29 Eylül 2009 Salı

sınav soruları 2

Adı :
Soyadı:
Okul No:
LÜLEBURGAZ LİSESİ 2001-2002 ÖĞRETİM YILI EDEBÎ METİNLER DERSİ
I.YAZILI YOKLAMASI

1) Aşağıdaki dizede altı çizili sözcükte hangi edebî sanat yapılmıştır? Açıklayınız.

Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül

2) Aşağıdaki beyitte çeşmenin(suyun) bağdan bağa gezmesi ifadesiyle yapılmış olan sanat hangisidir? Açıklayınız.
Ateşten kızaran bir gül arar da
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi

3)Aşağıdaki beyitte hangi edebî sanat yapılmıştır? Açıklayınız.

Bir ah çeksem dağı taşı eritir
Gözüm yaşı değirmeni yürütür

4) Aşağıdaki beyitte altı çizili sözcüklerin bir araya gelmesiyle hangi edebî sanat yapılmıştır? Açıklayınız.

Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helâkim zehri dermanındadır.(Fuzulî)

5) Aşağıdaki beyitte altı çizili bölümde hangi edebî sanat yapılmıştır? Açıklayınız.

İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece”
Koşma
Bir yiğit sıladan gitmeli olsa,
Acısı yüreğinden gitmez sılanın.
Eğlenip gurbette mekan bağlasa,
Hayali gözünden gitmez sılanın
Ovalar ovalar engin ovalar;
Gözüm yaşı biri birin kovalar.
Gülistan içinde bülbül yuvalar,
Çalısı çırpısı güldür sılanın. Karacaoğlan
6) Koşmanın konusu ve teması nedir? Karacaoğlan , halk edebiyatının hangi kolu içinde yer alır?

7) İslâmiyet’ten önceki Türk edebiyatında yer alan sözlü gelenekteki şiir türleri hangileridir? Yazınız.

8) İslâmî Türk edebiyatı hazırlık döneminde yazılmış dört eserin adı nedir? Yazınız.

İlâhi
Söyler dilim ağlar gözüm
Gariplere göynür özüm
Meğerki gökte yıldızum
Şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin Yunus Emre

9 ) Yukarıdaki şiirin şekil özellikleri nelerdir? (nazım birimi, ölçü, uyak dizilişi ve türleri...)

10) İlahi’nin konusu ve teması nedir? Açıklayınız.Yunus emre halk edebiyatının hangi kolunda yer alır?

Not Baremi: Her soru 10 puan değerindedir.
Sınav süresi: 40 dakikadır.Başarılar... Bülent Demiryapan








Adı :
Soyadı:
Okul No:


LÜLEBURGAZ LİSESİ 2001-2002 ÖĞRETİM YILI DİLBİLİM DERSİ
I.YAZILI YOKLAMASI:


1) Dil bilgisi ile dilbilim arasındaki farklar nelerdir? Maddelendirerek yazınız.

2) Dilbilim içinde yer alan bilim dalları hangileridir? Adlarını yazınız.

3) Yeryüzündeki başlıca beş dil ailesi hangileridir? Türkçe bu dil ailelerinden hangisi içinde yer alır?

4) Yapma dil nedir? Yapma dillerin ortaya çıkış amacı nedir? Örneklendiriniz.

5) Bitişken ( eklemeli) dillerin özellikleri nelerdir? Türkçe’den örnekler vererek açıklayınız.

6) Ortak dil ne demektir? Açıklayınız.

7) Türkçe’nin ağızları sözünden ne anlaşılması gerekir? Örneklendirerek açıklayınız.

Mahalle Kahvesi
...
Karışmasan olmaz değil mi? Sen de bunak!
Gelirsem öğretirim. Şimdi
- Ay şu pampine bak.
Yolunca terbiye verdim ya, aferin Hasan’a.
Bıraksalar beni, çoktan marızlamıştım ya!
Nevazil olmuşum Ahmet, bırak sesim yok hiç...
Sesin mi yok? Açılır şimdi: Bir imam suyu iç!
Ne iş ne güç, gece gündüz zıbar sade
Kaçıver belli ki çıngar çıkacak durmasana.
Aman bizim Baba Arif susuz musuz içiyor!..
Onun bir dalgası olmak gerek: Tünel geçiyor.
Moruk kaçıncı bardak? Şimdicik sızarsın ha!
..... Mehmet Akif Ersoy

8) Yukarıdaki parçada geçen argo sözcükler hangileridir? Anlamlarını yazınız.

9) Jargon ne demektir? Argo ile jargon arasındaki ayrım nedir? Açıklayınız

10) Sözlü iletişim nasıl yapılır? Sözlü iletişim içinde yer alan dil ötesi kavramı nedir? Açıklayınız.

Not Baremi: Her soru 10 puan değerindedir.
Sınav süresi: 40 dakikadır.Başarılar...
Bülent Demiryapan.















Adı :
Soyadı :
Okul No:

LÜLEBURGAZ LİSESİ 2001-2002ÖĞRETİMYILI TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI DERSİ
10-B SINIFI I. YAZILI YOKLAMA SORULARI:


1) İslamiyet’ten önceki döneme ait sözlü edebiyat eserleri nelerdir? Adlarını yazınız.

2) İslamiyet’ten önceki dönemde oluşmuş Türk destanları hangileridir? Adlarını yazınız.

3) Türk edebiyatının ilk yazılı örnekleri nelerdir? Bu eserlerin özellikleri ve önemi nedir?

4) Kaşgarlı Mahmud’un ünlü eserinin adı nedir? Bu eserin edebiyatımız acısından önemi nedir?

5) İslâmi Türk edebiyatı hazırlık döneminde yazılmış dört önemli eserin adını ve yazarlarının kimler olduğunu yazınız?

MESNEVî
......
Bir ateştir, ses değildir, ney sesi
Kimde yok ateş, yok olsun böylesi.
Anlatır ney, aşk-ı Mecnûn nedir:
Kanlı bir yoldan haber vermektedir. Mevlana C. Rûmî

6) Yukarıdaki şiirin konusu ve teması nedir? Açıklayınız.

İLAHÎ
Taştın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarımı bağlar mısın
Ni’dem elim ermez yâre
Bulunmaz derdime çâre
Oldum ilimden âvâre
Beni bunda eğler misin Yunus Emre
7) İlahî’nin şekil özellikleri nelerdir? Gösteriniz

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ

Ey Türk gençliği!Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin!
...............
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte. Bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal ATATÜRK

12) Yukarıdaki parçada hal(durum) eki almış isimleri bulunuz, hangi hal ekini aldıklarını yazınız.

13) Yukarıdaki parçadan basit, türemiş ve birleşik isim örneği bularak yazınız.

14) “ damarlarındaki “ sözcüğünü köküne ve eklerine ayırarak, hangi ekleri aldığını yazınız.

Not Baremi: Her soru 10 puan değerindedir. Sınav süresi: 40 dakikadır. Başarılar.....

Bülent Demiryapan




























































Adı :
Soyadı:
Okul No:

LÜLEBURGAZ LİSESİ 2001-2002 ÖĞRETİM YILI TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI DERSİ
9. SINIFLAR II. YAZILI YOKLAMA SORULARI:

Seyfi Baba
..........
Ortalık açmış, uyandım. Dedim, artık gideyim
Önce amma şu fakir âdemi memnun edeyim.
Bir de baktım ki : tek onluk bile yokmuş kesede;
Mühürüm boynunu bükmüş duruyormuş sade!
O zaman koptu içimden şu tahassür ebedî:
Ya hamiyyetsiz olaydım ya param olsa idi! M. Akif Ersoy

1) Şiirin konusu ve teması nedir? Şiirin şekil özellikleri nelerdir?
2) “ Mühürüm boynunu bükmüş “ sözüyle yapılmış edebî sanat hangisidir? Açıklayınız.
3) Halk Edebiyatı kaç bölüme ayrılır? Aşık edebiyatında görülen şiir türleri hangileridir?
4) Seyfi Baba şiirinde yapım eki almış isimler hangi sözcüklerdir? Kökünü ve ekini gösteriniz.
5) Seyfi Baba şirinde iyelik eki almış sözcükler hangileridir? Hangi iyelik ekini aldıklarını gösteriniz.
6) Seyfi Baba şiirinde hangi sözcükte ‘ ses düşmesi ‘ olayı gerçekleşmiştir? Gösteriniz.
7) Aşağıdaki sözcükleri köküne ve eklerine ayırınız, kökünün türünü ve hangi tür ekleri aldıklarını yazınız.

duygusuzluk - - bilmiyor musunuz - çalışkanlığını - yazısındaki - yücelttik – göründü - şaşkınlıkla

8) Türkçe’de sözcükler yapı bakımından kaç türdür? Birer örnek yazınız.


Not Baremi: 7. soru 30 puan , diğer sorular 10’ar puan değerindedir.Toplam 100 puan.
Sınav süresi : 40 dakikadır. Başarılar...
Bülent Demiryapan






























Adı :
Soyadı :
Okul no:

LÜLEBURGAZ LİSESİ 2001-2002 ÖĞRETİM YILI EDEBÎ METİNLER DERSİ
II. YAZILI YOKLAMA SORULARI:

1) Nef’î ‘nin yergi şiirlerini topladığı eserinin adı nedir? Nef’î hangi türdeki eserleriyle tanınmıştır?
MEVLİD
Allah adın zikr idelüm evvela
Vacib oldur cümle işde her kula
Allah adın ol kim evvel ana
Her işi asan ide Allah ana S.Çelebi
2) Mevlid şiirinin konusu ve teması nedir? Şiirin şekil özelliklerinedir? Gösteriniz.
3) Mevlid kaç bölümden oluşur? Yukarıdaki beyitler Mevlid’in hangi bölümünden alınmıştır?
Terkib-i Bend
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdîr
Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir.
İmân ile din akçedir erbâb-ı gınâda
Nâmus ile hamiyyet sözü kaldı fukarâda Ziya Paşa
4)Yukarıdaki beyitlerde anlatılmak istenen düşünceler nelerdir? Açıklayınız.Ziya Paşa’nın sanat görüşü nedir?
Hürriyet Kasidesi
Ne mümkün zülm ile bîdâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
Ne efsunkâr imişsin ah ey dîdâr-ı hürriyet
Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten N. Kemal
5)Hürriyet Kasidesi şiirin konusu ve teması nedir?
6) Son dizedeki edebî sanat nedir? Açıklayınız.
Promete
Kalbinde her dakika şu ulvi tahassürün
Minkâr-ı ateşîni duy, daima düşün,
Onlar niçin semâda niçin ben çukardayım?
Gülsün neden cihan bana,ben yalnız ağlayım?... T.Fiktet
7)Promete şiirinin konusu ve teması nedir? Açıklayınız.Tevfik Fikret hangi edebiyat topluluğunun içinde yer alır?
Merdiven
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta.... A.Haşim
8)Merdiven şiirinin şekil özellikleri nelerdir?
9) Ahmet Haşim hangi edebiyat akımının etkisindedir? Şiirden örnekler vererek açıklayınız.

