28 Eylül 2009 Pazartesi

dil ve anlatım 1

ÜNLEMLER.. 1

1. ASIL ÜNLEMLER.. 1

Seslenme Ünlemleri 1

Duygu Ünlemleri 1

2. ÜNLEM DEĞERİ KAZANMIŞ KELİME ve SÖZLER.. 1




ÜNLEMLER



Aniden ortay çıkan duyguların etkisiyle ağızdan bir çırpıda çıkan, bu duyguları daha etkili anlatmaya yarayan kelimelerdir veya sözlerdir.



Bu kelimelerin yanında dilek, emir, tehdit gibi anlamlar taşıyan kelimeler, cümleler ve yansımalar da ünlem değeri kazanabilir.



Bu bakımdan ünlemler ikiye ayrılabilir:


1. ASIL ÜNLEMLER



Asıl görevi ünlem olan kelimelerdir. Başka görevlerde kullanılamazlar. Seslenme veya duygu anlatırlar.


Seslenme Ünlemleri



Ey Türk Gençliği! Hey! Biraz bakar mısın?

Bre melûn! Ne yaptın? Hişt! Buraya gel!

Şşt! Sus bakayım!



Bunların yanında adlar ve özel adlar da seslenme ünlemi olarak kullanılabilir.



Anne! Hemşehrilerim! Tanrım! Mehmet!


Duygu Ünlemleri



Ee, yeter artık! Aa! Bu da ne? Ah, ne yaptım!

Eh! Fena değil. Ay, elim! itme ha!

Hah, şimdi oldu! Hay Allah! Vah zavallı!

Vay sersem! Aman dikkat! Eyvah! Geç kaldım!

İmdat! Boğuluyorum!


2. ÜNLEM DEĞERİ KAZANMIŞ KELİME ve SÖZLER



Anlamlı kelimelerin bazılarına vurgu ve tonlama yoluyla ünlem değeri kazandırılabilir. Bunlar da duygu ya da seslenme anlatır.



Komşular! Babacığım! Simitçi! Çok ilginç!

Ne kadar güzel! Çabuk eve git! Ne olur yardım et! Çık dışarı!



Yansıma kelimelerin hemen hemen tümü ünlem olarak kullanılabilir.



Şır! Çat! Güm! Hav! Miyav! Tıs!






Zamirler.. 1

Zamirlerin Özellikleri 1

Zamir Çeşitleri 2

1. Şahıs Zamirleri 2

2. Dönüşlülük zamiri 3

3. İşaret zamirleri 4

4. Belgisiz zamirler 5

5. Soru zamirleri 7

Tanımı 7

Özellikleri ve Örnekler 7

6. İlgi zamiri 8

7. İyelik zamiri 9

YAPI BAKIMINDAN ZAMİRLER.. 9

1. Basit Zamirler 9

2. Birleşik Zamirler 9

3. Öbekleşmiş Zamirler 9

4. Ek Hâlindeki Zamirler 10







Zamirler



İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı eklere zamir denir.



Ahmet’ten öğrendim → ondan öğrendim

Kitabı gördün mü? → bunu gördün mü?

Öğrenciler dışarı çıktı→ hepsi/herkes dışarı çıktı.


Zamirlerin Özellikleri



1. İsim soyludur.

2. Bir ya da birden fazla ismin yerini tutarlar. Onları öğrenmek için de kullanılırlar.

3. Anlamdan çok görev yönü ağır basar.

4. İsimlerin yerini geçici olarak tutarlar.

5. İsim çekim eklerini (hâl, iyelik, çoğul ekleri) –genellikle– alabilirler.

6. Tekil ve çoğul şekilleri vardır.

7. Dolayısıyla cümlede isim gibi kullanılabilirler.

8. Cümlede tek başlarına görev üstlenebilirler.

9. Birçok sıfat, zamir olarak da kullanılabilir.




Zamir Çeşitleri



Zamirler, isimlerin yerini tutma şekillerine ve yerini tuttukları isimlere göre çeşitlere ayrılırlar:



1. Şahıs zamirleri

2. Dönüşlülük zamiri

3. İşaret zamirleri

4. Belgisiz zamirler

5. Soru zamirleri

6. İlgi zamiri

7. İyelik zamiri


1. Şahıs Zamirleri



Şahıs isimlerinin yerine kullanılan zamirlerdir: “ben[1], sen, o, biz, siz, onlar[2], bizler, sizler.”



]Tamlayan eki (ilgi hâl eki)ni alabilirler; iyelik eklerini almazlar.

Bu durumda şahıs zamirleri tamlamalarda ancak tamlayan olarak kullanılabilirler.

Bu tamlamalarda sonradan tamlayan düşebilir. Çünkü tamlanandaki iyelik ekleri zaten şahıs anlamı taşımaktadır:



Benim kalemim, senin defterin, onun çantası, bizim okulumuz, sizin sınıfınız, onların bahçeleri, bizlerin kaygısı, sizlerin iyiliği...



kalemim, defterini al, çantası, okulumuz, sınıfınız, bahçelerine bak...



­Bu tür tamlamalarda tamlayan vurgulanmak istenirse düşürülmez:



Çocuklar yalnız sizin sözünüze inanırlar. (Başkasının değil, senin. Burada “sizin” kelimesi atılırsa cümle başka türlü anlaşılır.)

Biz bugün senin misafiriniz. (Başkasının değil, senin.)



­Tamlayan atıldığında yanlış anlaşılma olacaksa atılmaz:



Çocuklar yalnız sizin sözünüze inanırlar. (Burada “sizin” kelimesi atılırsa cümle başka türlü anlaşılır.)

Onun eşyalarını bize getir. → Eşyalarını bize getir

Senin doğum tarihini bilen yok mu? →Doğum tarihini bilen yok mu

Onun yarışmada birinci olduğuna sevindim.



]“ben” ve “sen” zamirleri yönelme hâl eki aldıklarında ses değişikliği meydana gelir:



Ben → bana

Sen → sana



] “sen” yerine saygı ve incelik olsun diye “siz” de kullanılır. Tabi bu durumda yüklem de çoğul olmalıdır.



Siz bu olayı görmediniz mi?



]Böbürlenmek amacıyla “ben” yerine “biz” kullanılabilir:



Böylelerinin hakkından gelmesini biliriz biz.




2. Dönüşlülük zamiri



Şahısları pekiştirerek bildiren ve fiildeki işin, özne tarafından bizzat yapıldığını ya da yapana dönüşünü bildiren zamirdir. Şahıs zamiri olarak da bilinir:



Dönüşlülük zamiri “kendi”dir.



]Bu zamir diğer zamirlerden farklı olarak bütün iyelik eklerini alabilir. İyelik eklerini üzerine hâl ekleri getirilebilir.



Kendi-m-de

Kendi-n-den

Kendi-si-n-i

Kendi-miz-in

Kendi-niz-le

Kendi-leri-n-ce



] İyelik eki almadan tamlayan olabilir. Bu durumda belirtili isim tamlaması sayılır:



Kendi elim

Kendi arkadaşın

Kendi babası

Kendi evimiz

Kendi okulunuz

Kendi fikirleri



]Özneyle (isim veya zamir) birlikte, pekiştirme görevinde (bizzat anlamında) kullanılır:



“Saide Hanım, bir kitap okuyordu. Başını kaldırdı, kocasını süzdükten sonra:

-Siz kendiniz de inanmıyorsunuz ya! dedi.

-Ama, inanılır şeyler mi? (Memduh Şevket Esendal; Saide)



Ben kendim de yaparım.

Vali Bey, kendisi emir vermiş.

O kendisi okusun.

Evi siz, kendiniz görmelisiniz.



]Fiilin özneye dönüşünü bildirir:



Çocuk kendisi yıkanmış.



]Tamlama hâlinde ve tek başına yapılan bir işi anlatmak için kullanılabilir:



“Yüzlerce defa kendi kendime sorduğum bu suale içimizdeki yanık, hicranlı sesten ayni cevabı alıyordum...”

“Tabiatın pek nafile yere bana verdiği bu gençlik hazinesinin kendi kendine tükenip gittiğine sızladım...”




3. İşaret zamirleri



İsimlerin yerini işaret yoluyla tutan zamirlerdir.



]İyelik eki almazlar; diğer isim hâl eklerini alabilirler. Dolayısıyla isim tamlamalarında ancak tamlayan olabilirler.



bundaki, burada, onlarla, şundan, ötekiler...

bunun rengi, buranın havası, onların evi, ötekinin bahçesi...



Başlıca işaret zamirleri şunlardır:



“bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, öteki, beriki, bura, şura, ora, burası, şurası, orası, böylesi, şöylesi, öylesi...”



Bunu kim yaptı?

Şunda ne var?

Benim kitabım o değil.

Bunlar size ait.

Şunlar da sizin olsun.

Onlar kime kaldı?

Ötekini bana ver.

Beriki sende kalsın.

Bura bana pek yabancı gelmedi.

Şura nasıl?

Ora daha iyi.

Burası da fena değil.

Şurası yakın sayılır.

Orası çok uzak.

Böylesi, insanı rahatsız eder.

Şöylesi de doğru olmaz ki.

Öylelerinden her zaman kaçarım.



!

“bu, şu, o, öteki, beriki, böylesi, şöylesi, öylesi” kelimeleri çeşitli görevlerde kullanılır:



bu: işaret zamiri → Bunu biliyor musun?

işaret sıfatı → Bu bilgiyi nereden aldın?

