59
D-CÜMLE DÜZEYİNDEKİ YANLIŞLAR:
Sıralı ve birleşik cümlelerde öğeler arasındaki uyumsuzluk ve öğe eksikliği anlatım
bozukluğuna neden olur.Bu yanlışları şu alt başlıklar altında inceleyebiliriz:
1-Özne ile İlgili Yanlışlar:Bir cümlede bulunması gereken öznenin olmaması , özne
olmaya aday birden fazla sözcük kullanılması, ortak öznenin- sıralı cümlelerdeyüklemlerden
birine uymaması anlatım bozukluğu yapar.
ÖR: Banka görevlisinin silahı elinden alındıve soyuldu.(...ve banka soyuldu)
Sanığa tokat atan ve ağlayan adama engel olunarak odadan çıkarıldı. (sanık
veya adam odadan çıkarıldı)
Sinirleri bir hayli gerilmiş ve fazlasıyla üzülmüştü.(ve o fazlasıyla üzülmüştü.)
Ülkede bulanıklık yok, tersine karanlıktan çıkmış durumda.(...tersine ülke
karanlıktan çıkmış durumda.)
Fabrikanın inşaatı eylül ayında bitecek ve faaliyete geçecek.(...ve fabrika
faaliyete geçecek.)
Yazıda hem yanlışlar var hem de sahne diline uygun değil.(...yazı sahne diline
uygun değil.)
Öğrencilere birer kağıt verildi ve yazmaları istendi.(...görüşlerini yazmaları
istendi.
Tanpınar’ın romanlarını başka bir dile çevirin, o dildeki okuyucuya çok az şey
söyler.(...bu romanlar o dildeki okuyucuya çok az şey söyler.)
2-Nesneyle İlgili Yanlışlar:Sıralı ve birleşik cümlelerde nesne eksikliği veya
nesnenin yüklemlerden birine uymaması anlatım bozukluğu yapar.
ÖR: Askerler diktatörün evini bastılar, bir kışlaya götürüp kurşuna dizdiler.(diktatörü
bir kışlaya götürüp kurşuna dizdiler.)
Arkadaşına sevgiyle sarılıp, çok özlediğini söyledi.(onu çok özlediğini söyledi.)
Buna ancak okurlar karar verir ve uygular.(ve bunu uygular.)
Erkeklere öfke veren , aşağılık duygusuna düşüren sebepler vardır.(...onları
aşağılık duygusuna düşüren sebepler vardır.)
Şimdi dengesizlere toplum hoşgörü ile bakıyor, alkışlıyor.(... dengesizleri
alkışlıyor.)
Adam ona ne selam verdi ne de sordu.(ne de onu sordu.)
BÖLÜM 8
60
3-Dolaylı Tümleçle İlgili Yanlışlar:Sıralı ve birleşik cümlelerde dolaylı tümleç
eksikliği veya dolaylı tümlecin yüklemlerden birine uymaması anlatım bozukluğuna
neden olur.
ÖR: Şunlar bize yaklaşıyorlar mı uzaklaşıyorlar mı?(...bizden uzaklaşıyorlar mı?)
Düşman kenti bombalamış; ama girememiş.(amakente girememiş.)
Türkler de zenci köleler almışlar, onları saraylara, konaklara sokmuşlar ve iyi bir
hayat sağlamışlar.(...veonlara iyi bir hayat sağlamışlar.)
Çukurova,nın bereketli toprakları insanı diriltiyor, yaşama sevinci
veriyor.(...insana yaşama sevinci veriyor.)
Arkadaşım bize geldi, bir gece kaldı.(bizde bir gece kaldı)
Babanızı tanıyorum ve güveniyorum.(ona güveniyorum)
Bizde bu yolları herkes bilir ve başvurur.(bu yollara başvurur)
4-Zarf Tümleciyle İlgili Yanlışlar:Cümlede zarf tümleci eksikliği ya da zarf
tümlecinin yüklemle uyumsuz olması anlatım bozukluğu yapar.