Mehlika Sultan
Mehlika Sultan’a âşık yedi genç,
Gece şehrin kapısından çıktı;
Mehlika Sultan’a âşık yedi genç
Kara sevdalı birer âşıktı. Y.Kemal Beyatlı

10) Mehlika Sultan şiirinin konusu ve teması nedir? Şekil özellikleri nedir? Gösteriniz.

Not Baremi: Her soru 10 puan değerindedir.
Sınav süresi: 40 dakikadır. Başarılar.... Bülent Demiryapan






















Adı :
Soyadı:
Okul no:


LÜLEBURGAZ LİSESİ 2001-2002 ÖĞRETİM YILI 10-F SINIFI DİLBİLİM DERSİ
II. YAZILI YOKLAMA SORULARI:

AÇIKLAMALAR:
1) Bu test 40 sorudan oluşmaktadır.
2) Sınav süresi 60 dakikadır.
3) Her dört yanlış bir doğru cevabı geçersiz kılar.
4) Cevaplarınızı cevap kağıdı üzerinde işaretleyiniz.

1) Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “ilk kez “ sözü gereksiz kullanılmıştır?

a) Onu ilk kez bu kadar üzgün görüyorum.
b) Uçağa ilk kez bineceği için çok heyecanlıydı.
c) Bu kıyı kasabasına ilk kez gidiyordum.
d) Böyle bir yarışmaya ilk kez katılıyorum.
e) Onunla ilk kez bir arkadaş toplantısında tanıştık.

2) “ Bu yasadan, özel ve kamu kuruşlarında çalışanlar yararlanacak.” Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?

a) “yasadan” sonra “bütün” sözcüğü getirilecek
b) “ve” sözcüğü kaldırılacak
c) “ve” yerine “kuruluşlarla” sözcüğü getirilerek
d) “çalışanlar”dan sonra “kesinlikle” sözcüğü getirilecek
e) “yararlanacak “ yerine “yararlanabilir” sözcüğü getirilerek

3) I . Onun bu pişkinliğine bir anlam vermedik.
II. Çoğunluk sağlanamadığı için toplantı ertelendi.
III. Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun.
IV. Çevre temizliğine önem vermek gerekir.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde altı çizili sözcükler gerçek anlamı dışında kullanılmıştır?
a) I. ve II. b) I. ve III. c) II. ve III. d) II. ve IV. e) III. ve IV.

4) Kendisine söylenen bu sözü duyar duymaz oturduğu yerden ayağa kalktı, kürsüye yöneldi.
I II III IV V
Bu cümlede, altı çizili sözcüklerin hangisi gereksiz kullanılmıştır?

a) I. b) II. c) III. d) IV. e) V.

5)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

a. İlkbaharda, bülbül sesleriyle uyanırdım.
b. Sokağa bakan, küçük ama şirin bir evimiz vardı.
c. Mahallenin çocukları çoğunlukla bizim bahçede oynarlardı.
d. O yıllarda ben otuz, o ise otuz beş yaşlarındaydı.
e. Komşularımızla sık sık birbirimize gider gelirdik.

6)Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “kavuşmak” sözcüğü yerinde kullanılmamıştır?

a) Sonunda gün kavuştu, karanlık bastı.
b) Şişmanlamıştı, ceketinin önü kavuşmuyordu.
c) Bu dere, biraz ileride Meriç’e kavuşuyordu.
d) Öteki kentler gibi bu kent de çirkin bir görüntüye kavuştu.
e) Biricik oğluna kavuşmuş, yılların özlemi dinmişti.






7) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcüğün gereksiz yere kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır?

a) Hiç olmazsa bir acı kahvemizi için.
b) Hiç olmazsa hafta sonlarında eve geliyor.
c) Hiç olmazsa bari yağmurun dinmesini bekleyin.
d) Hiç olmazsa ara sıra telefonla arayın.
e) Hiç olmazsa senin gibi güçlük çıkarmıyor.

8) Aşağıdakilerden hangisi modern dilbilimin kurucusu sayılmaktadır?

a) Wilhelm von Humboldt b) Ferdinand de Saussure c) Aristo d) Platon e) Panini

9) Dilbilimle ilgili olarak aşağıda belirtilen yargılardan hangisi doğru değildir?

a) Dilbilim, olması gerekeni değil, olanı inceler.
b) Dilbilim,hiçbir şekilde dile müdahale etmez.
c) Dilbilim, bütün dillerde sürekli ve evrensel bir gelişimi ele alır.
d) Dilbilim, dillerin sınırlarını çizer ve bu çerçeve içerisinde kendi kendini tanımlar.
e) Dilbilim, bir dili belli bir sistem içerisinde inceleyerek ele alır.

10) Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna Türkçe’den başka aşağıdaki dillerden hangisi girer?

a) Almanca b) Farsça c) Moğolca d) Macarca e) Fince

11) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yerinde kullanılmamış bir sözcük anlatım bozukluğuna yol açmıştır?

a) Başarı sözcüğünün anlamı kişiden kişiye değişir.
b) Her insan, yaptığı işin beğenilmesinden hoşlanır.
c) Sürekli ve düzenli çalışma kişiyi başarıya ulaştırır.
d) Önemsenmeyen, gereksiz hatalar başarıyı engeller.
e) Önemsiz gibi görünen ayrıntıların da bir işlevi vardır.

12) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

a) Trenin zamanında kalkmaması, yolcuların canını sıkıyor.
b) Büyük kentlerdeki ulaşım sorunu gün geçtikçe büyüyor.
c) Yağmurlu günlerin ardından güneşli günlerin gelmesi bekleniyor.
d) Görevlilerin beyaz kravat ve koyu renk ceket giymesi gerekiyor.
e) Bu yıl, tahıl üretiminin daha da artacağı umuluyor.

13) (I) Bu kitapta anlatılanlar 1940 yılında geçiyor.(II) Yazarının arka kapakta açıkladığına göre bu yapıt, yazmakta olduğu roman dizisinin ilk kitabını oluşturuyor.(III) Kitapta, Çukurova yöresi ve bu yörede yaşayanların birbiriyle olan ilişkileri ele alınıyor.(IV) Bunlar içtenlik ve sevecenlikle yoğrulmuş, yalın bir anlatımla sergileniyor. (V) Bu anlatım açık, kısa cümleli bir dille beslendiğinden zevkle ve ilgiyle okunuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde söyleyenin kendi düşüncesine yer verilmiştir?
a) I. ve II. b) I. ve III. c) II. ve IV. d) III. ve IV. e) IV. ve V.

14) “ Babamın yüzündeki sert çizgiler yumuşadı.” Cümlesinde yer alan “sert” sözcüğü için aşağıdakilerden hangisini söyleyebilriz?

a) Mecaz anlamlı b) Gerçek anlamlı c) Eş anlamlı d) Terim anlamlı e) Yan anlamlı

15) “Dil” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamıyla kullanılmıştır?

a) Dilimin ucunda yara çıktı.
b) Ona o kadar dil döktüm ama onu inandıramadım.
c) Gönül dilinden anlamıyorsun ki...
d) Köy, Ege kıyılarındaki bir dilde kurulmuş.
e) Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.









16) ‘ Yeşil ağaçlar arasında Manisa, akşamları morararak susar ; ince rüzgarla dağılan ezan seslerinden sonra belde, derin bir sessizliğe dalar,karanlık basınca yamaçtaki evlerde cılız gaz lambalarının titrek ışıkları görülür.’
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?

a) Öyküleyici b) Betimleyici c)Açıklamalı d) Karşılaştırmalı e) Tanımlayıcı

17) ‘ Sesini hiç kimseye duyuramayan Bülbül, derdini önce karanlık geceye, sonra Ay’a derken Sabah’a ve Güneş’e açar. Hiçbirinden yardım göremeyince yüzünü Tanrı’ya çevirir ve içli içli yalvarmaya başlar. Gül ancak o zaman Bülbül’ün feryadını duyar ve sesin sahibini merak ederek Nergis’i gönderir.’
Parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisine başvurulmuştur?
a) Betimleme b) Öyküleme c) Tanımlama d) Açıklama e) Örneklendirme


18) ‘Biraz yürüyüp bir tahta perdenin önünde durdular. Kapıda telden yapılmış bir halkayı çekince
içeride bir sığır çıngırağı öttü. Ses seda çıkmadı. Birkaç defa daha kapıyı çaldılar. Cevap çıkmayınca kapıyı hafifçe ittiler. Açıldı. Karşılarına bir bahçe serildi. Siyah beyaz çakıldan mozaik bir yol, tahtaları simsiyah kesilmiş minnacık bir evin önüne kadar gidiyordu. Yol boyunca iki sıra fındık,şimşir ağaçları dizilmişti. Bahçe kuş cıvıltısı içindeydi.’
Parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangi ikisi kullanılmıştır?

a) Tanımlama – Öyküleme b) Karşılaştırma – Betimleme
c) Betimleme – Örneklendirme d) Öyküleme – Betimleme
e)Açıklama – Öyküleme

19) I. Karanlık basmadan yola çıktılar.
II. Çocuk yedi yaşına basmadan okula başladı.
III. Ayağı acıdığı için rahat basamıyor.
IV. Çimlere basmadan çiçekleri sulamalısın.
Hangi cümlelerde “basma” sözcüğü gerçek anlamda kullanılmıştır?
a) I. ve III. b) I. ve IV. c) II. ve III. d) III. ve IV. e) II. ve IV.

20) Aşağıdaki sözcüklerden hangisi “anlam genişlemesi” ne örnek gösterilemez?

a) Terkos b) Selpak c) Hamburger d) Don e) Yol

21) Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisinde “somutlaştırma” yapılmıştır?

a) Adamcağızı fena bozdunuz.
b) Halk sokaklara döküldü.
c) Arabayı bozdu.
d) Çayı üzerine döktü.
e) Hava birden bozdu.

22) Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi “ad aktarması”na örnek gösterilemez?

a) Tarlalara bereket yağıyor.
b) Bayramda şehir ayağa kalktı.
c) İçerisi çok sıcak üstünü çıkart yoksa terleyeceksin.
d) Halk o gün sokaklara dökülmüştü.
e) Okulumuz üniversite sınavında iyi sonuçlar aldı.

23) ‘Aşıp gitmekle bitmez kıraç ovalar...Ufukta bir kabaran, bir yayvanlaşan yaklaşılmaz ve yaklaşınca belli olmaz kül rengi çıplak ağaçlar... dere içlerinde loş değirmenler ve kenarlarında leylekler dizili, insan yüzüne hasret, akıp içe giden çaylar.... Anadolu!!
Yazar, yukarıdaki parçada hangi anlatım biçimini kullanmıştır?
a) Nesnel anlatım b) Açıklayıcı anlatım c) Betimleyici anlatım d) Tartışmacı anlatım
e)Öyküleyici








24) Cansız varlıkların ya da soyut kavramların çoğulları özne olduğunda bunların yüklemleri tekil olur.
Aşağıdakilerden hangisinde bu kurala uyulmamıştır?
a) Köylüler, uzaktan uzağa bağrıştılar.
b) Boksörler yaman dövüştüler.
c) Dağlar, günbatımına doğru kızıllaştı.
d) Bu düşünceler iyice kafasını karıştırmışlardı.
e)Yerdeki otları, çalı çırpıyı toplayıp yakıyorlardı.