şu: işaret zamiri → Şunu görmüştüm.

işaret sıfatı → Şu eşyaları taşıyalım.

o: şahıs zamiri → O bu akşam geç gelecek.

işaret zamiri → O benim elmam.

işaret sıfatı → O elma benim.



Aşağıdaki kelimeler de hem işaret zamiri hem de sıfat olarak kullanılabilir.



Öteki Ötekini bana ver.

Öteki kitabı ver.

Beriki Beriki sende kalsın.

Beriki kaset sende kalsın

Böylesi Böylesi, insanı rahatsız eder.

Böylesi davranışlar.

Şöylesi Şöylesi de doğru olmaz ki.

Şöylesi bir tarzla yapmak.

Öylesi Öylesinden her zaman kaçarım.

Öylesi insanlardan.



Bu kelimelerin sıfat mı zamir mi olduklarını anlamak için şu soruları sorarız:



─İsmin yerini mi tutuyorlar, yoksa ismi niteliyor ya da belirtiyorlar mı?

─Zamirler ismin yerini tutar; sıfatlar isimle birlikte kullanılır.



─Tekilleri ve çoğulları var mı?

─Sıfatların çoğulları yoktur; zamirlerinse vardır.



─Hâl eklerini alıyorlar mı?

─Sıfatlar hâl ekleri almaz, zamirler alır.




4. Belgisiz zamirler



Birden fazla simin yerini tutan ya da hangi ismin yerini tuttuğu açıkça belli olmayan zamirlerdir. Bunların çoğu, belgisiz sıfatlara çekim eki (3. şahıs iyelik ekleri) getirilerek yapılır. Sıfatla ilgisi olmayanlar da vardır.



“biri, birisi, hepsi, kimi, kimisi, hepsi, tamamı, herkes, kimse, hiç kimse, çoğu, bazısı, birkaçı, birazı, birçoğu, başkası, her biri, öteberi, şey...”



Belgisiz sıfattan yapılanlar: “birkaç-ı, bazı-ları, bir-i, pek çoğ-u, pek az-ı, bazı-sı, tüm-ü, bütün-ü, bir kısm-ı, her bir-i, başka-sı, hiçbir-i...”



“filân” kelimesi de olduğu gibi hem sıfat hem zamir olarak kullanılır.



Hepsini tekrar çağırdılar.

Kimi de gelmeyi hiç düşünmedi.

Buraya hepsinin gelmesi gerekiyordu.

Tamamından sen sorumlusun.

Herkes böyle düşünmez.

Kimse senin gibi olamaz zaten.

Çarşıdan ne kadar öteberi aldın?

Birkaçı dün de gelmişti.

Bazıları bu sabah gelmeyi düşündüler.

Biri yer biri bakar; kıyamet ondan kopar.

İnsanların pek çoğu bu konuda bilinçsizdir.

Çalışanların pek azı hak ettiğini alır.

Bazısı da hep mağdurdur.

Elindekilerin tümünü yere bırak.

Bütününü görmeden bir şey diyemem.

Bir kısmını görmekle karar verilmez.

Her biri ayrı özellikler taşır.

Başkasının yerine konuşamam.

Hiçbiri bunu uygun görmez.

Falanın filânın ne dediği önemli değil.

Kendisine bir şey söyleyecektim.



]Bazı ikilemelerde ikinci ve anlamsız olan kelime zamirdir.



Para mara istemem.

Kalem malem alacağım.



]Belgisiz zamirlerin de sıfatlardan ayırt edilme yolu bütün zamirlerde (özellikle işaret zamirlerinde) olduğu gibidir. Zaten belgisiz zamirler ek almış oldukları hâlde sıfat olarak kullanılamazlar.



]Belgisiz zamirler isim tamlamasında hem tamlayan hem de tamlanan olabilir:



Öğrencilerin pek çoğu

Pek çoğunun velisi

Adamın kimsesi yoktu

Kimsenin işine karışmam.




5. Soru zamirleri[3]


Tanımı



Soru yoluyla isimlerin yerini tutan zamirlerdir. Cümledeki soru anlamı soru zamirleriyle de sağlanır.



“ne, kim, hangisi, nere, kaçı”



Yanında ne getirdin?

Bunları sana kim anlattı.


Özellikleri ve Örnekler



]Soru zamirleri cümleye soru anlamı katar, ama bazı durumlarda soru cümlesi yapmaz.



Kimin geldiğini bilemem.

Hangisini istediğini anlamadım.



]“hangi ve kaç” sıfatları iyelik eki alarak zamir olular.



Hangisi sizinle geldi?

Soruların kaçı cevaplandı?



]Soru zamirleri hâl eklerini alabilir.



Buraya nereden geldiniz?

Nereden gelip nereye gidiyoruz?

Burada kimi bekliyorsun?

Bu masa neden[4] yapılmış? (─tahtadan)



]Soru zamirleri isim tamlamasında tamlayan da tamlanan da olabilir.



Kimin yanında bozuk para var?

Bu da neyin nesi?

Bizim neyimiz eksik?




6. İlgi zamiri



Belirtili isim tamlamasında tamlananın yerine kullanılır.

Tamlayan eklerinin üzerine gelir.

Ek hâlindeki tek zamirdir. “-ki”

Eklendiği kelimeye bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini tutar.

Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece –ki şekli vardır:



benim kalemim→benimki

onun eli→onunki

Orhan’ın puanına nazaran Hakan’ınki daha yüksek.

Cemal’in defteri seninkinden daha düzenli.



!

Türkçede üç tane “ki” vardır:



a. “ki” Bağlacı



Sadece “ki” biçimi vardır.

Kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır.

Türkçe değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle yapısına aykırı olarak kullanılır.

“ki” ile başlayan bir ara cümle asıl cümlenin içinde kısa çizgiler arasında verilebilir:



Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-

Yağmur yağmadı ki mantarlar ortaya çıksın.

Bir şey biliyor ki konuşuyor.



b. “-ki” İlgi Zamiri



Eklendiği kelimeye bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini tutar.

Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece –ki şekli vardır:



senin kalemin→seninki, Ali’nin eli→Ali’ninki, onun düşüncesi→onunki...



c. “-ki” Yapım Eki



İsimlere eklenerek yer ve zaman bildiren sıfatlar türeten ektir.

Zaman bildiren kelimelerin sonuna doğrudan eklenirken, yer bildiren sıfatlar türetirken “-dE” hâl ekiyle birlikte kullanılır.

Sadece –ki ve az da olsa –kü şekilleri vardır:



bu yılki sınav, yarınki maç, dünkü film, bugünkü aklım...

masadaki kitaplar, duvardaki saat, evdeki hesap...




7. İyelik zamiri



İyelik ekinin ta kendisidir. Her dil bilgisi kitabı bunu zamir olarak almaz. İsim tamlamasında tamlayan kullanılmadığı takdirde tamlanandaki bu eklere iyelik zamirleri denir.



kitab-ım, kitab-ın, kitab-ı, kitab-ımız, kitab-ınız, kitap-ları

masa-m, masa-n, masa-s-ı, masa-mız, masa-nız masa-ları

su-y-um, su-y-un, su-y-u, su-y-umuz, su-y-unuz, su-ları

ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i/ne-s-i, ne-y-imiz, ne-y-iniz, ne-leri




YAPI BAKIMINDAN ZAMİRLER



Yapı bakımından zamirler dörde ayrılır:


1. Basit Zamirler



Kök hâlindeki zamirlerdir:

Ben, sen, o, biz, siz, onlar, bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, hepsi, çoğu, birisi, hangisi, kaçı, bazısı...


2. Birleşik Zamirler



Birden fazla kelimeden oluşan zamirlerdir.

Hiçbiri, birtakımı, öbürü...


3. Öbekleşmiş Zamirler



Birden fazla kelimenin değişik yollarla öbekleşerek oluşturdukları zamirlerdir.

Öteki beriki, falan filân, şundan bundan, herhangi biri, ne kadarı...


4. Ek Hâlindeki Zamirler



İlgi ve iyelik zamirleri ek hâlindedir.

Benimki, kalemimiz



[1] “Ben, biz, sen, siz” zamirleri herhangi bir ismin yerini tutmaz. Çünkü bunları kaldırıp yerlerine isim koyamazsınız.

[2] “o ve onlar” şahıs zamirlerinin işaret zamirlerinden ve işaret sıfatlarından farkına aşağıda değinilecektir.

[3] Soru zamirlerini, isimlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir, diye tanımlarlar; ama soru zamirleri aslında ismi bulmak için kullanılan soru kelimeleridir.

[4] “niçin” ile karıştırılmasın.




