› n’eyleyeyin
Yârsuz rûz u fleb karâr olmaz
Bu dil-i bî-karâr› n’eyleyeyin
Bezm-i âlemde ney gibi her dem
Nâleden gayr› kâr› n’eyleyeyin
Hüsnine Dâniflî o mahbûbun
Mâyilim ›zt›râr› n’eyleyeyin
“Mehmet Sâlih Yümnî-Tezkire-i fiu’ara-i Yümnî (Tenkitli Metin)”,
(Haz.: Sad›k Erdem), Türk Dünyas› Araflt›rmalar›, S.55 (A¤ustos 1988), s. 94.
Sadelefltirilmifl Metin
Hamdî: ‹smi Hamdullah’t›r. ‹stanbullu’dur. Kad›lardand›r. Balizade’den mülaz›
m daha sonra da kad› olmufltur.
Beyitler: Sevgilinin gözünün fitnesi ile cad›y› and›ran yan bak›fl›ndan korkan
gönül, onun çene çukuruna düfler.
Ey Hamdî, arzu Leyla’s› sana yüzünü açmazsa, Mecnun’un gönlü gibi gidip
çöle düfler.
Dâniflî: ‹smi Ahmet’tir. Hâcezade’den yetiflmifltir. Osmanl› kad›lar›ndan iken
bir oyuncu k›za (çengiye) hayran olmufltur. Kad›l›k yolunu terk edip kum fal›na
bakmaya bafllam›flt›r. 1060 y›l› sonunda ölmüfltür.
Gazel: Nazl› nazl› yürümeyi bilmeyen sevgilinin boyunu ne yapay›m? Meyve
vermeyen ç›nar neye yarar?
Gül yanakl› bir içki sunucu güzel olmay›nca lezzetli flarab› ne yapay›m?
Sevgilisiz gece gündüz huzur olmaz. Bu yerinde duramayan (telafl ve ›zd›rap
içindeki) gönlü ne yapay›m.
Dünya meclisinde, ney gibi her zaman inlemekten baflka ifli ne yapay›m.
Daniflî, o güzelin güzelli¤ine ilgi göstermeye mecburum ne yapay›m.
ÂSIM-ZEYL-‹ ZÜBDETÜ’L-EfiAR
Seyrekzade Mehmet Âs›m, ‹stanbul’da do¤du. Rumeli kazaskerlerinden Abdurrahman
Efendi’nin o¤ludur. Medrese ö¤renimini bitirerek fieyhülislam Esirî Mehmet
Efendi’den mülaz›m oldu. ‹stanbul ve Rumeli illerinin birçok medresesinde hocal›
k yapt›ktan sonra Siyavufl Pafla müderrisi iken 1675 y›l›nda ‹stanbul’da vebadan
öldü.
Mürettep divan› oldu¤u baz› kaynaklarda söylense de ele geçmemifltir. fiiir
mecmualar›nda fliirleri olmas›na ra¤men baflar›l› bir flair de¤ildir. Daha çok tezkiresiyle
tan›n›r.
Eseri
Âs›m’›n Zeyl-i Zübdetül-eflar ad›n› tafl›yan eseri, Fâizî’nin eserine zeyl olup antoloji
türünde kaleme al›nm›flt›r. Yazar 1030 tarihinden bafllayarak ölümüne kadar 55
y›l içindeki flairleri toplam›flt›r. Âs›m alfabe s›ras›na göre verdi¤i 123 flairden sonra,
eserini Kafzade Fa’izî’ye zeyl olarak yazd›¤›n› ve Zeyl-i Zübdetü’l-eflar olarak adland›
rd›¤›n› kendisi söylemifltir.
4. Ünite - 17. Yüzy›l fiair Tezkireleri 73
Vefat tarihleri Âs›m’›n ölümünden sonra olan 15 flairin eserde olmas›n›n bunlar›
n yazar›n vefat›ndan sonra bir baflkas› taraf›ndan esere dahil edildi¤ini göstermektedir.