ÖR: İçerde kimin ne yaptığı belli değil, girmeyin.(içeri girmeyin)
Hiçbir zaman ona kızmıyorum,onu affediyorum.(onu her zaman affediyorum)
Sabah sekizde işe gidiyoruz, beşte çıkıyoruz.(akşam beşte çıkıyoruz)
Onu hep üzüntülü görüyorum,yüzü gülmüyor.(yüzü hiç gülmüyor)
5-Edat Tümleciyle İlgili Yanlışlar:Cümlede edat tümleci eksikliği ve yüklemle
uyumsuzluğu anlatım bozukluğu yaratır.
ÖR: Çocuklara özen göstermeli, ilgilenmeliyiz.(onlarla ilgilenmeliyiz)
Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdin, nasıl başa çıktın?(bunlarla nasıl başa çıktın?)
6-Yüklemle İlgili Yanlışlar:Yüklemle ilgili yanlışları şu alt başlıklar altında
inceleyebiliriz:
a)Sıralı ve birleşik cümlelerde aynı yüklemin olumlu ve olumsuz biçimi kullanılacaksa,
birinin kullanılmaması anlatım bozukluğu yapar.
ÖR: İçkiyi az, sigarayı hiç içmiyor.(İçkiyi az içiyor...)
Düşüncelerinde çok ısrarlı; fakat inatçı değildir.(ısrarlıdır)
Memurlar yapılan zammı önemli; fakat bugün için yeterli bulmuyorlar.(...önemli
buluyorlar...)
TÜRK DİLİ - II Sever ve diğerleri
61
İşe girmek için yetkililere başvurmuş; fakat bir sonuç almış
değiliz.(başvurmuşuz)
Çocuklar televizyon izlemeyi çok; ama ders çalışmayı hiç sevmiyorlar.(...çok
seviyorlar...)
Sorunlar karşısında sabırlı ve yılgın olmamalıyız.(...sabırlı olmalıyız...)
Ahmet son sınavda çok başarılı; fakat Sevgi başarılı değildi.(başarılıydı)
b)Yüklemi eylemsi olan yan cümlelerde de aynı durum söz konusudur:
ÖR: Hükümet yasal ve yasal olmayan yaptırımlarla muhalefeti eziyor.(yasal olan ve
yasal olmayan)
Arkadaşım, bunun yersiz ve doğru olmadığını ileri sürdü.(yersiz olduğunu ve
doğru olmadığını)
Biraz hasta ya da hasta olmayan herkes hastahanelere dökülüyor.(hasta olan ya
da hasta olmayan)
c)Sıralı cümlelerde yüklemlerin farklı zaman ve kişi eklerini alması ya da kişi eklerinin
eksikliği anlatım bozukluğu yapar.
ÖR: Çok çalışırdık, bu yüzden yorgun düşer, sağlığımız bozulurdu.(düşerdik)
Sık sık bana gelir, görüşürdük.(gelirdi)
Ben ders anlatıyorum, siz ise konuşuyordunuz.(anlatıyordum)
Siz keyif çatacak, biz durmadan çalışacağız.(çatacaksınız)
d)Sıralı ve birleşik cümlelerde yüklemlerin farklı çatı (etken-edilgen) eklerini alması
anlatımı bozar.
ÖR: Gazetelere göz gezdirerek, olay hakkında bilgi edinmek istendi.(istedi)
Bunu düşündüğümüz zaman, onların kahırlarından nasıl ölmediklerine hayret
edilir.(ederiz)
Okuldaki öğrenciler toplanıp kıra gidildi.(gittiler)
Ev temizlenip eşyaları yerleştirdik.(Evi temizleyip)
Mehmet’in buraya taşındığını, yan daireye gelindiğini bilmiyordum.(geldiğini)
e)Sıralı cümlelerde ortak yüklem öznelerden birine uymuyorsa anlatım bozukluğu
olur.
