4 Ekim 2015 Pazar

tezkireler

Tezkire Türünün Do¤uflu ve
Tarihsel Geliflimi
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZN NAMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
N N
1
lerinden biridir. ‹slam uygarl›¤›n›n dünyaya en büyük katk›lar›ndan biri tarih alan›
na getirdi¤i zenginlik, özellikle de biyografiye kazand›rd›¤› derinliktir.
‹slam tarihçilerinin Hz. Peygamberin hayat ve hadislerine dair yapt›¤› çal›flmalar
biyografinin bir bilim dal› olarak ‹slam dünyas›nda çok önemli bir yer edinmesini
sa¤lam›flt›r. Bu tür çal›flmalara, baflta Hz. Peygamber olmak üzere ‹slam tarihinin
önemli flah›slar›n›n topluma örnek kifliler olarak takdimi ve Arap gelene¤indeki
soy sopla övünme al›flkanl›¤› da eklendi¤inde biyografi ilmi daha da önem kazanm›
flt›r. Arap edebiyat›ndaki biyografik çal›flmalar, tabakat kitaplar›nda toplanmaktayd›.
‹flte, tezkire türünün kökeni bu kitaplara dayand›r›labilir.
‹slam tarihinin ilerleyen dönemlerinde bilgin ve hadis uzmanlar›n›n siyasi tarih
alan›ndaki yerini bir süre sonra resmî görevliler almaya bafllay›nca, biyografi alan›
serbest tarihçilere kalm›flt›r. Siyasi tarihin hanedanl›¤a ait y›ll›klara dönüfltürülmesinden
sonra biyografi, bilgin ve hadis uzmanlar›n›n gözünde daha da önem kazanm›
flt›r. Bu niyetle daha çok bir grubun ya da bir s›n›f›n mensuplar›n› bir araya
getiren eserler yaz›lmaya bafllanm›flt›r.
12. yüzy›l sonlar›na kadar Arapça olarak devam eden bu gelenek, müteakip
yüzy›ldan itibaren yerini Farsça örneklere b›rakmaya bafllad›.
TEZK‹RE TÜRÜNÜN TAR‹HSEL GEL‹fi‹M‹
Türkçe’deki pek çok türde ilk çal›flman›n sahibi olan Ali fiir Nevayî’ye (1441-l50l)
ait Mecalisü’n-nefais (y.1491) adl› Ça¤atay Türkçesi’yle yaz›lm›fl eser, Türk edebiyat›
nda tezkire türüne ilk örnektir. Mukaddime (önsöz) ve yazar›n meclis ad›n›
verdi¤i sekiz bölümden meydana gelen eser, bu haliyle Farsça yaz›lm›fl Camî’nin
(ö.1492) Baharistan (y.1497) adl› biyografik eseriyle ve Devletflah’›n (ö.1495) Tezkire-
i Devletflah (y.1487) adl› flair tezkireleriyle benzer özellikler tafl›r. Tezkirede
flairler her mecliste kronolojik olarak s›ralanm›flt›r.
Mecalisü’n-nefais, Ça¤atay edebiyat›, özellikle de ‹ran edebiyat› için çok mühim
bir kaynakt›r. Fakat as›l önemli yan› Anadolu’da meydana gelen tezkirelere
modellik etmifl olmas›d›r.
An›lan bu üç eser, Herat’ta yaz›ld›klar› için Herat ekolu tezkireleri olarak adland›
r›l›rlar. Bu ekolün bafll›ca temsilcileri olan Camî, Devletflah ve Nevayî, ortaya
koyduklar› bu eserlerle hem daha sonra Osmanl› devletinde ç›kacak flair tezkireleri
türünü derinden etkilemifller, hem de edebî biyografiye ivme kazand›rm›fllard›r.
Sözü edilen bu biyografiler, konular›na ve bak›fl aç›lar›na göre küçük farkl›l›klar
göstermekle birlikte ortak bir medeniyetin ürünü olduklar› için belli ortak noktalara
da sahiptirler. Biyografisi yaz›lan kifli hemen daima belli bir yafla geldikten sonra
böyle bir de¤erlendirilmeye hak kazand›¤› için bu eserlerde do¤um tarihleri pek
yer almaz. Buna karfl›l›k kiflilerin adlar›, kronolojik unsurlar, özellikle de ölüm tarihleri
titizlikle tespit edilmeye çal›fl›lm›flt›r. Biyografisi yaz›lan kiflinin hayat›nda geçen
belli bafll› hadiseler k›saca nakledilir. Bilim adamlar›n›n e¤itimleri, bafll›ca hocalar›
ve eserleri önemlidir. fiairlerin fliirlerinden örnekler verilir, onlar›n edebî kiflilikleri
ortaya konmaya gayret edilir. Bu hâliyle gelenek, biyografik künye yaz›c›l›¤›-
n› esas ald›¤› için bütünüyle insan unsuruna yöneliktir. Çizilen portre son derece
canl›, fakat verilen bilgilerin belgelendirilmesi her zaman mümkün de¤ildir.
Ça¤atay edebiyat›nda Nevayî ile bafllayan gelenek k›sa bir süre sonra Osmanl›-
lara geçti. Bat› Türkçesi gelene¤inde de biyografi önce umumi tarihlerin içinde yer
ald›. Bu anlamda ilk dönem tarihlerinin hemen hepsinde biyografiye rastlamak
mümkündür. Umumi tarihler d›fl›nda bizde müstakil biyografi kitab› olarak kaleme
4 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
Tabakat: S›ra halinde üst
üste konulmufl fleyler;
zümre, s›n›f, nesil ve
kuflaklar. Ayn› ça¤da
yaflam›fl, ayn› bilim dal›yla
u¤raflm›fl, kiflilerin
biyografilerinin anlat›ld›¤›
eserlerin genel ad›.
Herat: Bugün Afganistan’›n
kuzeybat›s›nda yer alan, ‹ran
ve Türkmenistan’a s›n›r›
olan flehir. 15. yüzy›l›n ikinci
yar›s›nda, Hüseyin Baykara
döneminde, Ça¤atay
devletinin ve bölgenin en
önemli kültür merkezi.
al›nan ilk örnek, Lamiî’nin (ö.1532) Nefahatü’l-üns’ün tercüme ve zeylini içeren
Fütuhu’l-mücahidin li Tervihi Kulubi’l-müflahidin (y.1520) ad›n› tafl›yan eseridir.
fiairler tezkiresi olarak ilk örnek ise Sehî Bey taraf›ndan kaleme al›nd›. Sehî Bey ve
onu izleyen ilk dönem biyografi yazarlar›, kendilerine Camî’nin Baharistan’›n›,
Devletflah’›n Tezkiretü’fl-fluara’s›n› ve Mecalisü’n-nefais’i örnek alm›fllarsa da 16.
yüzy›la kadar geliflen edebî birikim ve onlar›n yarat›c›lar›n› bir araya getirme ihtiyac›,
zamans›z bir özenti de¤il, bir ihtiyac›n cevab›d›r. Sehî Bey’den sonra özellikle
Latifî ve Âfl›k Çelebi flair biyografilerinin çok baflar›l› örneklerini verdiler. Latifî
bizde türle ilgili olarak ilk kez tezkire ad›n› kullanan yazard›r. Onu izleyerek daha
sonra bu vadide eser veren on üç yazar da eserine tezkire ad›n› vermifltir. Türk
edebiyat›nda flair biyografisi, yani tezkire olarak 35 eser vard›r. Bunlar› kronolojik
olarak tablo ile flöyle gösterebiliriz:
Yazar› Ad› Bas›m Bilgisi
1
15.
YÜZYIL
Ali fiir Nevayî
(ö.1501)
Mecalisü’n-nefais
(y.1491)
Ali fiir Nevayî, Mecalisü’n-nefais, Yay›mlayan:
Kemal Eraslan, Ankara 2001.
2
16. YÜZYIL
Sehî Bey
(ö.1548)
Heflt Behiflt
(Bihiflt) (y.1538)
Günay Kut, Heflt Behiflt, The Tezkire by
Sehî Beg, Harvard 1978.
3 Latifî (ö.1582)
Tezkiretü’fl-fiuara
(y.1546)
R›dvan Can›m, Tezkiretü’fl-fluara ve Tabs›ratü’n-
nuzema, Atatürk Kültür Merkezi Yay›
nlar›, Ankara 2000.
4
Âfl›k Çelebi
(ö.1572)
Meflairü’fl-fluara
(y.1568)
Filiz K›l›ç, Meflairü’fl-fluara, ‹nceleme-Metin,
‹stanbul Araflt›rmalar› Enstitüsü, ‹stanbul
2010.
5
Hasan Çelebi
(ö.1604)
Tezkiretü’fl-fluara
(y.1586)
Aysun Sungurhan, K›nal›zade Hasan Çelebi-
Tezkiretü’fl-fluara,
ekkitap.kulturturizm.gov.tr.
6 Ahdî (ö.1593)
Gülflen-i fiuara
(y.1564)
Süleyman Solmaz, Gülflen-i fiuara, ekitap.
kulturturizm.gov.tr.
7
Beyanî
(ö.1597)
Tezkiretü’fl-fluara
(y.1597)
Aysun Sungurhan, Beyanî - Tezkiretü’fl-fluara,
ekitap.kulturturizm.gov.tr.
8 Âlî (ö.1600)
Künhü’l-ahbar’›n
Tezkire K›sm›
(y.1600)
Mustafa ‹sen, Künhü’l-ahbar’›n Tezkire K›sm›,
Atatürk Kültür Merkezi Yay›nlar›, Ankara
1994.
9
Sad›kî (ö.1609-
1613)
Mecmau’l-havas
(y.1602)
Ahmet Kartal, “Sad›kî-i Kitapdar’›n Mecmau’l-
havas ‹simli Tezkiresi ve Onda Yer
Alan Anadolulu fiairler”, Türk Kültürü, Say›:
440, Y›l: XXXVII, Aral›k, Ankara 1999.
Fatma Sabiha Kutlar-Ülkü Çelik fiavk, Sad›
kî-i Kitapdar Mecmau’l-havas bas›lmak
üzere olan çal›flma.
1. Ünite - Tezkire Türünün Do¤uflu ve Tarihsel Geliflimi 5
10
17. YÜZYIL
Riyazî (ö.1644)
Riyazü’fl-fluara
(y.1609)
Nam›k Aç›kgöz, Riyazü’fl-fluara, Riyazi
Mehmet Efendi,Ankara Üniversitesi, Yüksek
Lisans Tezi, Ankara 1982.
11 Fâizî (ö. 1622)
Zübdetü’l-eflar
(y.1621)
Bekir Kayabafl›, Kafzade Faizî’nin Zübdetü’leflar›,
Doktora Tezi, ‹nönü Üniversitesi,
Malatya 1996.