Antoloji niteli¤indeki tezkireler içinde en az bilgi veren ve en çok örnek gösteren
Âs›m tezkiresidir. En tan›nm›fl flairler hakk›nda bile verdi¤i bilgi iki üç sat›r›
geçmez. Pek çok flairin de yaln›zca ad›n› anm›fl ve haklar›nda hiçbir bilgi vermemifltir.
Bu arada flairlerin birço¤unun ölüm tarihini söylemifltir.
Örnek 6 (Zeyl-i Zübdetü’l-eflar’dan)
‹zzetî Efendi Hazretleri: Bu efl’âr ol vücûd-› kâmilün Dîvân›ndan intihâb ol›nd›.
(der-kenâr) ‹ki def’a Rûmili kâdî-’askeri olm›fldur. Bin toksan üçde fevt old›.
Bin toksan iki fla’bân›nda bagteten vefât itdi.
Târîh: “Bula câh Firdevs-i a’lâda Mehemmed ‘‹zzetî”
Hergiz y›k›lmasun dil-i erbâb-› ehl-i derd
Yâ Rabbi eski flehre yeni âdet olmasun
Nigâh itmez tegâfülde degüldür gerçi dil-hâh›
Düfler hancer elinden gamze-i ser-mestinün gâhî
Diger: Kim bafla ç›kd› turra-i ebrû-kemân ile
Kim söyleflür o hancer-i Hindû-zebân ile
Bir cûybârdur ki ider servi der-kenâr
Kaddün hayâli dîdede eflk-i revân ile
Diger: Dem-i vuslatda Yâ Rab cânuma gösterme hicrân›
Du’â makbûl olurm›fl çünki hasret hasretin görse
Ne minnetler çeker sâkî-i dehr-i sifle-perverden
Bu bezmün ehl-i dil bir iki câm iflretin görse
Ali Osman Coflkun, Seyrekzade Mehmet Âs›m’›n Hayat› ve Zeyl-i Zübdetü’l-eflar›
Adl› Eseri, Gazi Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1985.
Sadelefltirilmifl Metin
‹zzetî Efendi Hazretleri: Bu fliirler, o olgun insan›n Dîvân›ndan seçildi. (Kenarda
yaz›l› olan) ‹ki defa Rumeli kazaskeri olmufltur. Bin doksan üçte vefat etti.
Bin doksan iki flaban›nda aniden öldü.
Tarih: Mehmet ‹zzetî yüce Firdevs cennetinde makam bulsun.
Âfl›klar›n, gönlü asla y›k›lmas›n. Ey Allah’›m “eski flehre yeni adet gelmesin.
Gerçi gönül iste¤i, anlamaz de¤ildir; bu nedenle bakmaz. Kendinden geçmifl
sevgilinin hançere benzeyen etkili bak›fl›, elinden zaman zaman düfler.
Diger: Yaya benzeyen kafl ile kim bafl edebilir. O ucu Hint’te yap›lm›fl hançer
ile kim konuflabilir.
Ey sevgilim senin boyunun hayalinihat›rlay›nca gözümden yafl akar. Göz yafl›
m nehir gibi çok olur servi a¤ac›n› bile kaplar.
Diger: Ey Allah’›m vuslat zaman›nda gönlüme ayr›l›¤› gösterme. Çünkü hasret
hasretini görse dua makbûl olurmufl.
Âfl›klar, bu meclisin, dünyan›n hiç olmazsa bir iki kadeh yaflama sevincini görseler.
Çünkü afla¤›l›klar› besleyen sakiden eziyetler çeker.
74 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
GÜFTÎ-TEfiR‹FATÜ’fi-fiUARA
Güftî, Edirne’de do¤du. As›l ad› Ali olan flairin hayat› hakk›nda yeterli bilgi yoktur.