Zarflar.. 1

Tanımı 1

Özellikleri 1

Örnekler 2

A. Görev ve Anlam Bakımından Zarflar.. 2

1. Durum Zarfları 2

Tanımı 2

Özellikleri ve Örnekler 2

a. Niteleme Zarfları 2

b. Kesinlik Zarfları 3

c. Yineleme Zarfları 3

d. Olasılık Zarfları 3

e. Yaklaşıklık Zarfları 3

f. Üleştirme Zarfları 4

g. Sınırlama Zarfları 4

2. Zaman Zarfları 4

Tanımı 4

Özellikleri ve Örnekler 4

3. Yön Zarfları 5

Tanımı 5

Özellikleri 5

Örnekler 6

4. Miktar Zarfları 6

Tanımı 6

Özellikleri ve Örnekler 6

5. Soru Zarfları 7

Tanımı 7

Özellikleri ve Örnekler 7

6. Gösterme Zarfı 8

B. Zarflarda Pekiştirme. 8

c. Yapı Bakımından Zarflar.. 8

1. Basit Zarflar.. 8

2. Türemiş Zarflar.. 8

3. Birleşik Zarflar.. 9

4. Öbekleşmiş Zarflar.. 9




Zarflar


Tanımı



Fiillerin, fiilimsilerin, sıfatların ya da kendi türünden olan kelimelerin anlamlarını türlü yönlerden (yer-yön, zaman, durum, miktar, soru) etkileyen; onları belirten, dereceleyen sözcüklere zarf denir.


Özellikleri



]Tek başlarına iken sıfatlar gibi isimden başka bir şey değildir. Zarf oldukları ancak cümlede belli olur.



]Cümlede genellikle zarf tümleci olarak kullanılır.



]Çekimsiz kelimelerdir. İsim çekim eki (hâl, iyelik, çoğul ekleri vb.) almazlar. Ama isim olarak kullanılabilenler bu görevde iken bu ekleri alabilirler.



]Zarfların birçoğu sıfat ya da isim olarak da kullanılabildiği için sıfatların ve zarfların tanımı ve özellikleri iyi bilinerek bu fark ortaya konmalıdır. Sıfat isimden önce gelerek onu niteler veya belirtir. Ama zarf isimden önce gelmez.


Örnekler



Bugün çok yürüdüm. (fiilden önce)

Buraya yarın gelecekler. (fiilden önce)

İki eski dost akşama kadar sohbet etti. (fiilden önce)

Yarın da bayağı çok yürüyeceğiz. (zarftan önce, fiilden önce)

En güzel sen konuştun. (zarftan önce, fiilden önce)

En doğru kararı vermeliyiz. (sıfattan önce)

Çok hararetli tartışmalar oldu. (sıfattan önce)

Dün hava daha soğuktu. (adlaşmış sıfattan önce)

Mevsimlerin en güzeli ilkbahardır. (adlaşmış sıfattan önce)

Dargın durarak bir şey kazanamazsın. (fiilimsiden önce)




A. Görev ve Anlam Bakımından Zarflar




1. Durum Zarfları


Tanımı



Hâl ve tavır ifade eden zarflardır.


Özellikleri ve Örnekler



Eylemin nasıl yapıldığını ve ne durumda olduğunu; kimi zaman da zarfların durumunu gösterir. Bu zarflar da kendi içinde sınıflandırılabilir:


a. Niteleme Zarfları



Fiile “nasıl” sorusu sorularak bu zarflar bulunabilir.



]Niteleme sıfatlarının çoğu niteleme zarfı olarak kullanılabilir.



Eğri oturalım, doğru konuşalım.

Düşüncelerini ne güzel dile getirebiliyorsun!

Çocukça hareket ediyorsun.

Böyle gelmiş, böyle gider.

Söyleyeceksen böyle söyle.



]-CE eşitlik eki ve -lE vasıta hâl eki almış kelimeler durum zarfı olarak kullanılabilir:



“ kardeşçe, gizlice, sessizce, hafifçe, yavaşça, hızlıca...”

“hızla, kahkahayla...”



Küçük kız güzelce süslendi. (niteleme)

Babasını sevinçle karşıladı. (niteleme)



]Bağ-fiiller (zarf-fiil), deyimler, yansımalar, ikilemeler de niteleme zarfı olarak kullanılırlar:



“gülerek, ağlayarak, oturmadan, gelip...”

“gözü arkada kalarak, canından bezmişçesine...”

“şakır şakır, tık tık, küt küt, şırıl şırıl...”

“dik dik, boylu boyunca, tatlı tatlı...”



Adam çekine çekine içeri girdi. (niteleme)

Kâğıtları paket paket gönderdi. (niteleme)

Yiğitseniz teker teker gelin. (üleştirme, niteleme)



]İsimler de niteleme zarfı olarak kullanılabilir:



Gül kokuyordu teni.

O, bu dünyada delikanlı yaşadı.


b. Kesinlik Zarfları



“elbet, elbette, asla, mutlaka, hiç mi hiç, ne olursa olsun, kuşkusuz, hiç kuşkusuz...”



Elbet bir gün buluşacağız.

Seni asla unutmayacağım.

Hayvanları ve bitkileri hiç incitmem.

İyiliklerinizin karşılığını mutlaka göreceksiniz.


c. Yineleme Zarfları



İkide bir karşıma çıkıyor.

Konuyu bir daha anlatayım.

Bu akşam yine arayacağım.


d. Olasılık Zarfları



“bakarsın, belki, ola ki, sanıyorum.”



Ola ki arayacağı tutar.

Sanıyorum aramaz.


e. Yaklaşıklık Zarfları



“aşağı yukarı, şöyle böyle, hemen hemen”



İşim hemen hemen bitti. (yaklaşıklık)


f. Üleştirme Zarfları



Uçaklar ikişer ikişer geçiyordu üstümüzden

Askerler teker teker nöbet yerlerine dağıldılar.


g. Sınırlama Zarfları



Dün ancak iki saat çalışabildim.

Bu kötü alışkanlıklardan artık uzak durmalısın




2. Zaman Zarfları


Tanımı



Fiillerin anlamını zaman yönünden tamamlayan zarflardır.


Özellikleri ve Örnekler



]Fiile (veya zarfı olduğu başka kelimelere) sorulan “ne zaman”, “ne kadar süre” sorusuna cevap verir.



]Zaman zarfları, zarf olarak kullanılan çeşitli zaman isimleridir.



]Çekimsizdirler. İsim çekim ekleri alırlarsa zarf olmaktan çıkarlar.



]Başlıcaları şunlardır:



“dün, bugün, yarın, şimdi, gece, gündüz, güpegündüz, gündüz gözüne, cuma günü, haftaya, önceki gün, akşam, sabah, akşamleyin, sabahleyin, az önce, geç, iki gün, iki saat, on dakika, iki günde, iki saatte, uzun süre, uzun zaman, biz gelmeden, demin, henüz, hâlâ, daha, gene, yine, artık, sonra, evvelâ, daima, hep, henüz, hemen, geceleri, sabahları, önceden, ayda bir, buraya gelmeden, anlatırken, yaşarken ...”



Az önce gitmişti.

Sonra uğrarsınız.

Henüz işimiz bitmedi.

Artık buralara gelmeyeceğim.

Yarın geleceklermiş.

Okulu gelecek sene bitireceğim.

Kâmil dün akşam telefon etti.

Ayda bir uğrar buralara.

Toplantı iki saat sürdü.

İnsanların vefasızlığını geç anladım.



] “-leyin” eki sınırlı sayıda zaman zarfı yapar:



sabahleyin, akşamleyin...



] “-lErİ” eki zaman isimlerine gelerek -iyelik anlamı taşımaksızın- “her ” anlamı katacak şekilde zaman zarfı yapar:



sabahları, akşamları, önceleri, ikindileri...



] “-İn” eki de zaman isimlerine gelerek zaman zarfı yapar:



yazın, kışın, ilkin, güzün...



] “-E, -dE, -dEn” ekleri ve bu eklerle birlikte bazı edatlar zaman zarfı yapar:



Yola çıktık; akşama geliriz sanırım.

Bayramlarda bütün aile bir araya toplanır.

Azıklarınızı geceden hazırlamıştım.



]Edat barındıran ve fiilin başlangıç ve bitiş zamanını bildiren zarflar edat tümleci olarak da değerlendirilebilir.



Sabahtan beri burada bekliyoruz.

Akşama kadar geri döner misin?

Günlerden beri yağmur yağıyordu.

Kar akşama kadar yağabilir.



]Zaman anlamı taşıyan zarf-fiiller ve zarf-fiil grupları da zaman zarfı olarak kullanılır:



Buraya gelmeden haber verin.

Bizi karşısında görünce şaşırdı.

Yaşadıklarını anlatırken gözleri yaşardır.

İstanbul’a geleli iki yıl oldu.






3. Yön Zarfları


Tanımı



Yalın hâlde kullanılarak fiilin yönünü (failin yöneldiği yeri) belirten zarflardır:


Özellikleri



]Çoğu “–Erİ” ekiyle yapılmıştır.



“ileri, geri, beri, doğru, içeri, dışarı, aşağı, yukarı.”



]Bu zarflar eksiz kullanılır. Yönelme, bulunma, ayrılma hâl ekleri getirilirse dolaylı tümleç olur. Hâliyle isim olarak kullanılmış olur. Aynı kelimeler sıfat olarak da kullanılabilir.



Ahmet içeriye girdi. (isim; dolaylı tümleç)

İlerisi çok güzel. (isim; özne)

İleri ülkeler daha demokratiktir. (sıfat)

Doğru söz, aşağı yol, yukarı kat, geri hatlar... (sıfat)


Örnekler



Arkadaşlar, içeri girer misiniz?

Sesi duyar duymaz aşağı indim.

Dışarı çıkmak için uğraşıyordu.

Arabayı biraz daha ileri park et.

Beri gel, barışalım.

Bu yoldan geri dönülmez.

Düşmana doğru ilerlediler.