12 R›za (ö.1671)
Tezkire-i fiuara
(y.1640)
Gencay Zavotçu, Zehr-i Marzade Seyyid
Mehmet R›za ve Tezkiresi, ekitap.kulturturizm.
gov.tr.
13
Yümnî
(ö.1662)
Tezkire-i fiuara
(y.1662)
Sad›k Erdem, “Mehmet Salih Yümnî-Tezkire-
i fiuara-y› Yümnî”, Türk Dünyas› Araflt›
rmalar›, S.55 (A¤ustos 1988), s. 85-112.
14 Âs›m (ö.1675)
Zeyl-i Zübdetü’leflar
(y.1675)
Ali Osman Coflkun, Seyrekzâde Mehmet
Âs›m, Zeyl-i Zübdetül-efl’âr, Yüksek Lisans
Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara 1985.
15 Güftî (ö.1677)
Teflrifatü’fl-fluara
(y.1661)
Kâflif Y›lmaz, Güftî ve Tesrifatü’fl-fluara’s›,
Atatürk Kültür Merkezi Yay›nlar›, Ankara
2001.
16
18. YÜZYIL
Mûcib (ö.1727)
Tezkire-i fiuara
(y.1710)
Kudret Altun, Tezkire-i Mucib, Atatürk
Kültür Merkezi Yay›nlar›, Ankara 1997.
17 Safayî (ö.1726)
Tezkire-i fiuara
(y.1720)
Pervin Çapan, Mustafa Safayî Efendi Tezkire-
i Safayî, Atatürk Kültür Merkezi Yay›nlar›,
Ankara 2005.
18 Sâlim (ö.1743)
Tezkire-i fiuara
(y.1722)
Adnan ‹nce, Tezkiretü’fl-fluara - Salim Efendi,
Atatürk Kültür Merkezi Yay›nlar›, Ankara
2005.
19 Beli¤ (ö.1729)
Nuhbetü’l-asar
li Zeyli Zübdeti’lefl’ar
(y.1727)
Abdülkerim Abdülkadiro¤lu, ‹smail Beli¤
Nuhbetü’l-asar li Zeyl-i Zübdeti’l-eflar, Atatürk
Kültür Merkezi Yay›nlar›, Ankara
1999.
20 Safvet (ö.?)
Nuhbetü’l-asar
min-Fevaidi’l-efl’ar
(y.1783)
Bilal Güzel, Nuhbetü’l-asar min Fevaidi’lefl’ar,
Gazi Üniversitesi, Devam Eden Yüksek
Lisans Tezi.
21 Râmiz (ö.1784)
Âdab-› Zurefa
(y.1784)
Sad›k Erdem, Râmiz ve Âdab-› Zurafa’s›
Atatürk Kültür Merkezi Yay›nlar›, Ankara
1985.
22
Silahdarzade
(ö.?)
Tezkire-i fiuara
(y.1790)
Furkan Öztürk, Tezkire-i fiuara, Tamamlanmak
üzere Olan Çal›flma.
23
Esrar Dede
(ö.1797)
Tezkire-i fiuara-y›
Mevleviyye
(y.1797)
‹lhan Genç, Esrar Dede Tezkire-i fiuara-y›
Mevleviyye, Atatürk Kültür Merkezi Yay›nlar›,
Ankara 2000.
24 Âkif (ö.?)
Mir’at-i fii’r
(y.1797)
‹. Hakk› Aksoyak-Fatma Sabiha Kutlar, yay›
nlanmak üzere olan çal›flma.
6 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
Osmanl› biyografisi daha önce var olan bir gelene¤in izleyicisi oldu¤u için bu
eserler öncelikle bir ön sözle (mukaddime) bafllar. Bu bölümde yazar Tanr›’ya
hamd, peygambere dua ettikten (hamdele ve salvele) sonra kitab›n› niçin yazd›¤›-
n› anlat›r. Bu k›s›mda üzerinde ›srarla durulan konular Kuran’da fliir aleyhindeki
hükümlerin nas›l yorumlanmas› gerekti¤i ve bu hükümlerin asl›nda belli tarzdaki
fliirleri kapsad›¤›d›r. Tanr›’n›n insanlara verdi¤i en de¤erli nesne konuflma ve yazma
yetisidir. Bu yüzdendir ki fliirin tarihi insanla yafl›tt›r ve ilk fliir Hz. Âdem taraf›
ndan söylenmifltir. Bu bölümde bazan tezkireci eserini hangi yöntemleri kullanarak
yazd›¤›n› ve eserine girecek isimleri nas›l seçti¤ini de anlat›r. Bu yüzdendir ki
tezkirelerin bir bölümünün mukaddimesi orjinal birer poetika denemesidir.
Mukaddimeden sonra biyografilere geçilir. Bu bölüm de kendi aras›nda bir kaç
k›sma ayr›labilir. Tezkirecilerin ço¤u, yine kendilerinden önceki örneklere bakarak
hanedan mensuplar›n› ayr› bir bölümde ele alm›fllard›r. Tezkirenin çat›s›n› meydana
getiren flairler bölümünde Osmanl› ülkesinde yetiflmifl ve Türkçe fliirleriyle tan›
nm›fl flairler yer al›r. Burada yer alan flairlerin do¤um yeri, ad›, lakab›, ö¤renim
durumu, meslek veya makam›, bafll›ca hocalar›, hayatlar›ndaki önemli de¤ifliklik-
25
19. YÜZYIL
fiefkat (ö.1826)
Tezkire-i fiuara
(y.1814)
Filiz K›l›ç, Tezkire-i fiuara-i fiefkat-i Ba¤dadî,
ekitap.kulturturizm.gov.tr.
26
Esad Efendi
(ö.1848)
Ba¤çe-i Safa-enduz
(y.1835)
R›za O¤rafl, Esad Mehmet Efendi ve Ba¤çe-i
Safa-Enduz’u, ekitap.kulturturizm. gov.tr.
27
Ârif Hikmet
(ö.1859)
Tezkiretü’fl-fluara
(y.1835)
M. Nuri Ç›narc›, fieyhülislam Ârif Hikmet
Tezkiretü’fl-fluara, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep
Üniversitesi, Gaziantep 2007.
28 Fatîn (ö.1866)
Hatimetü’l-efl’âr
(y.1853)
Ömer Çiftçi, Fatin Davud - Hatimetü’l-efl’ar,
ekitap.kulturturizm.gov.tr.
29
Tevfik
(ö.1860)
Mecmuatü’t-teracim
(y.1860)
Ruhsar Zübeyiro¤lu, Mecmuatü’t-teracim,
Doktora Tezi, ‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul
1989.
30
Mehmet Tevfik
(ö.1892)
Kafile-i fiuara
(y.1873)
Fatma Sabiha Kutlar vd., Mehmet Tevfik Kafile-
i fiuara, Bas›lmak Üzere Olan Çal›flma
31
Faik Reflad
(ö.1914)
Eslaf (y.1895)
Faik Reflad (Tarihsiz), Eslaf, Tercüman
1001 Temel Eser, (Haz.: fiemsettin Kutlu).
32
20. YÜZYIL
Mehmet Siraceddin
(ö.1909)
Mecma-› fiuara
(y.1907)
Mehmet Arslan, Mecma-› fiuara ve Tezkire-i
Üdeba: Mehmet Siraceddin, Sivas 1994
33
Ali Emirî
(ö.1924)
Tezkire-i fiuara-y›
Amid (y.1910)
Bu eserin yetmifl üç flairi içine alan sadece
birinci cildi eski yaz› ile yay›nlanm›flt›r. ‹stanbul
1327.
34
‹bnülemin
Mahmut Kemal
‹nal (ö.1957)
Son As›r Türk fiairleri
(y.1942)
Atatürk Kültür Merkezi Baflkanl›¤›, (Haz.:
Müjgan Cunbur vd.), Ankara 1999.
35
Nail Tuman
(1958)
Tuhfe-i Nailî
(y.1949)
Mehmet Nail Tuman, Tuhfe-i Nailî, Haz.:
Cemal Kurnaz-Mustafa Tatc›, Ankara 2001.
1. Ünite - Tezkire Türünün Do¤uflu ve Tarihsel Geliflimi 7
Poetika: Bir sanat dal›
üzerine üretilen düflünce ve
teoriler bütünü.
ler, ölümü, varsa ölüm tarihi, mezar›n›n yeri, bazan flairle ilgili bir ya da birkaç
anekdot, edebî durumuyla ilgili de¤erlendirmeler, eserleri ve eserlerinden örnekler
yer al›r. Bu muhteva, bize Herat tezkirelerinden girmifl, tezkirecilik tarihi boyunca
da benzer ölçüler içinde devam etmifltir. Sadece son tezkirecilerimizden say›
lan Fatin, seçti¤i örnek fliirleri biyografinin önüne geçirerek yarar sa¤lamayan bir
yenilik yapm›flt›r.
Biyografiye yönelik bu bilgiler tezkire yazar›n›n imkânlar›na, flaire zaman ve
çevre olarak yak›nl›¤› ya da uzakl›¤›na, ayr›ca yazar›n bak›fl aç›s›na ba¤l› olarak
uzay›p k›salmaktad›r. Âfl›k Çelebi’de son derece ayr›nt›l› ve uzun biyografi tarz›,
Faizî’de sadece flairin ad›, ifli ve ölüm tarihinden ibaret bir flekle dönüflür. Güftî ise
manzum tezkire yazan tek isimdir.
Tezkirelerin sonunda hatime ad› verilen bir sonuç bölümü yer al›r. Bu k›s›mda
da tezkireci, eserini yazarken karfl›laflt›¤› s›k›nt›lar› anlat›r, eserini baflar›l› k›lmas›
için Tanr›’ya yakar›r, okuyandan ve yazandan beklentilerini s›ralar.