Tahsilini Edirne’de tamamlad›ktan sonra 40 akçe ile müderris oldu. Azledilmesinin
ard›ndan kad›l›¤a geçti ve Rumeli’de çeflitli yerlerde kad›l›k yapt›.
fiiirlerinden ve tezkiresinde söylediklerinden anlafl›ld›¤›na göre Güftî’nin hayat›
mihnet ve yoksulluk içinde geçti. K›ymeti takdir edilmemifl, hayatta beklediklerine
kavuflamam›flt›r. Hayatta sürekli mahrumiyet içinde yaflamas› Güftî’de bedbahtl›
k duygusu uyand›rm›fl, onun bu psikolojisi alaya, zaman zaman da hicve yönelmesine
sebep olmufltur. Güftî tezkiresinde kendisini telaflç›, zay›fl›ktan beli bükülmüfl,
tiryaki bir zü¤ürt olarak tasvir eder.
Eserleri
Divan: Mürettep bir divand›r.
Gamname: Varadin kad›s› iken yazd›¤› 2000 beyitlik bir mesnevidir. Devriyle
ilgili bir flikâyetnamedir.
Hilye-i Güftî: Nüshas› tespit edilemeyen ve baz› kaynaklarda Düvazdeh ‹mam
ad›yla da zikredilen bu manzum eserde Hz. Hasan ve Hüseyin ile aflere-i mübeflflerenin
hikâyelerinin yer ald›¤› belirtilmektedir.
fiah u Dervifl: Güftî’nin fieyhülislam Bahâyî Mehmed Efendi ad›na bafllay›p tamamlayamad›¤›
bir mesnevi tercümesidir.
Zafername: Varadin fethi münasebetiyle yazd›¤› 646 beyitlik bir manzume olup
bafl›nda otuz dört beyitlik bir nat vard›r.
Zellename: Hiciv türünde küçük bir mesnevidir.
Teflrifatü’fl-fluara: Türk edebiyat›n›n naz›mla kaleme al›nm›fl ilk tezkiresidir.
Fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün kal›b›yla ve mesnevi naz›m flekliyle yaz›lan 2400 beyitten
oluflan bu eserin yaz›l›fl tarihi ne eserde ne de baflka kaynaklarda belirtilmifltir.
Ancak içindeki baz› flairlere istinaden yaz›l›fl tarihi bulunabilmektedir.
Güftî eserinin bafl›nda 210 beyitlik bir bölümde kalemini ve fliirini övmüfl, daha
sonra ça¤dafl› olan 106 flairi anlatm›flt›r. Bunlar aras›nda baflka tezkirelerde olmayan
25 flair vard›r.
Güftî eserine ald›¤› flairleri alayl› bir dille bazen afl›r›ya kaçan bir hicivle anlatm›
fl, vücut kusurlar›na kadar dile getirmifltir. Hicvetti¤i kifliler aras›nda kendisi de
vard›r. Bu arada devrinden ve talihinden flikâyetlerini de tekrarlar. fiairlerin hayatlar›
na dair do¤rudan bilgi vermemekle beraber onlar› hicvederken yarad›l›fllar›n›,
psikolojilerini vermesi ve di¤er tezkirelerde olmayan 25 flair hakk›nda bilgi ihtiva
etmesi aç›s›ndan dikkate de¤er bir eserdir. Tezkirenin dili oldukça a¤›rd›r.
Örnek 7 (Teflrifatü’fl-fluara’dan)
Mevlânâ-y› uhuvvet-penâh-› râk›mu’l-hurûf Neflâtî
Rûmun el söz ki hofl-neflât›d›r
Eser-i lehce-i Neflâtîdir
‹tmede tab-› ma’rifet-flinevî
Mâye-i ifltihârun Edrinevî
‹tmedi didi râviyân-› be-nâm
Tab’› semt-i kazâya ragbet tamâm
Bulmad› bir zamânda ruhsat-› râh
Zihnine dâg-› meyl-i devlet ü câh
4. Ünite - 17. Yüzy›l fiair Tezkireleri 75
Düvazdeh ‹mam: 12 imam›
öven fliirler.
Aflere-i mübeflflere:
Cennetlik olduklar›
sa¤l›klar›nda kendilerine
peygamberimiz taraf›ndan
müjdelenen on kifli.