25) Aşağıdakilerin hangisinde “barınmak” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?
Anlam Kullanım
a) Bir yerde yaşamak, yaşamını sürdürmek. Burası yılın her mevsiminde gemilerin barınacağı bir yerdi.
b) Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak. Çalıştığı yerlerin hiçbirinde barınamadı.
c) Bir yerde etkili olmak,gelişecek ortam bulmak. Çağdışı anlayışların burada barınamayacağını anlamıştı.
d)Doğa etkilerinden korunmasını sağlayacak Soğuk havalarda barınmak için kendine kuytu bir yer
bir yere sığınmak. arıyordu.
e)Yerleşmek için uygun koşullar bularak oturmak. Koskoca kentte bir yer bulup barınamadılar.


26) "Okumak" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı bir anlamda kullanılmıştır?
a) Okumak için hocasından kitap istedi .
b) Tolstoy'un "insan ile yaşar" kitabını okumak istiyordu .
c) Bu zamanda üniversitede okumak kolay mı?
d) Yaşlı adam buraya gazete okumak için geliyor .
e) Kitap okumak kadar, iyi bir kitabı seçmeyi de bilmek gerekir.

27) "Görmek" sözcüğünün aşağıdaki açıklamalarından hangisi, birlikte verilen örnek cümleye uygun değildir?
a) Gezmek: O bütün Avrupa'yı görmüş .
b) Rastlamak: Pazar günü Fethiye Caddesinde Ahmet'i gördüm .
c) Ziyaret etmek: Yarın dernek başkanını göreceğiz .
d) Sahip olmak: Bu ev, çok iyi güneş görüyor .
e) Uğramak: Bu işten hepimiz çok zarar gördük.

28) I. Beni görünce yüzü kızardı
II. Suyun yüzünde böcekler vardı
III. Kumaşın bu yüzü daha parlakmış
IV. Kanepenin yüzü oldukça eskimişti
V. Gözyaşları yüzüne doğru süzülüverdi
"Yüz" sözcüğü yukarıdaki cümlelerde kaç değişik anlamda kullanılmıştır?


a) 1 b) 2 c) 3 d) 4 e) 5


29) "aile" sözcüğünün aşağıdaki açıklamalarından hangisi birlikte verilen örnek cümleye uygun değildir?

a)Erkeğin karısı ve çocukları: Ev tutunca ailemi de getireceğim.
b) Birlikte çalışan kimselerin tümü: Milli Eğitim ailesinin çalışkan bir üyesiydi.
c) Aynı soydan gelen kimseler zinciri: Damadımız İzmirli eski bir ailenin çocuğudur.
d) Kişinin ana babası: Ailem kampa gitmeme izin vermiyor.
e) Anne baba ve çocuktan oluşan topluluk: Ailesi ölünce bir daha evlenmedi.

30)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "fazla" sözcüğü cümleye "gereğinden çok" anlamını katmaktadır?

a) Tatilde fazla paraya ihtiyacın olacak.
b) Bu iş için fazla elemana ihtiyacımız var.
c) Bu konuda fazla titizlik gösteriyorsun.
d) Başarmak için fazla çaba gösterdi.
e) Bu çiçekler fazla su istiyor.






31) (l) ihtiyar Adam ve Deniz, Ernest Hemingway'e Nobel ödülü kazandıran romanlarından biri. (II) Psikolojik yanı ağır basan ve sinemaya uyarlanması neredeyse olanaksız görünen bu roman, ünlü bir yönetmence sinemaya uyarlanmış. (III) Filmde, balıkçılıkla geçinen ihtiyar bir adamın yaşamı, ilgi çekici bir biçimde anlatılmış. (IV) Uzun süredir balık yakalayamayan ihtiyar adamın, son kez şansını denediğinde büyük bir balık avlaması ve onu karaya çıkarmak için gösterdiği insanüstü çaba, izleyiciyi oldukça etkiliyor. (V) ihtiyar Adam ve Deniz, izlenmeye değer en iyi filmlerden biri.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde öznellik yoktur?
a) I. b) II. c) III. d) IV. e) V.


32) (l) Toroslar, Çukurova'nın bereketli topraklarım iç Anadolu'nun bozkırından ayırır. (II) Çukurova'yı at nalı biçiminde kuşatmış bir duvardır sanki. (III) Ovadan bakılınca çelikten dev bir testere ağzım andıran tepeler, yaz kış ışıl ısıldır. (IV) Toroslar öylesine sarp ve yüksektir ki kolay kolay geçilmez. (V) Tren bile Toroslar'ı geçerken tünelin birinden çıkıp ötekine girer.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde benzetme yapılmıştır?
a) I.ve II. b) I. ve III. c) II. ve III. d) II. ve IV. e) IV. ve V.

33) Bir öykünün, yer aldığı kitaba adını verebilmesi için kitaptaki öteki öyküler arasında seçkinlik kazanma-sı gerekir, (l) Okuduğum son öykü de bu türden. (II) Olay yine parçalı, kişilerin ağzından tek tek anlatılıyor. (III) Her anlatıcı konunun bir yönünü tamamlıyor. (IV) Kişiler öylesine doğal, içten konuşturuluyor ki hemen her kişi benliğinize girerek sizi zenginleştiriyor. (V)
Düşüncenin akışına göre, "Böylece siz de öykünün bir parçası oluyorsunuz." cümlesinin yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi uygun olur?
a) I b) II c) III d) IV e) V
34)
Dünyada neler olup bittiğini böylesine iyi bilen (,) I
okuma (,) II çalışma gücü yüksek (.) III oldukça bilgili
bu genç (,) IV insanın kullandığı sözcüklere (,) V alışık
olmadığımız yeni anlamlar kattığını görüyorum.
Yukarıdaki cümlede, numaralanmış virgüllerden (,) hangisinin yeri değiştirilirse anlam karışıklığı giderilmiş olur?
a) I b) II c) III d) IV e) V
35) Fiyatlar çok pahalı olduğu için satışlar çok durgun.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
a) "çok" sözcükleri atılmalı
b) "durgun" yerine "az" sözcüğü getirilmeli
c) "olduğu için" yerine "olduğundan" sözcüğü getirilmeli
d) "satışlar" yerine "alışveriş" sözcüğü getirilmeli
e) "pahalı" yerine "yüksek" sözcüğü getirilmeli



36) Yaptıklarını kendi ağzıyla itiraf etti.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
a) Yüklemin III. tekil kişili olmasından
b) Nesnenin çoğul eki almasından
c) Gereksiz söz kullanılmasından
d) Yüklemin di'li geçmiş zamanlı olmasından
e) Nesnenin yanlış yerde kullanılmasından
37) Gürültüden uzak, doğal güzelliklerle dolu parkın bir
I
köşesinde, yaşlı bir hanım masanın üstüne koydu-
II
ğu romanını bir karış uzaktan okumaya çalışıyor;
III
bir şişman, spor giyimli bir adam da dalgın dalgın uzaklara bakıyordu.
IV V

Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için altı çizili sözcüklerden hangisi atılmalıdır?
a) I b) II c) III d) IV e) V


38) Aşağıdakilerin hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur ?
a)Yüzünü ekşiterek sorumuzu geçiştirmeye çalıştı.
b) Kendi derdine bile yanamıyor artık.
c) Öğrenmeye aç bir toplum olduğumuz çok belirgin.
d) İçindeki bulutlar, yavaş yavaş dağılmaya başladı.
e) Seni ilgilendirmeyen işlere pek karışmamalısın.

39) Aşağıdakilerin hangisinde insan dışı bir varlığın insana benzetilmesi söz konusudur?
a)Bütün gün gelen geçeni selamlayıp durdu.
b) İnsanlara yakın olmaktan hoşlandığı söylenemez
c) Çok güç durumlarda kalmış; ama yılmamıştı.
d) Rüzgar, ninni söyleyen bir anneyi andırıyordu.
e) Bazı konulara yaklaşımı oldukça mantıklıydı.

40) I. Arka arkaya üç gol atıldı.
II. Annesinin ardı sıra gitti.
III. Arada bir toplantıya geliyor.
IV. Biz de apar topar dışarı çıktık.
V.Arada sırada sözümü tutar.
Bu cümlelerdeki altı çizili sözlerden hangileri birbirine en yakın anlamdadır?
a) I. ve III.
b) II. ve IV.
c) III. ve V.
d) II. ve V.
e) IV. ve V.



Adı :
Soyadı:
Okul no:


LÜLEBURGAZ LİSESİ 2001-2002 ÖĞRETİM YILI 10-F SINIFI DİLBİLİM DERSİ
II. YAZILI YOKLAMA SORULARI:

AÇIKLAMALAR:
1) Bu test 40 sorudan oluşmaktadır.
2) Sınav süresi 60 dakikadır.
3) Her dört yanlış bir doğru cevabı geçersiz kılar.
4) Cevaplarınızı cevap kağıdı üzerinde işaretleyiniz.
5) Her soru 2.5 puan değerindedir.Başarılar. Bülent Demiryapan

1) (l) Toroslar, Çukurova'nın bereketli topraklarım iç Anadolu'nun bozkırından ayırır. (II) Çukurova'yı at nalı biçiminde kuşatmış bir duvardır sanki. (III) Ovadan bakılınca çelikten dev bir testere ağzım andıran tepeler, yaz kış ışıl ısıldır. (IV) Toroslar öylesine sarp ve yüksektir ki kolay kolay geçilmez. (V) Tren bile Toroslar'ı geçerken tünelin birinden çıkıp ötekine girer.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde benzetme yapılmıştır?
a) I.ve II. b) I. ve III. c) II. ve III. d) II. ve IV. e) IV. ve V.

2) Bir öykünün, yer aldığı kitaba adını verebilmesi için kitaptaki öteki öyküler arasında seçkinlik kazanma-sı gerekir, (l) Okuduğum son öykü de bu türden. (II) Olay yine parçalı, kişilerin ağzından tek tek anlatılıyor. (III) Her anlatıcı konunun bir yönünü tamamlıyor. (IV) Kişiler öylesine doğal, içten konuşturuluyor ki hemen her kişi benliğinize girerek sizi zenginleştiriyor. (V)
Düşüncenin akışına göre, "Böylece siz de öykünün bir parçası oluyorsunuz." cümlesinin yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi uygun olur?
a) I b) II c) III d) IV e) V
3)
Dünyada neler olup bittiğini böylesine iyi bilen (,) I
okuma (,) II çalışma gücü yüksek (.) III oldukça bilgili
bu genç (,) IV insanın kullandığı sözcüklere (,) V alışık
olmadığımız yeni anlamlar kattığını görüyorum.
Yukarıdaki cümlede, numaralanmış virgüllerden (,) hangisinin yeri değiştirilirse anlam karışıklığı giderilmiş olur?
a) I b) II c) III d) IV e) V
4) Fiyatlar çok pahalı olduğu için satışlar çok durgun.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
a) "çok" sözcükleri atılmalı
b) "durgun" yerine "az" sözcüğü getirilmeli
c) "olduğu için" yerine "olduğundan" sözcüğü getirilmeli
d) "satışlar" yerine "alışveriş" sözcüğü getirilmeli
e) "pahalı" yerine "yüksek" sözcüğü getirilmeli


5) Yaptıklarını kendi ağzıyla itiraf etti.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
a) Yüklemin III. tekil kişili olmasından
b) Nesnenin çoğul eki almasından
c) Gereksiz söz kullanılmasından
d) Yüklemin di'li geçmiş zamanlı olmasından
e) Nesnenin yanlış yerde kullanılmasından
6) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcüğün gereksiz yere kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır?

f) Hiç olmazsa bir acı kahvemizi için.
g) Hiç olmazsa hafta sonlarında eve geliyor.
h) Hiç olmazsa bari yağmurun dinmesini bekleyin.
i) Hiç olmazsa ara sıra telefonla arayın.
j) Hiç olmazsa senin gibi güçlük çıkarmıyor.