ÖR: Adam önce idama , sonra da idam cezası müebbet hapse çevrilmiş.(...idama
mahkum edilmiş)
TÜRK DİLİ - II Sever ve diğerleri
62
Ben bir şarkı, sen de bir şiir oku.(...şarkı söyleyeyim)
Dışarıdaki işlerle ben, evdeki işlerle eşim ilgilenir.(...ben ilgilenirim)
E-NOKTALAMA YANLIŞLARI:
Virgül eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluklarıdır.
1-Bir ad, önündeki sözcükle tamlama oluşturmuyorsa araya virgül konmadığında
anlatım bozukluğu olur.
ÖR: Yurdumuz üzerinde bulunan yağışlı havanın etkisi altındadır.(Yurdumuz,
üzerinde ...)
Ünlü Alman yazarı Dostoyevski’yi tanımadığını söyledi.(Ünlü Alman yazarı, ...)
Kamyonlarla çekilen toprak yolun kenarına yığılmıştı.(Kamyonlarla çekilen
toprak, ...)
Doğulu düşünceye pek önem vermez.(Doğulu, ...)
2-Adlaşmış sıfatlardan sonra virgül kullanılmadığında anlatım bozukluğu olur.
ÖR: Küçük babasının elini tutmuş ağlıyor.(Küçük, ...)
Yaralı doktor tarafından muayene edildi.(Yaralı, ...)
Hırsız polisler tarafından kıskıvrak yakalandı.(Hırsız, ...)
Yabancı dükkandaki kitaplara bir göz gezdirdikten sonra dışarı çıktı.(Yabancı,
...)
Yaşlı bastonuna dayanarak zar zor yürüyordu.(Yaşlı, ...)
Genç koltuğa uzanmış elindeki kitabı okuyordu.(Genç, ...)
3-İşaret adıllarından sonra bir ad varsa işaret adılından sonra virgül
kullanılmadığında anlatım bozukluğu olur.
ÖR: O eve çok masraf etmiş. (O, ...)
Öteki yüzünü geri çevirdi. (Öteki, ...)
Bu beni deli ediyor. (Bu, ...)
Beriki mahalleye geldiğinden beri görmüyorum. (Beriki, ...)
TÜRK DİLİ - II Sever ve diğerleri
63
F- ATASÖZLERİYLE İLGİLİ YANLIŞLAR:
Atasözlerinin yapıları bozulduğunda anlatım bozukluğu olur.
ÖR: Açma kutuyu söyletme kötüyü ( Açtırma)
Derdini söylemeyen çare bulamaz (Derman)
El ile gelen düğün dernek (Bayram)
Kör ölür zeytin gözlü olur, kel ölür sarı saçlı olur. (Badem- Sırma)
Çeşmeye gidenin testisi kırılır (Su testisi su yolunda kırılır)
Kesesine güvenen borazancıbaşı olur ( Nefesine)
İt ürür kervan gider (Yürür)
G- DEYİMLERLE İLGİLİ YANLIŞLAR:
1. Deyimin yapısı bozulduğunda anlatım bozukluğu olur
ÖR. Süt devirmiş kediye dönmek (Dökmüş)
Halep yolunda deve izi saymak (Aramak)
Kör kör gözüm parmağına (Parmağım gözüne)
Ağzına bir kaşık bal çalmak (Parmak)
Yan oturup doğru konuşmak (Eğri)
Köküne kibrit suyu sıkmak (Dökmek)
Hastaneye gidip baştan tırnağa muayeneden geçti. (Tepeden tırnağa)
O, kulağı kesik eski bir gazetecidir; nerede ne olsa duyar. (Kulağı delik)
2. Cümlenin genel anlamıyla çelişen deyimler anlatım bozukluğu yapar.
ÖR.Öğrencilerin bu çok haklı itirazlarına göz yumdu.
Kazayı duyunca etekleri zil çalarak koştu.
TÜRK DİLİ - II Sever ve diğerleri