Âk›bet ol mürîd-i hofl-ragbet
Etdi Monlâ-y› Rûmdan bî’at
Urd› meydân-› çarha bî-pervâ
Leked-i püflt-› pây-› istignâ
fiimdi meflgûl-› nükte-dânîdür
Tab’› gencîne-i ma’ânîdür
Nokta-i fli’rin itmede herdem
Dâg-pîrâ-y› hofl-dilân-› Acem
Levh-i îrâda nazm-› hât›r-sâz
fiâh-beyt-i kasîde-i i’câz
Lafz-› fli’r-i hofl u sitâre-redîf
Metn-i i’câz-› rûzgâra redîf
......
Rûmda tâze-gûy-› bî-pervâ
Hak budur kim Neflâtî-i fleydâ
.......
Gazel-i Mezbûr
Cilve-i tâze aceb ol kad ü kâmet mi kopar
Ne bu âflûb u fiten yoksa k›yâmet mi kopar
Gülflen-i hüsnde ol tâze-res-i nâz gibi
Perverifl-yâb-› safâ gonce-i behcet mi kopar
Zîver-i nâz gerek hüsne göre dil-berde
Yohsa her sûret-i bi-câna mahabbet mi kopar
Kesb-i zûr ile hemân bî-med ü kuvvet-i aflk
Lücce-i dilde olan lenger-i hasret mi kopar
Ne bu feryâd Neflâtî ney-i hâmende yine
Sîneden hasretle yohsa flikâyet mi kopar
Güftî ve Teflrifatü’fl-fluaras›, (Haz.: Kâflif Y›lmaz), Ankara 2001, s. 224-227.
Sadelefltirilmifl Metin
Yazar›n De¤erli Dostu Neflatî Efendi
Gerçek bu ki, Osmanl› ülkesinin nefle veren fliirleri, Neflatî’nin eserlerinin ürünüdür.
Bu bilgili kiflinin flöhret mayas› Edirne’de tutulmufltur.
Ünlü raviler, “onun tabiat› kaza semtine tam ra¤bet etmedi” dediler.
O zamanda makam ve mevki meylinin yaras› zihnine yol izni bulmad›.
Sonunda o istekli mürid, Mevlana’ya biat etti.
Gökyüzünün meydan›na isti¤na aya¤›yla korkusuzca tekme vurdu.
fiimdi, nüktedanl›kla meflgul, yarat›l›fl› mana hazinesidir.
fiiirin noktas›n› sürekli, gönlü hofl Acem’in yara süsleyicisi yapmakta.
Söz levhas›na, gönlü hoflnut eden nazm›, icaz kasidesinin flah beytidir.
76 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
Güzel fliirin sözü ve redif y›ld›z› zaman›n icaz metnine rediftir.
Osmanl› ülkesinde taze söyleyiflli bir korkusuz do¤rusu ç›lg›n Neflatî’dir.
Ad› geçen kiflinin gazeli:
Yeni bir ortaya ç›k›fl. Acaba o endam m› aya¤a kalkar. Bu kar›fl›kl›k ve fitne nedir?
Yoksa k›yamet mi kopuyor?
Güzellik bahçesinde o yeni yetiflen naz fidan› gibi mutlulu¤un terbiye etti¤i sevinç
goncas› m› ortaya ç›kar?
Güzelli¤e göre sevgilide naz süsü gerekir. Yoksa cans›z olan her surette bir sevgi
mi meydana ç›kar?
Aflk›n kuvveti ile çekmeden sadece kuvvet kazanarak gönül okyanusunda olan
hasret çapas› m› kopar?
Neflatî, kaleminin kam›fl›nda bu feryat yine nedir? Yoksa hasretle gönülden flikâyet
mi ç›kar?
17. yüzy›l tezkire yazarlar›n› ve eserlerini k›saca tan›t›n›z.