7)Aşağıdakilerden hangisi modern dilbilimin kurucusu sayılmaktadır?

a) Wilhelm von Humboldt b) Ferdinand de Saussure c) Aristo d) Platon e) Panini

8)Dilbilimle ilgili olarak aşağıda belirtilen yargılardan hangisi doğru değildir?

a) Dilbilim, olması gerekeni değil, olanı inceler.
b) Dilbilim,hiçbir şekilde dile müdahale etmez.
c) Dilbilim, bütün dillerde sürekli ve evrensel bir gelişimi ele alır.
d) Dilbilim, dillerin sınırlarını çizer ve bu çerçeve içerisinde kendi kendini tanımlar.
e) Dilbilim, bir dili belli bir sistem içerisinde inceleyerek ele alır.

9)Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna Türkçe’den başka aşağıdaki dillerden hangisi girer?

a) Almanca b) Farsça c) Moğolca d) Macarca e) Fince

10)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yerinde kullanılmamış bir sözcük anlatım bozukluğuna yol açmıştır?

a. Başarı sözcüğünün anlamı kişiden kişiye değişir.
b. Her insan, yaptığı işin beğenilmesinden hoşlanır.
c. Sürekli ve düzenli çalışma kişiyi başarıya ulaştırır.
d. Önemsenmeyen, gereksiz hatalar başarıyı engeller.
e. Önemsiz gibi görünen ayrıntıların da bir işlevi vardır.

11) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

a. Trenin zamanında kalkmaması, yolcuların canını sıkıyor.
b. Büyük kentlerdeki ulaşım sorunu gün geçtikçe büyüyor.
c. Yağmurlu günlerin ardından güneşli günlerin gelmesi bekleniyor.
d. Görevlilerin beyaz kravat ve koyu renk ceket giymesi gerekiyor.
e. Bu yıl, tahıl üretiminin daha da artacağı umuluyor.

12) (I) Bu kitapta anlatılanlar 1940 yılında geçiyor.(II) Yazarının arka kapakta açıkladığına göre bu yapıt, yazmakta olduğu roman dizisinin ilk kitabını oluşturuyor.(III) Kitapta, Çukurova yöresi ve bu yörede yaşayanların birbiriyle olan ilişkileri ele alınıyor.(IV) Bunlar içtenlik ve sevecenlikle yoğrulmuş, yalın bir anlatımla sergileniyor. (V) Bu anlatım açık, kısa cümleli bir dille beslendiğinden zevkle ve ilgiyle okunuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde söyleyenin kendi düşüncesine yer verilmiştir?
a) I. ve II. b) I. ve III. c) II. ve IV. d) III. ve IV. e) IV. ve V.





13) “ Babamın yüzündeki sert çizgiler yumuşadı.” Cümlesinde yer alan “sert” sözcüğü için aşağıdakilerden hangisini söyleyebilriz?

a) Mecaz anlamlı b) Gerçek anlamlı c) Eş anlamlı d) Terim anlamlı e) Yan anlamlı

14) “Dil” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamıyla kullanılmıştır?

a. Dilimin ucunda yara çıktı.
b. Ona o kadar dil döktüm ama onu inandıramadım.
c. Gönül dilinden anlamıyorsun ki...
d. Köy, Ege kıyılarındaki bir dilde kurulmuş.
e. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.


15) Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “ilk kez “ sözü gereksiz kullanılmıştır?

a. Onu ilk kez bu kadar üzgün görüyorum.
b. Uçağa ilk kez bineceği için çok heyecanlıydı.
c. Bu kıyı kasabasına ilk kez gidiyordum.
d. Böyle bir yarışmaya ilk kez katılıyorum.
e. Onunla ilk kez bir arkadaş toplantısında tanıştık.

16) “ Bu yasadan, özel ve kamu kuruşlarında çalışanlar yararlanacak.” Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?

a. “yasadan” sonra “bütün” sözcüğü getirilecek
b. “ve” sözcüğü kaldırılacak
c. “ve” yerine “kuruluşlarla” sözcüğü getirilerek
d. “çalışanlar”dan sonra “kesinlikle” sözcüğü getirilecek
e. “yararlanacak “ yerine “yararlanabilir” sözcüğü getirilerek

17) I . Onun bu pişkinliğine bir anlam vermedik.
II. Çoğunluk sağlanamadığı için toplantı ertelendi.
III. Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun.
IV. Çevre temizliğine önem vermek gerekir.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde altı çizili sözcükler gerçek anlamı dışında kullanılmıştır?
a) I. ve II. b) I. ve III. c) II. ve III. d) II. ve IV. e) III. ve IV.

18) Kendisine söylenen bu sözü duyar duymaz oturduğu yerden ayağa kalktı, kürsüye yöneldi.
I II III IV V
Bu cümlede, altı çizili sözcüklerin hangisi gereksiz kullanılmıştır?

a) I. b) II. c) III. d) IV. e) V.

19) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

a. İlkbaharda, bülbül sesleriyle uyanırdım.
b. Sokağa bakan, küçük ama şirin bir evimiz vardı.
c. Mahallenin çocukları çoğunlukla bizim bahçede oynarlardı.
d. O yıllarda ben otuz, o ise otuz beş yaşlarındaydı.
e. Komşularımızla sık sık birbirimize gider gelirdik.

20) Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “kavuşmak” sözcüğü yerinde kullanılmamıştır?

a. Sonunda gün kavuştu, karanlık bastı.
b. Şişmanlamıştı, ceketinin önü kavuşmuyordu.
c. Bu dere, biraz ileride Meriç’e kavuşuyordu.
d. Öteki kentler gibi bu kent de çirkin bir görüntüye kavuştu.
e. Biricik oğluna kavuşmuş, yılların özlemi dinmişti.






21) Gürültüden uzak, doğal güzelliklerle dolu parkın bir
I
köşesinde, yaşlı bir hanım masanın üstüne koydu-
II
ğu romanını bir karış uzaktan okumaya çalışıyor;
III
bir şişman, spor giyimli bir adam da dalgın dalgın uzaklara bakıyordu.
IV V

Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için altı çizili sözcüklerden hangisi atılmalıdır?
a) I b) II c) III d) IV e) V


22) Aşağıdakilerin hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur ?
a)Yüzünü ekşiterek sorumuzu geçiştirmeye çalıştı.
b) Kendi derdine bile yanamıyor artık.
c) Öğrenmeye aç bir toplum olduğumuz çok belirgin.
d) İçindeki bulutlar, yavaş yavaş dağılmaya başladı.
e) Seni ilgilendirmeyen işlere pek karışmamalısın.

23) Aşağıdakilerin hangisinde insan dışı bir varlığın insana benzetilmesi söz konusudur?
a)Bütün gün gelen geçeni selamlayıp durdu.
b) İnsanlara yakın olmaktan hoşlandığı söylenemez
c) Çok güç durumlarda kalmış; ama yılmamıştı.
d) Rüzgar, ninni söyleyen bir anneyi andırıyordu.
e) Bazı konulara yaklaşımı oldukça mantıklıydı.

24) I. Arka arkaya üç gol atıldı.
II. Annesinin ardı sıra gitti.
III. Arada bir toplantıya geliyor.
IV. Biz de apar topar dışarı çıktık.
V.Arada sırada sözümü tutar.
Bu cümlelerdeki altı çizili sözlerden hangileri birbirine en yakın anlamdadır?
a) I. ve III.
b) II. ve IV.
c) III. ve V.
d) II. ve V.
e) IV. ve V.















25) ‘ Yeşil ağaçlar arasında Manisa, akşamları morararak susar ; ince rüzgarla dağılan ezan seslerinden sonra belde, derin bir sessizliğe dalar,karanlık basınca yamaçtaki evlerde cılız gaz lambalarının titrek ışıkları görülür.’ Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?

a) Öyküleyici b) Betimleyici c)Açıklamalı d) Karşılaştırmalı e) Tanımlayıcı

26) ‘ Sesini hiç kimseye duyuramayan Bülbül, derdini önce karanlık geceye, sonra Ay’a derken Sabah’a ve Güneş’e açar. Hiçbirinden yardım göremeyince yüzünü Tanrı’ya çevirir ve içli içli yalvarmaya başlar. Gül ancak o zaman Bülbül’ün feryadını duyar ve sesin sahibini merak ederek Nergis’i gönderir.’
Parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisine başvurulmuştur?
a) Betimleme b) Öyküleme c) Tanımlama d) Açıklama e) Örneklendirme

27) ‘Biraz yürüyüp bir tahta perdenin önünde durdular. Kapıda telden yapılmış bir halkayı çekince
içeride bir sığır çıngırağı öttü. Ses seda çıkmadı. Birkaç defa daha kapıyı çaldılar. Cevap çıkmayınca kapıyı hafifçe ittiler. Açıldı. Karşılarına bir bahçe serildi. Siyah beyaz çakıldan mozaik bir yol, tahtaları simsiyah kesilmiş minnacık bir evin önüne kadar gidiyordu. Yol boyunca iki sıra fındık,şimşir ağaçları dizilmişti. Bahçe kuş cıvıltısı içindeydi.’
Parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangi ikisi kullanılmıştır?

a) Tanımlama – Öyküleme b) Karşılaştırma – Betimleme
c) Betimleme – Örneklendirme d) Öyküleme – Betimleme
e)Açıklama – Öyküleme

28) I. Karanlık basmadan yola çıktılar.
II. Çocuk yedi yaşına basmadan okula başladı.
III. Ayağı acıdığı için rahat basamıyor.
IV. Çimlere basmadan çiçekleri sulamalısın.
Hangi cümlelerde “basma” sözcüğü gerçek anlamda kullanılmıştır?
a) I. ve III. b) I. ve IV. c) II. ve III. d) III. ve IV. e) II. ve IV.

29) Aşağıdaki sözcüklerden hangisi “anlam genişlemesi” ne örnek gösterilemez?

a) Terkos b) Selpak c) Hamburger d) Don e) Yol

30) Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisinde “somutlaştırma” yapılmıştır?

a. Adamcağızı fena bozdunuz.
b. Halk sokaklara döküldü.
c. Arabayı bozdu.
d. Çayı üzerine döktü.
e. Hava birden bozdu.

31) Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi “ad aktarması”na örnek gösterilemez?

a. Tarlalara bereket yağıyor.
b. Bayramda şehir ayağa kalktı.
c. İçerisi çok sıcak üstünü çıkart yoksa terleyeceksin.
d. Halk o gün sokaklara dökülmüştü.
e. Okulumuz üniversite sınavında iyi sonuçlar aldı.