4. Miktar Zarfları


Tanımı



Fiillerin, fiilimsilerin, sıfatların ya da başka zarfların anlamlarını ölçü yönünden tamamlayan, artıran, azaltan zarflardır.



“en, daha, pek, çok, az, biraz, kadar, denli, gibi, fazla...”


Özellikleri ve Örnekler



]Fiile veya sıfata sorulan “ne kadar?” sorusunun cevabıdır.



]Kendilerinden önceki ya da sonraki kelimeyle birlikte söze eşitlik, üstünlük, en üstünlük, aşırılık, karşılaştırma anlamları katar.



Benim kadar çalışırsan başarılı olursun. (eşitlik)

O da babası gibi yürüyor. (eşitlik, benzerlik)

Cennet kadar güzeldi vatanımız. (eşitlik, benzerlik)

Bu kadar çok çalışmak niye. (eşitlik)



Beş dakika kadar dinlenelim. (eşitlik, yaklaşıklık)

Yemeği biraz fazlaca yemişim. (biraz: eşitlik; fazlaca: aşırılık)

Ayakkabısı azıcık dar geliyormuş. (eşitlik, aza yakın)

Düne göre azıcık iyileşmiş. (eşitlik, aza yakın)



] “en” kelimesi aşırılık, en üstünlük anlamı verir:



En yakın arkadaşı benim. (en üstünlük; sıfattan önce)

En çok çalışan canlı karıncadır. (en üstünlük, zarftan önce)



] “daha” kelimesi karşılaştırma, üstünlük anlamları katar.



O senden daha çabuk bitirdi. (üstünlük; zarftan önce)

Daha güzel bir araba aldı. (üstünlük; sıfattan önce)



Not: “daha” kelimesi zaman ve “başka” anlamı da katabilir. “bir” kelimesiyle birlikte yineleme zarfı olur:



Songül daha telefon etmedi. (zaman zarfı, henüz anlamında)

Buralara bir daha gelebilir miyiz? Yineleme zarfı

Hepsini aldınız, daha ne istiyorsunuz? (“başka” anlamında)



] “çokça, çok, pek çok, çok az, gayet, fazla, fazlaca, epey” kelimeleri aşırılık anlamı katar.



Bugünlerde çok az uyuyor.

Gayet çalışkan bir insandı.

Dergiyi çıkarmak için epey çalıştık.

Adem pek akıllı bir çocuktur.

Fazla okuyor, gözleri bozulacak.



] “eksik, seyrek, sık” kelimeleri işin ne kadar sıklıkla yapıldığını belirtir:



Bugünlerde sık görüşüyoruz.

Parayı iki milyon eksik vermiş.

Eskisi gibi değil; seyrek uğruyor.



] “aşağı yukarı, şöyle böyle” ikilemeleri “yaklaşık” anlamı katar.



Bursa’da aşağı yukarı bir ay kaldık.

Ankara’ya geleli şöyle böyle 9 yıl oldu.




5. Soru Zarfları


Tanımı



Eylemin anlamını soru yoluyla belirten zarflardır, daha doğrusu diğer zarfları ve cümledeki zarf tümlecini bulmaya yarayan soru kelimeleridir.


Özellikleri ve Örnekler



]Diğer zarf çeşitlerinin çoğunun soru şekli vardır.



“ne zaman, ne kadar, nasıl, niçin, ne diye, ne, ne biçim, nice, ne denli”



]Soru cümlesi yapar:



Akşam eve kaçta gelirsin?

O nasıl konuşuyor öyle?

Siz ne biçim konuşuyorsunuz?

Daha ne kadar bekleyeceğiz?

Niçin bunları bana veriyorsun?

Bu saate ne gezip duruyorsunuz?

İşleri ne zaman bitireceksiniz?



]İçinde soru zarfı bulunan bütün cümleler soru cümlesi değildir:



Eve kaçta geleceğimi şimdiden söyleyemem.

Ne iyi insanlar bunlar...

Ne güzel söyledi.




6. Gösterme Zarfı



Bunu her dil bilgisi kitabı ayrı bir zarf olarak almaz. “işte” kelimesiyle yapılır.



İşte şimdi geliyorum.

Bak işte dinliyorum.




B. Zarflarda Pekiştirme



Genellikle pekiştirme sıfatlarıyla ve ikilemelerle yapılır. Pekiştirmeli isimler de vardır ve onlar da zarf olarak kullanılır.



Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.

Yüzü soğuktan mosmor olmuştu.

Yağmurda sırılsıklam ıslandılar.

Güpegündüz nereye gidiyorsun?

Soğuktan tortop yatıyor.

Evrakları paramparça mı getirecektin?




c. Yapı Bakımından Zarflar



Yapı bakımından zarflar basit, türemiş, birleşik ve öbekleşmiş olmak üzere dörde ayrılır.


1. Basit Zarflar



Kök hâlinde olan, ek almamış zarflardır:



“yarın, gece, geç, dün, pek, az, fazla, sık, iyi, çok, hiç, sabah, akşam[1], henüz...”


2. Türemiş Zarflar



Yapım ekiyle veya yapım eki gibi kullanılmış bazı çekim ekleriyle yapılmış zarflardır:



“sabırlı, aylarca, önce, dostça, sınıfça, yiğitçesine, erken, sabahleyin, kışın, ilkin, ileri, soğuk, içeri, dışarı, aptalca, mosmor, sanıyorum, kaçta, koşarak, okumadan, gelince, şimdilerde...”


3. Birleşik Zarflar



Birden fazla kelimenin bir araya gelip kaynaşarak oluşturdukları zarflardır:



“bugün, biraz, böyle, şöyle, birdenbire, niçin, ilk önce, nasıl...”


4. Öbekleşmiş Zarflar



Birden fazla kelimenin farklı yollarla (ikileme, edat grubu, zarf-fiil grubu) bir araya gelerek oluşturdukları zarflardır:



“hemen hemen, gece gündüz, er geç, ikide bir, aşağı yukarı, hemen şimdi, kırk yılda bir, öğleden sonra, arada sırada, yana doğru, az çok, -den sonra, -e dek, bazı bazı, şöyle böyle, üç aşağı beş yukarı, doğru dürüst, okuma sırasında, geldiği zaman...”



[1] “akşam” kelimesi aslında Türkçe “ak” ve Farsça “şam” kelimelerinden oluşmuştur.


Konu: Sıfatlar; belirtme sıfatları.
Amaç: Sıfatların kullanım özelliklerini ve belirtme sıfatlarının kullanılış yollarını kavratmak.
Araç: Türk Dili ders kitabı, ÖSS soruları , Doğan Aksan-Her Yönüyle Dil
Yöntemler: Örnekleme,anlatma,açıklama,tümevarım,soru-cevap.
Dersin İşlenişi:
Belirtme Sıfatları
İsimleri sayı yönünden tamlayan; yerlerini işaret eden; özelliklerini belli belirsiz olarak bildiren; onların özelliklerini soran sıfatların tümüne belirtme sıfatları denir. Belirtme sıfatları varlıkların geçici özelliklerini bildirirler:

Bu adam, o adam, şuradaki adam, (herhangi) bir adam, bir (tane) adam, kaçıncı adam, hangi adam?...

Belirtme sıfatları alt başlıklara ayrılır:
a. İşaret Sıfatları
İsimleri işaret ederek belirten ve yerlerini bildiren sıfatlardır.

“bu, şu, o, öteki, beriki, böyle, şöyle...”
Bu soruyu kim cevaplayacak?
Kitabı şu genç almıştı.
O eşyaları nereye götürüyorsun?
Öteki sorulara geçiniz.
Beriki masaları da taşıdık.

b. Sayı Sıfatları
İsimlerin sayılarını, bölümlerini, sıralarını, parçalarını kesin olarak belirten sıfatlardır. Sayı sıfatlarının çeşitleri şunlardır:
i. Asıl Sayı Sıfatları
İsimlerin sayılarını kesin olarak belirten sıfatlardır:

Her gün iki saat ders çalışır, bir saat de kitap okurum.
Bir ağaç bile bırakmamışlar; kesmişler.
Yüz yıl öncesine geri döndük.
Türkiye nüfusunun yetmiş milyon olduğu söyleniyor.
Beş milyon ton patates

10 cm ip, 2 m kumaş, 100 ton kömür, 3 kg şeker...