4. Ünite - 17. Yüzy›l fiair Tezkireleri 77
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZN NAMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T
2
78 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
17. yüzy›l tezkire yazarlar›n› ve eserlerini tan›-
yabilmek
Bu dönemde Sad›kî Mecmaü’l-havas, Riyazî Riyazü’fl-
fluara, Faizî Zübdetü’l-eflar, R›za Tezkirei
fiuara, Yümnî Tezkire-i fiuara, Âs›m Zeyl-i Zübdetü’l-
eflar ve Güftî Teflrifatü’fl-fluara adl› tezkireleri
yazm›flt›r.
17. yüzy›l tezkirelerinden örnek biyografiler okuyacak
ve tezkire gelene¤indeki de¤iflimleri gözlemleyebilmek
17. yüzy›l tezkirecileri eserlerinde a¤›rl›kl› olarak
kendi dönemlerinde yaflam›fl ça¤dafl› flairleri yazm›
fllard›r. Söylenen fleyler bilineni tekrarlamaktan
ileri gitmedi¤i için biyografiler k›salm›fl, buna
karfl›l›k seçilen örnek fliir say›s› artm›flt›r. fiekilde
meydana gelen bu de¤ifliklikler muhtevaya da
yans›m›fl ve 17. yüzy›ldan itibaren tezkirecilik tarihimizde
ad›na antoloji tipi tezkireler diyebilece¤
imiz farkl› yap›da eserler verilmeye bafllanm›
flt›r. Bu eserlerde fliir örnekleri yan›nda k›sa da
olsa biyografik bilgiler de bulunmaktad›r.
Antoloji tipi tezkireler gelenek içinde biyografiden
çok fliiri ön plana ç›kartm›fl ve verilen fliir say›
s› ve miktar›n› büyük oranda artt›rm›flt›r. Ancak
bu yap›l›rken fliir de¤erlendirmelerine çok az yer
verilmifltir.
Özet
1
NAM A
Ç
2
NAM A
Ç
4. Ünite - 17. Yüzy›l fiair Tezkireleri 79
1. fiairin hayat›ndan ziyade fliirlerinden örneklerin verildi¤
i dönem tezkirelerine genel olarak ne ad verilir?
a. Antoloji tipi tezkire
b. Biyografik tezkire
c. Tarihî tezkire
d. Evliya tezkiresi
e. Anonim tezkire
2. Antoloji niteli¤indeki tezkirelerin oluflumunda en
önemli etken afla¤›dakilerden hangisidir?
a. Tezkire yazar›n›n uymak zorunda oldu¤u kurallar›
n bulunmas›
b. Tezkirelerin padiflahlara sunulmas›
c. Hayat› anlat›lan kiflilerin 17. yüzy›l flairi olmas›
ve haklar›nda fazla bilgi bulunmamas›
d. Tezkirelerin baflka eserlerden etkilenerek yaz›lmas›
e. Bu dönem tezkirelerinde süslü dilin tercih edilmesi
3. Afla¤›dakilerden hangisi Sad›kî’nin tezkiresinin
ad›d›r?
a. Baharistan
b. Teflrifatü’fl-fluara
c. Riyazü’fl-fluara
d. Mecmau’l-havas
e. Zübdetü’l-eflar
4. Do¤u Türkçesi ile yaz›lan ikinci tezkire afla¤›dakilerden
hangisidir?
a. Zübtedü’l-eflar
b. Mecmau’l-havas
c. Tezkiretü’fl-fluara
d. Teflrifatü’fl-fluara
e. Riyazü’fl-fluara
Tezkire bir önsöz ve ravza ad› verilen iki bölümden
oluflur. Tezkireci eserini haz›rlarken nelere dikkat etti-
¤ini önsözde anlatm›flt›r. Yazar flair ile flairlik taslayan›
birbirinden ay›rm›fl, eserine ald›¤› flairleri seçmifltir. Tezkire,
yazanlar ve okuyanlar s›k›lmas›n diye k›sa tutulmufltur.
Tarafs›z davran›lm›fl, baz› flairleri yaln›zca övme,
baz›lar›n› da yerme yoluna gidilmemifltir.