16. yüzy›ldan 20. yüzy›l bafllar›na kadar devam eden tezkire türü, genifl zaman
dilimi içinde farkl› fleklî görünümlerle karfl›m›za ç›kar. Bu eserler Herat ekolü tezkirelerini
kendilerine örnek almakla birlikte, baflta tertip tarz› olmak üzere bir çok
de¤iflikli¤e de u¤ram›fllard›r. Herat tezkireleri tasniflerini tabaka üzerine kurarken
bizde bu yöntemi Latifî, çok pratik bir flekle dönüfltürmüfl ve flairleri alfabetik olarak
s›ralamaya bafllam›flt›r. Latifî’den sonra bu ça¤dafl usul, küçük istisnalar› d›fl›nda
Türk tezkirecili¤inin vazgeçilmez tertip tarz› olmufltur. Latifî sadece tertip tarz›yla
de¤il, biyografiye kazand›rd›¤› ivme ile art›k klasik biyografinin s›n›rlar›n› çizmifl,
Âfl›k Çelebi ve antoloji tipi tezkireler hariç kendinden sonraki biyografi yazarlar›
büyük ölçüde onu izlemifllerdir. Baflka bir ekol olan Âfl›k Çelebi, tertip tarz›n›n
kullan›fls›zl›¤› ve ortaya koydu¤u genifl biyografi yap›s›, çok özel yeteneklere ihtiyaç
gösterdi¤inden kendisinden sonra pek takipçi bulamam›flt›r. Sehî ve Ahdî d›-
fl›ndaki 16. yüzy›l tezkirecileri, flairlerin kendilerine has bir s›n›f olduklar›na, meslek
ve di¤er sosyal ölçülerine bak›lmaks›z›n bir bütün olarak ele al›nmalar› gerekti¤
ine inand›lar. Bu kanaat 18. yüzy›la kadar benzer flekilde devam etti. Fakat ortaya
ç›kan birikim bu yüzy›lda Esrar Dede ve Âkif’i kendi çevrelerinin flairlerini bir
tezkirede toplamaya götürdü. Böylece Esrar, sadece mevlevi flairlerden, Âkif de
Enderun’da yetiflenlerden ibaret zümre tezkirelerini kaleme ald›lar. Bunu daha
sonra Ali Emirî Efendi, Tezkire-i fiuara-y› Amid’de ve ‹flkodra fiairleri’nde sadece
ayn› flehirde do¤an biyografilerden ibaret tezkire haline getirdi. 19. yüzy›l toplumun
kendi medeniyetinden kuflkuya düfltü¤ü, buna ba¤l› olarak da yenilik aray›fllar›
n›n derinleflti¤i dönemdir. Pek çok baflka alan gibi de¤iflen ve yenileflen insan,
edebî sahada da bir beklenti içinde idi. Toplumda derinden hissedilen ikilem biyografiye
de yans›d›. Esat Efendi, Ârif Hikmet ve Fatin klasik gelene¤i sürdürürken
Tevfîk ve Mehmet Tevfîk mevcut birikimi de¤erlendirip bütün Osmanl› flairlerini
tek bir eserde toplamaya çal›flm›fllarsa da bunda baflar›l› olamad›lar. Öte yandan
Esami ve Osmanl› fiairleri (y.1896) ile Naci (ö.1893), Eslaf (y.1814) ve birkaç eseriyle
Faik Reflat, Osmanl› Müellifleri (y.1915) ve baflka örnekleriyle Mehmet Tahir
(ö.1925), Sicill-i Osmani (y.1897) ile Mehmet Süreyya (ö.1909) bu yeni aray›fl›n
ürünleri olan çal›flmalar›n› verdiler.
Tezkirelerin d›fl›nda flair biyografileriyle ilgili bilgi içeren baflka kaynaklar var m›d›r?
Türkçe flair biyografisi yazma gelene¤i Do¤u Türkçesi’nde bafllam›fl olmakla
birlikte bu yaz› dilinde geliflimini sürdürememifl, Nevayî’den sonra ancak Sad›kî ile
8 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
2
ikinci bir örnek verebilmifltir. Türün bu co¤rafya yerine Osmanl› Devleti içinde hayat›
n› devam ettirebilmifl olmas›n›n sebebi, uzun ve istikrarl› bir devletin varl›¤› ile
mümkün olabilmifl, Orta Asya’da tersine bir yap› söz konusu oldu¤u için, baflka
kültür ve sanat faaliyetleri gibi, 16. yüzy›ldan sonra yeni örnek üretilememifltir.
Tezkirelerin hedef flair kitlesi zaman içerisinde farkl›l›k göstermifltir; en baflta kendilerinden
önce yetiflmifl flairleri ele alan tezkireciler, daha sonra ça¤dafllar› olan flairleri eserlerine
alm›fllard›r. 18. yüzy›lda belirli bir zümreye ait olan ya da co¤rafyada yetiflen flairleri
seçme e¤ilimi ortaya ç›km›flt›r. Gelene¤in son örnekleri ise bafllang›c›ndan sonuna kadar
divan edebiyat›n›n flair kadrosunu bütünüyle tespit etme gibi bir amaçla kaleme al›nm›flt›r.
16. yüzy›l tezkirelerinin bir özelli¤i, ele ald›klar› flairlerin büyük bölümünün
kendi dönemlerinden önce yaflam›fl olmalar›d›r. Bu yüzden biyografiler, toplanan
bütün bilgileri ihtiva ettiklerinden, uzundurlar. Buna karfl›l›k örnek fliirler ortalama
biyografinin üçte biri kadar bir bölümü kapsar. 17.yüzy›l tezkirecileri ise daha çok
kendi ça¤dafllar›n› kaleme alm›fllard›r. Bu yüzden söylenen fleyler bilineni tekrarlamak
anlam›na gelecek mütedâvil malûmat oldu¤u için biyografiler k›salm›fl, buna
karfl›l›k örnek verilen fliirler artm›flt›r. Riyazî Tezkiresi, bu iki yüzy›l aras›nda bir
geçifl dönemi eseridir. fiekilde meydana gelen bu de¤ifliklikler, giderek antoloji tipi
tezkireler diyebilece¤imiz bir tarz›n do¤mas›na sebep olmufltur. Bu tarz tezkirelerde
bir kaç kelimelik biyografik bilgi ve uzun fliirler yer almaktad›r. Mesela Faizî’de
örnek fliir say›s› 545 beyte kadar ç›kar. Faizî ile bafllayan bu antoloji tipi tezkirecilerinin
di¤er temsilcileri Yümnî, Seyrekzade As›m, Beli¤, Silahdarzade Mehmet
Emin ve fiefkat’tir.
18. yüzy›l ise kendinden önceki döneme bir tepki ve 16. yüzy›l›n mükemmel
örneklerine bir özentidir. Bu yüzdendir ki sözü edilen yüzy›lda biyografiler tekrar
16. yüzy›ldaki gibi uzam›fl, buna karfl›l›k örnek fliirlerde azalma olmufltur. Safayî,
Sâlim ve Râmiz bu tarz tezkirelerdir. Küçük hacmi ile Mucib’i bir ara örnek olarak
de¤erlendirmek mümkündür.
Tezkireler, çeflitli sanatlar ve secilerle ifllenerek kaleme al›nd›klar› için kendileri
de birer edebî eserdirler. Fakat burada standart bir tezkire yaz›c›l›¤›ndan söz etmek
mümkün de¤ildir. ‹lk örnek olan Sehî Tezkiresi, üslûp, ifade ve terminoloji
aç›s›ndan da acemilikler gösterir. Bu konuda da Latifî Tezkiresi daha sonraki yazarlara
modellik etmifltir. Latifî eserini kendi ça¤›n›n yaz› dili ile fakat bu eserin bilgi
vermeyi hedefleyen bir çal›flma oldu¤unu da unutmadan kaleme alm›flt›r. Kendisinden
sonra tezkire yazan Hasan Çelebi, Sâlim ve Râmiz süslü ve mutantan bir
anlat›m› tercih etmifllerdir. Aralar›nda bu manada üslup fark› bulunmas›na ra¤men
tezkireler, ayn› sanat ve kültür telakkisinin ürünleri olduklar› için biçim ve muhteva
yan›nda üslup, dil ve terminoloji bak›m›ndan da benzerlik gösterirler.
Tezkirecilik biyografik künye yaz›c›l›¤›n› esas ald›¤› için yazar› ortaya koydu¤u
eserden daha önde tutup sanat›n kayna¤›ndaki insan unsuruna yönelir. Bu yüzdendir
ki tezkirelerde sanata yönelik de¤erlendirme unsurlar› büyük ölçüde flaire
yöneliktir. Bu özelli¤iyle ad› geçen elefltiri sistemi, eseri esas alan modern elefltiriden
ayr›l›r. Ama bu ifade, tezkirelerin sadece biyografik çerçevede kald›klar› anlam›
na gelmemelidir. Tezkirelerde, özellikle verilen örneklerden önce flairin sanat›-
na yönelik önemli de¤erlendirme unsurlar›na da rastlan›r. Pesend ü ›sgaya kabil fliir;
hofl-ayende nazm; rengin infla; âfl›kane gazel ve muhayyel efl’ar gibi bütün tezkirelerde
karfl›m›za ç›kan terminoloji bunun kan›t›d›r.
1. Ünite - Tezkire Türünün Do¤uflu ve Tarihsel Geliflimi 9
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZN NAMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T
Tarih ve onun özellikle ‹slam aleminde en önemli alt dallar›ndan biri olarak biyografi,
sözü edilen uygarl›¤›n dünyaya en dikkate de¤er arma¤anlar›ndan biridir.
Meseleye Türk biyografi gelene¤i aç›s›ndan bak›ld›¤›nda da Arap ve Fars edebiyatlar›
öncülü¤ünde geliflmifl olmas›na ra¤men özellikle fluara tezkiresi türü, en güzel
ve baflar›l› örneklerini Türkçe’de, özellikle Osmanl› Türkçesi çerçevesi içinde vermifltir.
Tür, Do¤u Türkçesi dairesi içinde bafllam›fl olmakla birlikte orada sadece s›-
n›rl› say›da ürün ortaya koyabilmifl, buna karfl›l›k Bat› Türkçesi hem say› hem de
nitelik bak›m›ndan zirve eserlere sahip olmufltur. Üstelik tür, Türkçe’de 16. yüzy›ldan
20. yüzy›l bafllar›na kadar kopmadan ve hiç boflluk b›rakmadan sürüp gitmifltir.
II. Murat devrinden itibaren kalburun üzerinde kalacak hiçbir flairimiz yoktur ki
onunla ilgili yaz›l› bir biyografik bilgiye rastlamayal›m. Bunun en önemli sebebi istikrarl›
bir siyasi politika ve buna ba¤l› bir bilim anlay›fl› gelifltiren Osmanl› devlet
yap›s›d›r. Ayn› perspektifi yans›t›yor olmas›na ra¤men Selçuklu’dan al›nan mimari
gelenek nas›l gelifltirilerek mükemmel bir çerçeveye oturtulduysa benzer biçimde
flairler tezkiresi gelene¤i de yüzy›llar içinde mükemmele do¤ru bir geliflme göstermifltir.
Kuflkusuz tezkirelerde verilen bilgiler bugünkü biyografi ölçülerine göre eksiktir.