]Başında asıl sayı sıfatlarından biri bulunan bir isme çoğul eki getirilmez. ”Beşevler, Altmışevler, Yedi Cüceler, üç aylar, Kırk Haramîler, beş milyonlar, on milyonlar (banknotlarımız)”gibi örnekler bu kurala uymaz.
]Sayı sıfatlarıyla niteleme sıfatları art arda kullanılırsa sayı sıfatı önce gelir:
iki değerli arkadaş, üç kırık cam...

ii. Sıra Sayı Sıfatları
İsimlerin sıralarını, derecelerini belirten sıfatlardır.
“-ncİ” eki ya da nokta kullanılır.
77. yıl, 11’inci bölük, birinci gün, ikinci gelişimiz...
üçüncü kişiler, ikinci katlar...
] “ilk” kelimesi birinci anlamındadır:
İlk (birinci) caddeden sağa dönün.
] “son, sonuncu, ortanca” kelimeleri de sıra sayı sıfatıdır:
son fırsat, ortanca çocuk, sonuncu kişi...

iii. Kesir Sayı Sıfatları
İsimlerin, bütünün kaçta kaçı olduğunu gösteren sıfatlardır.
Yüzde bir ihtimal, yarım ekmek, çeyrek (dörtte bir) ekmek, yarıyıl, iki buçuk lira...
]Bu tamlamalarda tamlanan çoğul yapılabilir.
Kardeşlerin üçte bir payları var.
]Tamlayan çoğul yapılıp tamlananla yeri değiştirilebilir:
Yüzde otuz artış düşünülüyor.→Düşünülen artış yüzde otuzlarda.

iv. Üleştirme Sayı Sıfatları
İsimlerin bölümlere ayrıldığını, bölüştürüldüğünü gösteren sıfatlardır.
“-(ş)er” ekiyle yapılır.
Üçer kişi, ikişer elma, yedişer kişi, ellişer milyon, birer gün arayla,

v. Topluluk Sayı Sıfatları
Bir defada doğan birden fazla kardeşler için kullanılır.
Bunlardaki “z” sesi çokluk bildirir.
Tamlanan çoğul olabilir.
üçüz bebek, beşiz çocuklar.

c. Belgisiz Sıfatlar
İsimlerin sayılarını ve miktarlarını kesin olarak değil, yaklaşık, aşağı yukarı, belli belirsiz bildiren sıfatlardır.
“bir, birkaç, birçok, az, çok, biraz, birtakım, bütün, bazı, tüm, her, hiçbir, herhangi bir, kimi...
başka / bir / boyut,
kimi insanlar,
bir yaz günü,
bazı sıfatlar
herhangi bir zaman
her soru,
birtakım insanlar,
birkaç kişi,
Birçok seneler [1] geçti; dönen yok seferinden.
tüm insanlar,
bütün varlıklar...

Bunlardan bazılarının belirttiği isimler çoğul eki alamaz, bazılarının tamlananları çoğul olmak zorundadır; bazılarınınki de yerine göre tekil de olabilir, çoğul da.
Bütün insan→bütün insanlar
Birkaç kişi→birkaç kişiler
Çoğu insan→çoğu bitkiler

Not: Asıl sayı sıfatı olan “bir” ile belgisiz sıfat olan “bir” karıştırılabilir. “bir” kelimesi “tek” kelimesinin karşılığı ise asıl sayı sıfatıdır. Değilse belgisiz sıfattır:
Bir çiçekle yaz olmaz bir tane çiçek. asıl sayı sıfatı
Onu bir akşam vakti gördüm. Herhangi bir akşam vakti belgisiz sıfat

d. Soru Sıfatları [2]
Tanımı
Soru sıfatları, isimlerin nitelik ve niceliklerini soru yoluyla öğrenmeyi amaçlayan, cevapları da herhangi bir sıfat olan kelimelerdir.
“ne, nasıl, nice, ne gibi, ne biçim, kaç, kaçıncı, kaçar, hangi, ne türlü...”

Özellikleri
]Soru sıfatları cümleyi soru cümlesi yapar. Bazı durumlarda da yapmaz:
Bu nasıl bir dünya; hikâyesi zor...
Nasıl kitaplardan hoşlanırsın?

]Soru sıfatlarıyla da sıfat tamlaması oluşturulur.
Kaç gün sonra geleceksin?
Eve giderken hangi otobüse bineceğiz?
Örnekler
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.
Kaçıncı sınıfta okuyor?
Ne gün geleceğini söyledi mi?
Kaçar kişilik gruplar hâlinde gideceğiz?
Kaçta kaç hisse istersin?
Not: “ne” kelimesi sıfat, zarf ve zamir olarak kullanılabilir.
Ne bakıyorsun? Zarf
Ne almak istiyorsun? Zamir
Ne gün geleceksin? Sıfat
Ne iş yapıyordunuz? sıfat
Bugün ne çalıştık ama. zarf

Değerlendirmeler:
Örnek ÖSS soruları çözülecek.
1)Üleştirme sayı sıfatı eki, -er (-ar), ünlüyle biten sayılara eklendiğinde araya "ş" kaynaştırma harfi girer.
Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala örnek oluşturmayan bir sözcük vardır? A) Defterlerinize ikişer cümle yazın.
B) Beşer kişilik guruplara ayrıldılar.
C) Masalara yedişer tabak koyalım.
D) Herkes yirmişer dakika konuşacak.
E) Üyelerden ellişer milyon lira toplayalım.(1999)
2)Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi türü bakımından ötekinden farklıdır?
A) Sen de şöyle bir ayakabı alabilirdin.
B) Sözünü ettiğim yazı öteki dergideydi.
C) Onu değil, şuradaki kalemi istiyorum.
D) Öyle sorular yöneltti ki yanıt bulamadım.
E) Böyle konuşursan anlaşamayız. (1992)

3) "Bu" sözcüğü, aşağıdaki dizelerin hangisinde tür bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Kolay değil bu dünyadan ayrılmak
B) "Bu taşındır" diyerek Kâbe'yi diksem başına
C) Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan
D) Gönlüm bu sevincin heyecanıyla kanatlı
E) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden (1993)

Sıfat olan sözcüklerin farklı görevlerde kullanılmasıyla ilgili karşılaştırma soruları sorulacak.

Planın işlenişine ilişkin görüşler:






Bülent DEMİRYAPAN







Uygundur.
Mehmet Sadık SELÇUK
Okul Müdürü



GÜNLÜK PLAN

Lüleburgaz Lisesi
Türk Dili ve Edebiyatı
Lise-2 Türk Dili
Tarih:
Saat:
Konu: Sıfatlar; sıfatlarda anlam.
Amaç: Sıfatların anlamlarına göre kullanılışlarını kavratmak.
Araç: Türk Dili ders kitabı, ÖSS soruları , Doğan Aksan-Her Yönüyle Dil
Yöntemler: Örnekleme,anlatma,açıklama,tümevarım,soru-cevap.
Dersin İşlenişi:
Sıfatlarda Anlam
1. Sıfatlarda Anlam Kuvvetlendirme
]Zarflarla ve edatlarla anlam kuvvetlendirilebilir:

çalışkan→arı gibi çalışkan→arı gibi çalışkan çocuk
güzel→Cennet kadar güzel→Cennet kadar güzel vatan
verimli→çek verimli→çok verimli topraklar

Burada “cennet kadar” kelime grubu “güzel” sıfatını; sonra hepsi birden “vatan” kelimesini nitelemiş.
]Pekiştirme sıfatları ile de anlam kuvvetlendirilebilir:

Bir sıfatın ilk iki sesine “m, p, r, s” ünsüzlerinden biri eklenip, oluşan hecenin o sıfatın başına getirilmesiyle oluşur. Ünlüyle başlayan sıfatlarda ilk ünlüye “m, p, r, s” ünsüzlerinden biri eklenir.

Sarı sayfalar→sapsarı sayfalar
Kırmızı→kıpkırmızı elbise
Mor→mosmor bir yüz
Yeşil→yemyeşil tabiat
Temiz→tertemiz toplum
Uzun→upuzun araba

Bu kurala uymayan pekiştirme sıfatları da vardır:

Sapasağlam, yapayalnız, çırılçıplak, çepeçevre...
]Tekrar yoluyla da anlam kuvvetlendirilebilir. Tekrar edilen kelimeler arasına “mİ” soru eki de konabilir:

doğru dürüst bir iş, boylu poslu bir adam, az buz para değil...
yüce yüce yaylalar, Mini mini eller, tatlı tatlı diller...
tatlı mı tatlı diller, sevimli mi sevimli bir yüz, sıcak mı sıcak bir hava...

2. Sıfatlarda Anlam Daraltma
]Sıfatların anlamlarında, bazı eklerden yararlanarak kısma, daraltma, küçültme yapılabilir. Bunun için “-Cİk, -ÇE, -cEk, -(İ)msİ, -(İ)mtırak” ekleri kullanılır:

Geniş bir oda → daha az genişi → genişçe bir oda
Uzun bir çocuk → daha az uzunu → uzunca bir çocuk
Büyük ev → daha az büyüğü→ Büyükçe / büyücek bir ev
Küçük çocuk → daha az küçüğü→ küçükçe / bir çocuk
Tatlı elma → daha az tatlısı → tatlımsı bir elma
Ekşi erik → daha az ekşisi → ekşimsi / ekşimtırak erik

“-Cİk” eki küçüklük, azlık anlamı taşıyan sıfatlara getirilir ve aşırılık anlamı katar:

Kısa kol → daha da kısası → kısacık kol
İnce ip → daha da incesi → incecik ip
Az ekmek → daha da azı → azıcık ekmek
Minik yavru → daha da miniği→ Minicik yavru
Küçük kız → daha da küçüğü→ Küçücük kız
Ufak el → daha da ufağı → Ufacık el
Yumuşak eller → daha da yumuşağı→ Yumuşacık eller

3. Sıfatlarda Karşılaştırma
Aynı özelliklere sahip olan varlıkları karşılaştırarak o özelliğe hangisinin daha çok sahip olduğunu göstermek için sıfatın başına “en, daha, pek” kelimeleri getirilir.

En kuvvetli millet
Daha dürüst insanlar
Pek çalışkan işçi


Değerlendirmeler:

1)Kimi niteleme sıfatlarının ilk ünlüsüne kadar olan bölümü, m, p, r, s ünsüzlerinden yakışanı ile bir önek haline getirilir ve sözcüğün başına eklenerek sıfat pekiştirilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymayan bir pekiştirme sıfatı vardır?