32) ‘Aşıp gitmekle bitmez kıraç ovalar...Ufukta bir kabaran, bir yayvanlaşan yaklaşılmaz ve yaklaşınca belli olmaz kül rengi çıplak ağaçlar... dere içlerinde loş değirmenler ve kenarlarında leylekler dizili, insan yüzüne hasret, akıp içe giden çaylar.... Anadolu!!
Yazar, yukarıdaki parçada hangi anlatım biçimini kullanmıştır?
a) Nesnel anlatım b) Açıklayıcı anlatım c) Betimleyici anlatım d) Tartışmacı anlatım
e)Öyküleyici

33) Cansız varlıkların ya da soyut kavramların çoğulları özne olduğunda bunların yüklemleri tekil olur.
Aşağıdakilerden hangisinde bu kurala uyulmamıştır?
a) Köylüler, uzaktan uzağa bağrıştılar.
b) Boksörler yaman dövüştüler.
c) Dağlar, günbatımına doğru kızıllaştı.
d) Bu düşünceler iyice kafasını karıştırmışlardı
e) Yerdeki otları, çalı çırpıyı toplayıp yakıyorlardı.


34) Aşağıdakilerin hangisinde “barınmak” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?
Anlam Kullanım
a) Bir yerde yaşamak, yaşamını sürdürmek. Burası yılın her mevsiminde gemilerin barınacağı bir yerdi.
b) Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak. Çalıştığı yerlerin hiçbirinde barınamadı.
c) Bir yerde etkili olmak,gelişecek ortam bulmak. Çağdışı anlayışların burada barınamayacağını anlamıştı.
d)Doğa etkilerinden korunmasını sağlayacak Soğuk havalarda barınmak için kendine kuytu bir yer
bir yere sığınmak. arıyordu.
e)Yerleşmek için uygun koşullar bularak oturmak. Koskoca kentte bir yer bulup barınamadılar.

35) "Okumak" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı bir anlamda kullanılmıştır?
a) Okumak için hocasından kitap istedi .
b) Tolstoy'un "insan ile yaşar" kitabını okumak istiyordu .
c) Bu zamanda üniversitede okumak kolay mı?
d) Yaşlı adam buraya gazete okumak için geliyor .
e) Kitap okumak kadar, iyi bir kitabı seçmeyi de bilmek gerekir.

36) "Görmek" sözcüğünün aşağıdaki açıklamalarından hangisi, birlikte verilen örnek cümleye uygun değildir?
a) Gezmek: O bütün Avrupa'yı görmüş .
b) Rastlamak: Pazar günü Fethiye Caddesinde Ahmet'i gördüm .
c) Ziyaret etmek: Yarın dernek başkanını göreceğiz .
d) Sahip olmak: Bu ev, çok iyi güneş görüyor .
e) Uğramak: Bu işten hepimiz çok zarar gördük.

37) I. Beni görünce yüzü kızardı
II. Suyun yüzünde böcekler vardı
III. Kumaşın bu yüzü daha parlakmış
IV. Kanepenin yüzü oldukça eskimişti
V. Gözyaşları yüzüne doğru süzülüverdi
"Yüz" sözcüğü yukarıdaki cümlelerde kaç değişik anlamda kullanılmıştır?


a) 1 b) 2 c) 3 d) 4 e) 5


38) "aile" sözcüğünün aşağıdaki açıklamalarından hangisi birlikte verilen örnek cümleye uygun değildir?

a)Erkeğin karısı ve çocukları: Ev tutunca ailemi de getireceğim.
b) Birlikte çalışan kimselerin tümü: Milli Eğitim ailesinin çalışkan bir üyesiydi.
c) Aynı soydan gelen kimseler zinciri: Damadımız İzmirli eski bir ailenin çocuğudur.
d) Kişinin ana babası: Ailem kampa gitmeme izin vermiyor.
e) Anne baba ve çocuktan oluşan topluluk: Ailesi ölünce bir daha evlenmedi.

39) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "fazla" sözcüğü cümleye "gereğinden çok" anlamını katmaktadır?

a) Tatilde fazla paraya ihtiyacın olacak.
b) Bu iş için fazla elemana ihtiyacımız var.
c) Bu konuda fazla titizlik gösteriyorsun.
d) Başarmak için fazla çaba gösterdi.
e) Bu çiçekler fazla su istiyor.

40) (l) ihtiyar Adam ve Deniz, Ernest Hemingway'e Nobel ödülü kazandıran romanlarından biri. (II) Psikolojik yanı ağır basan ve sinemaya uyarlanması neredeyse olanaksız görünen bu roman, ünlü bir yönetmence sinemaya uyarlanmış. (III) Filmde, balıkçılıkla geçinen ihtiyar bir adamın yaşamı, ilgi çekici bir biçimde anlatılmış. (IV) Uzun süredir balık yakalayamayan ihtiyar adamın, son kez şansını denediğinde büyük bir balık avlaması ve onu karaya çıkarmak için gösterdiği insanüstü çaba, izleyiciyi oldukça etkiliyor. (V) ihtiyar Adam ve Deniz, izlenmeye değer en iyi filmlerden biri.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde öznellik yoktur?
a) I. b) II. c) III. d) IV. e) V.









































EDEBî METİNLER SORULARI

1) Aşağıdaki beyitte , şair , adı geçen kişilerden söz ederek hangi edebî sanatı gerçekleştirmiştir?
Yusuf gibi izzette sen Yakub veş mihnette ben
Dil sakin-i beytül hazen tenhalara saldın beni Bâkî

a) Telmih b) Tevriye c) Teşbih d) Tenâsüb e) Tecâhül-i ârif



2) Şiiri müziğe yaklaştırmışlar, ahenge önem vermişler, "şiir, musiki ile söz arasında, sözden çok musikiye yakın bir dildir." demişlerdir. Musiki değeri olmayan sözler kabadır.
Şiirde anlam geriye itilmiş, güzellik açıklıkta değil, anlam kapalılığında aranmıştır.
Şiirde alacakaranlık, kızıl akşamlar, sararan yapraklar, durgun sular, üzüntü, üzüntü veren renkler yoğun olarak işlenmiştir.

Yukarıda özelliklerinden bir bölümü sıralanan edebiyat akımı hangisidir?

a) Romantizm b) Parnasizm c) Sembolizm d) Klasisizm e) Naturalizm

3) Aşağıdakilerin hangisinde ölüm temasını işleyen şiir türleri bir arada verilmiştir?

a) Ağıt, ilahi, nefes
b) Mersiye, ağıt, sagu
c) Ağıt, kaside, terkib-i bend
d) Mersiye,- nutuk, devriye
e) Sagu, şathiye, münacaat

4)
Alp Er Tunga öldü mü
Issız acun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılır
Bu parçanın nazım biçimi ve dönemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sözlü edebiyat- Sagu
B) Yazılı edebiyat - Sav
C) Halk edebiyatı - Varsağı
D) Halk edebiyatı . Ağıt
E)Divan edebiyatı – Mersiye

5)
" Elde avuçta yok şimdi bir karış
Gel sen de artık bu kervana karış"
Bu dizelerde yapılan sanat aşağıdakilerden hangisidir?

A) Cinas B) Telmih C) Hüsn-i Talil D) İstiare E) Mecaz-ı Mürsel


6) Aşağıdakilerden hangisinin nazım birimi farklıdır?

a) Rubai b) Murabba c) Tuyuğ d) Kıt’a e) Kaside













Ey, bu topraklar için toprağa duşmuş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe!” desem, sığmazsın. (M. Âkif; Çanakkale Şehitlerine)

39) Yukarıdaki şiirin içerik yönünden türü nedir?

a) Pastoral b) Didaktik c) Epik d) Lirik e) Dramatik

7) “Bir yazının tema'sı" sözünü sık sık duyarsınız. Tema,
aşağıdaki tanımlardan hangisinin karşılığıdır?
a) Bir yazının planına tema denir.
b) Bir yazının işleniş şekline tema denir.
c) Bir yazıda konunun işlenişine hakim olan duyguya tema denir.
d) Bir yazıda bizi etkileyen fikre tema denir.
e) Bir yazının kendine mahsus üslubuna tema denir.

8) Aşağıdaki yargılardan hangisi Tevfik Fikret için uygun değildir?
a) Tevfik Fikret, Servet-i Fünun edebiyatının en ünlü şairidir.
b) Tevfik Fikret, din ve vicdan özgürlüğüne önem vermemiştir.
c) Tevfik Fikret, bizde ilk toplu çocuk şiirleri yazan kimsedir.
d) Tevfik Fikret, toplum sorunlarına da eğilmiş bir şairdir.
e) Tevfik Fikret, eserlerinde genellikle karamsardır.

9)
Cennet Cennet dedikleri
Bir köşk ile birkaç huri
İsteyene ver anları
Bana seni gerek seni

Yunus Emre bu parçada kime seslenmektedir?
a) Şeriata bağlı kimselere
b) Tanrı'ya
c) Tasavvufçulara
d) Peygambere
e) Padişaha

10)

Ya şevk içinde harâb ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lâle açmalıdır göğsümüzde yâhud gül.

Bu beyitteki uyak(kâfiye) türü nedir?

a) Yarım uyak b) Tam uyak c) Zengin uyak d) Tunç uyak e) Cinaslı uyak





















lise 3. sınıf ortak sınav soruları

1) Aşağıdakilerden hangisi ‘Hecenin beş Şairi’ arasında yer almaz?

a)Enis Behiç Koryürek
b) Faruk Nafiz Çamlıbel
c) Yusuf Ziya Ortaç
d) Ahmet Hamdi Tanpınar
e) Orhan Seyfi Orhon

2) Aşağıdakilerden hangisi Garipçiler için söylenemez?
a) Eski şiiri reddetmişlerdir.
b) Sanatlı ifadeleri kullanmamışlardır.
c) Şekilciliğe karşı çıkmışlardır.
d) Hece ölçüsünü kullanmışlardır.
e) Günlük dili şiire sokmuşlardır.
3) Aşağıdakilerden hangisi Reşat Nuri Güntekin’in eserlerinden biri değildir?

a) Çalıkuşu
b) Acımak
c) Yeşil Gece
d) Sürgün
e) Yaprak Dökümü

4) ‘Garip’ şiir akımının başlangıç tarihi aşağıdakilerden hangisidir?
a) 1940
b) 1941
c) 1942
d) 1943
e) 1944

5) Hangi seçenekte Garip akımının kurucuları bir arada verilmiştir?

a) Orhan Veli-Melih Cevdet-Oktay Rifat
b) Orhan Veli-Orhan Seyfi- Melih Cevdet
c) Faruk Nafiz-Ahmet Kutsi-Enis Behiç
d) Melih Cevdet-Oktay Rifat-Refik Halit
e) Orhan Veli-Sait Faik-Melih Cevdet

6) Aşağıdakilerden hangisi Sait Faik için söylenemez?

a) İstanbul’un kenar semtlerini ve yoksul insanları işlemiştir.
b) Balıkçıları ve Adaları konu edinmiştir.
c) Bazı öykülerinde gerçeküstücü(sürrealist) öğeler görülür.
d) Daha çok olay öyküleri yazmıştır.
e) Doğa sevgisi üzerinde durduğu konulardan birisidir.