Ama Bat› ülkeleriyle mukayese edildi¤inde bu anlay›fl kendi ça¤›n›n çok
önündedir. Bu önemli özelliklerine ra¤men tezkire birikimi, baflka benzer birikimler
gibi ça¤dafl bir organizasyona dönüflmemifl ve ça¤dafl biyografi bize tamamen
Bat›’dan gelmifltir. Belki bunun tek istisnas›, gençli¤inde klasik biyografi ile yakinen
ilgilenen Behçet Necatigil’in (ö.1979) Edebiyat›m›zda ‹simler Sözlü¤ü (y.1960)
adl› çal›flmas›d›r.
Son y›llarda tezkireler üzerinde pek çok akademik çal›flmalar yap›lm›fl olup
hemen hemen tamam› Latin harflerine çevrilerek yay›nlanm›flt›r. Bu yay›nlar sahadaki
önemli bir bofllu¤u doldurmufltur.
Tezkire türünün Arap edebiyat›nda ortaya ç›k›fl› hakk›nda k›saca bilgi veriniz.
TÜRK EDEB‹YATINDA ‹LK TEZK‹RE ÖRNEKLER‹
AL‹ fi‹R NEVAYÎ-MECAL‹SÜ’N-NEFA‹S
Bugün Afganistan s›n›rlar› içerisinde bulunan Herat flehri Timurlular döneminde
önemli bir kültür merkeziydi. Timurlulardan fiahruh, Miranflah ve Ebu Said’e paytaht
görevi de yapan Herat en görkemli devrini Hüseyin Baykara döneminde
(1469-1506) yaflar. Sultan Baykara, etraf›nda toplanan sanatkârlar, adeta bir ekol
meydana getirirler. Herat’ta teflekkül eden bu atmosfer çok geçmeden ortak ‹slam
kültürünün yaflama üslubuna hâkim oldu¤u di¤er ülkeleri de etkisine al›r. Bu kültürel
birikim Osmanl› sultanlar›n›n da dikkatini çeker. Türk tezkirecilik gelene¤i de
Herat’ta bafllar. Türkçe yaz›lm›fl ilk flairler tezkiresi Ali fiir Nevayî (ö.1501)’nin Mecalisü’n-
nefais (y.1491) adl› eseridir. Nevayî’den önce ‹ran edebiyat›n›n büyük ustas›
Camî (ö.1492) Baharistan (y.1487)’›n›, Emir Devletflah (ö.1495) da Tezkiretü’flfluara
(y.1487)’s›n› yine ayn› muhitte yazm›fllard›. Herat’ta yaz›lan ve Osmanl› tezkire
gelene¤ine modellik eden bu üç tezkireyi Herat tezkireleri kavram›yla adland›
r›yoruz. Daha sonraki ünitede de görece¤imiz üzre Anadolu sahas›nda tezkire
türünün ilk örne¤ini, Heflt Behiflt (y.1538) adl› eseriyle Sehî Bey (ö.1548) verir. Sehî
Bey, Herat tezkirelerini örnek ald›¤›n› aç›kça belirtir. Eserinin mukaddimesinde
Abdurrahman Câmî’nin Baharistan ad›yla Farsça bir tezkire yazd›¤›n› ifade eder.
Zaten Sehî Bey, tezkiresinin di¤er bölümlerinde de Ali fiir Nevayî’nin tertip tarz›n›
esas alm›flt›r. Anadolu sahas›nda Sehî Bey’den sonra Latifî (ö.1582) Tezkiretü’fl-flu-
10 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZN NAMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T
3
ara ve Tabs›ratü’n-nuzama (y.1546) adl› eserini kaleme al›r. Latifî, bir bak›ma divan
fliirinin poetikas› say›labilecek ön sözünde kendisinden bir tezkire yazmas›n›
›srarla isteyen dostunun elinde bir kitap oldu¤unu ve kitaptan baz› bölümleri Latifî’ye
okudu¤unu bu kitab›n Baharistan oldu¤unu belirtirek, Nevayî’nin de “kendü
lisan› üzre” Mecalisü’n-nefais adl› bir güzel kitap tertip etti¤ini kaydeder. 16. yüzy›
l›n önemli tezkirelerinden biri de Âfl›k Çelebî (ö.1572)’nin Mefla’irü’fl-fluara
(y.1568) adl› hacimli eseridir. Çelebi, eserinin uzun mukaddimesinde Fars flairleri
hakk›nda Devletflah ve Molla Camî’nin tezkire yazd›klar›n›, Nevayî’nin Mecalisü’nnefais
ad›nda bir tezkire tertip etti¤ini söyleyerek Herat tezkireleri hakk›nda bilgi
sahibi oldu¤unu ifade eder. Anadolu sahas›nda kaleme al›nan bu ilk örneklerde
Herat tezkireleri örnek al›nd›¤› için biyografilerinin uzun, seçilen örneklerin az oldu¤
u görülür.17. yüzy›ldan itibaren biyografilerin k›sa, seçilen örneklerin fazla oldu¤
u antoloji tipi tezkirelerle karfl›lafl›r›z.
Ali fiir Nevayî manzum ve mensur eserleriyle sadece Ça¤atay edebiyat›n›n de-
¤il bütün edebiyat›m›z›n önde gelen isimlerindendir. Özellikle Farsça Divan’› ve
Mecalisü’n-nefais adl› tezkiresiyle de ‹ran edebiyat›nda çok üstün bir yeri vard›r.
Ali fiir Nevayî hakk›nda daha önceki derslerde özellikle XIV-XV. Yüzy›llar Türk Edebiyat›
ile XIV-XV. Yüzy›llar Türk Dili adl› ders kitaplar›n›zda bilgi verilmiflti.
Eski Türk edebiyat›n›n kaynaklar› aras›nda Mecalisü’n-nefais’in ayr›cal›kl› yeri
vard›r. Mecalisü’n-nefais (y.1498), bir ön söz ve sekiz tabakadan oluflmaktad›r. Ali
fiir Nevayî, eserinin her tabakas›na meclis ismini vermifltir. Tezkirenin ön sözünde
Nevayî, flairlerin isimlerinin unutulup yok olmamas› için çeflitli eserler oluflturuldu-
¤unu, bunlardan Molla Camî’nin, Baharistan isimli eserini sekiz ravzaya ay›rd›¤›-
n›, bir ravzas›nda flairlerden söz etti¤ini; Emir Devletflah’›n Tezkiretü’fl-fluara adl›
bir eser yazd›¤›n› ve onda flairleri toplad›¤›n› belirtir. Daha sonra bu konuda baflka
eserler de kaleme al›nd›¤›n›, ancak bunlarda eski flairlerin yer ald›¤›n› ve s›fatlar›
n›n belirtildi¤ini, oysa sultan-› sâhibk›rân (Hüseyin Baykara) zaman›nda fliirin
her alan›nda de¤erli flairler yetiflti¤ini, bunlar›n eskilerden afla¤› olmad›klar›n›,
bundan dolay› isimlerinin ve sözlerinin kaybolmamas› için onlar› toplayarak ötekilere
katmak amac›yla bu eseri oluflturmaya karar verdi¤ini belirtir.
Tezkirenin her tabakas› bafl›nda o tabaka için Türkçe aç›klama ve her tabaka
sonunda-sekizinci tabaka hariç-ise yine Türkçe tetimme k›sm› bulunmaktad›r. Nevayî,
tabakalar› ve tetimmeleri isimlendirirken bafll›klar›nda Türkçe say›lar› kullanmay›
tercih etmifltir.
Ali fiir Nevayî’nin Mecalisü’n-nefais’indeki her tabaka flu kategori alt›nda toplanmaktad›
r.
Birinci Meclis, Ali fiir Nevayî’nin zamanlar›n›n sonuna yetiflti¤i, ancak kendilerini
tan›ma mutlulu¤una eriflemedi¤i flairleri yer al›r. Bunlar, 46 kifliden oluflmaktad›r.
‹kinci Meclis, Ali fiir Nevayî’nin baz›lar›yla küçüklü¤ünde tan›flt›¤›, baz›lar›yla
ise sohbet etti¤i flairlerden oluflur. Bu flairlerin hepsi eserin yaz›lmakta oldu¤u tarih
olan 1491’den önce ölmüfllerdir. 93 kifliden oluflmaktad›r.
Üçüncü Meclis, Ali fiir Nevayî’nin zaman›nda üne kavuflan flairleri anlat›r. Nevayî
bunlar›n baz›lar›yla tan›flm›fl, baz›lar›yla da dostluk kurmufltur. Bu meclis, 173
kifliden oluflmaktad›r.
Dördüncü Meclis, dönemin tan›nm›fl faz›l kiflilerini (bilginlerini) ihtiva eder.
Bunlar, 73 kiflidir.
1. Ünite - Tezkire Türünün Do¤uflu ve Tarihsel Geliflimi 11
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZN NAMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T
Ravza: Bahçe, cennet
bahçesi. Divan edebiyat›
gelene¤i içinde yaz›lan
eserlerde bölümleri ifade
etmek için kullan›l›r.
Tetimme: Bir eksi¤i
tamamlamak için kat›lan
fley.
Beflinci Meclis, Horasan’›n ve baflka yerlerin mirzadelerinden müteflekkildir.
Bunlar 23 kifliden oluflmaktad›rlar.
Alt›nc› Meclis, Horasan’›n d›fl›ndaki yerlerde yaflayan 31 ulu kifliden meydana
gelmektedir.
Yedinci Meclis, sultanlar ve flehzadelerden meydana gelir. Bunlardan baz›lar›
flairdir, baz›lar› da güzel fliir okurlar. Bu meclis, 22 kifliden oluflmaktad›r.
Sekizinci tabakay› Hüseyin Baykara teflkil etmektedir. Ayr›ca bu meclisin sonuna
ilave edilen Halvet bafll›¤› alt›nda, Mevlana Lutfî ve Mevlana Kabulî hakk›nda
da bilgi verilmifltir.
Mecalisü’n-nefais’i oluflturan sekiz tabakada daha çok Herat, Horasan ve
Azerbaycan’da yaflayan toplam 459 flair yer almaktad›r. Bunlardan 46’s› Türkçe
fliir söyleyen flairlerdir. Nevayî, bu flairler hakk›nda bilgi verirken baz›lar›n›n bizzat
Türk oldu¤unu, baz›lar›n›n da milliyetini söylemeden Türkçe fliir söyledi¤ini
belirtir. Türkçe fliir söyleyen flairlerin bir k›sm›n› ise, Türkî-gûy diye vas›fland›r›r.
Ancak bu tezkirede zikredilen di¤er flairlerin içinde Türk as›ll› olanlar kuflkusuz
bulunmaktad›r.