A) Bayram olmasına karşın caddeler ıpıssızdı.
B) Gülünce bembeyaz dişleriyle daha da sevimli oluyordu.
C) Köyleri, ağaçsız, yeşilliksiz, çırçıplak bir ovanın ortasındaydı.
D) İlk kez, böylesine özü sözü doğru, sımsıcak bir insanla arkadaş olmuştu.
E) Bu sapasağlam ayakkabıları bu kadar çabuk nasıl eskittiğini doğrusu anlayamadım. (1993)



Planın işlenişine ilişkin görüşler:






Bülent DEMİRYAPAN








Konu: Sıfatlar; sıfatların yapısı.
Amaç: Sıfatların yapılışı ve yapılarındaki değişiklikleri kavratmak.
Araç: Türk Dili ders kitabı, ÖSS soruları , Doğan Aksan-Her Yönüyle Dil
Yöntemler: Örnekleme,anlatma,açıklama,tümevarım,soru-cevap.
Dersin İşlenişi:
Yapı Bakımından Sıfatlar

Sıfatlar da isimler gibi yapı bakımından basit, türemiş ve birleşik olmak üzere üçe ayrılır:
1. Basit Sıfatlar
Herhangi bir yapım eki almamış ve başka bir kelimeyle birleşmemiş sıfatlardır.

Kara gün, kırmızı gül, bol yemek, iri taş, iyi insan, son yolculuk, dost ülke, düz çizgi.

2. Türemiş Sıfatlar
İsim ya da fiil köklerine ve gövdelerine getirilen isim yapım ekleriyle oluşturulmuş sıfatlardır.

Kiralık ev, yıllık izin, tuzlu su, Aydınlı Hasan, işsiz adamlar, ölü balık, sütçü kadın, yarınki maç, genişçe bir oda, büyücek bir ev, ekşimsi / ekşimtırak erik, kısacık kol, incecik ip...
Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir sağlık ocağı
yanaklarımı pembeleştiren / makaslar
uçuşan / pamukçuklar
Kavakları silkeleyen / rüzgâr
Kocaman / bir masası ve koltuğu
çalışkan öğrenci, susuz yaz, yuvarlak masa...

3. Birleşik Sıfatlar
Yapısında birden fazla kelime barındıran sıfatlardır.

Külyutmaz öğretmen, mirasyedi gençler, boşboğaz insanlar, boğazına düşkün adam, birtakım sorunlar, cana yakın çocuk...

Birleşik sıfatlar ikiye ayrılır:
a. Kaynaşmış birleşik sıfatlar
Anlamca kaynaşmış sıfatlardır. Birden fazla kelimenin sözlük anlamlarından az ya da çok uzaklaşarak, aralarına ek ya da kelime girmeyecek şekilde birleşerek oluşturdukları sıfatlardır.

Canciğer dost, vatansever sanatçı, pisboğaz çocuk, mirasyedi gençler, kahverengi elbise, eşsesli kelimeler, birkaç adam, herhangi bir öğretmen, biraz zaman, birtakım elbiseler...

b. Kurallı birleşik sıfatlar
Çeşitli yollarla oluşurlar:

­Sıfat tamlaması + “-lİ” yapım eki

büyük yapraklı ağaçlar, dost bakışlı insanlar, kısa boylu asker, büyük kapılı bina, kırık camlı ev...

­Sıfat tamlaması + “lIk” eki
yarım günlük mesai, üç kuruşluk iş...

­İsim + iyelik eki + sıfat

salonu büyük (bir) ev, çenesi düşük adam, saçı uzun bebek, rengi soluk kumaş...

­Takısız isim tamlaması + “-lİ” yapım eki

taş duvarlı ev, aslan yürekli çocuk, demir kapılı bahçe...

­İsim + “-DEn” ayrılma hâl eki + isim-fiil:

kulaktan dolma bilgiler...

­İkileme + isim

evsiz barksız insanlarımız, tatsız tuzsuz işlerimiz, irili ufaklı eşyalar...

­İsim + ek + fiilimsi + isim

işini bilir memur

­Deyim + isim

cana yakın arkadaşlar, çenesi düşük insan...

4. Pekiştirilmiş Sıfatlar
Sapasağlam, yapayalnız, çırılçıplak, çepeçevre...

Sarı sayfalar→sapsarı sayfalar
Kırmızı→kıpkırmızı elbise
Mor→mosmor bir yüz
Yeşil→yemyeşil tabiat
Temiz→tertemiz toplum
Uzun→upuzun araba

5. Kelime Grubu Hâlindeki Sıfatlar
.................
Değerlendirmeler:
1) Çekim eki almış her sıfat adlaşmıştır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük bu kurala örnek gösterilebilir?

A) En büyük zevki rahatça koltuğuna oturup televizyon izlemekti.
B) Evleri caddeye çok yakın, daracık bir sokağın başındaydı.
C) Aralarında nedeni bilinmeyen bir soğukluk vardı.
D) Birden başlayan sıcaklar herkesi bunalttı.
E) Kumaşlardan kırmızılı olanı daha çok beğendim. (1994)


Planın işlenişine ilişkin görüşler:




Bülent DEMİRYAPAN










Sıfatlar.. 1

A. Sıfatların Özellikleri 3

B. Sıfat Çeşitleri 3

1. Niteleme Sıfatları 4

2. Belirtme Sıfatları 4

a. İşaret Sıfatları 4

b. Sayı Sıfatları 5

i. Asıl Sayı Sıfatları 5

ii. Sıra Sayı Sıfatları 5

iii. Kesir Sayı Sıfatları 5

iv. Üleştirme Sayı Sıfatları 6

v. Topluluk Sayı Sıfatları 6

c. Belgisiz Sıfatlar 6

d. Soru Sıfatları 7

Tanımı 7

Özellikleri 7

Örnekler 7

C. Sıfatlarda Anlam.. 7

1. Sıfatlarda Anlam Kuvvetlendirme. 7

2. Sıfatlarda Anlam Daraltma. 8

3. Sıfatlarda Karşılaştırma. 9

D. Yapı Bakımından Sıfatlar 9

1. Basit Sıfatlar 9

2. Türemiş Sıfatlar 9

3. Birleşik Sıfatlar 9

a. Kaynaşmış birleşik sıfatlar 10

b. Kurallı birleşik sıfatlar 10

4. Pekiştirilmiş Sıfatlar 11

5. Kelime Grubu Hâlindeki Sıfatlar 11












Sıfatlar



Annem belediye doktoruydu. Penceresinden kavak ağaçları görünen bir sağlık ocağında çalışır, çoğu günler beni de yanında götürürdü. Orada tek çocuk olmanın krallığını yaşar, oyalanır; haşarılıklarımın, afacanlıklarımın hoş görüleceğini bilmenin kolaylıklarından fazlaca yararlanır, buna karşılık beni mıncıklamalarına, yanaklarımı pembeleştiren makaslar almalarına ses çıkarmazdım. Pencereden uzanır, uçuşan pamukçukları yakalamaya çalışırdım. Kavakları silkeleyen rüzgâr oyun arkadaşım olurdu. Koca bahçe, önümde mülkümmüş gibi uzanır, bense onu tasasız gözlerle izlerdim. Annemin masasında, güzel çerçeveler içinde benim ve babamın resmi dururdu. Gurur duyardım. Kocaman bir masası ve koltuğu vardı annemin. Annemi makamında daha çok severdim sanki, ya da sevgim başka bir boyut kazanırdı. (Murathan Mungan; Pamukçuklar)



Yukarıdaki parçada en az iki kelimeden oluşan ve koyu harflerle yazılmış olan kelime gruplarının ilk kelimelerinin yazılmadığını, son kelimelerin kaldığını düşünelim:



Annem belediye doktoruydu. Sağlık ocağında çalışır, çoğu günler beni de yanında götürürdü. Orada çocuk olmanın krallığını yaşar, oyalanır; haşarılıklarımın, afacanlıklarımın hoş görüleceğini bilmenin kolaylıklarından fazlaca yararlanır, buna karşılık beni mıncıklamalarına, makaslar almalarına ses çıkarmazdım. Pencereden uzanır, pamukçukları yakalamaya çalışırdım. Rüzgâr oyun arkadaşım olurdu. Bahçe, önümde mülkümmüş gibi uzanır, bense onu gözlerle izlerdim. Annemin masasında, çerçeveler içinde benim ve babamın resmi dururdu. Gurur duyardım. Masası ve koltuğu vardı annemin. Annemi makamında daha çok severdim sanki, ya da sevgim boyut kazanırdı.



Öncesindeki kelimeler çıkarıldığında kalanların anlamları eksilmiş oldu. Kelime anlamı olarak değil de cümleye kattığı anlam bakımından eksilme oldu.



Sağlık ocağı nasıl bir sağlık ocağı?

Çocuk kaç çocuk? nasıl bir çocuk?

Makaslar nasıl makaslar?

Pamukçukları hangi pamukçuklar?

Rüzgâr nasıl bir rüzgâr?

Bahçe nasıl bir bahçe?

gözlerle nasıl gözler?

çerçeveler nasıl çerçeveler?

Masası ve koltuğu nasıl masa ve koltuk?

Boyut kaç boyut, hangi boyut, ne boyutu?