7) Aşağıdakilerden hangisinde özne ‘’Eski dostlar bir araya geldiler.’’ Cümlesinin öznesi ile aynı türde bir tamlama durumundadır?

a) Bugün, ‘Dünya Tiyatrolar Günü’ kutlanıyor.
b) Genç kız, kalınca bir kitap okuyordu.
c) Kazadan sonra yolcuların hepsi hastaneye götürüldü.
d) Onun gibiler, yazılarında hep kendini anlatır.
e) Hafta sonu düzenledikleri toplantıyı onlara duyurmamışlardı.

8) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ‘ne....ne....’ bağlacı nesneleri birbirine bağlamaktadır?
a) Yaşıtlarına göre boyu ne uzun ne kısa.
b) Ne şapkasını aldı ne şemsiyesini.
c) Ne evden dışarı çıkıyor ne bir kitap okuyor.
d) Ne arkadaşlarına soruyor ne başkasına.
e) Bu sorunu ne sen ne ben tek başımıza çözemeyiz.







9) Aşağıdaki dizelerden hangisinin yüklemi ek-fiil almış bir isimdir?

a) Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım
10) Bütün köy çocuklarını getirin bana
11) Yalnızlıktan açarlar kimse bilmez onları
d) Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni
e) Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya


12) Aşağıdaki cümlelerden hangisi, yalnızca özne ve yüklemden oluşmuştur?

a) Ali’nin kitabı burada bulundu.
b) Ali’nin kitabı bulundu
c) Ali kitabını buldu.
d) Ali’nin kitabı dün bulundu.
e) Ali’nin kitabını arayanlar, onu bulamadı.


13) Aşağıdaki tamlamalardan hangisi farklı türdedir?
a) yeşil yaprak b) tahta kafa c) çelik bilek d) tahta masa


14) Anadolu'nun bağrında Bir yürek gibisin
Dizelerdeki cümlenin öğeleri aşağıdakilerden hangisinde doğru sıralanmıştır?

A) Dolaylı tümleç-nesne-yüklem
B) Zarf tümleci-özne-yüklem
C) Dolaylı tümleç-özne-zarf tümleci
D) Dolaylı tümleç-yüklem
E) Özne-zarf tümleci-yüklem

15)
"Akşam yemeğini yedikten sonra ben masayı, Danyal odayı düzenledi." cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisinde doğru belirtilmiştir?
A) Özne –yüklem uyumsuzluğu
B) Tamlama yanlışlığı
C) Yüklem eksikliği
D) Nesnenin yanlış yerde kullanılması
E) Nesne-yüklem uyumsuzluğu


































2006 yazılı soruları


Adı:
Soyadı:
Okul No:

LÜLEBURGAZ LİSESİ 2004-2005 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ I. YAZILI YOKLAMA SORULARI:

Bir safâ bahşedelim gel şu dil-i nâ-şâda
Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a
İşte üç çifte kayık iskelede âmâde
Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a

Gülelim oynayalım kâm alalım dünyâdan
Mâ’-i Tesnîm içelim Çeşme-i Nev-peydâdan
Görelim âb-ı hayât akdığın ejderhâdan
Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a Nedim
1) Yukarıdaki şiirde anlatılmak istenenler nedir? Açıklayınız.
2) Yukarıdaki şiirin türü nedir? Divan şiirinin hangi özelliklerini yansıtmaktadır? Açıklayınız.
3) Şeyh Galib’in ünlü mesnevisinin adı nedir? Bu eserin belirgin özelliklerinden ikisi nedir?Açıklayınız
4) Romantik akımın özelliklerinden ikisi nedir? Yazınız.Romantik yazarlardan birinin adı nedir?
5) Realizm akımının özelliklerinden ikisi nedir? Yazınız.Realist yazarlardan birinin adı nedir?
6) Tanzimat edebiyatının ayrıldığı dönemler nelerdir? Bu dönemlerdeki sanat anlayışını açıklayınız, sanatçılarından birisinin adını yazınız.
7) Aşağıdaki şirin şairi kimdir? Şiirden de yararlanarak hangi edebî akımına bağlı olduğunu açıklayınız.
ŞİİR SANATI
Musiki, her şeyden önce musiki;
Onun için tekli mısradan şaşma.
Kıvrak olur, erir havada sanki;
Ağır aksak söylenişe yanaşma.

Kelime seçerken de meydan senin;
Bile bile bir nebze aldanmalı.
Dumanlısı güzeldir türkülerin;
Öyle hem seçik olsun hem kapalı.

8) Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin türü nedir?

Akşama kadar sokaklarda dolaşmış.
Senin kadar vurdum duymaz birisini görmedim.
Bu kadarını senden beklemezdim.
9) Aşağıdaki cümlelerde geçen zarfları(belirteçleri) bularak türlerini yazınız.

“Demin anlattım.Güzel konuştu.Sonra dışarı çıktık.Biraz yürüdük . İşte çalışmanın sonucu, nasıl anlatayım bilmiyorum.”
10) Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin türü nedir?

“ Denize karşı oturmuştuk.
Karşı köyden davul sesi geliyor.
Birden karşı karşıya geldik.


Not Baremi: Her soru 10 puan değerinde, toplam 100 puandır.
Sınav süresi: Bir ders saatidir.Başarılar … Bülent Demiryapan

Adı :
Soyadı :
Okul no :

LÜLEBURGAZ LİSESİ 2004-2005 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM EDEBÎ METİNLER DERSİ I. YAZILI YOKLAMA SORULARI:

1) Öykü (hikâye) türünü kısaca tanımlayınız.
2) Batı edebiyatlarında öykü türünün ilk örneği kabul edilen eserin ve yazarının adı nedir? Yazınız.
3) Türk edebiyatında batılı anlamda ilk öykü örneği sayılan eserin ve yazarının adı nedir?
4) Edebiyatımızda Tanzimat edebiyatından önce , öyküleyici anlatımda oluşmuş eserler nelerdir?Adlarını yazınız.
5) Dede Korkut Hikayeleri’nin özellikleri nelerdir? Yazınız.
6) Masalların bölümleri nelerdir? Masalların ayrıldığı iki tür nedir?
7) Türk edebiyatında tanınmış halk hikâyelerinden dördünün adı nedir? Yazınız.
8) Konularına göre mesneviler kaça ayrılır?
9) Ahmet Mithat Efendi hangi edebî akımın etkisinde kalmıştır? Açıklayınız.
On İkiye Bir Var
“Nasıl başladı, ne vakit başladı, bilemiyorum. Ama ilk belirtiler, dokuz yaşımda iken patlak verdi.
Misafirlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir zat saati sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içeri, saate bakmaya koştu. Ben o aralık:
"Üçü yirmi geçiyor" diyivermişim.
Bu tutturuşa, önce kimse şaşmadı. Boğazda, geçen vapurlara bakıp zamanı bazen dakikası dakikasına kestirmek mümkündür. Görünürde vapur filan olmadığı anlaşılınca gözler faltaşı gibi açıldı:
"Peki ama nasıl bildin?"
"Bilmem" dedim. "Dilimin ucuna geliverdi işte."
Rahmetli halam:
"Tesadüf a canım" dedi. "Attı tuttu işte. Olmaz mı böyle şeyler."
Öbürküler de:
"Evet" dediler. "Tesadüf. Ama bu kadar olur yani."
İnsanlar, mantıklarının normal akışına uymayan olayları bu üç hece ile ne güzel ortadan kaldırıverirler. Kahinliğimin sırf bu tesadüfe dayandığı oybirliği ile kabul edildi. Hatta ben bile buna inandım. İnanacaktım.
Aradan iki hafta geçmiş geçmemişti ki, bir gece, ter içinde yatağımda uyandım:
"Bire beş var. Bire beş var" diye sayıklıyordum.
Kalktım. Lambayı yaktım. Dededen kalma ihtiyar duvar saati, bire beş kalayı gösteriyordu. Niye uyanmıştım? Bu sayıklama neden? Saatin bire beş kalayı gösterdiğini rüyada mı görmüştüm. Yoksa, uyku ile uyanıklık arasında mı içime doğdu. Biraz sonra saat "dan" diye biri vurunca kafama tokmak yemiş gibi ayıldım. Hayır. Bu defa ki tesadüf olamaz. Başım dönüyor, kulaklarım uğulduyordu. İçimi, tarifsiz bir korku kapladı. O güne kadar benden gizli içime işlemiş durmuş bir saatin tik taklarını, ilk defa o anda duyar gibi oluyordum. Bu tik tak, kalbimin atış temposunda olsa şaşmayacağım. Ama değil. Acele işleyen bir cep saatininkine de benzemiyor. Çok ağır, daha tok... Tıpkı, ağırbaşlı bir pandül gibi... Önce, bir kabus geçiriyorum sandım. Kalkıp elimi, yüzümü yıkadım. O tempo, hala kulaklarımda zonklayıp duruyor. Yalının boş odalarından birine kapandım. Boşuna... Gecelikle bahçeye çıktım. Rıhtıma vuran dalgaların temposu da, şaşılacak derecede içimdeki ölçüye uyuyor. "Lamı cimi yok, tozutuyorum" dedim. Ter içinde yığılmışım. Gelip beni ayıltmışlar, yatağıma yatırmışlar. Boş odalarda ne aradığımı, bahçeye neden çıktığımı sordular. Söylemedim. Hastalıktan, doktordan oldum bittim korkarım. Bunu, bir delilik başlangıcı sanmıştım. Söylemezsem, sanki kendi kendine düzelecekti. Sırrımı, evdekilere açmamakla iyi etmemişim. Belki o zaman bir çaresine bakar, önüne geçerlerdi.
İlk korkularım yatışınca, bu keşfimden övünç bile duymaya başladım. Saate bakmadan saati bilişim, mektep arkadaşlarım arasında duyuluverdi. Saati olanlar saatlerini düzeltiyor, olmayanlar dersin bitmesine kaç dakika kaldığını benden soruyorlardı. Benim, bu marifetimi bilmeyenlerle bahse girip, sırtımdan para kazanan açıkgözler bile oldu.” Haldun Taner

10) Yukarıdaki parça alındığı öykünün hangi bölümüdür? Parçadaki konuyu özetleyiniz. Bu öykünün türü ne olabilir? Öykü kimin ağzından anlatılmıştır? Açıklayınız.