Ali fiir Nevayî, flairler hakk›nda bilgi verirken, önce flairin ismini zikreder. fiairin
isminden sonra verilen bilgiler aras›nda belirli bir tertip ve düzen olmad›¤› görülmektedir.
fiairin ad›ndan sonra lakab›, baba ad›, do¤um yeri, kimin ö¤rencisi oldu-
¤u s›ra gözetilmeksizin belirtilir. Bazen da flairin fliiri ve yetene¤ine yönelik de¤erlendirmeyle
bafllar. Sonra da ö¤renim durumu mesle¤i ve hocalar› ile ilgili biyografik
malumat verir. Varsa eserlerini sayar, bazen beyit say›lar›n› da belirtir. Bu eserler
Türkçe ise, Türk diliyle yaz›ld›¤› ifade edilir. Zikredilen eserler e¤er baflka bir flairin
eserine nazire ise o flairin ismi belirtilir. Tezkirede flairlerin do¤um tarihlerine
rastlanmaz. Nadiren ölüm tarihi ile kimin döneminde yaflad›¤› belirtilir. Genellikle
flairlerin nerede öldü¤ünü bazen da kabirlerinin nerede oldu¤u kaydedilmifltir. fiiirlerinden
örneklerle o flair hakk›ndaki bilgi tamamlan›r. Nevayî’nin her flairin ekseriyetle
bir, bazen iki, en çok da dört beytini örnek verdi¤i görülür. Sadece Hüseyin
Baykara’n›n fliirlerinin tamam›n›n matla beyitlerini tezkiresine alm›flt›r.
Ali fiir Nevayî, tezkiresini haz›rlarken flairler hakk›nda uzun uzad›ya bilgi vermekten
kaç›nm›flt›r. Bu bak›mdan bilgiler kendi ifadesiyle muhtasard›r. Sadece
söylenmesi gerekenler belirtilmifltir. Bazen bunlar bir cümleye s›¤d›r›lm›fl bazen de
flairin sadece nereli oldu¤u söylenmekle yetinilmifltir. Bu durum daha ziyade üçüncü
meclisteki flairler için geçerlidir.
Ali fiir Nevayî, tezkiresinde yal›n fakat estetik bir dil kullanm›flt›r. Hem flair hem
de fliir de¤erlendirmelerinde belli kelimeler, terkipler, tabirler ve kliflelerle karfl›lafl›
r›z. Biyografi gelene¤imiz daha önce Arap ve Fars edebiyat›nda çerçevesi belirlenmifl
bir gelene¤i izledi¤i için kendi örneklerinde Farsça ve Arapça kelime ve terkiplere
s›kl›kla yer verir. ‹lk örnek olan Mecalisü’n-nefais’te Ça¤atay Türkçesi’ne
ait kelimeler yan›nda bu dillerden giren kelimeler de vard›r.
Mecalisü’n-nefais, hem Fars edebiyat› hem de Türk edebiyat› için önemli bir
eserdir. Farsça fliir söyleyen flairlerin hayat hikâyelerine bir silsile içerisinde yer
veren Devlet fiah’›n Tezkiretü’fl-fluara’s› ile Sam Mirza-y› Safevî’nin Tuhfe-i Samî’si
aras›ndaki bofllu¤u tamamlamas› ve Farsça fliir söyleyen Fars as›ll› flairleri
almas›ndan dolay› Fars edebiyat› için de önemli bir kaynakt›r. Ama Mecalisü’nnefais’in
as›l de¤eri Türkçe’de yeni bir türü, flairler tezkiresi gelene¤ini bafllatm›fl
olmas›d›r. Çünkü bu eser Türkçe’de yaz›lm›fl ilk flairler biyografisidir. Ayr›ca eserin
Ali fiir Nevayî taraf›ndan estetik bir Ça¤atay Türkçesi ile kaleme al›nmas›, an›-
lan flairlerin bir bölümünün Türk as›ll› olmas› eseri Türk edebiyat›n›n en k›ymet-
12 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
li örneklerinden biri haline yükseltir. Bunlar kadar önemli bir baflka yön ise Mecalisü’n-
nefais’in kendisinden sonra Osmanl› ülkesinde yaz›lan tezkireler için birinci
derecede model olmas›d›r.
Örnek 1 (Mecalisü’n-nefais’den)
Mîrzâ Big: ‹nsâniyyet ve hofl ahlâk›l›kda Horasan ve Semerkand mülkide yegâne
irdi. Ve tab u fehm ü atar u tutarda bu iki mülk yigitleri aras›da serâmed-i zamâne.
Zihni dikkat ü me’ânî nükûd›d›n ganî irdi. Ve tab’› bu nev ta’rîflerdin müstagnî.
Bu matla an›ngdur kim:
Közüngni belâ kara boluptur
Kim cânga kara belâ boluptur
Zü’l-kâfiyeteyndür. Ve kâfiyeleri tard u aks kim cevâb aytmak bu fakîr kafl›da
muhâlâtd›ndur. Egerçi an›ng tilige bu nev ebyât köp öter irdi ammâ hergiz pervâ
k›l›p bir yirde bitimes irdi. Bu matla›n fakîr tüketip an›ng yâdgâr› dîvân›da bitip
min. Hayf u yüz ming hayf ve dirîg u yüz ming dirîg kim hayât çeflmesidin sîr-âb
bolmad›. Ve ömri nahli mîvesidin bâr yimedi. Mezâr› Semerkand mahfûzas›da Ahmed
Hâc› Big sellemehullah medreseside müte’ayyen medfenleridür. Mekân› ravza-
i cinân ve rûh›ga firdevs-i a’lâda mekân bolsun!
Ali fiir Nevayî, Mecalisü’n-nefais, (Haz.: Kemal Eraslan), Ankara 2001, s. 74-75.
Sadelefltirilmifl Metin
Mirza Bey: ‹nsanl›k ve güzel ahlakta Horasan ve Semerkant mülkünde eflsiz
idi. Huy, anlay›fl ve debdebe bak›m›ndan bu iki ülke gençleri aras›nda zaman›n›n
önde gelenlerindendi. Zihni dikkat ve mana itibariyle zengindi ve yetene¤i de tarife
ihtiyaç göstermezdi. Bu matla›,
Gözün öylesine bela veren kara olmufltur ki adeta cana kara bela olmufltur.
Bu fliir çift kafiyelidir ve tard u aks tarz›nda olan kafiyelerine bu fakir (Ali fiir
Nevayî) taraf›ndan nazire yaz›lmas› mümkün de¤ildir. Her ne kadar diline bu tür
beyitler s›kça gelir idiyse de endifle edip bir yere kaydetmezdi. Bu matla›n› fakir tamamlay›
p onun yadigâr› olan divan›na dahil ettim. Yaz›k, yüz bin yaz›k, eyvah, yüz
bin eyvah ki hayat çeflmesinden susuzlu¤unu gideremedi ve ömrü fidan›ndan meyve
yiyemedi. Mezar› Semerkant içinde Ahmet Hac› Beg -Allah ona esenlik versinmedresesinde
bilinen kabirlerdendir. Mekân› cennet bahçesi, ruhuna da Firdevs-i
alâ mekân olsun!
SEHÎ BEY-HEfiT BEH‹fiT
fiair ve ilk tezkire yazar› olan Sehî Bey Edirne’de do¤du. As›l ad› belli de¤ildir. Abdullaho¤
lu denmesine bak›l›rsa devflirme oldu¤u söylenebilir. Ö¤renim hayat›
hakk›nda fazla bir bilgi bulunmamaktad›r. 15. yüzy›l›n büyük flairlerinden Necatî
Bey’in yan›nda yetiflti¤i ve hayat› boyunca da onun çevresinden hiç ayr›lmad›¤› biliniyor.
Necatî Bey, Sultan Bayezit’in o¤lu fiehzade Mahmut’un Manisa valili¤i zaman›
nda, flehzade hocas› ve niflanc› olunca, Sehî Bey de 1504 y›l›nda onunla birlikte
Manisa’ya gitti. Ömrü kâtipliklerde geçen Sehî Bey, fiehzade Mahmut’un yan›
nda bafllad›¤› bu görevine onun ölümü üzerine ‹stanbul’da devam etti. Daha
sonra da flehzadeli¤i s›ras›nda Kanunî’ye divan kâtibi oldu (1504) ve 1520 y›l›na
kadar Manisa ve k›sa süreler Edirne’de olmak üzere yedi y›l onun hizmetinde bulundu.
Kanunî, padiflah olunca Sehî Bey, önce kap›kulu sipahi bölü¤üne atand› ve
1. Ünite - Tezkire Türünün Do¤uflu ve Tarihsel Geliflimi 13
Tard u aks: Bir m›sran›n iki
cüzunü metatez ile baflka bir
m›sra oluflturma ve bu
flekilde bir beyit teflkil etme.
Divan kâtibi: Eskiden
taflrada memur olan vezir
veya amirlerin mektupçuluk
vazifesini gören memur.
bir süre sonra da Edirne’de küçük bir tevliyet hizmetine geçti. Ard›ndan Ergene
ve baflka baz› imaretlerin mütevellili¤ine tayin edildi. Sehî Bey, hayat›n›n son 30
y›l›n› Edirne’de yaln›zl›k içinde mütevellilik maafl›yla geçirdi. Burada iken tezkiresini
yazd›. Eserini bitirdikten sonra Kanunî Sultan Süleyman’a sundu. Ama Anadolu
sahas›n›n ilk tezkire örne¤i olan bu eserle bekledi¤i ilgiyi göremedi. Sehî Bey,
1548 y›l›nda Edirne’de seksen yafl›n› aflm›flken öldü.
Eserleri
Sehî Bey, divan sahibi bir flair olmas›na ra¤men daha çok tezkiresiyle tan›n›r.
Heflt Behiflt (y.1538): Anadolu sahas›nda flairler tezkiresi yazma gelene¤i, Sehî
Bey’in 1538 y›l›nda Edirne’de tamamlad›¤› Tezkire-i Sehî olarak da bilinen Heflt Behiflt
ile bafllar. Eser, bir ön söz, her birine behiflt (cennet) ad› verilen sekiz tabaka
ve bir hatimeden meydana gelmifltir.
Yazar, sekiz tabakaya ay›rd›¤› eserinde, her tabakada ele alaca¤› flairlerin s›n›f
ve s›n›r›n›, tabaka bafl›na koydu¤u küçük bölümle izah etmifl, tabakan›n sonuna
ekledi¤i tetimme ile de yazd›¤› bölümdeki flairlerin özelliklerini bir kez daha k›saca
anlatm›flt›r.
Girifl k›sm›ndan sonra tezkirede, sekiz bölüm içinde Anadolu’da Türk edebiyat›
n›n bafllang›c›ndan eserin yaz›ld›¤› tarihe kadar yetiflen flairlerin s›ralanmas›nda
herhangi bir tertip gözetilmemifltir.