Bu kelimelerin (asıl unsur olan kelimeler, isimler) tam olarak anlaşılması ve tanınması için onlardan önce bazı kelimeler getirerek anlamlarını nitelik ve nicelik yönünden tamamlarız.



Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir / sağlık ocağı

Tek / çocuk

yanaklarımı pembeleştiren / makaslar

uçuşan / pamukçuklar

Kavakları silkeleyen / rüzgâr

Koca / bahçe

Tasasız / gözler

Güzel / çerçeveler

Kocaman / bir / masası ve koltuğu

Başka / bir / boyut



İşte, isimlerden önce gelerek onların anlamlarını sayı, renk, durum, hareket, biçim, yer, işaret ve soru yönlerinden tamamlayan; onları niteleyen ve belirten kelimelere sıfat denir. bu iki kelimenin (sıfat ve isim) oluşturdukları kelime grubuna da sıfat tamlaması denir ki bütün sıfat çeşitleriyle sıfat tamlaması oluşturulabilir.



Kolay iş, bu sorular, küçük çocuk, hangi ev, iki elma, üçüncü sınıf...




A. Sıfatların Özellikleri



1. Sıfatlar isimlerden önce gelerek onları sayı, renk, durum, hareket, biçim, yer, işaret ve soru yönlerinden tamamlar; onları niteler veya belirtir:



“O zaman gördü ki, küçük çocuk, memleketlisi, minimini yavru ağlıyor... Sessizce, titreye titreye ağlıyor. Yanaklarından gözyaşları birbiri arkasına, temiz vagon pencerelerindeki yağmur damlaları nasıl acele acele, sarsıla çarpışa dökülürse öyle, bağrının sarsıntılarıyla yerlerinden oynayarak, vuruşarak içlerinde güneşli mavi gök, pırıl pırıl akıyor.”


o zaman, küçük çocuk, minimini yavru, temiz vagon pencereleri, güneşli mavi gök



2. Tek başlarına kullanıldıkları zaman isim değerindedirler. Çünkü ancak bir isimden önce geldikleri zaman sıfat oldukları anlaşılabilir:



yeşil elbise (sıfat) yeşili severim (isim)

İhtiyar kadın (sıfat) İhtiyarlara iyi davranmalıyız (isim)

Büyük park (sıfat) parkların en büyüğü (isim)



3. Tek başlarına kullanıldıklarında isim değerinde oldukları için alabildikleri isim çekim eklerini, yani hâl eklerini, iyelik eklerini ve çoğul ekini, bir isimden önce gelerek onu niteledikleri ya da belirttikleri zaman, yani sıfat olarak kullanıldıkları zaman alamazlar:



Bir basamak yukarı çık. sıfat

Birler basamağı isim

Yürüyen merdiven sıfat

Yürüyenler ve koşanlar isim



4. Bir sıfatla onun nitelediği ya da belirttiği bir isim arasına noktalama işareti (özellikle virgül) konmaz. Virgül konursa ilk kelime tek başına kalmış olur, dolayısıyla isimleşir.



Genç adama gülümseyerek baktı. (genç: sıfat)

Genç, adama gülümseyerek baktı. (genç: isim, özne)



5. Birkaç sıfat, arka arkaya sıralanarak bir ismi niteleyebilir veya belirtebilir:



Karanlık, büyük, korkutucu ve nemli bir evdi.



6. Sıfatın varlığından bahsedildiği her yerde mutlaka sıfat tamlaması vardır; o sıfatla (soru sıfatı da olsa) bir tamlama oluşturulmuştur.


B. Sıfat Çeşitleri



Sıfatlar görev ve anlam yönünden, yani kendilerinden sonra gelen isme kattıkları anlam yönünden önce ikiye, sonra daha alt başlıklara ayrılırlar:



1. Niteleme Sıfatları

2. Belirtme sıfatları

a.İşaret sıfatları

b. Sayı sıfatları

Asıl sayı sıfatları

Sıra sayı sıfatları

Kesir sayı sıfatları

Üleştirme sıfatları

c. Belgisiz sıfatlar

d. Soru sıfatları




1. Niteleme Sıfatları



]İsimlerin şeklini, durumunu, hareketini, rengini, kısacası kalıcı özelliklerini gösteren sıfatlardır. Nitelene sıfatları isimlere sorulan “nasıl” sorusunun cevabıdır:



Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir sağlık ocağı

yanaklarımı pembeleştiren / makaslar

uçuşan / pamukçuklar

Kavakları silkeleyen / rüzgâr

Koca / bahçe

Tasasız / gözler

Güzel / çerçeveler

Kocaman / bir masası ve koltuğu



Mavi deniz, tatlı su, kötü gün, yakın arkadaş, çalışkan öğrenci, susuz yaz, yuvarlak masa, bayan memur, erkek adam, temiz giysi, güzel insan, düz yol, çatal çivi, sivri tepe, yassı burun...




2. Belirtme Sıfatları



İsimleri sayı yönünden tamlayan; yerlerini işaret eden; özelliklerini belli belirsiz olarak bildiren; onların özelliklerini soran sıfatların tümüne belirtme sıfatları denir. Belirtme sıfatları varlıkların geçici özelliklerini bildirirler:



Bu adam, o adam, şuradaki adam, (herhangi) bir adam, bir (tane) adam, kaçıncı adam, hangi adam?...



Belirtme sıfatları alt başlıklara ayrılır:


a. İşaret Sıfatları



İsimleri işaret ederek belirten ve yerlerini bildiren sıfatlardır.



“bu, şu, o, öteki, beriki, böyle, şöyle...”



Bu soruyu kim cevaplayacak?

Kitabı şu genç almıştı.

O eşyaları nereye götürüyorsun?

Öteki sorulara geçiniz.

Beriki masaları da taşıdık.


b. Sayı Sıfatları



İsimlerin sayılarını, bölümlerini, sıralarını, parçalarını kesin olarak belirten sıfatlardır. Sayı sıfatlarının çeşitleri şunlardır:


i. Asıl Sayı Sıfatları



İsimlerin sayılarını kesin olarak belirten sıfatlardır:



Her gün iki saat ders çalışır, bir saat de kitap okurum.

Bir ağaç bile bırakmamışlar; kesmişler.

Yüz yıl öncesine geri döndük.

Türkiye nüfusunun yetmiş milyon olduğu söyleniyor.

Beş milyon ton patates



10 cm ip, 2 m kumaş, 100 ton kömür, 3 kg şeker...



]Başında asıl sayı sıfatlarından biri bulunan bir isme çoğul eki getirilmez. ”Beşevler, Altmışevler, Yedi Cüceler, üç aylar, Kırk Haramîler, beş milyonlar, on milyonlar (banknotlarımız)”gibi örnekler bu kurala uymaz.



]Sayı sıfatlarıyla niteleme sıfatları art arda kullanılırsa sayı sıfatı önce gelir:

iki değerli arkadaş, üç kırık cam...


ii. Sıra Sayı Sıfatları



İsimlerin sıralarını, derecelerini belirten sıfatlardır.

“-ncİ” eki ya da nokta kullanılır.



77. yıl, 11’inci bölük, birinci gün, ikinci gelişimiz...

üçüncü kişiler, ikinci katlar...



] “ilk” kelimesi birinci anlamındadır:

İlk (birinci) caddeden sağa dönün.



] “son, sonuncu, ortanca” kelimeleri de sıra sayı sıfatıdır:

son fırsat, ortanca çocuk, sonuncu kişi...


iii. Kesir Sayı Sıfatları



İsimlerin, bütünün kaçta kaçı olduğunu gösteren sıfatlardır.

Yüzde bir ihtimal, yarım ekmek, çeyrek (dörtte bir) ekmek, yarıyıl, iki buçuk lira...



]Bu tamlamalarda tamlanan çoğul yapılabilir.

Kardeşlerin üçte bir payları var.



]Tamlayan çoğul yapılıp tamlananla yeri değiştirilebilir:

Yüzde otuz artış düşünülüyor.→Düşünülen artış yüzde otuzlarda.


iv. Üleştirme Sayı Sıfatları



İsimlerin bölümlere ayrıldığını, bölüştürüldüğünü gösteren sıfatlardır.

“-(ş)er” ekiyle yapılır.



Üçer kişi, ikişer elma, yedişer kişi, ellişer milyon, birer gün arayla,


v. Topluluk Sayı Sıfatları



Bir defada doğan birden fazla kardeşler için kullanılır.

Bunlardaki “z” sesi çokluk bildirir.

Tamlanan çoğul olabilir.

üçüz bebek, beşiz çocuklar.


c. Belgisiz Sıfatlar



İsimlerin sayılarını ve miktarlarını kesin olarak değil, yaklaşık, aşağı yukarı, belli belirsiz bildiren sıfatlardır.



“bir, birkaç, birçok, az, çok, biraz, birtakım, bütün, bazı, tüm, her, hiçbir, herhangi bir, kimi...



başka / bir / boyut,

kimi insanlar,

bir yaz günü,

bazı sıfatlar

herhangi bir zaman

her soru,

birtakım insanlar,

birkaç kişi,

Birçok seneler[1] geçti; dönen yok seferinden.

tüm insanlar,

bütün varlıklar...



Bunlardan bazılarının belirttiği isimler çoğul eki alamaz, bazılarının tamlananları çoğul olmak zorundadır; bazılarınınki de yerine göre tekil de olabilir, çoğul da.