Not Baremi : 2. ve 3. sorular 5’er puan ,10.soru 20 puan ,diğer sorular 10’ar puandır.
Sınav süresi: Bir ders saatidir. Başarılar… Bülent Demiryapan








Adı :
Soyadı :
Okul no :

LÜLEBURGAZ LİSESİ 2004-2005 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM EDEBÎ METİNLER DERSİ I. YAZILI YOKLAMA SORULARI:

1) Öykü (hikâye) türünü kısaca tanımlayınız.
2) Kısa öykü türü kaç türü ayrılır? Açıklayınız.
3) Türk edebiyatında batılı anlamda ilk öykü örneği sayılan eserin ve yazarının adı nedir?
4) Edebiyatımızda Tanzimat edebiyatından önce , öyküleyici anlatımda oluşmuş eserler nelerdir?Adlarını yazınız.
5) Dede Korkut Hikayeleri’nin özellikleri nelerdir? Yazınız.
6) Masalların bölümleri nelerdir? Masalların ayrıldığı iki tür nedir?
7) Türk edebiyatında tanınmış halk hikâyelerinden dördünün adı nedir? Yazınız.
8) Bir mesnevinin bölümleri nelerdir? Mesnevi şiir türünün biçim özellikleri nelerdir?Yazınız.
9) Ahmet Mithat Efendi hangi edebî akımın etkisinde kalmıştır? Açıklayınız.
On İkiye Bir Var
“Nasıl başladı, ne vakit başladı, bilemiyorum. Ama ilk belirtiler, dokuz yaşımda iken patlak verdi.
Misafirlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir zat saati sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içeri, saate bakmaya koştu. Ben o aralık:
"Üçü yirmi geçiyor" diyivermişim.
Bu tutturuşa, önce kimse şaşmadı. Boğazda, geçen vapurlara bakıp zamanı bazen dakikası dakikasına kestirmek mümkündür. Görünürde vapur filan olmadığı anlaşılınca gözler fal taşı gibi açıldı:
"Peki ama nasıl bildin?"
"Bilmem" dedim. "Dilimin ucuna geliverdi işte."
Rahmetli halam:
"Tesadüf a canım" dedi. "Attı tuttu işte. Olmaz mı böyle şeyler."
Öbürküler de:
"Evet" dediler. "Tesadüf. Ama bu kadar olur yani."
İnsanlar, mantıklarının normal akışına uymayan olayları bu üç hece ile ne güzel ortadan kaldırıverirler. Kahinliğimin sırf bu tesadüfe dayandığı oybirliği ile kabul edildi. Hatta ben bile buna inandım. İnanacaktım.
Aradan iki hafta geçmiş geçmemişti ki, bir gece, ter içinde yatağımda uyandım:
"Bire beş var. Bire beş var" diye sayıklıyordum.
Kalktım. Lambayı yaktım. Dededen kalma ihtiyar duvar saati, bire beş kalayı gösteriyordu. Niye uyanmıştım? Bu sayıklama neden? Saatin bire beş kalayı gösterdiğini rüyada mı görmüştüm. Yoksa, uyku ile uyanıklık arasında mı içime doğdu. Biraz sonra saat "dan" diye biri vurunca kafama tokmak yemiş gibi ayıldım. Hayır. Bu defa ki tesadüf olamaz. Başım dönüyor, kulaklarım uğulduyordu. İçimi, tarifsiz bir korku kapladı. O güne kadar benden gizli içime işlemiş durmuş bir saatin tik taklarını, ilk defa o anda duyar gibi oluyordum. Bu tik tak, kalbimin atış temposunda olsa şaşmayacağım. Ama değil. Acele işleyen bir cep saatininkine de benzemiyor. Çok ağır, daha tok... Tıpkı, ağırbaşlı bir pandül gibi... Önce, bir kabus geçiriyorum sandım. Kalkıp elimi, yüzümü yıkadım. O tempo, hala kulaklarımda zonklayıp duruyor. Yalının boş odalarından birine kapandım. Boşuna... Gecelikle bahçeye çıktım. Rıhtıma vuran dalgaların temposu da, şaşılacak derecede içimdeki ölçüye uyuyor. "Lamı cimi yok, tozutuyorum" dedim. Ter içinde yığılmışım. Gelip beni ayıltmışlar, yatağıma yatırmışlar. Boş odalarda ne aradığımı, bahçeye neden çıktığımı sordular. Söylemedim. Hastalıktan, doktordan oldum bittim korkarım. Bunu, bir delilik başlangıcı sanmıştım. Söylemezsem, sanki kendi kendine düzelecekti. Sırrımı, evdekilere açmamakla iyi etmemişim. Belki o zaman bir çaresine bakar, önüne geçerlerdi.
İlk korkularım yatışınca, bu keşfimden övünç bile duymaya başladım. Saate bakmadan saati bilişim, mektep arkadaşlarım arasında duyuluverdi. Saati olanlar saatlerini düzeltiyor, olmayanlar dersin bitmesine kaç dakika kaldığını benden soruyorlardı. Benim, bu marifetimi bilmeyenlerle bahse girip, sırtımdan para kazanan açıkgözler bile oldu.” Haldun Taner

10) Yukarıdaki parça, alındığı öykünün hangi bölümüdür? Parçadaki konuyu özetleyiniz. Bu öykünün türü ne olabilir? Öykü kimin ağzından anlatılmıştır? Açıklayınız.

Not Baremi : 2. ve 3. sorular 5’er puan ,10.soru 20 puan ,diğer sorular 10’ar puandır.
Sınav süresi: Bir ders saatidir. Başarılar… Bülent Demiryapan








Merdiven
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta.... A.Haşim
8)Merdiven şiirinin şekil özellikleri nelerdir?
1) Ahmet Haşim hangi edebiyat akımının etkisindedir? Şiirden örnekler vererek açıklayınız.

Mehlika Sultan
Mehlika Sultan’a âşık yedi genç,
Gece şehrin kapısından çıktı;
Mehlika Sultan’a âşık yedi genç
Kara sevdalı birer âşıktı. Y.Kemal Beyatlı

2) Mehlika Sultan şiirinin konusu ve teması nedir? Şekil özellikleri nedir? Gösteriniz.


































Adı:
Soyadı:
Okul No:

LÜLEBURGAZ LİSESİ 2005-2006 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 2-E SINIFI II.YAZILI YOKLAMA SORULARI

Hürriyet Kasidesi
Ne mümkün zulm ile bî-dâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
Ne efsunkâr imişsin ah ey dîdâr-ı hürriyet
Esir-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten N.Kemal
1)Yukarıdaki beyitlerde neden söz edilmektedir, şiirin konusu ve teması nedir? Açıklayınız.
2)Tanzimat edebiyatının başlangıç tarihi nedir? Tanzimat edebiyatının ayrıldığı dönemler nelerdir, bu dönemlerdeki sanat anlayışı nedir? Açıklayınız.
3)Şinasi’nin edebiyatımıza getirdiği yenilikler neler olmuştur? Örnekler vererek anlatınız.
4)Tevfik Fikret’le Atatürk arasında nasıl bir bağ vardır? Aşağıdaki şiirden de yararlanarak açıklayınız.

“Kimseden ümmid-i feyz etmem, dilenmem perr-ü-bal
Kendi cevvim, kendi eflakimde kendim tairim,
İnhina tavk-ı esaretten girandır boynuma;
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.”T.Fikret
PROMETE
Duy yüreğinde her dakika ateşten gagasını büyük hasretin,
kendi kendine durmadan şunu de:Neden onlar gökte, ben çukurda?
Neden güler bana dünya âlem?Ben neden iki gözü iki çeşme?
Yükselmek göklere, gülmek gibi var mı?
Bir gün açarsa gözünü şu hasta vatan,ne varsa yüklen getir bilimin dört bucağından,
gelecek günlerinin bilinmeyen elektrikçisi aydınlığa, bolluğa susamış halkın.
Uyuşukluğu yok eden ne varsa getir,
yüreği, özü, kafayı besleyen,durma, onlara can ver, can.
O masallar kahramanı örnek olsun sana,
hani kutsal ateşi çalmış getirmişti gökten.
Kimsin, nesin, bilmesin varsın seni bir tek insan! T.Fikret
5) Promete şiirinin konusu ve teması nedir? Açıklayınız.
6)Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin görevlerine göre türü nedir? Yazınız.
Ben şimdi ne küçüğüne ne büyüğüne, hiçbirine ağzımı açıp da bir şey söyleyemem.

Doğru söylüyorsun ama başka ne yapabilirim.

Hocalıktan başka ne memurluk ne âmirlik ettim.

Ak akça kara gün içindir.

Akşama kadar sokaklarda gezip dolaşmış.

Çok güzel elbiseler almış.

Bu hastalık ancak bu ilaçla önlenebilir.

Çok bağırmış ancak sen duymamışsın.

Mevsim yaz , yazın da en sıcak günleriydi.

Bizim battığını sandığımız güneş, meğer batmaz, başka bir yere gidermiş.

Sonunda hepimiz günümüz dolunca gideceğiz.

Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi?

Not Baremi: 1. ve 2. sorular 10’ar puan , 3. ve 5. sorular 15’er puan, 4. soru 20 puan, 6. soru 30 puandır.
Sınav süresi: Bir ders saatidir.Başarılar Bülent Demiryapan


Adı Soyadı :
Okul No :

LÜLEBURGAZ LİSESİ 2005-2006 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM EDEBÎ METİNLER DERSİ 10. SINIFLAR II.YAZILI YOKLAMA SORULARI
1) Kısa öykü, kaç türe ayrılır? Açıklayınız.
2) Edebiyatımızda Tanzimat edebiyatından önce , öyküleyici anlatımda oluşmuş eserler hangileridir?
3) Türk edebiyatımızda öykü türünün ilk örneği kabul edilen eserin adı nedir? Yazarı kimdir?