Sehî Bey, Abdurrahman-› Camî’nin Baharistan’›ndan ve Devletflah’›n Tezkiretü’fl-
fluara’s›ndan etkilenmekle birlikte as›l model olarak Ali fiir Nevayî’nin Mecalisü’n-
nefais’ini alm›flt›r. Bunu da eserinin ön sözünde aç›klam›flt›r. Tezkirenin sadece
tertip tarz›na bakmak bile, bu konuda yeterli kanaati uyand›r›r. Sehî Bey’in Tabaka
ad›n› verdi¤i sekiz bölüm ile Ali fiîr Nevayî’nin Meclis ad›n› verdi¤i sekiz bölümün
muhtevas› flöyledir.
14 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
Meclis: Toplan›lacak yer,
toplant› mekân›. Mecalisü’nnefais’te,
ön sözden sonraki
bölümlere verilen ad.
Mecalisü'n-nefais
(Bölümler meclis olarak
adland›r›lm›flt›r.)
Heflt Behiflt
(Bölümler tabaka olarak
adland›r›lm›flt›r.)
1.meclis/
tabaka
Nevayî'den önce yaflam›fl ve o
do¤madan önce ölmüfl flairler.
Devrin padiflah› Kanunî Sultan Süleyman
(Muhibbî).
2.meclis/
tabaka
Nevayî'nin zaman›nda yaflayan, onun
çocuklu¤u ve gençli¤inde görüp
tan›d›¤› ama tezkirenin yaz›ld›¤›
tarihten önce ölen flairler.
Bafllang›çtan Kanunî Sultan Süleyman'a gelinceye
kadar fliir yazm›fl padiflah ve flehzadeler (6 flair).
3.meclis/
tabaka
Nevayî'nin zaman›nda üne kavuflan
ve kendileriyle tan›flt›¤›, dostluk
kurdu¤u flairler.
Vezir, kazasker, defterdar, niflanc›,
beylerbeyi gibi devlet büyükleri
(28 flair).
4.meclis/
tabaka
Bilgin flairler. Bilgin flairler (17 flair).
5.meclis/
tabaka
Horasanl› flair mirzalar ve hükümdar
ailesinden olan flairler.
Sehî Bey'den önce yaflam›fl ve ölmüfl
flairler (34 flair).
6.meclis/
tabaka
Horasan d›fl›nda yaflayan bilim
adamlar› ve tan›nm›fl flairler (31 flair).
Sehî Bey'in gençli¤inde, ün yapm›fl olan,
olgunluk devirlerine yetiflebildi¤i;
birço¤u ile tan›fl›p görüfltü¤ü flairler (61 flair).
7.meclis/
tabaka
Sultan ve flehzadelerden flair olanlar
(22 flair).
Eserin yaz›ld›¤› tarihte hayatta bulunan
ünlü flairler (39 flair).
8.meclis/
tabaka
Devrin padiflah› Sultan Hüseyin
Baykara.
Eserin yaz›ld›¤› s›rada yeni yeni duyulmaya
bafllayan, Sehî'nin kabiliyetli buldu¤u
nev-heves, genç flairler (55 flair).
Tevliyet: Vak›f ifllerine
bakma görevi.
Mütevelli: Bir vakf›n
idaresine bakan kifli.
Heflt Behiflt’te bulunan 241 flair hakk›nda fazla bilgi verilmemifl; hayatlar› k›saca
anlat›ld›ktan sonra, fliirleri ve sanatlar› konusunda birkaç söz söylenmifl ve örnek
olarak fliirlerinden bir ya da birkaç beyit al›nm›flt›r. fiairlerin sanatlar› ve fliir özellikleri
hakk›nda Sehî Bey’in de¤erlendirmeleri ço¤u kez yüzeyde kalm›flt›r. Hemen
bütün flairler için birbirine çok benzer sözler kullan›lm›fl, benzer hükümler verilmifltir.
Bununla birlikte Sehî Bey’in kendisinden önce ve devrinde yaflam›fl her flairi
tezkiresine almad›¤›, flairler aras›nda bir seçim yapt›¤› ve ancak tan›nm›fl olanlara
yer verdi¤i de görülür. 15. ve 16. yüzy›l fliirlerini toplayan fliir ve nazire mecmualar›
ndaki flairlerin bir bölümü Heflt Behiflt’te yoktur.
Sehî Bey’in dili süs ve özentiden uzak, sade ve aç›kt›r. Sehî Bey, sözü uzatmaktan
kaç›nm›fl olmakla birlikte bazan cümleleri yar›m ve eksik b›rakm›flt›r. Bu durumda
cümleyi anlamak için araya baz› sözler ekleyerek cümleyi tamamlamak gerekir.
Müellif, flairlerin flahsiyetini ve sanat de¤erlerini ifade ederken belirli bir kelime
kadrosu içinde kalm›flt›r.
Heflt Behiflt’in en önemli taraf›, Osmanl› Devleti s›n›rlar› içinde yetiflen flairleri
ilk kez bir tezkire halinde toplamas› ve böylece birçok flairi unutulmaktan kurtarmas›
d›r. Tezkire, Osmanl› edebiyat›n›n ilk devirlerindeki flairlerin ço¤u hakk›nda
bilgi veren tek kaynakt›r. Ayr›ca Sehî Bey, Anadolu’daki fluara tezkirecili¤ini bafllatm›
fl, bu bak›mdan kendisinden sonra gelen tezkirecilere örnek olmufltur.
Örnek 2 (Heflt Behiflt’ten)
Mevlâna Kâtib fievkî: ‹smi Yûsuf’dur. Edirneli bir hatunun kul›dur. Küçicekden
ogl› gibi besleyüp okutm›fl tahsîl-i ulûm itmifl kitâbet ilminde ser-âmed cemî’-
i hutût› bî-manend yazar derdmend kimesne idi. ‹ttifâk var ki hatt-› rikâ’› Yâkûtdan
yeg yazard›. Memâlik-i Rûm’da her tarafda hüsn-i hatt› ile müte’âref Arabî vü Pârsî
vü Türkî dilde efl’âr› var. Ehl-i ilm k›sm›ndandur. Gâyet hofl-tab’ nâzük-vücûd
pür-flevk ve ›yfl ü iflret sever lâ’ubâlî ehl-i zevk kimesne idi. Hatt› sebebi ile merhûm
Sultan Bâyezîd ulûfe itmifldi. Nihâyet derecede rind ü bî-pervâ nâ-ümîd olup
kimesnenün mahkûm› olmayay›n diyü vazîfeyi kabûl eylemedi. Felâket ile ömri
âh›ra yetiflüp ‹stanbul Dârü’fl-flifâs›nda fevt olup mezâr› Galata cânibindedür. Ve
ahvâli iflbu beytden ma’lûmdur.
Beyt: Kimdür dir isen iy yüzi gün fievkî-i garîb
Bir gözi yafllu y›ld›z› düflkün felek-zede
Emsâl-âmîz güzel gazelleri ve hayâl-engîz bî-bedel ma’nâlar› çokdur. Ve cümle
matla’lar›ndan bu birkaç matla anun efl’âr›ndandur.
Matla: Zülfi saklar dîdeden hatt-› leb-i cânânesin
fiöyle sak›nur o miskîn cân evidir sanas›n
Bu matla dah› anun gâyet meflhûr olan efl’âr›ndandur.
Matla: Hayâl-i la’l-i cân-bahflunla tenden cân revân ç›kd›
Ben aglayay›n aglarsam evümden iki cân ç›kd›
Ve Tevârîh-i Âl-i Osmân› inflâ idüp mübâlaga ma’ârif sarf itmifl pehlevân münflîdür.
Türkî dilde bu denlü güzel yazm›fl kimesne var idügi ma’lûm degüldür.
1. Ünite - Tezkire Türünün Do¤uflu ve Tarihsel Geliflimi 15
Sadelefltirilmifl Metin
Mevlana Kâtip fievkî: ‹smi Yusuf olup Edirneli bir kad›n›n kuludur. Bu kad›n
fievkî’yi küçüklü¤ünden itibaren koruyup gözeterek ö¤renim görmesini sa¤lam›flt›
r. Kâtiplik mesle¤inin önde geleni ve bütün hattatlar›n içinde eflsiz biriydi. Gerçek
flu ki rik’a yaz›s›n› ünlü hattat Yakut’tan daha güzel yazard›. Osmanl› devletinin
her yan›nda güzel yaz›s› ile öne ç›km›fl, Arapça, Farsça ve Türkçe fliiri ile tan›nm›
fl biriydi. Bilgin flairlerdendir. Son derece yetenekli, hassas, nefleli, yemeyi içmeyi
seven rahat biriydi. Güzel yaz›s› dolay›s› ile merhum Sultan Bayezit kendisine
görev vermifl ama ad› geçen bu ifllere k›ymet vermeyen ba¤›ms›z biri oldu¤u için
kimsenin mahkumu olmak istemem diyerek kabul etmemiflti. Bu yüzden hayat› felaketle
sona erdi ve ‹stanbul’da hastanede hayata gözlerini yumdu. Mezar› Galata
taraflar›ndad›r. Durumu flu beytinden malumdur:
Beyit: Ey günefl gibi güzel ve ayd›nl›k yüzlü sevgili, garip fievkî kimdir diye soracak
olursan gözü yafll›, fele¤in h›flm›na u¤ram›fl birisidir.
Atasözü ve deyimlerle örülü güzel gazelleri, muhayyel, eflsiz manalar› çoktur.
Bu birkaç matla güzel örnekler aras›ndan seçilmifl fliirlerdir:
Matla: Sevgilinin saç›,duda¤›n›n tüyünü gözden saklar; o güzel kokulu saç›n›
öylesine sak›n›r ki korudu¤u can evi san›l›r.
Bu matla da onun gayet güzel olan fliirlerindendir.
Matla: Canlar ba¤›fllayan duda¤›n›n hayaliyle can›m tenden yürüdü, gitti; a¤-
larsam ben a¤layay›m, çünkü can evimden iki can ç›kt›.
Tüm yetene¤ini kullanarak Osmano¤ullar› Tarihi’ni yazm›fl, güçlü bir nesir ustas›
d›r. Türkçe’de bu alanda böyle güzel yazan baflka birinin varl›¤› bilinmez.
Ali fiir Nevayî, Mecalisü’n-nefais adl› tezkiresi ile Herat tezkireleri ve Anadolu sahas› tezkireleri
aras›nda nas›l bir köprü oluflturmufltur?