5. Yukar›daki bilgiler afla¤›daki tezkirelerden hangisini
tan›mlamaktad›r?
a. Faizî-Zübdetü’l-eflar
b. R›za-Tezkiretü’fl-fluara
c. Riyazî-Riyazü’fl-fluara
d. Güftî-Teflrifatü’fl-fluara
e. Sad›kî-Mecmau’l-havas
Tezkirede 57 flair ilk defa esere al›nm›flt›r, bu flairler
hakk›nda baflka tezkirelerde bilgi bulunmamaktad›r.
fiairlerin hayatlar›na dair bilgiler iki üç cümleyi geçmez.
Eser flairler hakk›nda bilgi vermesi aç›s›ndan de¤il, seçilen
fliirler aç›s›ndan önem tafl›r. Kafzade lakab›yla tan›
nan yazar›n tezkiresinin önemi dönemin fliir be¤enisini
yans›tmas›d›r.
6. Yukar›daki ifadelerde afla¤›dakilerden hangisi bahsedilmifltir?
a. Riyazü’fl-fluara
b. Zübdetü’l-eflar
c. Mecmau’l-havas
d. Zeyl-i Zübdetü’l-eflar
e. Teflrifatü’fl-fluara
7. Afla¤›dakilerden hangisi Kafzade Faizî’nin Zübdetü’l-
eflar adl› tezkiresinin zeylidir?
a. Âs›m Tezkiresi
b. Teflrifatü’fl-fluara
c. Mecmau’l-havas
d. Yümnî Tezkiresi
e. Riyazü’fl-fluara
Kendimizi S›nayal›m
80 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
Eserine ald›¤› flairleri alayl› bir dille bazen afl›r›ya kaçan
bir hicivle anlatm›fl, vücut kusurlar›na kadar dile getirmifltir.
Hicvetti¤i kifliler aras›nda kendisi de vard›r. fiairlerin
hayatlar›na dair do¤rudan bilgi vermemekle beraber
onlar› hicvederken yarad›l›fllar›n›, psikolojilerini vermesi
ve di¤er tezkirelerde olmayan 25 flair hakk›nda
bilgi ihtiva etmesi aç›s›ndan dikkate de¤er bir eserdir.
8. Yukar›da özellikleri verilen tezkire yazar› ve eseri
afla¤›dakilerden hangisidir?
a. Riyazi-Riyazü’fl-fluara
b. Âs›m-Zeyl-i Zübdetü’l-eflar
c. Güftî-Teflrifatü’fl-fluara
d. Yümnî-Tezkiretü’fl-fluara
e. Sad›kî-Mecmau’l-havas
9. Güftî’nin Teflrifatü’fl-fluara’s›n› di¤er tezkirelerden
ay›ran en önemli biçimsel özellik afla¤›dakilerden hangisidir?
a. Kaside naz›m biçimiyle yaz›lmas›
b. fiairlerin biyografilerine az yer vermesi
c. Zeyl gelene¤ine ba¤l› olmas›
d. Dörtlüklerle yaz›lm›fl olmas›
e. Mesnevi biçiminde yaz›lm›fl olmas›
10. Afla¤›dakilerden hangisi 17. yüzy›l tezkire yazarlar›
ndan biri de¤ildir?
a. Sad›kî
b. Riyazî
c. Kafzade Faizî
d. Gelibolulu Âlî
e. Güftî
4. Ünite - 17. Yüzy›l fiair Tezkireleri 81
1. a Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “17. Yüzy›l fiair Tezkireleri”
bölümünü yeniden okuyunuz.
2. c Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “17. Yüzy›l fiair Tezkireleri”
bölümünü yeniden okuyunuz.
3. d Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Sad›kî-Mecmau’l-havas”
bölümünü yeniden okuyunuz.
4. b Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Sad›kî-Mecmau’l-havas”
bölümünü yeniden okuyunuz.
5. c Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Riyazî-Riyazü’fl-fluara”
bölümünü yeniden okuyunuz.