Bütün insan→bütün insanlar

Birkaç kişi→birkaç kişiler

Çoğu insan→çoğu bitkiler



Not: Asıl sayı sıfatı olan “bir” ile belgisiz sıfat olan “bir” karıştırılabilir. “bir” kelimesi “tek” kelimesinin karşılığı ise asıl sayı sıfatıdır. Değilse belgisiz sıfattır:



Bir çiçekle yaz olmaz bir tane çiçek. asıl sayı sıfatı

Onu bir akşam vakti gördüm. Herhangi bir akşam vakti belgisiz sıfat




d. Soru Sıfatları[2]


Tanımı



Soru sıfatları, isimlerin nitelik ve niceliklerini soru yoluyla öğrenmeyi amaçlayan, cevapları da herhangi bir sıfat olan kelimelerdir.



“ne, nasıl, nice, ne gibi, ne biçim, kaç, kaçıncı, kaçar, hangi, ne türlü...”


Özellikleri



]Soru sıfatları cümleyi soru cümlesi yapar. Bazı durumlarda da yapmaz:



Bu nasıl bir dünya; hikâyesi zor...

Nasıl kitaplardan hoşlanırsın?



]Soru sıfatlarıyla da sıfat tamlaması oluşturulur.



Kaç gün sonra geleceksin?

Eve giderken hangi otobüse bineceğiz?


Örnekler



Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.

Kaçıncı sınıfta okuyor?

Ne gün geleceğini söyledi mi?

Kaçar kişilik gruplar hâlinde gideceğiz?

Kaçta kaç hisse istersin?



Not: “ne” kelimesi sıfat, zarf ve zamir olarak kullanılabilir.



Ne bakıyorsun? Zarf

Ne almak istiyorsun? Zamir

Ne gün geleceksin? Sıfat

Ne iş yapıyordunuz? sıfat

Bugün ne çalıştık ama. zarf




C. Sıfatlarda Anlam


1. Sıfatlarda Anlam Kuvvetlendirme



]Zarflarla ve edatlarla anlam kuvvetlendirilebilir:



çalışkan→arı gibi çalışkan→arı gibi çalışkan çocuk

güzel→Cennet kadar güzel→Cennet kadar güzel vatan

verimli→çek verimli→çok verimli topraklar



Burada “cennet kadar” kelime grubu “güzel” sıfatını; sonra hepsi birden “vatan” kelimesini nitelemiş.



]Pekiştirme sıfatları ile de anlam kuvvetlendirilebilir:



Bir sıfatın ilk iki sesine “m, p, r, s” ünsüzlerinden biri eklenip, oluşan hecenin o sıfatın başına getirilmesiyle oluşur. Ünlüyle başlayan sıfatlarda ilk ünlüye “m, p, r, s” ünsüzlerinden biri eklenir.



Sarı sayfalar→sapsarı sayfalar

Kırmızı→kıpkırmızı elbise

Mor→mosmor bir yüz

Yeşil→yemyeşil tabiat

Temiz→tertemiz toplum

Uzun→upuzun araba



Bu kurala uymayan pekiştirme sıfatları da vardır:



Sapasağlam, yapayalnız, çırılçıplak, çepeçevre...



]Tekrar yoluyla da anlam kuvvetlendirilebilir. Tekrar edilen kelimeler arasına “mİ” soru eki de konabilir:



doğru dürüst bir iş, boylu poslu bir adam, az buz para değil...

yüce yüce yaylalar, Mini mini eller, tatlı tatlı diller...

tatlı mı tatlı diller, sevimli mi sevimli bir yüz, sıcak mı sıcak bir hava...


2. Sıfatlarda Anlam Daraltma



]Sıfatların anlamlarında, bazı eklerden yararlanarak kısma, daraltma, küçültme yapılabilir. Bunun için “-Cİk, -ÇE, -cEk, -(İ)msİ, -(İ)mtırak” ekleri kullanılır:



Geniş bir oda → daha az genişi → genişçe bir oda

Uzun bir çocuk → daha az uzunu → uzunca bir çocuk

Büyük ev → daha az büyüğü→ Büyükçe / büyücek bir ev

Küçük çocuk → daha az küçüğü→ küçükçe / bir çocuk

Tatlı elma → daha az tatlısı → tatlımsı bir elma

Ekşi erik → daha az ekşisi → ekşimsi / ekşimtırak erik



“-Cİk” eki küçüklük, azlık anlamı taşıyan sıfatlara getirilir ve aşırılık anlamı katar:



Kısa kol → daha da kısası → kısacık kol

İnce ip → daha da incesi → incecik ip

Az ekmek → daha da azı → azıcık ekmek

Minik yavru → daha da miniği→ Minicik yavru

Küçük kız → daha da küçüğü→ Küçücük kız

Ufak el → daha da ufağı → Ufacık el

Yumuşak eller → daha da yumuşağı→ Yumuşacık eller


3. Sıfatlarda Karşılaştırma



Aynı özelliklere sahip olan varlıkları karşılaştırarak o özelliğe hangisinin daha çok sahip olduğunu göstermek için sıfatın başına “en, daha, pek” kelimeleri getirilir.



En kuvvetli millet

Daha dürüst insanlar

Pek çalışkan işçi




D. Yapı Bakımından Sıfatlar



Sıfatlar da isimler gibi yapı bakımından basit, türemiş ve birleşik olmak üzere üçe ayrılır:


1. Basit Sıfatlar



Herhangi bir yapım eki almamış ve başka bir kelimeyle birleşmemiş sıfatlardır.



Kara gün, kırmızı gül, bol yemek, iri taş, iyi insan, son yolculuk, dost ülke, düz çizgi.


2. Türemiş Sıfatlar



İsim ya da fiil köklerine ve gövdelerine getirilen isim yapım ekleriyle oluşturulmuş sıfatlardır.



Kiralık ev, yıllık izin, tuzlu su, Aydınlı Hasan, işsiz adamlar, ölü balık, sütçü kadın, yarınki maç, genişçe bir oda, büyücek bir ev, ekşimsi / ekşimtırak erik, kısacık kol, incecik ip...

Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir sağlık ocağı

yanaklarımı pembeleştiren / makaslar

uçuşan / pamukçuklar

Kavakları silkeleyen / rüzgâr

Kocaman / bir masası ve koltuğu

çalışkan öğrenci, susuz yaz, yuvarlak masa...


3. Birleşik Sıfatlar



Yapısında birden fazla kelime barındıran sıfatlardır.



Külyutmaz öğretmen, mirasyedi gençler, boşboğaz insanlar, boğazına düşkün adam, birtakım sorunlar, cana yakın çocuk...



Birleşik sıfatlar ikiye ayrılır:


a. Kaynaşmış birleşik sıfatlar



Anlamca kaynaşmış sıfatlardır. Birden fazla kelimenin sözlük anlamlarından az ya da çok uzaklaşarak, aralarına ek ya da kelime girmeyecek şekilde birleşerek oluşturdukları sıfatlardır.



Canciğer dost, vatansever sanatçı, pisboğaz çocuk, mirasyedi gençler, kahverengi elbise, eşsesli kelimeler, birkaç adam, herhangi bir öğretmen, biraz zaman, birtakım elbiseler...


b. Kurallı birleşik sıfatlar



Çeşitli yollarla oluşurlar:



­Sıfat tamlaması + “-lİ” yapım eki



büyük yapraklı ağaçlar, dost bakışlı insanlar, kısa boylu asker, büyük kapılı bina, kırık camlı ev...



­Sıfat tamlaması + “lIk” eki



yarım günlük mesai, üç kuruşluk iş...



­İsim + iyelik eki + sıfat



salonu büyük (bir) ev, çenesi düşük adam, saçı uzun bebek, rengi soluk kumaş...



­Takısız isim tamlaması + “-lİ” yapım eki



taş duvarlı ev, aslan yürekli çocuk, demir kapılı bahçe...



­İsim + “-DEn” ayrılma hâl eki + isim-fiil:



kulaktan dolma bilgiler...



­İkileme + isim



evsiz barksız insanlarımız, tatsız tuzsuz işlerimiz, irili ufaklı eşyalar...



­İsim + ek + fiilimsi + isim



işini bilir memur



­Deyim + isim



cana yakın arkadaşlar, çenesi düşük insan...


4. Pekiştirilmiş Sıfatlar



Sapasağlam, yapayalnız, çırılçıplak, çepeçevre...



Sarı sayfalar→sapsarı sayfalar

Kırmızı→kıpkırmızı elbise

Mor→mosmor bir yüz

Yeşil→yemyeşil tabiat

Temiz→tertemiz toplum

Uzun→upuzun araba




5. Kelime Grubu Hâlindeki Sıfatlar

.................

[1] “Sene” tekil olmalıydı.

[2] Soru sıfatlarını, isimlerin anlamlarını soru yoluyla bütünleyen sıfatlardır, diye tanımlarlar; ama soru sıfatları aslında isme ait bir sıfatı bulmak için yine isimden önce (sıfatın yerinde) kullanılan soru kelimeleridir.

“Nasıl soru” örneğine bakıldığında sorunun nasıl olduğu anlaşılamamaktadır. Zaten soru kelimesinden önceki kelime de bunu, yani sorunun nasıl olduğunu sormaktadır. Bu, ismin niteliğini soru yoluyla belirtmek sayılabilir mi?