16 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZN NAMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T
4
1. Ünite - Tezkire Türünün Do¤uflu ve Tarihsel Geliflimi 17
Türk edebiyat› tarihinin kaynaklar› aras›nda flair
tezkirelerinin yerini belirleyebilmek
Tezkireler hem flair biyografilerini hem de flairlerin
eserlerinden örnekleri içeren eserlerdir. Bu
bak›mdan dönemin fliir anlay›fl›n› en somut örnekleriyle
yans›tan metinlerdir. Arap ve Fars biyografi
gelene¤i içinde önemli bir yeri olan tezkirecilik,
hemen hemen ayn› flekil ve içerik özellikleriyle
Türk edebiyat› tarihinde de yerini al›r.
Ancak bu örnek alma, taklit seviyesinde kalmam›
fl Anadolu’da h›zla geliflen dil ve edebiyat›n en
önemli temsilcilerinin unutulmamalar›, gelecek
kuflaklar taraf›ndan da bilinmeleri için art arda
tezkire yaz›lmaya bafllanm›flt›r. Bu eserlerin bir
k›sm› örnek al›nanlardan çok daha baflar›l› olarak
yaz›lm›flt›r. 16. yüzy›ldan 20. yüzy›l bafllar›na
kadar devam ederek, bu genifl zaman dilimi içinde
farkl› fleklî görünümlerle karfl›m›za ç›kan tezkirelerin
çok baflar›l› örnekleri görülmüfltür.
Tezkire türünün do¤uflu ve Türk edebiyat›ndaki
tarihsel geliflimini izleyebilmek
Tezkire, Arapça z k r kökünden türemifl, tef’ile
vezninde bir kelimedir; hat›rlamaya vesile olan
fley anlam›na gelir. Bu haliyle sözcük, dilimizde
çeflitli manalarda kullan›lm›flt›r. Bunlar: Küçük
mektup, pusula; bir ifl için izin verildi¤ini bildiren
veya bir hususu ispata yarayan resmî belge;
askerlik görevinin bitti¤ini bildiren belge; ayn›
flehirdeki resmî daireler aras›ndaki yaz›flma pusulas›,
makamlar aras›nda gidip gelen k›sa yaz›.
Bütün bunlar›n ötesinde tezkire, belli bir meslekte
tan›nm›fl kiflilerin, baflta flairler olmak üzere,
velilerin, hattatlar›n, mimar ve musiki ustalar›
n›n, hatta usta bir çiçek yetifltiricisinin hayat ve
sanat›ndan söz eden edebî türün ad› olmufltur.
fiairlerin topland›¤› bu tür biyografik eserler, tezkire-
i fluara, tezkiretü’fl-fluara ya da sadece tezkire
olarak zikredilir.
Tezkire türünün do¤uflu ve tarihî geliflim sürecini
inceledi¤imiz zaman ‹slam tarihçilerinin Hz.
Peygamberin hayat› ve hadislerine dair yapt›¤›
çal›flmalar›n biyografinin bir bilim dal› olarak ‹slam
dünyas›nda yerleflip yayg›nlaflmas›nda
önemli bir katk› sa¤lad›¤›n› görüyoruz
‹slâm tarihinin ilerleyen dönemlerinde bilgin ve
muhaddislerin siyasi tarih alan›ndaki yerini bir
süre sonra resmî görevliler almaya bafllay›nca,
biyografi alan› serbest tarihçilere kalm›flt›r. Siyasi
tarihin hanedanl›¤a ait y›ll›klara dönüfltürülmesinden
sonra biyografi, bilgin ve muhaddislerin
gözünde daha da önem kazanm›flt›r. Onlar, dünyevi,
siyasi yap› yerine peygamberin varisleri olan
uleman›n hayatlar›n› anlatmay› gerçek tarihçilik
olarak alg›lam›fllard›r. Bu niyetle daha çok bir
grubun ya da bir s›n›f›n mensuplar›n› bir araya
getiren eserler yaz›lmaya bafllanm›flt›r.
12. yüzy›ldan itibaren y›l usulüne dayal› tarihçilik
de geliflmeye ve biyografi bu eserlerin içinde
yer almaya devam etti. Yine bu dönemde biyografileri
yüzy›llara göre tanzim fikri getirilirken
ölüm tarihi esas›na dayal› yeni tertip flekilleri de
uygulamaya konulmufltur.
Ali fiir Nevayî’nin Mecalisü’n-nefais’ini ve Sehi
Bey’in Heflt Behiflt’ini tan›mak ve tezkire türünün
ilk örnekleri hakk›nda de¤erlendirmeler yapabilmek
Mecalisü’n-nefais, hem Fars edebiyat› hem de
Türk edebiyat› için önemli bir eserdir. Farsça fliir
söyleyen flairlerin hayat hikâyelerine bir silsile
içerisinde yer veren Devlet fiah’›n Tezkiretü’fl-fluara’s›
ile Sam Mirza-y› Safevî’nin Tuhfe-i Samî’si
aras›ndaki bofllu¤u tamamlamas› ve Farsça fliir
söyleyen Fars as›ll› flairleri almas›ndan dolay› Fars
edebiyat› için de önemli bir kaynakt›r. Ama Mecâlisü’n-
nefais’in as›l de¤eri Türkçe’de yeni bir
türü, flairler tezkiresi gelene¤ini bafllatm›fl olmas›
d›r. Çünkü bu eser Türkçe’de yaz›lm›fl ilk flairler
biyografisidir. Ayr›ca eserin Ali fiir Nevayî taraf›
ndan estetik bir Ça¤atay Türkçesi ile kaleme
al›nmas›, an›lan flairlerin bir bölümünün Türk
as›ll› olmas› eseri Türk edebiyat›n›n en k›ymetli
örneklerinden biri hâline yükseltir. Bunlar kadar
önemli bir baflka yön ise Mecalisü’n-nefais’in
kendisinden sonra Osmanl› ülkesinde yaz›lan
tezkireler için birinci derecede model olmas›d›r.
Sehî Bey’in Heflt Behiflt’i ise Ali fiir Nevayî’nin Mecalisü’n-
nefais’i örnek al›narak yaz›lm›flt›r. Bunu
da eserinin ön sözünde aç›klam›flt›r. Tezkire’nin
sadece tertip tarz›na bakmak bile, bu konuda yeterli
kanaati uyand›r›r. Sehî Bey’in Tabaka ad›n›
verdi¤i sekiz bölüm ile Ali fiir Nevayî’nin Meclis
ad›n› verdi¤i sekiz bölümün muhtevas› birbiriyle
örtüflür.
Özet
1
NA M A Ç
2
NA M A Ç
3
NA M A Ç
18 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
1. Afla¤›dakilerden hangisi Eski Türk edebiyat› tarihinin
en önemli biyografi kaynaklar›ndand›r?
a. Divanlar
b. fiair tezkireleri
c. Mesneviler
d. Seyahatnameler
e. Nazire mecmualar›
2. Afla¤›dakilerden hangisi Tezkire kelimesinin sözlük
anlamlar›ndan biri de¤ildir?
a. Küçük mektup
b. Pusula
c. Harita
d. Resmî izin belgesi
e. fiairleri anlatan kitap
3. fiair tezkirelerinin kayna¤› Arap edebiyat›ndaki hangi
tür kitaplara dayand›r›l›r?
a. Hadis kitaplar›
b. Tabakat kitaplar›
c. Kuran-› Kerim
d. fiiir kitaplar›
e. K›sas-› Enbiya kitaplar›
4. Anadolu sahas›nda yaz›lan ilk flair tezkiresinin kaleme
al›nd›¤› yüzy›l ve tezkire yazar› afla¤›dakilerden hangisidir?
a. 16.yüzy›l-Sehî Bey
b. 16.yüzy›l-Âfl›k Çelebi
c. 16.yüzy›l-Latifî
d. 16.yüzy›l-Ahdî
e. 15.yüzy›l-Ali fiir Nevayî
5. Anadolu sahas›nda flair biyografilerini adland›rmada
tezkire kelimesini ilk kullanan yazar afla¤›dakilerden
hangisidir?
a. Ahdî
b. Esrar Dede
c. Latifî
d. Sâlim
e. Nail Tuman
6. Herat Tezkireleri olarak adland›r›lan eserler afla¤›dakilerden
hangisinde tam olarak verilmifltir?
a. Baharistan-Devletflah Tezkiresi-Heflt Behiflt
b. Baharistan-Devletflah Tezkiresi-Mecalisü’n-nefais
c. Devletflah tezkiresi- Mecalisü’n-nefais- Heflt Behiflt
d. Devletflah tezkiresi- Mecalisü’n-nefais-Gülflen-i
fiuara
e. Devletflah tezkiresi-Heflt Behiflt-Meflairü’fl-flu’ara
7. Türk edebiyat›nda yaz›lan ilk tezkire ve yazar› afla-
¤›dakilerden hangisidir?
a. Meflairü’fl-fluara-Âfl›k Çelebi
b. Tezkire-i fiuara-Devletflah
c. Mecalisü’n-nefais-Ali fiir Nevayî
d. Mecmau’l-havas-Sad›kî
e. Baharistan-Camî
“Türk edebiyat›nda flair tezkireleri gelene¤ini bafllatmas›,
Fars ve Türk flairlere yer vermesiyle hem Türk hem
Fars edebiyat› için çok önemli bir eserdir”.
8. Yukar›daki ifadede afla¤›daki eserlerden hangisi tan›
mlanm›flt›r?
a. Muhakemetü’l-lugateyn
b. Mizanu’l-evzan
c. Sedd-i ‹skenderî
d. Mecalisü’n-nefais
e. Heflt Behiflt
9. Afla¤›dakilerden hangisi Mecalisü’n-nefais için söylenemez?
a. Türkçe yaz›lm›fl ilk tezkiredir.
b. Türk flairlerin yan› s›ra Fars flairlerine de yer verilmifltir.
c. Sekiz meclis halinde düzenlenmifltir.
d. fiair biyografileri alfabetik s›raya göre verilmifltir.
e. Anadolu tezkirecili¤ine model olmufltur.
10. Sehî Bey, Heflt Behiflt adl› tezkiresini yazarken afla¤›-
daki eserlerden hangisini birebir model olarak alm›flt›r?
a. Baharistan
b. Devletflah Tezkiresi
c. Latifî Tezkiresi
d. Gülflen-i fiuara
e. Mecalisü’n-nefais
Kendimizi S›nayal›m
1. Ünite - Tezkire Türünün Do¤uflu ve Tarihsel Geliflimi 19
1. b Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Eski Türk Edebiyat›n›n
Kaynaklar›” bafll›kl› k›sm› yeniden okuyunuz.
2. c Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Tezkire ve Tezkirecilik
Nedir ?” bafll›kl› k›sm› yeniden okuyunuz.