6. b Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Faizî-Zübdetü’l-eflar”
bölümünü yeniden okuyunuz.
7. a Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “As›m-Zeyl-i Zübdetü’leflar”
bölümünü yeniden okuyunuz.
8. c Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Güftî-Teflrifatü’fl-fluara”
bölümünü yeniden okuyunuz.
9. e Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Güftî-Teflrifatü’fl-fluara”
bölümünü yeniden okuyunuz.
10. d Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “17. Yüzy›l fiair Tezkireleri”
ünitesini gözden geçiriniz.
S›ra Sizde Yan›t Anahtar›
S›ra Sizde 1
17. yüzy›l tezkirelerinde ayn› dönemde yaflam›fl flairlere
daha çok yer verilmifltir. fiair biyografileri k›sal›rken sanatç›
lara ait fliir örnekleri eserlerde daha fazla yer almaya
bafllam›flt›r. Bu da antoloji türü tezkirecili¤e geçifli
sa¤lam›flt›r. Bu dönemde fliir ve fliir esteti¤ini tart›flmak
yerine sadece sanatç›lar›n eserlerinden örnekler verilmekle
yetinilmifltir.
S›ra Sizde 2
17. yüzy›lda say›ca oldukça çok tezkire örne¤i görülmektedir.
Ancak bunlar hacimce çok da büyük eserler
de¤ildir. Bu dönemde bafll›ca tezkire yazarlar› ve yazd›
klar› tezkirenin ad› flöyledir: Sad›kî, Mecmaü’l-havas,
Riyazî Riyazü’fl-fluara, Faizî Zübdetü’l-eflar, R›za Tezkire-
i fiuara, Yümnî Tezkire-i fiuara, Âs›m Zeyl-i Zübdetü’l-
eflar ve Güftî Teflrifatü’fl-fluara.
Aç›kgöz, N. (1982). Riyâzî Muhammed Efendi, Riyâzü’fl-
fluara. Ankara: Ankara Üniversitesi, Yüksek Lisans
Tezi.
Aç›kgöz, N. (1986). Riyazî, Hayat›, Eserleri ve Edebî
Kiflili¤i. Elaz›¤: F›rat Üniversitesi, Doktora Tezi.
Erdem, S. (1988). “Mehmet Salih Yümnî Tezkire-i fiuara-
i Yümnî”, Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Dergisi.
S.55 (A¤ustos) s. 85-112.
‹sen, M. (2010). Tezkireden Biyografiye. ‹stanbul: Kap›
Yay›nlar›.
‹sen, M.-K›l›ç, F.-Aksoyak, ‹. H.-Eyduran, A.-Durmufl,
M.(2011). fiair Tezkireleri. Ankara: Grafiker Yay›nlar›.
Kartal, A. (1999). “Sâd›ki-i Kitabdar’›n Mecma’ul havas
‹simli Tezkiresi ve Onda Yer Alan Anadolulu fiairler”,
Türk Kültürü. Say› 440, (Aral›k), s.746.
Kayabafl›, B. (1996). Kafzade Faizî’nin Zübdetü’l-eflar›.
Malatya: ‹nönü Üniversitesi, Doktora Tezi.
Y›lmaz, K. (2001). Güftî ve Teflrifâtü’fl-fluaras›. Ankara:
Atatürk Kültür Merkezi Yay›nlar›.
Zavotçu, G. (2009). R›za Tezkiresi. ‹stanbul: Sahhaflar
Kitap Saray›.
Baflvurulabilecek Kaynaklar
K›l›ç, F. (1998). XVII. Yüzy›l Tezkirelerinde fiair ve
Eser Üzerine De¤erlendirmeler. Ankara: Akça¤
Yay›nlar›.
K›l›ç, F. (2010). Klasik Türk Edebiyat›n›n Peflinden.
Ankara: Grafiker Yay›nlar›.
Levend, A. S. (1984). Türk Edebiyat› Tarihi-I. Girifl.
Ankara: Türk Tarih Kurumu Yay›n