Kaşağı
Hele tımar. Bu en zevkli şeydi. Dadaruh eline kaşağıyı alıp işe başladı mı, tıkı... tık... tıkı... tık... tıpkı bir saat gibi... yerimde duramaz, - Ben de yapacağım! diye tuttururdum.O vakit Dadaruh, beni Tosun'un sırtına koyar, elime kaşağıyı verir, - Hadi yap! derdi. Bu demir gereci hayvanın üstüne sürter, ama o uyumlu tıkırtıyı çıkaramazdım. - Dadaruh, tımarı ben yapacağım, derdim.
- Yapamazsın.
- Niçin?
- Daha küçüksün de ondan...
- Yapacağım.
- Büyü de öyle.
- Ne zaman?
- Boyun at kadar olduğunda.... Hasan'la Dadaruh dere kenarına inmişlerdi. İçimde bir tımar etmek hırsı uyandı. Kaşağıyı aradım, bulamadım. Yok, yok! Yatağın altında, yeşil tahtadan bir sandık duruyordu. Onu açtım. Az daha sevincimden haykıracaktım. Annemin bir hafta önce İstanbul'dan gönderdiği armağanlar içinden çıkan fakfon kaşağı, pırıl pırıl parlıyordu. Hemen kaptım. Tosun'un yanına koştum. Karnına sürtmek istedim. Rahat durmuyordu. - Sanırım acıtıyor? dedim. Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının dişlerine baktım. Çok keskin, çok sivriydi. Biraz köreltmek için duvarın taşlarına sürtmeye başladım. Dişleri bozulunca yeniden denedim. Gene atların hiçbiri durmuyordu. Kızdım. Öfkemi sanki kaşağıdan çıkarmak istedim. On adım ilerdeki çeşmeye koştum. Kaşağıyı yalağın taşına koydum. Yerden kaldırabildiğim en ağır bir taş bularak üstüne hızlı hızlı indirmeye başladım. İstanbul'dan gelen, üstelik Dadaruh'un kullanmaya kıyamadığı bu güzel kaşağıyı ezdim, parçaladım. Sonra yalağın içine attım. . Babam çeşmeye bakarken, yalağın içinde kırılmış kaşağıyı gördü Dadaruh şaşırdı, kırılmış kaşağı ortaya çıkınca, babam bunu kimin yaptığını sordu. Dadaruh, - Bilmiyorum, dedi. Babamın gözleri bana döndü, daha bir şey sormadan, - Hasan dedim.
- Hasan mı?
- Evet, dün Dadaruh uyurken odaya girdi. Sandıktan aldı. Sonra yalağın taşında ezdi.
- Niye Dadaruh'a haber vermedin?
- Uyuyordu. - Çağır şunu bakayım. Zavallının bir şeyden haberi yoktu. Koşarak arkamdan geldi. Babam pek sertti. Bir bakışından ödümüz kopardı. Hasan'a dedi ki: - Eğer yalan söylersen seni döverim!
- Söylemem.
- Pekâlâ, bu kaşağıyı niye kırdın? Hasan, Dadaruh'un elinde duran alete şaşkın şaşkın baktı! Sonra sarı saçlı başını sarsarak, - Ben kırmadım, dedi.
- Yalan söyleme, diyorum.
- Ben kırmadım.
- Doğru söyle, darılmayacağım. Yalan çok kötüdür, dedi. Hasan inkârda direndi. Babam öfkelendi. Üzerine yürüdü "Utanmaz yalancı" diye yüzüne bir tokat indirdi.
Fırsat düştükçe, "O yalancı" derdi babam. Hasan yediği, tokat aklına geldikçe ağlamaya başlar, güç susardı. Hasan'a ahır hâlâ yasaktı. Geceleri yatakta atların ne yaptıklarını tayların büyüyüp büyümediğini bana sorardı. Bir gün birdenbire hastalandı. Kasabaya at gönderildi. Doktor geldi. "Kuşpalazı" dedi. Babam yatağın başucundan hiç ayrılmıyordu. Ben de ağlamaya başladım. O hastalandığından beri Pervin'in yanında yatıyordum. O gece hiç uyuyamadım. Dalar dalmaz, Hasan'ın hayali gözümün önüne geliyor "İftiracı! İftiracı!" diye karşımda ağlıyordu. Pervin'i uyandırdım. - Ben Hasan'ın yanına gideceğim, dedim.
- Niçin?
- Babama bir şey söyleyeceğim.
- Ne söyleyeceksin?
- Kaşağıyı ben kırmıştım, onu söyleyeceğim.
- Hangi kaşağıyı?
- Geçen yılki. Hani babamın Hasan'a darıldığı... Sözümü tamamlayamadım. Derin hıçkırıklar içinde boğuluyordum. Ağlaya ağlaya Pervin'e anlattım. Şimdi babama söylersem, Hasan da duyacak belki beni bağışlayacaktı. - Yarın söylersin, dedi.
- Hayır,. şimdi gideceğim.
- Şimdi baban uyuyor, yarın sabah söylersin. Hasan da uyuyor. Onu öpersin, ağlarsın, seni bağışlar.
- Pekala!
- Haydi şimdi uyu! Sabaha kadar gene gözlerimi kapayamadım. Hava henüz ağarırken Pervin'i uyandırdım. Kalktım. Ben içimdeki zehirden vicdan azabını boşaltmak için acele ediyordum. Yazık ki, zavallı suçsuz kardeşim, o gece ölmüştü. Sofada çiftlik imamıyla Dadaruh'u ağlarken gördük. Babamın dışarıya çıkmasını bekliyorlardı.




4) Bu öykünün konusu ve ana düşüncesi nedir?
5) Öykünün yer, kişi, zaman, bakış açısı gibi öğelerini bularak yazınız..Bu öykünün türü nedir?
6) Roman türünü kısaca tanımlayınız.Roman türünün günümüzde bu kadar gelişmesinde rolü olan iki etken nedir?Açıklayınız.
7) Modern romanın ilk örneği;……………………………’in ……………. …………….romanı olup, Türkçe’ye çevrilmiş ilk roman , ……………………..’un ………………………..romanıdır.Boşlukları doldurunuz.
8) N.Kemal’in İntibah romanının konusuna ve bağlı olduğu edebî akıma göre türü nedir? Açıklayınız.
Not Baremi: 4.,5,6. ve 7. sorular 15’er puan ,diğer sorular 10’ar puan eğerindedir
Sınav süresi: Bir ders saatidir.Başarılar………. Bülent Demiryapan




Adı Soyadı :
Okul No :

LÜLEBURGAZ LİSESİ 2005-2006 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM EDEBÎ METİNLER DERSİ 10. SINIFLAR II.YAZILI YOKLAMA SORULARI
1) Klasik olay öyküsünün bölümleri nelerdir? Yazınız.
2) Edebiyatımızdaki ilk Türkçe romanın adını ve yazarını yazınız.
3) Sait Faik’in öykülerinin genel özellikleri nelerdir? Yazınız.

Kaşağı
Hele tımar. Bu en zevkli şeydi. Dadaruh eline kaşağıyı alıp işe başladı mı, tıkı... tık... tıkı... tık... tıpkı bir saat gibi... yerimde duramaz, - Ben de yapacağım! diye tuttururdum.O vakit Dadaruh, beni Tosun'un sırtına koyar, elime kaşağıyı verir, - Hadi yap! derdi. Bu demir gereci hayvanın üstüne sürter, ama o uyumlu tıkırtıyı çıkaramazdım. - Dadaruh, tımarı ben yapacağım, derdim.
- Yapamazsın.
- Niçin?
- Daha küçüksün de ondan...
- Yapacağım.
- Büyü de öyle.
- Ne zaman?
- Boyun at kadar olduğunda.... Hasan'la Dadaruh dere kenarına inmişlerdi. İçimde bir tımar etmek hırsı uyandı. Kaşağıyı aradım, bulamadım. Yok, yok! Yatağın altında, yeşil tahtadan bir sandık duruyordu. Onu açtım. Az daha sevincimden haykıracaktım. Annemin bir hafta önce İstanbul'dan gönderdiği armağanlar içinden çıkan fakfon kaşağı, pırıl pırıl parlıyordu. Hemen kaptım. Tosun'un yanına koştum. Karnına sürtmek istedim. Rahat durmuyordu. - Sanırım acıtıyor? dedim. Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının dişlerine baktım. Çok keskin, çok sivriydi. Biraz köreltmek için duvarın taşlarına sürtmeye başladım. Dişleri bozulunca yeniden denedim. Gene atların hiçbiri durmuyordu. Kızdım. Öfkemi sanki kaşağıdan çıkarmak istedim. On adım ilerdeki çeşmeye koştum. Kaşağıyı yalağın taşına koydum. Yerden kaldırabildiğim en ağır bir taş bularak üstüne hızlı hızlı indirmeye başladım. İstanbul'dan gelen, üstelik Dadaruh'un kullanmaya kıyamadığı bu güzel kaşağıyı ezdim, parçaladım. Sonra yalağın içine attım. . Babam çeşmeye bakarken, yalağın içinde kırılmış kaşağıyı gördüDadaruh şaşırdı, kırılmış kaşağı ortaya çıkınca, babam bunu kimin yaptığını sordu. Dadaruh, - Bilmiyorum, dedi. Babamın gözleri bana döndü, daha bir şey sormadan, - Hasan dedim.
- Hasan mı?
- Evet, dün Dadaruh uyurken odaya girdi. Sandıktan aldı. Sonra yalağın taşında ezdi.
- Niye Dadaruh'a haber vermedin?
- Uyuyordu. - Çağır şunu bakayım. Zavallının bir şeyden haberi yoktu. Koşarak arkamdan geldi. Babam pek sertti. Bir bakışından ödümüz kopardı. Hasan'a dedi ki: - Eğer yalan söylersen seni döverim!
- Söylemem.
- Pekâlâ, bu kaşağıyı niye kırdın? Hasan, Dadaruh'un elinde duran alete şaşkın şaşkın baktı! Sonra sarı saçlı başını sarsarak, - Ben kırmadım, dedi.
- Yalan söyleme, diyorum.
- Ben kırmadım.
- Doğru söyle, darılmayacağım. Yalan çok kötüdür, dedi. Hasan inkârda direndi. Babam öfkelendi. Üzerine yürüdü "Utanmaz yalancı" diye yüzüne bir tokat indirdi.
Fırsat düştükçe, "O yalancı" derdi babam. Hasan yediği, tokat aklına geldikçe ağlamaya başlar, güç susardı. Hasan'a ahır hâlâ yasaktı. Geceleri yatakta atların ne yaptıklarını tayların büyüyüp büyümediğini bana sorardı. Bir gün birdenbire hastalandı. Kasabaya at gönderildi. Doktor geldi. "Kuşpalazı" dedi. Babam yatağın başucundan hiç ayrılmıyordu. Ben de ağlamaya başladım. O hastalandığından beri Pervin'in yanında yatıyordum. O gece hiç uyuyamadım. Dalar dalmaz, Hasan'ın hayali gözümün önüne geliyor "İftiracı! İftiracı!" diye karşımda ağlıyordu. Pervin'i uyandırdım. - Ben Hasan'ın yanına gideceğim, dedim.
- Niçin?
- Babama bir şey söyleyeceğim.
- Ne söyleyeceksin?
- Kaşağıyı ben kırmıştım, onu söyleyeceğim.
- Hangi kaşağıyı?
- Geçen yılki. Hani babamın Hasan'a darıldığı... Sözümü tamamlayamadım. Derin hıçkırıklar içinde boğuluyordum. Ağlaya ağlaya Pervin'e anlattım. Şimdi babama söylersem, Hasan da duyacak belki beni bağışlayacaktı. - Yarın söylersin, dedi.
- Hayır,. şimdi gideceğim.
- Şimdi baban uyuyor, yarın sabah söylersin. Hasan da uyuyor. Onu öpersin, ağlarsın, seni bağışlar.
- Pekala!
- Haydi şimdi uyu! Sabaha kadar gene gözlerimi kapayamadım. Hava henüz ağarırken Pervin'i uyandırdım. Kalktım. Ben içimdeki zehirden vicdan azabını boşaltmak için acele ediyordum. Yazık ki, zavallı suçsuz kardeşim, o gece ölmüştü. Sofada çiftlik imamıyla Dadaruh'u ağlarken gördük. Babamın dışarıya çıkmasını bekliyorlardı.




4) Bu öykünün konusu ve ana düşüncesi nedir?
5) Öykünün yer, kişi, zaman, bakış açısı gibi öğelerini bularak yazınız..Bu öykünün türü nedir?
6) Roman türünü kısaca tanımlayınız.Konusuna göre roman türlerinden beş tanesinin adını yazınız.
7) Modern romanın ilk örneği;……………………………’in ……………. ……….romanı olup, Türk edebiyatındaki ilk edebî roman , …………………...’in ………………………..romanıdır.Boşlukları doldurunuz.
8) Şemsettin Sami’nin Sergüzeşt romanının konusuna ve bağlı olduğu edebî akıma göre türü nedir? Açıklayınız.
Not Baremi: 4.,5,6. ve 7. sorular 15’er puan ,diğer sorular 10’ar puan eğerindedir
Sınav süresi: Bir ders saatidir.Başarılar………. Bülent Demiryapan