3. b Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Tezkire Türünün Tarihsel
Geliflimi” bölümünü yeniden okuyunuz.
4. a Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Tezkire Türünün Tarihsel
Geliflimi” bölümünü yeniden okuyunuz
5. c Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Tezkire Türünün Tarihsel
Geliflimi” bölümünü yeniden okuyunuz.
6. c Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Tezkire Türünün Tarihsel
Geliflimi” bölümünü yeniden okuyunuz.
7. c Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Ali fiir Nevayî-Mecâlisü’n-
nefais” bölümünü yeniden okuyunuz.
8. d Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Ali fiir Nevayî-Mecâlisü’n-
nefais” bölümünü yeniden okuyunuz.
9. d Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Ali fiir Nevayî-Mecâlisü’n-
nefais” bölümünü yeniden okuyunuz.
10. e Yan›t›n›z do¤ru de¤ilse “Ali fiir Nevayî-Mecâlisü’n-
nefais” bölümünü yeniden okuyunuz.
S›ra Sizde Yan›t Anahtar›
S›ra Sizde 1
Tezkire, Arapça bir kelime olup hat›rlamaya vesile olan
fley anlam›na gelir. Bu sözcük, dilimizde küçük mektup,
pusula; bir ifl için izin verildi¤ini bildiren veya bir
hususu ispata yarayan resmî belge; askerlik görevinin
bitti¤ini bildiren belge; ayn› flehirdeki resmî daireler
aras›ndaki yaz›flma pusulas›, makamlar aras›nda gidip
gelen k›sa yaz› vs. anlamlarda da kullan›lm›flt›r. Bütün
bunlar›n ötesinde tezkire, belli bir meslekte tan›nm›fl
kiflilerin, baflta flairler olmak üzere, velilerin, hattatlar›n,
mimar ve musikî ustalar›n›n, hatta usta bir çiçek yetifltiricisinin
hayat ve sanat›ndan söz eden edebî türün ad›
olmufltur. fiairlerin topland›¤› bu tür biyografik eserler,
tezkire-i fluara, tezkiretü’fl-fluara ya da sadece tezkire
olarak zikredilir.
S›ra Sizde 2
Divan edebiyat›nda biyografi söz konusu edildi¤inde,
öncelikle bu amaca yönelik olarak haz›rlanm›fl flair tezkireleri
akla gelir. Ancak Hoca Sadeddin’in Tacü’t-tevarih’i,
Âlî’nin Künhü’l-ahbar’›, Kâtip Çelebi’nin Fezleke’si
gibi umumî tarihler, fiakaik, te’lif, tercüme ve zeylleri
baflta olmak üzere mecmualar, divanlar, vefeyatlar
gibi hemen her türden eserde farkl› nitelikte bilgiler
bulmak mümkündür. Ancak özellikle biyografi amac›yla
oluflturulmam›fl olan son gruptaki eserlerde bu türden
bilgiler rastgele düflürülmüfl kay›tlar halinde yer
al›r. Bu tesadüfi bilgilerin kayna¤›n›, dolay›s›yla da do¤-
rulu¤unu tespit etmek her zaman mümkün de¤ildir.
S›ra Sizde 3
Sultan Baykara etraf›nda toplanan sanatkârlar, adeta bir
ekol meydana getirirler. Herat’ta teflekkül eden bu atmosfer
çok geçmeden ortak ‹slam kültürünün yaflama
üslubuna hakim oldu¤u di¤er ülkeleri de etkisine al›r.
Bu kültürel birikim Osmanl› sultanlar›n›n da dikkatini
çeker. Türk tezkirecilik gelene¤i de Herat’ta bafllar.
Türkçe yaz›lm›fl ilk flairler tezkiresi Ali fiir Nevayî
(ö.1501)’nin Mecalisü’n-nefais (y.1491) adl› eseridir.
Nevayî’den önce ‹ran edebiyat›n›n büyük ustas› Camî
(ö.1492) Baharistan (y.1487)’›n›, Emir Devletflah
(ö.1495) da Tezkiretü’fl-fluara (y.1487)’s›n› yine ayn›
muhitte yazm›fllard›. Herat’ta yaz›lan ve Osmanl› tezkire
gelene¤ine modellik eden bu üç tezkireyi Herat tezkireleri
kavram›yla adland›r›yoruz.
Anadolu sahas›nda tezkire türünün ilk örne¤ini, Heflt Behiflt
(y.1538) adl› eseriyle veren Sehî Bey (ö.1548), Herat
tezkirelerini örnek ald›¤›n› aç›kça belirtir. Eserinin mukaddimesinde
Abdurrahman Camî’nin Baharistan ad›yla
Farsça bir tezkire yazd›¤›n› ifade eder. Zaten Sehî Bey,
tezkiresinin di¤er bölümlerinde de Ali fiir Nevayî’nin tertip
tarz›n› esas alm›flt›r. Anadolu sahas›nda Sehî Bey’den
sonra Latifî (ö.1582) Tezkiretü’fl-fluara ve Tabs›ratü’n-nuzama
(y.1546) adl› eserini kaleme al›r. Latifî, bir bak›ma
divan fliirinin poetikas› say›labilecek ön sözünde kendisinden
bir tezkire yazmas›n› ›srarla isteyen dostunun elinde
bir kitap oldu¤unu ve kitaptan baz› bölümleri Latifî’ye
okudu¤unu bu kitab›n Baharistan oldu¤unu belirten Latifî,
Nevayî’nin de “kendü lisan› üzre” Mecalisü’n-nefais
adl› bir güzel kitap tertip etti¤ini kaydeder. 16. yüzy›l›n
önemli tezkirelerinden biri de Âfl›k Çelebî (ö.1572)’nin
Mefla’irü’fl-fluara (y.1568) adl› hacimli eseridir. Çelebi,
eserinin uzun mukaddimesinde Fars flairleri hakk›nda
Devletflah ve Molla Câmî’nin tezkire yazd›klar›n›, Nevayî’nin
Mecalisü’n-nefais ad›nda bir tezkire tertip etti¤ini
söyleyerek Herat tezkireleri hakk›nda bilgi sahibi oldu¤unu
ifade eder. Anadolu sahas›nda kaleme al›nan bu ilk
örneklerde Herat tezkireleri örnek al›nd›¤› için biyografilerinin
uzun seçilen örneklerin az oldu¤u görülür. 17.
yüzy›ldan itibaren biyografilerin k›sa, seçilen örneklerin
fazla oldu¤u antoloji tipi tezkirelerle karfl›lafl›r›z.
Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar›
20 Eski Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›ndan fiair Tezkireleri
Ali fiir Nevayî (1995). Ali fiir Nevayî, Mecalisü’n-nefais.
(Haz.: Hüseyin Ayan-Kemal Yavuz-Efrasiyap Gemalmaz-
Recep Toparl›-Gönül Ayan-Yavuz Akp›nar),
Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yay›nlar›.
Ali fiir Nevayî (2001). Mecalisü’n-nefais. (Yay›nlayan:
Kemal Eraslan), Ankara: Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar›.
Can›m, R›dvan (2000). Latîfî, Tezkiretü’fl-fluara ve
Tabs›ratu’n-nuzema. Ankara: AKM Yay›nlar›.
Devletflah, (1977). Devletflah Tezkiresi. (Çev: Necati
Lugal), ‹stanbul: Tercüman Yay›nlar›.
‹pekten, Haluk (1991). Türk Edebiyat›n›n Kaynaklar›
ndan Türkçe fiuara Tezkireleri. Erzurum:
Atatürk Üniversitesi Yay›nlar›.
‹pekten, Haluk-‹sen, Mustafa-Toparl›, Recep-Okçu, Naci-
Karabey, Turgut, (1988). Tezkirelere Göre Divan
Edebiyat› ‹simler Sözlü¤ü. Ankara: Kültür
Bakanl›¤› Yay›nlar›.
‹sen, Mustafa, (1990). Latîfî Tezkiresi. Ankara: Kültür
Bakanl›¤› Yay›nlar›.
‹sen, Mustafa, (1998). Sehî Bey Tezkiresi Heflt Behiflt.
Ankara: Kültür Bakanl›¤› Yay›nlar›.
‹sen, Mustafa, (2010). Tezkireden Biyografiye. ‹stanbul:
Kap› Yay›nlar›.
‹sen, Mustafa-K›l›ç, Filiz-Aksoyak, ‹. Hakk›-Eyduran,
Aysun-Durmufl, Mustafa (2011). fiair Tezkireleri.
Ankara: Grafiker Yay›nlar›.
K›l›ç, Filiz, (2011). Klasik Türk Edebiyat›n›n Peflinden.
Ankara: Grafiker Yay›nlar›.
Abdülkadiro¤lu, Abdülkerim (1999). ‹smail Beli¤, Nuhbetü’l-
asar Li Zeyli Zübdeti’l-efl’ar. Ankara: Kültür
Bakanl›¤› Yay›nlar›.
Ali fiir Nevayî (1941). Muhakemetü’l-lügateyn. (fiimdiki
Dile Çeviren ‹shak Refet Ifl›tman), Ankara.
Browne, E.G. (1928). Literary History of Persia. Cambridge,
1928, V. 3, s.483.
Çavuflo¤lu, Mehmet (1976). “Kanunî Devrinin Sonuna
Kadar Anadolu’da Nevayî Tesiri Üzerine Notlar”, Ats›
z Ama¤an›. ‹stanbul, s.75-90.
Davlatshah (1901). The Tadhk›ratu’s-shuara. By Edward
G. Browne, Leiden.
Kartal, Ahmet (2000). “Ali fiir Nevayî’nin Mecalisü’n-nefais
‹simli Tezkiresi ve 16. As›rda Yap›lan Farsça ‹ki
Tercümesi”, Bilig. 13, s.21-65.
Kut, Günay (1989). “Ali fiir Nevayî”, D‹A. Cilt 2, ‹stanbul,
s. 449-53.
Kut, Günay, (1978). Heflt Behiflt, ‹nceleme-Tenkitli
Metin-Dizin. Harvard.
Levend, Agâh S›rr› (1965). Ali fiir Nevayî, 1. Cilt Hayat›
Sanat› ve Kiflili¤i. Ankara.
Levend, Agâh S›rr› (1988). Türk Edebiyat› Tarihi. Ankara.
Togan, A. Zeki Velidi (1964). “Ali fiir”, ‹slâm Ansiklopedisi.
‹stanbul, s. 349-57.
Tolasa, Harun (1983). Sehî, Latîfî, Âfl›k Çelebi Tezkirelerine
Göre 16. yy’da Edebiyat Araflt›rma ve
Elefltirisi 1. ‹zmir: Ege Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Yay›nlar›.
Yekbafl, Hakan, (2010). Sehî Bey Divan›. ‹stanbul